Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Max Frisch Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Max Frisch En Beğenilen Sözleri



1. ""Sevgili ölüm, henüz yaşamadım.""


- Sessizliğin Yanıtı



2. ""Sevgili ölüm, henüz yaşamadım.""


- Sessizliğin Yanıtı



3. "Doğrusu, açıkça sorulan her soru onları ürkütüyor; düşüncelerinin sınırları, yanıttan iyice emin oldukları yere kadar gidiyor, işlevsel ve kendilerine yararı dokunacak bir yanıt. O bakımdan hiç düşün­müyorlar aslında, yalnızca haklı çıkarıyorlar. Kendilerinden kuş­kulanmayı kesinlikle göze alamıyorlar. Böyle yapmaları, ruhlarının özgür olmadığının kanıtı değil mi?"


- Stiller



4. "Hiçbir şey hediye değildir, her şeyin bedeli vardır."


- Kont Öderland



5. "Sevgili ölüm, henüz yaşamadım."


- Sessizliğin Yanıtı



6. "Hikayeler deniyorum üzerimde kıyafetler gibi."


- Gesammelte Werke - Band 5



7. ""Sevgili ölüm, henüz yaşamadım.""


- Sessizliğin Yanıtı



8. "Sevgili ölüm, henüz yaşamadım."


- Sessizliğin Yanıtı



9. "Arkadaşlar dünyayı (yaşamayı) beceremiyorlar."


- Gesammelte Werke - Band 5



10. "Hiç olmadığım kadar özgürdüm!"


- Gesammelte Werke - Band 5



11. "Rüzgârlar gibidir hayatımızın imkânları, yine de insan neden cesaret etmez ki yelken açmaya? Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir..."


- Sessizliğin Yanıtı



12. "Aslında uykunun hiçbir şeye çözüm olmadığı bilinir, isteği sadece bizi yeni çaresizliklere karşı bilemektir."


- Sessizliğin Yanıtı



13. "Fazla yorgun oldu­ğum zaman çekilmez oluyorum, her zaman da fazla yorgun bir insan."


- Homo Faber



14. "En büyük kötülükleri yaratanlar hep ahlakçılardır.

."


- Homo Faber



15. "Hiçbir şey hediye değildir, her şeyin bedeli vardır."


- Kont Öderland



16. "—Asi ne demek?
—Kanun düşmanı, düzen düşmanı.
—Peki suç düzendeyse? Ya sizin kanunlarınız yaşanılası değil de öldürücüyse, bizleri hasta eden onlarsa?"


- Kont Öderland



17. "Herkes geziyor, herkes gülüyor.
Her şey düş gibi."


- Homo Faber



18. "Yaşam madde değildir, teknikle ele geçirilemez."


- Çarpık Sevda



19. "Tecrübe bir belirtidir, ama sadece bir belirti; tecrübem neler olacağını söylemez ki bana, sırf beklentiyi azaltır, merakı..."


- Gesammelte Werke - Band 5



20. "Şimdiye kadar her kadın, diye düşündü, bugüne kadar kucakladığı herkes, kendini seviliyor hissetmişti; ama sevmeye başladığı her kadın, ona er ya da geç, her erkekte olduğu gibi, sevmenin ne olduğunu bilmediğini söyledi..."


- Gesammelte Werke - Band 5



21. "İnsan bir kez daha yaşayabilseydi..."


- Homo Faber



22. "Sen özgürsün, ben özgürüm, buna karşın her şey berbat ...

."


- Stiller



23. "Herhangi bir gelecek her zaman bulunur diye düşünüyordum, dünya hiçbir zaman durup kalmadı, yaşam devam ediyor!"


- Çarpık Sevda



24. "Neden ve sonuç, hiç bir zaman iki ayrı kişiye bölüne­mez, hele erkeğe ve kadına asla."


- Stiller



25. ""Sizin bir hikayeniz var mı?" diye soruyorum, kendi hikayesi olduğuna inandığını az önce anlatmasından sonra. "Benim yok." (diyorum)"


- Gesammelte Werke - Band 5



26. ""Sizin toplumunuzda insan geberebilir," dedim, "siz farkına bile varmazsınız geberdiğinizin.""


- Homo Faber



27. "Seneler sürecekti Gantenbein'ın annesi istemediğinde bir cocuğun eğitilemeyecek olduğunu kabullenmesi..."


- Gesammelte Werke - Band 5



28. "- Çok çalışıyorsun.
- Şüphesiz… Hepimiz öyle yapıyoruz bu ülkede. Ta ki zincirinden boşanıncaya dek."


- Kont Öderland



29. "“Sevgili ölüm, henüz yaşamadım.”"


- Sessizliğin Yanıtı



30. "Tanrı'ya o kadar kırılmış ki erkekleri daha güçlü yaptığı için, onu haksız bulmuş."


- Homo Faber



31. "Vicdanıma güvendiniz; kendi gönül borcumda beni sallandırabileceğinizi mi umdunuz ?"


- Kont Öderland



32. "Buna hayat mı diyeceksin, diye soruyor, insanın sakalının ve tırnaklarının uzamasını izlemesine?"


- Sessizliğin Yanıtı



33. "Baba olacağımı duymanın sevinciyle dans etmiyordum, doğru, bunu yapabilmek için de zaten siyasal durum hiç elverişli değildi."


- Homo Faber



34. "Dünya hiçbir zaman durup kalmadı, yaşam
devam ediyor!"


- Homo Faber



35. "—Asi ne demek?
—Kanun düşmanı, düzen düşmanı.
—Peki suç düzendeyse? Ya sizin kanunlarınız yaşanılası değil de öldürücüyse, bizleri hasta eden onlarsa?"


- Kont Öderland



36. "Her şeye galip gelen düşüncelerimizden ve çaresizliklerimizden daha güçlüdür uyku, sıkıntılarımızın tümünü kolayca bir kenara iter."


- Sessizliğin Yanıtı



37. "Dünya öyle bir biçime sokulmak isteniyormuş ki, biz yaşayamaz hale geliyormuşuz."


- Homo Faber



38. "En sonunda İngilizce bilen bir hemşire geldi, çıldırtıcı soğukkanlılığı olan bir kişi; en önemli kaygısı kimli­ğimizdi!"


- Homo Faber



39. ""E konuş hadi!" dedi (adam).
Ne istiyor (adam)? Nesi var (adamın)?
"Bana yazdığına göre", diyor (adam), "içinde başka bir his varmış -"
Sessizlik.
"Birisini çok seviyorum" diyor (kadın).
Sessizlik.
Yüzünde bir mest hali yok, sadece yabancı, sesiyse gayet nesnel. Çok seviyor. Yüzü tescilliyor bunu. Çok seviyor. Basit ifade hakikat ile örtüşüyor; onun için eklenecek bir şey yok. [...] Svoboda'nın (kocanın adı) piposunu doldururken içinde yankılanan yankıdan yavaşça kavradığı, kadının ifadesindeki zararsızlık herhangi bir olay hafifletici ve koruyucu oyun değil, aksine olguya denk gelen isabetli bir ifade, ki konunun ciddiyeti uçuk kaçık kelimelere yer vermez. Svoboda ona bakıyor hala piposunu doldururken, bir nefes süresince kendisinin ifadeyi yanlış anlamış olduğunu ümit ederek; sırf kadının yüzündeki yabancılık yıkıyor bu ümidi. Çok seviyor. Bunda kalıyor. Çok seviyor. Yankı durmak bilmiyor, Svobada piposunu nihayet yaktığında ve içmeye başladığında; onun sesi de nesnel kalıyor, ve soruyor:
"Kim?""


- Gesammelte Werke - Band 5



40. "Herkes bir şeylerle uzlaşıyor, belayla bile."


- Kont Öderland



41. "Sonuçta insanın cesareti yoktur açık bir içgörüyle , gerçek bir değişime."


- Sessizliğin Yanıtı



42. "Duygulanmak, saptadım bunu, yorgunluk işaretidir, başka bir şey değil, hiç değilse bende böyle bu."


- Homo Faber



43. "Bilgisizlik, bilinçsizlik yaygın gene de. En büyük kötülükleri yaratanlar hep ahlâkçılardır."


- Çarpık Sevda



44. "Yani çubuk kraker kemiriyorum, sağımdan ve solumdan aşırabildiğim nispette, ve dinliyorum, Svoboda'nın, kocasının, neden acilen yolculuğa çıkmış olduğunu, arada ateş uzatıyorum ve tekrar özrünü kabul ediyorum ifadesiz bir yüzle. Sıgarayı biraz aceleyle içiyor, kocasından bahsederken. Saçları, yağmurdan ıslanmış vaziyette, siyahca parlıyor. Aşık olmamaya kararlıyım. Gözleri mavi ve iri."


- Gesammelte Werke - Band 5



45. "Fazla yorgun olduğum zaman çekilmez oluyorum, her zaman da fazla yorgun insan."


- Homo Faber



46. "İnsan yorgunsa eğer ve ertesi sabah uyanması için bir sebebi varsa yaşam ne güzeldir diye düşünüyor. Bu bilgiye nadiren sahiptir insan."


- Sessizliğin Yanıtı



47. "- insan hayatım dediği şeyin içini pek az doldurur,hem de gülünç derecede az."


- Sessizliğin Yanıtı



48. ""Bu ülkede neden iş bulamayayım?""


- Homo Faber



49. "Kadın kendine ait bir yaşam arzuluyor, onsuz yaşayamayacağını düşünen, ve bir gün yaşayabildiğini gördüğünde tabanca almaya gidecek olan bir adam aramıyor."


- Gesammelte Werke - Band 5



50. "Evet, diyorum ben de, tanıyordum onu. Ne demek bu! Ben onu (daha çok) tahayyül ettim, ve şimdi tüm zanlarımı hurda gibi geri atıyor bana; onun artık elbise gibi hikayelere ihtiyacı yok."


- Gesammelte Werke - Band 5



51. "gidiyor ve gidiyorum, başka yapacak hiçbir işim yok."


- Homo Faber



52. "Ah, evet, diyor bir kez daha gülümseyerek dağcı, öğretmenlik fevkalade bir meslek,kendin yol bilmezken çocuklara yol göstermek ve onlara hikayeler anlatmak uçurumu görmesinler diye..."


- Sessizliğin Yanıtı



53. "Kadere kısmete inanmam, teknik adamı olduğumdan olasılık formülleriyle davranmaya alışığım."


- Homo Faber



54. "...bir sonraki hücrede bir pezevenk var, o da durmadan namustan söz ediyor."


- Stiller



55. "Yalnız yaşanıyorsa her zaman yapacak ya da düşünecek bir şey bulunur."


- Holosendeki İnsan



56. "Hayat kısa, gece de büyük, lanet olsun paydos umuduna, güneş parladığı sürece gün kutsal, güneş parladığı sürece yaşasın kişi. Güzel ve bağımsızdır o."


- Kont Öderland



57. ""Sonra uzun uzun maviliklere bakıyorlar, öyle derin görünüyor ki böyle sırtüstü yatıp gözünü ondan almayınca, öyle derin ve karanlık, sanki günün ötesinde dünyanın gecesini görebiliyorlar.""


- Sessizliğin Yanıtı



58. "“Sevgili ölüm, henüz yaşamadım.”"


- Sessizliğin Yanıtı



59. "İnsan kendi kendine iyi geceler dileyemez.

"Evlenmek için neden mi bu?"


- Homo Faber



60. ""Sonra uzun uzun maviliklere bakıyorlar, öyle derin görünüyor ki böyle sırtüstü yatıp gözünü ondan almayınca, öyle derin ve karanlık, sanki günün ötesinde dünyanın gecesini görebiliyorlar.""


- Sessizliğin Yanıtı



61. "İnsan ancak kaybetme cesareti gösterdiğinde, her şeyi sadece kaderini değil ismini ve kentsoyluluğunu da üzerinden attığında, bir de her günü son günüymüş gibi yaşadığında gerçekten yaşar."


- Sessizliğin Yanıtı



62. "Benim (karım) Monika'yı birbuçuk senedir anlayan genç adam bu demek ki."


- Gesammelte Werke - Band 5



63. "Enderlin ona dünyada verilmiş olan zamanı yine kahve içmek, ve sonra da konyak içmekle geçiriyordu."


- Gesammelte Werke - Band 5



64. "... herkes gibi, onun da bir tek yaşamı varmış, her ne kadar başarısızlığa uğramış bir hayatsa da, benim de (biliyor muymuşum bunu?) bir tek yaşamım varmış."


- Çarpık Sevda



65. "..asla kendimden utanmadım. Asla hayat olmamış bir hayatı üstümden çıkarıp attım.
."


- Stiller



66. "İlginç olan şudur ki, kibirliliğimiz bizi, sanıldığı gibi, kendimize götürmez, kendimizden uzaklaştırır.

."


- Stiller



67. "Bazen insan kendini fuzuli hisseder çünkü biri için değil sadece kendi için oradadır, bu da katiyen yeterli gelmez."


- Sessizliğin Yanıtı



68. "Tanrı bir erkek oldukça, bir çift olmadıkça, bir kadının hayatı, Hanna’ya göre, bugünkü durumda kalmaya mahkûmdur, bugünkü içler acısı durumda, kadın, dış görünüşü ne kadar alımlı olursa olsun, yaradılışın proleteridir bugünün dünyasında, başka birşey değildir."


- Çarpık Sevda



69. "Biz birbirimizi hep küçülttük. Neden sürekli küçülttük. Ben seni, sen beni. Neden mümkün olan her şey bizim için küçüldü. Birbirimizi sırf küçültülmüş olarak tanıyoruz."


- Gesammelte Werke - Band 5



70. "Sık sık korkunç şeyler düşlediğimiz ve bunun için ertesi gün hiç utanmadığımız olmaz mı?

."


- Stiller



71. "Uykuya dalabilmek için duyulan umarsız arzu, ama hiçbir zaman uyuyamayacağını bilmek.

."


- Stiller



72. ".. zamanın nasıl geçtiğine, kişinin yaşlandığına şaşıyorum.

."


- Homo Faber



73. "İnsan kendi kendine iyi geceler dileyemez.
" Evlenmek için neden mi bu?""


- Homo Faber



74. "Ve acaba biliyorlar mı neden böyle bir surat takındıklarını , sabahleyin yataktan kalkıp giyinme sebeplerini ,ne için okuduklarını, çalıştıklarını,oyun oynadıklarını, tüm bunlar ne için? Belki de bilmiyorlar ve yaşamak nihayetinde sadece şanından ya da eski bir gelenek olduğundan böyle."


- Sessizliğin Yanıtı



75. "Kızılderililer çok yumuşak, çok barışçı, çok çocuksudurlar. Geceler boyunca beyaz hasır şapkalarıyla mantar gibi hareketsiz, toprağın üzerinde otururlar, karanlıkta, hoşnut, sessiz.
Güneş ve ay, ışık olarak onlara yeter de artar bile; kadınsı bir halk, korkunç ama zararsız."


- Homo Faber



76. ""Sizin toplumunuzda insan geberebilir," dedim, "siz farkına bile varmazsınız geberdiğinizin, dostluk diye bir şey bilmezsiniz, toplumumuzda geberir insan!"
.. neden sanki birbirimizle konuşuyoruz, diye bağır­dım, neden (kendi sesimi kendim de duydum), haberiniz bile olmadan biri ölebilirse neden bu topluluk bir arada.

Son"


- Homo Faber



77. ""Dur!" dedi: "Sen orada durunca Venüs daha güzel görünüyor, ..

."


- Homo Faber



78. "“Sayın Avukat," diyorum, "bayanların ziyaretine bir itirazım yok, ama geçenlerde yaptığım uyarıyı yineliyorum: Ben cinselliğe düşkün, kendini tutamayan bir insanım, size söylemiştim, özellikle de bu mevsimde.""


- Stiller



79. "İnsanlar tavşan değildir, ilerlemenin ölçüsüdür; işi kendimizin düzenlemesi gerekiyor. Dünya nüfusu tehdit edici bir biçimde artıyor. Araplar bir gün bağırsaklarını evlerinin etrafına boşaltmak zorunda kalmadıkları zaman, Arap halkının yirmi yıl içinde iki katı artacağı kesindir. Doğanın her yerinde olduğu gibi, kalıcı­lığı sağlamak için fazla üretim. Yaşamın kutsallığı! Doğadaki fazla üretim felaketlere yol açıyor, bir de biz bunun üzerine hayvanlar gibi doğurup durursak, cinsin tükenmemesine değil, cinsin yok olmasına yol açarız."


- Homo Faber



80. "Sessizlik istiyordum, insanlar ise yorucuydu."


- Homo Faber



81. "Kim ki otuz yaşına gelip henüz bir şeyler başaramamışsa gönül rahatlığıyla gidip ilk ağaca asabilir kendini..."


- Sessizliğin Yanıtı



82. "Hiç bir sözüme inanmıyorlar, herhalde sonunda, yemin etmek için kullandığım parmaklarımın kendi parmaklarım olduğuna da yemin etmek sorunda kalacağım."


- Stiller



83. "Artık yaşamı eskisinden daha çok ciddiye alıyoruz."


- Homo Faber



84. "Makine hiçbir şeyi unutmaz çünkü ona verilen bilgileri insan beyninden daha iyi kavrar ve olası­lık hesaplarını yapar. Hepsinden önemlisi de, makinenin yaşamadığıdır, insanı yıpratan korku ve umudun ne oldu­ğunu bilmez, sonuçla ilgili hiçbir isteği yoktur, olasılığın saf mantığına göre çalışır, bu yüzden diyorum ki ben: Robot her şeyi insandan daha iyi tanır, geleceği bizden daha iyi bilir, çünkü onu hesaplar, spekülasyona ve hayale dalmaz, kendi sonuçlarından yararlanır ve şaşırması olanaksızdır, robotun önceden sezişlere gereksinmesi yoktur."


- Homo Faber



85. "Genç bir ruhu hiçbir şey, yetişkinlerin, insan her şeye alışıyor, nihayetinde biz de bu yollardan geçtik demesinden daha fazla kızdıramazdı. Bu muydu teselli dedikleri, onların da dünyaya yenilmiş olmaları mı?"


- Sessizliğin Yanıtı



86. "Takı hediye ediyor, sevdiğinde. Bunu eskiden akıl edemezdi. Kuyumcuda, başını yüzüklerden ve incilerden kaldırdığında ürküyor: takı hediye edenlerin hepsi yaşlı adamlar."


- Gesammelte Werke - Band 5



87. "Belki de hayat, gerçek hayat, suskundur - geriye resim de bırakmaz Avukat Bey, cansız hiçbir şey bırakmaz!.."

."


- Stiller



88. "“Sevgili ölüm, henüz yaşamadım.”"


- Sessizliğin Yanıtı



89. "Bildiğim en mutlu anlarımdan biri,bir topluluktan ayrılıp arabama oturduğum, kapısını kapatıp anahtarı soktuktan sonra, sigaramı arabanın çakmağıyla yakıp sonra anahtarı çevirip gaza bastığım andır, insanlar bana yorgunluk verir, erkekler de."


- Homo Faber



90. "Belki artık anlatamıyorum duygularımı. Kaç kişi benim sevincimle, duygularımla ilgilenir?!"


- Çarpık Sevda



91. "Çoğumuz kendini bilir, ancak çok azımız kendini kabullenir.
."


- Stiller



92. "İnsanın o güne kadar yabancı olan yaşamını yavaş yavaş ya da ansızın yabancılaştıran şey , kendini tanımasıdır ve bu tanıma ilk adımdır, atılması zorunludur, ama kesinlikle yeterli değildir. Tam da bu adımı atıp kalan salt kendini tanımanın verdiği melankoliyle yetinen ve bu kendini tanımaya olgunluk süsü veren ne çok insan tanırız!

."


- Stiller



93. "Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir, hatta felaket bile acı, ümitsizlik, cürüm, her şey ama her şey boşluktan daha iyidir!"


- Sessizliğin Yanıtı



94. "“Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir, hatta felaket bile – acı, ümitsizlik, cürüm, her şey ama her şey boşluktan daha iyidir!”"


- Sessizliğin Yanıtı



95. "İçimde tuhaf bir duygu var: 'Ne oluyor?' duygusu. Ama bir şey olduğu yok."


- Stiller



96. "Başka türlü yaşamaya karar veriyorum."


- Homo Faber



97. "Rüzgarlar gibidir hayatımızın imkanları,yine de insan neden cesaret etmez ki yelken açmaya? Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir, hatta felaket bile - acı, ümitsizlik, cürüm,her şey ama her şey boşluktan daha iyidir!"


- Sessizliğin Yanıtı



98. "Gelenek nedir? Ben şöyle düşünürdüm: insanın, kendi çağının sorunlarını, ataları, kendi çağlarının sorunlarını nasıl ele almışlarsa, aynı cesaretle üstlenmesi. Bunun dışında kalan her şey taklittir, mumyalamadır.."


- Stiller



99. "“Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir, hatta felaket bile – acı, ümitsizlik, cürüm, her şey ama her şey boşluktan daha iyidir!”"


- Sessizliğin Yanıtı



100. "İçimde tuhaf bir duygu var: 'Ne oluyor?' duygusu. Ama bir şey olduğu yok."


- Stiller



101. "Duvardaki çatlak gibi bir şey bu. Çatlağı görmemek için duvarı kağıtla kaplayabilir insan. Oysa çatlak kalır. İnsan kendi dört duvarı arasında kendini bir daha asla evinde hissedemez. Hepsi bu..."


- Kont Öderland



102. "Senin bana özgürlük tanıman gerekmez, gereksinim duyarsam kendi özgürlüğümü kendim alırım.

."


- Stiller



103. "Yaşama yeniden başlayacak olsak, neyi değiştireceğimizi hepimiz bilirdik."


- Biyografi



104. "Sevgili ölüm, henüz yaşamadım."


- Sessizliğin Yanıtı



105. "“Kendisini her zaman kurban olarak gören kimse, demek istiyorum, kendisinin yaptığı hileyi asla keşfedemez,”"


- Stiller



106. "Hiçbir zaman yerine getirilmeyen ve bu yüzden de iktidar devralmayı hep bir ilerleme olarak göstermeye yarayan bir sürü laf ve büyük vaat vardır."


- Kont Öderland



107. "İnsanın yerinden fırlayıp masaya bir yumruk indirmek istediği,herkesi sarsmak, ürkütmek istediği anlar oluyor! Onlara şunu ya da bunu neden yaptıklarını bilip bilmediklerini sormak istediği anlar! Onların soğukkanlı, kendinden emin yüzlerini yırtmak, alaşağı etmek istediği anlar var - evet, kağıttan bir maskeymişcesine yırtmak!"


- Sessizliğin Yanıtı



108. "İnsan buna dayanamıyor," diyorum, "neden vicdan azabı çektiğini bilmeden yıllarca vicdan azabı çekilmiyor."

."


- Stiller



109. ".. gülen yüzünü görmek için boşuna çabalıyorum; bildiğim tek şey var, her güldüğünde o yüzü iki elimle tutmak istiyorum, Tanrı'nın elle tutulamayacak, sadece varlığına inanılabilecek bir lütfunu tutar gibi; sonra kesin, dingin bir duyguya kapılıyorum: Bu gülüşün eritemeyeceği şey yoktur!
."


- Stiller



110. "“Kendisini her zaman kurban olarak gören kimse, demek istiyorum, kendisinin yaptığı hileyi asla keşfedemez,”"


- Stiller



111. "Neden hayatımızı yaşayamıyoruz, bu tarifsiz ilahi dünyada sadece bir defaya mahsus bulunduğumuzu bildiğimiz halde, bunun sadece bir defalığına, tekrarsız olduğunu bildiğimiz halde!"


- Sessizliğin Yanıtı



112. "
.
- Ehrismann reklam dolu bir duvarın önünde durur.


."


- Gesammelte Werke - Band 5



113. "Nihayet kapı açılıyor, ve sürüde bir hareketlenme başlıyor, kimisi acele ediyor, kimisi arkaya doğru el sallıyor, bebek surat (yer hostesi) tekrar ediyor:
Uçuş yedi-sıfır-beş.
İkisini de hayal edebiliyorum:
Enderlin uçuyor.
Enderlin kalıyor.
Yavaş yavaş bıktım artık tanıdığım bu oyundan: yapmak veya yapmamak, ve biliyorum ki her durumda, hayatımın sadece bir parçasıdır bu, ve diğer yarısını hayal etmem gerekir; eylem ve eylemsizlik birbiriyle yer değiştirebilir; bazen eyleme geçerim aynı mümkinata sahip olan eyleme geçmemenin de zamanın geçmesine ve benim yaşlanmama engel olmadığı için..."


- Gesammelte Werke - Band 5



114. "Kendi kendime kızıyorum!
(İnsan bir kez daha yaşayabilseydi.)"


- Homo Faber



115. ""Kendisini her zaman kurban olarak gören kimse, .. kendisinin yaptığı hileyi asla keşfedemez, .. "

."


- Stiller



116. "Olur da dağa tırmanmayı başarırsa başka biri mi olacak? Bir özlemden, gerçek bir hasretten yoksun kalanın payına düşen hırstan başka nedir ki?"


- Sessizliğin Yanıtı



117. "Yaşayabilmek için başarıya oksijen gibi gereksinim duyan insanlarda bazı şeylerin yolunda gitmediğine inanırım ben."


- Stiller



118. "Həqiqəti göstərmək qeyri-mümkündü, onu gərək yalnız uydurasan. Axı, qeyri-adiliklər çox nadir hallarda adiliklərlə barışmağa razılıq verirlər."


- Don Juan ya da Geometri Aşkı



119. "( insan bir kez daha yaşayabilseydi.)"


- Homo Faber



120. "Eğer gerçeği kağıda dökersem, kaçacak bir yer bulamaz."


- Stiller



121. "yeryüzündeki ne ilk ne de son kişi olmadığımı biliyorum, son kişi olmayı düşünmek beni sarsmıyor çünkü değilim. Ne diye isteriye kapılmalı?"


- Homo Faber



122. "İnsan hile yapabilir tabi, birini kolundan tutup kenara çekebilir ama elini açarsa bulacağı bir hiçtir. Bunun için mi koşturuyoruz, kuşaktan kuşağa? Tam bir sirk bu, çemberin etrafında dönüp durmak,belki de çemberin ortasında sevgili Tanrı oturuyordur ve eğlencesi bitmesin diye bizi yüzlerce tutkuyla kırbaçlayıp karnı ağrıyıncaya kadar gülüyordur."


- Sessizliğin Yanıtı



123. "Hayatlarını dolu dolu yaşayan ve dünyaya çocuk getirmeye hakları olan insanlar vardır belki, fakat mesele sadece zaman geçirmekse oyun topları,oyun kartları ve insanı eğleyebilecek binlerce meslek var, sırf can sıkıntısını gidermek için bu sıkıntıyı diğer kuşaklara aktarmak gibi çok yaygın işlenen bu cürümden daha canice bir şey olamaz."


- Sessizliğin Yanıtı



124. ".. bizi yaşatan her şeyin ufacık bir vaha sayesinde olduğunu hiç öğrenmemiştim, Tanrı'nın lütfu kadar az bulunur bir şeydi bu.
."


- Stiller



125. "İnandırıcı olan, bir insanın başarıları değil, oynadığı roldür."


- Adım Gantenbein Olsun



126. "İnsan hayatım dediği şeyin için pek az doldurur, hem de gülünç derecede az."


- Sessizliğin Yanıtı



127. "Hayatlarını dolu dolu yaşayan ve dünyaya çocuk getirmeye hakları olan insanlar vardır belki, fakat mesele sadece zaman geçirmekse oyun topları, oyun kartları ve insanı eğleyebilecek binlerce meslek var; sırf can sıkıntısını gidermek için bu sıkıntıyı diğer kuşaklara aktarmak gibi çok yaygın işlenen bu cürümden daha canice bir şey olamaz."


- Sessizliğin Yanıtı



128. "… çünkü belki de gerçeği tüm çıplaklığıyla dile getirmek her zaman iyi bir çözüm değil, hele ki sözko nusu gerçek geçmişe aitse ve geride bırakıldıysa."


- Sessizliğin Yanıtı



129. "... insanları değerlendirirken, onların sadakatlerini esas almak yanlış olur; onların içtenliği, belli bir andaki coşkularıyla sınırlıdır."


- Stiller



130. "Ben Öderland’da doğdum. İnsanın ait olmadığı, asla gelişmediği bir yerde. İnsanın sevinçle değil, her gün inadına yaşadığı bir yerde. İnadına, erdemle. İnsanın soğuktan donmamak ve açlıktan ölmemek için Tanrı’nın yarattığı dünyayla savaşmasının gerektiği bir yerde. Çalışmanın meyveleri; Öderland’da var olan tek şey budur. Rahatlık; şen, korkusuz, özgür ve insana dair her şeyin bedeli vardır. Ve her şey vazifedir. Benim doğduğum yerde insanın düşünebileceği en yüce şey, kendini zorlamaktır. Kendini zorlamak ve feragat etmek. İnsan hayatta olduğu için vicdan azabı çeker ve herkes bir anlam, siste büyümeyen sevincin yerine koyacağı bir şey arar. Çünkü bizim yazımız kısadır; yeterince güneş olmayınca yeterli de olmayan hazza kendini kaptıranın vay haline. Yine alacakaranlık bastırdığında, her şey karardığında, bir de sis, her şey ölçüsüz ve de gerçekdışıyken vay haline! Sorumluluğun hayaletleri üşüşüverir, insanın vicdanı kudurur, ta ki boğuluncaya - ya da kusuncaya kadar…"


- Kont Öderland



131. "Ayrılışlardan nefret ederim."


- Homo Faber



132. "her zaman neşeli de değilimdir ama işte asıl o zaman yalnız kalmak istiyorum."


- Homo Faber



133. "Neden özlemimizin peşi sıra gitmiyoruz? Neden? Neden özlemimizi bastırıyoruz, özlemimizin örf, fazilet, sadakat dediklerimizden ve bunlarla birlikte hayata dahil olmayan her şeyden daha hakiki, daha saf, daha güzel olduğunu bildiğimiz halde? Neden bunlardan silkinemiyoruz? Neden hayatımızı yaşayamıyoruz,bu tarifsiz ilahi dünyada sadece bir defaya mahsus bulunduğumuzu bildiğimiz halde,bunun sadece bir defalığına ,tekrarsız olduğunu bildiğimiz halde!"


- Sessizliğin Yanıtı



134. "Belki de kahramanca nitelenen hırsın kibirden başka bir şey olmadığı, sadece kaçış olduğu ortaya çıkabilir."


- Sessizliğin Yanıtı



135. "İnsan, yorumunun tamamen dışında olan mutlak bir merci olduğuna emin olmadıkça, mutlak gerçek diye bir şeyin var olduğuna emin olmadıkça, özgürlüge ulaşabileceğimizi asla düşünemem,

."


- Stiller



136. ".. kendisini yalnızca birtakım sözlerle ve beklentilerle yüreklendirmekle yetinen biriyle değil de, insanın zaafıyla nasıl yaşayabileceğini gösteren birisiyle karşılaşmış olsaydı -

."


- Stiller



137. "Gantenbein 'in,
Bir anne istemezse çocuğun eğitilmeyeceğini anlaması,
İyi bir baba olabilmek için çocuk açısından,
Kör rolünü oynamayı iyice öğrenip bin bir küçük şeyden aldatılmaya razı olması,
Eğitme arzusundan vazgeçmesi ve
Yaşam Beatrice'i eğittiğinde onun yardımına koşmaya hazır olması gerektiğini
Öğrenmesi yıllar alıyor."


- Adım Gantenbein Olsun



138. "... insanları değerlendirirken, onların sadakatlerini esas almak yanlış olur; onların içtenliği, belli bir andaki coşkularıyla sınırlıdır."


- Stiller



139. "“…inkâr edilemeyecek bir gerçeğin farkına vararak çalar saati yavaşça yeniden kurarsın, işte bir kez daha bir şey başaramamışsındır, dolduramamışsındır hayat dediğin şeyin içini, tıpkı dün ve yıllardır olduğu gibi.”"


- Sessizliğin Yanıtı



140. "Rüzgarlar gibidir hayatımızın imkanları, yine de insan neden cesaret etmez ki yelken açmaya? Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir, hatta felaket bile -acı, ümitsizlik, cürüm, her şey ama her şey boşluktan daha iyidir!"


- Sessizliğin Yanıtı



141. ".. gözleri bana, yazdıklarına inanmamam için yalvarıyor, çünkü yazdıklarını baskı altında yazıyor, bakışlarıyla kendisini bu baskıdan kurtarmamı istiyor...

."


- Stiller



142. "Tek bildiği, hayatını bir kez heba ettiysen geri dönüşün olmadığı, geçmişe müdahale edilemeceği, geçmişin telafi edilemeyeceği ya da düzeltilemeyeceği, merhamet yok, daha önce hiç farkında olmadığı kadar farkında şimdi insanın yaptığı ya da yapmadığı " şey" in nihai olduğunun, her hatanın ya da her ihmalin ve evet,burada oturmanın bile bir tekrarının , telafisinin olmadığının - insan neden yerinden kımıldaması gerektiğini bilmese de böyle bu."


- Sessizliğin Yanıtı



143. ".. neyin ıslık çaldığını, neyin vızıldadığını ve neyin öttüğünü bilemeyince insan, çağdaş müzik sesi gibi bir şey, maymunlar olabilir ya da kuşlar, belki de kedi türünden bir şeydir, bilemiyor insan, istek mi yoksa ölüm korkusu mu, bilemiyor insan."


- Homo Faber



144. "'Senin bana özgürlük tanımana gerek yok. Bu da ne demek oluyor? Özgürlüğe
gereksinimim olursa kendim alırım."

."


- Stiller



145. "Sevgili ölüm, henüz yaşamadım.
."


- Sessizliğin Yanıtı



146. "En büyük kötülükleri yaratanlar hep ahlakçılardır. Kürtaj kültür ölçüsüdür, doğanın istediği biçimde yalnız vahşi ormanlar üreyip yayılır. İnsan plan yapar."


- Homo Faber



147. "Hanna çocukken erkek kardeşiyle güreşmiş ve bir daha hiçbir erkeği sevmemeye yemin etmiş, çünkü kendinden ufak olan kardeşi onu sırt üstü yere serip yenmiş. Sevgili Tanrı ' ya o kadar kırılmış ki erkekleri daha güçlü yaptığı için,onu haksız bulmuş, kardeşini değil, Tanrı ' yı."


- Homo Faber



148. "Sevgili ölüm, henüz yaşamadım."


- Sessizliğin Yanıtı



149. "camdan dışarı bakıyorum, ağlamıyorum, artık burada olmak istemiyorum. Ne diye camdan dışarı bakıyorum sanki?"


- Homo Faber



150. "Anlaşılan kendimi duyuramıyorum. Her sözcük, hem yanlış hem gerçek, sözcüğün yapısı bu, insan her şeye de inanabilir, hiçbir şeye de...

."


- Stiller



151. "Bazı şeyler vardır ki olup biterler ve yine de geçerli değildirler, ama dile getirilirlerse bu kez geçerli olurlar, bununla birlikte gerçek değildirler, geçerli olmaları hiç gerekmez!
."


- Stiller



152. "Her şey, hayatımızı yinelen­menin dışında bulmayı beklemeyip, o yinelenmeyi, o umarsız yinelenmeyi, kendi rızamızla (bize zor kullanılsa da) hayatımız yapmayı başarıp başaramamıza bağlı, bu da, 'Ben buyum!' diyebil­mekle mümkün ..."


- Stiller



153. "Sanki artık evren yok gibiydi; hâlâ hayatta olduğumuzu bize gösteren tek şey, ilerleyen saatlerdi.

."


- Stiller



154. "Her şey çok zevkli, çok temiz, çok ağırbaşlı, ancak dört bir taraf kulis.
Gördüklerim karşısında öğüreceğim geliyor...

."


- Stiller



155. "Ağlı başına gələndə hər kişi dərk eləyir ki, onun üçün qadından da uca nəsə var."


- Don Juan ya da Geometri Aşkı



156. "Düşünmeyi beceremiyor."


- Mavi Sakal



157. "neden vicdan azabı çektiğini bilmeden yıllarca vicdan azabı çekilemiyor."


- Stiller



158. "Rüyalarıma giriyorsun Katrin, bugün bile, ve uyandığımda, bundan (seni rüyamda gördüğümden) haberdar olduğuna inanıyorum."


- Gesammelte Werke - Band 5



159. "ah Tanrım, çağımızda belli bir üsluba oturtabileceğiniz bir kafaya rastlamak ne kadar az rastlanan bir olay oldu, adamın birinin dünyayı, örneğin yalnızca ve yalnızca Heidegger'in gözüyle görmesi kişilik belirtisi oluyor; biz ötekiler, içinde aşağı yukarı her şey olan, Eliot'un en cömert bi- çimde karıştırdığı bir kokteylin içinde yüzüyoruz, her yere girip çıkmayı biliyoruz, gözümüzün önündeki dünyayla ilgili olarak anlattıklarımız bile, ..."


- Stiller



160. "Kendi gerçekliğim için bir dil bulamıyorum.

Teslim mi olmalıyım? Yalana başvurarak kolaylıkla yapabilirim bunu, bir tek sözcük, itiraf denilen bir söz yeter, 'özgür' olurum, yani benim durumumda benimle hiç ilgisi olmayan bir rol oynamaya mahkûm olurum.

Öte yandan, insan gerçekte kim olduğunu nasıl kanıtlayabilir ki? Ben bunu yapamıyorum. Peki gerçekte kim olduğumu, kendim biliyor muyum? Tutukevinde kazandığım ürkünç deneyim bu: Kendi gerçekliğim için bir dil bulamıyorum."


- Stiller



161. "(Ah, şu beyaz olma özlemi, dümdüz saçlara sahip olma özlemi, yaratıldığından daha değişik bir biçim alabilmek için ömür boyu uğraşmak, kendini kabul etmenin onca güç gelmesi, ben bu güçlüğü biliyordum, kendi çektiğim sıkıntıyı bir kez de dışardan gōrüyordum şimdi, olduğumuzdan başka olmak özleminin ne kadar anlamsız olduğunu görüyordum!)

."


- Stiller



162. "Tek bildiği, hayatını bir kez heba ettiysen geri dönüşün olmadığı; geçmişe müdahale edilemeyeceği, geçmişin telafi edilemeyeceği ya da düzeltilemeyeceği; merhamet yok; daha önce hiç farkında olmadığı kadar farkında şimdi insanın yaptığı ya da yapmadığı "şey"in nihai olduğunun, her hatanın ya da her ihmalin ve evet, burada oturmanın bile bir tekrarının, telafisinin olmadığının ve bunun durdurulamayacak bir şekilde süregittiğinin insan neden yerinden kımıldaması gerektiğini bilmese de böyle bu."


- Sessizliğin Yanıtı



163. "Tarif edilemeyecek denli ciddi bir bahtiyarlık yaşamaya izni olmak; bir kez bu inayet ve minnettarlık duygusuna erişildi mi hiçbir şekilde boşluğa yer yoktur artık."


- Sessizliğin Yanıtı



164. "Dün soğukkanlılıkla ve neredeyse keyifli bir şekilde sergilediği kurnazlığı, kocasının hala Londra'da olduğundan emin olmak için yaptığı telefonlaşma, şimdi ona birden bire, aklına ansızın düşmesiyle, pek sempatik gelmiyordu, sol eliyle kahvesini içip Cezayir'le alakalı bir haber okurken. Neden şimdi bunu düşündüğünü bilmiyordu. Sonuçta kadının meselesiydi. Onu bu konuda hüzünlendiren, aslında şimdi başlamış olan uzak bir zaman sonra, herşeyden daha çok bu kurnazlığı hatırlayacak olmasıydı, kadının yatakta nasıl sağ eli onun göğsündeyken, sol eliyle Londra ile konuşması. Gözlerini yummuştu, bu sahneye ortak olmamak için. Kulaklarını ise kapatamıyordu. Daha sonra, uzun bir zaman sırf sigara içmişler ve konuşmamışmardı. Gerçekten de onu alakadar etmezdi, kadının bu durumu evlilik ilişkisi içine nasıl dahil edeceği, ve şimdi, sol elinde kahve Cezayir hakkında okurken, bunu düşünmek istemiyordu."


- Gesammelte Werke - Band 5



165. "Çocuklar istediğimiz şeylerdir ya da istemediğimiz."


- Homo Faber



166. "İnsanın elindekini ya da elinde olmuş olanı koruması, gerekli bir görevdir, ancak yeterli değildir; yaşamak için insanın geleceğe yönelik bir hedefinin de olması gerekir.
."


- Stiller



167. "Peki siz kimsiniz? diye sordular ona;.. düşündü.
Tanrı bilir! dedi sonra, Tanrı bilir, düne kadar bildiğimi sanıyor­dum, ama bugün, uyanıkken, bunu bilemiyorum.

."


- Stiller



168. "Anlatmalıymışım! Hem de hayatımın gerçeğini, yalnız ve yalnız yalın, katıksız gerçeği!

."


- Stiller



169. "Hatırlıyorum. Bu duygu bende eskiden de vardı. Hep vardı. Böyle boş bir duygu, başka bir yerde beklendiğime dair. Hep başka bir yerde."


- Kont Öderland



170. "İnsanın can sıkıntısı yüzünden aklına nelerin gelişi gülünç! Korkmaya gerek yok, bana gerekli olan hareket ve temiz hava, hepsi o kadar .
."


- Homo Faber



171. "Bize en yakın olanların, bizi kendimizin de tanımadığı, olsa olsa yaşıyabileceği gerçeğimizin içinde tanimaları beklentimizden nasıl olur da vazgeçebiliriz? Hayatımızın insanüstü bir makam tarafından düzenlendiğine emin olmadan, hiç değilse böyle bir makamın var olduğunu delicesine umut etmeden, asla vazgeçemeyiz bundan.

."


- Stiller



172. "Bir kere daha o tanıdık duygu: Uçmak zorunda olmak, bir pencerenin korkuluğunda durmak ve ansızın uçmayı becerebilmek dışında insanın hiçbir kurtuluş umudunun olmaması.

Bu arada şuna emin olmak: Sokağa atlamanın hiçbir yararı yok. İntihar bir yanılsamadır. Anlamı şu ki: Boşluğun beni taşıyacağına güvenerek uçmak zorunda olmak, yani kanatsız olarak atlamak, öylece boşluğa atlamak, hiç yaşanmamış bir hayata, ihmal yüzünden işlenen suça atlamak, bana ait olan, beni taşıyabilen tek gerçek şey olan boşluğa atlamak...

."


- Stiller



173. "Öylesine yaşıyormuş işte. Bazen üzgün bazen neşeli, hayat nasıl akarsa öyle."


- Sessizliğin Yanıtı



174. "Kendisini her zaman kurban olarak gören kimse, kendisinin yaptığı hileyi asla keşfedemez, bu da sağlıklı bir şey değildir. Neden ve sonuç hiçbir zaman iki ayrı kişiye bölünemez, hele erkeğe ve kadına asla."


- Stiller



175. "Burada ilk dikkatimi çeken: İsviçre olmak üzere olan bir şey olarak değil, savunulması gereken büyük bir şey olmuş olarak görülmesidir. Neredeyse geleceğin bir tehdit oluşturduğu düşünülmekte. Bundan dolayı sürekli ama sürekli savunma, püskürtme ifadeleri. [...] ... ülkemizin ruhsal durumu budur. Bu savunma mentalitesinin zayıflığı:
insan sadece daha önce sahip olmuş olduğuna ulaşır, ve bu, yaratıcı bir hareketlenme için yeterli bir teşvik, cazibe değildir."


- Gesammelte Werke - Band 5



176. "iyi bir insandı, kadınlığı tutmadığı sürece."


- Homo Faber



177. "Benden ne istiyor bunlar? Ben mutsuz, değersiz, önemsiz bir insanım, geride bıraktığım bir hayat yok, hiçbir hayat yok. Ne diye uydurma şeyler anlatıyorum? Sırf beni boşluğumla baş başa bıraksınlar diye, değersizliğimle, gerçekliğimle; çünkü kaçış diye bir şey yoktur, onların bana sunduğuysa bir kaçış, özgürlük değil, bir rolün kalıbına sığınış.

."


- Stiller



178. "- Dieqo ata, mən günah iş tutmuşam
- Danışın.
- Düşüncəmdə günaha batmışam..."


- Don Juan ya da Geometri Aşkı



179. "Ya da hiçbir şey söylemez, sadece birlikte otururlardı,soru sormadan, konuşmadan, insanları ancak birbirinden ayırmaya yarayan böylesi şeylerden uzak durarak."


- Sessizliğin Yanıtı



180. "İnsanın kendisini kabullenmesi kadar güç bir şey olamaz.

Aslında bunu başaranlar yalnızca safdil olan insanlardır, ne var ki yaşadığım dünyada bu iyi anlamıyla safdil olarak tanımlanabilecek çok sayıda insan tanımadım henüz."


- Stiller



181. ".. kendilerini kaçı­nılması olanaksız bir şeye, Öl ve Ol'a adamıştır kadınlar-

."


- Stiller



182. "Silahlanan bir ülke, başlangıçta komşuları iç harika bir işyeridir. Öyleyse çeneler tutulsun! Gazetelerimizde yazılanlara inan; haydutların kim olduğunu sana söyler onlar. Tıpkı o zaman olduğu gibi! Ama sevimli komşumuz artık peynirimiz yemeyince, ya da bundan böyle kendi saatlerini kullanacağı iç bizden saat almayınca, kıyamet o zaman kopar, ah evet, özgürlük de sona erer, ticaret de biter, ansızın insanlığa sonsuza kadar kucak açan yer oluruz yeniden, her zamanki gibi barış ülkesi, adalet melekleri oluruz - öğüreceğim geliyor!"

."


- Stiller



183. "Üşüyorum, ama yedi - sekiz saat sonra güneşin yeniden doğacağını da biliyorum."


- Homo Faber



184. "En kötüsü dişlerim. Çürümelerini engellemek için ne yapılırsa yapılsın bir gün dağılıvereceklerinden hep ürkmüşümdür. Hatta insanın her yanının dağılıvermesinden - yapı olarak mümkün, ama malzeme yoktu. Et madde değil, lanet bir şeydir."


- Homo Faber



185. "“Sevgili ölüm, henüz yaşamadım.”"


- Sessizliğin Yanıtı



186. "İntihara inanmıyorum, insanın yeryüzüne gelmiş olmasını değiştirmiyor bu, o sırada istediğim tek şey hiç doğmamış olmak!"


- Homo Faber



187. ""Riske girmeyi göze almamak bir alışkanlığa dönüşürse, insan aklının ölümü demek olur, yumuşak ve ayırt edilemeyen bir ölüm olur bu, ama yine de önüne geçilemez."

."


- Stiller



188. "Genç bir ruhu hiçbir şey, yetişkinlerin , insan her şeye alışıyor, nihayetinde biz de bu yollardan geçtik demesinden daha fazla kızdıramazdı. Bu muydu teselli dedikleri, onların da dünyaya yenilmiş olmaları mı?"


- Sessizliğin Yanıtı



189. ".. öyle bir adımdır ki bu, o güne kadar kendinizi, içinde güvende görmüş olduğunuz her şeyi terk edersiniz, öyle bir adımdır ki eğer onu atacak gücü bulabilirsem hiç kimse durduramaz beni; bu adım, inanca atılan adımdır, bunun dışında kalan şeyler özgürlük değil, palavradır.

."


- Stiller



190. "Gerçekten de inanamıyordu bu denli yoğun bir hasretin , gençliğe özgü iyimserliğin , böylesine yoğun duyguların ve gururlu sözcüklerin karşılıksız kalmasına, beyhude ve sıradan olmasına."


- Sessizliğin Yanıtı



191. "Bir şey olsun yapmak zorunda insan; yoksa hayatı boyunca öyle oturup boşluğa bakarak Tanrı'nın nedensiz bir can sıkıntısı içinde insanla kastettiği şeyin ne olduğu üzerine derin düşüncelere mi dalmalı ?"


- Sessizliğin Yanıtı



192. "herkes karşısındakinin her şeyi bilmesi gerekiyormuş gibi yapıyor, ancak kimsenin doğru dürüst bir şey bildiği yok."


- Stiller



193. "Kibirliliğimiz bizi sanıldığı gibi, kendimize götürmez, kendimizden uzaklaştırır."


- Stiller



194. "Geleceği belirleyen gene salt bir rastlantıydı, başka bir şey değil."


- Homo Faber



195. "Hayatının neden başarısız olduğunu anlayamıyor­dum. Tam tersine. Bir insanın kafasına koyduğu gibi ya­şamasını, bunu gerçekleştirmesini ben başarı olarak görüyordum."


- Homo Faber



196. ".. kadın, dış görünüşü ne kadar alımlı olursa olsun, yaratılışın proleteridir bugünün dünyasında, başka bir şey değildir.

Tanrı bir erkek oldukça, bir çift olmadıkça, bir kadının hayatı, Hanna'ya göre, bu­ günkü durumda kalmaya mahkumdur, bugünkü içler acı­sı durumda kadın, dış görünüşü ne kadar alımlı olursa olsun, yaratılışın proleteridir bugünün dünyasında, başka bir şey değildir."


- Homo Faber



197. "Salt fantezi yüzünden korkmaktan kaçınırım ya da korku yüzünden dehşete kapılmaktan; mistik olmaktan.
."


- Homo Faber



198. "Kaçış diye bir şey yok. Bunu biliyorum ve kendi kendime her gün söylüyorum. Kaçış diye bir şey yok. Öldürmemek için kaçtım ve öğrendim ki, zaten kaçmaya kalkışmam öldürmenin ta kendisiymiş. Yapacak bir tek şey kaldı: Bir hayatı sona erdirmiş olduğum gerçeğini kimse benimle paylaşmasa da, bu gerçeği benim üstlenmem gerek.

."


- Stiller



199. "..hapishane yalnızca benim içimde,..

Ara sıra, hücremde yalnız kaldığımda, bütün bunların bir düş olduğu duygusuna kapılıyorum; istediğim an ayağa kalkabilirim, ellerimi yüzümden çekebilirim ve çevreme özgürlük içinde bakınabilirim, hapishane yalnızca benim içimde, diye düşünüyorum."


- Stiller



200. "Bugün şunu bir kez daha anlıyorum: Hayatımızdaki başarısızlık- larımızı gömemeyiz, ne kadar çabalarsam çabalayayım başarısızlıktan kurtulamıyorum, kaçış yok.

."


- Stiller



201. "Bir insanı, ya da en azından onun ruhunu öldürmenin çeşitli yolları vardır, bunu dünyadaki hiçbir polis anlayamaz. Bunun için bir tek söz yeter, doğru anda açık yürekli olmak yeter. Bir gülümseme yeter. Bir gülümsemenin ya da suskunluğun öldüremeyeceği insanı görmek isterdim.

Elbette ki bütün bu cinayetler ağır ağır oluşurlar. Çoğu insanın neden gerçek bir cinayetle, gözle görülebilen ve kanıtlanabilen bir cinayetle onca ilgilendiğini hiç düşünmediniz mi dostum Knobel? Nedeni belli: Çünkü biz genel olarak günlük cinayetlerimizi hiç görmeyiz. Tabanca patlaması, kan akması ya da bir insanın karısının suskunluğu yüzünden değil de, gerçek zehirle gebermesi bizi rahatlatır elbette.

Eski çağların, örneğin Rönesans döneminin en güzel tarafı da bu işte, insan karakterinin kendini hareketle belli etmesi; bugün ise her şey insanın içinde olup bitiyor - ve böyle içten işlenmiş bir cinayeti anlatmak için, sevgili Knobel, çok zaman gerek, çok zaman!"


- Stiller



202. "Kültür düzeyinin hiçbir işe yaramadığı kıskançlığı bilirim ben. Tersine, kültür kıskançlığın tümüyle ilkel bir hale dönüşene dek birikimine neden olur."


- Adım Gantenbein Olsun



203. "Tanrı aşkına, insan ayağa kalkıp masaya bir yumruk indirmek ister, herkes kendine gelsin ve dürüst olsun diye!
Fakat kim buna cüret edebilir ki!"


- Sessizliğin Yanıtı



204. "Kibirliliğimiz bizi sanıldığı gibi, kendimize götürmez, kendimizden uzaklaştırır."


- Stiller



205. "Hanna' ya göre erkek kendini dünyanın efendisi olarak görür, kadını da ayna. Efendi, ezilenlerin dilini öğrenmek zorunda değildir, kadınsa zorunludur buna, ama efendisinin dilini öğrenmenin ona yararı dokunmaz,tam tersine, kendini daima haksız çıkaran bir dildir öğrendiği."


- Homo Faber



206. "Kalbi hatıralarla dolu, birbirlerini en son görüşlerinde yaşananların hatıraları."


- Sessizliğin Yanıtı



207. "insan hiç değilse saçmalayabiliyordu."


- Homo Faber



208. ""Tu sais que la mort est femme!""


- Homo Faber



209. "Bir hayatın gerçek bir hayat olmasının neye bağlı olduğunu söylemek çok zordur. Ben buna gerçeklik diyorum, ama bunun anlamı ne? Şöyle de diyebilirsiniz: İnsanın kendi kendisiyle özdeşleşmesi Yoksa hiç var olmamış demektir!

."


- Stiller



210. ".. her şey hayat sözcüğünden ne anladığımıza bağlı! Gerçek bir hayat, sararmış bir albümde değil de yaşayan bir şeyde biriken bir hayattır, ..

."


- Stiller



211. "İnsanın öz-özlüyündə bütöv olmaması dəhşətli bir şeydi! Və onun bütövləşmək arzusu nə qədər güclüdürsə, onu başqa cinsə nökərçiliyə vermiş taleyin lənəti də o qədər güclü olur."


- Don Juan ya da Geometri Aşkı



212. "Bildiğim bir şey vardı: O anda geri dönseydim, bütün yaşamım boyunca pişmanlık duyacak, acı çekecektim.

."


- Stiller



213. "İnsanın önündeki bir saati nasıl kullanacağını gerçekten bilmemesi, sonsuzluğun o yakıcı tadı, insanın yaşadığı an'ın ötesini görememesi...

."


- Stiller



214. "Sana çiçek açtırtmak!
.. seni bir çiçek gibi açtırtmak istiyordum,..

Herhalde temelde ben seni hiç sevmedim, benim âşık olduğum senin ürkekliğin, narinliğindi, bana seni yorumlamak ve ifade etmek görevi yükleyen suskunluğundu. Hem de ne görev!

Senin bana gereksinim duyduğunu kurdum kafamda. Sürekli yorgun oluşun, güz çiğdem gibi solgun benzin, hastalanmaya eğilimli olman, bunlar benim bilinçsiz olarak gereksinim duyduğum şeylerdi işte, kendimi daha da güçlü hissedebilmem için, korunmaya muhtaç biri gerekliydi bana.

Alışılmış türden bir sevgiliye sahip olmak, anlarsın ya, öyle sağlıklı ve sıradan bir kız, kucaklanmak isteyen ve kucaklayabilen biri, hayır, bu beni korkutuyordu. Zaten içim korkuyla doluydu!

Seni, kendimi kanıtlamak için kullandım. Bu yüzden de terk edemedim seni. Hiç kimsenin üstlenmediği bir görevi üstlenerek seni bir çiçek gibi açtırtmak istiyordum, böylesine yalın bir çılgınlık içindeydim. Sana çiçek açtırtmak! Kendime bu sorumluluğu yükledim - seni de hasta ettim, bu doğal, çünkü böyle bir adamın yanında neden sağlığına kavuşasın ki; benim yanımda mutsuz olacağın korkusu, senin verebileceğin herhangi bir mutluluktan daha çok bağlıyordu beni sana."
."


- Stiller



215. "Özgür! Özgür! Özgür! Bir kerecik olsun 'hangi şeyden özgür ya da öncelikle 'ne için özgür olduğunu söyletmek için boşuna çabalıyorum.

."


- Stiller



216. "“Sevgili ölüm, henüz yaşamadım.”"


- Sessizliğin Yanıtı



217. "Sevgili ölüm, henüz yaşamadım..."


- Sessizliğin Yanıtı



218. "Rüzgârlar gibidir hayatımızın imkânları, yine de insan neden cesaret etmez ki yelken açmaya? Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir, hatta felaket bile - acı, ümitsizlik, cürüm, her şey ama her şey boşluktan daha iyidir!
."


- Sessizliğin Yanıtı



219. "
; bir kez bu inayet ve minnettarlık duygusuna erişildi mi hiçbir şekilde boşluğa yer yoktur artık.

Son"


- Sessizliğin Yanıtı



220. "İnsanın öz-özlüyündə bütöv olmaması dəhşətli bir şeydi! Və onun bütövləşmək arzusu nə qədər güclüdürsə, onu başqa cinsə nökərçiliyə vermiş taleyin lənəti də o qədər güclü olur."


- Don Juan ya da Geometri Aşkı



221. ""İnsan ertesi sabah bir adım bile ilerlememiş olduğunu bile bile ayağa kalkmak zorundadır, bilinmezliğe doğru, inançtan, amaçtan yoksun, manadan yoksun, her şeyden ve her türlü maharetten yoksun, böylece insan giderek yaşlanır, içi daha da boşalarak, daha çaresiz hal alarak...""


- Sessizliğin Yanıtı



222. "Erkekler sevdiklerini biçimlendirmekten hoşlanır,bunu oğlan çocuklarında da görmek mümkündür: kendi kafalarınca yoğurup şekil verdikleri şeyleri çok geçmeden fırlatıp atarlar çünkü onlar için ne çekiciliği kalır ne de değeri."


- Sessizliğin Yanıtı



223. "Dünyada olmak ışıkta olmaktır .

.. ama önemli olan, ışığa dayanmaktır (çocuğumuzun şarkı söylediği zamanlar gibi ), katır tırkları, asfalt ve deniz üzerindeki ışıkta söneceğimi bilerek sevince dayanmak, zamana da yanmak ya da bir andaki sonsuzluğa. Sonsuz olmak:
var olmuş olmak.
."


- Homo Faber



224. "O bunun tersini düşünüyor. Ka­dının bir erkek tarafından anlaşılması isteğini budalaca buluyor; erkek (diyor Hanna) kadını sır olarak görmek ister ki, kendi anlaşılmazlığı böylece hoşuna gidip onu heyecanlandırsın.

Erkek yalnız kendini anlar (Hanna'ya göre), bunun için de bir erkek tarafından anlaşılmak isteyen kadının hayatı ancak başarısızlıkla sonuçlanır.

Hanna' ya göre erkek kendini dünyanın efendisi olarak görür, ka­dını da ayna olarak.

Efendi ezilenlerin dilini öğrenmek zorunda değildir, kadınsa zorunludur buna ama efendisi­nin dilini öğrenmek ona yararlı olmaz, tam tersine, kendi­ni daima haksız çıkaran bir dildir öğrendiği...
."


- Homo Faber



225. "Kimse kimseye inanmazsa, nereye varacak bunun sonu?"


- Biedermann Und Die Brandstifter



226. "Bilirsin, ölüm dişidir.
.. Ve toprak dişidir."


- Homo Faber



227. "Gözlerindeki yaşlar .. artık beni etkilemeyen bir tehdittir. Çünkü hepimiz sonunda öleceğiz.

."


- Stiller



228. "Zamanı olduğu halde neden durup dinlenmediğini belki kendi de bilmiyor."


- Sessizliğin Yanıtı



229. "Fakat artık her şey başka olacak; artık ertesi sabah neden uyandırılacağını bilecek ve gözünü açmaktan korkmayacak; artık bir amacı var, üzerine düşünebildiği, inanmak istediği, sabahları kalkmasına vesile olacak bir amaç!"


- Sessizliğin Yanıtı



230. ""Sizin toplumunuzda insan geberebilir,"dedim," siz farkına bile varmazsınız geberdiğinin, dostluk diye bir şey bilmezsiniz, toplumunuzda geberir insan, diye bağırdım, neden sanki birbirimizle konuşuyoruz, diye bağırdım, neden ( kendi sesimi kendim de duydum),haberiniz bile olmadan biri ölebilirse neden bu topluluk bir arada?
Sarhoş olmuştum."


- Homo Faber



231. "Ne kadar genç oluşuna gene şaşırdım! Sonra insan kendi kendine bir zamanlar bu kadar genç olup olmadığını soruyor."


- Homo Faber



232. ".. öğüt verircesine konuşuyor; bir radyonun karşısında oturur gibiyim, boşluğa konuşan bir insanın sesi duyuluyor, onu tesadüfen duyan ama göremeyen öteki kişi de onun karşısında.

Radyodaki adamın kime hitap ettiğini nereden bilecek? Bu yüzden itiraz etme olanağı yok, ikaz da edemez, ara sıra onayladığını gösteren bir işaret de yapamaz.

."


- Stiller



233. "İnsan her şeyi anlatabilir, yalnız gerçek yaşamını anlatamaz; - bizi arkadaşlarımızın bizi gördükleri ve yansıttıkları gibi kalmaya mahkûm eden, bu olanaksızlıktır işte; o dostlar ki beni tanıdıklarını ileri sürerler, kendilerini arkadaşım olarak tanıtırlar, değişmeme asla izin vermezler ve sırf "Seni tanıyorum" diyebilmek için (anlatamadığım, dile getiremediğim, kanıtlayamadığım) her mucizeyi berbat ederler.
."


- Stiller



234. "İnsan kıskançlığını bastırabilir, içinden söküp atabilir, beraber olduğu insan uğruna üstesinden gelebilir, tümüyle bastırabilir, .. ancak geriye kalan kırıkları göz kırpmadan kabulleneceğini düşünmek budalalık olur.

..
cansız eşyaların çoğunlukla şeytansı bir yanı olduğunu hiç fark etmemiş mi? .. kişinin, gerçek sanki zamanla değişmezmiş gibi, ölü eşyalarla yüzyüze gelmeye zorlandığı bu tip mahallinde keşiflerde doğabilecek yanlış tepkileri ilk kez anlıyorum...

Bazı tiksinmelerin asla sonu gelmez, bizi hiç ilgilendirmeyen şeylerle ilgili tasavvur ettiklerimiz karşılığında çekmemiz gereken bir cezadır bu."


- Stiller



235. "Suskun kalmak için dilimiz var. Susan kişi suskun sayılmaz. Susan kişi, kim olmadığının farkında bile değildir.

."


- Stiller



236. ".. her kötülüğün başlangıcı, lanet ve talihsizlik olarak terazinin kefesine düşen bir ağırlık olmuştu, ..
."


- Stiller



237. "Ne gerek var ki dokunaklı gevezeliklere ........."


- Sessizliğin Yanıtı



238. ""Sevgili ölüm, henüz yaşamadım.""


- Sessizliğin Yanıtı



239. "''Bu, yitik günlerden oluşan bir zincirden başka bir şey değildir. Dolduramayacaktır hayat dediği şeyin içini, tıpkı dün ve yıllardır olduğu gibi.''"


- Sessizliğin Yanıtı



240. "Fazla yorgun olduğum zaman çekilmez oluyorum,her zaman da fazla yorgun insan."


- Homo Faber



241. "inanç insanın aklıyla vardığı bir şey değil; kalpse sözkonusu olan..."


- Sessizliğin Yanıtı



242. "Hayata bağlıyım, bazen bıktırsa da, böyle bu."


- Günlükler 1946-1949



243. ""...İnsanın avaz avaz bağırmak istediği anlar oluyor.”"


- Stiller



244. "KAYITÇI Neden evlendiniz?
KÜRMANN Helen'i unutmak için.
HELEN What is he telling you (Size ne anlatıyor?)
KÜRMANN Ben onu Helen'i unutmak için kullandım, o da beni, bir çocuk sahibi olmak için kullandı."


- Gesammelte Werke - Band 5



245. "Bütün gerçek erkekler gibi işimle yaşarım. Yalnız oturmaktan gurur duyarım ve değişmesini istemem bu durumun, bence erkekler için tek çıkar yol budur, tek başına yaşlanmanın, bir tek söz söylememenin tadını çıkarıyorum. Bunu anlayabilecek kadın nerede?"


- Homo Faber



246. ""Bak, kendini seçmek işte bu yüzden çok zordur, çünkü bu seçimde mutlak soyutlanma ile en koyu süreklilik arasında hiçbir fark yoktur; çünkü bu seçimi yaparken, bir başka şey olmak, daha doğrusu kendimizi bir başka şeye dönüştürmek yolundaki tüm olanaklar ortadan kalkar."

"İçinde özgürlük tutkusu uyandığında (bu tutku, seçimini yaparken uyanır, hatta seçimin koşulu olarak ortaya çıkar) kendini seçer ve sahip olduğu bu değeri mutluluğunu savunurcasına savunur; zaten mutluluğu da budur."

Kierkegaard, Ya-Ya da"


- Stiller



247. ""Acı da dayanılmaz değil artık, acı bile yetmiyor; Oturuyor orada soğuk ve boş bir ümitsizlik içinde... Ölmüş bir kalp ile.""


- Sessizliğin Yanıtı



248. "“Sevgili ölüm, henüz yaşamadım.”"


- Sessizliğin Yanıtı



249. "Herhangi bir gelecek her zaman bulunur, diye düşü­nüyordum, dünya hiçbir zaman durup kalmadı, yaşam devam ediyor!

"Evet," diyor, "ama bizsiz.""


- Homo Faber



250. ".. insan dü­şünde kendinin idama mahkum olduğunu görürken, bu­nun gerçek olamayacağını bilmesi için uyanması gerek.

."


- Homo Faber

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: