Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Mina Urgan Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Mina Urgan En Beğenilen Sözleri



1. "Böyle bir dünyada, bunca felaket, bunca yoksulluk, bunca haksızlık ortasında, ancak inekler kadar kafasız ve duyarsız olanlar kişisel açıdan mutlu olabilirler."


- Bir Dinozorun Anıları



2. "Açık seçik taraf tutuyorum. Yobazlığa karşıyım, ırkçılığa karşıyım, gericiliğe karşıyım. İnsanların sömürülmesine ve savaşa karşıyım."


- Bir Dinozorun Anıları



3. "Bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümüyle unutmak, daha doğrusu unutmuş gibi davranmak zorundayız yaşamaya devam edebilmek için."


- Bir Dinozorun Anıları



4. "Çağımıza uymak zorundayız palavrasına da hiç mi hiç inanmıyorum. Eğer yaşadığım çağın en yüce ideali köşeyi dönmekse; eğer yaşadığım çağ toplumsal adaletsiz üstüne kuruluysa; eğer yaşadığım çağ inandığım her şeyi yadsıyorsa; eğer yaşadığım çağa bayağılık ve çirkinlik egemense, ben böyle bir çağa neden ayak uydurmak zorunda kalayım?"


- Bir Dinozorun Anıları



5. "Çünkü ancak şiir okunarak unutulur bu tür tatsızlıklar."


- Bir Dinozorun Anıları



6. "Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının yanında çekilen yalnızlıktır."


- Bir Dinozorun Anıları



7. "Eğer yaşadığım çağa bayağılık ve çirkinlik egemense, ben böyle bir çağa neden ayak uydurmak zorunda kalayım?"


- Bir Dinozorun Anıları



8. "Çalışmak değil, stres altında çalışmaktır insanı mahveden.."


- Bir Dinozorun Anıları



9. "Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının yanında çekilen yalnızlıktır..."


- Bir Dinozorun Anıları



10. "Açık seçik taraf tutuyorum. Yobazlığa karşıyım, ırkçılığa karşıyım, gericiliğe karşıyım. İnsanların sömürülmesine ve savaşa karşıyım. Sosyalizm'den, sevgiden, kardeşlikten, aydınlıktan yanayım."


- Bir Dinozorun Anıları



11. "“bir kadının namusu belinden aşağısında değil, burada, kafasındadır.”"


- Bir Dinozorun Anıları



12. "... annenin bedensel sıcaklığı süt kadar gereklidir bir bebeğe."


- Bir Dinozorun Anıları



13. "Yaşamım boyunca birçok yanılgıya düştüm. Bana çok acı çektiren yanlış işler yaptım . Hiçbirinden pişman değilim ; çünkü yapılması gereken yanlışlardı bunlar ."


- Bir Dinozorun Anıları



14. "Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının arasında çekilen yalnızlıktır bence."


- Bir Dinozorun Anıları



15. "Gencecik insanlar ölüp giderken, bu kadar uzun yaşamanın bedelini ödemek zorundasınız elbette."


- Bir Dinozorun Anıları



16. "Zenginleri sevdiğini açıkca söylemekten hiç utanmayan bir adamın etkisine kapılıp para hırsına teslim olan, kültürü önemsemeyen, tiyatroya, klasik müzik konserine, resim sergisine gitmeyen, kitap okumayan bu gençlerin, sanatın insana verebileceği hazlardan yoksun kalmaları yüreğimi parçalıyor. Paranın yaşamlarını zenginleştirmediğinin, kişisel sorunlarına da bir çözüm getirmeyeceğinin iş işten geçtikten sonra farkına varacaklardır."


- Bir Dinozorun Anıları



17. "Eğer öğrencilerin seni sevmezse, sen de onları sevmezsen, onlara bir tek şey öğretmenin yolu yoktur."


- Bir Dinozorun Anıları



18. "Yeryüzünde kardeşliğe inanıyordum, huzur ve barış içinde yaşamaya inanıyordum, toplumsal adalete inanıyordum. Ve her şeyden çok insanlığa ve insanların yaratıcı gücüne inanıyordum."


- Bir Dinozorun Anıları



19. ""Doğru dürüst bir sosyal düzende, sınıflar arasında eşitlik kurulunca, bütün kadınlar haklarına kavuşacak.""


- Bir Dinozorun Anıları



20. "Başladığım kitabı, kötü de olsa bitirmek huyundan Fethi Naci'nin bir sözü sayesinde kurtuldum: "Karpuzu kestin. Baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?" demiş Fethi Naci."


- Bir Dinozorun Anıları



21. "İlk gençliğimden beri, bir solcu olmanın bilinci içinde yaşadım hep."


- Bir Dinozorun Anıları



22. "(Vatanseverlik, efendim, bir namussuzun son sığınağıdır) demişti Dr.Johnson."


- Bir Dinozorun Anıları



23. "Çocukluğumdan beri tek değişmeyen yanım kitap okumamdır. Okumak bir çeşit organik gereksinimdir bende."


- Bir Dinozorun Anıları



24. "Ben gene aynı yaşlardayken, hiç unutamadığım bir şey söyledi bana: Kendi kafasını göstererek, ''kızım'' dedi, ''bir kadının namusu belinden aşağısında değil, burada, kafasındadır. Farzedelim ki, parası olduğu için, bir adamla evlendin. Sen namusuz bir kadınsın bunu yaptığın için. O adama bağlı kalsan da, onu hiç aldatmasan da, gene namussuzsun. Çünkü parası yüzünden oturuyorsun o adamla. Asıl orospuluk budur. Para uğruna cinsel ilişki kurmaktır asıl orospuluk. Hiç menfaat gütmeden ve başkalarına kötülük etmeden sevgili değiştiren bir kadına, ben orospu demem, çapkın kadın derim ancak. Senin çapkın bir kadın olmanı istemem. Ama çıkarını kollayan nikahlı bir kadın olacağına, çapkın bir kadın ol daha iyi.''"


- Bir Dinozorun Anıları



25. ""Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının yanında çekilen yalnızlıktır.. .""


- Bir Dinozorun Anıları



26. "Okumak bir çeşit organik gereksinimdir bende."


- Bir Dinozorun Anıları



27. "... ben ruhun ölümsüzlüğüne inanmıyorum. Arkalarında bıraktıkları büyük eserler sayesinde ancak büyük adamlar (insanlar) ölümsüzdür."


- Bir Dinozorun Anıları



28. ""herkesin aşk acıları vardır; benim dostluk acılarım oldu""


- Bir Dinozorun Anıları



29. ""yüreğim temizdir; çünkü onu her akşam rakıyla yıkarım" dedi"


- Bir Dinozorun Anıları



30. "Böyle bir dünyada, bunca felaket, bunca yoksulluk, bunca haksızlık ortasında, ancak inekler kadar kafasız ve duyarsız olanlar -yani gerçekten insan sayılmayacak yaratıklar- kişisel açıdan mutlu olabilirler."


- Bir Dinozorun Anıları



31. "...günümüzün çoğu gençleri siyasal ve toplumsal sorunlara tamamiyle ilgisiz."


- Bir Dinozorun Anıları



32. "1935'de Katolik Kilisesi onu resmen ermiş ilan etmişti. Gerçekten öyleydi kendisi, ama Kilisenin sandığı gibi Katolik bir ermiş değil, komünist bir ermişti aslında."


- Bir Dinozorun Anıları



33. "... Ancak otistik bir hale gelip kendi perişan iç dünyalarına kapananlar, kendi zavallı beyliklerinden başka hiçbir şey göremeyen ihtiyarlardır yalnızlığın acısını çekenler."


- Bir Dinozorun Anıları



34. "...belleksiz bir toplum olmamızı önlemek için, herkesin anılarını yazmasını yararlı buluyorum."


- Bir Dinozorun Anıları



35. "Birbirimizi çok sevdik, ama aynı zamanda değil..."


- Bir Dinozorun Anıları



36. "Tek ölümsüzler sanatçılardır, şairlerdir, yazarlardır, düşünürlerdir."


- Bir Dinozorun Anıları



37. "Ben tarafsız değilim. Açık seçik taraf tutuyorum. Yobazlığa karşıyım, ırkçılığa karşıyım, gericiliğe karşıyım. İnsanların sömürülmesine ve savaşa karşıyım. Sosyalizmden, sevgiden, kardeşlikten, aydınlıktan yanayım."


- Bir Dinozorun Anıları



38. "... İnsanların yarısı, öteki yarısından nefret ediyor.
Irkçılığın bundan daha beteri olamaz."


- Bir Dinozorun Anıları



39. ""... Tarafsız değilim. Açık seçik taraf tutuyorum. Yobazlığa karşıyım, ırkçılığa karşıyım, gericiliğe karşıyım. İnsanların sömürülmesine ve savaşa karşıyım. Sosyalizmden, sevgiden, kardeşlikten yanayım!..""


- Bir Dinozorun Anıları



40. "... Çünkü günümüzün çoğu gençleri siyasal ve toplumsal sorunlarına tamamıyle ilgisiz. Bol para kazanmak tek amaçları."


- Bir Dinozorun Anıları



41. "Benim için ise bir keyif olduğundan, kendimi divanlara atarak, rahat koltuklara gömülerek ya da yatağıma uzanarak okurum.

Sağlıklıyken de okurum, hastayken de."


- Bir Dinozorun Gezileri



42. "" Karpuzu kestin. Baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?""


- Bir Dinozorun Anıları



43. "Herkesin aşk acıları vardır; benim dostluk acılarım oldu."


- Bir Dinozorun Anıları



44. "Üstelik belleğim de hiç güçlü değildir. Bunun nedeni, birçok şeyi kafamdan tamamiyle silmek istememdir belki de. Çünkü bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümüyle unutmak, daha doğrusu unutmuş gibi davranmak zorundayız yaşamaya devam edebilmek için."


- Bir Dinozorun Anıları



45. ""Doğru dürüst bir sosyal düzende, sınıflar arası eşitlik kurulunca, bütün kadınlar haklarına kavuşacak..""


- Bir Dinozorun Anıları



46. "- Böyle bir dünyada; bunca felaket, bunca yoksulluk, bunca haksızlık ortasında, ancak inekler kadar kafasız ve duyarsız olanlar kişisel açıdan mutlu olabilirler..."


- Bir Dinozorun Anıları



47. "“Bir insan ne denli üstün zekâlı ve bilgili olursa olsun, eğer duyarlılıktan yoksunsa; kafa açısından görkemli bir dev, duygu açısından zavallı bir cüceyse, ben neyleyim böyle bir adamın dostluğunu?”"


- Bir Dinozorun Anıları



48. "~



tutkuyla bağlananlar, öteki insanlardan





bana kalırsa.

~"


- Bir Dinozorun Gezileri



49. ""

Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının arasında çekilen yalnızlıktır bence.

""


- Bir Dinozorun Anıları



50. "Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının yanında çekilen yalnızlıktır."


- Bir Dinozorun Anıları



51. "... Bazen ölüm yüzünden bazen de bir kaldırımdan karşı kaldırıma geçmeye üşendiği için, nice dostlar yitirdiğini söyler. Çünkü dostluk hiç ihmale gelmez."


- Bir Dinozorun Anıları



52. "İnsanlar gülümseyerek mutsuzluklarını hem gizlemesini, hem de biraz yenmesini öğrenirler."


- Bir Dinozorun Anıları



53. "Bakmakla görmek arasında büyük bir fark vardır."


- Bir Dinozorun Gezileri



54. ""İyi ihtiyarlamak için yiğit olmak gerekir.""


- Bir Dinozorun Anıları



55. "Okumak bir çeşit organik gereksinimdir bende."


- Bir Dinozorun Anıları



56. "Bir insan ne denli üstün zekalı ve bilgili olursa olsun, eğer duyarlılıktan yoksunsa; kafa açısından görkemli bir dev, duygu açısından zavallı bir cüceyse, ben neyleyim böyle bir adamın dostluğunu?"


- Bir Dinozorun Anıları



57. "Seni ilk görüşümü asla unutamam."


- Bir Dinozorun Anıları



58. "Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının arasında çekilen yalnızlıktır"


- Bir Dinozorun Anıları



59. "... Dilinden yararlanacağına kaleminden yararlansaydı, iyi bir yazar olurdu herhalde."


- Bir Dinozorun Anıları



60. "Bizlerin başlıca iki kusurundan biri yaşama sevincinden yoksun olmamızsa, ikincisi de doğa sevgisinden yoksun olmamızdır bence. Çoğumuz, küçük mutluluklara sıkı sıkı kapatırız benliğimizin kapılarını. Neşeli insanları sulu sayarız. Dertlenecek bir neden bulunmayınca bile, hep dertliyizdir genellikle. Doğanın güzelliğini görmeye de pek meraklı değilizdir."


- Bir Dinozorun Gezileri



61. "İstanbullular, kentlerinin dışına hiç mi hiç çıkmazlardı eskiden. Kendi ülkelerini, yani Anadolu’yu görmek akıllarının kenarından bile geçmezdi. Parası olanlar, İstanbul’un sayfiye yerlerine giderlerdi yaz aylarında. Yolculuk deyince de sâdece Avrupa gelirdi akıllarına."


- Bir Dinozorun Gezileri



62. "İnsanı insan yapan başlıca niteliklerinden biri, hayvansı içgüdüleri denetim altına tutabilmektir."


- Bir Dinozorun Gezileri



63. ""İyi bir eş bulursanız mutlu olursunuz; bulamazsanız filozof olursunuz.""


- Bir Dinozorun Anıları



64. "Çünkü herkesin ara sıra yoğun mutluluk anları vardır ama, sürekli olarak kişisel mutluluk peşinden koşmak, bir kepazelikten başka bir şey değildir.

Böyle bir dünyada, bunca felaket, bunca yoksulluk, bunca haksızlık ortasında, ancak inekler kadar kafasız ve duyarsız olanlar -yani gerçekten insan sayılamayacak yaratıklar- kişisel açıdan mutlu olabilirler.

"Bana ne dünyanın şurasında burasında, hattâ kendi ülkemde kanlı savaşlar varsa; benim evimde yok ya" derler böyleleri. "Bana ne Afrika'da çocuklar açlıktan ölüyorsa; benim çocuklarım açlıktan ölmüyor ya" derler böyleleri. "Bana ne ülkemin yoksulları oğullarını kızlarını okutamıyorsa; benim oğullarım, benim kızlarım en pahalı okullara gidiyorlar ya" der böyleleri. Ve dünyaya,
hattâ en yakın çevrelerine kulaklarını tıkayarak , gözlerini kapatarak-o ne biçim bir mutluluksa- mutlu olurlar bõyleleri "Her
koyun kendi bacağından asılır,", "gemisini kurtaran Kaptan",Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı de", "bükemediğin eli öp" bana dokunmayan yılan bin yaşasın" gibl, İğrenç bulduğum bazı değişleri, kendilerine hayat felsefesi yapmış bunlar.

Başkalarına sokan yılanın günün birinde onları da sokabileceğiniz mi hiç düşünmezler bu geri zekalı "bana ne" ciler."


- Bir Dinozorun Anıları



65. "Bir kadın olarak benim ülkem yok. Bir kadın olarak kendime bir ülke istemiyorum. Bir kadın olarak benim ülkem dünya."


- Virginia Woolf



66. "Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının yanında çekilen yalnızlıktır."


- Bir Dinozorun Anıları



67. "•
“Çalışmak değil, stres altında çalışmaktır insanı mahveden.”
•"


- Bir Dinozorun Anıları



68. "Şimdi sırası gelmişken, Kemalist, hem de sapına kadar Kemalist olduğumu açık seçik söylemek isterim."


- Bir Dinozorun Anıları



69. "Ben tarafsız değilim. Açık seçik taraf tutuyorum. Yobazlığa karşıyım, ırkçılığa karşıyım, gericiliğe karşıyım. İnsanların sömürülmesine ve savaşa karşıyım. Sosyalizmden, sevgiden, kardeşlikten, aydınlıktan yanayım."


- Bir Dinozorun Anıları



70. ""hayır birbirimizi çok sevdik; ama aynı zamanda değil""


- Bir Dinozorun Anıları



71. "Bebeklerin poposu, çoğu yetişkinlerin yüzünden kat kat daha güzeldir."


- Bir Dinozorun Anıları



72. "Bir hayli dirençli, iyimser bir insan olduğum için, bu uzun ömrüm boyunca başıma gelen feláketlere dayanabildim ama, on beş ile yirmi beş yaşları arasında çektiklerime bir daha dayanamam gibi geliyor bana.

Dertlerime, beni şaşırtan yoğun sevinçler de karışıyordu elbettel Ne var ki, dertler, sevinçlerden ağır basıyordu her zaman. Çünkü kişisel sorunlarım bir yana, dünyanın feláketlerinden, toplumsal düzenin haksızlıklarından, insanların birbirilerine acımasızlığından sorumluymuşum;
bunlara bir çare bulmam gerekiyormuş gibi bir duyguya kapılmıştım.

Bu yükümlülüğü her zaman duymakla birlikte, gençliğimde kendimi yalnız sanırdım. Oysa yükümü benimle paylaşan başka insanlar da olduğunu biliyorum artık."


- Bir Dinozorun Anıları



73. "Gerçekten güzel bir pilav pişirmek… Aslında öyle güçtür ki… Annemden duyduğuma göre, eskiden adama sadece bir pilav yaptırırlarmış. Sahiden kusursuz bir pilav yapanı hemen tutarlarmış."


- Bir Dinozorun Gezileri



74. "“Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının arasında çekilen yalnızlıktır bence.”"


- Bir Dinozorun Anıları



75. "“Gözleri, tıpkı çikolatalı ekler pastaları gibi tatlı!”"


- Bir Dinozorun Anıları



76. ""Hiçbir makinaya, hiçbir elektronik cihaza karşı değilim. Yeter ki, onlar insanları değil, insanlar onları kullanabilsin.""


- Bir Dinozorun Anıları



77. "Daha sonraları öğretim üyesi olunca, ilk derste yeni öğrencilere elli dakika boyunca, sadece meslek seçmek konusundan
söz ederdim:
"Size yüksek kazanç sağlayacak bölümü değil, sevdiğiniz bölümü seçin" derdim.

"Üniversite sınavına yeniden girin. Bir yıl kaybedin, iki yıl kaybedin; ziyanı yok.

Yeter ki, sevdiğiniz ve yetenekli olduğunuz mesleği seçin" derdim.

"Ömrünüz boyunca sevmediğiniz bir işte çalışmanın sizi ne kadar mutsuz edeceğini, hayatınızı nasıl zehir edeceğini sakın
unutmayın" derdim."


- Bir Dinozorun Anıları



78. "Yaşayabilmek için bir amaç edinmek, o amaç uğruna çalışmak şarttır."


- Bir Dinozorun Anıları



79. "… günde mutlaka birkaç saat yalnız kalmak, sessizlik içinde kitap okumak istiyordum."


- Bir Dinozorun Gezileri



80. "Çünkü bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümüyle unutmak, daha doğrusu unutmuş gibi davranmak zorundayız yaşamaya devam edebilmek için."


- Bir Dinozorun Anıları



81. "Ömrünüz boyunca sevmediğiniz bir işte çalışmanın sizi ne kadar mutsuz edeceğini, hayatınızı nasıl zehir edeceğini sakın unutmayın."


- Bir Dinozorun Anıları



82. "Böyle bir dünyada, bunca felaket, bunca yoksulluk, bunca haksızlık ortasında, ancak inekler kadar kafasız ve duyarsız olanlar kişisel açıdan mutlu olabilirler."


- Bir Dinozorun Anıları



83. "Toprağa dönüşen bedenimden çıkacak küçük mavi bir kır çiçeği, Ölümsüzlüğümü sağlamaya yeter de artar da."


- Bir Dinozorun Anıları



84. "İyice yaşlanmış olan Miss Summers, yürekler acısı yalnızlığını anlattı bana. Yaşamın çoğunu İstanbul'da geçirmisti,
Londra'da akrabaları yoktu, eși dostu yoktu, kimsesi yoktu, yapayalnızdı. "Perşembe günleri gelen gençler sayesinde yaşaya-
biliyorum" dedi. Meğer Perşembe günleri, yașlılara yardım etmek için kurulan bir dernegin bazı üyeleri geliyormuş ona.

Kızlı erkekli dört beș kişiden oluşan bu gönüllü gençler, bütün gün Miss Summers'ın evinde kalıyorlarmış. Her bir yanı slip
süpürüyorlar temizleyip düzenliyorlar, birkaç günlük yemek pişiriyorlarmış. Ama en önemlisi, onunla uzun uzun konuşuyorlar, yalnızlığını gideriyorlarmış."


- Bir Dinozorun Anıları



85. "Küçük mutluluklar, ağır hastalıklarda tüm antibiyotiklerden daha etkileyici bir ilâçtır."


- Bir Dinozorun Gezileri



86. "... Çamurlu bir su birikintisine, bembeyaz, ışıl ışıl ışıldayan çok guzel bir çakıltaşı atmışlardır onlar. Çamurlu sular nasıl olsa bir gün çekilecek, o güzel çakıltaşı gün ışığına çıkacaktır."


- Bir Dinozorun Anıları



87. "Oysa liberal denilen ekonominin o yağmacı ve vahşi kapitalizminin yıkıcı rekabet ortamı içinde bocalayan Turgut Özal'ın zavallı veletlerinde, bu türden bir umut hiç yok.

Çok çalışsalar da,"


- Bir Dinozorun Anıları



88. "Bizim halk, her nedense, otorite karşısında siner her zaman."


- Bir Dinozorun Anıları



89. "Başladığım kitabı, kötü de olsa bitirmek huyundan Fethi Naci'nin bir sözü sayesinde kurtuldum. "Karpuzu kestin. Baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?" demiş Fethi Naci"


- Bir Dinozorun Anıları



90. ""Oh! Ne güzel! Yalnızım!""


- Bir Dinozorun Anıları



91. "Çağımıza uymak zorundayız palavrasına da hiç mi hiç inanmıyorum. Eğer yaşadığım çağın en yüce ideali köşeyi dönmekse; eğer yaşadığım çağ toplumsal adaletsiz üstüne kuruluysa; eğer yaşadığım çağ inandığım her şeyi yadsıyorsa; eğer yaşadığım çağa bayağılık ve çirkinlik egemense, ben böyle bir çağa neden ayak uydurmak zorunda kalayım?"


- Bir Dinozorun Anıları



92. "Çalışmak değil, stres altında çalışmaktır insanı mahveden."


- Bir Dinozorun Anıları



93. ""Oh! Ne güzel! Yalnızım!""


- Bir Dinozorun Anıları



94. "Ne var ki dertler, sevinçlerden ağır basıyordu her zaman."


- Bir Dinozorun Anıları



95. "Seninle aynı duyguları paylaşan adam, sana en yakın insandır."


- Bir Dinozorun Anıları



96. "“Öğretmenlikten vazgeçmek, yaşamaktan vazgeçmekti benim için. ”"


- Bir Dinozorun Anıları



97. "Çünkü insanların gözü vardır, bakarlar, ama görmezler."


- Bir Dinozorun Anıları



98. "… bakmakla görmek arasında büyük bir fark vardır."


- Bir Dinozorun Gezileri



99. "Çünkü insanların gözü vardır, bakarlar, ama görmezler."


- Bir Dinozorun Anıları



100. "Kendine acıyanın, ne kendine hayrı dokunur, ne başkalarına."


- Bir Dinozorun Anıları



101. "Çağımıza uymak zorundayız palavrasına da hiç mi hiç inanmıyorum. Eğer yaşadığım çağın en yüce ideali köşeyi dönmekse; eğer yaşadığım çağ toplumsal adaletsizlik üstüne kuruluysa; eğer yaşadığım çağ inandığım her şeyi yadsıyorsa; eğer yaşadığım çağa bayağılık ve çirkinlik egemense, ben böyle bir çağa neden ayak uydurmak zorunda kalayım? Tam tersine, başkaldırırım, direnirim böyle bir çağa karşı."


- Bir Dinozorun Anıları



102. "Asıl zor olan yaşamaktır. Bunca felâket arasında, fazla rezil olmadan yaşamak gücünü bulmaktır asıl zor olan."


- Bir Dinozorun Anıları



103. "Bir insan ne denli üstün zekalı ve bilgili olursa olsun, eğer duyarlılıktan yoksunsa, kafa açısından görkemli bir dev, duygu açısından zavallı bir cüceyse, ben neyleyim böyle bir adamın dostluğunu?"


- Bir Dinozorun Anıları



104. "Kır saçlı kafasının içinde,
İnci dizercesine sözcükler dizmek istedi."


- Bir Dinozorun Anıları



105. "Açık havada kitap okuyanlara ister büyük, ister küçük olsunlar yakınlık duyarım."


- Bir Dinozorun Anıları



106. "İnsanın içinde huzur olmadıkça, tahtta oturmak da, her şey de boşunadır."


- Shakespeare ve Hamlet



107. "Çünkü bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümüyle unutmak, daha doğrusu unutmuş gibi davranmak zorundayız yaşamaya devam edebilmek için."


- Bir Dinozorun Anıları



108. "Eğer Tanrı varsa, iyi bir Tanrı olması gerekir. Oysa bunca felâket var, savaşlar var, depremler var, trafik kazaları var. Hiçbir günah işlememiş insanlar, masum küçük çocuklar ölüyor. Böyle haksızlıklara izin veren, kötülüğe göz yuman bir Tanrıya ben neden inanayım?"


- Bir Dinozorun Anıları



109. "... ben çocukluğumu ve gençliimi, 1950'den önce, yoksul ama onurlu bir Türkiye'de yaşadım. Memleketim o sıralarda yabancılardan yardım beklemeyen bağımsız ve haysiyetli bir ülkeydi. Millî gelirin dağılmasında şimdiki akıllara sığmaz uçurumlar yoktu. Ne büyük servetler vardı ne de korkunç yoksulluklar."


- Bir Dinozorun Anıları



110. ""Necip Fazıl'ın içkisi ölçülüydü. Ama kumar tutkusu sınır tanımazdı.""


- Bir Dinozorun Anıları



111. "Küçük mutluluklar denen şeyleri doğru dürüst değerlendirmesini bilirseniz, bunların aslında büyük, hem de çok büyük mutluluklar olduğunu anlarsınız."


- Bir Dinozorun Gezileri



112. "Sait Faik, öteki yazarlara kıyasla, çok talihliydi. Geçim derdi yoktu. Ekmek parasını kazanmak için didinip durmak zorunda değildi. Annesi ona her gün belirli bir harçlık verirdi. İçki dışında hiçbir lüksü olmadığından, o parayla rahat idare
ederdi. Böyle bir annesi olması, onun için de, bizler için de bir nimetti. Yoksa, küçük bir çocuk kadar savunmasız olan Sait, yaşam kavgası denilen o kepaze felaket içinde heba olup gidecek ya az sayıda ya da hiç öykü yazmayacaktı."


- Bir Dinozorun Anıları



113. "Doğa, herkese, özellikle acı çekenlere mutluluk sunmaya her zaman hazırdır."


- Bir Dinozorun Gezileri



114. "İnsanları, doğayı, yaşamı sevmeyeceksen, yaşamanın ne anlamı var ki?"


- Bir Dinozorun Anıları



115. "İntihar edenler, yalnız kendilerini değil, onları sevenleri de öldürürler bir bakıma. Kaldı ki, kendini öldürmek kolaydır. Anlık bir cesaret meselesidir sadece. Asıl zor olan yaşamaktır. Bunca felaket arasında, fazla rezil olmadan yaşamak gücünü bulmaktır asıl zor olan."


- Bir Dinozorun Anıları



116. "... Falih Rıfkı ile Sefika karşı karşıya gelince, aynı ipte oynayan iki cambaza benzerlerdi. Falih Rıfkı bir espri patlatır; buna karşılık annem bir espri patlatırdı. Falih Rıfkı başkalarını alaya alır; annem de Falih Rıfkı'yı alaya alırdı. Çocukluğumda, bakalım hangisi daha önce ipten düşecek tedirginliği içinde izlerdim bu cambazlıkları. İpten düşen Falih Rıfkı olurdu çoğu zaman."


- Bir Dinozorun Anıları



117. "... insanların yarısı, öteki yarısından nefret ediyor. Irkçılığın bundan daha beteri olamaz."


- Bir Dinozorun Anıları



118. "... ancak birbirimizden nefret edecek kadar dindarız; birbirimizi sevecek kadar dindar değiliz..."


- Bir Dinozorun Anıları



119. "Zaten insanlar gülümseyerek mutsuzluklarını hem gizlemesini, hem de biraz değmesini öğrenirler."


- Bir Dinozorun Anıları



120. "... Hatta, erkeklere bir sorumluluk duygusu verildiği, "sen ailenin babasısın, çoluğunu çocuğunu sen geçindireceksin" denildiği için, erkeklerin kadınlardan belki daha da çok ezildiğini söyleyince, feminist arkadaşlarım üstüme yürüyorlar,
beni neredeyse dövecek hale geliyorlar.

... Kabahat erkeklerde değil, törelerin ve düzenin bozukluğunda. Erkekler eziliyor ve kendileri ezildikçe, kadınları ezmeye kalkıyorlar. Ezilen kadın da erkekten hıncını almak istiyor. İşverenlerin sömürduğü erkek,
evine gelince, karısını sömürüyor. Kadın da onu sömürmek istiyor. Böylece kadın-erkek ilişkisi, bir sevgi bağı olmaktan çıkıyor, içine hem kinlerin hem de çıkarların karıştığı bir kepazeliğe dönüşüyor, ayrılmalarla sonuçlanıyor."


- Bir Dinozorun Anıları



121. "... böyle adaletsiz bir toplumda, böyle bozuk bir düzende kadınlar da ezilir, erkekler de..."


- Bir Dinozorun Anıları



122. "Ben tarafsız değilim. Açık seçik taraf tutuyorum. Yobazlığa karşıyım, ırkçılığa karşıyım, gericiliğe karşıyım. İnsanların sömürülmesine ve savaşa karşıyım."


- Bir Dinozorun Anıları



123. "Rüküş ya da pasaklı kadınlara tahammülüm yoktur. Modanın güzeli vardır, çirkini vardır. Hatta çirkin olmayan ve yıllardır süren iki modaya öncülük etmekle övünebilirim. Bunlardan biri blucin modası, öteki de bikini modasıdır."


- Bir Dinozorun Anıları



124. "“... sürekli olarak kişisel mutluluk peşinden koşmak, bir kepazelikten başka bir şey değildir. Böyle bir dünyada, bunca felâket, bunca yoksulluk, bunca haksızlık ortasında, ancak inekler kadar kafasız ve duyarsız olanlar -yani gerçekten insan sayılamayacak yaratıklar- kişisel açıdan mutlu olabilirler. ‘Bana ne dünyanın şurasında burasında, hattâ kendi ülkemde kanlı savaşlar varsa; benim evimde yok ya’ derler böyleleri. ‘Bana ne Afrika'da çocuklar açlıktan ölüyorsa; benim çocuklarım açlıktan ölmüyor ya’ derler böyleleri. ‘Bana ne ülkemin yoksulları oğullarını kızlarını okutamıyorsa; benim oğullarım, benim kızlarım en pahalı okullara gidiyorlar ya’ der böyleleri. Ve dünyaya, hattâ en yakın çevrelerine kulaklarını tıkayarak, gözlerini kapatarak -o ne biçim bir mutluluksa- mutlu olurlar böyleleri...”"


- Bir Dinozorun Anıları



125. "Ertesi gün yaşayıp yaşayamayacağımız belli olmadığından canımızın istediğini yapmaya hakkımız vardı."


- Bir Dinozorun Anıları



126. "Bu gülünç yobaz rejimleri hep aynıdır. Al birisini vur ötekine."


- Bir Dinozorun Anıları



127. ""Faşizm böyledir işte! Hiç kimsenin okumamasını, herkesin aptal kalmasını ister.""


- Bir Dinozorun Gezileri



128. "Çağımıza uymak zorundayız palavrasına da hiç mi hiç inanmıyorum. Eğer yaşadığım çağın en yüce ideali köşeyi dönmekse; eğer yaşadığım çağ toplumsal adaletsizlik üstüne kuruluysa; eğer yaşadığım çağ inandığım her şeyi yadsıyorsa; eğer yaşadığım çağa bayağılık ve çirkinlik egemense ben böyle bir çağa neden ayak uydurmak zorunda kalayım?"


- Bir Dinozorun Anıları



129. "Moda denilen şeyin kılık kıyafette uygulanmasına nasıl katlanabileceğimi bilemiyorum. İtiraf etmeliyim ki, bu moda hastalığı en çok kadınlara musallat oluyor. Güzel bir kızın ya da güzel bir genç kadının, çok hafif bir makyaj yapması, saçlarını düzgünce taraması, onu daha da güzelleştirmeye yeter de artar da. Ama onlar, modaya uymak için lüks berberlere gidip dünya kadar paralar vererek, gülüç saç modelleriyle , gereksiz makyajlarla doğal güzelliklerini bozuyorlar."


- Bir Dinozorun Anıları



130. "Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının arasında çekilen yalnızlıktır bence."


- Bir Dinozorun Anıları



131. "...karakolun başka bir odasında bir süre beklememizi istedi. O odaya girince, şaşırıp kaldım: Duvara dayalı büyükçe bir kitaplıkta Rus klasiklerinin, Tolstoy'un, Dostoyevski'nin, Çehov'un, Gogol'un, Turgeniev'in Türkçeye çevirileri vardı. Kitapların hepsi yepyeniydi. Herhalde yasak yayın diye bir kitapçıdan toplamışlardı bunları. Umutlu bir insan olduğum için, "Bak, bu kitapları çuvallara tıkıp mahzenlere atmamışlar. Belki günün birinde polisler okur bunları." diye düşler kurdum."


- Bir Dinozorun Anıları



132. "“İntihar edenler, yalnız kendilerini değil, onları sevenleri de öldürürler bir bakıma. Kaldı ki, kendini öldürmek kolaydır. Anlık bir cesaret meselesidir sadece. Asıl zor olan yaşamaktır. Bunca felâket arasında, fazla rezil olmadan yaşamak gücünü bulmaktır asıl zor olan.”"


- Bir Dinozorun Anıları



133. "" Ancak birbirimizden nefret edecek kadar dindarız; birbirimizi sevecek kadar dindar değiliz.""


- Bir Dinozorun Anıları



134. "Üstelik belleğim hiç de güçlü değildir. Bunun nedeni, birçok şeyi kafamdan tamamiyle silmek istememdir belki de."


- Bir Dinozorun Anıları



135. "Birbirimizi çok sevdik ama aynı zamanda değil."


- Bir Dinozorun Anıları



136. "Türklerin başlıca kusuru doğuştan hüzünlü olmamızdır bence"


- Bir Dinozorun Anıları



137. ""Arkalarında bıraktıkları büyük eserler seyesinde ancak büyük adamlar ölümsüzdür.""


- Bir Dinozorun Anıları



138. "... Film idealist bir kadın öğretmenin, Paris'in en yoksul banliyölerinden birinde, öğrencilerinden neler çektiğini; her eziyete göğüs gererek mesleğine nasıl devam ettiğini anlatıyordu. Bir sahne beni çok duygulandırmıştı: Sınıftaki oğlanlar da kızlar da ayrıca azdıkları bir sırada, genç öğretmen, "size şimdi bir şiir okuyacağım" der ve Nâzım'ın "Angina Pectoris" inin Fransızca çevirisini okumaya başlayınca, bir mucize olur. Öğrenciler, derin bir sessizliğe gömülüp, onu saygıyla dinlerler."


- Bir Dinozorun Anıları



139. "Olur mu, böyle olur mu?
Kardeş kardeşi vurur mu?
Kahrolası diktatörler
Bu dünya size kalır mı?"


- Bir Dinozorun Anıları



140. "Benim açımdan Abidin Dino nun arkadaş olarak en değerli yani yaşamı güzelleştirmesi, zenginleştirmesiydi. Ne yazık ki, çoğumuza hiç nasip olmayan bir yetenektir bu. Ne yapıp, en güzel şeyleri bile sıradan bulmanın, hattà çirkinleştirmenin bir yolunu buluruz çoğumuz. Abidin ise bir yaşam ustasıydı."


- Bir Dinozorun Anıları



141. "“

, kadınları hep yüceltiyordu. Kadınları dışlayan bir milletin çağdaş olamayacağını; uygar bir ülkede kadınların erkekler kadar önemli bir rol oynayacağını vurguluyordu.”"


- Bir Dinozorun Anıları



142. "Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının arasında çekilen yalnızlıktır bence."


- Bir Dinozorun Anıları



143. "Sait Faik, kılık kiyafeti ve davranışlarıyla, yazar çizer takımının aydınlarına hiç mi hiç benzemezdi. Koltuğunun altında kitap taşımaz, okuduklarını anlatmaz, düşüncelerini iddialı iddialı savunmaya kalkmaz, kişiliğini ikide birde ileri sürmez,
kendinden hiç söz etmezdi. Sait Faik ile tanışanlar, bir halk adamı sanırlardı onu. Hakları da vardı; çünkü Sait Faik gerçekten
bir halk adamıydı."


- Bir Dinozorun Anıları



144. "Küçük mutluluklarım dışında, iki büyük mutluluk kaynağım vardır. Biri kitap okumak, öteki de deniz."


- Bir Dinozorun Gezileri



145. "Asıl amaç, diplomalı değil, bilgili ve kültürlü olmaktır."


- Bir Dinozorun Anıları



146. ""...
Çünkü gerçek bir insan, kadınla erkeğin uyumlu bir karışımıdır. Kafa yapısı ve ruhsal yapısıyla salt erkek olan bir kişi, gerçek bir insan sayılayamayacağı gibi kafa yapısı ve ruhsal yapısıyla salt kadın olan bir kişi de gerçek bir insan sayılamaz.""


- Bir Dinozorun Anıları



147. "Çocukluğumdan beri tek değişmeyen yanım kitap okumamdır. Okumak bir çeşit organik gereksinimdir bende. Günde hiç olmazsa iki üç saat okumayınca,afyondan kesilmiş bir bağımlıya döner, bir “yoksunluk nöbeti” geçiririm."


- Bir Dinozorun Anıları



148. "Tüketim toplumunun kültürden yoksun bir ortamda egemenlik kurmasının doğal bir sonucu olan bayağılık, faşizm kadar çirkin, faşizm kadar tehlikeli benim gözümde. Belki bu da bir dinazorluk belirtisi sayılacak ama davranışta, konuşma üslubunda, kılık kıyafette, müzikte, her konuda bayağılığa şiddetli bir tepki içindeyim. Son yarım yüzyılda ülkemde dünya da daha da bayağılaştığı için, tepkim de gittikçe şiddetleniyor."


- Bir Dinozorun Anıları



149. "Çocukluğumdan beri tek değişmeyen yanım kitap okumamdır. Okumak bir çeşit organik gereksinimdir bende."


- Bir Dinozorun Anıları



150. "Aziz Nesin, Türk aydınlarının onuruydu, Türk aydınlarının şanıydı bence. Çünkü hepimizin düşündüğünü, ama dile getirmekten çekindiğini, ancak o söylerdi hiç korkmadan, açıkça. Örneğin çoğumuz tanrıtanımazdık. Ama bunu açıklamayı göze alamaz'   dik. Bir tek Aziz Nesin, "ben tanrıtanımazım" derdi dobra dobra."


- Bir Dinozorun Anıları



151. "İhtiyarlar ne yaparlar? Anılarını yazarlar. Ben de bunu yapıyorum işte. Günce tutmak alışkanlığım olmadığı; ancak altmışından sonra ve yalnız yolculuklarımda notlar tuttuğum için, bu dinozorun anılan biraz kopuk kopuk olacak. Üstelik belleğim de hiç güçlü değildir. Bunun nedeni, birçok şeyi kafamdan tamamıyla silmek istememdir belki de. Günkü bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümuyle unutmak, daha doğrusu unutmuş gibi davranmak zorundayız yaşamaya devam edebilmek için.

Anılarımı yazmaya başlarken seksen iki yaşına bastım. Bu işi tamamlamaya ömrüm vefa eder mi bilemem. Ama bunu deneyeceğim mutlaka."


- Bir Dinozorun Anıları



152. "Bir insanın bir yığın diplomayla karacahil kalabileceğini savunuyormuşum."


- Bir Dinozorun Anıları



153. "Başladığım kitabı, kötü de olsa bitirmek huyundan Fethi Naci'nin bir sözü sayesinde kurtuldum: "Karpuzu kestin. Baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?" demiş Fethi Naci."


- Bir Dinozorun Anıları



154. "Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının arasında çekilen yalnızlıktır"


- Bir Dinozorun Anıları



155. "Uzun yaşamanın bir felâketi sevdiklerinizin ölümünü görmekse, bir başka felaketi de yalnızlıktır."


- Bir Dinozorun Anıları



156. "Başladığım kitabı, kötü de olsa bitirmek huyundan Fethi Naci'nin bir sözü sayesinde kurtuldum: "Karpuzu kestin. Baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?" demiş Fethi Naci."


- Bir Dinozorun Anıları



157. "Ben tarafsız değilim. Açık seçik taraf tutuyorum. Yobazlığa karşıyım, ırkçılığa karşıyım, gericiliğe karşıyım. İnsanların sömürülmesine ve savaşa karşıyım. Sosyalizmden, sevgiden, kardeşlikten, aydınlıktan yanayım."


- Bir Dinozorun Anıları



158. "Açık havada kitap okuyanlara ister büyük, ister küçük olsunlar yakınlık duyarım hemen."


- Bir Dinozorun Anıları



159. "Bir insanın gençliğinde işkolik olması ne denle yıkıcıysa, yaşlılığında tembel tembel oturması da o denli yıkıcıdır."


- Bir Dinozorun Anıları



160. "“Faşizm böyledir işte! Hiç kimsenin okumamasını, herkesin aptal kalmasını ister”"


- Bir Dinozorun Gezileri



161. "Bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümüyle unutmak, daha doğrusu unutmuş gibi davranmak zorundayız yaşamaya devam edebilmek için."


- Bir Dinozorun Anıları



162. "“...herkesin aşk acıları vardır; benim dostluk acılarım oldu.”"


- Bir Dinozorun Anıları



163. "Beyaz soydan kişiler, kara ya da sarı ırktan kişilerle sürekli evlenip çocuk yapsalar, dünyanın en çirkin başbelâlarından biri olan ırkçılık ortadan yok oluverir..."


- Bir Dinozorun Gezileri



164. "Sesini duyunca
Ötüşmeye başlar
Göğüs kafesimdeki
O suskun kuşlar."


- Bir Dinozorun Anıları



165. "Bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümüyle unutmak daha doğrusu unutmuş gibi davranmak zorundayız yaşamaya devam edebilmek için."


- Bir Dinozorun Anıları



166. "Bernard Shaw, yaşını açıkça söyleyen bir kadından korkulması gerektiğini; çünkü bunu açıklayan bir kadının her şeyi açıklayabileceğini söyler."


- Bir Dinozorun Anıları



167. ""Ancak şiir okunarak unutulur bazı tatsızlıklar.""


- Bir Dinozorun Anıları



168. ".. Ben palazlanıp para kazanacak duruma gelinceye kadar, ev eşyası satarak geçindik."


- Bir Dinozorun Anıları



169. "Bunca felâket, bunca zulüm, bunca haksızlıkla dolu bir dünyada köpekler gibi mutsuz olmanın kolaylığını bildiğim için, mutsuzluklarıyla övünenlere fena halde bozulurum."


- Bir Dinozorun Gezileri



170. ""Kadınlar eziliyor" diyorlar. Ben, "Böyle adaletsiz bir toplumda, böyle bozuk bir düzende kadınlar da ezilir, erkekler de" diyorum."


- Bir Dinozorun Anıları



171. "Vatanseverlik, efendim, bir namussuzun son sığınağıdır..."


- Bir Dinozorun Anıları



172. "Başladığım kitabı kötü de olsa bitirmek huyundan Fethi Naci'nin bir sözü sayesinde kurtuldum.
"Karpuzu kestin. Baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?" demiş Fethi Naci."


- Bir Dinozorun Anıları



173. "Belleğim de hiç güçlü değildir. Bunun nedeni, birçok şeyi kafamdan tamamiyle silmek istememdir belki de. Çünkü bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümüyle unutmak, daha doğrusu unutmuş gibi davranmak zorundayız yaşamaya devam edebilmek için."


- Bir Dinozorun Anıları



174. "Ben ne yapayım da bu gericilikten kurtulayım? diye sordu.
Hareket etmeye başlayan otobüsün basamağından, "Oku!" diye seslendim ona."


- Bir Dinozorun Anıları



175. "Okumak organik bir gereksinimdir benim için."


- Bir Dinozorun Anıları



176. "... halkın dikkatini gittikçe zorlaşan ekonomik koşullardan uzaklaştırmak amacıyla, yüce bir "millî dâva" ayarladı. Çünkü millî dâva deyince, kahraman Türkün ayranının kabardığını, gözünün o millî dâvadan başka bir şey görmediğini, geçim sorununun ikinci plana düştüğünü biliyordu."


- Bir Dinozorun Anıları



177. "Şu “Türk kimliği”, “Kürt kimliği” lâflarına da hiç aklım ermiyor. Herkes kendi anadilini konuşacak elbette. Ama benim tek amacım, dünyanın bütün insanlarının ancak ve ancak “insan kimliklerinin” bilincine varmaları."


- Bir Dinozorun Gezileri



178. "“Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının arasında çekilen yalnızlıktır…”"


- Bir Dinozorun Anıları



179. "öleceğimi sandım. Ama insan kolay kolay ölemiyor."


- Bir Dinozorun Anıları



180. "Gece yarısı gizlice evden kaçarken, "Özgür olmak ne güzelmiş!""


- Bir Dinozorun Anıları



181. ""Bana kalırsa, en keyifli okuma, güzel bir bahçede, iki ağaç arasında kurulmuş bir hamakta sallana sallana okumaktır.""


- Bir Dinozorun Gezileri



182. ""Türk kimliği", "Kürt kimliği" laflarına da hiç aklım ermiyor. Herkes kendi ana dilini konuşacak elbette. Ama benim tek amacım, dünyanın bütün insanlarının ancak ve ancak "insan kimliklerinin" bilincine varmaları."


- Bir Dinozorun Gezileri



183. "Gece yarısı gizlice evden kaçarken, "Özgür olmak ne güzelmiş!""


- Bir Dinozorun Anıları



184. ". sürekli olarak kişisel mutluluk peşinden koşmak, bir kepazelikten başka bir şey değildir. Böyle bir dünyada, bunca felâket, bunca yoksulluk, bunca haksızlık ortasında, ancak inekler kadar kafasız ve duyarsız olanlar -yani gerçekten insan sayılamayacak yaratıklar- kişisel açıdan mutlu olabilirler. "Bana ne dünyanın şurasında burasında, hattâ kendi ülkemde kanlı savaşlar varsa; benim evimde yok ya" derler böyleleri. "Bana ne Afrika'da çocuklar açlıktan ölüyorsa; benim çocuklarım açlıktan ölmüyor ya" derler böyleleri. "Bana ne ülkemin yoksulları oğullarını kızlarını okutamıyorsa; benim oğullarım, benim kızlarım en pahalı okullara gidiyorlar ya" der böyleleri. Ve dünyaya, hattâ en yakın çevrelerine kulaklarını tıkayarak, gözlerini kapatarak -o ne biçim bir mutluluksa- mutlu olurlar böyleleri..."


- Bir Dinozorun Anıları



185. "... birbirimizi çok sevdik; ama aynı zamanda değil..."


- Bir Dinozorun Anıları



186. ""Başladığım kitabı, kötü de olsa bitirmek huyundan Fethi Naci'nin bir sözü sayesinde kurtuldum: 'Karpuzu kestin. Baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?' demiş Fethi Naci.""


- Bir Dinozorun Anıları



187. "Ne var ki, insan sevdiği şeylerden öyle kolay vazgeçemiyor."


- Bir Dinozorun Gezileri



188. "Sesini duyunca
Ötüşmeye başlar
Göğüs kafesimdeki
O suskun kuşlar..."


- Bir Dinozorun Anıları



189. "“seni düşündükçe, bin çakıltaşı ışır içimde”"


- Bir Dinozorun Gezileri



190. ".
.
"Herkesin aşk acıları vardır, benim de arkadaşlık acılarım var."
.
."


- Bir Dinozorun Anıları



191. ""Hiçbir makinaya, hiçbir elektronik cihaza karşı değilim. Yeter ki, onlar insanları değil, insanlar onları kullanabilsin.""


- Bir Dinozorun Anıları



192. "Kemalist, hem de sapına kadar Kemalist olduğumu açık seçik söylemek isterim."


- Bir Dinozorun Anıları



193. "Sen gençsin, nasıl oluyor da hem bu kadar geri zekâlı, hem de bu kadar gerici olabilirsin?"


- Bir Dinozorun Anıları



194. ""Benim tek amacım, dünyanın bütün insanlarının ancak ve ancak "insan kimliklerinin" bilincine varmaları.""


- Bir Dinozorun Gezileri



195. "1 Mayıs kutlamaları her zaman bir sorun olmuştur memleketimizde."


- Bir Dinozorun Anıları



196. "“Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının arasında çekilen yalnızlıktır bence.”"


- Bir Dinozorun Anıları



197. "Mustafa Kemal, ülke çapında bir okuma yazma seferberliğine öncü oldu. Bir karatahtayla yollara düştüğü bu seferberlik sırasında, ömrünün en keyifli anlarını yaşadı herhalde. Çünkü bir öğretmenlik tutkusu vardı onda. Asıl uğraşının öğretmenlik olması gerektiğini söyler, yakınlarına "ben rate bir öğretmenim" dermiş. Mustafa Kemal'in seferberliği başarılı da oldu. 1930'da, memlekette ilk ve ne yazık ki son kez, okuma yazma oranı yüzde doksan beşe kadar yükseldi."


- Bir Dinozorun Anıları



198. "“

, Türk aydınlarının onuruydu, Türk aydınlarının şanıydı bence. Çünkü hepimizin düşündüğünü, ama dile getirmekten çekindiğini, ancak o söylerdi hiç korkmadan, açıkça. Örneğin çoğumuz tanrıtanımazdık. Ama bunu açıklamayı göze alamazdık. Bir tek Aziz Nesin, ‘ben tanrıtanımazım’ derdi dobra dobra.”"


- Bir Dinozorun Anıları



199. "Necip Fazıl'ın içkisi ölçülüydü.
Ama kumar tutkusu sınır tanımazdı."


- Bir Dinozorun Anıları



200. "zekâsı ve güzelliği karşısında aklım başımdan gitti."


- Bir Dinozorun Anıları



201. "“öleceğimi sandım. Ama insan kolay kolay ölemiyor”"


- Bir Dinozorun Anıları



202. "Açık seçik taraf tutuyorum. Yobazlığa karşıyım, ırkçılığa karşıyım, gericiliğe karşıyım. İnsanların sömürülmesine ve savaşa karşıyım. Sosyalizmden, sevgiden, kardeşlikten, aydınlıkan yanayım."


- Bir Dinozorun Anıları



203. "Gelgelelim, "gençlik yanılgılarıdır, olur böyle şeyler" diyerek hoşgörebileceğimiz yaşı çoktan geçmiş, neredeyse kırkına gelmiş bir adam, hâlâ ırkçıysa, hâlâ faşistse; liberal ekonomiyi sömürüp, dalavereyle muazzam servetler yığıyorsa; her gün yalan söylemeyi hakkı sayıyor ve her gün ağız değiştiriyorsa; hâlâ köktendinci bir yobazsa; kadınlara toplumda yer vermeye yanaşmıyorsa; 1400 yıl önceki yaşam biçimini özlüyorsa; kendi dininden ve soyundan olmayanları kıtır kıtır kesmeye hazırsa; asıl amacı demokrasiden işine geldiği kadarı yararlanıp, sonra demokrasiyi ortadan kaldırmaksa; bizler demokrasi adına böyle bir adama neden hoşgörü gösterelim?"


- Bir Dinozorun Anıları



204. "Fakat doğru ya, nasıl da unutmuşum! Kötülüğün takdir edildiği, iyiliğin ise tehlikeli bir aptallık sayıldığı bir dünyada yaşıyoruz."


- Shakespeare ve Hamlet



205. ""...sigara bir keyif değil, kötü bir alışkanlıktır sadece.""


- Bir Dinozorun Anıları



206. "''Kimi kitapların sadece tadına bakılır, kimileri yutulur, çok az sayıda kitap da çiğnenip sindirilir.''
Francis Bacon"


- İngiliz Edebiyatı Tarihi



207. ""Günün birinde, bir Çerkez büyükannen olduğu için senin Türk olmadığını söylerlerse, sen ne hale düşersin? İşte bana bunu söylediler. Büyükannelerimden biri Yahudi olduğu için, benim Alman olmadığımı bildirdiler." Alman olmamakla suçlanan Auerbach, henüz yirmi yaşındayken, Birinci Dünya Savaşı'nda Alman ordusunda erlik etmiş, ayağından yaralanmış, ömrünün sonuna kadar özel ayakkabılar giymeye ve topallamaya mahkum bir Almandı üstelik. Hitler, iktidarı seçimle ele geçirinceye kadar soyunda bir Yahudi büyükanne olduğu hiç aklına gelmemişti."


- Bir Dinozorun Anıları



208. "İyi bir eş bulursanız mutlu olursunuz; bulamazsanız filozof olursunuz."


- Bir Dinozorun Anıları



209. "Bir insan ne denli üstün zekâlı ve bilgili olursa olsun, eğer duyarlılıktan yoksunsa; kafa açısından görkemli bir dev, duygu açısından zavallı bir cüceyse, ben neyleyim böyle bir adamın dostluğunu?"


- Bir Dinozorun Anıları



210. ""Günün birinde, bir Çerkez büyükannen olduğu için senin Türk olmadığını söylerlerse, sen ne hale düşersin? İşte bana bunu söylediler. Büyükannelerimden biri Yahudi olduğu için, benim Alman olmadığımı bildirdiler." Alman olmamakla suçlanan Auerbach, henüz yirmi yaşındayken, Birinci Dünya Savaşı'nda Alman ordusunda erlik etmiş, ayağından yaralanmış, ömrünün sonuna kadar özel ayakkabılar giymeye ve topallamaya mahkum bir Almandı üstelik. Hitler, iktidarı seçimle ele geçirinceye kadar soyunda bir Yahudi büyükanne olduğu hiç aklına gelmemişti."


- Bir Dinozorun Anıları



211. "İyi bir eş bulursanız mutlu olursunuz; bulamazsanız filozof olursunuz."


- Bir Dinozorun Anıları



212. "Bir insan ne denli üstün zekâlı ve bilgili olursa olsun, eğer duyarlılıktan yoksunsa; kafa açısından görkemli bir dev, duygu açısından zavallı bir cüceyse, ben neyleyim böyle bir adamın dostluğunu?"


- Bir Dinozorun Anıları



213. "“Dolmabahçe Sarayı’nda katafalkı ziyaret ederken, Halet ile benim arkamda yürüyen Şefika’nın usul usul ağladığını duyuyordum. Cenazeyi, aile dostu bir avukatın Karaköy’de caddeye bakan bürosundan seyrettik. Büro Yüksekkaldırım’ın tam altındaydı. Top arabası görününce, ansızın, şiddetli bir dolu yağıyormuşcasına, “çıt çıt çıt” sesleri geldi oradan. Meğer eskiden basamaklı olan Yüksekkaldırım’da toplanan Yahudiler, dinlerinin yas geleneğine uyarak, giysilerinin düğmelerini aynı anda koparmışlar yere atmışlardı. Düşen düğmelerdi o dolu sesini çıkaran.”"


- Bir Dinozorun Anıları



214. "“O sırada on iki yaşında olduğum için, Latin alfabesinin kabulünü çok iyi anımsıyorum. İki yabancı dil öğrenebilmiş, normal zekâda bir çocuk olduğum halde, kendi dilimi doğru dürüst okuyamıyordum. Arap harfleri Türk diline tamamiyle ters düştüğünden, şaşkına dönüyordum Arap harfleriyle yazılmış bir metin karşısında. Örneğin, Türkçede en çok geçen u, ö ve ü harfleri yoktu Arap harfleri arasında. Onların yerine ‘vav’ vardı ve bu ‘vav’ beş ayrı biçimde okunabilirdi. ‘Projektör’ sözcüğünü bildiğim halde, bunu ‘perveşkütür’ okumama, annem ile üvey babam çok gülmüşlerdi. Yalnız ilkokul diploması olmayan ben değil, uzun yıllar okuyan benden yaşlı insanlar da kendi dillerini yanlışsız yazamıyorlardı. Okuma yazma oranı ise, perişan bir durumdaydı.”"


- Bir Dinozorun Anıları



215. "Şimdi beğenilmeyen o cumhuriyet günlerinde ,yalnız annem değil toplum da daha ilericiydi. Mustafa Kemal kadınları hep yüceltiyordu. Kadınları dışlayan bir milletin çağdaş olamayacağını; uygar bir ülkede kadınların erkekler kadar önemli bir rol oynayacağını vurguluyordu. Kadınları toplum dışı tutmak onları aşağılamak eğilimi , o sözümona “demokrat” partinin iktidara gelmesi ve gericiliğe ödünler verilmesiyle ancak 1950’den sonra başladı. Bense çocukluğumu ve gençliğimi bu dönemden önce, başka ve çok olumlu koşullar altında yaşadım."


- Bir Dinozorun Anıları



216. "“Çocukluğumdan beri tek değişmeyen yanım kitap okumamdır. Okumak bir çeşit organik gereksinimdir bende.”"


- Bir Dinozorun Anıları



217. "Çalışmak değil, stres altında çalışmaktır insanı mahveden."


- Bir Dinozorun Anıları



218. "Ne var ki, dertler, sevinçlerden ağır basıyordu her zaman."


- Bir Dinozorun Anıları



219. "... işkence yapan birinin ne gibi bir insan olabileceğini aklım almıyor. Salt kötülükle açıklayamayız bunu. Çünkü işkence yapanın tepeden tırnağa tam anlamıyla kötü olması gerekir."


- Bir Dinozorun Anıları



220. "Bizim kuşak için Gazi Mustafa Kemal Paşa, şimdi Atatürk deyince akla gelen yapay ve soyut kavram, acemice yontulmuş çirkin heykellerde görünen çatık kaşlı devlet simgesi değil, aramızda yaşayan canlı ve çok renkli, çok çekici bir insandı. Hiç çatık kaşlı değildi. Tam tersine, hafif gülümseyen, son derece güzel bir insandı. Böylesine güzel bir insanın bu kadar çirkin heykelleri yapılmasına bir türlü akıl erdiremedim."


- Bir Dinozorun Anıları



221. "Sesini duyunca
Ötüşmeye başlar
Göğüs kafesimdeki
O suskun kuşlar."


- Bir Dinozorun Anıları



222. "Başladığım kitabı, kötü de olsa bitirmek huyundan Fethi Naci’nin bir sözü sayesinde kurtuldum: “Karpuzu kestin. Baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?”"


- Bir Dinozorun Anıları



223. "Abuk subuk kurallar moda olmuştu bir ara. Bebekleri ikide birde kucağınıza almayacaksınız, bırakacaksınız istedikleri kadar ağlasınlar deniliyordu. Ama tümüyle fiziksel bir aşktan kaynaklanan anne-bebek ilişkisinde, annenin bedensel sıcaklığı süt kadar gereklidir bir bebeğe…"


- Bir Dinozorun Anıları



224. "Belirli bir yaşa kadar siz çocuklarınızı azarlarsınız, ondan sonra çocuklarınız sizi azarlamaya başlar."


- Bir Dinozorun Anıları



225. "“Sesini duyunca
Ötüşmeye başlar
Göğüs kafesimdeki
O suskun kuşlar.”"


- Bir Dinozorun Anıları



226. "İntihar edenler, yalnız kendilerini değil onları sevenleri de öldürürler bir bakıma. Kaldı ki kendini öldürmek kolaydır. Anlık bir cesaret meselesidir sadece. Asıl zor olan yaşamaktır. Bunca felâket arasında fazla rezil olmadan yaşamak gücünü bulmaktır asıl zor olan."


- Bir Dinozorun Anıları



227. "İç dünyasını öyle yaman bir kasırga kasıp kavurmaktadır ki, dış dünyada olup bitenlere pek aldırmamaktadır."


- Shakespeare ve Hamlet



228. "Bir buluyor, bir yitiriyorduk birbirimizi..."


- Bir Dinozorun Anıları



229. "Uzun süren mutlu bir dostluk kurmak, uzun süren mutlu bir aşk kurmak kadar güçtür."


- Bir Dinozorun Anıları



230. "Çağımıza uymak zorundayız palavrasına da hiç mi hiç inanmıyorum. Eğer yaşadığım çağın en yüce ideali köşeyi dönmekse; eğer yaşadığım çağ toplumsal adaletsizlik üstüne kuruluysa; eğer yaşadığım çağ inandığım her şeyi yadsıyorsa; eğer yaşadığım çağa bayağılık ve çirkinlik egemense, ben böyle bir çağa neden ayak uydurmak zorunda kalayım?"


- Bir Dinozorun Anıları



231. "Bana kalırsa, bir insanın yaşamında en güzel yıllar gençlik değil, otuz beş ile kırk beş arasıdır. Gençliğin sıkıntılarından kurtulmuş, yaşlılığın sorunlarıyla henüz karşılaşmamışsınızdır."


- Bir Dinozorun Anıları



232. "“Çağımıza uymak zorundayız palavrasına da hiç mi hiç inanmıyorum. Eğer yaşadığım çağın en yüce ideali köşeyi dönmekse; eğer yaşadığım çağ toplumsal adaletsizlik üstüne kuruluysa; eğer yaşadığım çağ inandığım her şeyi yadsıyorsa; eğer yaşadığım çağa bayağılık ve çirkinlik egemense, ben böyle bir çağa neden ayak uydurmak zorunda kalayım? Tam tersine, başkaldırırım, direnirim böyle bir çağa karşı.”"


- Bir Dinozorun Anıları



233. "Ben gene aynı yaşlardayken, hiç unutamadığım bir şey
söyledi bana: Kendi kafasını göstererek, “kızım" dedi,
"Bir kadının namusu belinden aşağısında değil, burada, kafasındadır.
Farzedelim ki, parası olduğu için, bir adamla evlendin.
Sen namussuz bir kadınsın bunu yaptığın için.
O adama bağlı kalsan
da, onu hiç aldatmasan da, gene namussuzsun.
Çünkü parası
yüzünden oturuyorsun o adamla. Asıl orospuluk budur.
Para
uğruna cinsel ilişki kurmaktır asıl orospuluk.
Hiç menfaat gütmeden ve başkalarına kötülük etmeden sevgili değiştiren bir
kadına, ben orospu demem, çapkın kadın derim ancak."


- Bir Dinozorun Anıları



234. "Bebekler, tıpkı kediler gibidir. Onları kimin sevdiğini, kimin sevmediğini dakikasında anlarlar. Sevenlere güven duyarlar."


- Bir Dinozorun Anıları



235. "“Buraya eğlenmek için geldiğime göre, mutlaka eğlenmek zorundayım” düşüncesi bile, sahiden eğlenmenizi engellemeye yeter."


- Bir Dinozorun Gezileri



236. "Bir buluyor, bir yitiriyorduk birbirimizi..."


- Bir Dinozorun Anıları



237. ""Küçük mutluluklarım dışında, iki büyük mutluluk kaynağım vardır. Biri kitap okumak, öteki de deniz.""


- Bir Dinozorun Gezileri



238. "Abidin Dino'nun konuşma uslubu, ürettiği sanat kadar renkli ve ilginçti. İyi konuşanların çoğu gibi sürekli gevezelik etmez, susmasını da bilirdi. Çok gelişmiş, çok ince bir gülmece duygusu vardı. Örneğin, iş çevrelerinden bir zat müşterek dostumuz Şakir Eczacıbaşı'nın fotoğraf sergisini görünce, biraz hayrete düşüp, "demek hobiniz fotoğrafçılık" demiş. Abidin de, "hayır, işadamlığı hobisidir, asıl uğraşı fotoğrafçılıktır" diye yanıtlamış bu soruyu."


- Bir Dinozorun Anıları



239. "… ben kitaplara sığındım."


- Bir Dinozorun Gezileri



240. "Belleksiz bir toplum olmamızı önlemek için, herkesin anılarını yazmasını yararlı buluyorum."


- Bir Dinozorun Anıları



241. "Bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümüyle unutmak, daha doğrusu unutmuş gibi davranmak zorundayız yaşamaya devam edebilmek için."


- Bir Dinozorun Anıları



242. "Faşizm bir budalalar rejimi olduğundan, gülünç bir yanı vardır her zaman."


- Bir Dinozorun Anıları



243. "... ben neden köşeyi dönmeyi yaşamımın amacı yapayım?"


- Bir Dinozorun Anıları



244. ""Mustafa Kemal, kadınları hep yüceltiyordu. Kadınları dışlayan bir milletin çağdaş olamayacağını; uygar bir ülkede kadınların erkekler kadar önemli bir rol oynayacağını vurguluyordu.""


- Bir Dinozorun Anıları



245. ""Mustafa Kemal, kadınları hep yüceltiyordu. Kadınları dışlayan bir milletin çağdaş olamayacağını; uygar bir ülkede kadınların erkekler kadar önemli bir rol oynayacağını vurguluyordu.""


- Bir Dinozorun Anıları



246. "Karakoldaki başkomiser, başını çevirip yüzüme bakmadan, bana ancak profilini göstererek,” sen ne iş yaparsın?” diye sordu. Profesörüm dediysem de, bana pek inanmadığı besbelliydi. Hakkı da vardı. Bizler kılık kıyafete göre değer biçeriz insanlara. Ben eski püskü siyah kadife pantolonum, yıpranmış siyah kazağımla bir bayan profesöre hiç benzemiyordum doğrusu"


- Bir Dinozorun Anıları



247. "Sevdiklerimin ölebileceği korkusu öteden beri bir psikoz halindedir bende."


- Bir Dinozorun Anıları



248. "Mustafa Kemal olmasaydı, ben "ben" olamayacağım için Kemalistim. Eğitim görmüş, seksenini geçmiş bir kadının bu memlekette Kemalizme inanmaması tamamiyle anormal olurdu."


- Bir Dinozorun Anıları



249. "“Okumak bir çeşit organik gereksinimdir bende. Günde hiç olmazsa iki üç saat okumayınca, afyondan kesilmiş bir bağımlıya döner, bir ‘yoksunluk nöbeti’ geçiririm.”"


- Bir Dinozorun Anıları



250. "KEMALİST, HEM DE SAPINA KADAR KEMALİST OLDUĞUMU AÇIK SEÇİK SÖYLEMEK İSTERİM!"


- Bir Dinozorun Anıları

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: