Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Minyeli Abdullah - Hekimoğlu İsmail | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Minyeli Abdullah Kitap Bilgileri


Yazar: Hekimoğlu İsmail
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 42 dk.
Sayfa Sayısı: 272
Basım Tarihi: Şubat 2023
İlk Yayın Tarihi: 1967
Yayınevi: Timaş Yayınları
ISBN: 9789757544135
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Minyeli Abdullah Kitap Tanıtımı


İlk kez 1967 yılında Babıâli’de Sabah gazetesinde tefrika edilen Minyeli Abdullah, o kadar büyük ilgi görür ki bu kitabı yayımlamak için bir yayınevi kurulur. Kitap olarak yayımlandığında dört ay gibi kısa sürede 50.000 adet satılır. Dönemin Türkiye’si için çok dikkate değer bir durumdur bu.

Yıllar geçer, Minyeli Abdullah yüzbinler tarafından okunmaya devam eder.

Sinemaya uyarlanır, bu defa da gişe rekorları kırar.

Peki Minyeli Abdullah’ın halkın gönlünde böylesine yer edinmesinin sebebi nedir?

“Minyeli Abdullah’ı yazarken aslında dertlerimizi yazdım, inançlı insanların dünyasını ve yaşadıklarını... O dönemde o günün şartlarına bağlı sıkıntılar vardı. İnsanlar İslami kitap okudukları için kolluk kuvvetleri tarafından karakola götürülüp nezarete atılıyorlardı mesela. Müslümanların içinde bulunduğu hali bir şekilde anlatmalıydım.”

Hekimoğlu İsmail



Minyeli Abdullah, 20. asır Müslümanını anlatır. O Mısır’da olduğu gibi Suriye’de de, Irak’ta da, Cezayir’de de, Pakistan’da da, Nijerya’da da, Türkiye’de de, hâsılı dünyanın her yerinde yaşayan bu küfür ve dalalet asrının karanlığında nura doğru yol arayan ve bulan Abdullahların hikâyesidir.

Minyeli Abdullah’ın Türkiye'yi ayağa kaldırdığı günün üzerinden tam 50 yıl geçti. Birkaç nesli büyüten kitap Minyeli Abdullah 50. yılında ilk kapağı ve özel baskısıyla yeniden raflarda…




Minyeli Abdullah Kitaptan Alıntılar


1. "- Ağabey, evlenmek istiyorum, ne dersin ?
+ Evlen. Lakin evvela dindar bir kız almalısın. Sonra biraz kitap okumuş ve mürekkep yalamış olsun. Şimdikiler çeyiz hazırlamakla meşgul. Sen mala değil, imana ve ilme bak. Sonra kızla ‘annesinin babasının yanında’ konuş. İslami bir kıyafette gezecek, İslami olmayan yerlere gitmeyecek. Evine misafir gelecek. Sohbet edip kitap okuyacaksın. Ve alimler meclisine gidip ilim öğreneceksin. O bunlara mani olmayacak. Asgari geçim şartları içinde geçinecek, gerisini İslamiyet’in istediği yere vereceksiniz, ibadet edecek, kitap okuyacak, öğrendiklerini kadınlara anlatacak.

- Desene ağabey, evlenme diyorsun! Böyle birini nasıl bulacağım? “

+ Hayır, bulursun. Allah’ın ne güzel kulları var. Erkeğin de iyisi vardır, kadının da.İdealist erkek olduğu gibi idealist kadın da vardır. Evlendikten sonra kadını mutfağa ve beşiğe mahkum etme! “ En çok Allah’ı sev. O’ndan daha fazla hiç bir şeyi sevme ve her şeyi Allah yolunda harca. Çünkü bir insan neyi çok seviyorsa; o, onun putudur.”"




2. "Çilesini çekmediğin dert senin değildir."




3. "İdealist erkek olduğu gibi, idealist kadın da vardır. Evlendikten sonra kadını mutfağa ve beşiğe mahkum etme! En çok Allah'ı sev. O'ndan daha fazla hiçbir şeyi sevme ve her şeyi Allah yolunda harca. Çünkü bir insan neyi çok seviyorsa; o onun putudur."




4. ""Hayır, hayır! Ben mahkumum, ben prangalıyım, ben öz yurdumda paryayım!.. Evde gözyaşı benim için dökülür, çıkmaz sokaklar benimdir; kapılar benim yüzüme kapanır ;kalkan yumruklar tepeme iner!""




5. "En çok Allah'ı sev. O'ndan daha fazla hiçbir şeyi sevme ve her şeyi Allah yolunda harca. Çünkü bir insan neyi çok seviyorsa; o, onun putudur."




6. ",
Kargalara kalan dünya!
Baba Şahinler nerede?
Avcıya hizmet ediyorlar..
...."




7. "“Hangi cemiyettensin?”
“İslam. La ilahe illallah Muhammedün Resulullah.”"




8. "“Ey mezar taşının çalınmasına razı olan ecdad, ey çalınan musluğunu bekleyen Çeşme, ey sonsuzluğu unutan yollar, ey filizini koparana meyve veren ağaçlar ve ey taş yerine başımıza yağmur yağdıran gökler, söyleyin; biz hangi milletteniz?”"




9. "Abdullah:
“İslamiyet Allah’ın dinidir. Biz de Allah’ın kullarıyız. Dolasıyla Allah’ın malını Allah’ın adına kullanırız. Yani Allah’a kul oluruz, kula kul değil!..”"




10. "Allah’a inanmak, O’na bağlanmak, O’nu sevmek ne büyük bir saadetti…"




11. "Kitap almak bir dert, okumak ikinci dert, kitaba yer bulmak üçüncü dert."




12. "“Cennet Irmağı” denilen Nil, Mısır için her şeydi! Siz Mısır’ın kocaman haritasına bakmayın; Mısır, Nil’den ibarettir. Nil’i haritadan kaldırırsanız, geriye uçsuz bucaksız çöller kalır.
Ziraat Nil’e bağlı, nakliyat Nil’e bağlı, içme suyu Nil’e bağlı, kanalizasyonlar Nil’e bağlı, balıkçılık Nil’e bağlı… Velhasıl Mısır ve Mısırlılar Nil’e bağlı!.."




13. "Abdullah’a bir suikast olacağı haber verildiği halde, o niçin tehlikenin üzerine gitti? Bu, tedbiri terk değil miydi?
“Belki… Lakin, Abdullah, ecelini Allah’tan bilen bir kimseydi, ömrü Allah vermişti, yine o alacaktı. Azrail,hastalık,kaza vesaire gibi şeyler birer bahane ve perdeden ibaretti. Abdullah’ın ölüm sebebi o toplulukta bir yahut iki kişinin eline verilmişse Abdullah, bunlara karşı bir şey yapamazdı. Çünkü basit sebeplerin arkasında Allah’ın mutlak iradesi vardır; O’nun istediği olacaktı.”"




14. "Bugün Mısır hastadır. Bu hastaya iki doktor çağrılmıştır. Bu doktorlardan biri Garb rejimlerini temsil ediyor, diğeri İslamiyet’i…
Her iki doktor da reçetesini yazıyor, bakalım, hasta hangisini kullanacak?"




15. "Kitap almak bir dert,
Okumak ikinci bir dert,
Kitaba yer bulmak üçüncü bir dert.

En büyük dert; onu anlatmak..!.İşte insanlık bu.
,,,"





Minyeli Abdullah Kitap İncelemeleri


Minyeli Abdullah..
50 yıl boyunca yasaklanan o kitap!
Filme dönüşmesi ile birçok düşmanı tedirgin eden o muazzam eser!
1967 de yayınlanan ve Rahmetli Hekimoğlu İsmail tarafından kaleme alınan Minyeli Abdullah.
Abdullahın İslâm uğruna yaşadıklarını ele almış, dönemin en çok basılan kitabı.. 80 baskı ile insanları hayli hayli korkutmuş olsa gerek..

Minyeli Abdullah'ın laikliğe karşı olduğu ve kitabın konusunun Mısır'da değil de Türkiye'de geçtiğinin konuşulması üzerine 1986'da Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 163. Madde gerekçe gösterilerek dava açılmis ve kitap yasaklanmış..
Üzücü..
Hekimoğlu İsmail çok büyük zorluklarla yazmış minyeli Abdullahı.. Hatta romanı, çöplerden topladığı kâğıtlara yazmış.
Minyeli abdullahın yasaklanması üzerine Hekimoğlu İsmail de tutuklanmış. Neyse ki 1 yıl sonra beraat edilmiş. Kitabın bunca zorlukla beraber elime ulaşması onu benim için daha da kıymetli kıldı.
Birçok satırı şok ola ola okudum, okurken kitabın neden yasaklandığını çok iyi anladım tabii ki bunu burada acmayacagim okuyan arkadaslarim zaten anladı..
Ah Abdullah senin için göz yaşı dökülmesin de kimin için dökülsün :"(
Umuyorum ki tüm müslümanlar bu eseri eline alma şerefine nail olur. Hekimoğlu İsmail sen bir markasın Ruhun şâd olsun güzel adam.. huzurla yat.
Keyifli okumalar!




Hekimoğlu İsmail'in şuana kadar Minyeli Abdullah da dahil üç romanını okumak nasip oldu. Ve her birinde ayrı bir lezzet aldım.

Yazarın romanlarında kullandığı şöyle bir üslubu var: Bir yandan romandaki olay akışını devam ettirirken diğer yandan deneme tarzında okuyucuya düşündürücü, yararlı bilgiler vermek. Minyeli Abdullah eserinin ilk giriş kısmını okuyunca, yazarın neden böyle bir üslubu takındığını anlaşılıyor.

İslami yaşantının hükumet tarafından zorla durdurulmaya çalışıldığı dönemlerde basılmış bu eser. İlk başta eserin roman oluşundan dolayı İslamî kesim bir tereddüt etsede, içerikle hemhal olunca dönemine büyük bir ses getirmiş eser. Diyeceksiniz ki 'hükumet neden bu eserin basılmasına karşı çıkmamış?'. Şöyle ki hükumet 'bu romandır, kurgudur' diyip çok kâle almamış. Sonra bazı mahkeme, hapishane olayları yaşanmış ama ilk safhada yazarın kullandığı taktik çok işe yaramış.

Gelelim Minyeli Abdullah karakterine ❤ Olaylar genel itibariyle Mısır'da geçiyor (Yazarın Türkiye'yi değil de Mısır'ı seçmesinin dahi ayrı bir sebebi var ❤). İslam'ı yaşatmaya çalışan, Allah'tan yeni bir diriliş niyazında bulunan Minyeli Abdullah'ı uzun uzun anlatmayacağım size. Sadece kitaptan şu kısmı eklemek isterim:

(İslami bir sohbetin ardından -ikinci konuşmacı Abdullah-)

-Teşekkür ederim efendim, bizi tenvir buyurdunuz.

-Bilakis, biz teşekkür ederiz. Çünkü siz sormasaydınız, dinlemeseydiniz, biz işe yaramayacaktır!..




Ne yaşamlar var dedirten bir eser...

Küçük Abdullah'tan başlayarak işlenen bu kitap Abdullah'ın mısır-israil savaşında yer almasıyla sonuçlanan bir eser diye tamamlarsam cümlemi pek bir şey anlaşılmaz. :)
O yüzden olaya şöyle derinden bakacak olursak, Abdullah çok büyük acılar çekerek, girdiği hapishanelerde çok büyük işkencelere maruz kalarak ve hayatın ona sunduğu bu acı yaşam karşısında hiç bir şekilde pes etmeden ve mütevazi bir hayat yaşama arzusuyla aynı zamanda dinine olan sevgisi, dinini insanlara yayması ve her ne olursa olsun her ne yaşarsa yaşasın hiç bir şekilde dininden taviz vermemesi ve bunun karşılığında da insanlardan iftira, hakaret görmesine rağmen pes etmeden ayakta durmaya çalışan bir insan, bir öykü.
Bunlara rağmen kurduğu ailesinin de kendi kaderine ortak olması, kitabı okurken ki süreçte insanın gözlerinin dolu dolu okumasına her an yaşların akmasına sebebiyet verecek bir yaşam öyküsü.

Bu kitap gerçekten ama gerçekten çok etkileyici bir kitap olduğunu söyleyebilirim çünkü Abdullah'ın o kadar acı şeyler yaşamasına rağmen hiç pes etmeden hayata devam etmesi ve devam ederken de dinine olan sadakati, sevgisi, aşkı takdire şayan.
Okurken bazı kelimelerin anlamlarını bilmemek zorlayabilir ama ona rağmen akıcılık sağlanabilir. Bence kitapta ufak bir kopma noktası var şöyle ki: kitap belli bir bölüme kadar çok güzel bir şekilde romansı havada giderken sonra ki sayfalarda sürekli dini bilgiler içermesi insana "olaya ne oldu" gibisinden bir soru sordurabilir. Ama buna rağmen ben okurken etkilendim...
Sizin de etkilenebileceğiniz ve fayda görebileceğiniz bir kitap olması dileğiyle.




Minyeli Abdullah, İslam için nefes almış, İslami kaidelerden hiç bir zaman ayrılmamış. annesi, eşi Sevde, çocukları Bilal ve Hatice ile Kuran ve sünnet üzere bir hayat yaşamışlar ve bu dünyada çok cefa çekmişler..
Eğlencenin, şatafatın, lüks yaşamın, gösterişin, zinanın artık normal sayıldığı Mısır'da bir avuç Müslüman inanın yaşadığı zorluları ele almış üstat Hekimoğlu kitabında.
Bazen insan kendini sorgular ya; " Niye yaşıyorum? "Neden varım?" "Nereden geldik, nereye gidiyoruz" İşte bu kitabı gençken okuduğumda bu soruları kendime sormuştum. Ama şimdilerde ise, boşa yaşamışım diyorum.
Kitap Mısır hikayesi olarak anlatılsa da, buram buram bütün orta doğu ülkelerinin yaşadığı buhranı, içinde bulunduğu çıkmazı ve çıkış reçetesinin yeniden öze dönmek, ve İslam akaidine sarılmak olduğunu yıllar önce anlatmış.
Ve aradan onca yıl geçmesine rağmen bu imansızlık yangını her yeri sarmış.
Üstat Said Nursi ve Risale-i Nur Külliyatını bilen kişiler bu kitabın hemen Mısır'ın durumunu anlatan ama dilinin Risale-i Nur dili ile yazıldığını anlayacaklardır. Zira Minyeli Abdullah direk olarak Üstad'ın kelamı ile konuşuyordu. Bu da kitabı okumamda samimi bir husumet yarattı diyebilirim
İslam adına hizmet etmiş bu yolda cefa çekmiş, hakarete uğramış, ötelenmiş fakat hiç yolundan dönmemiş şahsiyetlere selam olsun. Rab'ım onları cennetine alsın.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: