Mehmet Rauf En Beğenilen Sözleri
1. "Sana karşı ne olduğunu anlayamadığım bir kırgınlığım vardı."
- Uzaktan
2. "“Anlaşılmamak da öyle bir işkence ki…”"
- Ferdâ-yı Garâm
3. "“İyilikten kim anlamış!”"
- Eylül
4. "“Bütün kabahat daima aynı hayatı sürdürmekte…”"
- Eylül
5. "Bir erkeğin güzelliği zekâsından ibarettir."
- Genç Kız Kalbi
6. ""Fakat yaşamak için insana hayat lazımdır, hayal değil...""
- Genç Kız Kalbi
7. "“Birini sevdikleri halde bildiremeyenler ne zavallı şeylerdir…”"
- Ferdâ-yı Garâm
8. "“İnsana kuru hayalden iyi arkadaş mı olur?”"
- Eylül
9. "“Göz önünde bulunmayan daima ihmal edilmez mi?”"
- Ferdâ-yı Garâm
10. "İşte ben ... Ne istediğim vakit sokağa çıkabilirim, ne istediğim şeyi yapabilirim, ne istediğim yere gidebilirim ... Çünkü kadınım."
- Genç Kız Kalbi
11. "Gülüyorum gülüyorum, sonra ani bir aksi tesirle harap ve bitkin, ağlamak istiyorum."
- Genç Kız Kalbi
12. ""...sadece bir mazi olmuş olduğunu hissettiren bir üzüntü ve hasret ayı.""
- Eylül
13. "Sevmek için en evvel lazım olan şey ruhların yakınlığıdır"
- Genç Kız Kalbi
14. "Yaşamda o denli kötülük gördüm ki, kimden olursa olsun, iyilik beklemiyorum."
- Böğürtlen
15. ""Nedir bu insanın içten içe çürüyüşü...""
- Eylül
16. ""Ah bu eksiklik duygusu..
İnsan değilim sanki bir denklemim.""
- Eylül
17. ""İnsan eminim zannettiği şeylerde o kadar yanılır ki...""
- Eylül
18. ""Layık olan mutlu olur yahut Goethe'nin dediği gibi, layık olan kazanır ve kazanamayan layık değildir.""
- Eylül
19. ""Aşk, eski zamanda idi.""
- Eski Aşk Geceleri
20. ""Yüreğinizdeki sevgiyi israf ediyorsunuz.""
- Eylül
21. ""İnsan eminim sandığı şeylerde o kadar çok yanılır ki!""
- Eylül
22. "Acaba kalbi var mıydı?
Şüpheli."
- Bir Aşkın Tarihi
23. "Ah, bu dünyada herkes kendini, sadece kendini, hatta başkalarının zararına olarak kendini mi düşünürdü?"
- Eylül
24. ""Çünkü, yaşamak için hayat gereklidir.. Hayal değil...""
- Genç Kız Kalbi
25. ""Hem sizden mi korkacağım? Kendi evimde niçin susayım? İstemeyen defolsun.""
- Eylül
26. ""Ah, insanlar niçin böyle kötü olmuşlar? İyilik arzusuyla beraber bu kötülüğün ne lüzumu vardı?""
- Eylül
27. "Evet, her şey çürüyor, her şey...
İnsanlar çürümeyecekler mi?"
- Eylül
28. "Bir erkeğin güzelliği zekasından ibarettir."
- Genç Kız Kalbi
29. ""Aşk mı? Aman ne söylüyorsunuz Şekip Beyefendi? Bu o kadar kolay bir şey mi? Hele bizim memlekette!""
- Eski Aşk Geceleri
30. ""Ama nasıl yaşıyorlar yarabbim. Sevmeden, sevilmeden nasıl yaşanıyor?""
- Eylül
31. "İnsanlığı aydınlatacak önemli bir keşifte bulunan bir milleti yüz büyük savaş kazanmış bir millete bin kere tercih ederim."
- Genç Kız Kalbi
32. "Eylül, ah işte eylül! Ne yapılsa nafile… Bak, her şey bitti."
- Eylül
33. ""Dün beraber gezdikleri yerden bugün yalnız geçtiğini anlattı.""
- Eylül
34. "İnsan eminim zannettiği şeylerde o kadar çok yanılır ki…."
- Eylül
35. "”Herkes samimiyetini bir başka zamana saklıyormuş gibi.”"
- Eylül
36. "“İnsan eminim zannettiği şeylerde o kadar yanılır ki…”"
- Eylül
37. "Ah insanlar, şu insan kalbi... Yüz bin manalı bir muamma..."
- Eylül
38. "“ Herkes samimiyetini başka bir zamana saklıyormuş gibi... “"
- Eylül
39. "Eylül! Öyle bir ay ki , geçen her güzel günü için ona minnettar olmak gerekir ; içine bir kaç günlük kış hücumundan acı düştüğü için, o güzel havaların, sürekli yazın artık nasıl geçmiş , yalnızca bir mazi olmuş olduğunu hissettiren bir esef ve özlem ayıdır."
- Eylül
40. "Yüreğinizdeki sevgiyi israf ediyorsunuz."
- Eylül
41. ""İnsan gariptir, nasıl birbirine alışıyor.""
- Eylül
42. "Sevmek için en evvel lazım olan şey ruhların yakınlığıdır."
- Genç Kız Kalbi
43. "Bu büsbütün başka bir aşk... Onu, ele geçiremeyeceği, sahiplenemeyeceği için seviyordu, bakışı için, gülümseyişi için..."
- Eylül
44. "“Layık olan mutlu olur, yahut!) Goethe’nin dediği gibi, layık olan kazanır ve kazanamayan layık değildir."
- Eylül
45. "Sende birşey var , öyle bir şey ki hiçbirinde rast gelmiyorum...Öyle bir şey var ki, bütün endişelerim senin yanında yok oluyor."
- Eylül
46. "Ölecek derecede sıkılıyorum."
- Eylül
47. "Kalabalık içinde yalnız yaşamak, kalabalık içinde gezip beraber bir köşeye kaçmak, işte asıl zevk budur. İnsan kalpleri, birbirine bağlılığın ne demek olduğunu o zaman anlar."
- Eylül
48. "Suç olarak gördüğü şeyi kendisinde hak olarak görüyordu."
- Eylül
49. ""Erkekler var ki olmasalar iyi olmazdı, fakat kadınlar var ki olmasalar hiçbir şey olmazdı.""
- Eylül
50. "" Müzik kadar etkili hiçbir şey yoktur. ""
- Eylül
51. "Birbirlerini ve kendilerini yorgun olmakla aldatarak üzüntülerini gizlerlerdi."
- Eylül
52. ""Ah bu müzik onu ne kadar, ne kadar öldürüyordu.""
- Eylül
53. "Bu bakış dünyada böyle bakışlar da var....Sadece bana ait böyle bir bakış sadece bana yönelen bir yüz."
- Eylül
54. "Arzumu itip kalbimi takip ettim, sana geldim."
- Uzaktan
55. "'..Unutmuş ve unutulmuştu, değil mi?'"
- Eylül
56. "Bir gün kendisinin de ölme ihtimalini , dünyada üç saniyelik bir misafir olduğunu , bu misafirliğin böyle dertli ve acı şeylerle berbat edilmesinin ne kadar yazık ve zahmete değmez sıkıntıları bulunduğunu düşündü..."
- Eylül
57. "Ben seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum…."
- Eylül
58. "Onu görmemiş sevmemiş olsaydı .,hayatın ,mutluluğun ne olduğunu bilmemiş olacağını görüyordu."
- Eylül
59. "Kaderimizi biz mi çizeriz yoksa
çevremizdekiler mi?"
- Eylül
60. "''Aşk, eski zamandaydı!'"
- Eski Aşk Geceleri
61. "Yani hayale, yani şiire, yani aşka aşıktım. Aşkı evrenle hayatın tek varlık sebebi sayacak kadar deli bir aşık.."
- Eski Aşk Geceleri
62. ""Ah insanlar! Şu insan kalbi!... Yüz bin manalı bir muamma...
İçinden çıkmak mümkün değil...""
- Eylül
63. ".
"..İnsan eminim sandığı şeylerde o kadar çok
yanılır ki!.."
."
- Eylül
64. "Ya da kaderin önüne geçilemez mi?"
- Eylül
65. "“Elkâsib habîbullâh' *Allah'ın sevdiği kişi kazanır."
- Eski Aşk Geceleri
66. "“İşte bunun içindir. Kalbi olanlar, benliklerine egemen olamayıp kendilerini bağlanmaktan alıkoymazlar.”"
- Eski Aşk Geceleri
67. "Hiçbir bağını hatırlamıyordu ki kendisine acı bir pişmanlık, tedavisi imkansız yaralar vermeden geçmiş olsun."
- Ferdâ-yı Garâm
68. ""Herkes, samimiyetini başka bir zamana saklıyormuş gibi...""
- Eylül
69. "“Bütün dünyayı, bütün yaşamı bir tek varlığın tek bir bakışı için vermek yeteneği..Bu özveriyi , bu gücü bulmak mutluluğu."
- Eski Aşk Geceleri
70. "Ben seni ne kadar sevdiğimi, başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum. Sende bir şey var, öyle bir şey ki, hiçbirinde rastlamıyorum..."
- Eylül
71. ""İnsan mutlu olduktan, sevdikten, sevildikten sonra her şey boştu.""
- Eylül
72. "..Aşk , her yerde aynı şeydir. Yani hem kolay , hem güçtür.Memlekete göre değil, kişiye göre değişir.."
- Eski Aşk Geceleri
73. "“Aslında bir insan, kadın olsun erkek olsun, kesinlikle aşk için doğmalıdır. ”"
- Eski Aşk Geceleri
74. ""...ölecek derecede bunalıyorum...""
- Eylül
75. ""Bütün kabahat, daima aynı hayatı sürdürmekte..""
- Eylül
76. "Kadın yüreği, gizi bilinmez bir kilitle korunur."
- Eski Aşk Geceleri
77. "… alçak gönüllülük , büyüklüğün en parlak belirtisidir.Küçükler ne denli iddacı olursa, büyükler de o denli alçak gönüllüdür.Kendine bir değer vermek , cahilliğin hiçliğin en açık işareti olduğu gibi…Gerçek büyük, büyük görünmeye gerek duymaz."
- Eski Aşk Geceleri
78. "“Şu bize göre zayıf görünen kadınlar hayatın en zor zamanlarında ne kadar dayanıklı olabiliyorlar Allah`ım!”"
- Define - Kan Damlası
79. "Allah insanı sizin elinize düşürmesin, hele dilinize hiç!"
- Eylül
80. ""Üstelik nasıl aldanarak seviliyorum zannetmişti ve ilk fırsatta bunun nasıl gülünç olduğunu ne üzücü bir şekilde anlamış, ne acı, ne değersizce, ne kadar küçük düşürülerek anlamıştı...""
- Eylül
81. "Bugün aşk, artık sokağa fırladı, caddeleri kapladı..Gözümüzün önünde çekinmeden , sıkılmadan yayılıyor , sanki sahnede oynar gibi."
- Eski Aşk Geceleri
82. "“İnsan samimiyetine inanmıyorum,”"
- Böğürtlen
83. "Rüzgâra , gölgeye , buluta , dalgaya bile aşık oluruz.Yani bir aşk tutsaklığı içinde yaşarız."
- Eski Aşk Geceleri
84. ""Halbuki herkes aldanmıyor mu?""
- Eylül
85. "“Zira sen gerçekten beni öldürdün Suat… Sana benim nasıl inandığımı, benim için ne büyük bir kuvvet, nasıl bir hayat olduğunu bilmiş olsaydın…”"
- Eylül
86. "Bazı kadınlar vardır, yalnız bir şarkıdırlar, ötekiler de bir beste. Bunlar bir peşrev, ötekiler semaidirler. Sonra öyleleri de vardır ki , ilk satırından son uyumuna denk bütün ayrıntıları , bütün öğeleri tam bir müzik faslıdırlar."
- Eski Aşk Geceleri
87. ".
"..AL, S E N İ N İ M Beni Ne Yaparsan Yap!.."
."
- Eylül
88. "Norveçli Sair Henrik ibsen, eserlerinin bir
yerinde pek derin bir söz söyler:Güzel… “der” Güzel belirsiz ve uzak bir şeydir.”"
- Eski Aşk Geceleri
89. "Öyle bir yer olmalı ki insan kalabalıkta yaşamalı fakat içine girmeden."
- Eylül
90. "" Ölümden başka hiçbir şey gerçek,
Hiçbir şey sonsuz değildi. ""
- Eylül
91. "Çünkü insanım ;
İnsanlık taştan yaratılmış olmamak ."
- Eylül
92. "ben seni ne kadar sevdiğimi,başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum…
sen de bir şey var,öyle bir şey ki,hiçbirinde rast gelmiyorum"
- Eylül
93. ""Sadece söyleyeyim ki ölecek derecede bunalıyorum.""
- Eylül
94. "Ben, seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum."
- Eylül
95. "“Nasıl bilmiyordu ki, Pervin böyle şeylere izin vermez ve nasıl bilmiyordu ki, Pervin için aşk ne kadar aziz ve vazgeçilmez olursa olsun, gurur daha kutsal ve önemlidir.”"
- Genç Kız Kalbi
96. "Beni seveceğine söz ver... Beni, yalnız beni... Söz ver, bari kalbin benim olsun, beni hiç unutma..."
- Eylül
97. "“Çünkü yaşamak için hayat lazımdır, hayal değil..""
- Genç Kız Kalbi
98. "Bütün kabahat, daima aynı hayatı sürdürmekte…"
- Eylül
99. ""İnsan eminim zannettiği şeylerde o kadar yanılır ki...""
- Eylül
100. "Merhamet ne uzak… Şefkat ne beyhude… İnsaniyet ne boş…"
- Define
101. "İnsan eminim dediği şeyler de o kadar çok yanılır ki..."
- Eylül
102. ""Bir kadın mutlu etmek isterse, severse her şeyi yapar.""
- Eylül
103. ""Bana hayatı sen sevdirdin.""
- Eylül
104. "" Her gün ölüyordu yavaşça, usulca...""
- Eylül
105. "Susmak ne iyi şeydir."
- Eylül
106. "Dünya gailesi insanda akıl mı bırakıyor."
- Define
107. ""Evet, her şey çürüyor, her şey... İnsanlar da çürümeyecekler mi?""
- Eylül
108. ""Yüreğinizdeki sevgiyi israf ediyorsunuz.""
- Eylül
109. ""Ah, insanlar niçin böyle kötü olmuşlar? İyilik arzusuyla beraber bu kötülüğün ne lüzumu vardı?""
- Eylül
110. ""Gülüyorum gülüyorum, sonra ani bir aksi tesirle harap ve bitkin, ağlamak istiyorum..""
- Genç Kız Kalbi
111. ""Hayat; bu çetin, karışık kudret ve bütün heybetine rağmen tesadüf denilen oyuncakların elinde ne aciz, ne güçsüz vaziyettedir.""
- Define - Kan Damlası
112. ""Zaten ben hiçbir şeyden memnum olmamak kaderiyle doğmuş değil miyim?""
- Eylül
113. "Namus herkesin söylediği fakat kimsenin rast gelmediği bir nevi kuş olmalı."
- Eylül
114. "“Zaten bütün kusurumuz saadet elimizdeyken kadrini bilmemekten başka nedir?”"
- Uzaktan
115. "Yüreğinizdeki sevgiyi israf ediyorsunuz..."
- Eylül
116. ""Dalından değil, canından koparılmış, ruhundan koparılmış...""
- Eylül
117. ""Eylül, esef ve özlem ayıdır.""
- Eylül
118. "Acaba kötülük de iyilik de bulaşıcı mıdır?"
- Eylül
119. "Sende bir şey var, öyle bir şey ki hiçbirinde rastgelmiyorum."
- Eylül
120. "bende hâlâ kanayan yaralar var."
- Ferdâ-yı Garâm
121. "Kalabalık içinde yalnız yaşamak..."
- Eylül
122. "Yaşam tüm karmaşıklığına karşın çok büyük bir güçtür. Ancak yaşayanlar olarak bizler rastlantıların oyuncağıdan başka bir şey değiliz."
- Define
123. "Nedir bu insanlardaki, varlığımızın derinliklerinde kokuşmuşluk, bu çamur, bu fırtına..."
- Eylül
124. "“Okudukça deli oluyorum…”"
- Siyah İnciler
125. "❝
Onun başka işi yok ki... Hep kadın peşinde...
❞"
- Eylül
126. ""Şimdi ruhunda, vücudunda sükûna ve ümide ihtiyaç vardı.""
- Eylül
127. "Ziyan edilmiş hayat! Evet, işte hep buydu."
- Uzaktan
128. "“Ah bu eksiklik duygusu. İnsan değilim, sanki bir denklemim...”"
- Eylül
129. "Zaten hayatımız tamamen zannetmekten ibaret değil midir? Dünyada ne hakkında emin olabiliriz? Kendimizi sağlıklı zannederiz, bir gün, senelerden beri müthiş bir illete tutulduğumuzu öğreniriz. Mesuduz zannederiz, saadetimizin rüya olduğunu, aldandığımızı öğreniriz. Geleceğimizi güvende zannederiz, o anda mahvoluruz, harap oluruz... Dostlarımızı sadık zannederiz... Velhasıl hep zannederiz, sadece zannederiz... Zaten bütün insanların hayatı yalnızca zannetmek üzerine kurulmuş değil midir? İnsanların asırlarca devam eden zanlarla neler çektiğini tarih bize ispat etmez mi?"
- Bir Aşkın Tarihi
130. "Nedir bu insanın içten içe çürüyüşü."
- Eylül
131. "¶
Ölüm olmasaydı dünya ne müthiş bir cehennem olurdu.
¶"
- Eylül
132. "“Nedir bu insanın içten içe çürüyüşü?”"
- Eylül
133. "İnsanın hayatını; saflığı ve temizliği için feda edebileceği bir kadını bulmasının ne kadar güç olduğunu düşündükçe kalbi ağlayacak kadar derin bir acıyla sızlıyordu."
- Eylül
134. "Ölecek derecede bunalıyorum."
- Eylül
135. "Yani her şeyde hayal kıran bir biçimsizlik, bir küçüklük var."
- Genç Kız Kalbi
136. ""Nedir bu insanın içten içe çürüyüşü...""
- Eylül
137. ""Yokluktan başka hiçbir şey hakiki, hiçbir şey sonsuz değildi.""
- Eylül
138. ""Acaba onun ruhunda benim zerre kadar yerim var mı?""
- Genç Kız Kalbi
139. "Her gelişinde umutla geliyor, gelir gelmez kaçmaktan başka bir şey istemeyerek kaçmayı bir kurtuluş gibi görüyor ve bir daha gelmemek yeminiyle çıkınca yine özlemle yanıyordu."
- Eylül
140. "Bir erkeğin güzelliği zekasından ibarettir."
- Genç Kız Kalbi
141. "Mümkün olmayan şeyi istemek, bile bile reddedilmektir…"
- Eylül
142. "Şimdi bana öyle geliyor ki, ben dünyada senden başka hangi kadını alsaydım, hiçbiriyle senin gibi olamayacaktım; senin gibi böyle içten, ruhuma kadar, böyle canıma kadar içten..."
- Eylül
143. "Herkes samimiyetini başka zamana saklıyormuş gibi..."
- Eylül
144. "Ah insanlar, şu insan kalbi...
Yüz bin manalı bir muamma..."
- Eylül
145. "Ah bu dünyada herkes kendini, yalnız kendini, hatta başkalarının zararına olarak kendini mi düşünürdü?"
- Eylül
146. "Zira görüyor musunuz, anlaşılmamak da öyle bir işkence ki..."
- Ferdâ-yı Garâm
147. "Şu bize zayıf görünen kadınlar hayatın en zor zamanlarında ne kadar dayanıklı olabiliyor Allah'ım."
- Eylül
148. "Allah insanı sizin elinize düşürmesin, hele dilinize hiç!"
- Eylül
149. "İş bu kadar kolay olsaydı sonunda kazanmanın hiçbir kıymetinin kalmayacağını düşündüm."
- Define
150. "İnsan servet kadar hiçbir şeye çabuk alışamazmış!"
- Define
151. "Hiçbir zaman, hiçbir kitap bir kalbi benim bu kitapta olduğum kadar coşturmamıştır…"
- Genç Kız Kalbi
152. "Kar yağarken gezmek kadar keyifli bir şey olur muydu?"
- Eylül
153. "İnsana kuru hayalden iyi arkadaş mı olur?"
- Eylül
154. "Ah, bu dünyada herkes kendini, sadece kendini, hatta başkalarının zararına olarak kendini mi düşünürdü?"
- Eylül
155. "Karanlık ruhuma bakıp da benim bile korktuğum anlar oluyor. Öyle anlayamadığım hâllerim var ki, hiç aklınıza, hayalinize gelmez..."
- Ferdâ-yı Garâm
156. ""Erkekler mi olmasaydı kadınların hâli kötü olurdu yoksa kadınlar olmasa erkeklerin hâli mi yaman olurdu?""
- Eylül
157. ""Ah, bu aşk nasıl birkaç saniyelik mutlulukları uzun acılar, zalim pişmanlıklarla param parça ediyor.""
- Eylül
158. "Hayat ne garip ve dünya ne acayip şeydir!"
- Define
159. "Dünyada muhitine yabancı olmak kadar katlanılmaz bir felaket yoktur sanırım."
- Genç Kız Kalbi
160. "'Fakat benim ruhumun, benim zavallı ruhumun baharı gelmiyor.'"
- Siyah İnciler
161. "İnsan garip bir mahluk… bir saat evvel düşüncesi aklını yakıp kavuran korkunç olaylar, bir saat sonra daha feci şartlar içinde gerçekleşip başına geliyor."
- Define
162. "" Evet, evet, öyle bir yer olmalı ki, insan kalabalıkta yaşamalı fakat içine girmeden...""
- Eylül
163. "Kalabalık içinde yalnız yaşamak, kalabalık içinde gezip, birlikte bir köşeye kaçmak; işte asıl zevk budur. İnsan kalbi, birbirine bağlılığın ne demek olduğunu işte o zaman anlar."
- Eylül
164. "Acı, mutsuz bir düş olmuştu, değil mi?"
- Eylül
165. "Öyle bir şey ki, işte bütün endişelerim senin yanında yok oluyor."
- Eylül
166. "Bana gösterdiğiniz insaniyet size karşı o kadar derin bir minnet oluşturdu ki nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum."
- Define
167. ""Dost olarak ayrılalım , seve seve ayrılmak da bir saadettir."
."
- Uzaktan
168. "Ah,
çünkü insanım.
İnsanlık,
taştan yaratılmış olmamak..."
- Eylül
169. ""Herkes, samimiyetini başka bir zamana saklıyormuş gibi...""
- Eylül
170. "Fakat bu kadar çirkin bir kadının kendini bir şey zannederek
böyle süslenmesine insan kızmaz da ne yapar?"
- Genç Kız Kalbi
171. "Evet, düşünmüyorlar ki ben yakışıklı, parlak erkek değil, yalnız beni anlayacak, hassas, ince bir kalp sahibi bir erkek istiyorum; bilmiyorlar ki benim aradığım, istediğim servet ve güzellik değil, yalnız, yalnız ruhtur."
- Genç Kız Kalbi
172. "Şu bize nispeten zayıf görünen kadınlar, hayatın en güçlü zamanlarında ne kadar metanet gösteriyorlar."
- Define
173. "Bu korkunç gecenin korkunç saatleri böyle binbir gelgit arasında sürüklenip sabah olacak, yokluğa mahkum mu kalacağım?"
- Define
174. "Eylülden daha ne beklenir. Eylül malum ya hüzün ve matem ayıdır."
- Eylül
175. "“Ah, ne yazıktır ki hayatımın bir kıymeti yoktur, ne yazıktır ki ben sana lâyık değilim!”"
- Siyah İnciler
176. "Bende hâlâ kanayan yaralar var."
- Ferdâ-yı Garâm
177. "O kadar senin içinde yaşadığım, ümit ettiğim ve acı çektiğim bu şehir, şimdi bana sihirler saçan bir görüntü arkasında ışıklarla dolu ve yıldızlanmış görünüyordu."
- Define
178. ""Öyle bir şey ki işte bütün endişelerim senin yanında yok oluyor.""
- Eylül
179. "Herkes, samimiyetini başka bir zamana saklıyormuş gibi..."
- Eylül
180. ""Sevebileceğiniz birine öyle kolayca rastlayamazsınız"."
- Eylül
181. ""Bir gün kendisinin de ölme ihtimalini...Dünyada üç saniyelik bir misafir olduğunu, bu misfirliğin böyle dertli ve acı şeylerle berbat edilmesinin ne kadar yazık ve zahmete değmez sıkıntıları bulunduğunu düşündü...""
- Eylül
182. ""O sadece bir esir, ruhunun esiriydi, ihtiyacının esiri, fikrinin cazibesinin esiriydi.""
- Eylül
183. "“Ee. Sonbahar bu. Artık bu kadar güzellik ve sıcaklık verdikten sonra Eylülden daha ne beklenir. Eylül malum ya, hüzün ve matem ayıdır.. Ne renk, ne koku. İşte yapraklar ölüyor, rüzgâr insafsız, yağmur inatçı. Evet, her şey çürüyor. İnsanlar da çürümeyecekler mi...”"
- Eylül
184. "Ah, hayatın bu kadar fedakârlığa değecek nesi ve ne mükâfatı vardı?"
- Eylül
185. ""İnsan eminim zannettiği şeylerde o kadar yanılır ki...""
- Eylül
186. "Kadın olmayınca bir erkek hayatının ne verimsiz, ne yağmursuz, ne çorak bir siyah çöl olduğunu bilseniz..."
- Eylül
187. "" İşte hayatımız." dedi. " Yemin ederim ki hiç bu kadar mesud olduğumu bilmiyorum.""
- Eylül
188. "...aradığını bulamamak, nefret ettiği şeylere rast gelmek, umulmadık yeni kederlerle yaralanmak..."
- Ferdâ-yı Garâm
189. ""İnsan mesut olduktan, sevdikten, sevildikten sonra her şey boştu.""
- Eylül
190. "Biliyor musunuz, biliyor musunuz hayattan nefretime başlıca sebep yine aşktır."
- Ferdâ-yı Garâm
191. "“O kadar zaman ben bu adamı tanımayarak yaşamışım, hem de son derece yakın bir hayatla…”"
- Eylül
192. "~
!
...
~"
- Genç Kız Kalbi
193. ""Parasız insanlar... Parasız insan, insan sayılmıyor. Oysa, parayı kazanmak için insanlıktan ne kadar vermek gerek, değil mi? Bütün namus, soyluluk, onur, hep paraya veriliyor.""
- Böğürtlen
194. "Öyle bir yer olmalı ki insan kalabalıkta yaşamalı, fakat içine girmeden..."
- Eylül
195. "Onun başka işi yok ki... Hep kadın peşinde!"
- Eylül
196. ""Yüreğinizdeki sevgiyi israf ediyorsunuz.""
- Eylül
197. "“Bilmem ki kimin intikamını kimden almak isterim?”"
- Siyah İnciler
198. "“Şimdi farz et ki Boğaziçi’nde, ya da mesela Adalar’dayız... Deniz yok mu deniz? En sıcak havalarda bile insana can verir. Serin... mavi... hoş... Hâlbuki burada poyraz çıkacak diye ta saat sekizi, dokuzu beklemeli... Duman, duman... Külhan gibi... Sonra manzaranın sınırlı olması, monotonluğu... Düşün Suad: Bir sandalımız olurdu. Sabahları erken, ya da akşamları geç vakit sen şemsiyeni kapardın, ben küreklere sarılırdım... Mehtap olsun olmasın, oranın geceleri ne güzeldir...”"
- Eylül
199. ""Ben seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum. Bazen rast gelip hatta senden güzel bulduğum kadınlara bakıyorum da kendi kendime hiçbirisini senin kadar, senin gibi sevemeyeceğime yemin ediyorum.""
- Eylül
200. "Herkes içtenliğini bir başka zamana saklıyormuş gibi..."
- Eylül
201. "Nedir bu insanlıktaki, varlığımızın derinliğindeki tufan, bu çamur, bu fırtına..."
- Eylül
202. ""
... Herkesin söylediği, fakat
kimsenin rastgelmediği bir tür kuş olmalı...""
- Eylül
203. "Adam sen de! Bunlar hep hülya!"
- Eylül
204. "Kalabalık içinde yalnız yaşamak, kalabalık içinde gezip beraber bir köşeye kaçmak, işte asıl zevk budur. İnsan kalpleri, birbirine bağlılığın ne demek olduğunu o zaman anlar. Ben seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum."
- Eylül
205. "Ben seni ne kadar sevdiğimi
gördüğüm zaman anlıyorum."
- Eylül
206. "Öyleyse elveda, elveda sana ey kalbimi ilk defa heyecan ve şiirle titretmiş olan masum aşk! Elveda… Elveda…"
- Genç Kız Kalbi
207. "Susmak ne iyi şeydir' dedi."
- Eylül
208. "İnsan mesut olduktan, sevdikten, sevildikten sonra her şey boştu."
- Eylül
209. ""Ah insanlar, şu insan kalbi... Yüz bin manalı muamma... İçinden çıkmak mümkün değil...”"
- Eylül
210. "İnsan eminim sandığı şeylerde o kadar çok yanılır ki..."
- Eylül
211. ""Kimse kimseyi anlamıyor, bilmiyor.. Herkes, her şey ve herkes hakkında, kendi düşüncelerine, bilgilerine göre anlam veriyor.""
- Böğürtlen
212. "“...bütün endişelerim senin yanında mahvoluyor.Ruhuma bir şifa bir dinginlik geliyor.”"
- Eylül
213. "Biz papaz değiliz ki, bu manastırda yaşayalım."
- Eylül
214. "Bahtiyar ve kirli olacağıma, mutsuz ve temiz olmayı tercih ederim."
- Genç Kız Kalbi
215. "Kalabalık içinde yalnız yaşamak, kalabalık içinde geçip bir köşeye kaçmak, işte asıl zevk budur. İnsan kalpleri, birbirine bağlılığın ne demek olduğunu o zaman anlar. Ben seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum"
- Eylül
216. "severek ayrılmak da bir saadettir."
- Uzaktan
217. "Ah bu aşk ne acı bir yaraymış, ne uğursuz şeymiş!"
- Eylül
218. ""Ah insanlar, şu insan kalbi...Yüz bin manalı bir muamma..İçinden çıkmak mümkün değil...""
- Eylül
219. "Sevmek için en evvel lazım olan şey ruhların yakınlığıdır."
- Genç Kız Kalbi
220. "Sevmek, bir hastalık gibi geldikten ve sizi eline geçirip kahrettikten sonra anlaşılan, o zaman görülüp incelenen bir durum olmalı idi. Kim bilir..."
- Eylül
221. "Ve sen hâlâ taş gibi, hâlâ kalpsizsin…"
- Eylül
222. ""Şehrin harıltısı içinde yaşadıkça insana biraz sessizlik, biraz kır, bir iki kuş sesi pek hoş geliyor...""
- Eylül
223. ""Ve bunu düşünür düşünmez her zamanki gibi ta ciğerinden bir şey sızlayarak gözlerini yaşlarla doldurdu.""
- Eylül
224. "“…niçin ayrıldım, nasıl ayrılabildim ve şimdi nasıl ayrı durabiliyorum… Bunu anlamıyorum.”"
- Siyah İnciler
225. "İnsan eminim zannettiği şeylerde o kadar yanılır ki…"
- Eylül
226. "Bazı insanlar, daima kaybederler, bazıları bazen kazanır, bazen kaybeder; bazıları ezeli bir lütufla her zaman kazanırlar."
- Böğürtlen
227. "Kar yağarken gezmek kadar keyifli bir şey olur muydu?"
- Eylül
228. ""Aşk daima böyledir! Evvela kuzu gibi, sonra hırçın...
."
- Uzaktan
229. "Çok sevdiği kadın için bir şey yapamamak onu harap etti.
O rahat olsun.
O mutlu olsun da, ben uzaklarda olayım."
- Eylül
230. "Fakat yaşamak için insana hayat lazımdır, hayal değil."
- Genç Kız Kalbi
231. ""Evlenmek şimdi ona büyük bir saadet gibi geliyordu; fakat aldanmak, yanılmak zihnini korkutuyordu...""
- Eylül
232. "“Delila; Eski Ahit’te serüvenleri anlatılan savaşçı kahraman Şimşon’u (Samson) aldatarak Filistinlilere teslim eden kadındır. Şimşon’u tuzağa düşürmek için dil döker, tükenmez gücünün uzun saçlarından geldiğini öğrenir ve uykudayken saçlarını keserek onu düşmanın eline verir. Bu öykü dolayısıyla ‘Delila’ adı, ‘şehvet düşkünü, düzenbaz’ anlamında kullanılır...”"
- Eylül
233. "Bu öyle bir şey ki, işte bütün kaygılarım senle yok oluyor. Ruhum bir şifa, bir huzur buluyor! Dudaklarını gözlerime değdirdiğin an bütün varlığımın koşa koşa gelip ruhumda toplandığını, orada seninle bulunmaktan mutlu bir şekilde kaldığını hissediyorum."
- Eylül
234. ""Nedir bu , insanın içten içe çürüyüşü...""
- Eylül
235. "“Çiçeğin hırsızlığı olmaz dediniz, fakat kadınlar da bir çiçek değil midir?”"
- Siyah İnciler
236. ""Sende bir şey var, öyle bir şey ki, hiçbirinde rast gelemiyorum. Bu öyle bir şey ki, işte bütün
endişelerim senin yanında yok oluyor.
Ruhuma bir şifa sakınliği geliyor!""
- Eylül
237. "Ah, niçin birbirlerine daha evvel rast gelmemişlerdi!"
- Uzaktan
238. "" Zaten var mıydı? Her şeyiyle tam güzel saadet. ""
- Eylül
239. "Merhamet ne uzak… Şefkat ne beyhude… İnsaniyet ne boş…"
- Define
240. ""Layık olan mutlu olur; yahut Goethe'nin dediği gibi layık olan kazanır ve kazanamayan layık değildir.""
- Eylül
241. ""Hangi havaları seversiniz?""
- Eylül
242. "~
Ben fikirsiz, hissiz, cahil biri olsaydım, o zaman oh ne âlâ olurdu...
~"
- Genç Kız Kalbi
243. ""Susmak ne iyi şeydir!""
- Eylül
244. ""Kalabalık içinde yalnız yaşamak, kalabalık içinde gezip beraber bir köşeye kaçmak, işte asıl zevk budur. İnsan, kalpleri birbirine bağlayan bu bağları o zaman anlar.""
- Eylül
245. ""Layık olan mutlu olur yahut Goethe'nin dediği gibi, layık olan kazanır ve kazanamayan layık değildir.""
- Eylül
246. ""Bak senin için ölüyorum, seni sevdiğim için, ölüyorum, fakat sen mademki bunu biliyorsun, işte artık mesudum...""
- Eylül
247. "Ben de sevmek ve sevilmek isterim fakat isterim ki seveceğim adam aşkıma ve bana layık olsun ve daha isterim ki o sevdiğim adama üzülmeden, pişman olmadan hayatımı ölünceye kadar geri almamak üzere vereyim."
- Genç Kız Kalbi
248. ""Ah insanlar, şu insan kalbi... Yüz bin manalı bir muamma..."
- Eylül
249. "“Ben yirmi hâle, yirmi şekle girsem beni sevmeyecek, yirmi tabiata girsem sevmeyecek…”"
- Siyah İnciler
250. ""İnsan işine geldiği gibi hareket eder. Bu insanın doğasının gereği...""
- Eylül