Marissa Meyer En Beğenilen Sözleri
1. "" Deli misin sen?"
"Öyleyim galiba. Bu kadar insan yanılıyor olamaz.""
- Winter
2. "Yalan değildi. Ağlamak istiyordu ama gözlerinde yaş kalmamıştı ki."
- Cress
3. ""Bütün kötüleri öldürüyoruz. Güzel plan.""
- Winter
4. "-"Sahip olduğu her şeyi bir anda kaybetmişti. Sadece babasını değil. Sadece imparatoru da değil.
Gençliğini. Özgürlüğünü."-"
- Cinder
5. "“Benim sana hiçbir kötülüğüm olmamışken, bana ihanet eden kişi sensin.”"
- Cinder
6. "-" 'Elbette sevginin ne olduğunu biliyorum' Ve üzüntünün ne olduğunu da, diye düşündü.Öyle olduğunu kanıtlayabilmek için ağlayabilme yeteneğine sahip olmayı diledi. "-"
- Cinder
7. ""Güvenemediğinde birilerine yakın olmak zordur.""
- Gilded
8. "Onun kollarında kendini narin bir varlık gibi hissediyordu.
Kırılgan.
Güvende.
Neredeyse bir prenses gibi."
- Cress
9. "Kahkahanın en iyi ilaç olduğunu söylerler hep, hiç duymadın mı?"
- Kalpsiz
10. "Bir şeyi çalmanın en kolay yolu, gönüllü olarak verilmesidir."
- Kalpsiz
11. ""Gerçekten de, gelebilir miyim? Kulağa heyecanlı geliyor."
"Daha çok kirli ve kokuşmuş geliyor."
"Sen nereden bileceksin ki? Senin koku algılayıcıların yok."
"Ama fantastik bir hayal gücüm var.""
- Cinder
12. ""
- Winter
13. "''Keşke o da burada olsaydı,'' diye mırıldandı. Kimsenin kimi kastettiğini sormasına gerek yoktu. ''Onu çok severdi.'' Tekrar burnunu çekti ve gözlerini silerek arkasına döndü. ''Hepinizi çok severdi. Bence... Bence pek arkadaşım olmaması onu hep endişelendirmişti.'' Kollarını belirsiz bir yöne salladı. ''Bir de şimdi bakın. O kadar çok arkadaşım var ki hepsini misafir etmek için bir yük gemisine ihtiyaç duyuyorum.''
Winter ayağa kalktı ve Scarlet'ın beline sarıldı. ''O şimdi yıldızlarda,'' diye fısıldadı. ''Jacin ve ben, ne zaman gökyüzüne çıksam onu görüyoruz. Yukarıdan sana gülümsüyor ve seninle çok ama çok gurur duyuyor.''
Scarlet, Winter'ın kucaklayışı arasında başını iki yana salladı. ''Artık deli olmadığını sanıyordum.''
Winter sırıttı. ''Öyle bir söz vermedim,''dedi çenesini yukarı kaldırarak. ''Ayrıca söylediklerime gerçekten inanıyorum. O seni izliyor Scar. Ve seninle gurur duyuyor.''"
- Uzak Yıldızlar
14. ""... Güzel olduğuna, önce kendini inandırırsan, diğerlerini de buna inandırmak daha kolaydır. Ama aynalar, gerçekleri göstermek gibi benzersiz bir özelliğe sahiptir.""
- Cinder
15. ""Farklı olmak seni kimsesiz yapıyor.""
- Gilded
16. "Cress eteğini düzeltti. “Scarlet’a âşıksın değil mi?”
Wolf birden taş kesildi. Uçan araba saraya doğru yükselirken, “O benim alfam,” diye mırıldandı kederle.
Alfa.
Cress öne eğilip dirseklerini dizlerine dayadı. “Yıldızlar gibi mi?”
“Ne yıldızı?”
Cress birden utandı ama madem konuyu açmıştı, devam edecekti. “Bir takımyıldızdaki en parlak yıldıza da alfa denir. Şey demek istediğini sandım. Yani Scarlet’ın senin en parlak yıldızın olduğunu.”"
- Cress
17. "Kırılmış olabilirdi. Deli olabilirdi. Ancak yenilgiyi kabul etmeyecekti."
- Uzak Yıldızlar
18. ""Doğarken şimşekler çaktıran ve sonsuza dek alev alev yanan o destansı aşklardan birini yaşayacaklardı. Zamanın, mesafelerin ve hatta ölümün bile engelleyemeyeceği bir aşk.""
- Cress
19. ""Karşımdaki o kadar büyük bir ayna ki, kendimden kaçmam imkânsız.""
- Cress
20. ""Deli misin sen?"
"Öyleyim galiba. Bu kadar insan yanılıyor olamaz.""
- Winter
21. "Her şey bitmişti.
O hâlde neden huzursuzdu?"
- Levana
22. "''Bir gün gözlerimi açtığımda seni karşımda görmek istiyorum.''"
- Winter
23. "''Winter, dur!'' diye bağırdı. Eğildi, onu sakinleştirmek için yanağını dayadı. ''Geçti, Winter. İyisin. Ben buradayım.''
Çığlıkları yerini histerik çığlıklara bıraktığında Jacin'in Winter'ı bir gardiyan gibi tutan kolları en sonunda en yakın arkadaşını kucakladı.
''İşte bu yüzden,'' diye fısıldadı Jacin ve Winter o anda, onun da ağlamaya başladığını fark etti. ''İşte bu yüzden seni bırakamam, Winter. İşte bu yüzden seni asla terk etmeyeceğim.''"
- Uzak Yıldızlar
24. ""İyi bir lider, halkına saygı duyar.""
- Winter
25. "Gökyüzü tanıdıktı.
Güvenliydi.
Evrendeki gaz bulutları mavi ve mor ışıklar saçıyordu.
Çöldeki kum taneciklerini andıran binlerce yıldızın ışıltısı uydusunun penceresinden izlediği güneşin doğuşu nefes kesiciydi."
- Cress
26. "Boynuna atılıp teşekkür ederim diye haykırmak istiyordu. Ama aralarındaki binlerce kilometre yüzünden kendi gövdesine sarılmakla yetindi."
- Cress
27. ""Belki de kader diye bir şey yoktur. Belki kader dedikleri bize sunulan imkanlar ve onlarla ne yaptığımızdır.""
- Cress
28. "Bir mekanik olarak, yıllar içinde öğrendiği tek bir şey varsa, o da bazı lekelerin asla çıkmadığıydı."
- Cinder
29. ""Mantığını yiyeyim.""
- Winter
30. ""Haklısın,belki de içimde biraz kahramanlık vardır.Ama az,Cress.İnan, çok az."
- Cress
31. "Okumayı bilmenin özgürleştirici bir yanı vardı. Güçlü bir yanı."
- Uzak Yıldızlar
32. "''Seni sandığından daha iyi tanıyorum, Kaptan Thorne. Bir kere zekisin. İkincisi cesursun. Düşüncelisin, iyi kalplisin ve...''
''Çekiciyim.''
''Ve...''
''Karizmatik.''
''Evet, karizmatik ve...''
''Yakışıklı.''
Cress dudaklarını birbirine bastırıp ona öfkeyle baktı. Thorne muzipçe gülümsedi.
''Özür dilerim. Devam et, lütfen.''
''Ve biraz da kendini beğenmiş.''"
- Cress
33. "-"Sanırım politikanın özünde, alıp vermenin yattığını yakında anlayacaksınızdır."-"
- Cinder
34. ""Sevgi" diye fısıldadı.
"Sevgi bir fetihtir. Bir savaştır. Hepsi bu. Aşk da öyle.""
- Winter
35. "Rastladıkları bütün duvar yazılarında, halkın huzursuzluğuna dair işaretler vardı."
- Winter
36. "Aralarına koca bir galaksi girdikten sonra yine birlikteydiler işte."
- Cress
37. "Bütün kapılar aşka çıkıyordu. Özgürlükten ya da kabullenişten daha güçlüydü aşk. İkinci çağ şarkılarının özündeki gerçek aşklar öyleydi en azından. İnsanın tüm benliğini dolduran, ruhunu ele geçiren türden aşklardı onlar. Fedakârlığa teşvik eden, dramatikçe davranmaya iten türden aşklardı. Tüm dünyanı kuşatan, karşı konulmaz aşklar."
- Cress
38. ""Şimdi yalnızca ölümü dinliyordu...""
- Winter
39. ""İnsan, ölümden kaçamayacağını anladığı anda rahatlıyor olmalıydı.""
- Winter
40. ""Biraz uyursan kendine gelirsin."
"Uyumakla hiçbir şeyin düzeleceği yok. Dağıldım, resmen dağıldım."
"Aldırma. Her dağınıklık toparlanır elbet.""
- Winter
41. ""Biraz uyursan kendine gelirsin."
"Uyumakla hiçbir şeyin düzeleceği yok. Dağıldım, resmen dağıldım."
"Aldırma. Her dağınıklık toparlanır elbet.""
- Winter
42. "Saf huzur ve sakinliğim..."
- Winter
43. "-"Farklılıklarımıza rağmen, birbirimizi sevme gücüne sahibiz. Zayıflıklarımıza rağmen, birbirimize yardımcı olmak da bizim elimizde."-"
- Cinder
44. "Herkes herhangi biri olabilirdi.
O neden herhangi biri olamıyordu? Neden istediği biri olamıyordu?
Belki de kim olmak istediğini bilmediğindendi."
- Levana
45. ""Gözlerin nasıl?"
"Çok güzel olduklarını söylerler ama kararı sana bırakıyorum tabii.""
- Cress
46. ""Masallar tekrar tekrar anlatıldıkça değişirdi.""
- Gilded
47. ""Eğer asla mutlu olamayacaksam bırak en azından bir amacım olsun.""
- Kalpsiz
48. "Ne kadar aptaldı. Koca bir aptal.
Hep birilerinin ona hayran olabileceğini sanıyordu. Güzel ve fark edilir olabileceğini. Sevilebileceğini. Levana hep bir şeyler olabileceğini sanıyordu."
- Levana
49. "Tek bir millet olarak çok daha güçlüyüz. Farklılıklarımıza rağmen, birbirimizi sevme gücüne sahibiz. Zayıflıklarımıza rağmen, birbirimize yardımcı olmak da bizim elimizde."
- Cinder
50. ""Dünya, insan aramaya istekli olduğunda, küçük sihirlerle dolu bir yerdi.""
- Gilded
51. ""Fakat ümit etmek," dedi "olanaksızı olanaklı kılmanın bir yolu değil midir?""
- Kalpsiz
52. ""Gerçi kişi eğer hayal kırıklığı yaşamak istemiyorsa böyle dayanıksız iyimseliklerden kaçınmalıdır.""
- Kalpsiz
53. "Winter güldü. ''Deliler delileri sever Sör Clay.''"
- Winter
54. ""Şu hayatta her şeyin yolunda olması olası mı? Bir düşün, en iyi günümüzde bile ancak çoğu şey yolunda olmaz mı?""
- Kalpsiz
55. "''Bundan sonra, sen şafaktaki güneşim, geceleri yıldızlarım olacaksın.''"
- Levana
56. ""Gel, seni sevmiyormuşum gibi davranmadığım bir oyun oynayalım.""
- Winter
57. "Ne bu ya? Biz istenmeyen prensesler yetimhanesi filan mı işletiyoruz, anlamadım ki."
- Winter
58. "“Beni gerçekten sevseydi daha çok kırılırdım. Ama hâlâ.
Hâlâ.
Acım geçmemişti.”"
- Anında Karma
59. ""+Her masalın mutlu bir sonu olmaz. Hayatın böyle olmadığını biliyorsun.
-İşte bu yüzden masal dinleriz!""
- Gilded
60. ""Galiba kusursuzluğun da kendi içinde kusurları olabiliyor. Gerçi bazen de kusursuzluğa katkıda bulunan bir kusurdur.""
- Winter
61. ""Galiba kusursuzluğun da kendi içinde kusurları olabiliyor. Gerçi bazen de kusursuzluğa katkıda bulunan bir kusurdur.""
- Winter
62. ""Kim için neyin iyi olduğunu ben nereden bilebilirim ki?""
- Winter
63. "Sanki çok kolay bir şeymiş gibi hemen uykuya dalıveren insanlara her zaman çok şaşırmıştı. Sanki ruhlarında acı ve içerlemenin yükünü taşımıyorlardı."
- Muhalifler
64. "Okumayı bilmenin özgürleştirici bir yanı vardı. Güçlü bir yanı."
- Uzak Yıldızlar
65. "Ben bir dinginlik abidesiyim.
Saf huzur ve sakinim..."
- Winter
66. ""... Güzel olduğuna önce kendini inandırırsan, diğerlerini buna inandırmak daha kolaydır. Ama aynalar, gerçekleri göstermek gibi benzersiz bir özelliğe sahiptir.""
- Cinder
67. ""Ara sıra masal okumaktan zarar gelmez. Hayal gücüne ve zekice düşünmeye faydası olduğu gibi iyi davranışlara da özendirir. Sonsuza dek mutlu yaşayanlar hiçbir zaman kötü ve açgözlü karakterler değildir. Sadece iyilerdir.""
- Gilded
68. ""Sırf seni korkutuyor diye bir şeye inanmamak çok tehlikeli.""
- Kalpsiz
69. ""Kahkahanın en iyi ilaç olduğunu söylerler hep, hiç duymadın mı?""
- Kalpsiz
70. "Hangi erkek hastalıklı bir kızla evlenmek ister ki?"
- Kalpsiz
71. ""Aslında ben seni kaybettiğim gün öldüm. Seni düşünmeden bir günüm bile geçmedi.""
- Cress
72. "''Acı kızgındı ve ızdırabı hiç dinmeyecek gibiydi. Ölmek için yalvardı ama olmadı.''"
- Levana
73. "Hangi erkek hastalıklı bir kızla evlenmek ister ki?"
- Kalpsiz
74. ""Sessizlik korkunç, hareketsizlik boğucu ve beklemek ızdıraplıydı...""
- Winter
75. "''Sonsuza dek benim eşim, yıldızım ve her şeyin başlangıcı olacaksın. Sen teksin. Her zaman öyle oldun ve her zaman öyle olacaksın.''"
- Uzak Yıldızlar
76. "Kedi kuşu tuttu, senin de gözlerini oyacak. Rapunzel’ini bir daha hiç göremeyeceksin."
- Cress
77. "Kraliçe onu bıraktığında, Winter odasına koşmayı reddetti. Başı dik, mermer zeminde emin adımlarla ilerleyerek gerçek bir kraliyet üyesi gibi yürüdü. Yüzündeki üç kesiği ya da boynundan süzülüp elbisesini lekeleyen kanları sihirle gizleme gereği duymadı. Gururluydu. Yarası, savaşa girip hayatta kaldığının kanıtıydı."
- Uzak Yıldızlar
78. "İçi rahatlayan Thorne, aval aval sırıttı. ''Özel bir an daha yaşıyoruz değil mi?''
''Özel bir andan kastın, ilk karşılaştığımızdan bu yana seni boğmak istemediğim bir an ise, sanırım öyle.''"
- Scarlet
79. "Thorne sıkıntıyla iç çekti.
''Biliyorum, kızgınsın. Ama bir dakika beni dinler misin lütfen?''
Cress gözlerini yumup derin bir nefes aldı. Kızgın değildi.Kırgındı.
Ama gözlerini açtığında, Thorne'a muzipçe gülümsedi.
Thorne tek kaşını kaldırdı. ''Hoppala!''
''Ben de bir kızım,''dedi Cress. ''Belki Iko kadar güzel değilim. Ya da Cinder kadar cesur veya Scarlet kadar gözü pek...''
''Cress, lütfen.''
''Kim bilir Prenses Winter'ı ilk gördüğünde ne yaptın? Düşünmek bile istemiyorum.''
Thorne kızın şüphelerini doğrularcasına, dudaklarını birbirine bastırdı.
''Ama sıra bana gelince, yok! Sanki görünmezim. Nefes alsın yeter mantığıyla önüne gelene yaz, benim yüzüme bile bakma!''
''Sağ ol ya. Kendimi tam bir sapık gibi hissettim.''"
- Winter
80. "Thorne tabancasını kılıfına geri sokarken. ''Oha,'' diye mırıldandı. ''Aylıların cidden sağlam genleri var. Kimsin sen?''
''Sizi Prenses Winter'la tanıştırayım,'' diye atıldı Scarlet.
Thorne elini saçlarının arasına daldırdı. ''Ne bu ya? Biz istenmeyen prensesler yetimhanesi filan mı işletiyoruz, anlamadım ki.''"
- Winter
81. "Iko bir adım öne çıkıp Kai'ye bir yulaflı bisküvi kutusu uzattı. ''Sana bir hediyemiz var.''
Kai kutuyu evirip çevirdi. ''Teşekkürler. Acıkınca yerim.''
''Açsana,''dedi Iko, parmak ucunda yaylanarak.
Kai kutuyu açıp ters çevirdiğinde,avucuna gümüş zincirli bir madalyon düştü. ''Amerika Cumhuriyeti 86. Uzay Bölüğü. Vay canına.''
''Eski askeri üniformalardan birinde bulduk,'' dedi Iko. ''Sana bizden biri olduğunu hatırlatsın istedik.''
Kai gülümsedi. ''Süpermiş.'' Zinciri boynuna takıp madalyonu yakasından içeri attı. Cress'e çabucak sarıldı. Sıra Iko'daydı. Iko önce hafifçe bağırdı, sonra donup kaldı.
Kai geri çekildiğinde, Iko bir ona, bir Cinder'a baktı. Birden gözleri kaydı ve yere yığıldı.
Kai korkuyla sıçradı. ''Ne oldu? Kapama düğmesine filan mı bastım?''
Cinder kaşlarını çatarak yaklaştı. ''Iko ne yapıyorsun?''
''Kai bana sarıldı,'' dedi Iko. Gözleri hala kapalıydı. ''Bende bayıldım.''
Kai bir kahkaha atarak Cinder'a döndü. ''Sen de bayılmayacaksın değil mi?''
''Garanti veremem.''
Kai kollarını beline dolayıp onu öptü."
- Winter
82. ""Sana ihanet ederek yaşamaktansa, onlara ihanet ederek ölmeyi tercih ettiğimi fark ettim.""
- Scarlet
83. "Aslına bakılırsa Carswell Thorne, Cress'in bütün hayatı boyunca hayal ettiği türden bir kahramandı.
Cress bunu keşfettiğinden beri onunla yatıp onunla kalkıyordu. Derin ruh bağları, tutkulu öpüşmeler ve nefes kesici maceralar hayal ediyordu. Thorne'la bir kez karşılaşabilse onun da aynılarını hissedeceğinden emindi. Doğarken şimşekler çaktıran ve sonsuza dek alev alev yanan o destansı aşklardan birini yaşayacaklardı. Zamanın, mesafelerin ve hatta ölümün bile engelleyemeyeceği bir aşk.
Çünkü Cress'in kahramanlar hakkında bildiği bir şey varsa, o da zor durumdaki bir kadına hiç dayanamadıklarıydı.
Ve Cress, kendisinden daha zor durumda bir kadın düşünemiyordu."
- Cress
84. "''Yakınlarında bir alfa dişisi olduğu sürece, güvendesin demektir. Alfa dişisi bulmak zor olmamalı, değil mi?''
''Beni görmek bile istemediğini biliyorum ve seni suçlamıyorum. Ama o sensin Scarlet. Her zaman sen olacaksın.''
''Wolf...''
''Biliyorum. Tanışalı henüz bir hafta bile olmadı ve bu süre içinde, sana yalan söylemekten, seni kandırmaktan ve sana ihanet etmekten başka bir şey yapmadım. Biliyorum. Ama bana bir şans verirsen... İstediğim tek şey, seni korumak. Yanında olmak. Nefes aldığım sürece.''
''Wolf, benden, senin... Alfa dişin olmamı mı istiyorsun?''
''Alfa dişisi,'' diye mırıldandı. ''Kulağa hoş geliyor.
Yüzü neşeyle aydınlanan Scarlet, hafifçe omuz silkti. ''Zamanla bana yakışabilir.''"
- Scarlet
85. "''Aracı koyduğun yerin bir adresi falan yok mu?''
''Bir kaptan gemisinin nerede olduğunu her zaman bilir. Bu ruhani bir bağdır.''
''Keşke yanımızda bir kaptan olsaydı.''"
- Scarlet
86. "Her hikayenin iki yüzü vardı."
- Gilded
87. "''Neredeyse on yıl olacak.''
''Biliyorum.''
''Ya şimdi? Hala senden sıkılmamı mı bekliyorsun?''
Evret'in ifadesi yumuşadı. Öfkesinin yerini Levana'yı çileden çıkartan bir merhamet aldı. Sözleri belki de şimdiye kadar söylediklerinin en zalimiydi.
''Ya sen? Sen hala sana aşık olmamı mı bekliyorsun?''
Levana bütün cesaretini topladı ve başını salladı.
''Evet''"
- Levana
88. ""Yıldızlar aşkına," diye inledi Thorne. "Yine ağlamayacaksın değil mi?"
"Hayır." Cress dudaklarını ısırdı. Yalan değildi. Ağlamak istiyordu ama gözlerinde yaş kalmamıştı ki.
Thorne saçlarındaki kumları silkeledi. "Tamam," dedi. "Bence biz kesinlikle ruh ikiziyiz. Hadi, kalk artık."
"Kim bilir kaç kıza seni seviyorum dedin?"
"Bunu yüzüme vuracağını bilseydim dilimi tutardım."
Cress bıkkınlıkla ona yaslandı. Başı dönüyordu. "Ben ölüyorum," diye mırıldandı. "Kimseyle öpüşemeden göçüp gideceğim."
"Cress, saçmalama. Ne ölmesi?"
"Hani filmlerdeki gibi tutkulu bir aşk yaşayacaktık? Bir de şu halime bak! Yapayalnız ölüyorum!"
Thorne öfkeyle homurdandı. "Dinle, hayatım. Bunları dile getirmek istemezdim ama kendin kaşındın. Ter içindeyim. Pislikten kaşınıyorum ve iki gündür dişlerimi fırçalamıyorum. İyisi mi romantizmi başka bir zamana saklayalım. Ha ne dersin?""
- Cress
89. ""Kimse senin için ölmüyor. Eğer bugün birileri ölürse, nihayet inandıkları bir şey uğruna can verecekler. Sakın bu şansı ellerinden alma.""
- Winter
90. "“Mutluyken davul gibi küt küt çarparım. Üzgünken cam gibi parçalanırım. Çalındığımda asla geri alınamam. Ben neyim?”"
- Kalpsiz
91. "''Cazibemden neden etkilenmediğini şimdi anladım. Bir imparatorla yarıştığımdan haberim yoktu. Bu benim için bile oldukça zorlu bir rekabet.''"
- Scarlet
92. "''Zira aynalardan nefret ederdi. Onların içlerinde sakladığı gerçeklerden.''"
- Levana
93. ""Kimse senin için ölmüyor. Eğer bugün birileri ölürse, nihayet inandıkları bir şey uğruna can verecekler. Sakın bu şansı ellerinden alma.""
- Winter
94. "“Mutluyken davul gibi küt küt çarparım. Üzgünken cam gibi parçalanırım. Çalındığımda asla geri alınamam. Ben neyim?”"
- Kalpsiz
95. "''Cinder?''
''Evet.''
Kai onun gözlerinin içine baktı. ''Şu anda zihin gücünü kullanmıyorsun değil mi?''
Cinder gözlerini kırpıştırdı. ''Tabi ki, hayır.''
''Sadece emin olmak istedim.''
Ve kollarını beline dolayıp onu öptü."
- Cress
96. "Scarlet'ın omuzları çöktü. ''Birbirimize ihtiyacımız var. Ama aşk bu demek değil.'' Winter kirpiklerinin arasından ona baktı. ''Aslında arkadaşım, aşk tam da bu demek.''"
- Winter
97. "''Sayborg kız arkadaşının, bir kanun kaçağı ve nişanlının yeğeni olması tuhaf geliyordur,'' dedi Thorne, parmaklarını radar ekranında dolaştırırken.
Kai suratını buruşturunca, yanağı yine acımaya başladı. ''Açıkçası, bu tip detaylara kafa yormuyorum.'' Gözleri, hızla uzaklaştıkları Rampion'a kaydı. ''Cinder kendini kız arkadaşım olarak görüyor mu gerçekten?''
''Bilmem. Seni kaçırdıktan sonra, dedikodu yapıp birbirimizin ayak tırnaklarına oje sürdüğümüz kız gecelerine hasret kaldık.''"
- Winter
98. "“Kendi zihnimden korkmadığımda, mutlu ve güvende olacağım.”"
- Winter
99. "Bari kendine karşı dürüst ol."
- Cress
100. "''Yani aynaları sevmiyorlar, çünkü gerçek yüzlerini görmekten hoşlanmıyorlar?''
''Bu konudaki gururları bir derece önemli. Ama bunun asıl sebebi, kontrolü elinde tutmakla alakalı. Güzel olduğuna, önce kendini inandırırsan, diğerlerini de güzel olduğuna inandırmak daha kolaydır. Ama aynalar gerçekleri göstermek gibi benzersiz bir özelliğe sahiptir.''"
- Cinder
101. "''Belki bu iki insanın birbirlerine duydukları aşk ve tutku, geleceğe dair umudun bir sembolüdür. Belki de bu evlilik, günün birinde iki ırkın birbirlerine değer verebilecekleri ihtimalinin altını çiziyordur. Ya da belki...'' Kai'nin gözleri parladı. ''Bu ilişkinin siyasetle hiçbir ilgisi yoktur ve tamamen bizi koruyup kollayacak ve bizim koruyup kollayacağımız birini bulmak gibi ortak insani ihtiyaçlarla ilgilidir. Bize iltifat edecek ve bir şeyler öğretecek bir eş bulma ihtiyacıyla. Bizi daha güçlü kılacak. Bizim, olabilecek en iyi biz olmayı arzulamamızı sağlayacak biri. (...) Bence onlara baktığımızda koskoca evrende birbirlerini bulabilecek kadar şanslı iki insan görüyoruz. Ve bu iki insan, birlikte mutlu bir yaşam sürmek için yollarına çıkan hiçbir sınıra, mesafeye, ırk farklılığına ve hatta psikolojik baskılara boyun eğmedi.''"
- Uzak Yıldızlar
102. "“Ön yargıları kırmak kolay değildi. Ama bir yerden başlamak zorundaydılar.”"
- Winter
103. ""Şu koca galakside beni sevilmeye layık bulan bir sen varsın zaten."
"Şu koca galakside benden delisi yok da ondan.""
- Winter
104. "''Bu gözlerin şimdiye dek değdiği en şahane manzarasın.''"
- Uzak Yıldızlar
105. "...Kızın kitapları neden bu kadar çok sevdiğini düşünmüş ve kendisinin uzay gemilerini sevmesi gibi bir şey olup olmadığını merak etmişti. Ne de olsa uzay gemileri insanı uzak, çok uzak bir yerlere götürebilirdi."
- Uzak Yıldızlar
106. "Cinder gözden kaybolduktan sonra, Thorne hafif bir ıslık öttürdü. ''Biliyorum, biliyorum. O biraz,'' derken, gözlerini şaşı yaptı ve bir parmağını kulağının yanında çevirdi, ''ama onu etkileyici yapan da bu.''"
- Scarlet
107. "''Kendisiyle dalga geçebildiği sürece, insanlar akıl sağlığını yitiren bir adama daha ılımlı bakmaya meyillidirler.''"
- Cinder
108. "''Hayatta hiçbir şey boşuna olmaz.''"
- Levana
109. ""Yıllardır seni yeniden bulacağım güne hazırlanıyordum, Bayan Linh. Doğruca bana gelmeliydin."
Cinder burnunu kırıştırdı. "İşte bundan gelmedim."
"Ne demek istiyorsun?"
"Hapishane hücremde bana bir prenses olduğumu söylediğinizde ne tepki vermemi bekliyordunuz? Bir hiçken birdenbire kayıp bir prensese dönüşüverdim. Ne yapacaktım? Boynunuza atılıp bana çizdiğiniz kaderi kabul mü edecektim? Belki de gelecek için bambaşka planlarım vardı. Bunu hiç düşünmediniz mi? Ben bir prenses ya da bir lider olarak yetiştirilmedim. Kimliğimi kabullenmek için zamana ihtiyacım vardı. Kafamı kurcalayan soruların cevaplarını Fransa'da bulabileceğimi düşündüm.""
- Cress
110. "Cinder karşı koyamayacak kadar güçsüzdü. Kafası tekrar suyun üzerine çıktı. Ciğerleri havayla doldu. Gövdesine kollar dolanırken çılgınca öksürüyordu. Bir vücutla cam duvarın arasına sıkıştı.
Başını bir omuza dayadı.
''Cinder,'' dedi, bütün vücudunda yankılanan bir erkek sesi. ''Bana yavşamaktan vazgeç. Hop! Kime diyorum?'' Cinder'ı suyun içinde kucağına aldı. ''Cinder!''
Cinder güç bela gözlerini açtı. Önce bir çene gördü. Sonra bir profil ve ıslak saçlar. Yok canım. Aklını kaçırıyor olmalıydı.
''Thorne?'' dedi,boğuk bir sesle.
''Kaptan diyecektin herhalde?''"
- Winter
111. ""Tıpkı Cinder gibisin. En aptalca şeylerde bile kendini suçlar. Savaş onun suçu. Scarlet'in büyükannesi onun suçu. Elinden gelse salgını da ben başlattım diyecek!""
- Cress
112. "''Anlat,'' dedi Thorne kapıyı arkalarından kaparken.
Cress yutkundu. '' Ah, tamam. Bir yatak var.''
Thorne hayretle elini ağzına götürdü. ''Yataklı bir otel odası mı? Ne diyorsun?''
Cress kaşlarını çattı. ''Yani sadece bir tane var.''
''Biz evliyiz ya, hayatım.''"
- Cress
113. "''Alfa bir şeyin ilkini temsil edebilir,'' dedi Kai. ''Ya da her şeyin başlangıcını. Oldukça güçlü ve karizmatik biri için de kullanılabilir. Ya da bir hayvan sürüsü, en bilineni kurt sürüleri tabii, içinde belirgin bir şekilde dominant olan lideri de temsil edebilir. Kimyada, fizikte ve hatta astronomide bile bazı anlamları var. Mesela astronomide bir takımyıldızın en parlak yıldızını tanımlıyor. Ancak görünen o ki Ze'ev ve Scarlet, bu sözcük için yeni bir tanım yarattılar. Ve aralarındaki ilişki bu sözcüğe, hepimiz için yeni bir anlam yükledi. Alfa olmak, eşinle birlikte olmak için tüm güçlüklere karşı durmak demektir. Yani birbirini güçleri ve kusurlarıyla kabul etmek. Kendi yolunu mutluluğa ve aşka çevirmek.''"
- Uzak Yıldızlar
114. "''Ama tıpkı Cinder gibi, ben de aranılan bir kaçağım,'' diye devam etti Thorne. ''Benim de hapishaneden yok olduğumu fark etmişlerdir, değil mi?''
''Belki de yok olmandan mutludurlar,'' diye mırıldandı Cinder."
- Scarlet
115. "Cinder karşı koyamayacak kadar güçsüzdü. Kafası tekrar suyun üzerine çıktı. Ciğerleri havayla doldu. Gövdesine kollar dolanırken çılgınca öksürüyordu. Bir vücutla cam duvarın arasına sıkıştı.
Başını bir omuza dayadı.
''Cinder,'' dedi, bütün vücudunda yankılanan bir erkek sesi. ''Bana yavşamaktan vazgeç. Hop! Kime diyorum?'' Cinder'ı suyun içinde kucağına aldı. ''Cinder!''
Cinder güç bela gözlerini açtı. Önce bir çene gördü. Sonra bir profil ve ıslak saçlar. Yok canım. Aklını kaçırıyor olmalıydı.
''Thorne?'' dedi,boğuk bir sesle.
''Kaptan diyecektin herhalde?''"
- Winter
116. "''Neden peşimden geldin?'' diye sordu. ''Madem kaçığın tekiyim neden hala yanımdasın?''
Scarlet alayla suratını buruşturdu. ''Soruya gel soruya.''
Bir gümbürtü koptu. Onu bağırışlar izledi. Etraflarındaki duvarlar sarsıldı.
''Seni yalnız bırakamazdım,'' dedi Scarlet. Sesindeki küçümseme kaybolmuştu.
''Neden?''
''Bilmem. Manyak mıyım ne?''
Winter gözlerini kapadı. ''Değilsin.Benim gibi değilsin sen. Binlerce parçaya bölünmemişsin.''
''Nereden bilebilirsin ki?
Winter gözlerini açıp ona baktı. Scarler regolit duvara yaslanmıştı.
''Babam yalancı ve ayyaştı. Annem beni çocukken terk etti ve bir daha geri dönmedi. Bir adamın büyükannemi öldürüşünü ve dişleriyle boğazını parçalayışını izlemek zorunda kaldım. Altı hafta bir kafeste yaşadım. Kendi parmağımı kesmeye zorlandım. Bir yırtıcı olması için genleriyle oynanan bir adama aşık oldum. Gördüğün gibi, ben de bayağı paramparça sayılırım.''"
- Winter
117. "''Bana veda öpücüğü yok mu?'' diye sordu Thorne, Cinder'ın karşısına dikilerek.
Cinder onu hafifçe itti. ''Geri bas, yoksa sen de yumruğu yersin.''
Thorne kıkırdayıp tek kaşını kaldırarak Iko'ya baktı.
''Ben size bir veda öpücüğü vermeyi isterdim kaptan,'' dedi android. ''Ama Majesteleriyle kucaklaşırken birkaç kablom yandı. Bir de sizi öpersem ana işlemcim erir diye korkuyorum.''"
- Winter
118. "Cinder kapsülün yanına çömelip rampanın vidalarını kontrol etti. İngiliz anahtarıyla onları birazcık daha sıkıştırdı. ''Levana'ya ne söyleyeceksin.''
Kai, Cinder'ın yanına çömeldi. ''Beni kaçıranlardan birine aşık oldum, düğün iptal diyeceğim.''
Cinder'ın kolu taş kesti.
Kai pis pis sırıttı. ''Ah! Nerede o günler!''"
- Winter
119. "''Belki de kader diye bir şey yoktur. Belki de kader dedikleri, bize sunulan imkanlar ve onlarla ne yaptığımızdır.''"
- Cress
120. ""Deli misin sen?"
"Öyleyim galiba. Bu kadar insan yanılıyor olamaz.""
- Winter
121. "''Şu nasıl... Cinder?''
Bir tereddüt oldu ve Michelle ikisinin isimle ilgili şüpheleri olduğunu anladı. Çenesini havaya dikti ve açıkladı, ''İddiasız bir isim ama aynı zamanda... güçlü de. Geldiği yer yüzünden. O yangından sağ çıktı. Küllerinden doğdu.''
Hepsi dönüp kıza baktı.
''Cinder,'' dedi Logan, ismi dilinde yuvarlayarak. ''Cinder. Sevdim aslında.''
''Ben de,'' dedi Garan. ''Linh Cinder.''
Michelle gülümsedi, çabuk ikna olmalarına sevinmişti. Bir çocuğun ismine karar vermek kolay bir iş değildi ama Michelle bu ismin onun için biçilmiş kaftan olduğuna inanıyordu. Artık Prenses'in beraberinde götüreceği bir anısı vardı. Michelle'ın ona bir veda armağanı olarak verdiği bir isim -o bunu asla bilemeyecek olsa da.
Küller. Közler. Korlar."
- Uzak Yıldızlar
122. "''İnsanlarla aram çok iyi olmayabilir ama bir çiftlikte oldukça iyi iş çıkaracağımı düşünüyorum. Hayvanlar bana bayılır.''
''Öyle olduğuna eminim, hangi çiftlik hayvanı bir kurdu sevmez ki?''"
- Scarlet
123. "''Kafaya nişan almanı tavsiye ederim. Genellikle ölümcül bir vuruş olur. Ama ellerin titrer gibi olursa gövdeye nişan al, daha büyük bir hedef olduğu için ıskalaması daha zordur.''
''Buradan bakınca, kafan da yeteri kadar büyük görünüyor.''"
- Scarlet
124. "''Yanlış olan bir şeyler var, diye bağırıyordu programlaması ona. İyi değilsin. Hastasın. Ölüyorsun. Ama Cinder kendini hiç de ölüyormuş gibi hissetmiyordu. Öylesine yanıyordu ki üstündeki narin elbisenin alevler içinde kalmadığına şaşırmıştı. Alnındaki ter damlacıkları hafifçe sızlıyordu. Kendini farklı hissediyordu. Güçlü.Dayanıklı, Ateş içinde.''"
- Cinder
125. "''Çocuğa Channary'nin yaptığını yapacaktı. Ama Channary'nin aksine merhametli davranacaktı. Sonrasında çocuğu böyle yaşamaya mahkum etmeyecekti.''"
- Levana
126. "''Seni seviyorum.''
''Hayır. Sen o kelimenin ne demek olduğunu bile bilmiyorsun. Keşke anlamanı sağlayabilseydim.''"
- Levana
127. "''Levana onların bir aile olduğunu düşündü. Mutlu bir aile ve bütün çabasına rağmen o bu ailenin bir parçası değildi.''"
- Levana
128. "''Bana veda öpücüğü yok mu?'' diye sordu Thorne, Cinder'ın karşısına dikilerek.
Cinder onu hafifçe itti. ''Geri bas, yoksa sen de yumruğu yersin.''
Thorne kıkırdayıp tek kaşını kaldırarak Iko'ya baktı.
''Ben size bir veda öpücüğü vermeyi isterdim kaptan,'' dedi android. ''Ama Majesteleriyle kucaklaşırken birkaç kablom yandı. Bir de sizi öpersem ana işlemcim erir diye korkuyorum.''"
- Winter
129. "Cinder kapsülün yanına çömelip rampanın vidalarını kontrol etti. İngiliz anahtarıyla onları birazcık daha sıkıştırdı. ''Levana'ya ne söyleyeceksin.''
Kai, Cinder'ın yanına çömeldi. ''Beni kaçıranlardan birine aşık oldum, düğün iptal diyeceğim.''
Cinder'ın kolu taş kesti.
Kai pis pis sırıttı. ''Ah! Nerede o günler!''"
- Winter
130. "''Belki de kader diye bir şey yoktur. Belki de kader dedikleri, bize sunulan imkanlar ve onlarla ne yaptığımızdır.''"
- Cress
131. "Winter onun arkasındaki kapıya baktı. ''Yani seni her gün göreceğim ama görmezden geleceğim öyle mi?''
Jacin ellerini çekti. ''Evet. Üzgünüm Prenses.'' Bir adım geri çekildiğinde, yine o heykel muhafıza dönüşmüştü. ''İhtiyacınız olursa koridordayım. Gerçekten ihtiyacınız olursa.''
Jacin gittikten sonra, Winter alt dudağını kemirerek odanın ortasında dikildi. Aslında kırıcı bir görüşmeydi ama içindeki güzellikleri de görmezden gelemezdi.
'Sana haddim olandan daha çok değer verdiğimi...'
''Pekala,'' diye mırıldandı. ''Bakalım buna ne diyeceksin?''
Birkaç boya ve fırçayla Satürn modelini aldı.
Winter tekrar koridora çıktığında, Jacin irkildi. (...) Winter gülmemek için kendini zor tutarak Jacin'in diğer tarafına geçti ve duvarda kayıp yere bağdaş kurdu. Kendi kendine bir şarkı mırıldanarak boyalarla fırçaları önüne yaydı.
''Ne yapıyorsun? diye fısıldadı Jacin, koridor boş olmasına rağmen.
Winter şaşırmış gibi yaptı. ''Ah, kusura bakma,'' dedi, kafasını kaldırıp ona bakarak. ''Seni görmemişim.''"
- Winter
132. "Genelde Scarlet'ın yazdıklarının satır aralarını okuması gerekiyordu çünkü Luc ona hiçbir şey anlatmıyordu.
''Sıkıldım ve babamın eve gelmesini bekliyorum''; ''Luc yine barda ve altı yaşındaki kızı evde yalnız.'' demekti.
Ya da ''Doğum günü hediyem için teşekkür ederim. Babam havalar güzelleşince beni lunaparka götüreceğine söz verdi''; ''Luc yine kızının doğum gününü unuttu ve bahar geldiğinde kızının da ona verdiği sözü unutmasını umuyor'' anlamına geliyordu.
Veya ''Komşumuz akşam yemeği için yine türlü getirdi -bu hafta üçüncü kez. Çok fazla patlıcan koyuyor ve ben patlıcandan NEFRET ediyorum. Ama babam kabalık ettiğimi söyledi ve beni odama gönderdi''; aslında ''Luc bu hafta yemek parasını kumarda kaybetti ama en azından bu nazik komşu onlara ilgi gösteriyordu -tabii Luc'un gülümsemesinden etkilenmiş ve henüz onun omurgasız bir serseri olduğunu anlamamış da olabilir'' demekti."
- Uzak Yıldızlar
133. "Belki de prenses kendi kendini kurtarır."
- Levana
134. "''Cinder,'' dedi Iko, sessizce gemiyi keşfettiği birkaç dakikanın ardından. ''Ben devasayım.'' İko'nun metalik sesinde, kolayca ayırt edilebilen bir inilti vardı.
''Sen bir gemisin, İko.''
''Ama ben... Nasıl olur... Elim, görüntüleme sensörüm yokken... Ve kocaman iniş takımlarım var. Bunlar benim ayağım mı oluyor şimdi?''
''Eee, hayır. İniş takımların oluyor.''
''Ah başıma gelenler! Gudubetin teki olmuşum!''"
- Scarlet
135. "Kraliçe Channary Blacburn, Dünyalı İmparatoriçe'ye bir suikast hazırlığı yapacak zamanı bulamadı. İmparator Rikan'la evlenip kızının bir prensle evlendiğini de göremedi.
Levana'yla konuşmasından beş ay sonra, Channary gerçekten de, terzinin ayaklarının bir ameliyatla kesilmesini emretti.
Ve zavallı terzi daha yataktan kalkamamışken, Kraliçe Channary yirmi beş yaşında ciğerlerindeki regolit zehirlenmesinden öldü."
- Levana
136. "''Kaptan Carswell Thorne mu?''
''Evet.''
Kısa bir sessizlik oldu. ''Nette yaptığım arama, Amerika Cumhuriyeti'nden bir subay adayı Carswell Thorne sonucunu verdi. Kendisi Yeni Pekin Hapishanesi'nde...''
''Ta kendisi,'' dedi Cinder.
Odanın ısısı rahatsız edici noktayı biraz aşarken, yine bir sessizlik yaşandı. Sonra, ''Siz... Oldukça yakışıklısınız Kaptan Thorne.''
Cinder inildedi.
''Ve siz sevgili bayan, gökyüzündeki en görkemli gemisiniz ve kimse aksini söyleyemez.''"
- Scarlet
137. "''Gerçeği anladıklarında beni öldüreceklerinin farkındayım ama... Sana ihanet ederek yaşamaktansa, onlara ihanet ederek ölmeyi tercih ettiğimi fark ettim!''"
- Scarlet
138. ""Farklılıklarımıza rağmen, birbirimizi sevme gücüne sahibiz. Zayıflıklarımıza rağmen, birbirimize yardımcı olmak da bizim elimizde.""
- Cinder
139. "''Gelecekte bile, hikaye 'bir varmış bir yokmuş' diye başlıyor...''"
- Cinder
140. "“Sen yanımdayken hayaller o kadar kötüleşmiyor. Şimdi döndün ya, daha iyi olurum.”"
- Winter
141. "“Scarlet’ın dünyası tepesine yıkılıyordu ve kimse bir şeyin farkında değildi.”"
- Scarlet
142. ""Kaptan ve yeni mürettebatı sizinle görüşmek istiyor."
"İşte bu!" dedi Thorne koridordan. "Bir gün herkes bana kaptan diyecek."."
- Winter
143. ""Biri katil olur, diğeri şehit.
Biri taç giyer, diğeri delirir.""
- Kalpsiz
144. ""Bu karanlık dünya sizi ne kadar mutlu edebilecekse etsin.""
- Kalpsiz
145. "Thorne kaşlarını çattı. "Dikkat benim göbek adım. Cesur ve seksiden sonra tabii."
"Patavatsızı da unutma," diye alay etti Cinder."
- Winter
146. "''Çalışmaktan bitap düştüğü o günün akşamında yatağını elinden aldılar ve o da küllerin içinde uyumak zorunda kaldı.''"
- Cinder
147. "''Gözlerin nasıl?'' diye sordu.
''Çok güzel olduklarını söylerler ama kararı sana bırakıyorum tabii.''"
- Cress
148. "Michelle bu çocuğun onca yıl önce o yangından sağ kurtulmasını sağlayan gücün hala içinde bir yerlerde olmasını umdu. Güneş kadar parlak bir hale gelene kadar yanmaya devam etmesini ve giderek ısınmasını diledi.
Onu bekleyenlerden ötürü bu güce ihtiyacı olacaktı.
Michelle avucunu tankın üstüne, kızın kalbine doğru bastırdı ve o sırada ekranda bir hareket oldu.
Bir kalp atışı."
- Uzak Yıldızlar
149. "“Bana güvenmelisin, Cress,” dedi.
"
- Cress
150. "''Sonra üçüncü çağın 109. yılının 21 Aralık'ında Kraliçe Channary bir kız bebek dünyaya getirdi. Çocuğa Ay Ülkesi Prensesi Selene Channary Jannali Blacburn adı verildi. Ama herkesin hatırında yalnızca Selene ismi kaldı. Şehirdeki ve dış bölgelerdeki kutlamalar bir hafta sürdü.
Kraliyet kanının geleceği güvenceye alınmıştı.
Ay tahtının bir varisi vardı artık."
- Levana
151. ""Kaptan ve yeni mürettebatı sizinle görüşmek istiyor."
"İşte bu!" dedi Thorne koridordan. "Bir gün herkes bana kaptan diyecek."."
- Winter
152. "Thorne kaşlarını çattı. "Dikkat benim göbek adım. Cesur ve seksiden sonra tabii."
"Patavatsızı da unutma," diye alay etti Cinder."
- Winter
153. ""Sorumu cevaplamadın."
"Ne sorduğunu unuttum."
"Neden güzel olmadığını düşünüyorsun?"
Serilda kızardı. "Pekâlâ cevap verdiğimi düşünüyordum."
"Bana sadece masallar tanrısı tarafından lanetlendiğini söyledin. İnsanların sana güvenmediklerini. Ama bu aynı şey değil. Karanlık ruhlarla yeterince vakit geçirirsen eğer bazen en güvenilmez şeylerin aynı zamanda en güzel şeyler olduğunu öğrenirsin.""
- Gilded
154. "Fakat kendi kaderiyle yeterince oyun oynamışsa da şimdi o kaderin bir başkasının ellerinde olduğu fikri onu deli ediyordu. Bu kesinlikle kabul edilemezdi."
- Süpernova
155. "they were silent for a moment, then callum groaned and ruffled his own hair. "i'm sorry. people have told me i'm boring when i talk about this stuff, but sometimes it's so frustrating to go through life seeing all of this." he spread his arms wide, as if he could embrace the city below. "there are so many things to marvel at. how could anyone want to hurt it? how can people wake up every morning and not think─look, the sun is still there! and I'm still here! this is incredible!" he laughed and turned to nova again. "if i could just make everyone see... i mean, for more than just a minute, then... i don't know. i can't help but think that then we could all start working to create things. together for once.""
- Archenemies
156. ""...Şimdi gözlerim o kalbi gördü bir zamanlar en çok aranan. Korkarım bu kalp asla iyileşmeyecek, hiçbir zaman!""
- Kalpsiz
157. ""Sorun nedir?" diye sordu.
"Hiçbir şey." diye fısıldadı Nova.
Her şey, diye karşı çıktı zihni."
- Düşmanlar
158. ""Bunu duyduğuma fevkalade üzüldüm."
Sesine bakılırsa, ancak bir fareyi köşeye sıkıştırmış bir kedi kadar üzgün gibiydi."
- Cinder
159. ""leroy's been like a second father to me." she hesitated, before adding, "him and ace both."
adrian stared at her. "i don't want to sound mean, but i think we need to get you new role models.""
- Supernova
160. "Seni düşünmeden edemiyorum."
- Kalpsiz
161. ""Şu hayatta her şeyin yolunda olması olası mı?""
- Kalpsiz
162. "Seni düşünmeden edemiyorum."
- Kalpsiz
163. "“Kime âşık olacağımızı seçemiyoruz.”"
- Kalpsiz
164. "'Ben sadece, onu veya bir başkasını yargılamadan önce, bilmemiz gereken bazı şeyler olduğunu düşünüyorum. Sonuçlara varmadan önce, o kişinin hikâyesini bilmemiz gerekiyor. Delice Bir fikir, farkındayım. ""
- Scarlet
165. ""Kalp bir kez çalındı mı asla geri alınamaz.""
- Kalpsiz
166. ""Benim fikrimin bir önemi yok Kraliçem."
"Doğru...""
- Winter
167. ""Kaçıp gidebiliriz," diye devam etti Wolf, ona dokunma ihtiyacıyla parmaklarını Scarlet'ın ceplerine sokarak. "Ormanda izimizi kaybettiririz. Afrika'ya veya Doğu Ulusları'na gideriz. Bizi asla bulamazlar. Seni güvende tutabilirim Scarlet. Seni koruyabilirim.""
- Scarlet
168. "Herkesin özel olduğu yerde... Kimse özel değildi."
- Süpernova
169. ""Şu hayatta her şeyin yolunda olması olası mı? Bir düşün, en iyi günümüzde bile ancak çoğu şey yolunda olmaz mı?""
- Kalpsiz
170. ""Kahkahanın en iyi ilaç olduğunu söylerler hep, hiç duymadın mı?""
- Kalpsiz
171. ""...Sen Ay tahtını hak etmiyorsun."
"Halkımın zihnini kontrol etmek yerine, onlara hür iradelerini kullanma hakkı verdiğim için mi?""
- Winter
172. ""...Çaresizlik, hata yaptırır.""
- Winter
173. ""Sen anlamazsın."
"İnsanlar açıklama zahmetinde bulunmadıklarında böyle söylerler."
"İnsanlar aynı zamanda başka biri bunu gerçekten anlamayacağında da öyle söylerler.""
- Gilded
174. ""Aşırı tepki veriyorsun," dedi Winter.
"Sen kraliçe değilsin."
Winter hayretle baktı. "Benim öyle bir derdim yok ki."
"Sana verilen her tacı kafana takma o zaman."
Winter öfkeyle yürüyüp gitti. İşte şimdi, gerçek bir prensesle muhafızı gibi görünüyorlardı."
- Winter
175. "“Kaptan," diye mırıldandı. "Ben size âşığım."
"Bunu iki koca günde mi fark edebildin?Dokunuşlarım sihrini yitirmeye başladı galiba.""
- Cress
176. "Sonuçta o bir prensti. Dünya'nın en güçlü adam ve kadınları onu çağırmıştı. Cinder bunu anlıyordu.
Ve buna rağmen, Kai hâlâ burada, onun yanındaydı."
- Cinder
177. ""Geçmişine baktığında şansla arasının pek iyi olmadığını hatırladı.""
- Gilded
178. "Tek eşlilik. Sadakat. Gerçek aşk. Levana buna hiç şahit olmamıştı. Aşk ona çocukken anlatılan peri masallarındaydı."
- Levana
179. ""Nasıl dayanıyorsun?"
"Dayanamıyorum.""
- Gilded
180. "Demek hepimiz bir değişim istediğimiz için buradayız?"
- Süpernova
181. "''Yani aynaları sevmiyorlar, çünkü gerçek yüzlerini görmekten hoşlanmıyorlar?''
''Bu konudaki gururları bir derece önemli. Ama bunun asıl sebebi, kontrolü elinde tutmakla alakalı. Güzel olduğuna, önce kendini inandırırsan, diğerlerini de güzel olduğuna inandırmak daha kolaydır. Ama aynalar gerçekleri göstermek gibi benzersiz bir özelliğe sahiptir.''"
- Cinder
182. ""Bazıları der ki yiyip kaybetmek, hiç yememekten iyidir.""
- Kalpsiz
183. ""Söz veriyorum, öpüşmeden ölmeyeceksin."
"Yalan söyleme. Ölüyorum ve sen hiçbir şey yapmıyorsun."
"Ölmüyorsun."
"Ama..."
"Ben ne zaman öleceğini anlarım. Böyle bir şey olursa söz veriyorum hayatının en tutkulu öpüşmesini yaşatacağım sana. Ama şimdi kalkman gerek.""
- Cress
184. "Dr. Erland bir parmağını cama bastırdı. ''Genç,''dedi, kızın metalik uzuvlarından yansıyan ışığı seyrederek. ''Sağlıklı.''
Dudaklarını büzüştüren Fateen, sayborg kızın kayıtlarının bulunduğu ekranın karşısına oturdu. ''Eğer otuz iki yaşında birine 'yaşlı' ve 'elden ayaktan düşmüş' diyorsanız, o zaman siz ne oluyorsunuz?''
''Antika pazarı için oldukça değerli bir parça oluyorum.''"
- Cinder
185. "“Sakarlık senin en çekici özelliklerinden biri.”"
- Winter
186. "“Lütfen bana boşuna ümit verme.”"
- Kalpsiz
187. "O sadece bir çocuktu.
Normal, çocukça şeyler yapmayı hak ediyordu. Bir hayatı hak ediyordu."
- Süpernova
188. "'Yapmam gereken sana inanmaktı.' dedi.
Gözlerinde dillendirmediği sözcüklerin pırıltısı vardı."
- Süpernova
189. "Nefrete karşı sevgi.
Öfkeye karşı merhamet.
Tekrar tekrar."
- Süpernova
190. "İnsanlar eleştirmek ve yargılamada fazla aceleciler. Ama kızın geçmişinden veya onu bu şekilde davranmaya iten şeyin ne olduğundan haberleri bile yok."
- Scarlet
191. ""İnsanlar eleştirmek ve yargılamada fazla aceleciler.""
- Scarlet
192. ""Neden oturmuyorsunuz? Sizinle konuşmam gereken önemli şeyler var."
"Ah, demek sonunda konuşmaya karar verdiniz," dedi Cinder, adama doğru yaklaşarak. "Ben de kobay farelerinin fikirlerini pek de umursamadığınızı düşünmüştüm."
"Siz, çalıştığımız diğer gönüllülerden biraz farklısınız."
Cinder adama ters bir bakış attı. Elindeki anahtar, avucunun içinde ısınmaya başlamıştı. "Belki de aslında gönüllü olmadığım içindir.""
- Cinder
193. "Aman! sanki o öküzün ne düşündüğü çok önemliydi de."
- Winter
194. "Dünya, insan aramaya istekli olduğunda, küçük sihirlerle dolu bir yerdi."
- Gilded
195. "Dünyası tepesine yıkılıyordu ve kimse bir şeyin farkında değildi.."
- Scarlet
196. ""Bu iltifatları neye borçluyum acaba?"
"Galiba bir tuzağın içine çekiliyorum.""
- Winter
197. ""you know what they say... one cannot be brave who has no fear.""
- Renegades
198. ""Bir sırrı söylemenin onu sır olmaktan çıkaracağını biliyorsun değil mi?""
- Kalpsiz
199. ""Sabaha kadar bekle." dedi. "Bu gece dünya güvenli bir yer olmayacak.""
- Scarlet
200. "Dr. Erland bir defasında prense, kötü şeylerin her zaman üçer üçer geldiğine dair eski bir batıl inançtan bahsetmişti."
- Cinder
201. "“Uçur kellesini.”
☆*°"
- Kalpsiz
202. "Adam bir hayvanın zihnine sahipti. Dağınıktı, vahşiydi ve ilkel içgüdülerle öfke içindeydi. Öldürme arzusu, beslenme ihtiyacı, sürü içinde hangi konumda durduğu ve onu nasıl yükseltebileceğine odaklıydı. Öldür. Ye. Parçala."
- Scarlet
203. ""... Şu hayatta HER ŞEYİN yolunda olması olası mı?
Bir düşün, en iyi günümüzde bile ancak çoğu şey yolunda olmaz mı?""
- Kalpsiz
204. ""Hiç fare avlayan bir kediyi seyrettin mi?"
"Evet. Babamın değirmen için beslediği bir kedisi vardı."
"O halde oyun oynamayı ne kadar sevdiklerini bilirsin. Fareyi bırakırlar, ama çok kısa süreliğine, özgür olduğuna inanmasına izin verirler. Sonra, canları sıkılıp avlarını parça parça yiyecek hale getirene kadar tekrar tekrar üzerine atlayarak saldırırlar.""
- Gilded
205. ""Saçların," dedi, neyin değiştiğini fark edince. "Taramışsın.""
- Gilded
206. ""İnsanlar eleştirmek ve yargılamada fazla aceleciler.Sonuçlara varmadan önce, o kişinin hikâyesini bilmemiz gerekiyor.""
- Scarlet
207. ""Sana ihanet ederek yaşamaktansa, onlara ihanet ederek ölmeyi tercih ettiğimi fark ettim.""
- Scarlet
208. "Ufacık bir umut ve mutluluk kırıntısı akıl sağlığını korumasına yardımcı olabilirdi. Ancak bu görünüşte basit ama uygulaması zor bir öğüttü."
- Cress
209. "''Farklılıklarımıza rağmen, birbirimizi sevme gücüne sahibiz. Zayıflıklarımıza rağmen, birbirimize yardımcı olmak da bizim elimizde.''"
- Cinder
210. "Çünkü... Başka nereye gidebilirdi ki?"
- Süpernova
211. ""Bilgi güçtür.""
- Muhalifler
212. ""it's obvious you know something, and we're not leaving this room until you tell us what it is!"
winston frowned. "they said we only had fifteen minutes.""
- Renegades
213. "he decided in that moment that he wouldn't regret the decision to go in after her. even if he never drew another picture, even if all the powers of the sentinel were gone forever, he wouldn't regret it, as long as she was okay."
- Renegades
214. "“Beni bu şekilde bırakman çok büyük bir kabalıktı.”"
- Kalpsiz
215. ""Sanki en ufak bir harekette bile paramparça olacakmış gibi""
- Scarlet
216. ""Hayatın en iyi öğretmen olduğunu söylerler.""
- Anında Karma
217. ""Kendisiyle dalga geçebildiği sürece insanlar akıl sağlığını yitiren bir adama daha ılımlı bakmaya meyillilerdir.""
- Cinder
218. "Korkusu olmayanın cesareti de olmazmış..."
- Süpernova
219. ""Hayır Cinder. İnsanlar gözyaşı dökerler.""
- Cinder
220. "Öldüğünde, elinde bir kitap tutuyordu..."
- Süpernova
221. "Umut, korkakların bahanesiydi."
- Winter
222. "Wolf gözlerini kırpıştırarak Scarlet'a baktı. "Sen bana ateş mi ettin?"
"Bana pek bir tercih hakkı bırakmadın.""
- Scarlet
223. ""Ne derler bilirsin. Korkusu olmayanın cesareti de olmazmış.""
- Muhalifler
224. ""Kahkananın en iyi ilaç olduğunu söylerler hep, hiç duymadın mı?""
- Kalpsiz
225. "Her şeyin gönlünce olmasını dilerim."
- Kalpsiz
226. "“Benim hayatım diğerlerinden daha kıymetli değil ki.”"
- Kalpsiz
227. "Bıçağın ucunda, hâlâ atmakta olan bir kalp vardı. Kırık bir kalpti."
- Kalpsiz
228. ""İnsan içinden gelmedikçe kimseye seni seviyorum dememeli.""
- Cress
229. ""Kraliçe olmak istemiyorum. Ben şey istiyorum... Bilmiyorum. Eğer bir gün evlenirsem romantizm istiyorum, tutku istiyorum. Ben aşık olmak istiyorum.""
- Kalpsiz
230. "Ama hedefine ulaştığında durmak yerine hemen yeni bir hedef daha belirliyordu."
- Cress
231. "İpeksi karamel ağzında patlarken çikolata parçaları
diline yayıldı.
Cath mutlulukla inlememek için kendini zor tuttu.
(♡)"
- Kalpsiz
232. ""Ben öcü değilim. Gururum var. Bu, üzerine sone yazılacak bir şey değil.""
- Gilded
233. "Kral onunla evleniyor olabilirdi ama Serilda’nın kalbi her zaman kendine ait olacaktı."
- Cursed
234. "Belki de kader diye bir şey yoktur. Belki de kader dedikleri, bize sunulan imkanlar ve onlarla ne yaptığımızdır."
- Cress
235. "Gerçekten adaleti ve güçsüzleri savunmayı önemiyor olsalardı asıl sorun için daha fazla çaba harcarlardı."
- Süpernova
236. ""Nova" diye fısıldadı Adrian. Sözcük karmakarışık duyguları boğazında bir düğüm olan Adrian'ın ağzından neredeyse bir öksürük gibi çıkmıştı. "Kimsin sen?""
- Süpernova
237. "phobia was right about that, at least. she had always been afraid to fail.
which is why she wasn't going to let it happen."
- Renegades
238. "Sırada ne vardı? Artık bundan daha kötü ne olabilirdi ki? Belki de Aylılar savaş falan açardı."
- Cinder
239. "İnsanlar eleştirmek ve yargılamada fazla aceleciler. Ama kızın geçmişinden veya onu bu şekilde davranmaya iten şeyin ne olduğundan haberleri bile yok."
- Scarlet
240. ""İnsan içinden gelmedikçe kimseye seni seviyorum dememeli.""
- Cress
241. "Belki de kader diye bir şey yoktur. Belki kader dedikleri, bize sunulan imkânlar ve onlarla ne yaptığımızdır."
- Cress
242. ""İnsanlar pislik. Ben buna alıştım.""
- Anında Karma
243. "Peony püfleyerek gözüne düşen bir parça saçı yana savurdu. "Eh, aslında daha bile kötüsü. Dedikodulara göre prensin evleneceği kişi..." sesini fısıltıya düşürdü. "Kraliçe Levana imiş.""
- Cinder
244. "Belki de Honey, ancak savaşacağı bir şey olduğunda böyle dik duruyordu.
Belki de hepsi öyleydi."
- Muhalifler
245. "Şu hayatta her şeyin yolunda olması olası mı?"
- Kalpsiz
246. "Tüm savunman, cehalet mi?"
- Cinder
247. "...insanların batıl inançları genellikle cahillik ve yanlış konumlandırılmış suçlamaların sonuçlarıdır."
- Gilded
248. ""Nova" diye fısıldadı Adrian. Sözcük karmakarışık duyguları boğazında bir düğüm olan Adrian'ın ağzından neredeyse bir öksürük gibi çıkmıştı. "Kimsin sen?""
- Süpernova
249. ""İnsan içinden gelmedikçe kimseye seni seviyorum dememeli.""
- Cress
250. "Belki de kader diye bir şey yoktur. Belki kader dedikleri, bize sunulan imkânlar ve onlarla ne yaptığımızdır."
- Cress