Müptezeller Kitap Bilgileri
Yazar: Emrah Serbes
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 37 dk.
Sayfa Sayısı: 163
Basım Tarihi: Ekim 2016
İlk Yayın Tarihi: Ekim 2016
Yayınevi: İletişim Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789750520976
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Müptezeller Kitap Tanıtımı
Müptezeller, uğultuların, yoksunluğun ve kaybeden delikanlıların romanı. Lime lime, ufalanarak. Emrah Serbes, kenarların soluğunu, dünyaya katlanamayan, kendine gömülen çocukları haykırarak anlatıyor.
“Üzülme baba,” dedim, “alt tarafı bir ev, alt tarafı beton parçası ya. Çalışır ederiz, yine alırız. Ben de çalışırım bundan sonra, söz, alırız bir ev daha.” “Ona üzülmüyorum ki ben,” dedi babam. “Her ay evin taksitini ödedik de ne oldu. Bak, uçup gitti elimizden balon gibi. Keşke seni ağlatmasaydık çocukken. Keşke sana o akülü arabayı alsaydık.”
Güzel olmak isteyen alkolikler, berduşlar, kardeşler… Zembereği boşalmış hayat memat ezberleri, tek gözlü geceler. Yeraltının karın gurultusuna, belalı bir gündüze sarılan cuaralar.
Müptezeller, uğultuların, yoksunluğun ve kaybeden delikanlıların romanı. Lime lime, ufalanarak.
Emrah Serbes, kenarların soluğunu, dünyaya katlanamayan, kendine gömülen çocukları haykırarak anlatıyor.
Yaz biter, güz biter, hep kış gelir.
Müptezeller Kitaptan Alıntılar
1. "Bir de yüreğin hafızası var, farklı işliyor..."
2. ""Uyumak istemiyorum," dedi. "Neden?" dedim.
"En kötü düşünceler yatarken aklıma geliyor.""
3. "Bazı anlar vardır, geçen zamanının bir daha geri gelmeyeceğini kuvvetle hissettirir insana."
4. "Her şeyi acıyla öğrendiyseniz mutluluktan da içiniz sızlar."
5. "Bazı anlar vardır, geçen zamanın bir daha geri gelmeyeceğini kuvvetle hissettirir insana..."
6. "“Bir hayal gerçekleşmesi gereken zamanda gerçekleşmelidir. İşte tam o günlerde alınmalıydı bana akülü araba. Artık çok geç, her şey için çok geç, uçup gitti elimizden o balon.”"
7. "Her şeyi acıyla öğrendiyseniz mutluluktan da içiniz sızlar."
8. "Bir hayal gerçekleşmesi gereken zamanda gerçekleşmelidir. İşte tam o günlerde alınmalıydı bana akülü araba. Artık çok geç, her şey için çok geç, uçup gitti elimizden o balon."
9. "Bu ülkede ölmek sıradan bir şakadır."
10. "°°°
Bir de yüreğin hafızası var, farklı işliyor..
°°°"
11. ""Her şeyi acıyla öğrendiyseniz mutluluktan da içiniz sızlar.""
12. ""Uyumak istemiyorum," dedi.
"Neden?" dedim.
"En kötü düşünceler yatarken aklıma geliyor.""
13. "İyi insan diye bir şey kaldı mı dünyada?"
14. "^^^
Bu dünyada istediğimiz bir parça mutluluktu oysa,çok şey değildi, karşılığı bu kadar ağır olmamalıydı. Hayatımızın müziğini susturmuşlardı,Hayatımızın şiirini karalamamışlardı.
^^^"
15. "Geçen zamanın bir daha geri gelmeyeceğini kuvvetle hissettirir insana.."
Müptezeller Kitap İncelemeleri
Gecenin 5'i yine uykusuz kalmışım ve yatağımda öyle boş boş oturuyorum. Bi' kitaplığıma bi yerde duran laptopuma bakiyorum. Ya film izleyeceğim ya kitap okuyacağım.
Kısa bir düşünme evresinden sonra gidip kitaplarımın başına dikiliyorum. Kendimi fazla zorlamak istemiyorum,kafam da kaldırılamayabilir çünkü. Kitaplardan ince olan hiç kalmamış. En incesi 162 sayfa ve Müptezeller.
Emrah Serbes'i Behzat Ç'den biliyorum ama hiç okumamışım. Neyse diyip kitabı aldım. 3 saatte bitti kitap.
Bu kadar yavaş okuyan birisi miyim ben?
Cevap hayır,kitabı durmadan yatağın üstüne koyup derin düşüncelere daldım.
Bazı kitaplar vardır insana hiç yaşamadığı hisleri yaşatır. Khaled Hosseini'den bi kitap okursunuz saatlerce huzunlenir hatta ağlarsınız. Ya da Sabahattin Ali okur yasayamadiginiz aşklar,umutsuz sevgiler ve yoksulluklar için derinden bir üzüntü duyarsınız içinizde.
Bu kitapta da efkarlaniyor insan istemsizce.
Okuduğum ilk kitabiydi ve ben kitaplığıma deger vermedigim kitaplari alip koymam. Pdf okurum önemsemediğim kitaplari ama karar aldım. Emrah Serbes'in bütün kitapları benim kitaplığımda olmalı!
Yok böyle bir kitap ya,kitabın her sayfasında diyorum daha derin olabilir mi ama evet daha derin oluyor ve gittikçe daha derine gömülüyorum.
Bu kitap için söyleyebileceğim son söz şudur.
Bi' küçük rakı ya da dudaginizda gezdiremeyeceginiz bi sigaranız yoksa bu kitabı okumaya kalkmayiniz. Çünkü altından kalkamazsiniz.
Okumak isteyenlere iyi okumalar dilerim. Umarım fazla derinlere dalmazsınız...
#emrahserbes #müptezeller
**Yirmili yaşlarda, üniversite öğrencisi yazar olmaya çalışan ama başını beladan ve uyuşturucudan kurtarakaranlık mayan genç delikanlının hayatla mücadelesi.
**Bayağı bir dil ile yazılmış, epey küfür ve argo içeren bir kitap.
**4 hikâye başlığından oluşuyor. Fakir Köpek, Bombacı, Platin, Hoca, Son Balonlar. Hikâyeler birbirinin devamı şeklindedir.
**Çok fazla övgü alan bir yazar olduğu için epey bir beklenti içindeydim. Beklentimi karşılayamadı maalesef. Abartıldığını düşünüyorum. Bir kitabını daha okuyacağım, umarım yanılmışımdır.
>>Kitaptan bazı alıntılar;
>>Bazı anlar vardır, geçen zamanın bir daha geri gelmeyeceğini kuvvetle hissettirir.
>>İnsanın şimdisi boktan olunca geçmişi ne yapsın. Geçmişe özlem duymak için hali vakti yerinde olmuş olmalı insanın ya da en azından bir zamanlar hali vakti yerinde olmuş olmalı. Benim hiçbir zaman halim vaktim yerinde olmadı ki.
>>Karanlık duvarları yıkmak yetmiyordu. Bazen karanlık bir duvarı yıkarsınız ve önünüzde geniş bir yol açılır ama ikinci bir duvara kadardır bu. Gelmez duvarların sonu. Bazen de aklın barikatlarını yıkarsınız ve önünüzde deliliğin yolları açılır ama yeni bir akla kadardır bu. Ne deliliğin sonu vardır ne de aklın, ne duvarların sonu vardır ne de yolların.
>>Her şeyi acıyla öğrendiyseniz mutluluktan da içiniz sızlar.
>>>Kurgular çok iyi değil,emeğe saygımdan dolayı yarım bırakmamak adına okuduğum bir kitaptı. Kendi adıma, zaman kaybı olduğunu düşünüyorum.
Müptezeller
Kitap kardeşliği etkinliğiyle kitap arkadaşımdan gelen bir kitaptı. Bu yüzden bir kez daha Teşekkür ederim kendisine. :)
Müptezel: Saygınlığını yitirmiş, değersiz, bayağılaşmış anlamında kullanılan bir kelimedir.
Bilmediğim bir kelime olduğu için kitabı okumaya başlamadan önce, isminin ne demek olduğuna baktım.
Bazen hayatın süprizlerine, o aniden gelen yardımına, ümitsizliğe boyun eğmişken tabiri caizse köşeyi dönmeyi kendimize alıştırmışız.
Fakat müptezeller tamda isminin anlamını yansıtarak adeta bahsettiğim şanslardan bizi yoksun bırakıyor. Kitapta mutlu sonları görmüyoruz. Yazarın okuduğum ilk kitabı olduğu için diğer kitaplarıyla kıyaslandığına denk geldim fakat ben şimdilik bundan sıyrılıyorum.
Belki okumamanıza neden olacak ilk şey kitabın fazlaca argo kelimeleri içermesi.
Tabi kitap müptezelleri anlatınca mutluluk gülücükleri, sevgi sözcükleri beklemek çokta yerinde olmaz fakat ben biraz fazla buldum argo kelime kullanımını.
Toplumuzun o kuytu köşelerinde, unutulmaya yüz tutmuş, insanlarına realist bir bakışla bakmamızı sağlıyor öyleki fazla gerçeklikli olmuş bu yüzden 'Hah şimdi mutlu sona bağlanır 'dediğiniz yerlerde, hiçte öyle olmuyor.
Fazlaca olumsuzluk, yoksunluk tehlike ve yaşanmışlık içeren bir kitap. Yazarin sade anlatımı ile kolay okunacak, farklı bir tat mı yoksa kursakta kalmış bir seyler mi bırakır ?
Buna okuyup karar verebilirsiniz. :)
Bu kitabı okuduğumda bu satırları okurken abim hala hayattaydi. Bir sene sonra şehit oldu. Kefenli bir şekilde gördüm onu ama morgda falan göremedik. Çünkü başka bir şehirden uçakla getirildi. Bir zamanlar önünde fotoğraf çektirdiği kargo uçağı... Bu satırlar çok etkileyici. Kitap mükemmel.
Köpükler akıp gidiyordu babamın üstünden, yerdeki süzgecin çevresinde birikiyordu. Kollarımı kavuşturmuş dikkatle izliyordum. İhtiyar gassal bana döndü, “Akşam okumaya kim gelecek?” dedi.
“Bilmiyorum,” dedim.
Babamın ölü kolunu kaldırıp koltuk altını ovarken “Biz de okuyoruz,” dedi. Bir şey demedim. Babamın öbür kolunu kaldırıp ovmaya başladı. “Daha ayarlamadıysanız biz gelelim,” dedi.
Bir şey demedim. İçeri bir memur girdi, bana bir kağıt uzatıp “İmzalayın” dedi.
“Bu ne?” dedim
“Ölü kağıdı. Bir kopyası sizde kalacak.”
İmzaladım
T.C Sağlık Bakanlığı, Ölü Gömme İzin Kağıdı, Ölü Sahibine Verilecektir Yukarıda adı, soyadı ve hüviyeti yazılı ölünün gömülmesine izin verilmiştir. Resmi mühür ve imza.
Memur çıktı. İhtiyar gassal babamı kurulamaya başlamıştı, eline pamuk alıp bana baktı, “Yedisine de geliriz,” dedi, çocuğu gösterdi, “Sesi çok güzeldir,” dedi “Okusun mu? Dinle istersen.”
Çocuk elini kulağına götürdü.
“Hayır.” dedim birden. Gasilhaneyi terk ettim. Bu ülkede ölmek sıradan bir şakadır.
Müptezeller, hayatın sert gerçeklerini tokat gibi yüzümüze vuran bir eser. Gördüğümüzü sandığımız dünyanın arka sokaklarında, hiç bilmediğimiz, duymadığımız nice olaylar, nice insanlar var! Kitap, bu çıplak gerçekleri gözler önüne sererken argonun, madde kullanımının ve şiddetin sınırlarını zorluyor.
Bu tür eserleri okuyunca "Gençler merak eder, maddeyi dener, bağımlı olurlar!" diye feveran eden zihniyetin sığlığını sıkça görüyorum. Oysa Müptezeller, tam tersine, "Bütün bunların içine neden düşmemeliyiz?" sorusunun en sert ve çarpıcı yanıtını veriyor. Akıl hastanesinden cezaevine, cinayetten intihara kadar bağımlılığın insana ne tür bedeller ödettiğini gösteriyor. Bunca gerçeğe rağmen hâlâ özenen varsa, o zaten kaçınılmaz sona mahkûmdur.
Akıcılığı tartışılmaz. Yüz sayfa daha olsa aynı hızla okurdum. Fakat anlatım tarzında eksik bulduğum nokta, yazarın olayları soluk soluğa aktarması. Sanki biri peşinden koşuyormuş gibi yazılmış; düşünceler, olaylar, trajediler ardı ardına sıralanıyor ve hepsi iki yüz sayfanın içine sıkıştırılmış. Oysa keşke yavaşça içine çekilip ağır ağır bırakılan bir duman gibi işleseydi her şeyi. Ama Emrah Serbes, sabırsız bir tiryakinin telaşıyla derin bir nefes çekip dumanı hızla üflüyor, hatta yutuyor.
Eğer dünya gerçeklerinin ağırlığı altında ezilen, melankoli ve umutsuzlukla baş edemeyen biriyseniz bu kitabı tavsiye etmem. Fakat unutmayın, acı bu dünyanın en büyük gerçeği.