Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Misafir - Nermin Yıldırım | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Misafir Kitap Bilgileri


Yazar: Nermin Yıldırım
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 24 dk.
Sayfa Sayısı: 332
Basım Tarihi: Eylül 2018
İlk Yayın Tarihi: Eylül 2018
Yayınevi: Hep Kitap
ISBN: 9786051922454
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Misafir Kitap Tanıtımı


Nermin Yıldırım okura bu kez garip bir Ev'in; hemşirelerin “abla”, hastaların “misafir”, başhekimin “baba” diye adlandırıldığı, her geçen gün daha katı kurallarla yönetilen tuhaf ama bir yandan da çok tanıdık bir akıl hastanesinin kapılarını aralıyor. Biri Ev sahibi, diğeri misafir, biri genç, diğeri yaşlı, biri geçmişe, diğeri geleceğe bakan Esin ve Rikkat'ten hareketle, içeridekilerin ve dışarıdakilerin, tek tek çıldırmaktan vazgeçip topluca delirenlerin buruk, muzip ve her şeye rağmen ümit dolu hikayesini anlatıyor.



Yıldırım, Misafir'de yetkin ve zengin diliyle, yakın geleceğe dair ürkütücü, tuhaf ama bir o kadar da tanıdık bir dünya yaratıyor. Baskıcı bir düzende, bir akıl hastanesinde kurduğu bu dünya, dış dünyanın hem bir parçası hem de ta kendisi gibi görünüyor.



Misafir, normalini yitirmiş, çokça incinmiş, bolca incitmiş bir dünyada, kırılmış hayallerin, ertelenmiş sevgilerin, hakkıyla yaşanamamış ömürlerin ortasında, kendine sığınacak yer arayanların romanı. Yıldırım, sızının ve şifanın hikâyesini, o derin anlatımıyla, incelikle, şefkatle dokuyor.




Misafir Kitaptan Alıntılar


1. "“Avutulmak istemiyorum ki ben, anlaşılmak istiyorum.”"




2. "İnsanı yaşı değil, hayatı yaşlandırıyor. Bazen yaşadıkları, bazen de yaşayamadıkları..."




3. "Avutulmak istemiyorum ki ben, anlaşılmak istiyorum.."




4. "Avutulmak istemiyorum ki ben, anlaşılmak istiyorum."




5. ""İnsan en çok sevdiklerinden korkar, onları yitirmekten.""




6. "Sana da bambaşka bir hayatın olabilirdi gibi geliyor mu bazen?.."




7. "Annemi çok özlüyorum, en çok da onun çocuğu olmayı özlüyorum."




8. "İnsanın her lafını açıklamak zorunda kalmaması ne büyük rahatlık."




9. "Diriler yanlış biliyor, sadece ölüler çürümez. Hatta yaşarken ölmeyi seçenlere kıyasla, ölüler çürümeyi bile bilmez."




10. "Yanlış anlaşılmaktan korka korka, anlaşmaktan bile vazgeçmiş insanlarız sonuçta."




11. ""Keşke" diye devam ediyor gözlerini gözlerimden ayırmadan, "seninle başka bir yerde, başka bir şekilde tanışabilseydik.""




12. "Kuracak hayali kalmayan, otuzunda bile doksanına varabiliyor."




13. "Her söylenene inanmayı kim öğretti size?"




14. ""Dinlemeyene anlatmak imkansız.""




15. "İnsan tek başına delirmiyor. Bu yolda ona yardım edecek birileri mutlaka çıkıyor."





Misafir Kitap İncelemeleri


Nermin Yıldırım'ı ilk kez okuyorum. Eski kelimelerle yeni kelimeleri harmanladığı kalemini, duygu aktarımını kolaylaştıran üslubunu, özgün cümlelerini çok beğendim.
Bu kitapta müdavimlerinin ev dediği bir akıl hastanesinden bahsediyor. Hastalar misafir; görevliler abla, abi, baba... hastalar azıcık temiz havadan, zaten iğne ucu kadar olan haklarından mahrum kalmamak için hiçbirşeyden şikayet etmemeyi öğrenirler bu evde. İlaçlarını içip kendilerinden her gün biraz daha uzaklaşan yaşama heveslerinin ardından bakarlar öylece. İnsan okurken düşünmeden edemez. "Gerçek dünyada da epey var bu evlerden ve Susarak yitirilen nice güzelliklerden."
Evi bize Esin anlatır. Eski hayatını istemekten vazgeçmeyen, sorgulayan, en büyük korkusu sevilmemek olan misafir Esin.
Dış dünyayı da Rikkat abladan öğreniyoruz. Aşka, yaşamaya, salıncaklara geç kalmış; bir ömür okuyamadığı bir şiirin dizelerini her gördüğü şiirde arayan;
düşmekten korkan, annesinin ruhuyla çekirdek çitleyen Rikkat abla.
Bu kurumu, burada yapılan usülsüzlükleri, düzeni sorgulayan, hastalar için üzülen zavallı doktor kerem var bir de. Başına gelenleri hak etmeyen iyi insanlardan sadece biri.
Karakterleri çok sevdim. Rikkat ablalar şiirini bulsun. Doktor keremler özgür olsun. Hayata inanan Esinler ve Adalı Yakuplar usul usul yağan yağmurlar altında daima mutlulukla koşsun. :)




Merhaba
Bu kitap Nermin Yıldırım 'dan okuduğum 3.kitap.
Bazı yazarlar vardır ne yazsa okunur, ne söylese dinlenir, Nermin Yıldırım da benim için bu yazarlardan biri oldu. Öyle cümleleri var ki, içinize işliyor, burnunuzun direği sızlıyor.
Kitapta iki anlatıcı,iki farklı hayat var. Biri kendini neden orda olduğunu bile bilmeden adına "ev" dedikleri akıl hastanesinde bulan 'Esin' diğeri de bu hastanede hemşire olarak çalışan 'Rikkat'.
Bir içerdeki, birde dışardaki hayat var.
Hastalara 'misafir', çalışanlara 'abla, abi', denen bir yer.
Esin ve Rikkat'in, hayatları, gözlemleri, ruh halleriyle iki hikaye okuyacaksınız.
Dili çok akıcı ve anlatımı çok güçlü.
Nermin Yıldırım 'ın her kitabında kendinizden bir şeyler bulabilirsiniz.
Herkese keyifli okumalar dilerim

İnsan tek başına delirmiyor, bu yolda ona yardım edecek birileri mutlaka çıkıyor.

İnsanın kendine içerden attığı kesiği, başka kimse dışardan dikemiyor.

Hep aynısı oluyor: çaresizliğin neye benzediğini anladım sanıyorum, sonra hayat öyle bir numara çekiyor ki daha kötüsünün, hep daha kötüsünün mümkün olduğunu görüyorum.

Birini ille de bizzat nefesini keserek öldürmez insan. Birbirimizi öldürmenin onlarca yolu var. Bazen konuştuğuyla, bazen sustuğuyla öldürür. Bazen gidişiyle, bazen yanında kalmayışıyla.

Yaşımdan çok erken çöktüğümün farkındayım ama zaten insanı yaşı değil hayatı yaşlandırıyor. Bazen yaşadıkları, bazen yaşayamadıkları. Kuracak hayali kalmayan, otuzunda bile doksanına varabiliyor.




Nermin Yıldırım’ın Misafir romanı, hafıza kaybı, kimlik arayışı ve baskıcı sistemler üzerine kurulu bir hikâye sunuyor. Olaylar, “Ev” adı verilen bir akıl hastanesinde geçiyor. Ancak burası bildiğimiz hastanelerden farklı. Hastalara “misafir”, hemşirelere “abla”, başhekime ise “baba” deniyor. İlk başta güvenli bir sığınak gibi görünen bu yer, zamanla bir hapishaneye dönüşüyor.

Yıllarını hemşire olarak geçiren Rikkat, hayatı boyunca başkalarına yardım etmeye çalışmış olsa da geçmişinden kaçamayacağını anlıyor. Bir yandan kendi geçmişiyle yüzleşirken, diğer yandan çalıştığı yerin kurallarını sorgulamaya başlıyor. Öte yandan, hafızasını kaybetmiş genç kadın, kim olduğunu ve neden burada olduğunu hatırlamaya çalışıyor. Burada geçirdiği süre boyunca hem kendini hem de çevresindekileri anlamaya çalışırken, aslında “Ev”in göründüğü gibi bir yer olmadığını fark ediyor.

Roman, bireyin hafızasının kimliği üzerindeki etkisini ve özgürlüğün ne anlama geldiğini sorguluyor. Hikâye ilerledikçe, hastanenin kurallarının giderek sıkılaştığı, insanların gitgide daha fazla kontrol altına alındığı görülüyor. Yalnızlık ve aidiyet duygusu, karakterlerin iç çatışmalarıyla birlikte derinlemesine işleniyor.

Nermin Yıldırım, akıcı ama zaman zaman kasvetli bir üslupla, psikolojik yönü ağır basan bir roman sunuyor. Karakterlerin iç dünyasına odaklanarak, hem bireysel hem de toplumsal açıdan düşündürücü bir hikâye anlatıyor. Eğer psikolojik derinliği olan ve sistem eleştirisi içeren romanları seviyorsanız, Misafir seni içine çekebilir.
Keyifli okumalar.




Nermin Yıldırım'ın okuduğum 2.kitabı ve "Unutma dersleri" gibi yine çok zevkle hissederek okuduğum bir hikaye.Neredeyse her sayfada altını cizdigim bolca cümlelerin olduğu,son sayfasina kadar beni içine çeken bir hikaye.Sadece 40 yaşına 7 roman sığdırmış gencecik bir yazar,Roman "EV" diye adlandırılan,hastaların "MİSAFİR" başhekimin "BABA" hemşirelerin ise "ABLA" diye adlandırıldıkları bir akıl hastanesinin kapılarını aralıyor.,Romanı iki karakter üzerinden görüyoruz ve içerisini Misafir olan EV'e nasıl geldiğini hatırlayamayan bu bilinmezlik içinde arayışlarda olan Esin karakteri üzerinden, dışarısını da Abla olannormalini yitirmiş,çokça incinmiş, geçmişte soramadığı soruların pişmanlığını yaşayan, Rikkat karakteri üzerinden görüyoruz.Rikkat Hanımın geçmişe takılı özlemleri ve iç dünyasında yaşadıkları ile misafir olan Esin'in hatırlayamadığı geçmişi Farklı yaşanmışlıklar ve farklı insanların bir araya geldiği akıl hastanesinde, misafir olan kişilerin travmaları, birbirlerinden kaçışları, neden orada olduklarını bilmemeleri, kitabın ana konusu gibi görünse de ana tema, geçmiş ve geleceğe özlem olarak işlenmiş... Ve düşünüyoruz, içerisiyle dışarısını ayıran duvar ne işe yarıyor? Duvarın hangi tarafında kaldığımız bizim gerçekten ne olduğumuzu belirliyor mu?




Büyük bir hayal kırıklığı , şişirilmiş havada çok havada kalmış bir roman...

Arka kapaktan;
Nermin Yıldırım okura bu kez garip bir Ev’in; hemşirelerin “abla”, hastaların “misafir”, başhekimin “baba” diye adlandırıldığı, her geçen gün daha katı kurallarla yönetilen tuhaf ama bir yandan da çok tanıdık bir akıl hastanesinin kapılarını aralıyor. Biri Ev sahibi, diğeri misafir, biri genç, diğeri yaşlı, biri geçmişe, diğeri geleceğe bakan Esin ve Rikkat’ten hareketle, içeridekilerin ve dışarıdakilerin, tek tek çıldırmaktan vazgeçip topluca delirenlerin buruk, muzip ve her şeye rağmen ümit dolu hikâyesini anlatıyor.

Bu arka tanıtım yazısını okuyunca heyecanlanmıştım ama kitabın bu anlatılanlarla hiçbir ilgisi yok . Akıl hastanesi yüzeysel işlenmiş , baskıcı falan değil hicbirsey değil ortada akıl hastanesi bile yok doğru dürüst .

Epigraflarla bölümler süslenmeye çalışilmış olsa da , bomboş , karakterlerin içleri boş , iki kadının hikayesi , bir biri , bir diğeri anlatıyor , dikkat kesilmediğin an hikayelerin hangi ağızdan olduğunu kaçırıyorsun ,çünkü iki karakter de o kadar yüzeysel .

Bitsin diye okudum. Istırap dolu bir okumaydi...

Sadece ,ara ara süslü püslu ,felsefik, hayata atıf özlü sözler kıvamında cümleler var, onlar da bütünden kopuk.

Nermin Yıldırım' in Dokunmadan kitabını çok sevmiştim , ilk kez okuyacaksınız bu yazarı , tanışma faslınız zannimca Misafir eseri olmamalı ...

Bütünlüksüz sadece göz yoran bir eser çünkü...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: