Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Kitap Bilgileri
Yazar: Peyami Safa
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 2 dk.
Sayfa Sayısı: 319
Basım Tarihi: Ekim 2017
İlk Yayın Tarihi: 1949
Yayınevi: Ötüken Neşriyat
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789754370560
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Kitap Tanıtımı
Karşılaştığı bir takım olağanüstü olayları benimsediği materyalist ve pozitivist felsefenin ilkeleriyle açıklayamayan, şüphe, tereddüt ve bunalımlar içinde kıvranan Ferit, tıp fakültesini bırakıp felsefe bölümüne geçen fakat içinde bulunduğu mütereddit ruh hali sebebiyle buraya da düzenli olarak gitmeyen bir üniversite öğrencisidir. Ferit, Yüksekkaldırım’da içinde birbirinden garip insanların yaşadığı bir pansiyonda kalmaktadır. Pansiyonda kaldığı altı gün boyunca karşılaştığı olağanüstü olaylar ve kız arkadaşı Selma ile arasında geçen tartışmalar, ciddi bir psikolojik bunalımdan geçen Ferit’in durumunu daha da kötüleştirir. Pansiyonda tanıştığı Aziz, bu sıkıntılı günlerinde Ferit’in en büyük destekçisi olur. Teyzesinin gizemli bir şekilde ölümü ile yüklü bir mirasa kavuşan Ferit, yaşadığı travmayı atlatabilmek için Aziz’in tavsiyesiyle Ada’da bir ev kiralar. Bu ev bir yıl önce ölmüş, gizemli bir kadın olan Matmazel Noraliya'ya aittir. Peyami Safa’nın, kaleme aldığı romanları içinde en fazla beğendiğini ifade ettiği romanı Matmazel Noraliya'nın Koltuğu, anlatım tekniği ve olay örgüsü bakımından bütün eleştirmenlerce Türk edebiyatının en ciddi psikolojik romanı olarak kabul edilmektedir.
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Kitaptan Alıntılar
1. "“Deli ol,âşık olma…”"
2. "“Deliliğin hiç olmazsa mazisi şanlı.Aptallığın şerefli bir tarihi bile yok…”"
3. "“Aşk bir rüyadır…”"
4. "“İrade istemektir…”"
5. "Ruhunun içinde kaybettiği bir şeyi dışarıda arıyormuş gibi…"
6. "Yapayalnızım ben."
7. "Beni ondan uzaklaştıran kinin aşk olduğunu biliyorum."
8. "Sevdiğimi belli etmekten utanıyorum."
9. "Hiç âşık oldunuz mu?"
10. "Adaletin ölçüsü, ehliyet ve liyakattir."
11. ""Delilik, şüphesiz, aptallıktan iyidir. Delilik var olmuş bir zekanın yok oluşudur; aptallık, var olmamış bir zekanın var olmamaya devam edişidir. Deliliğin hiç olmazsa mazisi şanlı. Aptallığın şerefli bir tarihi bile yok.""
12. "“Deli ol, âşık olma..”"
13. "Senin nasibin tünel gibi bir yerdedir, sonunda aydınlık vardır."
14. "…Çıldıracağım, söyleyiniz bana, nasıl bir dünyadayız biz?"
15. "Oturmakla dinlenemeyecek kadar yorgundu."
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Kitap İncelemeleri
*
Yorumum:Kitabı ilk okuma denememde yarım bırakmıştım ama bazı kitapların zamanı insanın o andaki ruh haline uymadığı için sıkıcı gelebiliyor ama ikinci okuma denememde kitap akıp gitti. Peyami Safa tam bir psikoloji ressamı diyorsunuz okurken yazıyla psikolojik durumların resmi nasıl yapılır onu bir daha öne seriyor.Peyami Safa yabancı bir yazar olsa bence bir Albert Camus’dan ötesi olurdu ne yazık ki her sektörde olduğu gibi edebiyatımızı da tanıtamıyoruz.Okunması gereken bir klasik.
Artık yalnızım, yalnız, yalnız... Ucu bucağı görünmeyen okyanusların karanlık dalgaları üzerinde avare yüzen bir çöp gibi yalnız.
Artık çok yoruldum. Önümde hata uçurumları var. Görüyorum. Düşebilirim.
Şimdi bütün bu kitapları beyninizde sıkınız ve bana bir damla, bir damla aydınlık süzünüz. Çıldıracağım. Söyleyiniz bana, nasıl bir dünyadayız biz?
Delilik şüphesiz aptallıktan iyidir. Delilik, var olmuş bir zekânın yok oluşudur; aptallık, var olmamış bir zekânın var olmamaya devam edişidir. Deliliğin hiç olmazsa mazisi şanlı. Aptallığın şerefli bir tarihi bile yok.
Bu dünyada kendisini iyiliğe ve güzelliğe veren bir tek kişi de kalsa, evler, memleketler ve insanlar yine bahtiyar olurlar.
Bana hayatım neden cehennem olmuştur? Çilem ne zaman dolacaktır? Artık hiçbir şey arzu etmiyorum ki keder duyayım.
Peyami Safa...
Okudukça eserlerini; iyi ki bizden, iyi ki bizim diyorum. Bilgisine, uslubuna her dem hayran kaldığım bir yazar...
Edebiyat dünyasına psikoloji, sosyoloji, felsefe inceleme, deneme gibi çeşitli alanlarda eserler bırakan değerli bir yazarımız Peyami Safa...
Matmazel Noraliya' nın koltuğu kitabına gelirsek yoğun bir psikolojik roman olmasına rağmen dönemin toplumsal yapısına da değinen bir kitap. Açık söylemek gerekirse kitabın adına yönelik merakım oldukça fazlaydı. Ve hikayesini de öğrenince merakıma değdi doğrusu.
Roman iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde çeşitli sebeplerden ötürü buhranlar yaşayan , ana karakter Ferit'i ve çevresindeki insanları çok az diyaloglar, bol tespit ve psikolojik tahliller eşliğinde tanıyoruz. Materyalist ve hedonist düşünce yapısıyla insanlara yaklaşan Ferit romanın ikinci bölümünde, yaşadığı büyük değişimle insanları önemseyen, değer veren "ruh"çu bir şahsiyete bürünür. Ve bu değişim sürecinde de Matmazel Noraliya'yı tanıyoruz.
Olayların odak noktası Ferit olduğu için Olay örgüsüne bağlandıkça Ferit'in gözlerinden görmeye başlıyorsunuz her şeyi. Bu yüzden romanda geçen o yoğun parapsikolojik olaylar sizi etkisi altına alabilir. Ferit'in kendi karanlık duvarını yıkıp benliğini bulma yolundaki adımları güçlendikçe de hikayedeki o yoğun sisin dağıldığını yani Ferit karakterindeki ruhsal iyileşmeyi hissedebiliyorsunuz.
Psikolojiye hükmeden ayrıca düşündüren eserler okumayı seviyorsanız, listenize ekleyin.
İstihale
‘İstihale’, romanda geçen ve şu anki konuşma dilinden silinip giden, Peyami Safa sayesinde vâkıf olduğum, ve çok sevdiğim onlarca kelimeden biri.Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde kelime anlamı ‘başkalaşım, biçim değiştirme’ olarak geçiyor.İşte kitap ana karakter Ferit’in tam olarak başkalaşarak, bambaşka biri haline dönüşmesinin sancılı sürecini bizlere derinlikli bir bakış açısıyla, ve insanı oldukça sarsan psikolojik çözümlemelerle sunuyor.Hem kişisel hayatında yaşadığı zorluklar, hem de ailevi sıkıntılarından dolayı alt üst olmuş psikolojisi onun oldukça yüzeysel bir insana dönüşmesine sebep olurken aşık olduğu kadınla arasında geçen bir olay, onda kişilik ve ruh kavramları için yeni bir aydınlanma sürecinin başlamasına sebep oluyor.Romanı okurken, Peyami Safa’nın Ferit için yapmış olduğu bir çok tespitin aslında hala toplumda var olan kişilik yapısıyla ne kadar ilintili olduğunu görmek bile, kitabın hakkını teslim etmek için başlıca bir sebep.Bence asıl amaçladığı şey, okuyucunun aynayı kendine çevirmesi ve kendi ruhunu keşfetmesini sağlaması.İncelememi en sevdiğim alıntı ile bitirirken, kitapta oldukça fazla geçen felsefi diyalogların ve bize yabancılaşmış olan kelimelerin zaman zaman okuyucuyu zorladığı uyarısını yapmak istiyorum.Ama bu roman,kesinlikle değiyor.
“Ruh, ruh... Selma! Şüphesiz bir ruhumuz var. Ve yalnız ruhumuz var.”
nın 5.kitabını okudum. Üzgünüm hiçbirinde
da aldığım tadı bulamadım. Çünkü okuduğum son iki kitapta bu tatlı felsefi sorgulamalar ve karakter derinlikleri
daki gibi değildi.
Ama yine de genel olarak kitaba güzel diyebiliriz. Okumaya değer kesinlikle.
Ferit,Selma ve Yahya Aziz bey.
Ferit,bence şu ana kadar okuduğum kitaplar arasında
nın oluşturduğu en kötü erkek karakter. Tıp fakültesini yarım bırakmış felsefe okumuş falan. Ama bence yine de karakter istenen derinlikten yoksun. Bir Samim kesinlikle değil. Ferİt,karı kız düşkünü ama sonradan adam olan değişik bir tip. Selma ise onun kendine sadece dış görünüşü için yaklaşmasından rahatsız ama kitabın sonunda, bu noktada Ödün veriyor, bu sefer de ferit onu itici buluyor. Bu ikisi arasındaki ilişkide , dönemin ilişkilerindeki sığlığa vurgu yapmış olabilir yazar, o dönemi bilemiyorum, ama günümüzdeki sığlığa oldukça uygun diyebiliriz.
Bence Yahya Aziz bence en hakkı yenen karakter. Yani çok derin bir karakter ferit‘le sohbetleri çok daha uzun ve felsefi nitelikli olsaydı, kitap kesinlikle çok çok daha derinlikli olur diye düşünüyorum.
Kitaba adını veren , belki de kitabın en tatliş karakteri, kendisine matmazel Noralya denmesini istemeyen, nuriye Hanım. Nuriye hanım azize gibi bir şey.
Okumayı düşünen herkese keyifli okumalar .
Peyami Safa’nın okuduğum ikinci kitabı fakat sanki diline ve fikir dünyasına evvelden aşina olduğum bir yazar. Çünkü çoğu yazarın her kitabını aynı beğeniyle okumuyorum. Ahmet Hamdi Tanpınar, Samiha Ayverdi, Nazan Bekiroğlu gibi kalemini sevdiğim yazarlardan oldu Peyami Safa.
Bu kitaba gelirsek; ruha dair tahlilleri, betimlemesi, olayların kurgusu, kullandığı kelimelerin kuvveti ve tesiri cihetiyle yine harika yine eşsiz bir yapıttı.
Hem sanat eseri, hem düşünce kitabı olmayı başaran, insanı içine çeken ve düşündüren, kitabın içinde yaşatan nadir eserlerden olduğunu düşünüyorum. Yazarın da en sevdiği kitabı olması haysiyetiyle Peyami Safa’yı tanımak isteyenlere tavsiye edilebilecek harika bir eser. :)
Kitapta kendi ruhi bunalımlarıyla kafası dağınık, bu sebeple tıp fakültesini bırakarak felsefe bölümüne geçen fakat okuluna da düzenli gitmeyen bir gencin hayat hikayesi anlatılıyor. Kaldığı pansiyondan, tanıştığı kişilere, ailedeki yetişme tarzına ve fikirlerine kadar. Tabi bu fikirlere en çok tesir edenlerden biri de pansiyonda tanıştığı Aziz bey ve onun tavsiyesiyle taşındığı adada gelişen olaylar. Bu olaylar, Ferit’in (hikayemizin kahramanı:)
pansiyondan ayrılarak kalmaya başladığı adada kiraladığı ev ile başlar. Bu ev Matmazel Noraliya adındaki Doğu- Batı, Müslümanlık-Hristiyanlık sentezinde garip hayat hikayesi olan bir hanımefendiye aittir. İlginç bir şekilde Ferit’in hayata dair olan inançlarını temelden sarsar ve değişimine sebep olur.
Güzel, etkileyici, okunası bir roman. Bol istifadeli okumalar :)