Mavi Lale Kitap Bilgileri
Yazar: Nazan Bekiroğlu
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 21 dk.
Sayfa Sayısı: 224
Basım Tarihi: Mart 2020
İlk Yayın Tarihi: Temmuz 2014
Yayınevi: Timaş Yayınları
ISBN: 9789753626927
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Mavi Lale Kitap Tanıtımı
Ben şimdilerde on altıncı asırlardan kalma çini bir pencere alınlığında, tam sağ alt köşeye imza düşürülmüş mavi bir Osmanlı lalesi neler düşünür, onu merak etmedeyim. Lale mühürlü, kendi tarihçesinin farkında mı her zaman merak edilebilir bir kağıdın sathında. Ben. Yani modern zamanların mavi laleleri kavramakta zorlanan bilinci örselenmiş, ben demekten hoşlanan çocuğu. Sağ avcumun içinde ters bir lale, kusursuzluğuyla kem nazarları çağıran Selimiye‘nin mazisinde ters huylu bir kadın olmasam da. Bir sahaf dükkanının derinliğinde ilk sahifesi yitik bir Lale Risalesini okumaya bir türlü başlayamıyorken ben, yine ben; bir laledana daldırılmış tek sap lalenin uyandırdığı aşinalığın sızısında.
Mavi Lale Kitaptan Alıntılar
1. "Yıldızların aydınlığı gecenin karanlığındandır….”"
2. "Acıyan yerlerimiz. Uğradığımız haksızlıklar, anlam veremediğimiz adaletsizlik. Bitimlerimiz, tükenişlerimiz. Dayanılır gibi değil. İyi de neye göre! Acılarınızla aynı düzlemden tuttuğunuz bir bakış noktasına göre."
3. "Çünkü aşk bir yeniden var etme eylemidir."
4. "Unutuldu.
Öyle bir unutuldu ki
Unutuluşun kucağına zirveden düştü.."
5. "Cümle düştüğü satıhta düştüğü halde kaldı da kalp değişip gitti. Bu yüzden cümle kalbe yetmedi. Kalbin bilebildigini kim bilebilirdi?"
6. "Bilirsiniz, hemze elifin bir şeklidir.
Elif de hilâl gibidir. Hilâl lâleye,
Lâle de Allah'a çıkar sonunda..⚘️"
7. "Âdem bir cümle ile var kılındı
bir cümle ile sürgün edildi yurdundan."
8. "İyi ki bir düşteyiz.
İyi ki ölüm var..."
9. "Çünkü cevher manadadır, sûret arazdır. Mana sabittir, sûret değişken."
10. "Kim saracak acıyan yerleri ? Dayan ey kalbim dayan ."
11. "Çünkü cevher manadadır, sûret arazdır. Mana sabittir, sûret değişken."
12. "Geçmişin kokusu yok. Onca kan, kin, gözyaşı, savaş, ölüm ve ihanet aslında yerli yerinde duruyor. Ama geçmişin kokusu yok işte. Uzaklaştıkça, görüntü güzelleşiyor, kendimizi katarak büyüttüğümüzden. Bu yüzde mâzi bize bunca içe sindirilmiş bir güzellikle geliyor.."
13. "Kendi içinizdeki kuyuya düşmenizi öğütler şair, korkmamanızı!"
14. "Kâinatta ne varsa hepsi vehim ve hayal."
15. "⚘️
"Üzerinden örtünü (perdeni) kaldırdık. Bugün gözlerin daha keskindir." (Kaf, 22)
İyi ki bir düşteyiz.
İyi ki ölüm var."
Mavi Lale Kitap İncelemeleri
MAVİ LÂLE - yitik lâle / NAZAN BEKİROĞLU
-
Nazan Bekiroğlu’nun kendine has o üslubu beni büyülüyor diyebilirim. Gerçekten o kadar güzel kullanıyor ki kelimeleri adeta kendimi başka diyarlarda ya da hayal aleminde geziniyormuş gibi hissediyorum.
Kalemini çok sevdiğim yazarlardan biridir kendisi.
Mavi Lâle, Nazan Bekiroğlu’nun deneme kitaplarından biri. Bu kitabıyla birlikte Nazan Bekiroğlu’ndan ikinci deneme kitabımı okumuş oldum. Kaleminin o ustalığını bu kitapta da göstermiş. Bence iki bölümdü bu kitap. İlk bölümde farklı farklı öyküler ikinci bölümde denemeler vardı.
Ben en çok öykü kısımlarını sevdim diyebilirim.
Her bir öyküde her bit karakterde değişik duygular hissettirdi bana. Özellikle üç bölümlük bir öyküsü vardı çok hoşuma gitti keşke onu tek başına bir kitap yapsaymış bile dedim.
Bunun haricinde ikinci bölümde birçok farklı konuda deneme yazmış. Deneme okumayı seviyorum ama Nazan Bekiroğlu’nun yazdığı denemelerini (Kelime Defteri kitabında da aynı şeyi yaşadım) okumadan önce bence biraz bilgi sahibi olunması gerekiyor.
Dostoyevski’den filmlere oradan Osmanlı’ya kadar bir sürü konuda deneme ele almış.
Örneğin benim okuyacağım bir kitapla ilgili denemesi varsa o denemeyi çok detaylı okumadım, göz gezdirdim. Önce o kitapları okuyup sonra bu denemeleri okumak istedim. Düşüncelerim bu şekilde.
Nazan Bekiroğlu hikaye, deneme, roman ve incelemeleri ile tanınır. Yazarın bu eserinin türü denemedir. Birçok konuyu içerisinde barındırmaktadır. Eserin dili etkileyici, akıcı. İçeriğini çok zengin buldum. İnsanı her açıdan bilgi sarmalı ile buluşturuyor. Okunmasını tavsiye ediyorum.
En son değinmek istediğim noktalardan biri de beni etkileyen bir konu başlığı altında insanı kendi iç aleminde sorguya çekmesi gereken yanları olabileceğini bir kadının hayatından birkaç kesite yer vererek insanın kendisi ile bazı konularda yüzleşmesine neden oluyor. Bir kadın bir gün bir anda herkesin iç konuşmalarını duyma yetisine sahip olur bunun önce iyi bir özellik olduğu kanısına varır. Fakat bir süre sonra kendisiyle ilgili insanların diğer yüzlerinin de olduğunu anlamasına neden olunca bunu kaldıramayacağını düşünür. Aslında bazı şeyleri bilmeye hissetmeye gerek olmadığı kanısına varır. İnsanoğluna Allah’ın bazı yetileri vermeyerek aslında hayatı daha yaşanır kıldığını kavrıyoruz. Yazar bunun gibi birçok konuya değinerek bizlere hayata farklı açılardan bakma imkânı sağlamıştır. Cidden çoğu kadında 6.his var çevresindeki olayları önceden sezer hisseder ve olaylar olduktan sonra ben biliyordum böyle olacağını der bu iç güdü Yaradanın bize verdiği ayrı bir özellik mi hep merak etmiştim benimle aynı düşünen bir yazar olduğunu bilmek beni sevindirdi.
Nazan Bekiroğlu'nun kalemiyle tanışıklığım Mor Mürekkep'i ile başlamış olsa da onun kaleminden okuduğum ilk kitap Mavi Lale oldu.
Mavi Lale kitabı, bir diğer ismiyle Yitik Lale, deneme türünde yazılmış bir kitap. Daha doğrusu Bekiroğlu'nun gazete ve dergi gibi yayınlarda yazdığı deneme türündeki yazılarının bir araya getirilmesiyle yayımlanmış.
Nasıl ve niçin oluştuğunu hatırlamıyorum, fakat bir dönem Nazan Bekiroğlu'nun eserlerine karşı önyargım vardı. Ben bu yazarın kitaplarını okumam dediğimi hatırlıyor gibiyim. Bir okuma grubunun vesilesiyle Mor Mürekkep'i okumaya başlayınca varolan önyargım da kırıldı.
Bu kırılma, Nazan Bekiroğlu'nun şiirsel dili, duygu ve düşünce yoğunluğuyla süslediği anlatımı ve bilgi birikimi aracılığıyla oluşunca öyle bir hayranlık başladı ki okuduğum denemelerinin cümlelerini okurken kalemle altlarını çizmeye, sayfalara notlar yazmaya başladım.
Açıkçası onun bu kitabını okurken gerçek bir edebi haz aldığımı hissettim. Roman türündeki eserlerini henüz okumadım ama şimdilik deneme türündeki eserleriyle okumaya devam etmek istiyorum.
Denemeleri içerik olarak; edebiyat, kültür, sanat, dil, tarih vb. alanlardan seçildiği gibi günlük hayatı kapsayan düşünce ve duygularından da oluşuyor.
Ele aldığı denemede ne yazarsa yazsın büyülü bir yolculuğa çıktığım izlenimini edindim.
Yazarın bu kitabını her yönüyle beğensem de bir bakımdan denemelerinin uzunluğunun biraz daha fazla olmasını isterdim. Çünkü okurken zirveye çıkartıyor ve o zirvenin tadını çıkartamadan bitiriyor.
Nazan Bekiroğlu eserlerini kaldığım yerden okumaya devam edeceğim. Sıradaki Mor Mürekkep...
Denize kıyısı olan insanların şanlı olduğunu hepimiz biliriz özellikle kapısı denize açılan evlere misafir olmak isteriz.. Kokusunu içimize çekmek dalga seslerini dinlemek isteriz.. Bazı insanlar için huzur kelimesiyle eşdeğerdir deniz.. Peki ya size ya kelimeler bu hissi veriyorsa? Kelimelerin de sesi varsa? Yıllardır anlamlandırdığın bir kokuya sahipse? İşte hepsini içinde bulunduran Ruhuma ilmek ilmek işleyen, buram buram keder kokan kalem..Zihnimizde ilk günkü tazeliğini koruyan hatılarımız olduğu gibi yitip giden hatıralarımız da var.. İşte bu Yitip giden anılarımızı hatırlamak için albümlere bakarız yeniden yeşertmeye çalışırız o günleri..Kelime kuyusunda kaybolduğum yazar nu kitabında Tozlu raflarda unutulmaya yüz tutmuş her ne varsa karşımıza çıkarmış... Öyle güzel dokumuş ki kelimeleri hayranlığım bir kat daha arttı.. Kelimelerine yüreğine sağlık üstad.. Kitap kokusuyla kalın dostlar sağlıcakla..
Güneşin anlattıkları herkese göre iken,yağmurun anlattıkları herkese göre değildir,öğrenirsiniz.Ölüm kalbe gökyüzünün neresinden iniyor? Acının aynaya düşen görüntüsü acıya müsavi değil.Gecenin sırrına vakıf olanlar mutlu uyuyanlar değil mutsuz uyanıklar. Gecenin sırrı kapılarını ancak acı çeken kalplere açıyor. Önce sayısız harfle susar sonra sayılı harfle konuşabilirim.
"Neden kalbimizin bütün acılara açık yerinin adı şair?"
Var mı cevabı olan.. İncinmişliğimizin kalbimizdeki karşılığını şiirlerde bulduğumuzdandır belki kim bilir.
Mavi Lale... Bir adıyla 'Yitik lale"
Nazan Hanım sever bu kelimeyi:"yitik". Pek çok kitabında karşılaşabilirsiniz bu sözcükle. Bu kelimenin onun lügatinde ayrı bir yeri var. Hissediyorum. Hem zaten herkesin bir kelimesi vardır içinde tuttuğu, cümlesinde tezahür ettiği.
Nazan Bekiroğlu'nun hemen her kitabında içimi burkan bir cümle ile karşılaştığımdan buna alışkınım. Yadırgamam. Nazan Hanım'ın kalemi sarsar hatta bazen incitir, duraksatır. Bilirim. Ama bu defa daha ilk sayfalarda birkaç cümle ile cidalleşirken yakalıyorum kendimi.
"Çünkü aşk bir yeniden var etme eylemidir. İçimizde sürekli yeni senler oluştururuz. Üstelik öyle senlerdir ki bunlar, 'sen' e de uymaz. Şair seslenir:" Seni seviyorsam bundan sana ne? "
İnsana kalbini/kalbindekini sorgulatabilecek cümleler bunlar. Hatta biraz da tehlikeli sanki.
Aşk ile tahayyülün hazin sonu: Sükutu hayal. Sonrasında kırık bir gönül.
"Her şeyin akılla halledilemeyeğini ona söyleyenin yine akıl olması, acı. Kalbi? Onu yarı yollarda bıraktı."
Bir de bu var tabii. Gülümseten satırlardan.
Velhasılı üzerine yazılacak çok kelimesi var bu kitabın. Siz en iyisi mi okuyun. İlla ki bir cümlesine takılacaktır kalbiniz.
Dipnot: Deneme türü seven okurlar bilhassa okusun.
Ve kitaptan;
"Ezcümle: Kalp de bulanık, cümle de!"