Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Medarı Maişet Motoru - Sait Faik Abasıyanık | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Medarı Maişet Motoru Kitap Bilgileri


Yazar: Sait Faik Abasıyanık
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 28 dk.
Sayfa Sayısı: 193
Basım Tarihi: Şubat 2020
İlk Yayın Tarihi: 1940
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9786053320555
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Medarı Maişet Motoru Kitap Tanıtımı


Medarı Maişet Motoru Sait Faik'in kaleminden bir ilk romandır. Henüz Yeni Mecmua'da tefrika edildiği sırada (1940-41) dönemin baskıcı siyasi ortamında sakıncalı bulunup roman olarak yayımcı bulmakta zorlanacak ve Sait Faik'in annesinin maddi desteğiyle Ahmet İhsan Basımevi'nden 1944'te yayımlanacaktır. Ancak dağıtılmaya başlanmışken bakanlar kurulu kararıyla toplatılan roman, kimi paragrafları çıkarılarak Birtakım İnsanlar adıyla 1952 yılında okuyucusuna kavuşur.



İş Bankası Kültür Yayınları olarak Medarı Maişet Motoru üzerinde yıllardır süren sansürü kaldırıyor ve "tehlikeli" bulunarak çıkarılan kısımları koyu harflerle vererek yapıtı eksiksiz bir şekilde sunuyoruz.




Medarı Maişet Motoru Kitaptan Alıntılar


1. "Zaman bir dakikada yüz sene, yüz senede bir dakika gibidir."




2. ""Yarının geçimini cebinde
saklayan hangi namertse ortaya çıksın!""




3. "İnsaniyet kalkmış dünyadan."




4. ""Para insanı ahlaksız ediyor. Karnı doyunca insanın kötü huyları da meydana çıkıyor" der bakkal Karamanlı. Bunu tecrübeyle öğrenmiştir. Bunda bir hakikat vardır ama bu hakikati herkes kendine göre tefsir eder."




5. ""Para insanı ahlaksız ediyor. Karnı doyunca insanın kötü huyları da meydana çıkıyor.""




6. ""İnsaniyet kalkmış dünyadan.""




7. "Adam, Dimitro'ya:

Bizim köseleyi bir kazıyıver! dedi."




8. "Hadin kalkın başka bir yere tüyelim be! Ekşidik burda yahu!"




9. "Hülasa deniz, müthiş bir şeydir. Tevekkeli deniz gibi hür demezler. Ama insanı yerden yere vurduğu da olur ha! Şakaya gelmez o..."




10. "Şimdi neredeydim, şimdi neredeyim? der gibi bir his.."




11. "... bu yalan dünyada ne ekersen onu biçersin."




12. "Ne talih bu be, bizdeki! Hep de böyle nasip oluyor. Hey Allahım!.."




13. "Allah büyüktür be! Biz de bir gün varacağız varacağımız yere elbet."




14. "Allah'a karşı değil, insanlara karşı, en az günah işleyen biz olacağız ;bu muhakkak.!"




15. "Zaman bir dakikada yüz sene, yüz senede bir dakika gibidir."





Medarı Maişet Motoru Kitap İncelemeleri


Kırk sekiz yıl süren kısa yaşamına edebiyat ve sanat güzellikleriyle derin anlamlar kazandırmayı başaran Sait Faik büyük bir sevgi içinde; yoksulları,balıkçıları,İstanbul'u,adaları,rüzgarı,
denizi ve daha nicelerini; hiç bir kalıba ,kurala uymadan bize yaşatarak ,edebiyat tarihimizin ölümsüzleri arasında yerini almış usta bir yazar...
"Medar-ı Maişet Motoru"da 1944'te zor şartlarda kitaplaştırdığı ilk romanı.
"Medar-ı Maşiret" "geçim aracı" anlamına geliyor dönemin yönetimi tarafından bu adlandırma hoş karşılanmamış ki "sakıncalı"(!) olarak görülmüş ve bakanlar kurulu kararınca toplanmış.
Kitabın toplanmasından sekiz yıl sonra, bağzı paragrafların çıkartılması, asıl isminin "Birtakım İnsanlar" adıyla değişmesi ve bu basımda romandaki "Medar-ı Maişet"adlı balıkçı motorunun adı da "Ceyhan-ı Bahriye" olarak değiştirilmesi şartıyla yeniden yayınlanmış.
Haliyle ,bu kadar sakıncalı olan nedir diye merek ediyor insan.
Romandan sansürlenen cümle ve paragrafları okuduğunuzda, çoğunun sosyal adaletin sağlanması,yoksulluğun azaltılması gibi
eşitlikçi ve özgürlükçü düşünceler içeren cümleler olduğunu anlıyorsunuz...
Neyse ki 1970 ten sonra kendi adıyla basılma özgürlüğüne kavuşmuş...
ve geriyede Sait Faik"in bir röpörtajından söylediği şu sözleri kalmış:"Medar-ı maişet isimli bir hikaye kitabı çıkarmıştım.
Hayatı toz pembe görüyorum diye mahkemeye verildim.Üç beş kuruş kazanalım derken iki bin lira mahkeme masrafı ödedim,üzüntüsüde çaba.
Kahramanlarım rahat etmek için hapse giriyorlardı.Bütün sebep bu!"

BÜTÜN SEBEP




Sait Faik Abasıyanık'ın...
İlk ve tek romanı. Medarı Maişet Motoru, 1940'larda sansüre uğramış, hatta hiçbir yayın evi yayımlamak istememiş, maddi durumlarda engel olunca yazarın annesi gereken parayı vermiş ama bu seferde bazı yerler çıkarılmış o haliyle bile yayınlansa da tekrardan toplatılmış.
Sait Faik ciddi anlamda tek başına mücadele etmiş, yazmak için. İş Bankası yasaklanan yerleri koyu renklerle romanın içine dahil edip tekrardan yayımlıyor, ben okuyunca pek de yasaklanacak yazılar görmedim. Sanata da sansür, bilemiyorum. Garip!...

Roman da genel olarak adalı insanların günlük yaşamları, konuşmaları, geçim sıkıntıları ve buna rağmen yaşadıkları yarım yamalak aşk ve sevgileri diyemeyiz ama diyelim, anlatılıyor. Sadece bu konuları işliyor kısacık hikaye ve bu romanında. Aslında asıl onlar değil mi mücadelenin de emeğin de hayatın da yaşanmış ve yaşanacak kısmında olanlar. Hayaller aslında en iyi bildikleri ve yalnızlık.. tek başına hayalini kurarsın ve tek başına yaşaman gerekeni yaşarsın. İşte herkes ne kadar az yanlış anlarsa tabi. Ancak öyle mümkündür, yaşamak sana pay edilen kısmı kadar hayatın. Amele olmak, berber olmak, balıkçı olmak, insanların gözünde busundur. Kıymetin yoktur. Senin mesleğin alkışı hak etmez. Senin mesleğin de emeğin de görmezden gelinir. Sen toprak sahibi, iş veren olamadığın için saygı duyulmaz hatta aşağılanırsın. Ederin yoktur. Sadece bunu anlattığı için, yazdığı için sansürlenen bir kitap.

Keyifliydi, okunmalı, Sait Faik Abasıyanık'ın, Medarı Maişet Motoru.
Bunca yasaklar ve mücadele bunu hak ediyor, okumayı.




Sait Faik Abasıyanık’ın ilk romanı. Annesinin maddi desteği ile 1944 yılında yayımlamaya çalıştığı Medarı Maişet Motoru, dağıtıma çıktığı ilk günlerde bakanlar kurulunun aldığı kararla toplatılır. Daha sonra bazı paragrafları çıkartılarak 1952 yılında “Bir Takım İnsanlar” adıyla yayımlanır. Romanı, İş Bankası Kültür Yayınları basımından okudum; ilk haliyle basılmış ve zamanında çıkartılan kısımlar ise kalın harflerle eklenmiş. Bu kısımlar katiyetle benim dikkat ederek okuduğum yerler oldu ve özellikle o paragrafları alıntıladım ve bu cümlelerin üzerinde düşündüm neden yasaklanmış olabilir diye. Bana göre sakıncalı olabilecek hiçbir sözcük veya cümle yoktu içinde; aksine insanı düşünmeye sevk eden: eşitlik, hak adalet, çalışmak , sevgi gibi kavramları içeren bir eserdi; belki de bu nedenle o dönem hükümetine tehlikeli gelmiş ve toplatılmıştı. Sait Faik'in bu eseri  Burgaz Adası ortak mekanı içinde   iki ortak kahramanın(Fahri ve Melek) ilintisiyle ayrı ayrı öykülerden oluşan hikâye serilerinden meydana gelmiş bir roman. Eser, olay örgüsü ve yapısı gereği tam olarak roman özelliği göstermese de yaşama sıkı sıkıya bağlı, insan sevgisiyle dolu Sait Faik öyküsünün bütün izlerini taşıyor.  
Medarı Maişet Motoru, hikâye okumayı sevenlerin ve Sait Faikle henüz tanışmayanların severek okuyabileceği çok güzel bir eser.




Onu okurken denizi kucaklıyorum. Balıkçıların alın terini, kahvecinin yüzündeki kederi, yalnızlığın sesini, mahallenin hırsızını, kirli, yalınayak çocuklarını, hiç evlenmemiş kızları, adamların uykuya dalmadan önce hayal ettiği güzel kadınları, bir ağacın gölgesinde ağzı açık uyuyan ihtiyarları, sarhoşların küfredişini, hayvanların gözlerindeki masumiyeti, üç beş kuruş için çalışan insan elini, yazı, tarlaların sarısını, mevsimlerin dönüşümünü, insanın kendine bile itiraf edemediği hislerini, Ermeni Rum dükkanlarını, yürüdüğü yolları nasıl şiire düzdüğünü görüyorum. Yazılarında insanı, insanın insanla bütünleşmesini, insansız yaşamın var olmadığının anlatmaktı gayesi. Onu verdiği sözden caydırıp tütünceye koşturup kalemi alıp yonttuktan sonra yazdıran hangi aşk ise, yazdıklarını okumak yazın ortasında bütün umutsuzluğu, kötüleri unutturacak, insan haletiruhiyesini tıka basa yenmiş bir yemeğin ardından gelen mesut hisle doldurmasıyla eşdeğerdi hep. Türk edebiyatının en kıymetli yazarı benim için. Onu okumak bana dünyayı sevdiriyor. Onu övmekten asla bıkmayacağım. Şimdi bir kahvehanede karşılıklı oturup çay içsek neler konuşurduk kim bilir. Kitaplarını sırf bitmesin diye okumaya kıyamadığımı bilseydi "biter iki gözüm, güzel olan her şey bir gün biter" derdi. “Hikâyelerimi beğenmezler üzülürüm. Beğenirler kızarım. Kendim beğenirim, budalalaşırım" dedi.
Sen yeter ki kız üstat. Ben seni kızdırmaya devam edeceğim.





Sait Faik'in ilk romanıymış; okumadan önce bilmiyordum; kitabı bitirdikten sonra baktığımda öğrendim ayrıca kitabın bazı bölümleri siyah punto ile basılmış. Gerekçesi de puntolu yerlerin yasaklanmış olması. Okuduğumda hayret ettim nesi var yasaklanacak diye ama o zamanın yönetimi işte... Velhasıl kitabın başından bir sürü olaylar geçmiş ama yine de yayınlanmış bir eser. Ben YKY epub olarak okudum ama elimde Bilgi Yayınevi'nin kitabı var. Siyah puntoları YKY'de bulabilirsiniz.

Yazarın büyük bir öykücü olduğunu zaten biliyoruz. Nedendir bilmem bana pek çekici gelmedi yine bir Sait Faik eseri. 4 kısma bölünmüş hikayeler ama anlam bütünlüğü yok denecek kadar kopuyor bölümlerde. Geçim dertlerini anlatan bir hikaye. Yine İstanbul'un adalarında geçiyor ve dili ağır bir eser. 90 tane falan bilinmeyen kelime ve açıklaması var.

Hoş kısmı çok nadir de olsa; ders çıkarılacak bir bayan karakterin olması çok güzeldi. Kadının babasının yaptıkları ve o zamanki ortamın haletiruhiyesinin nasıl durumda olduğunu gözler önüne sermiş. İstanbul'dan bir nefes veriyor size Abasıyanık. Güzel tasvirler ve betimlemeler gerçekten şahane laf edemem ama konu itibariyle pek de çok çok iyi bir eser diyemeyeceğim.

Yine de tavsiye edilmeyecek kadar kötü bir eser asla değil ama hikaye için başka eserlerine de yönelebilirsiniz.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: