Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Muzaffer Oruçoğlu Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Muzaffer Oruçoğlu En Beğenilen Sözleri



1. ""Dünya karanlıktır... Karanlık dünyayı aydınlık gören körlerle doludur dünya,""


- Dersim



2. ""Halbuki, insan aklının en mübarek dayanağı merhamettir. Zaman bozuldu, merhametin yerini menfaat aldı.""


- Çatlaklar ve Kesitler



3. "Gece seyrimdesin
Gündüz gönlümde
Unutamam
Vurgunum hasretine
Hasretine gelinim.

Akrep gömecine
Bal işleyensin
Ayva gibi ağlayıp
Nar gibi gülensin.

Öyle melül
Öyle mahzun olma
Uğruna yangın olup
Sevdasına yeldiğim.

Gelir günler gelir
Domurur uç verir bilincin
Başı dik
Kızıl pençeli
Şahin olur güvercin."


- Demirin ve Ateşin Dilinden



4. ""Tırmanın! Tırmanın az kaldı güneşin kapısını çalmaya!""


- Dersim



5. ""Dersim, eşeğini çok sevmiş, semerini altından yaptırmış. Eşeğe, durum nasıl? diye sormuş, eşekliğim on kat arttı demiş, eşek.""


- Dersim



6. ""Dersim yenilirse kazanır. Dersim'in acısı dibe vurur, dünyanın şahdamarına işler. Xizir unutsa da dünya alem unutmaz Dersim'i.""


- Dersim



7. ""Dersim'de yaşamak kaçmaktır.""


- Dersim



8. "Okumak, problem içmek demektir."


- Denemeler



9. "İnançtır bu
Tanı yavrum
Sevaptır pırıl pırıl
Demire tırnakla
Duvara kanla yazılır

Acılardan süzülür
Canı can
Zindan zindan içinde
Beton gülüdür
Bükülmez
Bükülmez yavrum
Cellat suratlara tükürür
Ve alnı şafağa doğru
Darağacına yürür"


- Demirin ve Ateşin Dilinden



10. "Goethe'yi ve Schiller'i okuyan, kendi ülkesinin roman­dan şiire kadar en önemli ürünlerini özümleyen bu ada­mın, kayalıklarda gizlendiğini hic kimse aklının ucundan bile gecirmiyordu."


- Tohum



11. "Zamanımızın bu modern Don Kişot'unu iki ateş arasında oturtan mağrur kayalar bile şaşkınlık icindeydi. Bu adam, Solohov'un Don Kazaklarından cok şeyler öğ­renmişe benziyordu. Acıları Lezgi kaması gibi parlayan engin ruhlu insanların mı soyundandı yoksa. Ona Bal­zac'ı, Tolstoy'u, Steinbeck, Rivera'yı, Nazım'ı ve Bostanlı köyünden Süleyman Nakış'ı bu denli sevdiren neydi acaba?"


- Tohum



12. "Cehalet salgınından Tanrı korusun hepimizi."


- Denemeler



13. "Ben tüm tutsaklıkları yendim, aşk tutsaklığı hariç..."


- Denemeler



14. "Vicdanını yitirmiş bir dünyada yaşıyoruz."


- Denemeler



15. "Kadının kurtulması, insanın kurtulması. İç içe iki sorun. Birisi gerçekleşmeden diğeri gerçekleşemez."


- Denemeler



16. "Bu adamı çakı gi­bi dimdik ve ışıltılı kılan neydi acaba? Meydan okuyuş gü­cünü hangi kaynaktan alıyordu? Deniz Gezmiş'in arkada­şı mıydı? Mahir Çayan'ın nesi oluyordu acaba? Bu adam yoksa Mahir Çayan mıydı? Kuşatmadan kurtulup burala­ra mı kaçmıştı? Bu adam Haydar Mecit olamazdı. İbrahim Kaypakkaya hiç olamazdı. Bunların hepsi düzmece isimlerdi. Deniz'i asmışlardı. Boyu da uzundu O'nun. Bu adam
kesinlikle Mahir Çayan'dı."


- Tohum



17. "İnsan, kendi yüzeyselliğinin, önyargılarının ve tabularının tutsağıdır."


- Denemeler



18. ""Evrenin en harika yaratığı insandır," fikrine deli oluyorum. Kaçık insan şövenizmidir bu. Üstünlük paranoyasıdır. Bu fikir doğru olsaydı evren olmazdı. Sonsuzluğun bağrında ışıldayan o akıl almaz zenginliğe hakarettir bu."


- Denemeler



19. "Yarı vicdanlı, yarı romantik bir yaratık olarak kaldı."


- Denemeler



20. ""Sen çok kitap alıyorsun. Mecbur değilsin yayınevlerini zengin etmeye.""


- Denemeler



21. "Dünyanın en zor sanatı, güzel, enfes kadınlarla birlikte yaşamaktır."


- Denemeler



22. "“Büyük acılara gözden değil içten ağlanır. “"


- Gül, Demir ve Çığlık



23. ""Her gül kendi kökü üzerinde güzeldir ""


- Çıplak ve Özgür



24. "Birisi tarafından delice sevilmek size güç verir, birisini delice sevmek ise cesaret ister."


- Çıplak ve Özgür



25. "“İster bilgin ol isterse cahil , hiçbir şey kalıcı değil “"


- Zilli'nin Günlükleri



26. "“Kadın uçurumdur, o uçurumun dibine inmek zordur; aşkı aşk eden de o zorluktur zaten.”

-“ Aşk olmasaydı keşke.”"


- Dersim



27. "“Bilgisiz kişi yüksüz eşeğe benzer.”"


- Dersim



28. "Işıyan her şeye saldırıyorlar. Aydınlığın zerreciğinden bile ödleri kopuyor."


- Gül, Demir ve Çığlık



29. "Çetin şartların görevleri çetin olur."


- Gül, Demir ve Çığlık



30. "Eğer bir evde sistemli kitap okunuyorsa, özgürlükler sınırlanmıyorsa, yetenekler somut güzelliklere dönüşüyorsa ve bir de şarkı, şarap, şenlik varsa, o ev bir yıldız gibi parlar evrende."


- Çıplak ve Özgür



31. "Kaşınan değil de düşünen duygulu kadın çekiyor beni. Okuyup tartışmayanla geçinemem ben. Fındık fıstık, yorgan yastık sohbeti öldürür beni."


- Çıplak ve Özgür



32. "Oğlunun asılmak için götürülüşünü acıyla seyreden Seyit, çok önceleri söylediği sözü bir kez daha mırıldandı:

“Ben sizin yalanlarınızla baş edemedim, bu bana dert oldu; ben de şimdi sizin önünüzde eğilmeyeceğim, bu da size dert olsun.”"


- Dersim



33. "Yirmi yıldır okuyorum.Çok okudum.Okumaya doyamadım.Ben okudukça zaman cahilleşti,mekan küçüldü.Ben okudukça her insan,kendi felaketi karşısında seyirci konumuna düştü.Okuduğum her kitap,binbir köşeli iç dünyamın bir köşesini aydınlattı.Büyük ve zalim karanlığımın altındayım hâlâ.Okumadığım kitapların bana küskün olduğunu biliyorum.Onlar bana çınlayan karanlığımı hatırlatıyorlar."


- Filozof



34. "Bazı masallarda padişahlar ve prensler iyilik perileri gibi gösteriliyor.
Ben yoksulların kahraman olduğu masalları seviyorum.Keloğlan masalları çok hoşuma gidiyor""


- Gül, Demir ve Çığlık



35. "Tüm anarşi ha­berlerini ilgi ve sevinçle karşılıyorlardı. Vali hayret ediyor­du. Bunlarda hiç mi vatan sevgisi yoktu. Halkın arasında dolaşmak bile istemiyordu. Halkın konuşması, konusu, üs­lubu değişmişti.
''Bebeğin adını Mahir koyduk."
''Öküze eş bulamadım. Yanına mecbur Albayı koşacağım.
''Herifte bir boy, bir endam var ki sanırsın Deniz Gezmiş."
''Kasınıyor kasınıyor. Dur bakalım kaşınanı kaşırlar." ''Bırak Zülfü'yü, Camoka'dan bile şüpheleniyorlar. ''Ortalık aynasıza kesti."
''Düdüüüüüük! Düdüklerim haaaaa...
"
''Uyumamış iki gece. Bir göz var sanırsın Kızıldere." ''Erim erim eriyesin, bir de benden yiyesin."
''Bu büyükbaşın ne İşi var buralarda?''
''Yemi bol olan katır ahırdan çıkmaz."
Vali ciddi ciddi tayinini düşünüyordu."


- Tohum



36. "“Gökyüzünü kadının tepesinde kızgın saca çevirme. O sacın altında kadın değil, sen yanarsın.”"


- Dersim



37. "Bazen içimden, zengin ruhlu bir kalender mülhidi gibi, secde edesim geliyor kadın güzelliğine.
Tepeden tırnağa, cismani ve ruhani kadın güzelliğine."


- Gül, Demir ve Çığlık



38. "Tarihe bak. Hangi aşk özgürdür. Paylaşmanın, kıskançlığın, gizliligin, denetlemenin, sahiplenme ve baskının adıdır aşk. Bütün şarkılar, 'benimsin', 'benim olacaksın,' 'ayrılamam,' 'sensiz yasayamam,' edebiyatı üzerine kurulmustur."


- Çıplak ve Özgür



39. "“İnsan içindeki yarayı görüyorsa insandır “"


- Zilli'nin Günlükleri



40. "“Cahillik, secde edilecek kadar kuvvetliydi dünyada.”"


- Dersim



41. "...
Her kitap bir çiçek, her kütüphane de bir çiçek bahçesidir.
..."


- Çıplak ve Özgür



42. "Hiç kusuru olmayanın erdemleri de yoktur' ."


- Gül, Demir ve Çığlık



43. "Procrustes, kendisine konuk gelen yolcuların boylarını yatağa uydurmak için kol ve bacaklarını çekip uzatan, yada kırıp kısaltan efsanevi bir devdir."


- Devlet ve Komün



44. "Yalnızlığımı yenmek için geliyorum sana. Susuzluktan kavrulan bir çöle benziyorum. Kıyımı verdiğim tek okyanus sensin. Hiçbir şey istemiyorum senden. Yeter ki anla beni. Bu bana yeter."


- Çıplak ve Özgür



45. "Bebekleri kucaklarında ağlayan, memeleri kesilmiş kadınları görünce ürperdi."


- Dersim



46. "“Sakın sevdiğini yağmalama. Bu yalancı dünyada yağmalanamayacak tek şey sevdadır.”"


- Dersim



47. "İnsan, duygularının çapı kadar insandır."


- Çıplak ve Özgür



48. "Devletlerin, halkları anlama, tanıma gibi dertleri yoktur."


- Devlet ve Komün



49. "İnsan, doğarken getirdiklerinin özüne sadık kalınca insan oluyor."


- Zilli'nin Günlükleri



50. ""Sana bakmak için, gökyüzü olsam
Göz olsam onun gibi." diyordu Eflatun."


- Devlet ve Komün



51. ""İnsanoğlu her şeyden önce kendisine saygı duymalıdır. Kitap, ekmek kadar aydın, ekmek kadar azizdir. Kitaba saygı duyulmalıdır.""


- Gül, Demir ve Çığlık



52. "“Herkes hayal kurma ve palavra savurma hakkına sahiptir. Zulmün en ağır olduğu yerlerde yaşamak isterdim. Çünkü en güzel hayaller, oralarda kurulur.”"


- Çıplak ve Özgür



53. "Kendimi inkar etmek, yeniden doğmak istiyordum."


- Çıplak ve Özgür



54. "Zaman bozuldu, merhametin yerini menfaat aldı.""


- Çatlaklar ve Kesitler



55. "Yaratıcı değilsem yıkıcıyım. Özellikle de haksız yere yürütülen her kavganın, her savaşın yıkıcısıyım."


- Çıplak ve Özgür



56. "Mahatma Gandhi'nin güzel bir sözü var. Der ki, kendi hatalarınızı içbükey, başkalarının hatalarını ise dışbükey bir aynada görün."


- Gül, Demir ve Çığlık



57. "Büyük acılara gözden değil içten ağlanır. Ağlayışın en kahredicisidir o."


- Gül, Demir ve Çığlık



58. "“Yalnızlık ile yalnız yaşamak aynı şey değil. Yalnızım ama insanların içindeyim. İnsanları ve doğayı soluyorum.”"


- Çıplak ve Özgür



59. "“Askeri üzerimize sürerlerse ne yaparız?”

...Seyit Rıza bilincini arayan özgürlük duygusuyla:

“Ben yetmiş beş yaşındayım,” diye mırıldandı. “Kimseye boyun eğmedim, bunlara da eğmem.”"


- Dersim



60. "Durgunluğuma bir bahar sancısı düşse de yenilensem."


- Çıplak ve Özgür



61. "Ben şuna inandım ki, bir insan, kaliteli bir yalnızlığı , kaliteli dostları olduğu müddetçe yaşayabilir ancak."


- Zilli'nin Günlükleri



62. "O çok yücelttigimiz özgürlük, ne yazık ki zora karşı zoru dayatıyor."


- Devlet ve Komün



63. "Birisi tarafından delice sevilmek size güç verir, birisini delice sevmek ise cesaret.
Lao Tzu"


- Çıplak ve Özgür



64. "Köle olmak istemiyorum . Tarihe bak. Hangi aşk özgürdür. Paylaşmamanın, kıskançlığın, gizliliğin , denetlemenin, sahiplenme ve baskının adıdır aşk. Bütün şarkılar ; ‘benimsin’, ‘benim olacaksın’, ‘ayrılamam’, ‘sensiz yaşayamam’ edebiyatı üzerine kurulmuştur."


- Çıplak ve Özgür



65. "Onun yüce karakteri, iftira, sahtekarlık, entrika, ikiyüzlülük gibi yöntemleri kesinlikle reddederdi."


- Gül, Demir ve Çığlık



66. "Hayatın haberi var mı senden?"


- Gül, Demir ve Çığlık



67. "Fransızlar, " Siyasetin kulisi ile sosis üretimi toplum önünde yapılmaz. Çünkü ikisi de iğrençtir. " der."


- Devlet ve Komün



68. "Duvarı nem
İnsanı gam yıkar"


- Eşrefoğlu Al Haberi



69. "Ayaklarıma minnettarım. Kalbimin gidemediği yerlere götürüyor beni"


- Zilli'nin Günlükleri



70. "Yıkılmayacak hiçbir devrim yoktur. Önemli olan, devrimin ömrünü uzatmak, onu sürekli kılmaktır. Yıkıldığında aranılan, hararetle yad edilen tarihin bir trajedisi olmuşsa,
devrim amacına ulaşmış demektir"


- Devlet ve Komün



71. "Acıyı, demlendire demlendire, güce dönüştürmeden büyütmek ve yaşamak kadar büyük bir işkence var mıydı dünyada?"


- Dersim



72. "Başçavuş Baltar, bir saati aşkın bir süre uğraştı solcularla. Başaramayacağını anlayınca, "meyil verme tellal ile berbere, su mu geçer hamamdaki mermere." diye mırıldandı."


- Gül, Demir ve Çığlık



73. "...benim çalışan kadın milletine karşı, toprağa olduğundan daha derin ve kutsal bir saygım var."


- Gül, Demir ve Çığlık



74. "“Kurt odur ki ölüsüne yüz köpeği havlatır.”"


- Dersim



75. "Birisi tarafından delice sevilmek size güç verir, birisini delice sevmek ise cesaret ister."


- Çıplak ve Özgür



76. "Aşk kapıdan girdiğinde, özgürlük bacadan tüyer."


- Çıplak ve Özgür



77. "Tanrı ile kul arasındaki ilişkinin ruhu, devlet ile yurttaş arasindaki ilişkiden, özünde farklı değildir. Bu ilişkinin temel ilkelerinden bir tanesini İncil'in Yuhanna'sında bulabiliriz:

"Eğer siz buyurduğum şeyleri yaparsanız, benim dostlarımsınız. ""


- Devlet ve Komün



78. "-İki Aboricin çocuğunu Londra ya neden götürdü biliyor musunuz? Diye başını kaldırıp Tamar'a baktı.
-Bilmiyorum dedi Tamar.
-Bende bilmiyorum ! Uygarlaştırmaya götürdü galiba!
-Beyazların Aboricinleri uygarlaştırdıklarına inanmıyorum ! Diye bağırdı Tamar.
-Beyazların sayesinde uygarlaştık! İkiyüz yıl içinde taştan kompütüre geçemezdik!
-Zincirle,tüfekle, kölelikle !
-Evet diye bağırdı tiga. Zincirin halkasından , tüfeğin namlulusundan geçmeden uygarlaşan bir beyaz göster bana! Ateşe ve suya girmeden çelikleşen bir cevher göster bana. Dikkat et güneş bizi dinliyor. Hayret ediyor dingo sana"


- Kangurular



79. ""İyi yaşayamayan insanın, çekip
giderken arkasında bıraktığı acılar, sıkıntılar, geride kalanlara yük oluyor. Şimdiyi yaşayamayan, geleceği de yaşayamıyor”"


- Çıplak ve Özgür



80. "Kendisi arkamda , hayali ise önümde yürüyordu."


- Çıplak ve Özgür



81. "Evren çıplaktır. İnsan dışında her şey çıplakdır."


- Çıplak ve Özgür



82. "Umutsuzluk ne kadar azman olursa olsun, ışık zerreciğine çarptı mı dağılır."


- Dersim



83. "Düşünceme zincir vurmuyorum ,bu ilk özgürlüğümdür. İnsani olan tüm eylemlerimi pratikte yaşamaya çalışıyorum ;bu ikinci özgürlüğümdür. İçimdeki yeteneklere kendilerini ispatlama olanağı sunuyorum;bu üçüncü özgürlüğümdür. Başkalarının özgürlüğü için mücadele ediyorum;bu dördüncü özgürlüğümdür."


- Çıplak ve Özgür



84. "‘Evet’lerin ve ‘hayır’ların yalanla iğfal edildiği bir devirde yalnız gezmek doğru değildi."


- Dersim



85. "Yaşamın katı, geri ve çirkin yanlarıyla çatışmak, yaşamın kendisinden daha güzeldir."


- Çıplak ve Özgür



86. "Okunan her kitap sevinir, çocuk gibi güler.
Okunan her kitabın son cümlesi, sırada bekleyen bir kitabın ilk cümlesine uzanır köprü gibi."


- Brunswick Delileri



87. "Özgürlüğümü şu şekilde tanımlarım;

Düşünceme zincir vurmuyorum; bu, ilk özgürlüğümdür. İnsani olan tüm eğilimlerimi pratikte yaşamaya çalışıyorum; bu, ikinci özgürlüğümdür. İçimdeki yeteneklere kendilerini ispatlama olanağını sunmaya çalışıyorum; bu, üçüncü özgürlüğümdür. Başkalarının özgürlüğü için mücadele ediyorum; bu, dördüncü özgürlüğümdür. Yıkmayı kendimden başlatıyorum; bu ise çıplaklığımdır."


- Çıplak ve Özgür



88. "Sana bakmak için gökyüzü olsam
Göz olsam onun gibi"


- Devlet ve Komün



89. "Güneşini, bulutların arkasında uzun süre gizlemeyi sevmiyordu Dersim."


- Dersim



90. "Ben özgürüm . İşim hayata karşı direnmektir. Eğer bunu yapmazsam hayatın bana karşı direnci kat be kat artar."


- Çıplak ve Özgür



91. "Yaşamın katı, geri ve çirkin yanlarıyla çatışmak, yaşamın kendisinden daha güzeldir."


- Çıplak ve Özgür



92. "" İşkence nedir? Lükstür. Bir insanın bir insana sırf zevk için yaptığı şeydir. İşkence bir insanlık suçudur. ""


- Gül, Demir ve Çığlık



93. "“Uyumayın, toparlanın, ben ayıyı gösteriyorum, siz izini gösteriyorsunuz!”"


- Dersim



94. "Cehalet abidesi olmasına ve bana bir nevi sevdalanmasına rağmen, bunca yıllık mahpusluk hayatımda hiç ağladığını görmedim anamın"
"Yanılıyorsun" dedi Ufaklık. "Büyük acılara gözden değil içten ağlanır. Ağlayışın en kahredicisidir o. Gözlerin altındaki,
alındaki çizgilere, saça ve yüreğe vurur o. Belki de bu türden bir ağlayış içindedir anan!"


- Gül, Demir ve Çığlık



95. "Hiçbir şey istememin de bir dili var. O dil kulakla duyulmaz."


- Grizu 4



96. "''Senin gözlerin çok güzeldir İbo. Seni hiç kimse ele vermez ama gözlerin ele verir."
''Nasıl ele verir?'' diye sordu Emine.
''İbo'ya bakan polis, onun gözlerindeki canlılık­tan, renkten, ışıktan korkar. O korku da yeter O'nun yaka­lanmasına.""


- Tohum



97. "Düşünceme zincir vurmuyorum; bu, ilk özgürlüğümdür.
İnsani olan tüm eğilimlerimi pratikte yaşamaya çalışıyorum; bu, ikinci özgürlüğümdür.
İçimdeki yeteneklere kendilerini ispatlama olanağını sunmaya çalışıyorum; bu, üçüncü özgürlüğümdür.
Başkalarının özgürlüğü için mücadele ediyorum; bu, dördüncü özgürlüğümdür.
Yıkmayı kendimden başlatıyorum; bu ise çıplaklığımdır."


- Çıplak ve Özgür



98. "İnsan çiçeğinin kökü, çirkinle güzelin çatıştığı yerdedir."


- Kangurular



99. "Zenginliği istemiyoruz
İsteğimiz özgürlük"


- Eşrefoğlu Al Haberi



100. "“Sizden bir isteğim var efendi hazretleri,” dedi, “beni oğlumdan önce asın.”"


- Dersim



101. "Ayrılmaktan, yeni bir ilişki kurmaktan korkma. Eski yeni, tüm ilişkilerine değer ver. En olumsuz, en yıkıcı ilişki bile insana bir şeyler katıyor."


- Çıplak ve Özgür



102. "İnsan zaten özgürlüğünü, ya efendiliğinin ya da köleliğinin gereğini yerine getirerek öldürür."


- Çıplak ve Özgür



103. "En iyi yanlarımızdan biri, katliamlara, soykırımlara karşı olmamızdır. Gelgelelim ki kızartılmış etleri hipopun kazı gibi yutuyor, evimizi kazara istila eden karınca sürülerini de zehirli fısfıslarla kamilen kırıp geçirebiliyoruz. Bir karıncanın yaşam hakkı ile bir insanın yaşam hakkı arasında hiçbir farkın olmadığını henüz tartışmış değiliz."


- Devlet ve Komün



104. "Savaş, tarihte olduğu gibi şimdide de bir kâr kapısı. Ama İnsanlık kendi tarihinin hiçbir döneminde paraya bu denli düşman ve bu denli de tutkun olmadı."


- Çıplak ve Özgür



105. "Ayaklarının altındaki delinmiş hasırların sesini, iniltisini duyan güzel insaların hepsi çekip gitmişti artık bu dünyadan."


- Dersim



106. "“Devir kötüledi, iyi olmadı. Kendi sözünün ırzına geçenler çoğaldı.”"


- Dersim



107. "Çocuğu ölen babanın, başı Tujik Dağı kadar ağırlaşır."


- Dersim



108. "“Gönül bir Hüma’dır, daima yüksekten uçar."


- Çıplak ve Özgür



109. "Birey olarak devletiz. Devrimciyiz ve devrimimiz devlete doğrudur. Ve bu muhteşem durumumuzdan pek şikayetçi de değiliz."


- Devlet ve Komün



110. "Ay ışığının pencereyi yaladığını gördü, başını çevirip baktığında. Biraz sonra bu ışık da terk edecekti bu pencereyi. Su toprağı, ışık karanlığı, tomurcuk dalı, herkes herkesi terk ediyordu."


- Gül, Demir ve Çığlık



111. "Bazı insanlar için yavru turna sesi kadar çekici hale gelmişti kurşun sesi."


- Dersim



112. "Yalnızlığımı yenmek için geliyorum sana. Susuzluktan kavrulan bir çöle benziyorum. Kıyımı verdiğim tek okyanus sensin. Hiçbir şey istemiyorum senden. Yeter ki anla beni. Bu bana yeter."


- Çıplak ve Özgür



113. "Normal bir insan değilsin, deli de değilsin. Delirsen düzeleceksin."


- Çıplak ve Özgür



114. "- Okuma insandaki değişimi kesinlikle hızlandırıyor.
- Bu insanın ne okuduğuna ve kişiliğine bağlıdır."


- Çıplak ve Özgür



115. "...bilmem bilir misiniz, tavus nakışı gibi alımlı bir çiçektir poyraz çiçeği. Kaya çatlaklarından fışkırır, güneşin soğuk ışıklarını emer ve Kuzey rüzgarlarının hışmında büyür, ki zemheriye dayanan tek çiçek odur. Yanılmıyorsam ikiyüzü aşkın mevcudumuz var , yani ikiyüzü aşkın poyraz çiçeğimiz."


- Gül, Demir ve Çığlık



116. "-Beyazların sayesinde uygarlaştık! İkiyüz yıl içinde taştan kompütüre geçemezdik!
-Zincirle,tüfekle, kölelikle !
-Evet diye bağırdı tiga. Zincirin halkasından , tüfeğin namlulusundan geçmeden uygarlaşan bir beyaz göster bana! Ateşe ve suya girmeden çelikleşen bir cevher göster bana. Dikkat et güneş bizi dinliyor. Hayret ediyor dingo sana"


- Kangurular



117. "Dişsiz erkek, yanındaki sert karıyı damağıyla yiyemeyince, yumuşaklara meyleder."


- Sıkıntılar Sırlar Sanrılar



118. ""Sevgiden sevgiye fark var. Sevgi var ki gündüz Sefasına benzer. Görünmeyi sever...Geceleri Çiçek açmaz,gündüzleri açar.
Nazlıdır,narindir,kısa ömürlüdür.
Ben Kayada köklenen gece çiçeğini severim."

(Grizu 2 -Bayram )"


- Grizu 2



119. "Bilinen beylik aşkın uzağındayım ben.
…Sevgiyi daraltan, kıskançlık ateşinde bencilleştiren aşktan."


- Çıplak ve Özgür



120. ""Sevdiğim kıza ihanet edip, Gonca ile evlendim yirmi yıl önce" diye hüzünlendi Hasan. "Gencecik bir öğretmendim o Zaman. Aşık olduğum kızı bırakıp da , Gonca'yla neden evlendimi anlamış degilim hala"
Anlatım biçimi ve sesinden, derin acılar işinde olduğunu düşündü Hasan'ın. Geçmişini öğrenmek, bu Adamı keşfetmek, yerli yerine oturtmaktı en iyisi.
Düğün gecesi, masanın üzerine yığılan hediye paketlerinin yanından geçerken, üzerinde kan lekeleri olan bir paket dikkatimi çekti. Kırmızı lekelerin kan mı , boya mı olduğunu çıkaramadım.
Çok merak ettim, ayıp olur diye , düğün salonunda açamadım o paketi. Düğünden hemen sonra, Efesos a balayına gittik. Ne ki rahat edemedim. Paketi düşündüm hep. Eve döndüğümüzde hediyelerin bir Köşede yığılı olduğunu gördük. İlkin arayıp o paketi buldum. Kırmızı bir iple bağlanmıştı. Heyecanla açtım. Beze sarılı bir şeydi bu. Sargıyı yavaş yavaş açarken , gittikçe büyüyen kan lekeleriyle karşılaştım. Korktum. Sonunda karşıma , bilekten kesili, narin bir el çıktı.
Kıza hediye ettiğim gümüş yüzügün, kesik elin yüzük parmağında parladığını görünce ağladım. Avucunun içine "mutluluklar dilerim bir ömür boyu " cümlesini yazmıştı.
Oturup düşündüm günlerce. Bir gün bana, "seni terkedip bir başkasıyla evlenirsem, düğünüme gelirmisin" diye sormuştu. Gelmem demiştim. "Tebrikli hediye de mi göndermezsin " diye üstelemişti. "Sol elimi bileğimden keser gönderirim demiştim"

Brunswick delileri
Hasan hoca"


- Brunswick Delileri



121. "“Emanet malın kıçında her zaman şeytan dolaşır!”"


- Dersim



122. "Konuşma,
insan gerçeğine açılan ilk kapıydı."


- Çıplak ve Özgür



123. "Devletlerin, halkları anlama, tanıma gibi bir dert­leri yoktur."


- Devlet ve Komün



124. "Muhbirlik mesleğini şeytana vermişler, kabul etme­miş'' dedi köylü. ''Ben ateşten yaratıldım, o kadar al­çalmam demiş.""


- Tohum



125. "Felaketlerle dolu, umutsuz bir dünyada capcanlı yaşamaya kararlıyım.Neşemden ödün veremem.."


- Çıplak ve Özgür



126. "Gerçeğin izinde değil, önünde yürümeyi seviyorum. Yürüyemiyorum, tökezliyorum. Bu önemli değil. Önemli olan yürüme çabamdır. Şartların tutsağı değilim."


- Çıplak ve Özgür



127. "Aşk büyüsü bahar sisi gibidir Çavuş," dedi, “bu sisi, sadece tarafların davranış, ilgi ve emek ilişkilerinde nükseden garabetler dağıtmaz, zamanın ve insanın makule ve normalliğe
zorlayan doğası da dağıtır. İnsanın zaten en dangalak yanı, âşık olup büyülendiğinde, bu büyünün yaşam boyu süreceğini
vehmetmesidir.""


- Çıplak ve Özgür



128. ""İyi kadın, kocasının ölümünü hayra yoran
kadındır.""


- Zilli'nin Günlükleri



129. "“Yılanı yarasıyla kaçırmak beladır.”"


- Dersim



130. "Hayat, güzel bir kadının avucunun içi gibi sımsıcaktı."


- Dersim



131. "Tırmanın! Tırmanın az kaldı güneşin kapısını çalmaya!"


- Dersim



132. "“Kurşun öldürmez, güneş görmemiş duvarlar öldürür Dersimliyi!”"


- Dersim



133. "Akıldır insanı bilgiye götürecek olan."


- Eşrefoğlu Al Haberi



134. "Kıyımı verdiğim tek okyanus sensin."


- Çıplak ve Özgür



135. ""Birbirlerini arayan varoluş hallerini geride bırakıp yaşadığın ana gel. Deh diyen koca bir dünyayı çüşle durduramazsın. Saldırmayı bırak, sarılmaya bak.""


- Çıplak ve Özgür



136. ""Yılan derdini toprağa yedirdi, toprak buğdaya.
Kuş derdini dala yedirdi, dal meyveye.
Balıkların derdini sular yedi, suların derdini süt. Her mahlukun derdini dönüp dolaşıp biz yedik.
Dert dönüşüp lanet oldu... Biz bizi yedik. "..."


- Tohum



137. "Galiba seviyordum. Gönül ahengim güzeldi. İştahım açılmış, eski altın çağına kavuşmuştu arzumanım."


- Sıkıntılar Sırlar Sanrılar



138. "“Bileklerime demir vurmayın,” diye çıkıştı Seyit. “Ben yaşlı bir adamım, Azrail’e güçlük çıkarmam. Ölüme saygım var.”"


- Dersim



139. "Açlığını gülümseyişinde gizleyen kadını anlamamak, hiçbir şeyi anlamamak demekti."


- Dersim



140. "''Önemli olan güzel işler yaparak yaşamaktır. Ölüm se­ni güzel işler yaparken yakalayabilir. Sadece güzel yaşa­mak değil, güzel ölmek de önemlidir. Güzel insanlar, öz­gürlüğe güzel şeyler yapmak İçin ihtiyaç duyarlar.""


- Tohum



141. ""Merak güzeldir. Güzel meraklar, güzel sorular sordurur”."


- Kangurular



142. ""Yalan insani çürütür evladım," diye başladı Komutan. Dürüstlük ve dürüstlüğün yarattığı güzel sonuçlar üzerine uzun bir nasihat çektikten sonra,
"Evet, seninle tanışmak için yeniden soruyorum, adin ne evladım?
-Hüseyin
Kısa bir sessizlikten sonra,
"Şair Ziya Paşa yı sever misin evladım?" dedi Komutan.
"Severim," dedim.
"Ne demiş rahmetli Ziya Paşa?..
'Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir / Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir'
Bizim artik yapabileceğimiz bir şey kalmamıştır," diyerek zindanı boşalttılar.
Ziya Paşayi severim, dediğime pişman oldum. Onların gitmesiyle birlikte, iskenceyi uygulayan Şiddet Ekibi, fırtına gibi daldi içeriye. Güçlü bir yumrukla savrulup sirtüstü düstüm sulu betona. Falaka boyundurugunu, ayak bileklerime takip vurmaya başladılar. Farklı bir iskence bekliyordum. Hz. Suleyman'in sözü çınlamıştı içimde: "Güneşin altında yeni bir şey yok.""


- Mengene



143. "İnsanın irfanına deger biçiyor ama bilgisini ciddi almıyorum. Çünküsünü hiç sevmiyorum. Bir kapı gibi görünüyor bahaneler çünkü; insanın yalan dünyasına açılan çatlak bir kapı gibi."


- Sıkıntılar Sırlar Sanrılar



144. "Aslında hepimiz sahtekârız .. Kendi kafamızın ve içimizin sesine göre değil de , toplumun kurallarına ,yasalarına , geleneklerine göre hareket ediyoruz."


- Çıplak ve Özgür



145. "Yalnızlığımı yenmek için geliyorum sana. Susuzluktan kavrulan bir çöle benziyorum . Kıyımı verdiğim tek okyanus sensin. Hiç bir şey istemiyorum senden. Yeter ki anla beni. Bu bana yeter."


- Çıplak ve Özgür



146. "Düşünceme zincir vurmuyorum; bu, ilk özgürlüğümdür.
İnsani olan tüm eğilimlerimi pratikte yaşamaya çalışıyorum; bu, ikinci özgürlüğümdür.
İçimdeki yeteneklere kendilerini ispatlama olanağını sunmaya çalışıyorum; bu, üçüncü özgürlüğümdür.
Başkalarının özgürlüğü için mücadele ediyorum; bu, dördüncü özgürlüğümdür.
Yıkmayı kendimden başlatıyorum; bu ise çıplaklığımdır."


- Çıplak ve Özgür



147. "lyi kadin, doğurma ve biçimlendirme, duyumsama ve enginleşme noktasında
evrene benzer."


- Zilli'nin Günlükleri



148. "İnsanlar , ölümden sonra kurdukları yaşam teorisini, yaşadıkları gerçekliğin üzerine oturtuyor. Cezasız, cehennemsiz bir yaşam düşünemiyorlar. Kötü, çok kötü."


- Brunswick Delileri



149. ""Çocuk" dedi Azeroğlu. "Ne güzel bir sözcük. Düşündüğünü anında söyleyen; duru, yalın ve hesapsız konuşan mükemmel bir yaratık. Bağlılığın, dürüstlüğün, saflığın pınarı ...
Bana göre dünya proleterlerinin ve de tüm bilim neferlerinin gerçek, doğal öğretmenleri çocuklardır.
Gerçek enternasyonalistler onlardır.
Milliyetçiliğin, ırkçılığın, ataerkilliğin kırıntısını bulamazsın ruhunda onların.""


- Gül, Demir ve Çığlık



150. "Sende Tolstoy'un bazı özellikleri var.
Dansı sevmene rağmen, genel olarak oyunu ve eğlenceyi ve laklaki, çalışmaya feda ediyorsun.
Boşluğa düsüyor,hiçleşiyorsun bazen. Yalnızlık ve yoksulluk çekiyor seni.
Zengin bir aristokrat olan Tolstoy, hayatının sonunda, köylüler gibi giyinmeye, onlar gibi çalışmaya ve yaşamaya, kum mahşerinin içinde bir kum zerreciği olmaya kalkıştı.
Ama karısı basta olmak üzere, Aristokrat çevresi ve kalabalık ailesi (on üç çocuk) müsade etmedi buna.
1901'de klise ,diriliş in bazi bölümlerini 'Tanri tanımaz ve sapkın ' olarak niteleyip, isa kadar Tanri'ya inanan bu Adam afaroz edince, haklılığına iyice inandi. Ve sonunda, yani 80 yasinda, o beyaz sakallyla mal mülk sevdasından firar edip bir trene bindi ve bir istasyonda da ölü bulundu.

Bak fukara kızım, sen yüz yıl yaşayacaksın. Mal mülk dünyasından ve belki de kendi nefsinden firar edip, bir güvercin yuvasına sığınacaksın. Geceleri dolunaya, karanlık çökmeye başladığında ise şafağın göz bebegine bakarak mavi bir masala dönüseceksin. Ve ben , hiçleştiğim yerden, hiçliğimden güç toplayarak kalkacağım.
O güzelim mavi masala karışacagım ."


- Büyücüye Mektuplar



151. "Sanatçılar, edebiyatçılar insan bilincinin ve ruhunun derinliğinde çalışırlar. Kendi derinliğinde kaybolup hiçbir eser bırakamayan sanatçıların sayısı az değildir."


- Çıplak ve Özgür



152. "Ufaklık" diye seslendi.
"Ne var?"
"Su adi faşizm, acaba canlıların olduğu diğer gezegenlerde de var mı?"
Hücreler güldü, gevşedi, kaşındı.
"Yaşamın hüküm sürdüğü her gezegenin kendine özgü bir adi faşizmi vardır tabi" dedi Ufaklık. "Ama hepsinin sonu yaşam
tarihinin çöplüğüdür."


- Gül, Demir ve Çığlık



153. "... Güzel insanlar, özgürlüğe güzel şeyler yapmak için ihtiyaç duyarlar."


- Tohum



154. "Toprağa gömülen bebeklerin, beşiklerde kalan çığlıkları, gelinlerin diken moruna çalan göz çukurlarında çaresiz, yıkıntı bakışlara dönüşüyordu."


- Dersim



155. "Bu nasıl bir dünyaydı böyle? Herkes can derdindeydi. Dünyanın yüreği, tosbağanın sırtı kadar duyarsızdı."


- Dersim



156. "“Kıyamet koparsa sözünde durmayan insanların yüzünden kopar.”"


- Dersim



157. ""Her insan bir evrendir, zibil kuyusudur""


- Çıplak ve Özgür



158. "“...dünyanın hiçbir tarafında bahar, Tunceli’de olduğu kadar bal renkli ve tatlı kokulu değildir.”"


- Dersim



159. "Açlıktan ölen her çocuğun gözbebeği nazar boncuğu kadar büyür, gördüğü her şeyi içine çeker, sorgulardı."


- Dersim



160. "Korkunç şeyler olmuş, yer tutuşmuş, yaşla kuru birlikte yanmıştı. İyi insan neslinin azaldığı bir devirdi."


- Dersim



161. "Her aile küçük bir devlettir ve orda yetişen her insan, yaşam tarzı, davranışları, hırsları ve iç dünyasıyla iki ayaklı bir devlet haline gelir. Aristotales'in ve benzeri filozofların aileyi, toplumun ve devletin oluşumu için ilk hareket noktası olarak görmesi boşuna değildir."


- Devlet ve Komün



162. "“Hepimiz bıçak altındayız.”"


- Dersim



163. "Katır ölür nalı kalır, yiğit ölür namı kalır!"


- Dersim



164. "Bu dünyada herkes mi yalnızdı? Hayır. Seven, sevilen insan yalnız olamazdı. İşi gücü sevmek olan, gül alıp gül veren insan, yalnızlık acısı çekmezdi."


- Filozof



165. "“Dersim yürüyen ayağının burnunu kendi içine doğru çevirse, kendi ruhundaki düşmanları bulsa, arınsa kimse dokunamaz Desim’e.”"


- Dersim



166. "...vicdan gözüyle, merhamet gözüyle bakın!"


- Dersim



167. "“Mektep ışıktır. Biz ışığa yüzümüzle secde ederiz.”"


- Dersim



168. "Dersim’i ıslah etmek için hangi paşa geldiyse vergisini topladı, husumetleri kullandı, düşman olmayan aşiretleri de birbirine düşman etti, gitti."


- Dersim



169. "“Atımı hep yüreğime doğru sürdüm yetmiş sene, ulaşamadım yüreğime.”"


- Dersim



170. "Benim fikrimin merkezi seviştiğim kadınlar değil, sevişemediğim kadınlardır.
…Ben kavuşmaktan değil, akmaktan yanayım. Denize kavuşan nehir , nehir olmaktan çıkıyor."


- Çıplak ve Özgür



171. "Bir insanın ilişkileri ne olursa olsun bir başka insanla sürekli bir arada yaşamasının çekici bir yanı yok."


- Çıplak ve Özgür



172. "" Çok ağır hatalarına, dayanılmaz hatalarına yenilmeyen insanlar,
bu hataları aşarak gelişen, yetkinleşen insanlar, aslında sağlam
bir kişiliğe sahiptirler." dedi Aylin. "Sorgulamada hiç sır vermeyip de cezaevinde veya çıkınca mücadeleyi bırakanları
biliyoruz.
Arkadaşlarını ele verip de cezaevinde kendisini yenileyen, çıkınca iyi mücadele eden ve ikinci kez işkence tezgahına
düştüğiinde ise hiç sır vermiyenleri de biliyoruz. Ben değişime, yavaş, hızlı, olağan, şaşırtıcı değişime, derinden inanırım."


- Gül, Demir ve Çığlık



173. "“Aç yutkundu mu bir ses çıkarır: ben o sesi dinlerim, açlığımın kulağıyla dinlerim. Vicdanımı nefsimi dara çeker, o sesi dinlerim.”"


- Dersim



174. "“Horoz da akıllıdır ama bok yiyor.”"


- Dersim



175. ""Dünya karanlıktır... Karanlık dünyayı aydınlık gören körlerle doludur dünya,""


- Dersim



176. "“Yaşlılığımı bir tabuta koysalar götürüp gömseler benden önce.”"


- Dersim



177. "Korku, kuşku ve çelişki suskunluğu çöreklenmişti kadınların bakışlarına."


- Dersim



178. "“Acaba ayrı bir gezegenden mi sökün edip geldi adına kadın denilen bu şirin yaratıklar?'' diye bir ses çınladı içinde. Şimdiye kadar neden aşık olamadığının, bir kızın elinden neden tutamayıp, bir kızla neden öpüşemediğinin üzerinde düşünmeye başladı. Cevabını kendisi verdi sonra ''Buna hicbir zaman vaktim olmadı." Aynı anda bu cevabı yerle bir etti ''Aşk arayıştır ve aşkın vakti yoktur.""


- Tohum



179. "“Kemal Paşa’nın yolunu kesmeye yeltendiler Koçgirililer, istediler ki Sivas’a gitmesin. Kayınbabam Diyap Ağa’nın ahdına sadık Abasanlar, Feratanlar, gittiler; emniyet altına aldılar o yolu.”"


- Dersim



180. "''Şu havaya bak. Oksijen zehirlemesinden geberece­ğiz'' dedi Azeroğlu."


- Tohum



181. "Güzel yalan kudret helvasına benzer, yersin yer­ sin doyamazsın.
Obürü zehir zıkkımdır.""


- Tohum



182. "Birbirlerini sevmedikleri halde evliliklerini sürdürenlerden nefret ediyorum. Barış ve savunma adına silahlanan devletlerden, sınırlardan, bayraklardan, dinlerden, yasalardan nefret ediyorum. Yiyen, içen, gezen bir insan durumundayım şu anda. Düşüncemi söyleyemiyorum. Söyleme olanağını bulsam, söyleyecek bir şey bulamam. Toplumun kahredici sağırlığı moralimi bozuyor. Toplum canlıları katlediyor, vitrinlere koyuyor, satıyor, alıyor ve yiyor. Katletme imtiyazından nefret ediyorum."


- Çıplak ve Özgür



183. "Dinleyin ve seyredin .
Neyi?
Medyayı.
İnternette Chat’e girin , kalitesiz, gereksiz yazışmalarla ve konuşmalarla vakit geçirin. İnsanları , uyuşuk , beyinsiz, zaruri ihtiyaçlarının kölesi yaratıklara dönüştürüyorlar. Kaliteli bireyler değil , bencil, dar kafalı, çarpık bireyler çıkıyor orataya ."


- Çıplak ve Özgür



184. "Yeryüzünde kendisine karşı eleştirel davranan ve kendisini bir devrimle yenilemeyi düşünen tek bir din bulamaz­sınız. Bir teorinin din olup olmadığını veya dinle mesafesi­ ni anlamak için onun yenilenme yeteneğine ya da kendisine yönelttiği eleştirinin çapına bakacaksın."


- Devlet ve Komün



185. ""Acına sahip çikmadiktan sonra, acı çekmişsin çekmemişsin neye yarar.""


- Grizu 4



186. "Kayaların içinde, kayalaşmış kanlı çocuk yüzleri, ölü kadınlar ve acıları döne döne anımsatan çıplak bir zaman."


- Dersim



187. "“Zamane insanının itikadı, kursağı kadar sağlam değil.”"


- Dersim



188. "Kitabın yok
Yoldaşın yok
Paran yok"


- Eşrefoğlu Al Haberi



189. "HER KADIN BİR UÇURUMDUR

Okumadığım bütün kitaplar yazar bunu."


- Dersim



190. "Kadınlar, başlarına ölen çocuklarının kanlı giysilerini sarmışlardı."


- Dersim



191. "Bir gün bir koyun sürüsü, yürüdügü
yoldan topluca geriye dönünce, en arkadaki yaşlı uyuz keçi de geriye dönmüs. Kendini birdenbire sürünün önünde bulunca lider olmus."


- Zilli'nin Günlükleri



192. "“Top seslerine alışan deve, davul gümbürtüsünden korkmaz!”"


- Dersim



193. "Zirvede, egemenlik timsali gibi duruyor...
Bakışları aşağıya yönelmiş. Aşağıda, engellenmiş, orantısızlaştırılmış, yabancılaştırılmış milyonlarca kul. Yükleri ağır, ruhları hafif ve rahat bedenler."


- Devlet ve Komün



194. "“Tavuğun gözü, yedi kat gök kadar derindir. Darda kaldığınızda, yanınıza tavukla su alın. Tavuğun başı, bir damla suyla birlikte sizi Haq’qın yanına götürür getirir.”"


- Dersim



195. "“Peşinden koştuk mu, tırnağının kirine bile kıymet verdiğimizi sanır, bırak gitsin. Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer, yine kendi inidir.”"


- Dersim



196. "“Kanunda ne ihtiyarı ne de yaralıları asmak diye bir şey yoktur. Abdullah Paşa bu kanunu lehinize bozar. O bozmasa bile Mustafa Kemal Paşa kesin bozar. Onun için üzülme.”"


- Dersim



197. "İnsanın zaten en dangalak yanı, aşık olup büyülendiğinde , bu büyünün yaşam boyu süreceğini vehmetmesidir."


- Çıplak ve Özgür



198. "İnsanın ne kadar güzel de olsa güzelliği insandan aldığını anlamaya başlamıştım."


- Çıplak ve Özgür



199. "Durgunluk bana göre değil. Her noktam kaynıyor benim. Her şeyi merak ediyorum. Merak ettiğim şeyleri yaşamak istiyorum. İnsan inanıyor. İnanç durgundur. İnsan aynı şeyi yapıyor. Aynı şey durgundur. İnsanı bağlayan en büyük zincir durgunluktur."


- Çıplak ve Özgür



200. ""Çoktan devrilecektim, gövdemdeki şu kuş yuvaları olmasa...""


- Kangurular



201. "Parmaklarının ucuyla alın çizgilerine dokundu Seyit. İnsanın anadan toprağa düşer düşmez bağırdığını, bağırmasıyla da kavgayı başlattığını düşündü."


- Dersim



202. "Hamza. Senin gerçeğin, sözünü söyledikten sonraki bakışında gizlidir. Kaçamazsin.
Bakislarin seni yakalatıyor.""


- Filozof



203. "İnsan aşık oldu mu, toprağı soluk alır."


- Çıplak ve Özgür



204. "Kadını gözlemliyorum. Merak etmeyi seviyorum. Yatağına girsem merakım yok olacak. Benim fikrimin merkezi, yani ilgi alanım seviştiğim kadınlar değil, sevişemediğim kadınlardır."


- Çıplak ve Özgür



205. "İyi âşık başkasına ihtiyaç duymaz . İnsanın yüreği hassastır birden fazla aşkı kaldıramaz."


- Çıplak ve Özgür



206. "Ben birine sahip olmak veya birinin sahipliği altında yaşamaktansa yalnız yaşamayı tercih ederim. Sahip olduğum anda özgürlüğümü yitiririm."


- Çıplak ve Özgür



207. "Ben kadınım, ateş güzelse yanmayı severim."


- Grizu 3



208. "'Cevher dediğin derinde olur, yerin yüreğinde olur, kendini belli etmez.""


- Grizu 1



209. "-Kararı zamanında alacaksın abem. Şerefli bir kararın ırzına
geçmek istiyorsan, o kararı, bir saniyenin binde biri kadar geç uygula. Gecikmeler, sadece kararı değil, insanın haysiyetini, şerefini ve namusunu da ağaç kurdu gibi, icten içe, longur longur oyar.
Haklı değil miyim abem?"


- Kangurular



210. "“İnsan kardeşini öldürür mü oğul?”"


- Dersim



211. "Sömüren ve sömürülen, ezen ve ezilen, yöneten ve yönetilen zeminine dayanan mülk dünyasının insanı, hem devletin küçük bir örneği olan aile kurma, aile yönetme, hem de devlet kurma, devlet yönetme kültüyle yetişir."


- Devlet ve Komün



212. "Osmanlı Devleti, bir din devleti değildi. Şeyhülislamın başında bulunduğu ulema örgütü, genel sivil devlet memur­ larının dini kanadıydı; bu kanadın görevi, devletin ideolojik ve manevi temelini güçlendirmek, kararlarını, fetvalar, hut­ beler ve ayinlerle desteklemekti. Medreselerin görevleri ise, devletin ideolojisine, inancına, amaçlarına, ruhuna uygun memurlar, bendeler yetiştirmekti."


- Devlet ve Komün



213. ".. Kötü insan, iyi insan olmaz. Kötü kötüdür. Puşt puşttur."


- Tohum



214. "Düşünceme zincir vurmuyorum; bu, ilk özgürlüğümdür.
İnsani olan tüm eğilimlerimi pratikte yaşamaya çalışıyorum; bu, ikinci özgürlüğümdür.
İçimdeki yeteneklere kendilerini ispatlama olanağını sunmaya çalışıyorum; bu, üçüncü özgürlüğümdür.
Başkalarının özgürlüğü için mücadele ediyorum; bu, dördüncü özgürlüğümdür.
Yıkmayı kendimden başlatıyorum; bu ise çıplaklığımdır."


- Çıplak ve Özgür



215. "Erkeğin cahil kadın sevmesi egemenlik arzusundan kaynaklanır. Egemen, sorudan hoşlanmaz, itaat ve hizmet ister."


- Çıplak ve Özgür



216. "Sicilya Tiranı falaris i anımsadı birden. Bakırdan, boğa biçiminde , dev bir kazan yaptırmıştı bu çılgın Tiran. Yenilen isyancıları çırılçıplak soydurarak bu kazana attırıyor , hafif bir Piliç Ateşiyle , demlendire demlendire ısıttırıyordu. Çığlık , yalvarış ,inleyiş ,nağra , uluma ve ağlayışlardan oluşan isyancı feryatları, bu bakır boğanın burun deliklerine yerleştirilen flütler sayesinde ; falaris prelüdü denilen içli bir ezgiye dönüşüyordu. Başta Yunuslar olmak üzere , yavrularıyla birlikte tüm balıklar, bu ezgiyi duyunca, oldukları yerde durup ağlıyorlardı. İşte o Zaman Deniz , sütliman kesiliyor , balıkların gözyaşlarını emerek tuzlanıyor, daha bir mavileşiyordu. Mayasında acı vardı Akdeniz mavisinin…"


- Brunswick Delileri



217. ""Her devrim önündeki engelleri kaldırarak ilerler""


- Tohum



218. "“... bu dünyada zulüm, girdiği her yeri büker ama kadının yüreğini bükemez.”"


- Dersim



219. ""Halbuki, insan aklının en mübarek dayanağı merhamettir. Zaman bozuldu, merhametin yerini menfaat aldı.""


- Çatlaklar ve Kesitler



220. "Toplumun kahhar çoğunluğu örgütlüdür. Örgütlü olmayanlar, deliler ve dahilerdir. Örgütün dışında kalan hiç kimse, kendini güvenlikte hissetmez. Korkunun adı, 'Sürü­ den kopanı kurt kapar'dır. Kendini bir kimliğe, kokuya ve bir sürüye dahil etme güdüsü, birey denilen koyunu sürünün ve örgütün bir parçası haline getirir."


- Devlet ve Komün



221. "“Ben bu halkın, başkaları tarafından kurtarılmayı istediğine inanmıyorum. Git sokaktan çevir birisine sor. "Anarşistler seni kurtarmak istiyorlar, ne diyorsun?" de. "Benim kurtarılacak bir durumum yok, onlar kendilerini kurtarsınlar" der. Halk budur. Hayatında yapmadığı bir şeydir, başkalarını kurtarmak. Git çe­vir, sor. "Anarşistlere ne ceza verelim?" de. "Asın"’ der. Halk, ke­sinlikle budur. Asılışınızı zevkle seyreder. Celladın karşısında iki büklüm eğilir, şapkasıyla selamlar onu. Halkı benim kadar tanıyamazsınız. Kıt kanaat geçinmeye alışmıştır. Küçük bir lok­ma atar ağzına, dikkatlice çiğner ve usul usul yutar, geğirince şükür çeker, öksürünce korkar, çevresine bakınır, acaba bir şey mi oldu diye. Ayrıntıdaki güzelliklere bakmaz halk; onun için, hiçbir şeyin değişmediğini, her şeyin birbirine benzediğini sa­nır. Halk budur.”"


- Mengene



222. "Ben bir zamanlar akvaryumdaki maviydim .şimdi ise tam ortasındayım aşkın ve artık rengim yeşil. Baharın başlangıcındayım"


- Newroz



223. "Adam kadının kalbine tırmanıp durdu habire, çıkamadı zirvesine bir türlü. Çıkamamak, dert oldu adama. Kadının içinde can çekişen bir varlık haline geldi."


- Sıkıntılar Sırlar Sanrılar



224. "Şimdiyi yaşayamayan geleceği de yaşayamıyor."


- Çıplak ve Özgür



225. "Rosa

Rosa

Rosa"


- Eşrefoğlu Al Haberi



226. "“Her bilge bakışa çadır kuran bir kadın arıyorum; özgürlük ve cesaret deryasında yüzen, kızınca da o deryanın kıyısına işeyen tatlı bir orospu... Öyle ki, çiğnemediği sınır kalmasın, sohbetimin ocağı olsun, karanlığımı oysun, dalgalandırsın.”"


- Çıplak ve Özgür



227. "Aşkın ne olduğunu bile bilmiyorsun. "Aşk nedir baba?" Diyorum, kimden öğrenmişse, "Sikin şarkısıdır, kavusuncaya kadar sürer" diyorsun."


- Sıkıntılar Sırlar Sanrılar



228. "İnsanlar, şafak üzeri asılırlardı."


- Dersim



229. "Her filozof bir devlettir; bilgisiyle ezer ve devlet olmak ister. Platon, antik bir devlettir. Ruhunu, yarattığı kendi teo­rik devletinin ruhu haline getirmiştir. Üç sacayağı, bilgi, ün ve para üzerine oturan bu devletin yöneticisi, filozoftur. Bil­gisini, kişiliğini ve görkemli egosunu bu cihaz içinde ger­çekleştirir."


- Devlet ve Komün



230. "Baharda on ilkeye uymak iyidir. Birincisi kuzuların zıplayışını seyredeceksin. İkincisi, çılgınlar gibi sevecek, yüksek mağaralarda, ormanlık derelerde ya da pınar başlarında ağız tadıyla sevişeceksin. Üçüncüsü, güneşi ilk gören koyak çİmenlerinin üzerinde uyuyacaksın. Dördüncüsü, yüksek bir zirvede oturacak, dağların ardından güneşin doğuşunu seyrederken çay İçeceksin. Beşincisi, ay ışığı altında yürürken türkü söyleyeceksin. Altıncısı, hasmın seni elek-velek ararken dağların ya da ormanların zulasında kitap okuyacaksın. Yedinçisi, Donkişot gibi cüretli serüvenlere gireceksin. Sekizincisi, geniş kalabalıklarda kıyasıya tartışacak ve kahkahalar atacaksın. Dokuzuncusu, olmayacak hayaller kuracak, coşkun bir ruhla yürürken hayatın emirlerine uyacaksın. Onuncusu, gözlerini geleceğe yani yüz yıl, bin yıl ötesine dikeceksin.""


- Tohum



231. "Dersim'in gecesini Dersim'in kalbinden
seyredeceksin.""


- Filozof



232. ""Kahraman olmak. Evet. Güzel. Çok güzel. Ama kimin için? Bu halk için mi? Bu halkın kahramanı yoktur. Varsa göster. Kah­ramanların hepsi sahtedir. Neden sahtedir? Çünkü başkalarını kurtarmaya çalışıyorlar. Gerçek kahraman, kendisini kurtarma­ya çalışandır. Sen dünyada bana bir halk göster ki başka bir halkı kurtarmaya gitsin. Bana akıllı bir halk göster ki, işkence altında dirensin, inancından taviz vermesin.Yok, gösteremezsin. Yahu­di halkı, dünyanın en akıllı halkıdır. Onlar bile baskı ve işkence altında dik duramazlar. Hıristiyan baskısı altında maronalaşırlar, İslam baskısı altında da sabetaylaşırlar. Böyle kahramanlık olur mu? Tabii, bununla halkın hiç kahramanı yoktur demek istemiyorum. Var. Halkın iki zalim açlığı, iki büyük kahramanı var. Biri boğaz açlığıdır ki bunu ekmekle doyurur. Ekmek birin­ci kahramandır. Halkın ikinci açlığı da apış arası açlığıdır. Bu aç­lığı da ya kamış ya da yemişle doyurur. Kamışla yemiş de halkın ikinci kahramanıdır.”"


- Mengene



233. ""Dünyanın tüm güzelliklerini
Davet ettim soframa
Baş köşeye kuruldu orostopolluk.
Teşrif etti hançeriyle ihanet
Alçaklık yanıma oturdu
Gülümsedi gözlerime gözleriyle puştluk
Kadehlerde pırıl pırıl bir rakı
Şerefe dedi şerefsizlik.""


- Mengene



234. "İnsanların davranışlarında doğruların oranı yüzde birdir. İnsanın ilk doğru davranışı, doğarken ağlamasıdır."


- Çıplak ve Özgür



235. "Kadınlardan nefret edeceğine , biraz da kendinden nefret et ki , kadınları anlayasın. Daha kafanı kaldırıp bir kerecik olsun aynaya bakmamışşın. Hiç aşık olmamışşın. Evliliği, insanın nefsi için kurduğu bir sofra sanıyorsun."


- Sıkıntılar Sırlar Sanrılar



236. "Munzur Dede, sütü ve kitap okumayı çok seven birisiymiş. Okudukça hayvanlar O'nu çok severmiş, sevildikçe daha çok okurmuş"


- Mavi Munzur Masalları



237. "İnsan, kişiliğini bazen, kendisine verilen cezalarla güçlendirir."


- Grizu 4



238. "''Duydunuz mu, köylüler Mahir Çayan'ı bugün görmüş­ler'' dedi Süleyman Nakıs. ''Düzgün Dağı'na çıkmış, ziyret evinde et yemiş."
Ali Haydar'la Azeroğlu güldüler. ''Mahir Çayan'ı, dört ay önce öldürdüler Kızıldere'de Nakış. Nasıl inanıyorsun bu tip söylentilere?'' dedi Azeroğiu.
''Söylemesi ayıp, adamlar gözleriyle görmüşler. Uzun boylu, irice kara gözlü, kartal burunlu, geniş omuzlu, güzel mi güzel bir insanmış. Bıyıkları koç boynuzu gibi parlıyor­muş."
Mahir Çayan'ı ben tanıyorum'' dedi Azeroğlu. ''Köylüleri Tütün Mitingine getirmek İçin Ödemiş köylerinde beraber gezdik. Hiç senin tarif ettiğin gibi birisi değil. Sarıdır. Maviş-çakırımsı gözleri var. Orta boyludur. Bıyıkları koç boynuzuna hiç benzemiyor, sapsarıdır ve uzun değil. Köylüler, hayallerindeki en güzel Dersimli'yi tarif ediyorlar.""


- Tohum



239. "Ayakta ölen ağaçların en sık söyledikleri söz hangisidir?
Şafağını kaşıdı. Bakışlarını ağaçın zirvesine dikti. İki kuş yuvası gördü
“Çoktan devrilecektim , gövdemdeki şu kuş yuvaları olmasa”"


- Kangurular



240. "Nasıl da alışmışım sana.."


- Eşrefoğlu Al Haberi



241. "Ölüm, yaşamanın şartı oldu şimdi."


- Dersim



242. "Söylemesi ayıp, zulmün olduğu yerde her şey olur. Güneş batıdan doğarsa hiç şaşırmam.. Söylemesi ayıp, insanoğlu itoğlu ittir."


- Tohum



243. "“Bütün ölülerin yaşları aynıdır Yavo. Hepsi zamansızdır, şimşeğe konan güvercin kadar güzeldir.”"


- Dersim



244. "“Ne mal iledir, ne sal iledir
Beyim ululuk kemal iledir.""


- Kangurular



245. "“Ya Haq! Ya Xizir!”"


- Dersim



246. "Ben kavuşmaktan değil, almaktan yanayım. Denize kavuşan nehir, nehir olmaktan çıkıyor, akışını, duruluğunu, menzilini, hayalini yitiriyor."


- Çıplak ve Özgür



247. ""İnan ki sizin gibi genç­lerin kör inançlar uğruna kendilerini ezdirmelerine üzülüyo­rum. Vatan için yararlı ömrünüzü zindanlarda çürütüyorsunuz. Buradaki hoş olmayan uygulamaların aylarca devam etmesi ne kötü bir şeydir. On beş gündür boşu boşuna yirmi kişiyi meşgul ediyorsun. Yazık değil mi bu fakir halkın parasına? Sizin yüzü­nüzden ülkemize sızdırdırılan casuslarla uğraşamıyoruz. Bir yandan KGB, diğer yandan CIA... Bu fakir devlet kiminle uğraşsın oğlum? Bu devletin başında sen olsan ne yaparsın?”"


- Mengene



248. "Şahdamarından kan yerine nefret akan bir dünyanın nimetini yiyordu her insan. Tuzun, ekmeğin ve ışığın ağladığını duymuyordu hiç kimse. Dilsizliğine şükrediyordu, konuşan dilleri dinleyen her taş."


- Dersim



249. "Özgürlüğümü ve yenilenme aşkımı köstekleyen herşeyi koparıp atmak hakkımdır. Bu hakkımı kullanıyorum ben. Hayır, sen özgürlüğünü buduyorsun ! Elini koparıyorsun ! Yaratıcılığın mimarını, dilini koparıyorsun ! İnsanın konuşan ilk dilidir el ! Atılımın ve felsefenin atasıdır el !"


- Brunswick Delileri



250. "Türkiye'deki egemen dini güçler, bir yandan bireyin Tanrı ve devlet karşısındaki yabancılaşmasını derinleştirme­ ye, bende ve itaat kültürünü güçlendirmeye, diğer yandan ise kendilerini, mevcut şartlara ve modernleşen dünyaya uyar­ lamaya çalışıyorlar. Ustaca uyarlayanlar kitleselleşiyor, uyar­ layamayanlar ise giderek eriyor"


- Devlet ve Komün

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: