Mevsim Yas Kitap Bilgileri
Yazar: Mehtap Ceyran
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 14 dk.
Sayfa Sayısı: 220
Basım Tarihi: 1 Ekim 2019
İlk Yayın Tarihi: Mart 2017
Yayınevi: Everest Yayınları
ISBN: 9786051854328
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Mevsim Yas Kitap Tanıtımı
Mevsim Yas, yakın tarihin avurtlarına yapışmış bir lekeyi kazıtıyor. Işığın kırılmadığı, belleğin konuşmayı reddederek ama kaydetmeye devamla sağ çıkabilmeyi başardığı bir yere varıyor Mehtap Ceyran: Görünmez olabildiğin kabuktur ev.
“Hafızası karşısında neden aciz bir varlıktır ki insan?
Seninle böyle konuşuyor olabilmeme şaşırıyorum biliyor musun?
Bu yaşa geldim hiç kimseyle konuşmadım. Sadece kelimeler döküldü ağzımdan. Burada, olduğum yerde sıkıştım kaldım.
Geçenlerde neyi fark ettim biliyor musun; bugüne dek hiç bağırmadığımı... Kendi sesime yabancıyım. Belki de bu yüzden hayatla kötü, hastalıklı bir ilişkim oldu hep. Neye sığınacağımı bilemedim. Galiba hep hatırlamaktan ibarettim.
Hatıralarımı değil, hafızamı yazıyorum sana. Dışarıda korkunç bir yağmur yağıyor, duyuyor musun? O günlerde de hep yağmur yağardı. Bulutların karabasan gibi çöktüğü başka bir şehir daha var mıdır yeryüzünde, bilmiyorum. Gökten yağmur yerine çamur yağıyordu.”
Mevsim Yas Kitaptan Alıntılar
1. ""Uygarlığın gördüğü en büyük yalnızlığı yaşıyoruz!""
2. ""Zaman, hiçbir yarayı iyileştirmiyor, hiçbir suçu temizlemiyor ve hiçbir gerçeği değiştirmiyor.""
3. "...varlığımı başkasının ilgisinde arayacak kadar yalnızdım."
4. ""İnsan öyle bir karanlıktır ki, ona ulaşmak neredeyse imkansızdır. Daha az incinmek için en iyisi yalnızlıktır.""
5. "-Bir temsil izler gibi seyrediyorum, geriye doğru işleyen günlerin keşmekeşini. Her sabah düne uyanıyorum. Tuhaf bir zaman akışı bu."
6. "* Bir tören alayı gibi geçiyor önümden cümle hayat..."
7. "Her zaman geride kalanlarla yaşar insan. Hayat geride kalanlardan ibaret.."
8. ""Bir tören alayı gibi geçiyor önümden cümle hayat.""
9. "İnsan unutmuyordu duyduğu, yaşadığı hiçbir şeyi, istese bile hafızası bırakmıyordu peşini..."
10. "Ölen birinin ardından, neden illa bir şeyler yiyip içmek gerektiğini hiç anlayamadım...
Taziye evlerinde durmadan tıkınan insanlar her zaman iğrendirmiştir beni."
11. "Büyük boşlukları vardı hepimizin, çok büyük... Belki de kendimizi hiç tanımıyorduk. Yaralarımızın yerini hiç bilmiyorduk. Onları hangi yollarla bulabileceğimizi, nasıl ilişki kurabileceğimizi, nasıl bir arada yaşayabileceğimizi bilmiyorduk. Bu yüzden tüm boşluklarımızı marazlı insanlar dolduruyordu."
12. "Tarih yaşandıkça yazılmıyor, yazıldıktan sonra yaşanıyordu. Hayatlarımız, devletin tahrif ettiği hikâyelerdi.."
13. "* Hafızası karşısında neden aciz bir varlıktır ki insan ?"
14. ""Saklanacak, sığınacak bir yere ihtiyacım vardı. Kitaplar beni içine alıp saklıyordu. Görünmez oluyordum başkalarının hikâyelerinde.""
15. "Susarak korumaya çalışmıştı kendisini. En kötüsünü yapmıştı yani."
Mevsim Yas Kitap İncelemeleri
Mevsim Yas
Roman 90'lı yıllarda kürt illerinde yaşanılanları ve bu yaşanmışlıkların sebep olduğu eksik kalışları anlatan bir roman. Batman'a gidiyoruz romanda zaten o yıllar kürt haklı için beyaz toroslar, yakılan köyler ve sınırsız işkenceler demekken bir de Hizbullah saldırıları başlıyor; tehdit mesajları,domuz bağı,gece yarısı enseye sıkılan kurşunlar,toplu mezarlar...
## Roman da olaylar Zehra Öğretmene gelen gizli mektuplar ve en yakın arkadaşının onda kalan günlüğü okuması ile paralel ilerliyor. 3 ayrı kahramanın yaşadıklarını okuyoruz parça parça. Zehra'nın kayıp arkadaşı Taha'ya ve geçmişte yaşadıklarına ayrı üzülüyoruz onun Fesla'ya duyduğu aşk ve bunu bir türlü söyleyemeden kaçırılmasına ayrı yanıyoruz. Gelen mektup ve sahibi ise romanın son sayfalarına kadar tam bir muamma ancak kahramanı daha çocukken dinlemeye başladığımız için adım adım yaşadığı her felakete şahit oluyoruz o yüzden onun yaşadıkları daha büyük boğum oluştuyor boğazımızda. Bu 3 farklı kişi çok güzel bir kurgu ve anlatımla bağlanıyor birbirine ve son sayfalar büyük bir merakla çevriliyor.
## O dönemi ve coğrafyada yaşanılanların biraz olsun tahmin edilebilmesi idrak edilebilmesi açısından çok güzel bir kitaptı okumama vesile olan arkadaşıma da ayrıca teşekkür ediyorum. Sizler de okuyun,okutun ve sevgiyle kalın
Ah
ah!
Ben okurken bu kadar zorlandıysam kim bilir sen yazarken nasıl zorlandın.
Kitap bitti ama beni de bitirdi. Kitabı okurken kelimelerin boğazıma düğümlendiğini hissettim.
Şu an her yer, herkes ölüm kokuyor.
Seslerini duyurmak için intihâr yoluna başvuran kadınlar ve acılı, kocanın şiddetiyle hayata yenik düşen anneler.
Batman, doksanlı yıllarda Hizbullah’ın kol gezdiği Batman. Sokağa çıkmaya korkan insanların ürperdiği bir mahalle…
Acının, ölümün, devrimin, çığlıkların göğe yükseldiği sokaklar… İnsanların sokağa çıkmaya korktuğu ölü bir şehir.
Bir babanın işkencelerine, dayaklarına dayanamayarak annesinin emanetini geride bırakan bir abla.
Annesinin, dayısının, ablasının ölümünü görmekle kalmayıp babayı şiddetle tanıyan ve ona her gün lânet okuyan, üvey annesinin zulümlerini içine ata ata birden hayatına son veren kardeş…
Sevdiği kadının intihârı ile sarsılan hayata küsen bir sevgili…
Oğlunun en azından kemiklerini bulup ona bir mezar inşa etmeye çalışmak için didinen bir baba…
Ve tüm hayatların birbirine değindiği sayfalar…
Acının her şekli bu kitapta mevcut. Sevgisizliğin insanda bıraktığı tahribat…
Sığınacak, hayata tutunacak bir yer bulmaya çalışan hayatlar. Kurgu ve gerçeğin harmanlandığı bu kitabı okuyacaksanız psikolojinizin sağlam olduğu zamanlara denk getirin. Zira bu kitabı bitirip de duygulanmayan bir insanın var olacağını düşünmüyorum.
"İnsan unutmuyordu duyduğu, yaşadığı hiçbir şeyi, istese bile hafızası bırakmıyordu peşini."
"Hafızası karşısında neden aciz bir varlıktır ki insan?"
"Dünyaya tanıklık etmek gibi bir misyonumuzun olması; bizi uyumsuz ve mutsuz kılan işte bu gerçekti."
90'lı yıllara dair ne biliyorsunuz? Ben o yılların sonunda doğan neslin bir ferdiyim bu yüzden her şey bana çok uzaktan sanki başkasının kabusunu dinlemiş bir gece uykumda o kabusun izlerini görmüşüm gibi geliyor.
Batman denilince insanların akıllarına neler gelebileceğini biliyorum, Anadolu'nun acı dolu şehirlerinden biri, hiç gitmedim görmedim ama bu coğrafyada doğan her kadın ve erkeğin bu acının parçalarını iliklerinde genlerinde taşıdığını düşünüyorum.
Hizbullah kim neyin nesi fesi, destekçileri napıyor kim nasıl anlatabilir ki? Sadece ölüm, kir, çamur, hayatın çırılçıplak katli. Kadınların kaderlerinden kaçmak için intihar ettiği, erkeklerin sokaklarda avlandığı, bütün şehrin yas evine döndüğü bir dönemi sessiz sedasız ağıt bile yakacak mecal kalmadan anlatmıl Mehtap Ceyran.
Yazarın ilk eseri Mevsim Yas, henüz 15 yaşındayken 10 yıl boyunca hapse mahkum edilmiş, ömründen asla geri gelmeyecek gün gün çalınmış o yıllar. Belkide acısını kelime kelime yazmak istemiş, dünyaya bakın bu şehir asla geçmeyecek bir yas törenine mahkum edilmiş demek istemiş, çok etkilendiğim bir eser oldu, yazarın ikinci eseri Bekleyişin Şarkısı'nı da okumak istiyorum.
#mevsimyas Batman halkının doksanlı yıllara ait kolektif belleğini yansıtan, akıcı, merak uyandıran ve sarsıcı bir roman. Şehirde yaşanmış gerçek olayları dramatik bir kurgu ve marazi karakterlerle anlatan bir dönem romanı. Hızbulllah, mez.ar evler, sokak ortası cinayetleri, intih*rlar gibi sert gerçeklerle bol bol ölüm kusan tam anlamıyla bir yas romanı.
Söyleşilerinde “Ben bir hafıza yazarıyım” diyen #mehtapceyran doksanlı yıllara dair büyük bir hafızası olduğunu belirtiyor. “Mevsim Yas” yazarın ilk romanı.
Konusu (Spoiler!): Batman’da öğretmenlik yapan Zehra, bazı bölümlerde Hızbulllah tarafından kaçırılan öğretmen arkadaşı Taha’yı bulabilmek için bir ipucu yakalamak amacıyla Taha’nın günlüğünü okurken; bazı bölümlerde de isimsiz gönderilen mektuplar aracılığıyla aynı çevreye ancak biraz daha uzak geçmişe ait bir kadının anılarını okuyor. Kitap boyunca merak unsurunun ritmi hiç düşmüyor ve her seferinde yeni bir konuyla dallanıp budaklanıyor: Mektupların kimden geldiği ve mektuplarda kendi hayatını anlatan kadının çevresinde olup biten olaylar, merak konusu; Taha’nın nerede ve ne halde olduğu ise başka bir merak konusu. Ama bununla da kalmıyor; Zehra’nın aldığı ölüm tehditlerinin kimden geldiği ve Zehra’nın da başına bir iş gelip gelmeyeceği ayrı bir merak konusu. Zehra’nın kendisini haketmeyen bir adamla yaşadığı aşka dair anlattıkları ise ayrı burkuyor içleri. Yazar; sevgisiz büyüyen Fesla’nın çocukken yaşadığı ve şahit olduklarına dair (şiddet, kötü üvey anne, dışlanma, aşağılanma, babanın soğukluğu vs.) anlattıklarıyla bir kez daha üzmeyi başarıyor okurunu.
#mevsimyas Batman halkının doksanlı yıllara ait kolektif belleğini yansıtan, akıcı, merak uyandıran ve sarsıcı bir roman. Şehirde yaşanmış gerçek olayları dramatik bir kurgu ve marazi karakterlerle anlatan bir dönem romanı. Hızbulllah, mez.ar evler, sokak ortası cinayetleri, intih*rlar gibi sert gerçeklerle bol bol ölüm kusan tam anlamıyla bir yas romanı.
Söyleşilerinde “Ben bir hafıza yazarıyım” diyen #mehtapceyran doksanlı yıllara dair büyük bir hafızası olduğunu belirtiyor. “Mevsim Yas” yazarın ilk romanı.
Konusu (Spoiler!): Batman’da öğretmenlik yapan Zehra, bazı bölümlerde Hızbulllah tarafından kaçırılan öğretmen arkadaşı Taha’yı bulabilmek için bir ipucu yakalamak amacıyla Taha’nın günlüğünü okurken; bazı bölümlerde de isimsiz gönderilen mektuplar aracılığıyla aynı çevreye ancak biraz daha uzak geçmişe ait bir kadının anılarını okuyor. Kitap boyunca merak unsurunun ritmi hiç düşmüyor ve her seferinde yeni bir konuyla dallanıp budaklanıyor: Mektupların kimden geldiği ve mektuplarda kendi hayatını anlatan kadının çevresinde olup biten olaylar, merak konusu; Taha’nın nerede ve ne halde olduğu ise başka bir merak konusu. Ama bununla da kalmıyor; Zehra’nın aldığı ölüm tehditlerinin kimden geldiği ve Zehra’nın da başına bir iş gelip gelmeyeceği ayrı bir merak konusu. Zehra’nın kendisini haketmeyen bir adamla yaşadığı aşka dair anlattıkları ise ayrı burkuyor içleri. Yazar; sevgisiz büyüyen Fesla’nın çocukken yaşadığı ve şahit olduklarına dair (şiddet, kötü üvey anne, dışlanma, aşağılanma, babanın soğukluğu vs.) anlattıklarıyla bir kez daha üzmeyi başarıyor okurunu.