Mavi Trenin Esrarı Kitap Bilgileri
Yazar: Agatha Christie
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 10 dk.
Sayfa Sayısı: 288
Basım Tarihi: Temmuz 2006
İlk Yayın Tarihi: 1975
Yayınevi: Altın Kitaplar
ISBN: 9789752105966
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Mavi Trenin Esrarı Kitap Tanıtımı
Daha Önce Türkiye'de yayınlanmamış merakla beklenen bir klasik...
Lüks Mavi Tren Nice'e ulaştığında, kondüktör derin uykuya dalmış Ruth Kettering'i uyandırmaya çalışır. Ancak Ruth bir daha asla uyanmayacaktır; aldığı ağır bir darbe nedeniyle yüzü parçalanıp ölmüştür. Ayrıca kadının paha biçilmez yakut takıları da kaybolmuştur.
Bir numaralı katil zanlısı Ruth' un ayrı yaşadığı kocası Derek' tir. Ama Poriot toplanan kanıtlardan tatmin olmamıştır. Esrarengiz cinayeti trende tekrar sahneye koymaya karar verir....
"Polisiye romanlar kraliçesinden eşsiz bir cinayet romanı."
- Sunday Express
(Arka Kapak)
Agatha Christie, ünlü kahramanı Hercule Poirot'un heyecanlı bir macerası ile okurlarıyla buluşuyor. "Mavi Trenin Esrarı" adını taşıyan romanın kurgusu kadar yazılış öyküsü de ilginç.
1927 yılının Şubat ayında Agatha Christie o sıralar yedi yaşında olan kızı Rosalind ile birlikte Kanarya Adaları'na gider. İlk eşi Archibald Christie'den ayrılmak üzeredir ve morali de son derece bozuktur. Asıl önemlisi ise yazma hevesinin büyük ölçüde kaybetmiş olmasıdır. Bu nedenle "Mavi Trenin Esrarı" isimli romana oldukça isteksiz başlar. Otobiyografisinde bu konuda şunlar yazılıdır: "Bu kitabı bir an önce yazmak istememdeki neden, hatta daha açık olarak belirtmek gerekirse buna zorunlu olmamdaki neden para kazanma gerekliliğiydi. Bu tam amatörlükten profesyonelliğe geçiş dönemimdi. Bu açıdan içimden gelmese de mesleki açıdan kaleme sarılma riskini göze aldım..."
Kitap 1928 yılının Mart ayında Collins Yayınevi'nde yayımlandığında, tüm eleştirmenlerin, yazarın isteksiz olarak yazdığı bu kitap hakkındaki görüşleri olumluydu.
Bu arada kitabın ithaf edildiği O.F.D.'nin iki öne çıkan üyesi Carlotta ve Peter'in kim olduklarını da açıklamak yararlı olacaktır. O.F.D. (Order of the Faithful Dogs - Sadık Köpekler Düzeni) anlamına gelmektedir. Eşinden ayrıldıktan sonra Agatha Christie yakın dostlarından birçoğu konusunda hayal kırıklığı yaşamıştı. Yarı şaka, yarı ciddi sekreteri Charlotte Fischer ya da Agatha'nın ona taktığı ismiyle, Carlotta ile birlikte dostlarına yakınlıklarına göre unvan vermeyi düşündüler. Gerçek dostlar bu düzende (O.F.D.) insanlar olarak nitelendirilirken, diğerlerine üçüncü sınıf payesi verildi. Bu kitabın ithaf edildiği diğer dostu Peter ise yazarın en yakın ve sadık dostu, terrier cinsi köpeğinden başkası değildi.
Mavi Trenin Esrarı Kitaptan Alıntılar
1. "Keşke hayatta her şey siyah ya da beyaz kadar keskin ve açık olarak belirlenebilse.."
2. "Keşke hayatta her şey siyah ya da beyaz kadar keskin ve açık olarak belirlenebilse*"
3. ""Bir hırsızı sevebilirsiniz,matmazel, ama bir katili asla!""
4. "" Size söylediğim gibi herkes aynaya farklı bir açıdan bakar matmazel, ama ayna hep aynıdır, içindeki yansımalar da öyle .""
5. "Ahlaki değerler, bildiğiniz gibi romantizme ters düşer.."
6. "İnsan çiçek değildir, lakin solar."
7. "Güzgü hemişe olanı gösterir, amma her kes ona muxtelif semtden baxır."
8. ""Hayal mi kuruyorsunuz, ne oldu size?" Van Aldin sinirlendi."Sizi hiç böyle görmedim.Sanırım kız sizi etkiledi."
Knighton kızardı.
"Çok hoş, dikkat çeken bir kız," dedi Van Aldin üstüne basarak. "Çok da zarif ve akıllı. Gözlerine dikkat ettiniz mi?"
"Gözlerine mi?"diye yanıtladı Knighton. "Bir erkeğin onları fark etmemesi mümkün mü?""
9. "Keşke hayatta her şey siyah ya da beyaz kadar keskin ve açık olarak belirlenebilse."
10. ""Sana bakışı çok farklıydı -aslında onun tipi değilsin,hatta tam tersi. Neyse sanırım bu da din gibi bir şey - insan belli bir yaşta pençesine düşüyor.""
11. "İnsanların size en gizli duygularını açmalarının en kötü yanı da bu!
Sizi bir daha istemezler."
12. "Keşke hayatta her şey siyah ya da beyaz kadar kesin ve açık olarak belirlenebilse. Maalesef yaşam öyle değil, Matmazel. Henüz açık olarak kendilerini göstermeyen, ancak insanların üstüne gölgeleri düşen o kadar çok şey var ki."
13. "... sanırım benimle tekrar görüşmek istemeyecektir. İnsanların size en gizli duygularını açmalarının en kötü yanı da bu! Sizi bir daha istemezler."
14. "Daha önce bu mücevheri taşıyan kadınları düşünüyordu. Kırık kalpleri, hayal kırıklıklarını, kıskançlıkları. Ateşten Kalp yakutu tüm ünlü taşlar gibi arkasında sayısız trajedi ve şiddet bırakmıştı."
15. "" Keşke hayatta her şey siyah ya da beyaz kadar kesin ve açık olarak belirlenebilse. Ama maalesef yaşam öyle değil, matmazel. Henüz açık olarak kendilerini göstermeyen, ancak insanların üstüne gölgeleri düşen öyle çok şey var ki."
~Hercule Poirot"
Mavi Trenin Esrarı Kitap İncelemeleri
Merhaba. Bir kitap incelemesi ile kendimi yenilemek istedim. Baya zaman oldu böyle bir şey yapmayalı))). İşlerimden dolayı pek kitap okuyamadığım için ben de sesli kitaplara yöneldim. Mavi trenin esrarı kitabını da ucretsizkitap.com.tr.dan radyo tiyatrosu olarak dinledim. Açıkçası yazarın Agatha Christie olduğunu bilmesem kitabı dinlediğim zaman asla yazarın kalemi olduğunu kabul etmezdim. Çünkü diğer kitaplarından çok farklı ki zaten kendisi de kitabı yazması gerektiği için yazdığını dile getirmiş. Yani, üzerinde pek fazla kafa yorulmamış, ama yine de kitap kötüydü diyemem. Sadece yazarın alışa gelinen kalemi değil o yüzden dedim bunları. Gelelim kitabın genel konusuna. Mesela, ben diğer kitabların hiç birinde Puaronun kendini bu kadar övdüğünü görmedim, aksine övgülere karşı hep mütevazı bir duruş sergilemiştir. Doğru bazı yerlerde biraz kendini beğenmişlik yapmıştır ama hiç bir zaman bu kitabdakı kadar olmamıştı. Bu kadar kendini övmesi ona karşı bir güvensizlik, iticilik verdi. Bir örnek daha: Puaro hiç bir zaman cinayeti çözene kadar edindiği bilgileri her kese anlatmaz, sona yaklaştığı zaman belki biraz ipucu verirdi. Yani, anlayacağınız arkadaşlar, Puaro ve kitap farklıydı))). Yine de kendisini okutduran bir kitap oldu. Sevgiyle ve kitapla kalın efendim.
“Trenlere güvenin matmazel, lokomotifteki makinist her zaman le bon dieu (Tanrı)”
🩵 Herkese uzun süren bir yasaktan sonra selamlar! Bugün kısa bir polisiye romanlayım. Goodreads puanı 69k oylama ile 3.87
“Milyonerlerin Treni” yani Mavi Tren. Pahalı oluşuyla dikkat çekerken bu sefer bir cinayetle ilgi odağı oluyor. Üstündeki Rus Çariçesi Katherina’ya ait yakutlar çalınıp, yüzü parçalanarak öldürülen Ruth Kettering. Ünlü zengin Van Aldin’in kızı olması yanında geleceğin Kontes’i olan bu kadın, sırf para uğruna mı öldürüldü? Trende herkesin bir şahidi, tanığı var. Herkesin anlattığı olaylar birbiriyle çelişiyor. Hercule Poirot bu bulmacaya çok geçmeden dahil oluyor.
•Ruth’un boşanma kararı aldığı; iflasa yakın ve onu aldatan kocası Derek mi?
•Derek’in sevgilisi, onunla hep beraber olmak isteyen Mirelle mi?
•Ruth’un Derek için ayrıldığı eski sevgilisi Kont mu?
•Yoksa yanında yeni çalışmaya başlayan hizmetlisi Ada Mason mı?
Tüm bunlara ek, Ruth’u mücevherleri için öldüren tamamen yabancı biri de olabilir. Trendekiler yüzü maskeli bir erkek eşkali veriyor
🩵 Sırf Ruth ile iki sohbet etti diye tüm kitabın Katherina Grey üstüne olması can sıkıcıydı özellikle onun kuzin karakteri falan çok gereksiz uzatmış kitabı… Ters köşe denilebilecek bir sondu, anlıyoruz ki kitapta anlatılan bazı şeyler boşuna yazılmıyormuş Agatha’nın çok daha kısa olup daha zeki kurguları var diye düşünüyorum bunda biraz tekrar sahneler vardı. Çoğu okuyucunun tahmin edemeyeceği bir olay akışı “Ölüm Diken Üstünde” kitabında da aynı uç noktalık vardı.
1927 yılının Şubat ayında Agatha Christie o sıralar yedi yaşında olan kızı Rosalind ile birlikte Kanarya Adaları'na gider. İlk eşi Archibald Christie'den ayrılmak üzeredir ve morali de son derece bozuktur. Asıl önemlisi ise yazma hevesinin büyük ölçüde kaybetmiş olmasıdır. Bu nedenle "Mavi Trenin Esrarı" isimli romana oldukça isteksiz başlar.
Amerikalı Ruth Kettering, babası tarafından meşhur bir mücevher hediye edilir. Zamanında Rus Cariçesi Katherina'ya ait olan Ateşten Kalp olarak adlandırılan bir mücevher. O mücevher ile Zengilerin Treni olarak bilenen "Mavi Tren" ile Nice'ye doğru yolculuğa çıkar. Tren Nice'ye geldiğinde kondüktör uyuyan Ruth'u uyandırmaya gider. Fakat Ruth'u uyandıramaz. Çünkü yüzü tanınmayacak şekilde ağır darbeler alarak öldürülmüştür. Ayrıca mücevher de ortalarda yoktur. Ne tesadüf ki trende dedektifimiz Hercule Poirot'da vardır. Olaya müdahil olur. Hatta Ruth'un babası tarafından görevlendirilir.
Bu arada şaşırtıcı olaylar ve aşk meseleleri de var. Hercule Poirot her ne kadar emekliğe ayrılsada formundan hiçbir şey kaybetmemiş. Gri hücreler son derece iyi çalışıyor, polisin göremediğini görüyor.
Mavi Trenin Esrarı, evet diğer Agatha Christie kitaplarından farklıydı. Evet zorlama yazıldığı belliydi ve evet ilk bölümler sıkıcıydı... Ama ben yine de çok beğendim. Heyecanla, keyifle okudum.
Mavi Trenin Esrarı daha önce Yakut Kana Bulandı ve Öldüren Miras adlarıyla basılmış.
Sevgiyle ve kitapla kalın.
Yine muhteşem bir Agatha Christie romanı... Ve yine zeki, ''eh bien'' Dünya'nın en iyi dedektifi: Hercule Poirot! Bu kitapta konunun ve kurgunun basit olması sizi şaşırtmasın. Son ana kadar katili ve hırsızı bulamayacaksınız. Cinayetin nasıl işlendiğini zaten başlı başına ayrı bir olay. Cinayet planı hakkındaki tüm tahminlerim yanlıştı.
Bu kitapta Amerikalı bir milyonerin, Mavi Trenle ( milyoner treni) yolculuk eden kızının öldürülmesini konu alıyor. Ruth Kettering yanında Dünya'nın en pahalı, değerli ve tarihi değeri çok yüksek bir mücevher olan ''Ateşten Yakut''u taşıyordur. Geceleyin öldürülen Ruth'un mücevheri de çalınmıştır. Ama tuhaf olan mücevherler çalınmak istenseydi neden Ruth öldürülmüştü? Ya da Ruth'u kim öldürmüştü ve ne için?
Bu soruların yanıt bulması herkes gibi Poirot'u da biraz zorladı.
Ruth'a karşı olan konumları ve ilişkileri yüzünden ön plana çıkan şüpheliler vardır. Ve bu şüphelilerin de cinayeti ve soygunu işlemek için geçerli sayılabilecek nedenleri.
Kitaptaki diğer karakterler de kendi çıkarlarına uygun hikayeler anlatıp aklı sıra ünlü dedektifi yanıltmaya çalışıyorlar. Zaten Poirot'un da yavaşlatan kendisine anlatılan bu farklı hikayelerdir. Ama unuttukları bir nokta vardır. Karşılarındaki kişi zeki, kurnaz ve küçük gri hücreleriyle her gizemi çözen Hercule Poirot'tur. Ben katilleri kitabın ortasında tahmin ettim. Galiba artık gri hücrelerimi çalıştırabiliyorum. Ama cinayet planı kafamı çok zorladı. Bence kesinlikle okunmalı. Keyifli okumalar...;)
4,5/5
"Keşke hayatta her şey siyah ya da beyaz kadar keskin ve açık olarak belirlenebilse. Ama maalesef yaşam öyle değil, matmazel. Henüz açık olarak kendilerini göstermeyen, ancak insanların üstüne gölgeleri düşen öyle çok şey var ki."
Merhabalar!
Daha önceki yorumlarımda Agatha'nın kitaplarını sıraya göre okumaya çalıştığımdan bahsetmiştim. Tüm kitaplarını okumayı düşünmüyorum ama birçoğunu okumayı düşündüğümü söyleyebilirim.
Dedektif Poirot'un da içinde tesadüfen bulunduğu bir trende sevgilisiyle buluşmaya giden zengin, kocasından boşamak üzere olan bir kadın öldürülüyor. Sonrasında cinayetin sır perdesi son derece yavaş bir şekilde aralanıyor...
Yazar kitabı maddi olarak sıkışık olduğu bir dönemde acele ile kaleme almış, kitabın başında bu bilgiyi öğrenince daha çok meraklandım açıkçası. İlk 80 sayfa kadar bir miktar sıkıldım, yazarın anlatım biçimine has olan yoğun karakter örgüsüne tam olarak alışabilmiş değilim hala. O yüzden 'Bu kimdi?' diye karıştırmalar yaşadığım oldu. Ancak sonrasında karakterlerin aralarındaki bağ oturup cinayet gerçekleşmeye başlayınca merakla okudum. Zaten 1 günde de bitirdim kitabı.
Özellikle son sayfalara kadar hala soruşturmanın sürüp de katili öğrenememek de daha ayrı bir merak uyandırdı. Tam bu sefer ''Katili buldum, yaşasın!'' derken, katili yine bulamadım...
Son sayfaya kadar merakla okuyacağınız bir kitap arıyorsanız, doğru bir adres olacaktır. Ve Agatha okumamış ve Polisiye/Gerilim severlere de tavsiyem bir an önce başlamalısınız!
Kitapla kalın ...