Medine Müdafaası Kitap Bilgileri
Yazar: İsmail Bilgin
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 15 dk.
Sayfa Sayısı: 256
Basım Tarihi: Ekim 2024
İlk Yayın Tarihi: Ocak 2009
Yayınevi: Timaş Yayınları
ISBN: 9789752634961
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Medine Müdafaası Kitap Tanıtımı
"Evlatlarım!
Bir söz verdik. 'Kutsal şehri isyancılara vermeyeceğiz' diyerek. Elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Ta ki son mermi, son er ve son kana dek... Bu azim, bu kararlılık bize dayanma gücü verecektir. Bunu hiç unutmayın! Ümitsiz olmayınız.
Bakın, bayrağımıza iyi bakın. Herhangi bir bayrak değildir o. Şu an devletimizin düşen birçok kalesi var. Ele geçirilen birçok şehri var. Ama burası son kaledir. Devletimizin son direnme noktasıdır. Belki bizim bu gayretimiz diğerlerine de örnek olursa, her yerde ittifak etmiş düşmanlara, yedi düvele karşı koyarız!...
Fahrettin Paşa
...
Birinci Dünya Savaşı’nda askerimiz birçok cephede çarpıştı. Bu çarpışanlardan bazıları da Medine’deydi. Etrafları kuşatılmıştı. Yokluk içindeydiler. Ancak onlar ellerinden geleni sonuna dek yapmak için kararlı ve azimliydiler... Çamurlu su içtiler, hurma çekirdeklerinden ekmek yaptılar. En önemlisi çekirge yediler... Sadece düşmanla değil, açlıkla, susuzlukla ve sıcakla da çarpıştılar.
Medine Müdafaası / Çöl Kaplanı Fahrettin Paşa, işte bu kahraman askerleri ve bin bir zorluk içinde görevini hakkıyla yapmaya çalışan Fahrettin Paşayı anlatmak için kaleme alınmıştır.
Bu kitap; okurları tarihimizin acılarla dolu bir sayfasına, cesur, inançlı, şerefine düşkün, görevine sadık, bayrağına, vatanına, milletine bağlı askerlerin verdiği mücadeleye tanıklığa davet eden bir fedakârlık öyküsüdür...
Medine Müdafaası Kitaptan Alıntılar
1. "Ümitsiz olmayınız. Gecenin sonu aydınlık, yokuşun sonu iniştir. Kıtlığın sonu bolluktur. Çilenin sonu rahatlıktır."
2. "Bunca ışığa rağmen benim içimde en koyu karanlıklar hüküm surüyor.
Karanlıkar içinde boğuluyorum."
3. "Esaret kelepçesi, esaret nedir bilmeyenlerin bileklerini incitmez."
4. ""Can düşürmeye geldiğimiz bu yerde, git söyle ecel; beklemesinler bizi evde.""
5. "Sözün bittiği yerde büyük bir sessizlik başlar..."
6. ""Son mermiye, son ere, son damla kana ve son hurmaya kadar burayı savunacağız!""
7. ""Herkes sadece vatana karşı borçlu olduğu
vazifeyi yapar ve iş orada biter."
8. "“Türk’ün başı eğilmeyecek! Eğdirilmeyecek! Eğdirmek isteyen olursa işte o başa acırım! Azim sebat metanet ve güç… İlla ki güç…
Her işin başı da inanmak. Edirne’den, Denizli’den, Trabzon’dan, Muş’tan, Kars’tan gelen evlatlarım bana inanıyor. Ne ki ben de onlara yürekten inanıyorum. “"
9. "Bizi bilenler bilir. Bilmeyene kendimizi anlatmak zordur..."
10. ""Biz Türkler esarete alışamayız. Hürriyete alışkın olanlar, ona tutkun olanlar için esaret utanç vericidir...""
11. ""Her çirkinlikte bir güzellik var" derler ya çok doğru...."
12. "“Şunu unutma teğmen, ben kimsenin yükünü taşımadım. Sadece görevimi en iyi şekilde yapmaya gayret ettim. “"
13. "Türkler nasıl bir milletti? Yokluk içinde, imkansızlık içinde de olsalar ayağa kalkıyorlardı. Çanakkale'de, Kut'ül Amare'de ayağa kalkmışlardı."
14. "“Efendimiz,tek başıma kalsam da ben sizi terk etmem. Sizi bırakmam. Yanıbaşınızdan ayrılmam. Size söz veriyorum ki bu şehri ne pahasına olursa olsun teslim etmeyeceğim. Kılıcımı kimseye vermeyeceğim. Bu kılıcı bana devletim ‘şeref ve namus ‘ diyerek verdi. Ben de kılıcımı ancak size teslim edebilirim. “"
15. "Ümitsiz olmayınız. Gecenin sonu aydınlık, yokuşun sonu iniştir. Kıtlığın sonu bolluktur. Çilenin sonu rahatlıktır..."
Medine Müdafaası Kitap İncelemeleri
Medine Müdafaası... Ümitsizliğin, korkaklığın, başarısızlığın ve rehavetin olmadığı yerdir;Medine toprakları, Fahreddin Paşa 'nın savunmasında olan topraklar.
Bütün bu kötümser kavramları bertaraf edip, kendisini tek bir amaça şartlamış, Komutanın mücadelesi...
Güçlü, istikrarlı, adaletli, merhametli bir o kadar inatçı ve korkusuz. İnandığı yolda emin adımlarla ilerleyen, bütün kötü koşullara rağmen, vazifesini en güzel şekilde yerine getiren Paşa'nın Fahreddin Paşa'nın savunmasını okuyacağınız bu kitap için benim gibi geç kalmış sayılmazsınız.
Bir zaman gelecek (hainlere karşı) savunduğu topraklarda, açlık ve yoklukla da mücadele edecek, sebat gösterecektir. Kendisini çok seven ve bağlılıkla itaat eden neferleri birçok badireler atlatacaklar;açlıkla, hastalıkla, çölün zor iklimi ile ve en önemlisi memleket hasretiyle yanıp kavrulacaklar. Bütün bu zor şartlara dayanabilmek için tek bir şeye ihtiyaçları vardır; İMAN 'a. Ve bu onlarda fazlasıyla mevcuttur.
Lawrence gibi sinsi bir casusun bile dikkatini çeken ve kendisine' Çöl Kaplanı 'lakabını taktığı Fahreddin Paşa' nın çetin mücadelesini okurken düşündümde şimdilerde en ufak bir sıkıntıda feryadı figan etmemiz ne acı bir tablo...
Son olarak Fahreddin Paşa 'nın azimli ve dirayetli ruhunu kendime örnek teşkil eder sizlere de tavsiye ederim. Selametle kalın...
"Geçmişini bilmeyen, geleceğine yön veremez"
Sadece birkaç dakika durun ve düşünün. 2 yıl boyunca sadece ama sadece hurma, hurma çekirdeği ve en sonunda çekirge yiyeceksiniz. Öyle kasalar dolusu değil belki 3-5 tane anca. Bir öğünlük mü dediğinizi duyar gibiyim. Hayır, bir günlük yemeğiniz. Su yok. Çölün kavurucu sıcağı. Hayal edin lütfen. Binbir çeşit yemekle donatılmış sofralara oturan bizler için film gibi bir sahne olsa gerek. Son asker, son mermi, son hurma kalana kadar bırakmadı Medine'yi, namahrem eller değmesin mübarek beldeye diye. Tarih derslerinde ne kadar da basit bir şekilde, kısaca bahsedilip geçiliyor. Çoğu zaman anlatılmaya değer bile görülmediğini bizzat kendi lise hayatımı örnek göstererek söylesem yanlış olmaz. Tarihimiz hakkında kat etmemiz gereken daha çok yolumuz var. Unutmayalım ki tarih değil, hatalar tekerrür eder. Bu direnişe, bu mücadeleye kelimeler kifayetsiz kalır. Allah, vatanın her zerresini son damla kanı akıncaya dek savunan ecdadımızın ruhları şâd, şehadetleri mübarek olsun. Arapları Osmanlı Devletine karşı kışkırtan Lawrence'ın 1960'ta filmini çektiler, zibilyon dalda zibilyon tane ödülü var. Oysa biz Fahrettin Paşa'yı tanımıyoruz bile. Onunla ilgili bir tek filmimiz bir tiyatromuz bile yok. Bu romanı okurken bizim kendi tarihimize karşı ne kadar vefasız olduğumuzu bir kez daha anladım. Galiçya, Yemen, Plevne, Sarıkamış... Biz daha kendimizi tanımıyoruz! Geçmişini bilmeyen, geleceğine nasıl yön verebilir? Ah Fahrettin Paşa, ah Medine! Güllerin şahına sevdalı kahraman ve fedakar bir Osmanlı paşası. Peygamberimize komşu olasın.
İsmail bilgin hocanın kalemine sağlık her kitabını merak ve heyecan içinde okudum. Bu kitaba gelirsek,Peygamber efendimizin mekanı cennetül bakiyi korumak için ingilizlerle aldatılmış ve Osmanlı devletini para uğruna satmış araplarla savaş mücadelesi vermiştir. Çöl topraklarda o kavurucu sıcakta bir su tanesi için edilen duaların, yemek olmadığı zaman çekirge yemenin, ulaşım diye bir şey yok iletişim de yok. Askerlerin yiten umudu, ve yıten umutları tazeleyen bir mübarek komutanlarının askerine hitap edişi...
Evlatlarım bir söz verdik, kutsal şehri isyancılara vermeyeceğiz. Elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Ta ki son mermi, son er, ve son damla kana dek... Bu azim bu kararlılık bize dayanma gücü verecek. Bunu hiç unutmayın, ümitsiz olmayın. Bakın bayrağımıza iyi bakın. Hergangi bir bayrak değil dir o. Şu an devletimizin düşen birçok kalesi, ele geçirilen bir çok şehri var ama burası son kale. Devletimizin son direnme taşı. Belki bizim bu gayretimiz diğerlerinede örnek olursa, her yerde ittifak etmiş düşmana, yedi düvele karşı koyarız. Fahreddin Paşa. Benim için Gazi Osman Paşa ne ise Fahrettin paşada aynıdır. Belde ingiliz ve arapların eline geçince peygamber efendimizin kabri başında hüngür hüngür ağlayıp dua eden gönüllerin fatihi Fahrettin Paşa mekanın cennet olsun. Okunması gereken kitap şiddetle tavsiye ediyorum. Seni tarih kitapları yazmadı paşa bu rezillik bize yeter.
Tarih okumalarına devam ediyorum.Bu sefer rotamı kutsal topraklara çevirdim.Arabistanlı Lawrence'in görür görmez kendisine 'Çöl Kaplanı ' lakabını taktığı,bugün Türk Askeri için kullandığımız 'Mehmetçik'hitabının(Mehmetçik Hz.uhammed'in askerleri anlamına gelir ve ilk olarak Fahrettin Paşa tarafından Medine müdafaasında kullanılmıştır.) isim babası ,12.Kolordu Kumandanı Fahreddin Paşa'nın hazin fakat bir o kadar da gururlu hikayesini okudum İsmail Bilgin'in başarılı bir kurgu ile yazdığı kitabından.
Kitap, I. Dünya Savaşında Osmanlı Devleti'nin Suriye ve Filistin cephesindeki durumunu ve Hicaz bölgesindeki kutsal mekânların savunmasını anlatıyor.Bu savunma 1916 yılında İngilizlerin kışkırtmasıyla isyan eden Şerif Hüseyin'in Medine'yi hedef almasıyla başlıyor..Bunun üzerine padişah tarafından Şam'dan Medine'ye kadar uzanan demiryolu hattının korunması ve Peygamber Efendimizin mefdun bulunduğu Medine şehrinin muhafazasını sağlamak amacıyla bölgeye 12,Kolordu Komutanı Fahrettin Paşa gönderilir.Bu savunma 2 yıl çok zor şartlar altında devam eder.Fahrettin Paşa ve emrindeki askerler,açlığa,susuzlğa,sıcağa,salgın hastalıklara,isyancılara ve İngilizlere karşı müthiş bir mücadele verirler.
Sonrasında ne yazık ki Osmanlı Devleti'nin Mondros Ateşkes Antlaşmasının hükümleri gereğince bölgeyi terk edip teslim olmaya zorlanırlar.Bir süre direnen paşa sonrasında tevkif edilerek Malta adasına sürgüne gönderilir.
Medine şehrini her türlü zorluğa karşı savunmaya ant içmiş bir avuç Türk askeri'nin kahramanlıkları anlatan güzel bir romandı.Tavsiyemdir...
*Sınav dolayısıyla okumak için almıştım fakat okumak için çok geç kalmışım. Herkesin okuması gereken bir kitap. Herkesin Fahrettin Paşa'yı bilmesi ve tanıması gerekli. "O bir çöl kaplanıydı." diye bahseden Lawrence ve Fahrettin Paşa'yı övgülere boğan diğer insanların karşında " Herkes sadece vatana karşı borçlu olduğu vazifeyi yapar ve o iş orada biter." diyerek alçak gönüllülük gösteren bu paşa yeri gelecek sizin içinizdeki o Türk cesaretini, gururunu ortaya çıkaracak yeri geldiğinde de vicdanınızı sızlatacak. Bu paşanın o muhteşem hayatını herkesin okuması lazım. Bu vatanın ne zorluklarla ne büyük oyunlarla başa çıkmaya çalıştığını herkes görecektir.
*Tarihini bilmeyen kendini bilemez. Kendini bilmediği gibi geleceğine de yön veremez. Ecdadımızda Fahrettin Paşa gibi kahramanları bilmek ve onları tanımak lazımdır. Fahrettin Paşa'yı çok güzel bir şekilde anlatan bu kitabı herkesin okuması ve ecdadını tanıması gereklidir. İsmail Bilgin sadece Fahrettin Paşa'yı ve onun hayatını değil aynı zamanda çölde yaşamanın verdiği zorlukları, imkansızlıkları gerek askerler gerek Fahrettin Paşa üzerinden anlatmış.Günümüzde üzerine iftira atılan bu şanlı paşanın aslında ne kadar mükemmel bir insan olduğunu (gerçekleri) görmek istiyorsanız dili sade ve akıcı olan bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.Canları pahasına savaşan o askerlerin ruhu şad olsun.
*