Mor Salkımlı Ev Kitap Bilgileri
Yazar: Halide Edib Adıvar
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 45 dk.
Sayfa Sayısı: 344
Basım Tarihi: Şubat 2018
İlk Yayın Tarihi: 1970
Yayınevi: Can Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789750723339
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Mor Salkımlı Ev Kitap Tanıtımı
Evin kendisi, çocuğun hafızasında Mor Salkımlı Ev yaftasını taşır. Bu ev, yarım asırdan ziyade, bazan da her gece, bu küçük kızın rüyalarına girmiştir. Arka taraftaki bahçeye nazır pencereler, çifte merdivenlerin sahanlıklarındaki ince uzun pencereleri, baştan başa mor salkımlıdır ve akşam güneşinde mor çiçekler arasında camlar birer ateş levhası gibi parlar.
Halide Edib Adıvar, anılarını iki cilt haline kaleme almış, bu iki cildi de hayatının ayrı dönemlerinde yazmıştı. Mor Salkımlı Ev, yazarın çocukluk günlerinden 1918 yılına kadar olan dönemi anlatır. ‘İstiklâl Savaşı Hatıraları’ alt başlığını verdiği Türk’ün Ateşle İmtihanı ise bu tarihten 1923 yılına kadar olan olayları.Mor Salkımlı Ev’de, ülkesinin tarihine hem bir aydın, hem de bir eylemci olarak büyük katkılarda bulunmuş bir yazarın yetiştiği yılları okuyacaksınız.
Mor Salkımlı Ev Kitaptan Alıntılar
1. "“Kendimi çocuk ruhlu insanlara daha yakın hissediyorum.”"
2. ""Evet, Allah'ın, ona tapmak isteyen her biçare insanın görüşüne göre, bir cephesi vardı.""
3. ""Ben bu bayrağın altında doğmuş bir Türk kadınıyım.Burada yaşadım,burada öleceğim.""
4. "Yatağımın önüne kahverengi bir perde çekilmişti. Sıkıntılı olduğum zamanlar bu perdenin arkasına iltica eder, âdeta o odadan manastıra çekilmişlerin sükûnunu duyardım."
5. ""Ben bu bayrağın altında doğmuş bir Türk kadınıyım. Burada yaşadım, burada öleceğim.""
6. "Evlenme, bayram, hatta mektebe başlama. Hulâsa başka memleketlerde coşkun bir sevinç gösterisine vesile olabilecek merasimler bizde daima hüzün yaratıyor."
7. ""...Yalnız kaldığım zaman kendi kendime yüksek sesle konuştuğum çok vaki olmuştur.""
8. "Ben bu bayrağın altında doğmuş bir Türk kadınıyım. Burada yaşadım, burada öleceğim."
9. "Solgun yüzlü, gözleri ateş saçan bir vaiz, her insanı ebedî bir cehennem ateşine mahkûm ediyor ve yeryüzünde cenneti hak edebilecek kimse yokmuş gibi konuşuyordu."
10. "...herhangi bir mevzuyu müdafaa eden bir adamın ona inanması, muvaffakiyetinin birinci amilidir."
11. "Vaizin bu söylediklerinden korktum ve sürünerek Bacı’nın yanına gidip çarşafının içine saklandım. O anda, din bana müphem ve korkunç bir şey gibi görünüyordu."
12. "Kendimi çocuk ve çocuk ruhlu insanlara daha yakın hissediyorum."
13. "Çöl ile temasım bende garip bir tesir bırakmıştır. Ne zaman etrafımdaki arbede ve şamata dayanılmaz bir hâle gelse çölü düşünerek biraz dinlenirim. Oradaki yalnızlık ve ebedî sükûn bana yorgun bir ruhun tek sığınağı gibi gelir. Bütün varlığın yaratıcısı olan Allah, çölde insana ne kadar yakın geliyor… Dinlerin neden çölün etrafında şekil aldığına o günden beri hiç hayret etmiyorum…"
14. "Fakat bu mahlûk, başı önünde oğlan numunesi, bana garip geldi. Benden daha fazla çekingen olduğu hissedilen Rıfat’ı, yaşça benden büyük olmasına rağmen, ötekilere karşı, onu koruyan bir dost vaziyeti almıştım."
15. "Zulme dayanan herhangi bir idare iflasa mahkûmdur."
Mor Salkımlı Ev Kitap İncelemeleri
Yazar bu kitapta kendi çocukluk yıllarını okuduğu mektepleri ilk yazılarını ilk evliliğini eşinden ayrılışını Milli Mücadeleye nasıl ve hangi sebeplerle başladığını ve Osmanlı imparatorluğunun son dönemlerinş anlatıyor. Kitap bir anı kitabıdır Halide Edip Adıvarın bir çok anısı kitapta mevcuttur. Halide Edip Tanin matbaasında yazılar yazmaya başlar fakat açık fikirli bir kadın olarak kadın haklarını savunduğu için tehditler alır kısa bir süre sonra da matbaa basılırak kapatılır zaten bu yüzden bir süre vatanından uzakta kalmaya mecbur kalır önce Mısıra daha sonra İngilteye gider orda tanınmaya başlar ve çevre yapar. Daha sonra İstanbula döner Kız çocukları için açılmış olan Darülmuallimatta öğretmenlik yapmaya başlar 5 yıl burada çalıştıkan sonra Türk ocağına girer fakat orada arkadaşlarıyla fikir ayrılıklarına düştüğü için oradan ayrılır bu kişilerden biri de Ziya Gökalptir. Balkan muharebesi patlak verince bir hastahanede gönüllü olarak çalışmaya başlar. Bu esnada Adnan Adıvar ile tanışır bu ikinci evliliği olacaktır. Balkan harbi son bulunca hem öğretmenlik mesleğini hemde hemşirelik mesleğini bırakıp Kız mekteplerinde müdürdük ve müfettişlik yapmaya başlar. 1. Dünya savaşı çıktığında Cemal paşanın daveti üzerine Lübnana gider orada da çeşitli mektepler açarlar Halide Edip Adıvar nerdeyse tüm Arap diyarını gezerek insanlara ve çocuklara faydalı olmaya çalışmıştır.
Halide Edip okumak... Kesinlikle edebi yönü kuvvetli bir yazar ve ben satır aralarında bu edebî yönü hissetmeyi seviyorum. Sayfaların ilerlemesini fark etmeden anılar yumağında kayboldum. Evet anılar yumağında. Halide Edib, Mor Salkımlı Ev adlı eserinde anılarını kaleme alıyor. Çocukluk yıllarından başlayarak, Milli Mücadele yıllarına kadar olan süreci anlatıyor.
Selim İleri'nin Mor Salkımlı Ev için çok beğendiğim bir yorumu vardır; Mor Salkımlı Ev yakın tarihimizin ruh iklimini anlamak, kavramak ve o iklimde yaşamak açısından eşsiz bir anı kitabıdır. Bu yorum üzerine ne söylense az.
Gerçekten de anılar arasında toplumsal yapıya odaklanarak farklı siyasi görüşe ya da etnik kökene sahip olan insanların birbirine saygılı yaklaşımı ele alınıyor, günümüz toplumu için ne kadar uzak bir durum oysa. Osmanlı'nın sosyo-kültürel yapısına daha yakından bakmamızı mümkün kılıyor. Sanata verilen önem, tiyatro salonları, oyunlar ya da edebî eserler.
Kadın haklarından, partili dönemden, eğitim sisteminden, Meşrutiyet'ten, Osmanlı Devleti'ndeki değişimlerden bahsederek tarihi konularda da okuyucuyu bilgilendiriyor.
Ve tanıdığımız pek çok isme rastgeliyoruz. Vatan sevgisi ile dolu, tek derdi vatan olan güzel insanlara.
Halide Edib iyi ki bu topraklarda yaşamış, bize eserlerini bırakmış. Ruhu şad olsun.
Mor Salkımlı Ev, yakın tarihimizin ruh iklimini anlamak, kavramak ve o iklimde yaşamak açısından eşsiz bir anı kitabıdır diyor Selim İleri. Ve ekliyor; okullarda okuduğumuz tarih kitapları, yaşanmış, acısı ve sevinci tadılmış günleri bize anlatmaktan,aktarmaktan,duyumsatmaktan ne kadar uzak!
Haksız da sayılmaz.Zira iki tarih arasına sebep ve sonucu sıkıştırılmış olaylar ezberleme usulü kafalara kazınmaya çalışılınca kendi geçmişe uzak nesiller yetiştirmek için özellikle sunulmuş öğretilerden başka nedir ki? Oldum olası severim tarihî şahsiyetlerin biyografi tarzı kitaplarını. Asıl orada gizlidir gerçek başarının her adımı. Mor Salkımlı Ev yıllardır elimde olup okunmayı bekleyen kitaplarındandı. Şükür ki pandemi var dedirtti. Osmanlı'nın yıkılış dönemine şahitlik etmiş münevver bir ortamda yetişmiş çocuk Halide' den maarif müfettişliğine( milli eğitim müfettişliği) uzanan, hem tüm Anadolu'da etkili muharrirliği(haberci,gazeteci, köşe yazarı) Arap dünyasına Türk Okulları açarken ki gayreti, Batı dünyası ile bir münevver olarak ilişkileri kitabı belki de onlarca kez okunmaya değer kılıyor. Hürriyet, mücadele, gaye kelimelerini alnının akıyla sadece bir kavram olmaktan çıkarıp hem kendi hayatına hem ülke hayatına yön veren bir idealist kadın portresi...Balkan Harbi sırasında İstanbul, 1. Dünya savaşı sırasında Anadolu ve Arap milleti, Avrupa'nın emelleri bariz duru bir anlatımla sunulmuş. Her Türk vatandaşının okuması gereken bir kitap.
“Mor Salkımlı Ev” Halide Edib Adıvar’ın anılarını kaleme aldığı iki ciltlik kitabın birincisidir. Bu kitap yazarın çocukluk günlerinden 1918 yılına kadar olan süreyi kapsıyor. İkinci kitap olan “Türk’ün Ateşle İmtihanı” ise 1918-1923 yılları arasındaki dönemi kapsıyor.
Halide Edib Adıvar okumaya önceki günlerde okuduğum “Lord Kinross - Atatürk” kitabını okurken karar verdim. Bu kitapta “Türk’ün Ateşle İmtihanı” kitabından çok fazla alıntı vardı. İlk olarak Türk’ün Ateşle İmtihanı”nı okumaya karar vermiştim. Fakat
‘in önerisiyle “Mor Salkımlı Ev”i ilk sıraya aldım. Kendisine beni uyardığı için çok teşekkür ediyorum. Eğer Halide Edib Adıvar okumaya karar verdiyseniz ilk okumanız gereken kitap “Mor Salkımlı Ev” olsun.
Kitabın ilk sayfaları hiç ilgimi çekmedi hatta biraz sıkıldım. İlerleyen sayfalarda detaylara takılmaya başladım. Dönemin İstanbulundaki hayat şartları, aile yapısı ve arada geçen Abdülhamid eleştirileri ilgimi çekmeye başladı. Sonrasında tarihi olayların anlatıldığı bölümlere gelince okuma keyfim kat kat arttı.
Selim İleri’nin kaleme aldığı kitabın sonsözünde yer alan bu cümle duygularıma tercüman olmuş. “Şimdi düşünüyorum da, okullarda okuduğumuz tarih kitapları, yaşanmış, acısı ve sevinci tadılmış günleri bize anlatmaktan, aktarmaktan, duyumsatmaktan ne kadar uzak!”
Kitabın hazırlanışı, orijinal metne sadık kalınışı ve eski kelimelerin anlamlarını dipnot düştüğü için Can Yayınları’na ayrıca teşekkürlerimi iletmek isterim. Yeni kitaplarda görüşmek üzere. Herkese keyifli okumalar dilerim.
"Mor Salkımlı Ev, hürriyet imtihanından kim bilir kaç kez alnının akıyla geçmiş bir yazarın o hürriyet imtihanına savruluş çağından söz açar."diyor Selim İleri.
Kitap yeknesak bir ahenk içinde yazarın çocukluk ilk gençlik ve yazarlığın ilk yıllarına dair hatıralarını içeriyor. Tam neden 3.sahıs anlatıcı kullanmışki derken sebebini belirtip kahraman anlatıcıya dönüyor. Yazarın yaşadığı dönemin müthiş hareketli siyasî vak'aları, yetiştiği çevre, Abdülhamit'in sarayında görevli İngiliz hayranı babası, aldığı eğitim,aile hayatının kargaşası, özel hayatı, yazarlığa ilk adım atışı, eğitimci kimliğiyle son dönem Osmanlı aydınını ve yaşadığı yön karmaşasını çok şeffaf bir şekilde okura sunuyor.
Savruk dili, bozuk cümleleri, kargaşaya sebep olan başarısız tasvirlerine rağmen merak unsuru adeta bir roman okuyorcasına hiç düşmeyen kitapta Halide Edip, ateşle imtihana hazırlanan Türk aydının bir numunesi adeta.
Osmanlı toplumunda kadının yeri siyasete uzun yıllar malzeme olmuş, evrilerek bugünlere taşınmış popüler bir konu ve bu hatırlatın bu konuda söylediği çok şey var bence.
Bir yetimhanede gösterdiği insanüstü gayret ve orada yaşanan değişimler, kimsesiz bir çocuğa geçici de olsa gönüllü annelik edişi kupkuru, duygusuz anlatımına rağmen gözünüzü yaşatacak cinsten. Savaşın en çok kaybedeni yarınları çalınan fakat ölmemiş çocuklardır zira.
Geç okuduğuma hayıflandıklarımdan oldu.