Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Memleketimden İnsan Manzaraları - Nazım Hikmet Ran | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Memleketimden İnsan Manzaraları Kitap Bilgileri


Yazar: Nazım Hikmet Ran
Tahmini Okuma Süresi: 15 sa. 25 dk.
Sayfa Sayısı: 544
Basım Tarihi: 2011
İlk Yayın Tarihi: 1967
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789750803772
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Memleketimden İnsan Manzaraları Kitap Tanıtımı


Türk şiirinin çizgisini değiştirmiş, çok yönlü, evrensel boyutlu bir şair ve yazarın bu basım için yeniden gözden geçirilmiş, kaynak metinler esas alınarak düzeltilmiş "külliyatı"...

(Arka Kapak)



Haydarpaşa garında

1941 baharında

son on beş.

Merdivenlerin üstünde güneş

yorgunluk

ve telaş.



Bir adam

merdivenlerde duruyor

bir şeyler düşünerek.

(Kitabın İçinden)




Memleketimden İnsan Manzaraları Kitaptan Alıntılar


1. "Kitaba düştüm,
sabahtan akşama kadar okuyorum.
Kitaplar akıllı
kitaplar aptal.
Kitaplar büyük
kitaplar çocuk.
Kitaplar en uzak, en güzel yolculuk
fakat kısır
fakat sensiz..."




2. "Kitaba düştüm,
sabahtan akşama kadar okuyorum.
Kitaplar akıllı
kitaplar aptal.
Kitaplar büyük
kitaplar çocuk.
Kitaplar en uzak, en güzel yolculuk,
fakat kısır
fakat sensiz..."




3. "“Paranın tuncu.
İnsanın piçi.
Hepsi mi ama
iyisi de var. “"




4. "Seninle aynı kitapları okumak istiyorum."




5. ""İşsiz kalırsam" diye düşündü 22 yaşında.
"İşsiz kalırsam" diye düşündü 23 yaşında.
"İşsiz kalırsam" diye düşündü 24 yaşında.
Ve zaman zaman işsiz kalarak..
"İşsiz kalırsam" diye düşündü 50 yaşına kadar.
(.....)
Şimdi 52 yaşındadır.
İşsizdir.."




6. "Kaybolmuş bir dünya geçiyordu
Bir insan yüreğinden."




7. "Onlar paranın sahibi değil, para onların sahibi."




8. "Söyleyecek ne kadar güzel sözlerim vardı insanlara
bana hiçbirini söyletmediler."




9. "Seninle aynı kitapları okumak istiyorum"




10. "Kederli bir yalnızlık doluyor içerime
ölümü düşünen bir insanın yalnızlığı
sevgisiz ve nefretsiz."




11. ""Ve ölüm birleştirmiyor, ayırıyor insanları.""




12. "İnsanın derdi insana yeter."




13. "canım hiçbir iş görmek istemiyor.."




14. "Kitaba düştüm,
sabahtan akşama kadar okuyorum.
Kitaplar akıllı
kitaplar aptal.
Kitaplar büyük
kitaplar çocuk.
Kitaplar en uzak, en güzel yolculuk
fakat kısır
fakat sensiz..."




15. ""Onlar paranın sahibi değil, para onların sahibi.""





Memleketimden İnsan Manzaraları Kitap İncelemeleri


Nazım Hikmet serbest nazım toplumcu gerçekçi şiir anlayışının edebiyatımızdaki öncüsüdür. Sosyalist ideolojinin şekillendirdiği dünya görüşüyle kaleme aldığı şiirleriyle ön plana çıkmıştır. Şiirlerinde her zaman halkın yanında yer almıştır. Toplumsal eşitsizliklerin, toplumda haksızlığa uğrayan emeği sömürülen kesimlerin şiirlerinde sözcülüğünü yapmıştır. İnsanlığın hakkını en yüksek sesle şiirlerinde dile getiren bir kalemdir. İşçinin emeğine büyük değer vermiş ve işçilerin emeğini yücelterek şiirlerinde işlemiştir. Onun hayalini kurduğu toplum düzeni toplumsal eşitliğin sağlandığı, gelir dağılımının dengelendiği, işçi sınıfını üretimde ve yönetimde söz sahibi olduğu düzendir. Kalemiyle bu düzene ulaşmak için mücadele vermiştir. Hayatı boyunca inandığı değerlerden ve sahip olduğu düşüncelerden bir an olsun vazgeçmemiştir. Bütün baskılara, zorlamalara karşı direnmiştir. Vatan hayini yaftasına rağmen ülkesini ve ülkesinin insanlarını sevmekten vazgeçmemiştir. Alışılmış mısra düzenini kırmış, şiiri düzyazıya yaklaştırmış, imla ve noktalamayı farklı kullanmıştır. Böylelikle şiirin yapısında büyük değişiklikler meydana getirmiştir. Şiirlerinin içeriğinde ise sosyal ve siyasi konuları bütün derinliğiyle işlemekten geri durmamıştır.

Nazım Hikmet okumak bizleri bilinçlendirir ve bizlerde farkındalık uyandırır. İyi okumalar dilerim ...




"Adam 'benim portakalımı neden yedin?' diyerek sinirlendi. Vurdu kadının her bir yanına... Kadın yatağa düştü, çocuğu ölü doğdu. . " diyor Nazım Hikmet. Kitabın İsmi Memleketimden İnsan Manzaraları ve bizim ülkemizi o kadar güzel anlatıyor ki.

O kadar çok can sıkıcı hikâye vardı ki kitapta; bilmeyen, yaşamayan "işin gücün milletimizi kötülemek, düşmanlık etmek. . " der. Abartı olduğunu düşünür. Ama incelemeye başlarken yazdığım olaya bizzat şahit oldum ben.
Adam bir kilo domates aldı, kadın menemen yapıp götürdü tarlaya, yedirdi kocasına. Kaynana dedi; Karın aşermis yemiş domatesi. Adam o kadar meyilli ki kadını dövmeye, söylemez zıkkım olasıca domatesi kendisinin yediğini. Vurur kadının kalçasına tekmeyi; sırf anası 'helal olsun oğlum' desin diye.
Kadın dokuz gün yatalak kaldı, adamın amca oğlu geldi gördü kadını yatakta. 'Bu fukaraya ne olmuş?' dedi. Adam böbürlendi 'ben vurdum' dedi, amcaoğlu aldı kadını Erzurum'a götürdü, doktorlar baktı; kopmuş kadının ciğerleri, kokmuş içi, tembihledi amcaoğlu 'bana kocam vurdu dersen içeri atarlar kocanı, çocuklarla bir başına kalırsın' dedi, doktor dedi 'ne oldu sana? ' kadın dedi ' doktor amca; koç vurdu bana. . '
Dört kardeş yetiştirme yurdunda büyüdüler.

Bir kilo domates; bir kadının ve dört çocuğun hayatına bedel biçildi. Bir kadın ve dört çocuk; bir kilo domates edemedi.

Bu hikâyeyi anlattım çünkü hiç kimsenin bu kitabı alelade bir seyir defteri olarak okumasını istemedim. Bu bir kurgu değildir;

'dır. Peki Şimdi ben bu kitabın etkisinden nasıl çıkacağım. . ?




MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALI
Haydarpaşa garıyla başlayan bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?
Türü de bir hayli Nazım Hikmet’e özgü olan bu kitap tam anlamıyla bir başyapıt. Nazım’a olan büyük tutkum ile tanıştığım bu kitabın giriş kısmını sahneleyebilmiş olmak, Nazım’la sahnede bütünleşebilmek… Benim gibi birisi için tarifi zor duygulardan bir tanesi. Haydi gelin kitaba bir göz atalım.
Nazım mektuplarında bu kitabından bahsederken şöyle demiş “İstiyorum ki okuyucu 12.000 mısra bittikten sonra vıcık vıcık insan kaynaşan bir mahşerden geçmiş olsun.” İşte böyle bir kitapla birlikteyiz. Kitabın içerisinde bir Türkiye panoraması sizlerle birlikte olacak ve okurken büyük bir insan mahşerine tanık olacaksınız.
Bu kitabı incelemeden önce okumuş olduğum “Piraye’ye Mektuplar” kitabında birçok mektupta bu kitabın mutfakta pişerken halini birinci ağızdan görebiliyoruz.
Nazım bu kitabı gönlünden taşırıp şiirlere sığdıramadığı Piraye’sine ithafen yazmıştı fakat yayınlandığını göremeden bu yaşanası dünyaya veda etti hem de vasiyetim şiirinde bahsini ettiği Anadolu’da bir köy mezarlığından çok uzaklarda.
Çok sevdiğim bu eser hakkında diyebileceğim tek şey dünün bugüne ne kadar yakın olduğunu, işçi sınıfından burjuvaya kadar tabiri caizse harika bir ressamın çizdiği en güzel portre olarak tanımlayabilirim.




"Memleketimden İnsan Manzaraları" benzersiz bir eserdir zira Nazım Hikmet, kitap boyunca insanların yaşamlarına ve toplumsal dinamiklere dair derin bir bakış sunar. Eser, içinde barındırdığı zengin karakterlerle adeta bir panoramik resim çizer; varsıl-yoksul, güçlü-güçsüz gibi zıtlıkları bir araya getirerek insanlık durumunu geniş bir perspektiften ele alır.

Bu kitap, içeriğindeki siyasi ve ekonomik konulara bakıldığında kitabın 1940-1945 döneminde yazıldığı anlaşılmaktadır; ancak, meşrutiyet, Birinci Dünya Savaşı (özellikle Çanakkale Savaşı) ve Kurtuluş Savaşı da anlatılır.Eserin kurgusal yapısı, okuru karakterlerin hikayelerinin içine çekerek onları her birinin dünyasında dolaştırır. Bu da okuyucuya, her bir karakterin zenginliği ve derinliği hakkında fikir edinme şansı verir.

Kitap, sonuca bağlanmayan bir şekilde noktalanır ve adeta bir kesitte kesilmiş gibi hissettirir. Bu da okuyucuya, insanın hayatındaki belirsizlikler ve hikayelerin devamının aslında bizim yorumumuza bağlı olduğunu hatırlatır.

Son olarak, eser sadece bir kitap değil, sahnelenmiş tiyatro oyunlarıyla da hayat bulmuş ve edebiyatımızın temel eserleri arasında özel bir yer edinmiştir. Bu da onun, sadece yazılı metinlerde değil, sahnede de etkileyici bir şekilde varlığını sürdürdüğünü gösterir.

Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen "100 Temel Eser" arasında yer almıştır.




Nazım Hikmet okumak aslında memleketi okumak, taşını, toprağını, insanını okumak demek.. O yüzden ayrı bir heyecan ayrı bir tutkudur.
Memleketimden İnsan Manzaraları kitabı bu anlamda farklı 5 kitaptan oluşmuş olup sadece şiir kitabı demek kitaba haksızlık olacaktır. Kitap içinde hayata dair her şeyi barındırmaktadır.
Birinci Kitapla, 1941 yılında Haydarpaşa Garında bir posta trenin yolcuları dönemin yaşanmış eserleri işçiler, köylüler, emekçiler, tutukluları çok güzel çok doğal şekilde anlatmış şiirler bizlere..
İkinci Kitapla ilk kitabından bir zümre üst sınıf olan Zenginler, siyasetçiler, kentliler ve tanınmış kişilerin yataklı bir trendeki yolculuklarını anlatmıştır.
Üçüncü Kitapla mahkum Hilmi'nin hikayesini okuyacaksınız. Hilmi'nin hapishanede yaşadıkları üzerinden çeşitli insan manzaraları anlatılmaktadır.
Dördüncü Kitapla, Nazım Hikmet 'in ruhunu ve davası nı
okuyacaksınız.. vatanseverliğini , millet sevgisini, haksızlığa başkaldırışını, ağalık düzeniyle ezilen köylü halkların derdini sıkıntısını dile getirdiğini okuyacaksınız..
Beşinci Kitapla masumane sevgiyi, aşkı ve özlemi hissedeceksiniz satır aralarında ve Nazım Hikmet ekmek parası için gurbette bulunan Halil'in karısı Ayşe'ye olan özlemini çok güzel anlatmış kelimelerle..

Bu şiirler memleketimin yüreği acılı, elleri nasırlı ve temiz kalpli insanlarını göreceksiniz tek tek , okudukça kelimeleri memleketimin insan manzaraları resmedilecek kafanızda..

İyi okumalar...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: