Metin Aydoğan En Beğenilen Sözleri
1. ""
- Türkiye Üzerine Notlar
2. "
"
- Türkiye Üzerine Notlar
3. ""
- Türkiye Üzerine Notlar
4. "“Siyasi haklarını tanımak, Türk kadınına verilen bir lütuf asla değildir. Ona, yüzyıllardır gasp edilen eski yetkilerini geri veriyoruz”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
5. "Kenan Evren'in ... söylemleri ... :
"
- Türkiye Üzerine Notlar
6. ""
- Türkiye Üzerine Notlar
7. "Bugün, Türk tarımı eski gücünden çok şey yitirmiştir. Türk çiftçisi, yoksullaşmış, sıradışı güçlükler içinde üretim yaparak ayakta durmaya çalışıyor. Ürün bedelleri gideri karşılamıyor, adeta getirisi olmayan emek gücüne dayanarak, tarım yapıyor."
- Türkiye Üzerine Notlar
8. "ABD Türkiye'ye yerleşti."
- Türkiye Üzerine Notlar
9. "ABD Dışişleri Bakanlığı, Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 Kasım 2002 seçimlerine katılamayacağına karar veren Yüksek Seçim Kurulu kararına tepki göstermiş ve rahatsızlığını Ankara'ya resmen bildirmişti. 30 Eylül 2002'de Türkiye'ye gelen ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Elizabeth Jones; "Biz Amerikan Hükümeti olarak demokratik bir sistem içinde, bütün tarafların seçime katılmasını destekleriz" diyerek, Türkiye'de yasa yokmuşçasına içişlerine karışmıştı."
- Türkiye Üzerine Notlar
10. "Ölümüne yakın
diyerek vasiyet niteliğinde önermelerde bulunmuştu."
- Türkiye Üzerine Notlar
11. "Fransız yazar Paul Gentizon'un söylemiyle,
"
- Türkiye Üzerine Notlar
12. ""
- Türkiye Üzerine Notlar
13. "Öğrenci artış oranları; ilkokulda yüzde 283, ortaokulda yüzde 1609, lisede yüzde 2015 olmuştu.
"
- Türkiye Üzerine Notlar
14. "Jean Jacques Rousseau, Montesquieu, Descartes, Kant, Auguste Comte, Karl Marks, Alphonse Daudet, Stuart Mill, Ernest Renan, E.Durkheim, Herbert George Wells, Abdurrezzak Sonhoury, Max Silberschimidt, Tollemache Sinclair, Paul Gaultier gibi yabancılar ile Namık Kemal, Tevfik Fikret, Şehbender-Zade Ahmet Hilmi, Mizancı Murat, Ziya Gökalp, Mustafa Celalettin, Celal Nuri, Ali Suavi gibi yerli düşünürler önemli yer tutar."
- Türkiye Üzerine Notlar
15. "
"
- Türkiye Üzerine Notlar
16. ""
- Türkiye Üzerine Notlar
17. ""
- Türkiye Üzerine Notlar
18. "
"
- Türkiye Üzerine Notlar
19. "
(Nutuk, Mustafa Kemal Atatürk, Cilt 1, sy.19)"
- Türkiye Üzerine Notlar
20. "
"
- Türkiye Üzerine Notlar
21. "Erzurum'da,
büyük devletlerin düzenli orduları karşısında ne işe yarayacağını olumsuz bir yaklaşımla soran bir arkadaşına;
demişti. Bu söz, Kuvayi Milliye'yi belki de en iyi anlatan bir tanımlamadır."
- Türkiye Üzerine Notlar
22. "Tanzimat dönemiyle başlayan ve
olarak adlandırılan
uygulamalarının kaçınılmaz sonucu; ödeme sınırını aşan borçlanma, akçalı açıdan dışa bağlanma ve siyasi bağımsızlığın yitirilmesi oldu. Borçlanma dışa bağımlılığı, dışa bağımlık da içerde yönetim gücünün yitirilmesini getirdi. İmparatorluğu dağılmaya götüren süreç hız kazandı."
- Türkiye Üzerine Notlar
23. "
bu süreci
ve
diye tanımlar."
- Türkiye Üzerine Notlar
24. "Metin Kilci, Seydişehir Alüminyum Fabrikası'nın özelleştirilmesine karşı çıkan işçi ve halk eylemlerinin hemen ertesinde, 26 Mayıs 2005'te, bir basın açıklaması yaptı. Kilci, bu açıklamada hiç çekinmeden şunları söyledi:
"
- Türkiye Üzerine Notlar
25. "
ve yalnızca Padişah'ın onay verdiği konuları kapsıyordu.
"
- Türkiye Üzerine Notlar
26. "862'si tarih, 261'i askerlik,
204'ü siyasal bilimler,
181'i hukuk, 161'i din,
154'ü dil, 144'ü ekonomi,
121'i felsefe-psikoloji ve
81'i sosyal bilimler alanında olmak üzere
4289 kitap vardır."
- Türkiye Üzerine Notlar
27. ""
- Türkiye Üzerine Notlar
28. ""
- Türkiye Üzerine Notlar
29. "Ankara'nın Samanpazarı semtinde demirciler, bahçe korkulukları, sabanlar ve ele geçirdikleri her çeşit hurda demirden süngü yapan üreticiler durumuna geldi. Kadın ve çocuklar, bulunabilen
fişek doldurmakta, sargı bezi hazırlamakta, iç çamaşırı ya da çarık dikmektedir. Üretilen mallar, yiyecekler ve değişik biçimde elde edilen silahlar, yine kadın, çocuk, hatta yaşlılarla; kağnılar ya da deve kervanlarıyla cepheye ulaştırıldı.
"
- Türkiye Üzerine Notlar
30. "Fransız Hukukçu Carre de Malberg'in "Devletler Kuramı" adlı yapıtında söylediği gibi;
"
- Türkiye Üzerine Notlar
31. "Yazgısına boyun eğmiş, güçsüz ve umarsız gibi görünen sessiz kitle, birdenbire çok değişik bir ruh yapısına ulaştı."
- Türkiye Üzerine Notlar
32. "Gerçek belirdi mi, yalan ortadan kalkar. Akla aykırı uydurma şeyler, kafalardan çıkmalıdır. Her türlü yükselme ve gelişmeye istekli milletimizin sosyal devrim adımlarını kesmek, küçültmek isteyen engeller ortadan kaldırılmalıdır.
Son sözlerimi, yalnızca ülkemizin gençlerine yöneltmek istiyorum...
Gençler! Geleceğe güvenimizi güçlendiren ve sürdüren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitimle, bilgiyle, insanlıktaki üstün niteliklerin, yurt sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en değerli örneği olacaksınız.
Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
33. "Çocuğun kişiliğinin gelişmesinde aile belirleyici konumdadır."
- İnönü
34. "Türkiye'nin içine düştüğü politik yozlaşma, yönetim bozulması ve ekonomik yetmezlik kullanılarak, para ve propagandanın gücüyle ülke parçalanmaya doğru götürülmektedir."
- Türkiye Üzerine Notlar
35. "“Efendiler, ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti; şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
36. ""Geldikleri gibi giderler. ""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
37. "Brezilya'da bir dönem Planlama Bakanlığı yapan Prof. Furtada :
"Uluslararası şirketler bazı egzotik ağaçlar gibidir. Bu ağaçlar belli bölgelere dikilince, bütün suyu toplar ve araziyi kurutur.""
- Bitmeyen Oyun
38. "Büyük sermaye, medya ve politikacı bloğunun desteğiyle çalışmalarını sürdüren
Mart ve Nisan aylarında açıkladığı iki izlenceyle neyi nasıl yapacağını, ereklerini (hedeflerini), kullanacağı yöntemi ve Türkiye'ye vermek istediği biçimi ortaya koydu. "Genel Çerçeve" olarak tanımlanan ilk izlence 19 Mart 2001'de,
olarak tanımlanan ikinci izlence ise 14 Nisan 2001'de açıklandı.
Derviş bu ereği gizlemiyor, "Bu programla Türkiye temelden değişecektir" biçiminde açıklamalar yapıyordu. IMF isteklerine dayanan "programın" amacı buydu."
- Türkiye Üzerine Notlar
39. "1924 sonunda, İstanbul valisi bir genelge çıkararak; vapur, tramvay ve trenlerde, erkekle kadını ayıran kafesleri kaldırttı."
- Atatürk ve Türk Devrimi
40. "Savaş Bakanı Kitchener; Çanakkale Ortak Kuvvetler Komutanı, Sir Monteith Hamilton'a (1853-1947) gönderdiği iletide, şunları söylüyordu: "Çanakkale'yi alıp İstanbul'u susturursanız, bir zafer kazanmayacaksınız, savaşı (Dünya Savaşı'nı y.n.) kazanacaksınız.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
41. ""
- Türkiye Üzerine Notlar
42. "“Barış istiyoruz, ancak barış demek tam bağımsızlık demektir. Bunu istemeye hakkımız ve gücümüz vardır. On yıl sonra, yirmi yıl sonra, elli yıl sonra ölmektense kalp ve vicdanımız açık olarak bugün ölelim. Tarih bizi böyle yazsın.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
43. "Mısır kadın hakları savunucusu Şitti Şavari, Atatürk’ü kendi önderleri olarak görüyor ve “Türkler ona Atatürk diyor. Biz ise ona Ataşark diyoruz. O yalnız Türklerin değil, bütün Doğu’nun, özellikle kardeş Mısır’ın da atası ve önderidir” diyordu."
- Atatürk ve Türk Devrimi
44. "Hatay sorununu çözmek için gittiği Mersin’de, yemekte art arda üç kez burun kanaması geçirmişti."
- Atatürk ve Türk Devrimi
45. ""Vatanlarında vatansız kalanların, vatan yapma mücadelesi içinde geçirdiğimiz şu günler, acı olduğu kadar da yücedir.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
46. ""Kanatlarını çırparak uçmaya hazırlanan bir kuş gibiydim. ""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
47. "Demokrasi ve insan hakları artık bu ülkede bir peri masalıdır."
- Türkiye Nereye Gidiyor
48. "(Lord Curzon) “Türkiye için rahatsız edici oluyorsa, kapitülasyon yerine başka bir sözcük kullanabiliriz” gibi gülünç önerilerde bulunabiliyordu."
- Atatürk ve Türk Devrimi
49. "“Geçmişteki hiçbir devrimci, Cromwell, Robespierre ya da Lenin, bu kadar uzağa gitmeye cesaret edememişti.”
"
- Atatürk ve Türk Devrimi
50. "Atatürk 'ün özel kitaplığına kayıtlı 4289 kitap vardır. Bunların 862' si tarih, 261' i askerlik, 204 'ü siyasi bilimler, 181'i hukuk, 154'ü dil, 144'ü ekonomi, 121'i felsefe - psikoloji ve 81'i sosyal bilimler alanında yazılmış yapıtlardır."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
51. "Açız, barış ve ekmek istiyoruz."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
52. ""
- Türkiye Üzerine Notlar
53. "Mustafa Kemal :Çölden bir yaşam çıkarmak gerekir..."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
54. ""Dişliye diz çöktürdük, başlıya baş eğdirdik.. Savaştık ve her şeyi yeniden elde ettik.. Babalarımızın, dedelerimizin kazanmış olduğu halkın adı sanı, yok olmasın diye.. Ölesiye çalıştım.. Ey Türk Oğuz beyleri, ey millet dinleyin. Üstte gök çökmezse,altta yer delinmezse, ülkeni ve devletini artık kim bozabilir? "."
- Türk Uygarlığı
55. "Japonya HG Wells'inells'in sonradan söylediği şu sözleri bilmeden uygulanmıştı.Bir topluma seçme hakkından önce eğitim verilmelidir. Seçmen oy vermeden önce bilgi sahibi olmalıdır. Oy kulübelerinden önce okullar kurulmalıdır. Yeteri kadar eğitim görmeyenin elinde oy pusulası yalnız faydasız değil aynı zamanda tehlikelidir de."
- Yeni Dünya Düzeninde Kemalizm ve Türkiye
56. "Harp Akademileri Komutanlığı'nın yayınladığı, Bugünün ve Geleceğin Dünya Güç Merkezleri ve Dengeleri ile Türkiye'ye Etkileri isimli kitapta NATO'nun bugünkü konumu hakkında şöyle söyleniyor:"Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla NATO büyük ölçüde, varlık nedeni Avrupa'yı Amerikan güdümünde tutmak. Ama bunda başarılı olup olamayacağı kuşkuludur. Çünkü "ortak düşman" ortadan kalkınca Birleşik Amerika ile Avrupa'nın yolları ayrılmaya başlamış görünüyor.
Kimleri neye karşı savunacağı belli olmayan bir savunma örgütü, varlığını genişleterek sürdürmektedir.NATO, dün olduğu gibi bugün de, üyelerinin ortak savunmasını değil, Yeni Dünya Düzeni' ni doğal olarak da başta ABD olmak üzere kaderlerini onunla bütünleştirmiş birkaç gelişmiş ülkenin çıkarlarını savunan bir askeri örgüttür.Yeni Dünya Düzeninin askeri örgütlerinden birisidir.
Metin Aydoğan"
- Yeni Dünya Düzeninde Kemalizm ve Türkiye
57. "Türkiye'de ders veren Prof. Fritz Neumark şunları söylemiştir:
"Türkler pek farkında değil ama, Avrupalılar şu gerçeğin farkındadırlar: Tarihten Türkler çıkarılırsa ortada tarih diye bir şey kalmaz.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
58. "Malesef paşam kupkuru bir çölden farksız hale gelen bu ülkede artık hiçbir yaşam belirtisi görülmüyor ."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
59. "Yaşam en iyi öğretmendir ve gizlenmiş gerçekler, göremeyenlerin önüne çıkmakta gecikmez. Düşünerek öğrenmeyenler, yaşayarak öğrenirler."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
60. "" Adalet ve merhamet dilenmekle millet işleri, devlet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve istiklali sağlanamaz. Adalet ve merhamet dilenmek diye bir ilke yoktur. Türk milleti ve Türkiye'nin müstakbel çocukları, bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdır.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
61. "Ölçtük, biçtik esenliği İtalyanların işgalinde bulduk. Bu inançla gidip İtalyanların Ispartayı işgal etmesi ricasında bulundum. Vicdanım rahat bu işi ülkeye kötülük olsun diye yapmadım."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
62. "Edirneliler onuruna düşkün bir ulusun insanları olarak Selanikli komutanı bağrına basıyordu."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
63. "Millet, memleket beş on kişinin mutluluğu ve zenginliği için, beş on kişinin zevk ve eğlencesi yüzünden bu duruma gelmiştir."
- Bitmeyen Oyun
64. "“Düşmanlarımız iyi, adil ve insani bir anlayışa sahip olsalardı, sorunlar iki günde biterdi.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
65. "Bugün Türkiye’nin de kullandığı ve dünyanın en yaygın takvimi durumundaki Gregoryen takvimi, MÖ 46 yılında Roma İmparatoru Julius Sezar’ın hazırlattığı Jullius takvimine dayanıyordu. Adını Sezar vermişti ama, takvimi geliştiren İskenderiyeli gökbilimci Sosigenes’ti. MS 325’te, İznik Konsili bu takvimi, Türk Takvimi’ndeki gibi Güneş hareketlerini esas alarak geliştirmiş, Papa 13. Gregorius 1582’de yeniden düzenlemişti."
- Atatürk ve Türk Devrimi
66. "Milletin refah ve mutluluğunu sağlayamayan hükümetler zarar vericidir kötüdür ve değiştirilmesi gerekir."
- Bitmeyen Oyun
67. "Osmanlı İmparatorluğu kuşkusuz bir Türk devletidir. Ancak, devleti yönetenlerin(ilk yüz elli yıl dışında), Türklere ve Türklüğe karşı tutumu, tam anlamıyla bir kendini inkar durumudur. 2.Murat'tan sonra devlet yönetiminde giderek yaygınlaşan bir yabancılaşma başlamış, 2.Mehmet (Fatih) ile yayılmış, 1.Selim'in(Yavuz) hilafeti İstanbul 'a getirmesinden sonra yoğunlaşmıştır. Bu tarihten sonra Türk kimliğini devlet değil, devlete rağmen halk yaşamıştır. Türk halkı bu doğal eylemi nedeniyle ağır bedel ödemiş ve devletçe ezilip horlanmıştır. Devlet kadrolarında yer verilmemiş, ümmetçilikle biçim verilen siyasi düzen, toplumu ayakta tutan Türk unsurunu toplum yaşamında yok saymış, onu yalnızca vergi ve askerlik için kullanmıştı."
- Türk Uygarlığı
68. "Gazetelerin hiç olmazsa bir süre, iki tür yazıyla çıkması önerisini hemen reddetti. “Herkes alıştığı Arapça yazıyı okur, yeni yazı öğrenilmez” demiş ve “Bu iş ya üç ayda olur ya da olmaz” diye eklemişti."
- Atatürk ve Türk Devrimi
69. "“Türk ulusunun kurduğu devletin; işlerine, yazgısına ve bağımsızlığına, sanı ne olursa olsun hiç kimseyi karıştırmayız.”
-Mustafa Kemal Atatürk"
- Atatürk ve Türk Devrimi
70. "“Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Bence bir ulusta; onur, namus, şeref ve insanlığın oluşup varlığını sürdürmesi, o ulusun kesin olarak özgür ve bağımsız olmasına bağlıdır… Bu niteliklere sahip olduğumu söyleyebilmem için, ulusumun da aynı nitelikte olmasını ana koşul bilirim. Ben yaşayabilmek için, kesinlikle bağımsız bir ulusun evladı olmalıyım. Bu nedenle, ulusal bağımsızlık bence bir yaşam sorunudur.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
71. "Amerikalıların söyledikleri gibi ulusal Kurtuluş savaşları insanlığın baruttan sonra bulduğu en tehlikeli silahtır.(Bu nedenle ulusçu eğilimlerden rahatsızlık duyulup her türlü gerici ve bölücü eğilim desteklenir.)"
- Yeni Dünya Düzeninde Kemalizm ve Türkiye
72. "Halk devleti yoluna çıkacağız."
- Bitmeyen Oyun
73. "Türklerde, erkek gibi kadınlar da son derece cesur ve savaşçıdır, öylesine ki ;kollarını güçlendirmek, iyi ata binmek ve ok atabilmek için sağ göğüslerini keserler. Diğerini kesmemelerinin nedeni, çocuklarını emzirebilmek ve büyütebilmek, böylece nüfus artışını ve kuşakların sürmesini sağlayabilme amacıdır."
- Türk Uygarlığı
74. "Kimse gerçekleri duymak istemiyor doğruları söylemek hoş karşılanmıyordu."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
75. ""-Ben sizinki gibi bir soyluluğu kabul etmiyorum, ancak soylu bir ulustan geldiğimi biliyorum.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
76. ""Düşünerek öğrenmeyenler, yaşayarak öğrenirler.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
77. "Gaflet ve cehalet sonuçta özür sayılamaz... Kimse gelmekte olan tehlikeyi görmüyordu. Tehlikenin farkında olanlarsa suçlulara özgü bir kayıtsızlık içinde olayları yalnızca izliyordu."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
78. "Atatürk öldükten sonra Atatürkçülerin başına gelmedik kalmamıştır... Kemalist olmak kolay bir iş değildir."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
79. "Bir değerin nasıl kazanıldığını bilmeyen, onu koruyamaz.
Kurtuluş Savaşı'nın hangi koşullarda, nasıl ve kimlere karşı kazanıldığını, ne bedel ödendiğini, ulusu ayakta tutan kalkınmanın nasıl sağlandığını bilmeden, Türkiye Cumhuriyeti'ni ayakta tutmak olanaklı değildir. Yapılanlar çabuk unutuldu ya da unutturuldu. Unuttukça da geriye gidildi. Ve bugün, içinde sıkışıp kaldığımız sorunlarla dolu koşullara gelindi. Bu koşullar, nitelik olarak, Osmanlının 20. yüzyıl başında yaşadığı koşullardır. Bunu artık herkes görmelidir. Atatürk'ü güncel kılan da budur ve doğaldır ki, emperyalist boyunduruktan kesin olarak kurtulana dek, bu güncellik sürecektir. Her kesimden yurtsever, bu nedenle Atatürk'e yöneliyor; Kuvayı Milliye ruhu bu nedenle yayılıyor, Müdafaa-i Hukukçular bu nedenle yeniden ortaya çıkıyor."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
80. "Yüzyıllardan beri Türkiye'yi yönetenler, çok şeyler düşünmüşler, ancak bir şeyi düşünmemişlerdir. Türkiye'yi düşünmemişlerdir. Bu düşüncesizlik yüzünden, Türk yurdunun,Türk ulusunun uğradığı zararları, ancak bir tek davranışla giderebiliriz. Türkiye'de Türk'ten başka bir şey düşünmemek."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
81. "Okuduğu düşünürler arasında Jean Jack Rousseau, Montesquieu, Descartes, Kant, Auguste Comte, Karl Marx, Alphonse Daudet, Stuart Mill,, Ernest Renan, E. Durkheim, Herbert George Wells, Abdurrezzak Sonhoury... gibi yabancı yazarlar ile Namık Kemal, Tevfik Fikret, Ahmet Hilmi, Mizancı Murat, Ziya Gökalp, Celal Nuri ve Ali Suavi gibi yerli düşünürler önemli yer tutar. Ayrıca yoğun bir biçimde İslami yapıtları da incelemiştir ."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
82. "Kimse gerçekleri duymak istemiyor doğruları söylemek hoş karşılanmıyordu."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
83. ""-Ben sizinki gibi bir soyluluğu kabul etmiyorum, ancak soylu bir ulustan geldiğimi biliyorum.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
84. ""Düşünerek öğrenmeyenler, yaşayarak öğrenirler.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
85. "Gaflet ve cehalet sonuçta özür sayılamaz... Kimse gelmekte olan tehlikeyi görmüyordu. Tehlikenin farkında olanlarsa suçlulara özgü bir kayıtsızlık içinde olayları yalnızca izliyordu."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
86. "Atatürk öldükten sonra Atatürkçülerin başına gelmedik kalmamıştır... Kemalist olmak kolay bir iş değildir."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
87. ""Bunlar işte böyle yalnız demire, çeliğe silah gücüne dayanırlar. Bildikleri tek şey yalnız maddedir. Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin gücünü anlayamazlar. Biz Anadolu 'ya ne silah, ne cephane götürüyoruz biz ideali ve imanı götürüyoruz .""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
88. "Öleni görüyor, üç dakika sonra öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Kur'an okuyup şehadet getirerek Cennet'e girmeye hazırlanıyor. İşte Türk askerindeki üstün ruh kuvvetini gösteren hayret ve tebrike değer örnek. Emin olunmalıdır ki, Çanakkale Savaşlarını kazandıran, bu yüksek ruhtur."
- Türk Uygarlığı
89. "“Türk Kurtuluş Savaşı; inancın güce, kararlılığın teknolojiye ve ulusal direncin emperyalizme üstün geleceğini gösteren somut bir gerçek, destansı bir direniştir. Kazanılmış olan ilk antiemperyalist savaştır.”"
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
90. "“Aylardan beri görüşüyoruz, istediklerimizden hiçbirini alamıyoruz. Vermiyorsunuz. Anlayış göstermiyorsunuz. Memnun değiliz sizden. Ama neyi reddederseniz cebimize atıyor ve saklıyoruz. Ülkeniz yoksuldur. Yarın gelecek, bizden yardım isteyeceksiniz. O zaman, cebimize koyduklarımızdan her birini, birer birer çıkarıp önünüze koyacağız.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
91. ""Vatanlarında vatansız kalanların, vatan yapma mücadelesi içinde geçirdiğimiz şu günler, acı olduğu kadar da yücedir.""
- Ülkeye Adanmış Bir Yaşam-Atatürk ve Türk Devrimi
92. "Falih Rıfkı Atay :Mustafa Kemal bir devrimci olarak 18 yaşından son nefesine kadar hiç ödün vermeyen zayıflık göstermeyen bir ülkücüdür.Gerçek bir ihtilalci karşısındayız. Sonuna kadar her şeyi göze almıştır."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
93. "Düşmana acımak acizlik ve zayıflıktır. Bizim öcümüz zalimlerin zulmüne karşıdır. Onların zulüm duygusu ölmedikçe bizde öç ölmeyecektir."
- Türkiye Nereye Gidiyor
94. "Kurtuluş için geç kalınan her gün kaçınılmaz gibi görünen ileriki mücadele günlerinde çekilecek acıların artmasına neden olacaktır."
- Türkiye Nereye Gidiyor
95. ""Doğru için onuncu köy daima vardır!""
- Ben ve Ülkem
96. ""İşler ancak devrim yoluna gidilmekle düzelebilir. " M. K. A"
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
97. "“Büyük devlet yöneticileri, Ankara’dan böylesi bir direnç beklemiyordu; şaşırmakta haklıydılar; bu tür ticari imtiyaz anlaşmalarını Türklere yüzyıllardır kolayca imzalatıyorlardı. Şimdi ise, şaşırtıcı bir karşı koyuşla karşılaşmışlardı.”"
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
98. "“Türk Kurtuluş Savaşı; inancın güce, kararlılığın teknolojiye ve ulusal direncin emperyalizme üstün geleceğini gösteren somut bir gerçek, destansı bir direniştir. Kazanılmış olan ilk antiemperyalist savaştır.”"
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
99. "Falih Rıfkı Atay :Mustafa Kemal bir devrimci olarak 18 yaşından son nefesine kadar hiç ödün vermeyen zayıflık göstermeyen bir ülkücüdür.Gerçek bir ihtilalci karşısındayız. Sonuna kadar her şeyi göze almıştır."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
100. "Düşünerek öğrenmeyeler, yaşayarak öğrenirler."
- Ben ve Ülkem
101. "Öznel siyasi öngörüleri, tarihsel ve toplumsal gerçeklerin önüne çıkarmayan , ülkenin ekonomik ve kültürel gelişme düzeyine esas alarak, bu yapıya uygun düşecek ulusçu programlar oluşturan tek ülke, 1919-1938 dönemi için Türkiye'dir. Türk devrimi bundan başka birçok konuda ilktir.
Emperyalizme karşı başarılı olan ilk Ulus hareketidir...
Bağımsızlık Savaşı'nın üç buçuk yıl gibi kısa bir sürede zaferle sonuçlanan ilk ve tek ulusal devrimdir...
Ulusal Kurtuluş savaşı'nı savaş içinde oluşturulan parlamento aracılığı ile sürdüren ilk ve tek örnektir...
Savaş sürerken yeni bir kamu düzeni kuran meşruiyetçiliği temel alıp, yasasız otoriteye izin vermeyen ve yasalara bağlı kalarak devrim yapan,enflasyonsuz Kurtuluş savaşı veren 15 yıl içinde toplumu" bir çağdan yeni bir çağa" ulaştıran ve sürekli devrimciliği devlet politikasına yerleştiren ilk ve tek ülke Türkiye'dir."
- Yeni Dünya Düzeninde Kemalizm ve Türkiye
102. "İyi niyetli kılığa bürünerek; “ülke için çok şey yaptığını”, “kendisinin ve ülkenin yararı için artık dinlenmesi gerektiğini” söyleyen sözde dostlarına; “Bana yaptıklarımdan değil, yapacaklarımdan söz edin” diye çıkışıyordu."
- Atatürk ve Türk Devrimi
103. "Girişeceği işlerde, kendi düşüncesine tümüyle ters görüşleri bile sonuna dek sabırla dinliyor, her şeyi herkesle tartışıyordu. “Aykırı görüşleri özenle dinleme erdemi”, konuştuğu insanlarda saygı ve hayranlık uyandırıyordu. Görüşlerini kabul ettirmek için bıkmadan uğraşıyor ve alınan karara sadık kalıyordu. Ancak alınmış bir karara karşı çıkan hiçbir girişimi artık dinlemiyordu. Uzun ve sabırlı, kimi zaman “gereksiz” görüşmeleri neden yaptığını soran Salih Bozok’a; “Bazen akıllıca bir şey duymayı hiç ummadığım insanlardan bile bir şeyler öğreniyorum. Hiçbir düşünce küçümsenmemelidir. Başkalarının düşüncelerini, özellikle karşıt olanları, önem ve mutlulukla dinlerim” demişti."
- Atatürk ve Türk Devrimi
104. "“Uçurumun kenarında yıkık bir ülke. Her çeşit düşmanla kanlı boğuşmalar. Yıllarca süren savaş.
Ondan sonra içerde ve dışarıda saygı ile tanınan yeni bir vatan, yeni toplum, yeni devlet ve bunları başarmak için sürekli devrimler.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
105. "Tanzimatçı Sadrazamlardan Ali Paşa, 1869'da, "kapılarımızı açmalı ve Türkiye'ye seçme yabancı göçmen getirmeliyiz. Bunlardan bir tehlike gelmez, reform ve gelişmeye kavuşmamıza yardım ederler" diyordu. Oysa Mustafa Kemal, 1920 başlarında, olanaksızlıklar içinde Maraş ve Antep direnişlerini örgütlemeğe çalışırken, Türk halkından sürekli olarak, yabancılara toprak satmamalarını istiyordu. İngiliz ve Fransızlar, Halep ve Suriye'deki Ermenileri, toprak satın alarak bölgeye yerleştirmeye ve kuracakları Ermeni devletinin mülkiyet temelini oluşturmaya çalışıyordu. Bu girişime önlem olmak üzere gönderdiği telgrafta şunları söyler: "Bölgeden göç etmek yasaktır. Arazi ve emlak, ancak Türkler'e satılacaktır.
Yabancılarla Hıristiyanların arazi sahibi olmalarına meydan verilmeyecektir. Türk olmayanlara karşı sıkı bir boykot uygulanacak, alışveriş yalnızca Türkler arasında yapılacaktır.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
106. "Prof. Şerafettin Turan'ın aktarımıyla, "çok okuyor, eleştirerek okuyor ve esin kaynağını Türk ulusundan alarak" okuyordu."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
107. "Suikastçılar başarılı olsaydı, yitirilen yalnızca onun yaşamı değil, Türk Devrimi olacaktı. “Türkiye halkını ve ondan büyük bir ulus yaratma görevini” yerine getirecek bir başka önder yoktu. Cumhuriyet çok yeniydi, kadro yetişmemişti. Devrim’i, tek başına o temsil ediyordu. “O Türkiye’ydi ve onu yok etmek, Türkiye’yi yok etmekti.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
108. "Tek ya da çok Tanrılı dinlerin tümü; yalanı, hırsızlığı, kul hakkı yemeyi ağır suç sayar. Buna karşın bu suç, genel bir eğilim olarak özellikle son dönemde, kendilerini dindar olarak gösteren kesimde işlenmektedir. Dini kullanarak çıkar sağlama yaygındır ve yukarıdan aşağıya toplumun tümünü içine almıştır. Bu işin başını tarikatlar çekmektedir. Bunlar, çıkar hesaplarını, yabancıların Türkiye'ye yönelik politikalarıyla birleştirmekten çekinmemektedir. Kurtuluş Savaşı'nda, "İngiliz Müslümanı" denilen dindar tipi, şimdi karşımıza "Amerikan Müslümanı" olarak çıkmaktadır!"
- Ben ve Ülkem
109. ""Son sözlerimi, yalnızca ülkemizin gençlerine yöneltmek istiyorum... Gençler! Geleceğe güvenimizi güçlendiren ve sürdüren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitimle, bilgiyle, insanlıktaki üstün niteliklerin, yurt sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en değerli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz. "
M.K Atatürk"
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
110. "Anlaşmanın 6. maddesi şöyle diyordu: 1 Temmuz 1944 tarihinden itibaren , her üye ülke parasının itibari değeri, altın cinsinden ya da belirli bir altın kalitesinin ağırlığı esas alınarak ABD doları cinsinden ifade edilecektir." Altına çevrilebilir tek para haline gelen dolar, artık, ticaret ve finans dünyasının yeni kralıydı"
- Yeni Dünya Düzeninde Kemalizm ve Türkiye
111. "Adnan Menderes hükümeti, 9 Şubat 1957 tarihinde, bağlantısız ülkelerin güçlükle Birleşmiş Milletler’in gündemine getirdikleri Cezayir sorununun çözümüne yönelik oylamada, ulusal bağımsızlık savaşı veren Cezayir’den değil, işgalcilerden yana oy kullandı. Oysa, o günlerde çatışmalarda ölen Cezayirli ulusçuların ceplerinden Atatürk’ün resimleri çıkıyordu."
- Bitmeyen Oyun
112. "1969 Türkiye'sinde düşünce yaşamındaki hızlı değişim; içinde yaşattığı ve yabancılaşmaya yol açan bir olumsuzluğu da birlikte getirdi. Türkiye'de, sosyalizm ya da liberalizm adına Batıcılık, milliyetçilik ya da mukaddesatçılık adına Arapçılık, siyasi güç haline geldi. Bu çarpık süreçte, Türk Devrimi'nden çok, Rus ve Çin Devrimi; Anadolu kültüründen çok Arabistan kültürü yayıldı. Kendini ve geçmişini bilmeden, geleceği kurmanın peşine düşüldü.."
- Ben ve Ülkem
113. ""Türkiye, askeri değil ama, askeri işgalin amacı olan, siyasi ve ekonomik işgal altındadır.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
114. ""Toplumsal gelişim için gerçekleştirilecek her atılımın, mali güce bağlı olduğunu biliyor, ancak paraya, başarının tek belirleyicisiymiş gibi birinci düzeyde önem vermiyordu.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
115. "Dört aydır ilk kez az çok temiz bir havayı içime çekiyordum. Çünkü soluduğumuz hava çürümüş insan ölülerinin kokusuyla zehirlenmişti."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
116. "Tek ya da çok Tanrılı dinlerin tümü; yalanı, hırsızlığı, kul hakkı yemeyi ağır suç sayar. Buna karşın bu suç, genel bir eğilim olarak özellikle son dönemde, kendilerini dindar olarak gösteren kesimde işlenmektedir. Dini kullanarak çıkar sağlama yaygındır ve yukarıdan aşağıya toplumun tümünü içine almıştır. Bu işin başını tarikatlar çekmektedir. Bunlar, çıkar hesaplarını, yabancıların Türkiye'ye yönelik politikalarıyla birleştirmekten çekinmemektedir. Kurtuluş Savaşı'nda, "İngiliz Müslümanı" denilen dindar tipi, şimdi karşımıza "Amerikan Müslümanı" olarak çıkmaktadır!"
- Ben ve Ülkem
117. "Anlaşmanın 6. maddesi şöyle diyordu: 1 Temmuz 1944 tarihinden itibaren , her üye ülke parasının itibari değeri, altın cinsinden ya da belirli bir altın kalitesinin ağırlığı esas alınarak ABD doları cinsinden ifade edilecektir." Altına çevrilebilir tek para haline gelen dolar, artık, ticaret ve finans dünyasının yeni kralıydı"
- Yeni Dünya Düzeninde Kemalizm ve Türkiye
118. "Yakın zamanda kaybettik :(
Mutlaka okumalı bu kitabı okursanız illaki diğer kitaplarinida okumak isteyeceksiniz , ben öyle yaptım ordan biliyorum , güzel insanlar çekip gitti , kalanlar başımıza kaldı :("
- Bitmeyen Oyun
119. "“Özellikle milli para, her türlü aracın üstünde, bir varlık silahıdır.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
120. "Bazı şeyler vardır ki, bir kanunla, emirle düzeltilebilir. Ama bazı şeyler vardır ki, kanunla, emirle, milletçe omuz omuza boğuştuğumuz halde düzelmezler. Adam fesi atar şapkayı giyer ama alnında fesin izi vardır. Siz sarıkla gezmeyi yasaklarsınız, kimse sarıkla dolaşamaz. Ama bazı insanların başındaki görünmeyen sarıkları yok edemezsiniz. Çünkü onlar zihniyetin içindedir. Zihniyet binlerce yılın birikimidir. Bu birikimi bir anda yok edemezsiniz. Onunla sadece boğuşursunuz. Yeni bir zihniyet, yeni bir ahlak yerleşinceye kadar boğuşursunuz. Ve sonunda başarılı olursunuz…"
- Türkiye Üzerine Notlar (1838-2018)
121. "Atasözü haline gelen 'il mi yaman, bey mi yaman' özdeyişi, egemenliğin hakanda olmayıp, il'de yani halkta olduğunu gösteren bir tümcedir."
- Türk Uygarlığı
122. "“Karar ve davranışlarına yön veren ana unsur, öznel istekleri değil, halkın “istek ve ihtiyaçlarıydı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
123. "“Yeni yazı, yarattığı değişimle uluslaşmanın koşulu olan kültür birliğinin temelini oluşturdu; dil ve tarih çalışmalarıyla birlikte, ulusal kimliğe biçim verdi,”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
124. "Ulusal egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, tahtlar taçlar yanar, yok olur. Ulusların tutsaklığı üzerine oturtulmuş devletler, her yerde er geç yıkılacaktır... Avrupa'nın ortasından, doğunun öbür ucundaki binlerce yıllık ülkelere bakacak olursak, Osmanlı İmparatorluğu'nun kaderini daha iyi anlarız... Yüzyıllardan beri Türkiye'yi yönetenler, çok şeyler düşünmüşler, ancak bir şeyi düşünmemişlerdir. Türkiye'yi düşünmemişlerdir. Bu düşüncesizlik yüzünden, Türk yurdunun, Türk ulusunun uğradığı zararları, ancak bir tek davranışla giderebiliriz. Türkiye'de Türk'ten başka bir şey düşünmemek. Bunca acıya katlanıp yıkımlara uğradıktan sonra, Türk artık öğrenmiştir ki, bu yurdu yeniden kurmak ve orada mutlu ve özgür yaşayabilmek için egemenliği hiç elden bırakmamak ve evlatlarını Cumhuriyet bayrağı altında, örgütlü ve bilinçli bulundurmak gerekir. Refah ve mutluluğa ancak bu davranışla ulaşabiliriz."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
125. "Birçok Batılı devlet yetkilisi onu ziyarete geliyor, iki dünya savaşı arasındaki gergin ortam ve belirsiz gelecek konusunda, onun düşüncelerini soruyordu. Başkasına düşünce sormamakla ünlü Stalin bile, “askeri konularda tavsiyeler” almıştı. Diplomatlar aracılığıyla ona, “Japonların, Asya kıtasında üs kurmasının Çin’e mi, yoksa Sovyetler Birliği’ne mi karşı olduğunu” sormuştu. Soruya, “Japonların niyetini bilmem, ama bu üs, hem Çin hem de Rusya’ya karşı kullanılabilir. Bu nedenle, Sibirya birliklerini güçlendirmekten başka çareniz yoktur” yanıtını vermiş, bu yanıttan sonra Stalin, “Sibirya birliklerini güçlendirme” buyruğu vermişti."
- Atatürk ve Türk Devrimi
126. "İsterdim ki, çocuk olayım, genç olayım. Sizin aydınlık sınıflarınızda bulunayım. Sizin ellerinizde gelişeyim. Beni siz yetiştiresiniz… Ne yazık ki, elde edilemeyecek bir istekte bulunuyorum. Bunun yerine, sizden başka bir dilekte bulunacağım: Bugünün çocuklarını yetiştiriniz. Onları yurda, ulusa yararlı insanlar yapınız. Bunu sizden diliyor ve istiyorum. Artık önderimiz bilim ve teknik olacaktır...
Hanımefendiler, Efendiler! Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve eğitim ordusunun zaferi için yalnızca ortam hazırladı. Gerçek zaferi siz kazanacak, yaşatacak ve kesinlikle başarıya ulaştıracaksınız. Ben ve bütün arkadaşlarım, sarsılmaz bir inançla sizi izleyeceğiz ve sizin karşılaşacağınız engelleri kıracağız."
- Atatürk ve Türk Devrimi
127. "“Ülkenin geleceği için en büyük güvence, kanatlı gençliktir. Batılı ayaklar bir gün Ay’da iz bırakacaksa, bunların arasında Türk’ün ayak izleri de bulunmalıdır. Bunun için şimdiden çalışmalara girişmek, aşamalar kaydetmek gerekir. Geleceğin en etkili aracı da silahı da hiç kuşkunuz olmasın uçaklardır. İnsanoğlu bir gün göklerde uçaksız da yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de aydan bize mesajlar yollayacaktır. Bu mucizenin gerçekleşmesi için iki bin yılını beklemeye gerek kalmayacaktır. Gelişen teknoloji, bize daha şimdiden bunu müjdeliyor. Bize düşen görev, bu konuda Batı’dan geri kalmamayı sağlamaktır.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
128. "Buğday dışalımı için, 1923’te 11,6 milyon lira (1 Amerikan doları=187 kuruş) ödenirken, bu bedel, 1924’te 16,2 milyon, 1925’te ise 18,9 milyon liraya çıkmıştı. Tarım destekleme politikaları sonucunda, yerli ürün hızla arttı. 1923’te 972 ton olan buğday üretimi, 1938’de 3636 tona çıkarıldı. Dışalım, 1926’da 1,5 milyon, 1927’de ise 0,9 milyona liraya geriledi. 1930’da buğday dışalımına gerek kalmadı. O günlerin övünç söylemi; “Buğdayı bile dışarıdan alıyorduk, şimdi ipekliyi memlekette yapıyoruz”du.
Ürün artışları buğdayla sınırlı değildi. 1923–1927 arasındaki 4 yılda, tütün 20,5 bin tondan 64,4 bin tona, üzüm 37,4 bin tondan 40 bin tona çıktı. 1920’de 20 bin ton olan pamuk üretimi, 1927’de 120 bin ton oldu. Aynı yıllarda 145 bin ton zeytin, 40 bin ton fındık, 28 bin ton incir üretildi. Reji İdaresi (Düyunu Umumiye’ye bağlı tütün şirketi) 1925’te dört milyon liraya satın alındı ve tütüncülüğe sahip çıkıldı. 1928’de toplam tütün üretiminin yüzde 70’i, fındık üretiminin yüzde 52’si, dışsatıma (ihracat) ayrıldı."
- Atatürk ve Türk Devrimi
129. "Liman von Sanders, başarılı her komutanın gereksinim duyduğu en temel niteliğin "şans ve yine şans" olduğunu, bunun da Mustafa Kemal'de fazlasıyla bulunduğunu söyler. Mustafa"
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
130. "Milli mücadeleyi örgütleyen subaylar; büyük güçlükler, ihanetler ve tuzaklarla karşılaştılar; padişah yanlılarıyla ve yabancı ajanlarla boğuştular. Yalnızca "vatanı kurtarmak için" hareket ediyor, hiçbir güçlükten yılmıyor, umutlarını yitirmiyorlardı. Kastamonu'ya gönderilen Albay Osman Bey, padişahçılar tarafından tutuklanmış, ancak tutukevinden ilişkiye geçtiği subayların yardımıyla aynı gün kurtularak, kendisini tutuklayan Alay Komutanı'nı vali vekiliyle birlikte tutuklamıştı."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
131. "1 Eylül'de, orduya Akdeniz'i ilk hedef gösteren ünlü bildirisini yayınladı. Subay ve erlerine duyduğu sevgi ve güveni yansıtan bu bildiride ordusuna; "Zalim ve mağrur bir ordunun asli unsurlarını, inanılamayacak kadar kısa bir zamanda yok ettiniz. Büyük ve soylu milletimizin fedakarlıklarına layık olduğunuzu kanıtlıyorsunuz. Sahibimiz olan büyük Türk milleti, geleceğinden emin olmakta haklıdır. Savaş alanlarındaki ustalık ve fedakarlığımızı yakından görüyor ve izliyorum... Bütün arkadaşlarımın... İlerlemesini ve herkesin akıl gücü, kahramanlık ve yurtseverlik kaynakları yarıştırarak kullanmaya devam etmesini isterim" diyor ve "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" buyruğunu veriyordu."
- Türkiye Üzerine Notlar
132. "“1923’te 972 ton olan buğday üretimi, 1938’de 3636 tona çıkarıldı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
133. "12 Eylül 1983 günü Viyana'da sıradışı bir hareketlilik, davranışlara yansıyan toplumsal bir coşku ve sevinç vardı. Avusturya'dan ve Avrupa'nın değişik ülkelerinden gelen inanmış Hıristiyanlar, özel indirimli turlardan yararlanan gezginciler, politikacılar, yerel yöneticiler, öğretmenler ve öğrenciler Viyana sokaklarını doldurmuşlar ve karnaval havasıyla bir şeyleri kutluyorlardı. Sokak konserleri, kukla ve film gösterileri, konferanslar, açık oturumlar birbirini izliyor, müzelere akın akın insan geliyordu. Büyük Müze'nin en çok gezilen yeri, Viyana'yı kuşatan Osmanlı sadrazamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın kişisel eşyaları ve otağının bulunduğu bölümdü. Avusturyalılar, ülke dışından gelen Hıristiyan konukları ile birlikte, "tarifsiz kötülüklerin simgesi Türklerden" kurtuluşlarının yıldönümünü kutluyorlardı. 12 Eylül 1983 Viyana Kuşatması'nın üç yüzüncü yılıydı."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
134. "“Gerçek fetihler, yalnız kılıç değil, sabanla yapılandır. Milletleri vatanlarına bağlamanın, millete istikrar sağlamanın aracı sabandır. Saban, kılıç gibi değildir. O kullanıldıkça güçlenir. Kılıç kullanan kol, çok geçmeden yorulur, saban kullanan kol, zaman geçtikçe toprağın daha çok sahibi olur.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
135. "İnsanlık tarihinin en büyük soykırımını yapan İspanyollar, gözlerini kırpmadan 20 milyon Kızılderili’yi öldürmüştür. Bu tarihin gördüğü en büyük soykırımdır."
- Yeni Dünya Düzeni Kemalizm ve Türkiye
136. "Emperyalist işgalin gerçek niteliğini kavrayıp, tam bağımsızlığı hedefleyerek, emperyalizme karşı tek başına mücadeleye girişen ve bunu başaran İlk ulusal hareket , Türk Kurtuluş Savaşıdır ve Türk Devrimi'nin dünya siyasetine yaptığı etki , sanıldığından fazladır. Dünyanın tüm geri kalmış ülkelerini saran emperyalist zincir ilk kez Türkiye halkasından kopmuş ve daha sonra arkası gelmiştir."
- Yeni Dünya Düzeninde Kemalizm ve Türkiye
137. ""1949 yılında imzalanan "Türkiye ve ABD Hükümetleri Arasında Eğitim Komisyonu Kurulması Hakkındaki Anlaşma(Fulbright Anlaşması)", Türk Milli Eğitimini ABD denetimine bırakan süreci başlattı...""
- Bitmeyen Oyun
138. "“Özellikle milli para, her türlü aracın üstünde, bir varlık silahıdır.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
139. "“Karar ve davranışlarına yön veren ana unsur, öznel istekleri değil, halkın “istek ve ihtiyaçlarıydı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
140. "“Yeni yazı, yarattığı değişimle uluslaşmanın koşulu olan kültür birliğinin temelini oluşturdu; dil ve tarih çalışmalarıyla birlikte, ulusal kimliğe biçim verdi,”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
141. "“1923’te 972 ton olan buğday üretimi, 1938’de 3636 tona çıkarıldı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
142. "“Gerçek fetihler, yalnız kılıç değil, sabanla yapılandır. Milletleri vatanlarına bağlamanın, millete istikrar sağlamanın aracı sabandır. Saban, kılıç gibi değildir. O kullanıldıkça güçlenir. Kılıç kullanan kol, çok geçmeden yorulur, saban kullanan kol, zaman geçtikçe toprağın daha çok sahibi olur.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
143. "Emperyalist işgalin gerçek niteliğini kavrayıp, tam bağımsızlığı hedefleyerek, emperyalizme karşı tek başına mücadeleye girişen ve bunu başaran İlk ulusal hareket , Türk Kurtuluş Savaşıdır ve Türk Devrimi'nin dünya siyasetine yaptığı etki , sanıldığından fazladır. Dünyanın tüm geri kalmış ülkelerini saran emperyalist zincir ilk kez Türkiye halkasından kopmuş ve daha sonra arkası gelmiştir."
- Yeni Dünya Düzeninde Kemalizm ve Türkiye
144. ""Binlerce Türk, Amerika'ya "eğitilmek-etkilenmek" için gitti, yüzlerce Amerikalı da Türkiye'ye "eğitmek-etkilemek" için geldi. Amerika'ya gönderilen Türkler'in hemen tümü Türkiye'ye döndüklerinde üst düzey görevlere getirildi.""
- Bitmeyen Oyun
145. ""Bitkinin genetik yapısı değiştirilerek elde edilen bu tohumlar, yalnızca bir kez ürün veriyor ve bu ürün tohumluk olarak kullanılamıyor. Gelişmiş ülkeler, bu yöntemle bağımlı hale getirdikleri ülkeleri, diledikleri zaman topluca aç bırakma olanaklarına kavuşmak üzereler. Herhangi bir ülkedeki ulusal bağımsızlık eğilimleri artık asker göndererek değil aç bırakılarak bastırılacak.""
- Bitmeyen Oyun
146. "“17 Haziran 1927’de çıkarılan “Ziraat Eğitiminin İyileştirilmesi Kanunu”yla, Ankara’da “mükemmel laboratuvarları ve en iyi teknik araçları ” olan Yüksek Ziraat Mektebi ve Yüksek Veterinerlik Enstitüsü açıldı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
147. "Sağlık yalnızca hastalık ya da sakatlığın olmayışı değil; bedensel, ruhsal ve toplumsal yönlerden iyilik durumudur."
- Türkiye Üzerine Notlar (1838-2018)
148. "“Özellikle milli para, her türlü aracın üstünde, bir varlık silahıdır.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
149. "“Karar ve davranışlarına yön veren ana unsur, öznel istekleri değil, halkın “istek ve ihtiyaçlarıydı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
150. "“Yeni yazı, yarattığı değişimle uluslaşmanın koşulu olan kültür birliğinin temelini oluşturdu; dil ve tarih çalışmalarıyla birlikte, ulusal kimliğe biçim verdi,”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
151. "“1923’te 972 ton olan buğday üretimi, 1938’de 3636 tona çıkarıldı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
152. "“Gerçek fetihler, yalnız kılıç değil, sabanla yapılandır. Milletleri vatanlarına bağlamanın, millete istikrar sağlamanın aracı sabandır. Saban, kılıç gibi değildir. O kullanıldıkça güçlenir. Kılıç kullanan kol, çok geçmeden yorulur, saban kullanan kol, zaman geçtikçe toprağın daha çok sahibi olur.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
153. "Emperyalist işgalin gerçek niteliğini kavrayıp, tam bağımsızlığı hedefleyerek, emperyalizme karşı tek başına mücadeleye girişen ve bunu başaran İlk ulusal hareket , Türk Kurtuluş Savaşıdır ve Türk Devrimi'nin dünya siyasetine yaptığı etki , sanıldığından fazladır. Dünyanın tüm geri kalmış ülkelerini saran emperyalist zincir ilk kez Türkiye halkasından kopmuş ve daha sonra arkası gelmiştir."
- Yeni Dünya Düzeninde Kemalizm ve Türkiye
154. ""Binlerce Türk, Amerika'ya "eğitilmek-etkilenmek" için gitti, yüzlerce Amerikalı da Türkiye'ye "eğitmek-etkilemek" için geldi. Amerika'ya gönderilen Türkler'in hemen tümü Türkiye'ye döndüklerinde üst düzey görevlere getirildi.""
- Bitmeyen Oyun
155. ""Bitkinin genetik yapısı değiştirilerek elde edilen bu tohumlar, yalnızca bir kez ürün veriyor ve bu ürün tohumluk olarak kullanılamıyor. Gelişmiş ülkeler, bu yöntemle bağımlı hale getirdikleri ülkeleri, diledikleri zaman topluca aç bırakma olanaklarına kavuşmak üzereler. Herhangi bir ülkedeki ulusal bağımsızlık eğilimleri artık asker göndererek değil aç bırakılarak bastırılacak.""
- Bitmeyen Oyun
156. "Sağlık yalnızca hastalık ya da sakatlığın olmayışı değil; bedensel, ruhsal ve toplumsal yönlerden iyilik durumudur."
- Türkiye Üzerine Notlar (1838-2018)
157. "Türkiye'deki özelleştirme uygulamalarının hemen tüm kararlarını, hükümet yetkilileri değil Dünya Bankası vermektedir."
- Bitmeyen Oyun
158. "Türk unsurunun baskı altına alınması, Osmanlı devletinin imparatorluğa evrilmesiyle başlamıştır. 2.Mehmet döneminde, devlet imparatorluk haline gelmiştir. Her imparatorlukta olduğu gibi, yönetimi elinde bulunduranlar, iktidarları için tehlike oluşturacak asal unsura (Osmanlıda Türkler) baskı uygulamak zorundaydı. Tahta kendileri dışında ancak onlar seçenek oluşturabilirdi.Fatih'in Türkleri devletten uzak tutması ve kardeş öldürme yasasını çıkarmasının nedeni buydu."
- Türk Uygarlığı
159. "“Osmanlı ülkesi, yabancıların sömürgesinden başka bir şey değildi. Bu sonuç, milletin özgürlüğüne ve egemenliğine sahip olmamasından, şunun bunun elinde oyuncak edilmesinden doğmuştu. Tanzimat döneminde, yabancı sermaye üstün haklara sahipti. Devlet ve hükümet, yabancı sermayenin jandarmalığından başka bir şey yapmamıştı. Her yeni millet gibi Türkiye bunu uygun bulamaz. Burasını esirler ülkesi yaptırmayız."
- Atatürk ve Türk Devrimi
160. "“Artık eski felaketli günler geri gelmeyecektir. Bütün düşmanlarımız, bütün dünya anlamıştır ki, egemenliğini çok kıskanç bir biçimde savunan ve koruyacak olan milletimiz, ülkeye ayak basacak düşmanları kovacak ve mahvedecektir. Ülkemizin gelişkin ve milletimizin mutlu olması, her bireyin en yüksek fedakârlığı ve ulusal egemenliği koruması ile mümkün olacaktır. Amacımız, dışa karşı bağımsızlığı, içerde ulusal egemenliği korumaktan ibarettir. Ulusal egemenliğimizin isterse bir zerresini bozmak niyetinde olanların, kafalarını parçalayacağınızdan eminim.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
161. "Süleyman Nazif başta olmak üzere geniş bir kesim, yenilikçi gençlere karşı çıktı. Türkçeci sözcüğündeki “ci” ilgeci (edat) bile alay konusu yapıldı. “Türkçü ne demek? Dilimizde zerzevatçı vardı, şimdi Türkçüler, Türk satan demek mi olacak?” denildi."
- Atatürk ve Türk Devrimi
162. "26 Kasım 1934’te yayımlanan mektubunda, “İnönü Meydan Savaşı’nın baş kahramanı olması nedeniyle, İsmet Paşa’ya İnönü soyadının uygun görüldüğünü” açıklamıştı."
- Atatürk ve Türk Devrimi
163. "Kongre kararlarının birinci maddesinde “kadın ve erkek çalışanlara amele yerine işçi denilmesi, yedinci maddesinde “kadın işçilerin madenlerde çalıştırılmaması”, onuncu maddesinde “kadın işçilere sekiz hafta doğum, her ay üç gün ‘ay hali’ (regl dönemi) ücretli izin verilmesi”, ikinci maddesinde “işyerlerinde emzikhaneler açılması” öngörülüyordu."
- Atatürk ve Türk Devrimi
164. "Kadın konusu, namus kavramıyla bütünleştirilmiş, topluma yerleştirilen bu tutucu anlayış, "ahlakı ırza, ırzı kadına indirgemişti.""
- Atatürk ve Türk Devrimi
165. "Rowlinson, 9 Temmuz'da ziyaretine gelerek; bir kongrenin düzenleneceğini haber aldıklarını, böyle bir kongrenin yapılmasının doğru olmayacağı ve
hükümetinin böyle bir toplantıya izin veremeyeceğim söylemiş, karşılık olarak şu yanıtı almıştı: "Kongre kesin olarak toplanacaktır. Millet buna karar vermiştir. Açılmamasını tavsiye eden düşüncenize hakim olan nedenleri sormayı bile gerekli görmüyorum. Ne hükümetinizden, ne de sizden izin istemedik ki, böyle bir iznin verilip verilmeyeceği söz konusu olsun.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
166. "Mustafa Kemal Sakarya Savaşı'nı "subay savaşı" olarak tanımlar. Yengiden altı gün sonra, 19 Eylül 1921'de, Meclis'te yaptığı uzun konuşmanın sonunda, "subaylarımızın kahramanlığı hakkında söyleyecek söz bulamam. Ancak, doğru ifade edebilmek için diyebilirim ki, bu savaş bir subay savaşı olmuştur" der. Sakarya Savaşı'na "ön safta katılan subayların yüzde 80'i, erlerin yüzde 60'ı ya şehit olmuş ya da yaralanmıştı." 42. Alayın "bütün rütbeli subayları şehit olduğu için", Alay'ın komutasını bir yedek subay üstlenmişti. 4. Tümen'in hücum taburunda "bir tek subay kalmıştı." Yalnızca Çal Dağı çarpışmalarında; "3 alay komutanı, 5 tabur komutanı, 82 subay ve 900 er şehit olmuştu." Çevresine hakim Karadağ tepesini almak için, "yarım tümen " şehit verilmişti. Sekiz tümen komutanı, süngü savaşında şehit olmuştu."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
167. "13 Kasım 1918'de, hasta ve yorgun olarak geldiği İstanbul'dan, altı ay sonra, hemen hiçbir tedavi görmeden, ölüm olasılığı içeren yeni gerilimler ve yorgunluklarla dolu, çatışmalı bir geleceğe gidiyordu. Yenilgiyle sonuçlanan kanlı bir savaştan sonra, başarı olasılığı yok gibi görünen, 'umutsuz' bir savaş başlatacaktı. Buyruğunda, güvendiği subaylardan oluşan karargahından başka bir güç yoktu. Ancak, şaşılacak düzeyde umutlu ve coşkuluydu. Kendi gücüne ve kurtuluş kavgasına çağıracağı Anadolu halkına güveniyordu. Bandırma Vapuru, Kızkulesi açıklarında düşman zırhlılarının arasından geçip Karadeniz'e yöneldiğinde, güvertedeki arkadaşlarına, işgalcileri kastederek şunları söylüyordu:
"Bunlar işte böyle yalnız demire, çeliğe, silah gücüne dayanırlar. Bildikleri tek şey yalnız maddedir. Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin gücünü anlamazlar. Biz, Anadolu'ya ne silah, 11e cephane götürüyoruz; biz ideali ve imanı götürüyoruz.''"
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
168. "“Bir yandan Batıcılar, öte yandan Arapçılar ve ırkçılar, tümü birden Türk tarihini bir öykü edebiyatı haline getirdiler ve daha sonra tam bir “tarih rezaleti” yarattılar.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
169. "“Üretip satacağı malı olmadığı için, pazar’a gereksinimi olmuyor, pazar’a gereksinimi olmadığı için de ulusal bir pazar oluşmuyordu. Bu durumun doğal sonucu ise, sömürge toplumlarının uluslaşamaması oluyordu.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
170. "“Kuzey’de Sovyetler Birliği, Batı’da Yunanistan’dan sonra doğu ve güneyde bu üç ülkeyle kurulan dostluk, Türkiye’yi güvenilir komşulardan oluşan bir barış çemberi içine aldı. Ölümüne yakın, barışçıl yöntemlerle çözdüğü Hatay sorunuyla, bu çemberi tamamladı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
171. "“…Her zaman yanında bulunan hekimlerin, bunca belirti ve genel çöküntüye dikkat etmediklerini ve hepsini pek basit birer nedene bağlayarak geçiştirdiklerini, doğrusu hâlâ anlayamıyorum.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
172. ""Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz, görürsünüz ki, milleti mahveden, tutsak eden, harap eden kötülük ler, hep din kisvesi altındaki küfür ve melanetten gelmiştir.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
173. "“Geçmişi öğrenip, ondan ders çıkarmak isteyenler için önemli olan, nereye gelindiği değil, nereden nereye gelindiğidir. Geçmişteki olaylara bu biçimde bakılmadığı sürece, başarı ya da başarısızlık olarak ileri sürülecek görüşler, nesnel bir değer taşımayacak, havada kalacaktır.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
174. "“Türkiye’nin önde gelen sorunu politik değil, ekonomiktir.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
175. "“Kurtuluş Savaşı süresince Ankara’ya, çoğunluğu subay, ancak bin beş yüz kişi gelmiş, koskoca Osmanlı Ordusu’ndan Ankara direnişine, İnönü Savaşlna kadar yalnızca beş general katılmıştı. Savaşın öncü gücünü oluşturan insanları birleştiren tek nokta, yalnızca yurt sevgisi ve ülkenin ivedilikle kurtarılmasıydı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
176. "“1. İnönü Savaşı’nm uluslararası ilişkilere yaptığı etki, siyasi sonuçlarını ortaya çıkarmakta gecikmedi. İtilaf Devletleri, 21 Şubat 1921’de, yani savaştan yalnızca 41 gün sonra, Londra’da bir barış konferansı düzenleme kararı aldılar.”"
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
177. "Yöneticiler için tarih uzak durulması gereken bir baş belası, huzur kaçıran bir kabustu."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
178. "Abd kaynaklı Özal politikaları Türk halkına büyük devrimci atılımlar olarak sunuldu ..."
- Türkiye Nereye Gidiyor
179. "Siyasi ve ekonomik bağımsızlığını yitiren ulusların dili de bağımsız olamaz, ulusal varlık korunamaz."
- Türkiye Nereye Gidiyor
180. "Vatan tehlikededir. Bunu herkes bilmeli, neleri yitirmeyle karşı karşıya olduğunu görmelidir."
- Türkiye Nereye Gidiyor
181. ""29 Ekim 1938’de doğrudan orduya seslenen iletisinde şunları söylüyordu: “Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan, her zaman zaferle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk Ordusu! Ülkesini, en bunalımlı ve zor anlarında, zulümden, felaket ve sıkıntılardan ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmışsan, Cumhuriyet’in bugünkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve araçlarıyla donanmış olduğun halde, görevini aynı bağlılıkla yapacağından hiç kuşkum yoktur. Bugün, Cumhuriyet’i, durmaksızın artan büyük bir gönenç ve güç içinde idrak eden büyük Türk milletinin huzurunda, kahraman ordu, sana en içten şükranlarımı beyan ve ifade ederken, büyük ulusumuzun övünç duygularına da tercüman oluyorum. Türk vatanının ve Türklük topluluğunun şan ve şerefini, dahili ve harici her türlü tehlikeye karşı korumaktan ibaret olan görevini, her an yerine getirmeye hazır ve amade olduğuna, benim ve büyük ulusumuzun tam bir inanç ve güvenimiz vardır. Milletin orduya bahşettiği en son sistem fabrikalar ve silahlarla, bir kat daha güçlenerek büyük bir kendini adamışlık ve ölümü hiçe sayarak, her türlü görevi yapmaya hazır olduğundan eminim. Bu kanıyla; kara, deniz, hava ordularımızın kahraman ve deneyimli komutanlarıyla subay ve erlerini selamlar, takdirlerimi bütün ulus önünde açıklarım. Cumhuriyet Bayramı’nın, on beşinci yıldönümünüz kutlu olsun. ”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
182. "Prof. Fritz Neumark: Tarihten Türkler çıkarılırsa ortada tarih diye bir şey kalmaz."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
183. "“17 Haziran 1927’de çıkarılan “Ziraat Eğitiminin İyileştirilmesi Kanunu”yla, Ankara’da “mükemmel laboratuvarları ve en iyi teknik araçları ” olan Yüksek Ziraat Mektebi ve Yüksek Veterinerlik Enstitüsü açıldı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
184. "“Bir yandan Batıcılar, öte yandan Arapçılar ve ırkçılar, tümü birden Türk tarihini bir öykü edebiyatı haline getirdiler ve daha sonra tam bir “tarih rezaleti” yarattılar.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
185. "“…Her zaman yanında bulunan hekimlerin, bunca belirti ve genel çöküntüye dikkat etmediklerini ve hepsini pek basit birer nedene bağlayarak geçiştirdiklerini, doğrusu hâlâ anlayamıyorum.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
186. ""Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz, görürsünüz ki, milleti mahveden, tutsak eden, harap eden kötülük ler, hep din kisvesi altındaki küfür ve melanetten gelmiştir.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
187. "“Geçmişi öğrenip, ondan ders çıkarmak isteyenler için önemli olan, nereye gelindiği değil, nereden nereye gelindiğidir. Geçmişteki olaylara bu biçimde bakılmadığı sürece, başarı ya da başarısızlık olarak ileri sürülecek görüşler, nesnel bir değer taşımayacak, havada kalacaktır.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
188. "“17 Haziran 1927’de çıkarılan “Ziraat Eğitiminin İyileştirilmesi Kanunu”yla, Ankara’da “mükemmel laboratuvarları ve en iyi teknik araçları ” olan Yüksek Ziraat Mektebi ve Yüksek Veterinerlik Enstitüsü açıldı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
189. "“Bir yandan Batıcılar, öte yandan Arapçılar ve ırkçılar, tümü birden Türk tarihini bir öykü edebiyatı haline getirdiler ve daha sonra tam bir “tarih rezaleti” yarattılar.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
190. "“…Her zaman yanında bulunan hekimlerin, bunca belirti ve genel çöküntüye dikkat etmediklerini ve hepsini pek basit birer nedene bağlayarak geçiştirdiklerini, doğrusu hâlâ anlayamıyorum.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
191. ""Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz, görürsünüz ki, milleti mahveden, tutsak eden, harap eden kötülük ler, hep din kisvesi altındaki küfür ve melanetten gelmiştir.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
192. "“Geçmişi öğrenip, ondan ders çıkarmak isteyenler için önemli olan, nereye gelindiği değil, nereden nereye gelindiğidir. Geçmişteki olaylara bu biçimde bakılmadığı sürece, başarı ya da başarısızlık olarak ileri sürülecek görüşler, nesnel bir değer taşımayacak, havada kalacaktır.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
193. "“Türkiye’nin önde gelen sorunu politik değil, ekonomiktir.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
194. "“Kurtuluş Savaşı süresince Ankara’ya, çoğunluğu subay, ancak bin beş yüz kişi gelmiş, koskoca Osmanlı Ordusu’ndan Ankara direnişine, İnönü Savaşlna kadar yalnızca beş general katılmıştı. Savaşın öncü gücünü oluşturan insanları birleştiren tek nokta, yalnızca yurt sevgisi ve ülkenin ivedilikle kurtarılmasıydı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
195. "“1. İnönü Savaşı’nm uluslararası ilişkilere yaptığı etki, siyasi sonuçlarını ortaya çıkarmakta gecikmedi. İtilaf Devletleri, 21 Şubat 1921’de, yani savaştan yalnızca 41 gün sonra, Londra’da bir barış konferansı düzenleme kararı aldılar.”"
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
196. "Yöneticiler için tarih uzak durulması gereken bir baş belası, huzur kaçıran bir kabustu."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
197. "“Recep Bey, genel kurulun bu davranışlarından büyük üzüntü duymuş ve “Bu hakları kadınlarımıza vermiyorsunuz, bari alkışlamayınız” demişti.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
198. "“Hükümetlerin başarısını gösteren tek ölçütün, millet yararına iş başarma becerisi olduğu, bu beceriyi gösteremeyen ya da göstermeyen yöneticilerin, zaman yitirmeden değiştirilmesi gerektiği görüşündedir.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
199. "“Osmanlı ülkesinin hükümdarı, dünya Müslümanlarının dini önderi, Hıristiyan bir devlete sığınarak ülkesinden kaçıyordu. Böyle bir durum, 1400 yıllık İslam tarihinde ilk kez oluyor; “Peygamber’in temsilcisi gâvurlara sığınıyordu.””"
- Atatürk ve Türk Devrimi
200. "“İttihatçıların düzenlediği 1908’deki ilk girişimden sonra, Kurtuluş Savaşı sırasında, bir İngiliz ajanı “Hint Müslümanı” görüntüsü altında ve öldürme amacıyla çevresine oldukça yaklaşmış, ancak başarılı olamadan yakalanarak yargılanıp Ankara’da asılmıştı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
201. "Memleket işlerinde, millet işlerinde, gerçek işlerde, duyguya, hatıra, kardeşliğe dostluğa bakılmaz.
Mustafa Kemal Atatürk"
- Bitmeyen Oyun
202. "Tam bağımsızlık ancak mali bağımsızlıkla gerçekleştirilebilir.
Mali bağımsızlığın ilk koşulu denk ve ülke yapısına uygun bir bütçedir."
- Türkiye Üzerine Notlar
203. "“1908’de “hürriyet adına” gerçekleştirilen Meşrutiyetken sonra bile, kız okullarında edebiyat öğretmenliğini, kadın öğretmen olmadığı için “harem ağaları” yapıyordu.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
204. "Yaşam Türk insanının önüne, varlığını ve haklarını korumak için bir mücadele dayatıyor; bu mücadele kabul edilmelidir."
- Ne Yapmalı
205. "“Gazetelerin hiç olmazsa bir süre, iki tür yazıyla çıkması önerisini hemen redddetti. “Herkes alıştığı Arapça yazıyı okur, yeni yazı öğrenilmez” demiş ve “Bu iş ya üç ayda olur ya da olmaz” diye eklemişti. Somut ve şaşırtıcı bir gerçektir ki, Türkiye’deki “harf devrimi” “üç ay içinde amacına ulaşmış”, değişim bu kısa süre içinde tümüyle gerçekleştirilmişti.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
206. "“Erkeğin birden fazla kadınla aynı anda “evli” olma hakkı vardı. Bu “hakkın” kullanımı, sarayda ve kimi varsıl kesimlerde, büyük sayılara varıyor; bir erkek, onlarca, hatta yüzlerce kadınla birlikte yaşıyordu. Örneğin Abdülmecid’in (1823-1861) sarayında 800, Abdülaziz’inkinde (1830-1876) ise 400 kadın vardı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
207. "Kapitülasyonların Türk milleti için ne derece nefret edilen bir şey olduğunu size anlatmam güçtür. Bunları, yeni biçim ve adlar altında gizleyerek, bize kabul ettirmeyi başaracaklarını sananlar, bu konuda çok yanılıyorlar. Türkler, kapitülasyonların sürmesinin, kendilerini kısa süre içinde ölüme götüreceğini çok iyi anlamışlardır. Türkiye tutsak olarak mahvolmaktansa, son nefesine kadar mücadele etmeye kesin karar vermiştir."
- Atatürk ve Türk Devrimi
208. "Avrupa, Lozan’da, yalnızca Boğaziçi’ni ve Çanakkale’yi değil, bütün Anadolu’yu, herhangi bir çekince koymadan 6 milyonluk aşağılık Turanlı bir halka terk ediyor."
- Atatürk ve Türk Devrimi
209. "“sırtlarında eşyaları, ellerinde kendi yaptıkları tahta bavulları, görkemli bir alçakgönüllülük ve duygulu bir inanmışlık içinde” görev yerlerine gittiler."
- Atatürk ve Türk Devrimi
210. "Osmanlı İmparatorluğu’nun 1918’de 160,4 milyon altın Osmanlı Lirası dış borcu vardı. 1925 yılında, bu borcun “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalan yerlerde harcandığı” kabul edilen 107,5 milyonunun ödenmesi için, Düyunu Umumiye’yle bir sözleşme yapıldı. 1928’de 1367 sayılı yasayla onaylanan anlaşmaya göre, 1929’da başlayacak ödemeler 1952’de bitecek ve borç tutarından yüzde 37 indirim yapılacaktı. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı nedeniyle, yalnızca ilk taksiti ödenebilen borçlar, yeni koşullarla 1932’de yeniden yapılandırıldı. Yeni anlaşmaya göre, borçların önemli bir bölümü, dışsatım mallarıyla ödenecek ve nakit ödeme 8,6 milyon liraya düşürülecekti."
- Atatürk ve Türk Devrimi
211. "“Ben Erzurum’dan İzmir’e sağ elimde tabanca, sol elimde idam sehpası, öyle geldim.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
212. "“Güçlü devletler kuran atalarımız, büyük ve köklü uygarlıklar yaratmıştı. Bunu aramak, incelemek, Türklüğe ve dünyaya bildirmek bizim için bir borçtur.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
213. "Kirli çamaşırlar, kente yakın dere kenarlarında, kil ve tokaçla dövülerek yıkanırdı."
- Atatürk ve Türk Devrimi
214. "Kimse, onun kadar; açık, kolay anlaşılır ve uygulanabilir hedeflere sahip değildi. Kimsenin, onun gibi bilinçle hazırlanmış, halkın isteklerine yanıt veren, tutarlı ve gerçekçi bir programı yoktu. Programı uygulamaya kesin kararlıydı. Emperyalizmle çatışmaya, iç savaşın sorunlarını göğüslemeye kimse onun kadar hazır değildi. Yaşının ötesinde gelişkin olan bilgi ve deneyimlerini, askeri-siyasi görüşlerini, "sonsuz bir sabırla" delegelere anlattı; onları bilgilendirmeye çalıştı. Pek çok şeyin, bu kongrenin başarısına bağlı olduğunu biliyordu. Sabahlara dek süren konuşmalar, "insanları etkileyen sohbetler" delegelerin arasına karışarak "saatler süren tartışmalar". Kimi zaman dünya ve ülke siyasetinden, kimi zaman felsefeden ya da edebiyattan söz ederek, "onları peşi sıra sürükleyen müthiş bir coşkuyla" konuşuyordu."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
215. "Yabancılardan oluşan bir kurul, Meclis'i ziyaret ettiğinde, milletvekilleri, "giyecekleri siyah takım elbiseleri olmadığı için " ziyaretçilerle topluca görüşmemişlerdi. Yalnızca, Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi (Tanrıöver)'de bulunan uygun bir elbiseyi sırayla giymişler ve günaşırı olarak görüşmeler yapmışlardı."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
216. "Mustafa Kemal, Sakarya Savaşı 'nı Nutuk'ta, "dünya tarihinde örneği pek az olan, Büyük ve Kanlı Sakarya Savaşı (Sakarya Melhamei Kübrası)" diye tanımlar."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
217. "Atina Bankası, Fener Rum Patrikhanesi aracılığıyla, Türk mülkü satın alacaklara, faizsiz borç para vermektedir. Türkçülük ve Türkçüler politikaya hiç karışmasalar bile, işgalciler için, baskı altında tutulması gereken gizil suçlulardır. Tutuklanmış olan Ziya Gökalp'in asılacağından söz edilmektedir. Bağazlayan Kaymakamı Kemal Bey, işgalcilerin isteği üzerine, "Ermeni olaylarında suç işlediği" gerekçesiyle 8 Nisan 1919'da yargılanmış, 10 Nisan' da asılmıştır. Jandarma Komutanı Binbaşı Tevfik Bey aynı "suçtan!", 15 yıl hapse mahkum edilmiştir. Eski Sivas Valisi Dr.Reşit Bey, yakalanmamak için, sıkıştırıldığı Beşiktaş Bayırı'nda intihar etmiştir. Cebinden çıkan ailesine yazdığı mektup, hem duygulu bir veda, hem de o günün İstanbulunu anlatan bir belgedir. Mektupta şunlar yazılıdır: "Muhafız Komutanı ve Polis Müdürü, bütün şiddet ve kuvvetleriyle beni arıyorlar. Ermeni tazıları da bunlara katılmış. Gayretsiz ve hissiz dostlarını, utanmadan teslim olmamı tavsiye ediyorlar... Sonucu karanlık görüyorum. Yakalanıp hükümetin oyuncağı, düşmanlarımın eğlencesi olmamak için, son anda intihar etme fikrindeyim. Silahımı yanımdan ayırmıyorum ve mermiyi namluda tutuyorum. Yaşamın bence artık değeri kalmadı. Milletime son vazifemi yapıp, hayatımın kalanını sizinle birlikte geçirmek isterdim. Ancak, ne çare ki her istenilen olmuyor. Sizi milletim için ihmal ettim. İstikbalinizi düşünemedim. Herkes beni, Ermeni malıyla zenginleşmiş biliyor ve öyle suçluyor. Oysa, sizi geçimden aciz bırakıyorum. Bu da, kaderin acı bir cilvesi...""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
218. "Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı boyunca 2 milyon 850 bin kişiyi silah altına almış, Mondros Mütarekesi sırasında, elinde yalnızca 560 bin kişi kalmıştı. Bu büyük insan yitiğinde, hastalık ve açlık önemli bir yer tutuyordu."
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
219. "Suikast, Kemeraltı’nda üç yolun birleşim yerinde, bugünkü Kemeraltı Karakolu’nun az ilerisinde yapılacaktı. Burada, araba ister istemez yavaşlayacak, o sırada üç ayrı yerden ateş açılacak ve “çiçek demetleri arasında gizlenen el bombaları üzerine atılacaktı”. Kargaşadan yararlanılarak “Yemiş Çarşısı’nda bekleyen bir arabayla, Şevki’nin sahilde bekleyen motoruna gidilecek” ve Yunanistan’a kaçılacaktı."
- Atatürk ve Türk Devrimi
220. "Kendine ve Türk halkına güveni tamdı. Ulusal önder olarak, yetkilerinin ve yapacaklarının sınırını bildi, elinde bulundurduğu iktidar gücünü, sonucu olmayan girişimler için asla kullanmadı. Ne gerçekleşmesi olanaksız hedefler peşinde koştu ne de yapabileceğinin azını yaptı. Kesin kararlıydı. Kendisine güven duyarak her iki “savaş” çağrısına da uyan Türk halkını kalkındıracak, Türkiye’yi güçlü bir ülke yapacaktı."
- Atatürk ve Türk Devrimi
221. ""... Biz, vatana borçlu olduğumuz fedakarlık derecesini düşündükçe, bugüne kadar yaptığımız hizmeti pek değersiz buluyoruz. Vicdanımızdan gelen ses bize; vatanın sıcak ve samimi ufuklarını tümüyle temizlemedikçe, görevimizi tamamlamış sayılamayacağımızı söylüyor. Vatan mutlaka esenliğe kavuşacak, millet mutlaka mesut olacaktır. Çünkü, kendi geleceğini, kendi mutluluğunu, ülkenin ve milletin geleceği ve mutluluğu için feda edebilecek vatan evlatları az değildir.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
222. "Liman Von Sanders, Osmanlı Ordusu'nun genel durumu konusunda ise şunları söyler: "Türk birliklerinde, iç hizmetlerin pek çoğu yerine getirilmiyordu. Subaylar, erlerine özen göstermeye, durumlarını denetlemeye alışık değillerdi. Birçok birlikte, erlerin üstü bit pire gibi zararlılarla doluydu. Kışlaların hemen hiçbirinde hamam yoktu. Koğuşların havalandırılması gerektiği bilinmiyordu. Mutfak düzeni, düşünülemeyecek kadar ilkeldi... Atlı birliklerde hayvanların durumu çok kötüydü. Bunların çoğu Balkan Savaşı'nda uyuz hastalığına yakalanmış ve bu tarihe dek tedavi görmemişlerdi. Nal bakımı yoktu. Ahırlar tam anlamıyla ihmal edilmiş durumdaydı... Has tanelerin çoğunun durumu korkunçtu. Pislik ve akla gelebilecek bütün kokular, tıklım tıklım dolu hastane koğuşlarını dayanılmaz duruma sokuyordu. İç ve dış hastalıklardan yatanlar, yan yana hatta aynı yatakta yatırılıyordu. Koridorlar, minder ya da kilim üzerinde yatan hastalarla doluydu.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
223. "“Türkiye Büyük Millet Meclisi, 26 Aralık 1925’te, 698 sayılı “Türkiye’de Takvimde Tarih Başlangıcının (Mebdeinin) değiştirilmesi (Tebdili)” adlı bir yasa çıkardı. Yasayla, Rumi takvim uygulamasına son veriliyor, dünyanın büyük bölümünde kullanılmakta olan miladi takvime geçiliyordu.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
224. ""Devlete sahip çıkan bağımsızlık düşüncesi, “Türk milleti için babadan oğula geçen toplumsal bir mirastı”.""
- Atatürk ve Türk Devrimi
225. "Hastalığına karşın 12 Kasım 1937'de çıktığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu gezisinde gördüğü yoksulluk ve bölgesel ayrım onu son derece üzmüş ve geri dönerken trende Sabiha Gökçen'e, bugün herkesin örnek alması gereken şu sözleri söylemiştir: "İnsan ömrü, yapılacak işlerin büyüklüğü ve zorluğu karşısında çok cüce kalıyor, Gökçen. Geçtiğimiz yerlerde fabrikalar görmek istiyorum, ekilmiş tarlalar, düzgün yollar, tertemiz sağlıklı insanların yaşadığı evler... Büyük yemyeşil ormanlar görmek istiyorum, gürbüz çocukların, iyi giyimli çocukların, yüzleri sararmamış, dalakları şiş olmayan çocukları okuduğu okullar görmek istiyorum... İstanbul'da ne medeniyet varsa, Ankara'ya ne medeniyet getirmeye çalışıyorsak, İzmir'i nasıl mamur kılıyorsak yurdumuzun her tarafını, Anadolu'nun her yerini aynı medeniyete kavuşturalım istiyorum. Ve bunu çok ama çok çabuk yapmak istiyorum. Dedim ya, insan ömrü çok büyük işleri başarabilecek kadar uzun değil. Mamur olmalı Türkiye'nin her tarafı, müreffeh olmalı... Ben yapabildiğim kadarını yapayım, sonra ne olursa olsun demek yok benim kitabımda. Geleceği, geleceğin Türkiyesi'ni, geleceğin halkını düşünmek benim görevim... Bir iş aldık üzerimize, bir savaşın üstesinden geldik, şimdi ekonomik alanda savaş veriyoruz, daha da vereceğiz... Bu heyecanı yaşatmak, bu heyecanın ürünlerini görmek gerek""
- Bitmeyen Oyun
226. "Hedefe ulaşmak için izleyeceğimiz yolu duygularımızla değil aklımızla çizmeliyiz."
- İnönü
227. "“Kadının, çarşı ve pazara gitmesi, alışveriş yapması, hoş karşılanmayan bir davranış olduğu için, yalnızca varsıl değil, orta sınıftan aileler bile, Ermeni, Rum ya da Bulgar hizmetçi kullanırdı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
228. "“Türk genci rejim ve devrimi benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve hareket duydu mu; bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla, eserini koruyacaktır.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
229. "“1924 sonunda, İstanbul valisi bir genelge çıkararak; vapur, tramvay ve trenlerde, erkekle kadını ayıran kafesleri kaldırttı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
230. "“Vahdettin, ulus vicdanını gerçek anlamda rahatsız eden ağır suçlar içinden geliyordu. Anadolu’da ordu yoksulluk içinde savaşırken; kadınlar, yaşlılar, çocuklar ölüm dahil her türlü eziyeti göze alıp ateş hatlarına silah götürürken; İstanbul’da, “en sıradan hamal bile özgürlüğün temeline bir taş koymak için yaşamını tehlikeye atmaktan çekinmezken”; padişah, tüm ulusun kutsal saydığı bu savaşa katılmamış; tam tersi, her türlü karanlık oyunla düşmanca saldırmıştı. Tüm ulus, bağımsızlığı için “kendini feda ederken” o, ülkeyi işgal edenlerle anlaşmıştı. Kendi ulusunun başarısını değil, onu yok etmeye gelenlerin başarısını diliyordu. Düzenlediği iç isyanlarla kardeş kanı akıtmış, Kurtuluş Savaşı önderlerini idama mahkûm etmişti.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
231. "Bir irfan ocağı olan ordunun temelini oluşturan subaylar ülkesi için ölümü bile göze alan savaşçılar "fedakarlar sınıfının en önünde yer alan şerefli insanlardır.
M. K. A"
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
232. "“…Türk Devleti’nin Gazi gibi, türlü deney ve tehlikeler içinde, milletin hayat ve kudretinin özünde yetişmiş ve devlet başkanı olduğu halde köy köy dolaşıp alfabe öğretmenliği yapacak kadar çalışkan, azimli ve fedakâr bir önderin gelmesi gerekiyordu.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
233. "“Kadınlar sokağa çıktığında, kocalarıyla yan yana yürüyemez, arabada yan yana oturamazlardı. Erkek önde yürür, kadınlar arkadan gelirlerdi.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
234. "“Mussolini’yi, “asker rolüne çıkmış bir aktör gibi, üniforma giyip caka satan bir sivil” olarak görüyor; “günün birinde kendi halkı tarafından asılacak” diyordu. (Mussolini 28 Nisan 1945’te, kendi yurttaşlarınca kurşuna dizildi.)”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
235. "“İlk Sağlık Vekili Dr. Adnan Adıvar’dı ve vekâletin tüm kuruluş kadrosu, bir sekreter ve bir sağlık memuru olmak üzere kendisiyle birlikte üç kişiydi.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
236. "“17 Şubat 1925’te çıkarılan 552 sayılı yasayla, köylülere verilen söz yerine getirildi ve Öşür vergisi kaldırıldı. Böylece köylünün bütçedeki vergi yükü, yüzde 40’tan yüzde 10’a düşürüldü.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
237. "“Soyadı kullanımı ile ilgili ilk girişim, İttihat ve Terakki Fırkasının iktidarda olduğu dönemde, Ziya Gökalp’in önerisiyle yapıldı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
238. "Nutuk'ta," saygıdeğer milletime şunu öğütlerim ki; bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanında ki, vicdanındaki öz mayayı ( cevheri asli) çok iyi incelemeye dikkat etmekten, hiçbir zaman vazgeçmesin.""
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
239. "Türkiye’nin Süveyş savaşı ve ulusal bağımsızlık uğraşısı içinde bulunan Mısır’a karşı davranışı çok ilginçtir. Adnan Menderes Hükümeti, dünyada ilk kez ulusal kurtuluş savaşıyla kurulan bir cumhuriyetin hükümeti olarak, Mısır’dan değil Batı devletlerinden yana bir politika izledi. Londra Konferansı’nda Nasır, 1923’den beri, ‘boğazlar Türkiye’nindir’ diyen Cumhuriyet Türkiye’sinin; ‘Süveyş Mısır’ındır’ diyen Mısır’dan yana tavır alacağını düşünerek, Türkiye’nin arabulucu olmasını istedi. Ancak, Türk hükümeti Mısır’ı değil Dulles Planı’nı destekledi."
- Yeni Dünya Düzeni Kemalizm ve Türkiye
240. "1923-1938 arasını incelemek, bir tarih araştırması değil, günümüz sorunlarına çözüm arama ve ulusal varlığı korumayla ilgili bir eylemdir. Bu yargıya neden olan gerçek, Türkiye’nin bugün 1923 öncesindeki sorunların benzerlerini yaşıyor olmasıdır. Sevr anlayışı, silahlı işgal dışında ve özellikle ekonomik ve askeri alanda yürürlüğe sokulmuştur ve uygulanmaktadır."
- Yol Haritası.
241. "“Birinci İnönü’de şehit olanlar, ülkede düzeni ve cephede orduyla savunmayı sağlamak için yaşamlarını feda ettiler. Hiçbir savaşın şehitleri, bu kadar olağanüstü koşullar içinde ve o derece dünyevi, hatta uhrevi yararları düşünmeden yaşamlarını feda etmemiştir.”"
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
242. "“Türk Ordusu, sayı ve silah olarak daha güçsüz olmasına karşın, Yunan Ordusu’nu II. İnönü’nde bir kez daha yendi (31Mart-1 Nisan 1921);…”"
- Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı
243. "“1908’de “hürriyet adına” gerçekleştirilen Meşrutiyetken sonra bile, kız okullarında edebiyat öğretmenliğini, kadın öğretmen olmadığı için “harem ağaları” yapıyordu.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
244. "Yaşam Türk insanının önüne, varlığını ve haklarını korumak için bir mücadele dayatıyor; bu mücadele kabul edilmelidir."
- Ne Yapmalı
245. "“Gazetelerin hiç olmazsa bir süre, iki tür yazıyla çıkması önerisini hemen redddetti. “Herkes alıştığı Arapça yazıyı okur, yeni yazı öğrenilmez” demiş ve “Bu iş ya üç ayda olur ya da olmaz” diye eklemişti. Somut ve şaşırtıcı bir gerçektir ki, Türkiye’deki “harf devrimi” “üç ay içinde amacına ulaşmış”, değişim bu kısa süre içinde tümüyle gerçekleştirilmişti.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
246. "“Erkeğin birden fazla kadınla aynı anda “evli” olma hakkı vardı. Bu “hakkın” kullanımı, sarayda ve kimi varsıl kesimlerde, büyük sayılara varıyor; bir erkek, onlarca, hatta yüzlerce kadınla birlikte yaşıyordu. Örneğin Abdülmecid’in (1823-1861) sarayında 800, Abdülaziz’inkinde (1830-1876) ise 400 kadın vardı.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
247. "“Recep Bey, genel kurulun bu davranışlarından büyük üzüntü duymuş ve “Bu hakları kadınlarımıza vermiyorsunuz, bari alkışlamayınız” demişti.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
248. "“Hükümetlerin başarısını gösteren tek ölçütün, millet yararına iş başarma becerisi olduğu, bu beceriyi gösteremeyen ya da göstermeyen yöneticilerin, zaman yitirmeden değiştirilmesi gerektiği görüşündedir.”"
- Atatürk ve Türk Devrimi
249. "“Osmanlı ülkesinin hükümdarı, dünya Müslümanlarının dini önderi, Hıristiyan bir devlete sığınarak ülkesinden kaçıyordu. Böyle bir durum, 1400 yıllık İslam tarihinde ilk kez oluyor; “Peygamber’in temsilcisi gâvurlara sığınıyordu.””"
- Atatürk ve Türk Devrimi
250. ""Devlete sahip çıkan bağımsızlık düşüncesi, “Türk milleti için babadan oğula geçen toplumsal bir mirastı”.""
- Atatürk ve Türk Devrimi