Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Muhammed Said Ramazan el-Buti Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Muhammed Said Ramazan el-Buti En Beğenilen Sözleri



1. ""Kalk, at kalbinden bu dert ve acıları""


- Mem u Zin



2. ""Ümitsizlik de nedir? Bütün dünya bir araya gelse, kalbime ümitsizlik sokabilir mi hiç?""


- Mem u Zin



3. ""Acı ve keder gıdası, göz yaşı tek içeceği olmuştu""


- Mem u Zin



4. ""Kalk ayağa. Sevin, tebessüm et ki, hayatın güzelliği tamamlansın ve dünyada ki parlaklık kemale ersin""


- Mem u Zin



5. ""Düşüncelerimi, keman çalmadan kalpleri coşturacak nağmeler olarak yayacağım""


- Mem u Zin



6. ""Allah'a yemin ederim ki aşktan sadece acı ve zehir gördüm""


- Mem u Zin



7. ""Aşk ateşi ancak, ruhların birbirine sarılıp kavuşmanın verdiği serinlikle sönebilir""


- Mem u Zin



8. ""Ayıplamamak lazım. Aşk, bir gönül ateşidir. Aşk kalbe yerleşen bir sırdır""


- Mem u Zin



9. ""Umulur ki bende ki madde erir. Yalnız kalp ve ruh, mana ve duygudan ibaret kalırım""


- Mem u Zin



10. ""Gözlerinde büyü ve tutkudan öte daha büyük bir etki var. İçlerinde muazzam bir mana saklıyorlar""


- Mem u Zin



11. ""Bana eş olacak erkeğin güzelliği, beni bu büyüleyici tabiat kadar etkilemedikçe onunla evlenmem mümkün değildir""


- Mem u Zin



12. ""Rabbim beni görmüyor musun? Senin zayıf bi çare kulunum. Kaldıramadığım tüm acılar arasında nasıl eridiğimi görmüyor musun?""


- Mem u Zin



13. ""Gerçek sevgidir, duyguları tepeden tırnağa kadar harekete geçiren"


- Mem u Zin



14. ""Cimrilere iyilik ve bolluk yaramaz. Alçaklara da""


- Mem u Zin



15. ""Kendisinin mahrum olduğu, ancak senin mutluluğuna sevinecek kadar kalbi geniş olan ve yaralı göğsünün arkasında mutluluğunu paylaşan dost ne kadar değerli bi dosttur""


- Mem u Zin



16. ""Ey gönül! Seninle nasıl konuşur, neden bahseder ve neyi anlatırım? Sen benden yüz çeviriyorsun. Konuşmamı anlamıyor ve sesimi duymuyorsun""


- Mem u Zin



17. ""Delilik dedin! Neden ruhun ruha çarpması ve bir kalbin başka bir kalbe bağlanması diyerek, gerçeği açıklamadın?""


- Mem u Zin



18. ""Erkek, kadının güzelliğinin aynası olmadıkça kadının mükemmel bir güzelliğe sahip olduğu söylenemez. Erkekte ki güzelliği kadın anlamlandırmadıkça, onun da bir güzelliğe sahip olduğu düşünülemez""


- Mem u Zin



19. "Fakat yazık! Ölüme aşk ve şevkle yönelenle, titreyerek ve korkarak yöneleni bir tutmak akıl karı mı?"


- Mem u Zin



20. "Kalbinde ümitler yeşerip çiçek açacağı sırada ümitsizliğin kalbinden vurduğu bir aşıktır artık o."


- Mem u Zin



21. "Mem:
-Benim için ne güzel rehbersin.
Zîn:
-Sen ne iyi bir sevgilisin.
Mem:
-Sen Rabbime götüren ne güzel bir yol göstericisin.
Zîn:
-Sen ruhumun çırasısın.
Mem:
-Sen gönlümün nurusun.
Zîn:
-Sen gözümün insanısın.
Mem:
-Sen ruhumun sultanısın.
Zîn:
-Sen nefsimin kıblesisin…."


- Mem û Zîn



22. "Ne var ki, kader ne merhamet eder, ne cevap verir ve ne de döner."


- Mem û Zîn



23. "Senin yüzün güneş, alnın mehtaptır."


- Mem u Zin



24. "Aslında zavallı olan sizlersiniz ey kindarlar!"


- Siyamend u Xece



25. "İşte ben vahşilerden ve yırtıcı hayvanlardan çok, kendisine insan denen o varlıktan korkuyorum!"


- Siyamend u Xece



26. ""Allah şüphesiz, kendi yolunda savaşıp, öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını, cennet karşılığında, satın almıştır."

(Tevbe suresi, 111)"


- Fıkhu's Siyre



27. "Mem gözlerini Zin'in yüzüne dikti, kısık ve kesik bir sesle : _ "Benim için ne güzel bir rehbersin." dedi. Zin: _"Sen ne iyi bir sevgilisin." Mem: _"Sen Rabbime götüren ne güzel bir yol göstericisin." Zin: _"Sen ruhumun çırasısın." ."


- Mem u Zin



28. "İki kalbin sevgiyle çarpması kötülük değildir."


- Siyamend u Xece



29. ""Sen nefsimin kıblesisin.""


- Mem û Zîn



30. "Keşke görmek istemediğimiz şeylere gözlerimizi yumduğumuz gibi, hatırlamamak için de duygularımızı yumabilseydik."


- Siyamend u Xece



31. ""Ayıplamamak lazım. Aşk, bir gönül ateşidir... Aşk kalbe yerleşen bir sırdır.""


- Mem u Zin



32. "Beni bu hale getiren sadece yokluk ve mutsuzluktur."


- Siyamend u Xece



33. "Aramıza ölüm perdesini koysalar dahi, kavuşma ümidimi asla kesmeyecektir."


- Mem û Zîn



34. "Şu zavallı vahşilere, o kadar masum oldukları halde, ne kadar haksızlık ediyoruz. Tüylerinin ve simalarının farklılığından hep zarar göreceğiz yanılgısındayız. Oysa onlar, insanın içindeki o gerçek olmayan incelik ve merhametten daha az zararlıdır."


- Siyamend u Xece



35. "Fakat yazık! Ölüme aşk ve şevkle yönelenle, titreyerek ve korkarak yöneleni bir tutmak akıl kârı mı?"


- Mem û Zîn



36. ""Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer hakikaten inanıyorsanız, gerçekte üstün olan sizsiniz."

(Al-i İmran ,139)"


- Fıkhu's Siyre



37. "Acı ve keder gıdası, gözyaşı tek içeceği olmuştu..."


- Mem û Zîn



38. ""Kalk ayağa. Sevin, tebessüm et ki, hayatın güzelliği tamamlansın ve dünyadaki parlaklık kemale ersin.""


- Mem u Zin



39. "Senin yüzün güneş, alnın mehtaptır."


- Mem û Zîn



40. "Sen bundan önce, ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın. Öyle olsaydı, batıla uyanlar kuşku duyarlardı.

(Ankebût süresi 48)"


- Fıkhu's Siyre



41. "Resulullah (s) namaz farz kılınmadan önce Hz. İbrahim'in yaptığı gibi sabah iki rekat, akşam da iki rekat namaz kılıyordu.

~√~"


- Fıkhu's Siyre



42. "Özellikle bu çağda şu para kesesi Olmuş hepimizin dostu ve sevgilisi."


- Mem u Zin



43. "Bu kadar tedirgin olman ne için ey küçük kuş?
Benim tutkunu olduğum gülüm senin güllerinden daha parlak ve benim bahtım seninkinden daha çok kara olduğu ve aşktan eridiğim halde benden ne bir inilti ne de bir ses duyuyor musun?""


- Mem û Zîn



44. "Çünkü din, yok olunca vatanın, servet'in ve toprağın bir anlamı kalmaz...

~√~"


- Fıkhu's Siyre



45. "Hz. Muhammed (s) son peygamberdir. Bunun, dinî bir hakikat olduğu onun [s] şu sözünden anlaşılmaktadır: "Benim diğer peygamberlerle olan ilişkim şuna benzer: Bir kişi güzel bir bina yapar fakat binanın bir tarafında bir tuğla eksik bırakır. Binayı beğenen ve ziyaret eden insanlar, o tuğlanın eksikliğini görünce, 'Burada bir tuğla eksik bırakılmış! derler. İşte ben, o tuğla gibiyim ve peygamberlerin sonuncusuyum."

~√~"


- Fıkhu's Siyre



46. "Kabe, yeryüzündeki bütün Müslümanların birliğinin, tevhidin ve sadece Allah'a kulun şiarıdır.

~√~"


- Fıkhu's Siyre



47. "“Senin yüzün güneş, alnın mehtaptır.”"


- Mem u Zin



48. ""Biz de biliyoruz ki, onların söyleyip duraklarından göğsün daralıyor. Sen Rabbini tesbih et, secde edenlerden ol ve ölüm sana gelip çatıncaya kadar da Rabbine ibadet et."

(Hicr, 97-98)"


- Fıkhu's Siyre



49. ""Kendilerine: 'Allâh'ın indirdiğine ve peygambere geliniz.' denildiği zaman, onlar: "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz bize yeter.' demişlerdi. Peki ya ataları bir şey bilmeyen ve doğruya erişemeyen kimseleri idiyseler.( Maide 104)

~√~"


- Fıkhu's Siyre



50. "Bir şeyi görmemek, o şeyin yok olduğu anlamına gelmez.

Yani aradığım bir şeyi görmemen, haddi zatında onun kaybolduğu veya var olmadığı mânâsına gelmez.

~√~"


- Fıkhu's Siyre



51. "Aslında namaz bir günde elli vakit idi..

~√~"


- Fıkhu's Siyre



52. ""Erkek, kadının güzelliğinin aynası olmadıkça kadının mükemmel bir güzelliğe sahip olduğu söylenemez.
Erkekteki güzelliği kadın anlamlandırmadıkça, onun da bir güzelliğe sahip olduğu düşünülemez.""


- Mem u Zin



53. ""Ey susamış âşık! Kalk kadeh doludur, şarabın seni bekliyor""


- Mem u Zin



54. ""Sevdanın oku kördür.""


- Mem u Zin



55. "Erkek, kadının güzelliğinin aynası olmadıkça kadının mükemmel bir güzelliğe sahip olduğu söylenemez. Erkekteki güzelliği kadın anlamlandırmadıkça, onun da bir güzelliğe sahip olduğu düşünülemez. Mecnun olmasaydı, Leyla’nın güzellik ve cazibesinin bir manası olur muydu?"


- Mem û Zîn



56. "Mem gözlerini Zin'in yüzüne dikti, kısık ve kesik bir sesle :
_ "Benim için ne güzel bir rehbersin." dedi.
Zin:
_"Sen ne iyi bir sevgilisin."
Mem:
_"Sen Rabbime götüren ne güzel bir yol göstericisin."
Zin:
_"Sen ruhumun çırasısın."
.
."


- Mem û Zîn



57. "Ayıplamamak lazım. Aşk bir gönül ateşidir… Aşk kalbe yerleşen bir sırdır."


- Mem u Zin



58. "Zafer ancak, Allah katındandır."


- Fıkhu's-Siyre



59. "İslâm öncesi İran'da dikkati çeken diğer bir hareket ise Mazdekîliktir. Şehristanî, Mazdekîliği, su, ateş ve meralarda
olduğu gibi, kadın ve mallarda da insanların ortak olduğunu benimseyen felsefî bir hareket olarak tanınır. Mazdekîlik daha çok kendini bilmez zevk düşkünü insanlar tarafından kabul görmüştür.

~√~"


- Fıkhu's Siyre



60. "Din her türlü mal, mülk ve hürriyet hakkını ve şerefini korumak için bir surdur, hisardır. Bunun için İslam davetçilerinin ve mücahidlerinin başta gelen ödevleri dini ve dinin prensiplerini korumak için bütün imkanlarını seferber etmek, inancı korumak ve kalblere iyice yerleştirmek için de, yeri-yurdu, malı ve canı vasıta yapmaktır."


- Fıkhu's-Siyre



61. ""Aşk ateşi ancak, ruhların birbirine sarılıp kavuşmanın verdiği serinlikle sönebilir.""


- Mem u Zin



62. "Müslüman, bütün faziletleri kendisinde barındırıp çeşit çeşit ibadetleri ifa etse bile, kendisine bir uzlet zamanı belirleyip nefis muhasebesi yapmadan, Allah'ı anmadan, kâinatı ve ondaki ilahi azametin delillerini tefekkür etmeden İslâm'ı bütün yönleri ile yaşamış sayılmaz."


- Fıkhu's Siyre



63. ""Kendilerine kitap verilenler onu, "(Hz.Muhammed s.a.v.)" oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen bir gurup gerçeği gizler."

[Bakara süresi 146]"


- Fıkhu's Siyre



64. ".....Bir insanın , sadece nefsine dönük çalışması ve ibadetlerle sınırlı kalması yetmez . Bilakis , İslâm uğrunda enerjisinin ve etkinlik alanlarının tümünü tüketmesi gerekir . Her zaman ve her asırda İslam 'ın ve müslümanların hayatında , gencin karakteri bu olmalıdır...."


- Fıkhu's Siyre



65. "İslam öncesi İran..!
İran: Birbirine muhalif pek çok dinî inanış ve felsefî görüşün bulunduğu bir ülke idi. Yönetici ve egemen sınıf, Zerdüştlüğe inanıyorlardı. Bunlar, erkeğin, kendi annesi, kızı ya da kız kardeşi ile evlenmesini, başka kadınlarla evlenmekten daha doğru olduğunu düşünüyorlardı.
Nitekim Miladi 5. asırdaki Fars hükümdarı II. Yezdecird, kendi kızıyla evlenmişti.

~√~"


- Fıkhu's Siyre



66. "Resulullah ﷺ insanların en cömert olanıydı. Ramazan ayında ise daha bir cömert olurdu."


- Fıkhu's Siyre



67. "جاء الأمير يحمل أخته وعيناه تذرفان ، فنزل الى القبر و مدها الى جواره قائلاً:

خذ حبيبتك يا ممو التي حجبتُها عنك حيا"


- Mem u Zin



68. ""Her kim, tevhidde, kurtulmadı taklitten,
Onun da imanı kurtulmaz tereddütten.""


- Fıkhu's-Siyre



69. ""Düşmanıyla yüzleşmeyerek tuzak kurmak, onları aldatmak, korkak ve zayıf olanların yöntemidir.""


- Mem u Zin



70. "Nice İslam hakikatleri vardır ki, müslümanların savunma sadedinde yaptıkları münakaşalarla o hakikatlere verdikleri zararlar, İslâm düşmanlarının verdiklerinden daha çoktur."


- Fıkhu's Siyre



71. ""Şahî jî tera,xem jî bo mîn.."Mutluluk senin olsun,dert bana yoldaş..."


- Mem u Zin



72. "ألست انتي زين..؟ ألست أنتِ قلبي
قلبي الذي فقدته من بين جنبي ؟"


- Mem u Zin



73. "'Kalk ayağa. Sevin tebessüm et ki, hayatın güzelliği tamamlansın ve dünyadaki parlaklık kemale ersin.'"


- Mem u Zin



74. "Adil ve dürüst sosyal bir nizam da, yine ancak İslam nizamında bulunmaktadır."


- Fıkhu's Siyre



75. "Çünkü din yok olunca vatanın, servet'in ve toprağın bir anlamı kalmaz.."


- Fıkhu's Siyre



76. "Mem gözlerini Zin'in yüzüne dikti, kısık ve kesik bir sesle:
-"Benim için ne güzel bir rehbersin." dedi.
Zin: -"Sen ne iyi bir sevgilisin."
Mem: -"Sen Rabbime götüren ne güzel bir yol göstericisin."
Zin: -“Sen ruhumun çırasısın."
Mem: -“Sen gönlümün nurusun.”"


- Mem u Zin



77. "Onların çoğu, dini uğrunda demir taraklarla tepeden tırnağa taranarak etleri kemiklerinden ayrıştırıldı da yine de bu durum, onları Allah'ın dininden vazgeçirmedi.

~√~"


- Fıkhu's Siyre



78. "Allah [c], insanların, nübüvvetinden ve davasından herhangi bir şüphe duymamaları ve düşmanların elinde herhangi bir koz kalmaması için ümmî bir resul seçmiştir. İşte Arap Yarımadası'nın tercih edilmesindeki hikmet, bu gerçeğe bağlı ve onu tamamlayan bir hikmettir. Resul, ümmî olduğu gibi içinden çıktığı toplum da ümmî olmalıydı. Ta ki, komşu medeniyetlerin düşünce ve felsefeleri oraya herhangi bir etkide bulunmasın. Zira resulün eğitimli ve kadim kitaplara, tarihe ve komşu medeniyetlere muttali olması şüphelere neden olduğu gibi, İslâmî davetin, İran, Yunanistan ve Bizans gibi medeniyet ve felsefe geleneği olan bir yer de zuhur etmesi de benzer şüphelerin ortaya çıkmasına neden olabilirdi."


- Fıkhu's Siyre



79. "Ben köle , kavuşmaya layık değilim ,
Şeklinin hayalinden gıda alıyorum ."


- Mem u Zin



80. ""Vallahi, uyuduğunuz gibi öleceksiniz, uyandığınız gibi diriltileceksiniz ve vallahi sizi bekleyen ya ebedî bir cennet ya da ebedî bir cehennemdir!"

Hz.muhammed (s.a.v.)"


- Fıkhu's Siyre



81. ""Aşkın senin sahip olduğundan daha ileri bir gücü vardır.""


- Mem u Zin



82. "Aralarıda Velid bin el-Muğîre ve As bin Vâil olmak üzere müşriklerden bir grup, Resulullah'ın yanına gelip ona en zenginleri olacak kadar mal vermeyi ve onu güzel bakireleriyle evlendirmeye karşılık putlarına dil uzatmaktan ve adetlerini akılsızlıkla suçlanmaktan vazgeçmesini teklif ettiler. Resulullah (s), gönderildiği gerçekliğe çağırmaktan başkasını reddedince de: "Bir gün sen bizim tanrılarımıza tap, bir günde biz senin ilanına tapalım" dediler. Resulullah (s) bunu da reddedince, konuyla alakalı olarak Allah'ın şu sözü nazil oldu: “De ki, ey kâfirler! Sizin taptıklarınıza, ben tapmam. Siz de benim taptığıma tapan değisiniz. Hem ben tapıcı değilim sizin taptıklarınıza; hem de siz benim taptıklarıma tapıcılar değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana!"

[Kafirûn, 1-6]"


- Fıkhu's Siyre



83. "şte ben vahşî ve yırtıcı hayvanlardan çok, kendisine insan denen o varlıktan korkuyorum"


- Siyamend u Xece



84. "Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik edenler olunuz!...

Nisa/135"


- Fıkhu's-Siyre



85. "ألست انتي زين..؟ ألست أنتِ قلبي
قلبي الذي فقدته من بين جنبي ؟
|•|
Sen zin’sin değil mi? Sen kalbimsin...
Kaybettiğim kalbimsin değil mi?"


- Mem u Zin



86. "Fakat yazık ! Ölüme aşk ve şevkle yönelenle , titreyerek ve korkarak yöneleni bir tutmak akıl kârımı."


- Mem u Zin



87. "İslam şeriatının koyduğu eşsiz insanî eşitlik ile, bugünkü çağdaş medeniyet aşıklarının çığırtkanlığını yaptıkları; taklitçilik ve gösteriş arasındaki farkı bilmek önemlidir."


- Fıkhu's-Siyre



88. "Mutlak mükemmellik ise, bizzat Allah’ın kendisidir"


- Fıkhu's Siyre



89. "Gel ey saki! Doldur kadehe şarabı. Ruhun mahsulünden çıkarılmış ve gönüllerin sırrından damıtılmış gül renkli şaraptan doldur. Süslenmiş inci kadehlerden, kadeh üstüne kadeh içir. Gafil kalbimi inletecek ve şaşkın aklımı sarhoş edecek coşturucu bir içki içir."


- Mem u Zin



90. "Kaybettiği ömrüne, boşa giden ümitlerine ve ayaklar altında ezilerek kanatılan kalbine ağladı."


- Mem u Zin



91. "Şakk-ı sadr olayında amaç, Resulullah'ın, vahye mazhar olabilmesi için küçüklüğünden beri ismet sıfatını haiz olmasıdır. Ta ki insanlar, daha kolay ve daha çabuk ona [s] inanıp peygamberliğini tasdik etsinler."


- Fıkhu's Siyre



92. "Hz. Muhammed'in ﷺ gelmesi ile birlikte cahiliye karanlığı dağıldı."


- Fıkhu's Siyre



93. "Kaybettiği ömrüne, boşa giden ümitlerine ve ayaklar altında ezilerek kanatılan kalbine ağladı."


- Mem u Zin



94. ""Bir peygambere, zırhını giydikten sonra düşmanlarıyla savaşmadan onu çıkarıp yerine koyması yaraşmaz. "

Imam Ahmed, Müsned, 22/52"


- Fıkhu's-Siyre



95. "Şüphesiz ki Resulullah, Medine'ye varışıyla ve oraya yerleşmesiyle sağlam ve birbirine kenetlenmiş bir İslâmî toplumu kurmaya yöneldi. Bu toplum Medine-i Münevvere'de toplanmış olan Muhacirlerle Ensar'dan oluşmaktaydı. Resulullah'ın bu uğurda attığı ilk adım, bir mescid yapmak olmuştu."


- Fıkhu's-Siyre



96. "" Her kim, tevhidde , kurtulmadı taklidden ,
Onun da imanı kurtulmaz tereddütten..""


- Fıkhu's Siyre



97. "Ey susamış aşık ! Kalk kadeh doldur , şarabın seni bekliyor ."


- Mem u Zin



98. "نعما بالاً، فلستما وحيدين في هذه المشاعر و الآلام"


- Mem u Zin



99. "Getir ey saki! Dolu kadehler getir ki, kalbimin üzüntülerini gidereyim, getir ki, acısının hararetiyle ve sevinciyle sarhoş olayım."


- Mem u Zin



100. "Ey saki!

"O güzelliğin kapı eşiğine ulaşmak istiyorum, o kutsalın şarabından bir kadeh istiyorum. Gel çıkar beni bu sisin içinden ve oraya ulaştır.""


- Mem u Zin



101. "İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz. Ya sizin üstünüze Allah'ın lütuf ve merhameti olmasaydı, Allah çok şefkatli ve merhametli olmasaydı [haliniz nice olurdu]!" Nûr, 19,20"


- Fıkhu's Siyre



102. "Hak geldi, bâtıl zâil oldu."


- Fıkhu's Siyre



103. "Fakat yazık! Ölüme aşk ve şevkle yönelenle, titreyerek ve korkarak yöneleni bir tutmak akıl karı mı?"


- Mem u Zin



104. "Senin yüzün güneş, alnın mehtaptır."


- Mem u Zin



105. "Ayıplamamak lazım.Aşk, bir gönül ateşidir."


- Mem û Zîn



106. "Onlar, Resulullah'a [s] 'şehvetine düşkün bir adam' damgasını vurmaya çalışıyorlar. Halbuki Resulullah'in evliliği konusu tek başına bile, tam tersini ispatlamak için yeterli bir delildir. Zira şehvetine düşkün bir kişi, cahiliye dönemi Arap toplumu gibi bir toplumda, 25 yaşına kadar her tarafı saran kötülük ve fesada bulaşmadan iffetini koruması mümkün değildir. Sonra, şehvet düşkünü olan bir kişi, neredeyse kendisinin iki misli daha yaşlı olan dul bir kadınla evlenmez. Evlense bile çevresinde çok imkan varken, gözü dışarıda olmadan sadece o dul kadınla yetinmez ve bu hayatını, yaşlılık dönemlerine kadar onunla sürdürmez."


- Fıkhu's Siyre



107. "Kalbinde ümitler yeşerip çiçek açacağı sırada ümitsizliğin kalbinden vurduğu bir âşıktır artık o…"


- Mem û Zîn



108. ""İnananlar ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman, kalpleri titrer, O'nun ayetleri okunduğu zaman da bu ayetler, onların imanını artırır ve Rablerine güvenirler.""


- Fıkhu's Siyre



109. "Özellikle bu çağda şu para kesesi Olmuş hepimizin dostu ve sevgilisi."


- Mem u Zin



110. "Resûlullah'ın siyretini araştırmak demek, insanlığa için en üstün ve en güzel yönetim biçimini canlı tablolar halinde sunmak demektir."


- Fıkhu's-Siyre



111. "Erkek, kadının güzelliğinin aynası olmadıkça kadının mükemmel bir güzelliğe sahip olduğu söylenemez. Erkekteki güzelliği kadın anlamlandırmadıkça, onun da bir güzelliğe sahip olduğu söylenemez. Mecnun olmasaydı, Leyla’nın güzellik ve cazibesinin bir manası olur muydu?"


- Mem u Zin



112. "Resulullah'ı sevmek, yalnızca ona uymak demek değildir. Bilakis, Resulullah sevgisi, ona tabi olmanın temeli ve esasıdır. Kalpte muhabbet duygusu olmasaydı, elbette ki amelde ona uymaya sevk eden bir etken de bulunmazdı."


- Fıkhu's Siyre



113. "Aşk ateşi ancak , ruhların birbirine sarılıp kavuşmanın verdiği serinlikte sönebilir"


- Mem u Zin



114. "...din, yok olunca vatanın, servetin ve toprağın bir anlamı kalmaz. Hatta dinin yok olması ile birlikte bu varlıklar da hızla yok olmaya başlar. Fakat dinin konumu güçlenirse, temel unsurları ayakta kalırsa ve inançları yüreklere yerleşirse, din uğrunda harcanmış olan mal, toprak ve vatan geri döner."


- Fıkhu's Siyre



115. "Kalbinde ümitler yeşerip çiçek açacağı sırada ümitsizliğin kalbinden vurduğu bir aşıktır artık o ."


- Mem u Zin



116. "İster gerçek ister yalan olsun , sözler senindir. İster doğru, ister yanlış eylem senindir."


- Mem u Zin



117. "Ölüme aşk ve şevkle yönelenle, titreyerek ve korkarak yöneleni bir tutmak akıl kârı mı?"


- Mem u Zin



118. "Ensar'ın Hicret'ten önce, Mekke'de Resulullah ile yaptıkları sözleşme, Allah ile yapılan sözleşmeden başkası değildir."


- Fıkhu's-Siyre



119. "Gerçekte hicret,eziyetten rahata kaçmak değil,aksine zafer ve kurtuluşa erişinceye kadar sınav değiştirmektir."


- Fıkhu's Siyre



120. "Allah peygamberimizi onu yetiştirecek ellerden ve maddi imkanlardan uzak bir şekilde sadece Allah'ın himayesinde büyümesini istedi."


- Fıkhu's Siyre



121. "Resulullah'ın [s] yürüttüğü davetin ilk adımlarında daha önceden görmüştük ki, İslâm, aklı geleneklerin pençesinden kurtarmak için gelen dinin ta kendisidir.

Gelenekler, insandaki öykünme ve benzeme güdüsüyle halkın kendiliğinden kapıldıkları psikolojik akımlardır. İlkeler ise, bunun aksine, zamana uymaz, zamanı değiştirir. Gelenekler, toplumun düşünce alanlarının ortasında kendiliğinden boy atan asalaklar topluluğudur; sökülmeleri ve sağlam düşünme yönteminden ayıklanmaları gereken zararlı otlardır."


- Fıkhu's Siyre



122. "Dediler ki : Anlat bizlere ,
Ruhlarda ki dert hangi derttir?
Dedi ki : İnşallah görmeyesiniz onu siz ,
O derdin alametleri gizlidir."


- Mem u Zin



123. "Memo da baktı ki Tacdin'in elinde,
Paha biçilmez bir elmas var.
Üzerine «Siti» adını yazmış
Meharet sahibi bir üstad.
Hipokrates sarraf olsa eğer,
Tartıyla ve kiratla tahmin etse,
Eflatun içiin pazarlık yapsa,
Karun'un bütün hazineleri,
0 yüzük taşlarını pahasının sekizde birini,
Karşılayamazdı, uzak gorüşlülerin bilgisiyle."


- Mem u Zin



124. "Yetişmesi, ahlâkı, şahsi ve ailevi hayatı, sabrı ve mücadelesi, barışı ve savaşı, dostları ve düşmanlarıyla ilişkisi, dünya zevkleri ve
süsleri karşısındaki tutumu... İşte bütün bu konuları, rivayet, senet ve sıhhat şartları üzerine kurulu ilmî bir yöntemle doğru, güvenilir ve objektif bir şekilde ortaya koymamız gerekir!

~√~"


- Fıkhu's Siyre



125. ""Zamanın inadı geri alınmaz bir karardır.""


- Mem u Zin



126. "Müslümanlar arasında kardeşlik ve sevgi bağının yaygınlaşması, islâm nizamının yapısı ve adabındandır. Bu bağın kuvvetlenmesi, mescidden başka bir yerde söz konusu olamaz."


- Fıkhu's Siyre



127. "Artık, yalnız Hâlik'ından ebedi hayat dilemede. Fani hayat akla mı gelir?.."


- Fıkhu's-Siyre



128. "Musibetlerin ve zorlu sınavların hikmetleri vardır. Onların en önemlilerinden biri de Allah'ın kapısına yürütmesi ve ona kulluk giysisi giydirmesidir."


- Fıkhu's Siyre



129. "Duâ ve yalvarıştaki istiğrakla, elin semaya açılmasına gelince; işte o kulluk vazifesidir ki, insan o vazife için yaratılmıştır."


- Fıkhu's-Siyre



130. "...biz bir hakikate ulaşmaya gayret ediyorsak ve yalnızca hakikati gaye ediniyorsak ya da insanlara karşı yalan söylemek istemiyorsak; her aklî delili ve tarihî olayı ibret gözüyle ele alıp, değerlendirmemiz gerekir."


- Fıkhu's-Siyre



131. "Duâ ve yalvarıştaki istiğrakla, elin semaya açılmasına gelince; işte o kulluk vazifesidir ki, insan o vazife için yaratılmıştır."


- Fıkhu's-Siyre



132. "...biz bir hakikate ulaşmaya gayret ediyorsak ve yalnızca hakikati gaye ediniyorsak ya da insanlara karşı yalan söylemek istemiyorsak; her aklî delili ve tarihî olayı ibret gözüyle ele alıp, değerlendirmemiz gerekir."


- Fıkhu's-Siyre



133. "Hz. Halime'nin yaşadığı yer kurak ve çorak iken Hz.Muhammed'in gelmesiyle yeşermeye ve verimli hale gelmeye başladı."


- Fıkhu's Siyre



134. "Ayıplamamak lazım. Aşk, bir gönül ateşidir. Aşk kalbe yerleşen bir sırdır."


- Mem u Zin



135. "“Aramıza ölüm perdesini koysalar dahi, kavuşma ümidimi asla kesmeyecektir.”"


- Mem u Zin



136. "Sen zin’sin değil mi? Sen kalbimsin... Kaybettiğim kalbimsin değil mi?"


- Mem u Zin



137. "İslâm hakikatlerinden nice mesele vardır ki, İslâm düşmanları, onları kendileri iptal etmek yerine; müslümanları onları savunmak için münakaşa alanına çekerek sulandırmak isterler... Biz bu oyuna gelmeyiz!.."


- Fıkhu's-Siyre



138. "Kim Allah'tan güç ve kuvvet isterse o kişinin tembelliği ve ümitsizliği tanımaması gerekir."


- Fıkhu's Siyre



139. "Hiçbir işte, Allah'tan başkasına güvenmek uygun değildir. Bu tutum, Allah'ın şu kâinatta yerleştirdiği nedenlere saygı duymaya aykırı değildir. Bu söylediklerimize en belirgin kanıtlardan bir başkası da şudur: Suraka’nın onu öldürme isteğiyle ardından yetiştiğinde ve ona yakın bir mesafede bulunduğunda Resulullah'ın o anki tavrıdır. Resulullah [s], bu düşmanın kendisine ulaşmaya gayret etmesinden dolayı birazcık korku duyması, başvurduğu bu müthiş tedbirlerin tümünün gereğiydi. Hâlbuki Resulullah [s], böyle bir hisse kapılmadı. Tam aksine Rabbi ile münacatına ve Kur’an okumaya dalmıştı. Çünkü o, biliyordu ki, ona hicret etmeyi emreden Allah [c], insanlardan kendisine gelecek zararı önleyecek ve Apaçık Kitabı’nda açıkladığı gibi onların şerrinden kendisini koruyacaktı."


- Fıkhu's Siyre



140. "Kim Allah'tan güç ve kuvvet isterse o kişinin tembelliği ve ümitsizliği tanımaması gerekir."


- Fıkhu's Siyre



141. "Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları kendinize dost edinmeyiniz! Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. İçinizden kim onları dost edinirse, o onlardandır. Şüphesiz Allah [c], o zalimler topluluğunu doğru yola eriştirmez.

Yüreklerinde hastalık bulunan kimselerin onlara doğru hızlıca koşuştuklarını görürsün. Bir de derler ki: 'Bize bir felaketin çarpmasından korkuyoruz!' Umulur ki, Allah [c] fetih veya kendi katından bir emri ihsan ediverir de, onlar yüreklerinde gizlediklerine pişman olurlar." [Maide, 51-52]"


- Fıkhu's Siyre



142. "Fakat bir gerçek vardır ki, o da yapmacık ve uydurma hiçbir üslup, metot ve düşünce, hakkı batıla, batılı da hakka dönüştüremez."


- Fıkhu's Siyre



143. "Hikmet , mü'minin yitik malıdır; nerede bulursa onu alır. Hatta müslüman , hikmetse başkasından daha layıktır. İslam dini , müslümanların , başkalarına uymalarını ve onları taklit etmelerini hoş karşılamadığı gibi , iyi ve faydalı buluşların tümünü nerede karşılarına çıkarsa çıksın ve nerede bulunursa bulunsun , almalarını tavsiye eder . Bu konuda İslam'ın genel kuralı şudur : Müslüman , özgür aklı ve titiz düşünceyi yaşantısında , işlerinde ve tutumlarında devre dışı bırakmamalı ......"


- Fıkhu's Siyre



144. "Sonu olmayan sınırsız güzelliğin ,
Zaten sonu gelmez âşıklarının.
Fakat aşıklarla arzu sahipleri ayrıdır,
Bir kısmı faydalanmak ister, öteki feda olmak.
Bazıları canları için ister cânani, Bazılari da Cananları için verir cani.
Kimisi kavuşmak ister, Tacdin gibi,
Kimi de derdi seçer, Memo ve Zin gibi."


- Mem u Zin



145. "İnsan iradesinin, inancından sonra gelmesi ile inancın iradesinden sonra gelmesi arasındaki fark da ne büyüktür! Yükselme ve alçalma, ilerleme ve gerileme yönünden onların arasındaki fark da ne büyüktür!.."


- Fıkhu's-Siyre



146. "Samimi sevginin en güçlü delili, ittiba ve iktidadır."


- Fıkhu's Siyre



147. "... iman ettikten sonra, Allah sevgisi, ancak O'nun maddi-manevi nimetlerini ve azametini çok düşünmek, kalb ve dil ile O'nu çok zikretmekle vücuda gelebilir. Bunlar ise ancak zaman zaman gerçekleşen ve tekrarlanan uzlet, halvet ve dünya meşguliyet ve gürültülerinden uzaklaşma ile mümkün olabilir.

Müslüman, bunları gerçekleştirdiğinde ve bu vazifeyi hakkıyla ifa ettiğinde kalbinde muazzam bir ilahî muhabbet yeşerir. Bu sevgi, her zorluğu kolaylaştıran, her tuzağı bertaraf eden, her çeşit eziyet ve işkenceyi önemsiz hale getiren ve kişiyi her türlü alay ve tahkire karşı güçlü kılan bir sevgidir. İşte bu, müslüman davetçinin kuşanması gereken en büyük silahıdır. Allah'ın, Hz. Muhammed'e [s] İslâm daveti görevini verirken ona [s] bahşettiği en büyük silah da bu idi."


- Fıkhu's Siyre



148. "İşte ben vahşilerden ve yırtıcı hayvanlardan çok, kendisine insan denen o varlıktan korkuyorum!"


- Siyamend u Xece



149. "Var olanların hepsi yazısızdı,
Bunun için kalem oldu ilk yarattığı."


- Mem u Zin



150. "Sevinçli bir düğün kuralım bugün,
çünkü bilmiyoruz nasıl olacak yarın."


- Mem u Zin



151. "Sahibim Allah'tır. O ne güzel hâmi ve yardımcıdır."


- Fıkhu's Siyre



152. ""Şu güzel hayat, bu güç ve saltanat, etrafımızda dönen çark, tüm bunlar kendilerine güvenilmez ve itimat edilmez görüntülerden ibarettir.""


- Mem u Zin



153. ""Beni bağışla Allah'ım ! Kaderinle hakkımda verdiğin her hükme rızam sonsuz, boynum büküktür.""


- Mem û Zîn



154. "Çünkü İslam davetinin hakikati "iyiliği emretmek, kötülükten vazgeçirmek"ten ibarettir."


- Fıkhu's Siyre



155. "Bu kadar tedirgin olman ne için ey küçük kuş? Benim tutkunu olduğum gülüm senin güllerinden daha parlak ve benim bahtım seninkinden daha çok kara olduğu ve aşktan eridiğim halde benden ne bir inilti ne de bir ses duyuyor musun?"


- Mem u Zin



156. "Senin mutluluğuna sevinecek kadar kalbi geniş olan ve yaralı göğsünün arkasında mutluluğunu paylaşan dost ne kadar değerli bir dosttur."


- Mem û Zîn



157. "Sen gözümün insanısın."


- Mem u Zin



158. "Ey gönül! Seninle nasıl konuşur, neden bahseder ve neyi anlatırım? Sen benden yüz çeviriyorsun. Konuşmamı anlamıyor ve sesimi duymuyorsun. Sanki daha evvel bu sesin sahibini ve bu ricada bulunanı hiç tanımamış gibisin."


- Mem u Zin



159. "Mühürleri bastıkları zaman, bil ki zehirdir,
Sevgi gösterdikleri zaman da, bil ki hışımdır.
Akıllı adamlar, yılanlardan sakınırlar,
Gafil insanlar onlara dost ve ahbap olurlar.
Onların yanında ne kadar kadirli ve nazlı da olsan,
Onlarla her ne kadar oynasan, laubali de olsan,
Azıcık senden değişiklik göründü mü,
Tamamiyle sana sırt çevirirler.
Bilhassa yanlarında habis ve şeytan gibi kimseler olursa,
Onlar da bedhah ve basis insanlardan olursa
şüphesiz şeytandan da kötüdürler,"


- Mem u Zin



160. ""Ey saki! Artık yeter bana, bana yeter. Çünkü aklım hâlâ sarhoştur. Doğduğum an güneş battı.""


- Mem u Zin



161. ""Yitirdiğim yüreğimin elçisisin sen...""


- Mem u Zin



162. "Aşk kalbe yerleşen bir sırdır.
Kınandıkça ortaya çıkar ve üzerindeki perde aralanır..."


- Mem u Zin



163. "Fakat yazık! Ölüme aşk ve şevkle yönelenle,titreyerek ve korkarak yöneleni bir tutmak akıl kârı mı ?"


- Mem u Zin



164. "Yabancı bir ruhun arkasından koşacağına kendi ruhunun peşinden koşman gerekmez mi?"


- Mem u Zin



165. "Allah için öfkelenmenin temelinde, öfkeyi hak etmiş bir kâfire veya isyankâra karşı acımanın etkisi vardır. Çünkü kendi nefsi için istediği şeyi bütün insanlığa da istemesi, mü'minin şiarıdır."


- Fıkhu's-Siyre



166. "Müslümanın kendisini ıslah etmesi, kendi dışındakileri İslâm'a davet etmesinin büyük bir parçasıdır."


- Fıkhu's Siyre



167. "İslâm'a davet işi diğer insanları bırakıp yalnızca Nebilere ve Resullere veya onların halifelerine ya da alimlere emanet edilmiş bir iş değildir."


- Fıkhu's-Siyre



168. "Haricîleri yakından inceleyen, onların, Hz. Ali'nin en koyu taraftarlığından en koyu düşmanlığına doğru kaydığını görür. Bu gerçek, Haricîlerin aşırılık kurbanı olduklarını gösteriyor."


- Fıkhu's Siyre



169. "İncil'e ve Hz. İsa'ya bağlı olduklarını iddia eden Hıristiyanların, "İsa, Allah'ın oğludur. O, üçün üçüncüsüdür." gibi uydurma söylemleri doğru olsaydı, Hıristiyanlığa en çok bağlı olan Necaşi bu söze sarılarak müslümanların görüşünü reddeder ve Kureyş elçilerine yardımcı olurdu.

Fakat Necaşi, Kur'an'ın, Hz. İsa hakkındaki yaklaşımını duyunca şöyle dedi: "Bu ve İsa'nın getirdiği şeyler, aynı ışıktan doğuyor." Üstelik Necaşi, bunu çevresindeki Ehl-i Kitap'tan bilginler ve papaz bulunduğu halde bunu söyledi.

Bu durum, bütün peygamberlerin sadece tek bir inancı getirdiklerini ve bu hususta aralarında en küçük bir farklılığın olmadığını gösteriyor."


- Fıkhu's Siyre



170. "Ayı ikiye bölmek için bir işaretin yeter,
Ve bir sözcük yeter gözlerinin yanılmadığını ispatlamaya ."


- Mem u Zin



171. "..fakat gitti,
daha da dönmedi."


- Mem u Zin



172. "|•|
Sen zin’sin değil mi? Sen kalbimsin...
Kaybettiğim kalbimsin değil mi?"


- Mem u Zin



173. "..sen ruhumun çırasısın."


- Mem u Zin



174. "..feleğin hükmü ezeli ve ebedidir."


- Mem u Zin



175. "Allahu Teâlâ'dan, bizi doğru yola iletmesini, Hakk üzerinde toplamasını, amellerimizi de rızasına uygun kılmasını niyaz ederim. Çünkü Allah her yakarışı duyar ve karşılık verir."


- Fıkhu's Siyre



176. "Ister seyhler, ister hocalar, beyler olsun, ister dervisler ister zenginler, fakirler olsun.
Güzellige talip olmayan kimse yoktur, Kavusmayi arzu etmeyen kimse yoktur.
Kimisi tükenmeyen güzelligi arzu eder, Kimi de bos vücudun talibi.
Fakat süphesiz hepsinin dostu birdir, Bütün fark, deriyle beyin arasindaki fark gibidir."


- Mem u Zin



177. "Hz. Aişe'den kalkıp Resulullah'a [s] teşekkür etmesini istediği zaman, şöyle yanıt verdi: Ne kalkıp ona teşekkür ederim, ne de Allah'tan başkasına hamd ederim. Benim paklığımı inzal eden O'dur.""


- Fıkhu's Siyre



178. "“Azığım,göğsümü yaran feryatlarımdır. Yiyeceğim, içimi parçalayan açlıktır. İçeceğim, ciğerimi eriten gözyaşlarımdır. Yatağım ise gönlümün içini sürekli kanatan şu dikendir . Yaşlardan kuruyan gözlerim yok ki kapansın. Feryat etmeye duygularım yok ki rahatlasın.”"


- Mem u Zin



179. "Ayıplamamak lazım,
Aşk bir gönül ateşidir..."


- Mem u Zin



180. "|•|
Sen zin’sin değil mi? Sen kalbimsin...
Kaybettiğim kalbimsin değil mi?"


- Mem u Zin



181. "İnsanoğlu yaşama ve rahatlama imkânlarını elde ettikçe içinde zulüm ve haksızlık duygusu artar."


- Siyamend u Xece



182. "Sır sahiplerinden umudum şudur ki
Alay etmeyecekler benimle .
Ben gezgin bir satıcıyım , cevher satıcısı değil ,
Kendi kendime yetişmişim , yetiştirilmiş değil."


- Mem u Zin



183. "Resulullah [s] onlara"Beni seviyor musunuz?" diye sordu Onlar da "Evet" dediler. Bunun üzerine resulullah [s] şöyle buyurdu: "Allah [c] bilir ki, benim de kalbim sizi seviyor""


- Fıkhu's Siyre



184. "Fakat yazık! Ölüme aşk ve şevkle yönelenle , titreyerek ve korkarak yöneleni bir tutmak akıl kârı mı?"


- Mem u Zin



185. "Günlerime yağdırdığın bunca zorluk ve mutsuzluğun arkasında gizlenen hikmet ne olabilir ey Rabbim?"


- Mem u Zin



186. "Ey özlemin sabrını taşırdığı aşık ! Sende benim gibi acı çekiyorsun , ıstırap duyuyorsun .

Öyleyse şu usandığın yerden kalk ve sevgilinin seni beklediği yere git ."


- Mem u Zin



187. "O, ashâbına, bir ananın evlatlarına şefkatinden daha şefkatliydi."


- Fıkhu's Siyre



188. "Ben Kürdüm, dağlıyım, kenardanım, Derlediğim su birkaç sözü,
iyiliklerinden, lûtuflarından imzalasınlar,
Ve dinlesinler insaf kulağıyla.
Garaz sahipleri de dinlesinler,
Varsa kusurlarım örtsünler.
Ozanın yüzü suyunu dökmesinler.
Mümkünse bir iyisini söylesinler.
Yanlışlara ve unutkanlıklara şaşmasınlar.
Hamiyet için doğruya yorumlasınlar."


- Mem u Zin



189. "0 derdin adı yalnızca sevgidir.
Ama öylesine yakarki adamın içini,
iki gözden akar yüreğin kani»"


- Mem u Zin



190. "Dediler ki: «Altı Uçlu kılıçlımıdır onlar?
Yoksa oklu ve hançerli midir onlar?»
Dedi .ki: Hayır gamzeyle, bakışla,
Halkı öldürüyorlar, okla öldürür gibi»"


- Mem u Zin



191. "Ne var ki, kader ne merhamet eder, ne cevap verir ve ne de döner."


- Mem u Zin



192. "Aşk bir gönül ateşidir. Nasihat ise onu söndüreceği yerde daha da alevlendirir. Aşk kalbe yerleşen bir sırdır, kınandıkça ortaya çıkar ve üzerindeki perde aralanır. Hele hele nasihatte bulunan kimi muhatabının çektiği acının sırrını bilmiyorsa, kalp dünyasından ve acılarından uzak öğütler vermeye çalıştığı için onu daha çok yalnızlık duygularının içine iter ve acı ile kederlerinde ne kadar yalnız olduğunu hisettirir."


- Mem u Zin



193. ""Bütün güzelliğim, çekicilik ve büyüm sensin, Mem.""


- Mem u Zin



194. ""Şurası gerçekten üzücü bir şeydir ki biz aslında dalmamamız gereken konulara dalıyoruz ""


- Mezhepsizlik Bid'attir



195. "Şu an gördüğün karartı , acının her noktasında yuvalandığı hareketsiz bir vücut ve içinde ateşin alevlendiği , derdi anlaşılmaz bir kalpten başka bir şey değildir ."


- Mem u Zin



196. "Gel ey Saki ! Doldur kadehe şarabı . Ruhun mahsülünden çıkarılmış ve gönüllerin sırrından damıtılmış gül renkli şaraptan doldur . Süslenmiş inci kadehlerden , kadeh üstüne kadeh içir .
Gafil kalbimi inletecek ve şaşkın aklımı sarhoş edecek coşturucu bir içki içir ."


- Mem u Zin



197. "Aşk ateşi ancak , ruhların birbirine sarılıp kavuşmanın verdiği serinlikle sönebilir."


- Mem u Zin



198. "Eğer bir insan kendisine saldıran yırtıcı hayvanın önüne istediği yiyeceği bırakırsa, ondan ihtiyacı kadar olanı alır yer ve sonra başını sallayıp uğuldayarak teşekkür eder ve arkasına bakmadan ulaşır."


- Siyamend u Xece



199. "Sen sabah şafağından gün batımına kadar mışıl mışıl uyurken, içimde alevlenen ateşten ve göğsümden yükselen feryatlardan haberdar mısın ?"


- Mem û Zîn



200. "Fakat musibetlerle denenme, doğru sözlüyü yalancıdan ayıran yegâne ölçüdür."


- Fıkhu's Siyre



201. "Kâbe, yeryüzündeki bütün müslümanların birliğinin, tevhidin ve sadece Allah'a kulluğun şiarıdır."


- Fıkhu's Siyre



202. "Kişi için en hayırlı mal, emek harcanarak kazanılan ve insanların hizmetinde kullanılan maldır. En kötü mal ise çaba gösterilmeden kazanılan ve insanlara faydası olmayan maldır."


- Fıkhu's Siyre



203. "Fakat yazık! Ölüme aşk ve şevkle yönelenle , titreyerek ve korkarak yöneleni bir tutmak akıl kârı mı?"


- Mem u Zin



204. "Günlerime yağdırdığın bunca zorluk ve mutsuzluğun arkasında gizlenen hikmet ne olabilir ey Rabbim?"


- Mem u Zin



205. "Ey özlemin sabrını taşırdığı aşık ! Sende benim gibi acı çekiyorsun , ıstırap duyuyorsun .

Öyleyse şu usandığın yerden kalk ve sevgilinin seni beklediği yere git ."


- Mem u Zin



206. "Şu an gördüğün karartı , acının her noktasında yuvalandığı hareketsiz bir vücut ve içinde ateşin alevlendiği , derdi anlaşılmaz bir kalpten başka bir şey değildir ."


- Mem u Zin



207. "Aşk ateşi ancak , ruhların birbirine sarılıp kavuşmanın verdiği serinlikle sönebilir."


- Mem u Zin



208. "İçlerine giren vesvese ve fitne silinmiş ve hıçkırıklar yükselmiş.. Hepsi birden, Nebilerinden duydukları huzur ve şerefin serinliğinde, hislerine bin kere razı olduklarını ilan etmişlerdir."


- Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam



209. "Müslümanlar arasında kardeşlik ve sevgi bağının yaygınlaşması, İslam nizamının yapısı ve adabındandır. Bu bağın kuvvetlenmesi, mescidden başka bir yerde söz konusu olamaz. Müslümanlar, aralarındaki mal, makam ve itibar farklarını hiçe sayarak, her gün Allah'ın bir evinde, farklı vakitlerde bir araya gelmedikleri sürece, kardeşlik ve dostluk ruhunun onları birbirlerine ısındırması mümkün değildir."


- Fıkhu's Siyre



210. "..sanki “sizi tanımıyorum ve sizin için değilim”
der gibi bir hali vardı."


- Mem u Zin



211. "Leyla sensin , ben sana Mecnun ,
Gül rengi istersen , işte sana kanlı gözyaşlarım ."


- Mem u Zin



212. "Dostluk kolay değil zordur ,
Dostluktan maksat da vefadır.
Sonunda vefa göstermeyeceksen eğer ,
Başlangıçta göze alma o cefalı işi."


- Mem u Zin



213. "Doğru yola getirmek istediğin ,
Desteklemek , yardım etmek istediğin kimseyi de derhal bilinen makama götürürsün ,
Ve hizmetçi bile olsa efendileştirirsin."


- Mem u Zin



214. "Kulluk,çaba sarf etmeden gerçekleşmez ve sadıklar ile munafiklar, iskencesiz ve şahadetsiz birbirinden ayırt edilemezler. İnsanın, hiçbir bedel ödemeksizin bir kazanç elde etmesi adelete uygun degildir..."


- Fıkhu's Siyre



215. "İnsan eğitim ve güzel ahlâktan yoksun olduğu zaman , tamamen bir vahşî hayvan suratına bürünür."


- Siyamend u Xece



216. "Erkek , kadının güzelliğinin aynası olmadıkça kadının mükemmel bir güzelliğe sahip olduğu söylenemez. Erkekteki güzelliği kadın anlandırmadıkça, onun da bir güzelliğe sahip olduğu düşünülemez."


- Mem u Zin



217. "İman ettikten sonra, Allah sevgisi, ancak O'nun maddi-manevi nimetlerini ve azametini çok düşünmek kalp ve dil ile onu çok zikretmekle vücuda gelebilir. Bunlar ise ancak zaman zaman gerçekleşen ve tekrarlanan uzlet, halvet ve dünya meşguliyet ve gürültülerinden uzaklaşma ile mümkün olabilir.Müslüman bunları gerçekleştirdiğinde ve bu vazifeyi hakkıyla ifâ ettiğinde kalbinde muazzam bir ilahi muhabbet yeşerir.Bu sevgi her zorluğu kolaylaştıran her tuzağı bertaraf eden, her çeşit eziyet ve işkenceyi önemsiz hale getiren ve kişiyi her türlü alay ve tahkire karşı güçlü kılan bir sevgidir."


- Fıkhu's Siyre



218. "Tirmizi, Resulullah'ın minbere çıkıp şöyle dediğini nakleder: "Ben kimim?" Dediler ki: "Sen Allah'ın resulüsün [sana selam olsun!]" Resulullah dedi ki: "Ben, Muhammed bin Abdullah bin Abdu'l-Muttalib'im. Allah, insanları yarattı ve onları iki guruba ayırdı, beni iyi gruba da hil etti. Sonra o grubu kabilelere ayırdı ve beni en iyi kabileye dâhil etti. Sonra o kabileyi de ailelere ayırdı ve beni en iyi aileye dâhil etti. Daha sonra da beni o ailenin en iyisi yaptı."

Tirmizi, Kitabu'l-Menâkib,9,236."


- Fıkhu's Siyre



219. ""Sevdanın oku kördür.""


- Mem u Zin



220. "Şu güzel hayat, bu güç ve saltanat, etrafımızda dönen çark, tüm bunlar kendilerine güvenilmez ve itimat edilmez görüntülerden ibarettir. Şu göz kamaştıran aydınlığın zifiri karanlığa karıştığı şekiller ve düğün neşelerinin üzüntü ve matem acılarına karıştığı manzaraların tümü, elimize geçen fırsatları kaçırmamak için bizi uyandırıyor ve kaybetmeden önce sevinç anlarımızı iyi değerlendirmemiz için hatırlatmada bulunuyor. Felek hiçbir zaman aldatırken bilgin ile bey, Sultan ile fakir arasında ayrım yapmaz."


- Mem û Zîn



221. "Ey Rabbim! Nasıl bu hikâyenin sonunda beni azametini tanımaya ve sana hamd etmeye muvaffak ettiysen, senden hayatımın sonunda da, beni yolunda yürümeye, lütuf ve hikmetine iman etmeye muvaffak kıl."


- Mem u Zin



222. "“Bana ne olduğunu sorsana Zin ! Yüreğimi nerede kaybettim ki sana bu kadar acımasız davrandım.”"


- Mem u Zin



223. "Zîn muma sesleniyor
Bazen mumu ederdi kendine muhattap
Ey sır ve dinginlik arkadaşım, baş yoldaşım
Gerçi yanmak yönünden de benim gibisin sen
Fakat sohbet yönünden benim gibi değilsin
Eğer sen de benim gibi konuşsaydın
Benim gönlüm de fazla yanmazdı."


- Mem u Zin



224. "Erkek, kadının güzelliğinin aynası olmadıkça kadının mükemmel bir güzelliğe sahip olduğu söylenemez. Erkekteki güzelliği kadın anlamlandırmadıkça, onun da bir güzelliğe sahip olduğu düşünülemez. Mecnun olmasaydı, Leyla'nın güzellik ve cazibesinin bir manası olur muydu? Husrev'in tacı, gücü Şirin'e yansımasaydı, güzelliği dünyada bu kadar nam salar mıydı?"


- Mem û Zîn



225. "Onlar, sanatı, İslâm'a karşı bir mücadele aracı olarak kullanıyorlar. İslâm'daki sanatın anlam ve işlevi, diğer düşünce sitemlerindeki anlam ve işlevinden farklıdır."


- Fıkhu's Siyre



226. "Allah , peygamber ve salihlerden olan kulları sevmekle meşgul olmayan kalbin; şehvet, heva ve yasaklananlarla dolacağı kesindir. Kalb şehvet ve heva ile dolup taştığında; itikadın tek başına sahibini adayış ve fedakârlığa taşıması oldukça zordur."


- Fıkhu's Siyre



227. "Ne zaman iman zayıflarsa ve ne zaman kalbteki muhabbet zayıflarsa, atılganlık çekingenliğe, kahramanlık da tembellik ve ürkekliğe dönüşür."


- Fıkhu's Siyre



228. ""Sevdanın oku kördür.""


- Mem u Zin



229. "Şu güzel hayat, bu güç ve saltanat, etrafımızda dönen çark, tüm bunlar kendilerine güvenilmez ve itimat edilmez görüntülerden ibarettir. Şu göz kamaştıran aydınlığın zifiri karanlığa karıştığı şekiller ve düğün neşelerinin üzüntü ve matem acılarına karıştığı manzaraların tümü, elimize geçen fırsatları kaçırmamak için bizi uyandırıyor ve kaybetmeden önce sevinç anlarımızı iyi değerlendirmemiz için hatırlatmada bulunuyor. Felek hiçbir zaman aldatırken bilgin ile bey, Sultan ile fakir arasında ayrım yapmaz."


- Mem û Zîn



230. "Ey Rabbim! Nasıl bu hikâyenin sonunda beni azametini tanımaya ve sana hamd etmeye muvaffak ettiysen, senden hayatımın sonunda da, beni yolunda yürümeye, lütuf ve hikmetine iman etmeye muvaffak kıl."


- Mem u Zin



231. "Allah [c], peygamber ve salihlerden olan kulları sevmekle meşgul olmayan kalbin; şehvet, heva ve yasaklananlarla dolacağı kesindir. Kalb şehvet ve heva ile dolup taştığında; itikadın tek başına sahibini adayış ve fedakârlığa taşıması çok zor olur."


- Fıkhu's Siyre



232. "Sa’d bin Muaz radıyallahu anh:
“Biz Sana iman ve Seni tasdik ettik. Bize getirdiğin şeyin de hak ve gerçek olduğuna şehadet ettik. Biz, bu hususta dinlemek ve itaat etmek üzere, Sana kesin söz verdik. Nasıl istersen öyle yap, biz Seninle beraberiz. Seni, Hak Din ve Kitab ile gönderene andolsun ki Sen bize şu denizi gösterip dalarsan, mutlaka biz de Seninle birlikte dalarız.” dedi"


- Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam



233. "Halbuki gövde gösterisi ve sayı kalabalığı zafer ve başarıda ne role sahipti ki."


- Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam



234. "Bütün evren, hayat şafağının söktüğü zamandan bu yana birbirine zıt manzaralara sahnedir.."


- Mem u Zin



235. "Dedi ki : Hayır gamzeyle , bakışla ,
Halkı öldürüyorlar , okla öldürür gibi."


- Mem u Zin



236. "Demek ki, her peygamberin peygamberliğinin akide ve şeriat diye iki boyutu vardır. Akide konusunda peygamber, kendisinden önceki peygamberleri onaylar ve onların getirdiği esasları hiçbir değişiklik yapmadan kabul eder. Şeriat konusunda ise her peygamberin şeriatı, önceki şeriatı hükümsüz hale getirir. Ancak önceki şeraitin sonraki şeriatla olan benzer hükümlerini ve yeni şeriatın hakkında herhangi bir açıklama getirmediği hükümleri sabit kalır. Kimisi, bunu şu şekilde formüle etmiştir: "Yeni bir hüküm gelmediği sürece bizden öncekilerin şeriatı bizim şeriatımız sayılır.""


- Fıkhu's Siyre



237. "Tabiat istisnasız herkesin anasıdır."


- Mem u Zin



238. "..eğer beni mazur görmeye niyetli değilsen,
en azından beni kaderimle yalnız bırak."


- Mem u Zin



239. "..ey özlemin sabrını taşırdığı
âşık!"


- Mem u Zin



240. "Ah, ey Dicle! Ümitsizlik ateşinin yaktığı kurak bir kalptir."


- Mem u Zin



241. "Bunlar aşk belasının hastalarıdır,
Onlar da aşk kerbelasının susuzlarıdır."


- Mem u Zin



242. ""Allah'a yemin ederim ki aşktan sadece acı ve zehir gördüm.""


- Mem u Zin



243. "İslam dini hiçbir zaman bozulmadı ki, reforma veya reformcuya ihtiyaç duysun."


- Fıkhu's Siyre



244. "Yine yukarıda arzettiğimiz müşahedelerden birisi de Rasulullah'ın sahabeleriyle beraber hendek kazmasıydı. Son derece ibret verici bir husustur. Bir kere gerçek manada eşitliğin, müslüman fertler"


- Fıkhu's-Siyre



245. "-Günlerime yağdırdığın buna zorluk ve mutsuzluğun arkasında gizlenen hikmet ne olabilir ey Rabbim ? Bir defa bile olsa , feleği kalbimi sevindirmeye ve beni mutlu etmeye yönlendirmedin. Dünyanın benim de gözümde parlamasına müsaade etmedin hiç !"


- Mem u Zin



246. "Ayıplamamak lazım. Aşk, bir gönül ateşidir."


- Mem u Zin



247. "Kendisinin mahrum olduğu ancak senin mutluluğuna sevinecek kadar kalbi geniş olan ve yaralı göğsünün arkasında mutluluğunu paylaşan dost ne kadar değerli bir dosttur!"


- Mem u Zin



248. "Kim kalkıp birisinin ruhunu ondan alabilir?"


- Mem u Zin



249. ""Bugüne kadar insanlar ateşi hep suyla söndürmeye çalıştılar. Bugün ben ateşi ateşle söndüreceğim.""


- Mem û Zîn



250. "Ayıplamamak lazım. Aşk, bir gönül ateşidir. Nasihat ise onu söndüreceği yerde daha da alevlendirir."


- Mem u Zin

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: