Mihmandar Kitap Bilgileri
Yazar: İskender Pala
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 20 dk.
Sayfa Sayısı: 400
Basım Tarihi: 18 Şubat 2020
İlk Yayın Tarihi: 18 Şubat 2020
Yayınevi: Kapı Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786055107352
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Mihmandar Kitap Tanıtımı
"Peygamber'in mihmandârı! Bir arzun varsa yapayım. Bir vasiyetin varsa yerine getireyim!"
"Ey Emîr! Sakın Allah'ın dinini bozma, müminler arasına fitne girmesine müsaade etme. Askere adalet ile muamele eyle ve düşman karşısında can kaygusu çekme. Bana gelince, senden ve senin ait olduğun şu dünyadan hiçbir şey istemediğimi bil ve herkese böylece ilan et. Şurada can oynatan cengâverlerden son arzum odur ki Azrail (a.s) bize uğradıktan sonra na'şımı Konstantiniyye surlarına yakın götürsünler. O gün savaş hattı nerede oluşursa, bedenimi o noktaya kadar taşısınlar ve orada, savaşan mücahitlerin arasında beni defneylesinler. Ta ki atlarımızın ayakları bedenimi çiğnemiş olsun, Bizans dokunamasın. Ayrıca, eğer yapabiliyorlarsa, cenazemi kendi atımın arkasında bir sedyeye bağlayıp taşısınlar. Tıpkı Kutlu Nebi'yi getiren Kusvâ'nın Medine'de bizim hanemizi bulduğu gibi o da benim için nereye gideceğini ve nerede duracağını bulacaktır."
(Tanıtım Bülteninden)
Mihmandar Kitaptan Alıntılar
1. "Akıllı adam dilindekini kalbine götüren; ahmak adam da kalbindekindeki diline getirendir."
2. "Azıcık sabret, Allah belki sana bir yol arkadaşı ihsan eder, hele sabret!"
3. "Kendini yücelten alçaltılır, kendini alçaltan yüceltilir."
4. "" Gerçek nedir? " sorusunu işte o zaman sormaya başlamıştım kendime. Gerçek, zulme uğradığında bile dosdoğru olmaktı."
5. "Sonradan pişman olup özür dileyeceğin sözü baştan söyleme. Özür dilemek erdemdir. İlla özür dileyecek sözü sarf etmemek daha büyük erdemdir. Akıllı ile deli arasındaki fark odur ki, biri bildiğini söylemez, diğeri söylediğini bilmez, sen akıllılardan ol."
6. "İnsanlar yaratılışta eşittir ve kimseyi ırkından veya inancından dolayı aşağılamamanız gerekir, öyle değil mi?"
7. "Çünkü gönül sevgi dilini konuşuyor ama satırlar yalnızca gerçekleri söylüyor, nasıl söylemek gerektiğiyle ilgilenmiyor."
8. "Ölüme bu kadar takılıp kalma oğul ! İnsanlar ölmek için doğuyor. İntikam alır gibi. Zamanlar öldükçe ölümün zamanı gelir. Ebedi hakikatın ta kendisidir ölüm."
9. "Yıllar yine acımasızca geçiyordu."
10. "“Sevabın büyüklüğü musibetin büyüklüğüne göredir.”"
11. "Bazı insanların acı eşiği yüksek olur."
12. ""Gel, sevmeyi unutan kalplere sevgiyi hatırlatmak üzere gel!..""
13. ""Kendimden kurtulup yine kendime sığınmam gerektiğine karar verdim.""
14. "İnsanlar ! Sağlığınızda ahiretiniz için hazırlık yapınız."
15. ""Eşhedü en lâ İlâhe İlla'llah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûluhû.""
Mihmandar Kitap İncelemeleri
Geç okuduğunuz için pişman olur musunuz bazı kitapları?
İşte tam da o duruma düştüm Mihmandar'ı okuyunca...
Hem de öyle böyle değil tam anlamıyla.
Esas adı Hâlid. Hâlid bin Zeyd (Zeyd'in oğlu) yani bildiğimiz adıyla Eyûb Sultan, Ebu Eyyub (Eyyub'un babası).
Peygamberimizi evinde 7 ay boyunca misafir eden, 82 yasinda istanbul kusatmasında Şehadete kavuşan o muhterem insan.
Tanıdığımı düşündüğüm Eyüp Sultan'ı bana bu eseri ile gerçekten tanıştıran İskender Pala ya ise sonsuz teşekkürler.
Eyup Sultan yani Ebu Eyyüb'un kabrinin olduğu yerin her zaman özel bir yeri vardı gönlümde ama bu, daha da bir anlam kazandı Mihmandar ile;
Ve bir sonra ki ziyaret çok daha anlamlı çok daha güzel olacak bununla birlikte.
Ve Humeyd bin Bekir yani Hamedcik;
Olayları yer yer onunda dilinden dinlediğimiz...
Istanbul'u ilk kez kuşatmış olan o kutlu ordunun için de yer alan , Ebu Eyyub'tan bir hadis öğrenebilmek için etrafında pervane olan onun şehadeti ile birlikte hadisleri de 40'a tamamlayan genç sefer arkadaşı.
Şehit olarak yattığı yer, Toklu dede türbesi de artık ziyaret edilecek yerler arasında.
Tarihi olaylarla birlikte müthiş bir kurgu ve çoklu anlatıcı tekniği ile yazılmış olan, herkesin okuyabileceği Mihmandar, kesinlikle kaçırılmaması gereken eserler arasında.
yüzyıllar öncesinden Sevgili Peygamberimizin kokusunu alan Melik Tübbanın kilitli sandığa bıraktığı mektupla başlıyor.Peygamber efendimizin Medine’ye Hicreti ve ve Ebu Eyyub’un evine misafir oluşuyla şekilleniyor.Peygamber Efendimizin ve yanıbaşında olanların yaşadıkları bizi İslamın nasıl ahlakla,güzellikle,adaletle inşa edildiğini kalbimizle hissetmemize vesile oluyor.
,her eserinde olduğu gibi;ince ipliklerle ördüğü her düğümün açıldıkça okuyucuya etkisi yüksek dozda bir aydınlanma sağlıyor.İlerleyen sayfalarda Halife Muaviye’nin İstanbul’u fetih düşüncesiyle yola çıkanların kişisel hikayeleri ,o kişilerle Şam’dan çıkıp Hatay’a,Toroslara,Konya’ya,Sakarya’ya ve haşmetli surları ile sizi karşılayan İstanbul’a yolculuk yapmanıza sebep oluyor.Ebu Eyyub’un,altın çekirge Humeydle olan yolculuğunda Peygamberimizin kırk Hadisini yaşarken,Kallanikosun kızına ve karısına ulaşmak için yaptığı ateş toplarını,Genna’nın annesine kavuşmak ve babasından intikam almak için ettiği yeminlere,Oxy’nin sürgünde sessiz kalışı ve hasretiyle içinin yanmasına tanıklık ediyorsunuz.Pek çok farklı karakter ağzından anlatılan olayları oradaymışcasına algılıyorsunuz.Kitap incelemenin çok ötesinde bir açıklama yapma gereği duymama sebeb olsa da alın ,okuyun,anlatın diyerek kütüphanenizdeki yerini bulma umuduyla…
Kitabı bitirdim araya sıkıntılı süreçler girmeseydi muhtemelen daha kısa sürede bitirirdim.
Her bölümü ayrı ayrı şeyler öğretti
Savaşta huzur hissedilmez ben huzur hissettim
Kazanılmasa da önderlik edenlerden dolayı derinden hissedilen teslim olma duygusunun verdiği huzur.
Belki de şu dönemde cevabını veremeyeceğimiz, hesabını veremeyeceğimiz o kadar soruyla karşı karşıya kaldık ki...
Ben bu durumda olsam ne yapardım psikoloji ve kişisel gelişim kavramından çıkıp ; ben olsaydım bende teslim olurdum aynı yola derdik muhtemelsiz.
Belki de anlatamayacağım , ama hissettiğime emin olduğum o kadar derin kazanımlar elde ettim ki.
Şeker portakalında geçen bir konuşma var ya ;
Daha çok anlat," dedim.
"Hoşuna gidiyor mu?"
"Çok. Elimden gelse, seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum."
"Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?"
"Gider gibi yaparız."
Sanırım bizde gider gibi yapıyoruz, elimizden gelen ise Mihmandar gibi kitaplarda belirtilen miktardan daha fazlasını yaşayabilmek.
Daha fazla derin anlatıp sizi sıkmak istemiyorum. Yoksa çok yazarım
Bir çok isim var hafızamda , hamedcik in unutulmaması kalbimi serinletti...
Kitabı önerdiğin için @Serkan Kiratik teşekkür ediyorum.
Sizlerle okumak extra keyifliydi
Mihmandar; Konakçı, bir konuğu ağırlayan... Medine'den İstanbul'a uzanan Eyüp Sultan'ın nur dolu yolculuğunu konu edinen olayların resmedilişi...
Romanımız İslamiyetten önce o dine ve Nebi'sine iman eden bir hükümdarın hikayesiyle başlamaktadır. Mekke'ye gelen Melik Eyyup buradaki beklentilerinin karşılanmama sonucunda cereyan eden olaylarla birlikte yoluna devam edip Yesrib denilen bölgede bir gün gelecek olan Nebi için bir ev yapıp vaziyette bulunmuştur: " O muhteşem zât Mekke'de peygamber olup bu memlekete hicret buyurduğu vakit, bu hanede ikamet eylesin."
İşte o konak çok sonrasında Peygamberimize mihmandarlık yapacak olan Eyüp Sultan'ın yaşadığı konaktır.
Kitabın devam eden bölümlerinde İslamiyetin doğuşu ve Muaviye döneminde İstanbul'un fethi için yapılan çalışmalara değinilmistir.
Her bölümünde farklı karakterler ve olaylara şahit olduğumuz ve her bölümün farklı bir ağızdan anlatıldığı bir roman.
Özellikle İslamiyeti, tarihi ve aşkı birleştirmesiyle tanınan yazarın gerçek konuyla kurguyu nakşedisi bizlere olaylara şahit olma hissi veriyor.
İstanbul'un kuşatılmısı sırasında ölmesiyle çölde başlayan ve surların dibine gömülen Eyup Sultan Nur'u İstanbul'un fethi müjdesiyle zamanın ruhuna aksetmistir.
Ve yine bir İskender Pala romanının bitiminde ruhuma dolan huzur ve yüzümde mutluluğun ifadesi...
Şimdiye kadar okuduğum ve bu kadar etkilendiğim çok az kitap bilirim. İskender Pala' nın muntazam kalemi... Hiç sıkılmadan, heyecanla okuyup bitirdim. İçimde kitaba karşı ayrı bir merak duygusu vardı ve boşuna değilmiş.
MİHMANDAR
O Rasûl' ün mihmandarı...
Asırlar öncesinden atalarının Kutlu Nebiyi görmeden iman edip ona mektup yazmaları...
Daha o zamandan belliydi Peygamber' in(sav) mihmandarı olacağı.
Çöllere gönüllere düşen ateş tutku oldu, dünyaya yayıldı. Eyüp Sultan o ateşin hem mihmandarı hem de kahramanıydı.
O kahraman, Mekke, Medine ve Şam' dan geçti ve İstanbul önlerinde durdu.
O hadiste ki müjdeye nail olmak istiyordu.
O bakara suresinde ki " İman edenler ve hicret edip Allah yolunda cihad edenler var ya, işte bunlar, Allah'ın rahmetini umabilirler." Diye söz edilenlerden olmak istiyordu...
***
Kitabın her bölümünde yeni karakterler ile tanıştım. Önce kendi hikayesini anlatıyor sonlarına doğru ise kendisini tanıtıyor. Bu da okurken ayrı bir merak duygusu uyandırıyor tabi.
Sanki sayfaların içindeydim hep bir köşede olan biteni izlemiş, her anda onlara şahitlik etmiş gibiydim. Kitaptan çok etkilendim doğrusu. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Ve kitabı okumama vesile olan canım arkadaşım
' e çok teşekkür ederim