Mor Mürekkep Kitap Bilgileri
Yazar: Nazan Bekiroğlu
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 21 dk.
Sayfa Sayısı: 224
Basım Tarihi: Mart 2021
İlk Yayın Tarihi: 1999
Yayınevi: Timaş Yayınları
ISBN: 9789753626880
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Mor Mürekkep Kitap Tanıtımı
Mor Mürekkep, birbirinden bağımsız konulardan bahseden ama bütünü dikkate alındığında ortak bir ruh etrafında öbeklenen denemelerden oluşuyor. Kimi zaman bir renk, kimi zaman bir kitap veya bir şahıs, kimi zaman da edebi bir sanattan hareketle farklı zaman ve duygusal iklimlerde kaleme alınan bu denemelerde her şeyden önce kıvrak ve akıcı bir Türkçe, bilgi dağarcığınızı zorlayan ve harekete geçiren bir birikimle karşılaşacaksınız. Mor Mürekkep‘in çağrışımları okkasında duramayacak kadar zengin ve derin.
(Tanıtım Bülteninden)
Mor Mürekkep Kitaptan Alıntılar
1. "Mucize kapılarını ancak kendisine inananlara açar!"
2. "İfade iç dünyamıza yetişemez, duygu dilden zengindir."
3. ""Özlemek ne zor kelime" diyor şair. Özlememek daha zor, diyorum âcizane."
4. "Âşık fatih olursa eğer, maşukun bahtına ülke olmak düşer."
5. "Söz susmanın ulaşabildiği derinliklere ulaşamaz."
6. ""Hala en güzel hikayeleri dünyalar bir araya gelse anlamayacaklara mı anlatmaktasın? Ve sen hala sağırlar ordusuna senfoniler mi çalmaktasın? Ne seni hazmedebilen ne de senin hazmedebildiğin bir alemde için sızlıyor, biliyorum. İçine bak, imkansız bir şey olmadığını göreceksin. Kapat gözlerini gitsin.""
7. "Hâlâ en güzel hikâyeleri dünyalar bir araya gelse anlamayacaklara mı anlatmaktasın?
Ve sen hâlâ sağırlar ordusuna senfoniler mi çalmaktasın?"
8. "Güllük gülistanlık bir yol hiç değildir annelerin yolu. Ama güldür anneye çocuğu. Dikenleri yüzünü ve ellerini yırtsa da. Gülüm benim diye sever yavrusunu.
Ve hangi anne dikenlerinden ürkerek gülden geri döner ki?"
9. "Çünkü söz susmanın ulaşabildiği derinliklere ulaşamaz."
10. "Senin için çizdim altını şu satırların."
11. "Hiçbir uzak duanın erişemeyeceği kadar uzak değil."
12. "Aynı sözcüklerle konuşuyoruz ama bir türlü aynı kavrama aynı mânâyı veremiyoruz."
13. "Sizin dünyanız benim dünyama uymuyor. Ve ben sizi reddediyorum. Siz de beni reddedebilirsiniz, fark etmez."
14. "Hakikatin örtüsüne bürünerek çıplak kalmayı, ödünç pembe incili kaftanlara tercih ettiniz."
15. "İçinizdeki iklimle dışınızdaki iklimin uyumsuzluğunda dağılırsınız."
Mor Mürekkep Kitap İncelemeleri
Yazarımızın kitabın ortalarında yaptığı MOR tanımıyla başlamak istiyorum incelememe:
"En açığıyla en koyusu arasında mor, fazla açık fazla kapalı. Fazla modern fazla muhafazakâr. Renkler içinde bağımsız ülke, mor. Renkler içinde tutsak ülke, yine mor.”
'nun okuduğum ilk eseri ve iyi ki de okudum dediğim bir eser:) Yazar hakkında pek bir şey bilmiyordum ama burdan gördüğüm okuduğum yazara ait alıntılar, iletiler beni bir şekilde yazara bağlamıştı. Yazar ve okuyucu arasında bir bağ vardır ya hani işte ben bu kitabı okurken sanki yazarla bütünleşmiş gibi oldum. Okuduğum her cümlede kendimi gördüm. Kitabı okurken o günün benim olduğunu hissettim, kendi duygularım, kendi düşüncelerim ve kendi hayatım vardı bunun idrakine varıyordum. Kitabı okudukça okumak istiyordum, çünkü bana beni anlatıyordu..
Kitabı kısaca özetlemek gerekirse; Kültür, sanat ve edebiyat alanına dair çok önemli bilgileri mükemmel bir anlatımla içerisinde barındıran bir eser.
Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği, okurken bazı bölümlerin hiç bitmesini istemeyeceğiniz aynı şekilde sıkılıp hemencecik bitmesini isteyeceğiniz bölümler olacaktır ama bölümler çok kısa olduğu için bu kesinlikle okuma isteğinizi kaçırmaz,
çok sade ve çok akıcı bir şekilde ilerleyen kitabımızı okumayanlara tavsiye ederim.
Selam ve dua ile
Münferit konuların ahenkle dansedişi...
Yer yer bu münferit konular,yine ahenkle biribirine ilintilenmiş.
Yazar kimi zaman kitabın ismi de olan mor renkle,kimi zaman bir kişiyle,kimi zaman bir kavramla,sanatla edebîce ve ustaca dans etmiş.
Beş bölüm ve her bölümün alt başlıklarından oluşan eser,yazarın ruh iklimini okuyucuya neredeyse tamamen duyumsatıyor.
Elbette ferdi olarak sizi daha çok saran,daha çok altını çizeceğiniz konular olacaktır.
Şahsen altını çizip sahiplendiğim,yıldız koyduğum yerler oldukça fazla.
Yazar bu konuyu da ele alıyor.Şöyle ki:
Konu başlığı;Altı Çizili Satırlar
Ben de altını çizdiğim cümleleri belirteyim:
"Altı çizilmiş her satır kendi bütünlüğünden çıkmış Ve bir daha geri dönse de farklı bir yükle yüklenmiştir artık kendi Ruhumda dair yeni bir okuma dahası Yeni bir yazma farklı bir bütünlük yeni bir yolculuk."
"Satır altını çizerek okuma bir yazara yapılacak en büyük haksızlık. Onun çizdiği güzergahın dışında bir yolculuk.
İşaret ettiğinin dışında bir fark ediş bir yanlış anlama dahası. Ama aynı zamanda bir yazara verilebilecek en büyük armağan da satır altlarını çizerek okuma.
Eco diyor ya bir yazarı mutlu edebilecek şey, metninde kendi düşündüklerinin fark edilerek okunmasıdır."
Olumsuz eleştirim;Timaş Yayınevine.Virgülü kullanma konusunda.
İçinizdeki yangına bir ses,bir nefes arıyorsanız,mor mürekkebin ses verip,konuşturduğu bu eserle tanışın.
Yazarın bende özel bir yeri olduğunu her kitabını yorumladigimda belirtiyorum ve bıkmadan yineleyebilirim. Nazan Bekiroğlu edebiyat dünyamız için bir şans bir idol. Benim için öyle kesinlikle. Hep onun öğrencisi olmayı dilerdim. Böylesi kelime hazinesi bu kadar güzel bir anlatım, hayal gücü ve daha nicesi. Mor Mürekkep bir deneme kitabı ve çok az daha iyisi vardır. Deneme sevenlere bilhassa tavsiye ederim.
*Demek kelimeler hayattan çıkıyor, hayat kelimelerden değil.
Mor; palet üzerinde bir miktar mavi ile bir miktar kırmızının karışımından ibaret. Mavi; yaratıcı, sükunet. Kırmızı; tansiyonu arttırıcı, şiddet.
İkisi arasında bir med- cezir mor. İkisi arasında hangisine yakınsa ona mukabil bir tesir.
Mor hayat. Mor ölüm. Mor hayal. Mor cesaret. Mor halk. Mor aristokrat.
Durdugunuz yer kendi morunuz. Ya siz hangi morsunuz? Yaşıyor mu, ölüyor musunuz?
Okuma yaparken ne çok şey öğretiyor. Yeni kelimeler, farklı bakış açısı, öylece durup bir renge bakmak gibi. Baktığın herşeyi görmek gibi.
Sürükleyip götürmüyor. Durdurup düşündürüyor. Sözlük cevirtiyor. Öğretiyor. Yoruyor. Bittiğinde hüzünlendiriyor.
Gençlerin okuması ne güzel olurdu. Kaybolan , yitip giden güzel kelimeleri kazanmaları için. Bu yazarların çoğalması dileği ile. İyi ki var Nazan Bekiroğlu....
Mor Mürekkep / Nazan Bekiroğlu
“Bir dokunuşta yitip gider hayat. Bir dokunuşta geri gelir sessizce, bir başka dokunuşta yitirilmek üzere. Yine yeniden.”
“Her hikâyenin tersinden bir okunuşu, her rüyanın tersine bir tabiri var. Kimse tek dünyaya ait değil çünkü. Ve hiç kimse tek hayat yaşamıyor. Bu yüzden bunca ölüm var.”
“Sevgi ürkmemek değil midir zaten kayıtsız bir devredilişte.”
“İnsan kendi ruhunun labirentlerinde dolaşıyor.”
Altını çizmekten kendimi alamadığım bir kitap oldu Mor Mürekkep. Nazan Bekiroğlu’nun kalemi, hoş tınısı, müzikalitesi ve ahengi hem gözümü hem gönlümü doyurdu. Kitapta kelimeler adeta nokta ile virgül arasında dans ediyor. Okur da ritmi bir tutturdu mu değmeyin keyfe artık. Muhtelif konularda çok yönlü bir deneme okuması oldu benim için. Aynı zamanda yazarın tüm kitaplarını okuma isteğiyle doldum tabii.
Kitabı okurken istemsizce “bu yazarı ben de okumalıyım” diyorsunuz. Çünkü verilen örnekler ve kitap alıntıları çok vurucu ve etkileyici. Ruhunuzdan bir parça bulacağınıza eminim.
“İyi ki de anlatamayacağız. Anlatamamaktan doğuyor çünkü şiir. Anlatamadıkça canı acıyor şairin. Canı acıdıkça şiir geliyor.”
“Aynı yere bakıyor olmak, her zaman, birlikte bakıyor olmak anlamına gelmemektedir.”