Mahremiyet Eğitimi Kitap Bilgileri
Yazar: Adem Güneş
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 26 dk.
Sayfa Sayısı: 192
Basım Tarihi: Nisan 2023
İlk Yayın Tarihi: Ocak 2015
Yayınevi: Timaş Yayınları
ISBN: 9786050817638
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Mahremiyet Eğitimi Kitap Tanıtımı
Birçok anne-baba çocuklarını kötü niyetli kişilerden korumak için “tanımadığın biri sana şeker verirse oradan kaç” gibi tavsiyelerde bulunur. Bir kısım anne-baba da çocuklarının iyiliği için üzerlerinde baskı kurup korkutmak, onları tehdit edip sindirmek zorunda olduklarına inanır.
Çocuğu korkutarak ve ürküterek mahremiyet bilinci kazandırmaya çalışmak, onu sosyal yaşamda korunaksız kılar. Böylesi çocuklar hayata karşı güvensiz, başkalarına karşı şüpheci, dost ve arkadaş edinmede yeteneksizdirler…
Halbuki Mahremiyet Eğitimi bir nezaket eğitimidir… Bu sayede çocuk kendini saygın hisseder, olumsuz bir tavır karşısında güçlü bir duruşla kendini koruyabilir.
Pedagog Dr. Adem Güneş bu eserinde, bir yandan çocuklara “zarafet ve nezaket” kazandıran, diğer yandan kendilerini kötü niyetli kişilerden koruyacak güce eriştiren Mahremiyet Eğitimi’nden bahsediyor. Her anne-babanın ve öğretmenin bilmesi gereken temel prensipleri adım adım okuyucusuyla paylaşıyor.
“Kitabın en güzel yanı, örnek olaylarla net öneriler sunması. Çocuğu olan veya çocuk bekleyen anne-babalar mutlaka okumalı.” (S. Erdoğan, 27)
“Çocuk eğitimi üzerine kesinlikle okunması gereken bir kitap. Okurken hem çocuğumu hem kendimi daha iyi tanıdım, çocuk ebeveyn ilişkisinin nasıl olması gerektiğini kavradım.” (D. Yaprak, 32)
“Anne-babaların en çok zorlanacağı konulardan biri üzerine tam bir başucu kitabı. Alın okuyun ve etrafınızdaki ailelere hediye edin.” (R. Durmaz, 43)
Mahremiyet Eğitimi Kitaptan Alıntılar
1. "Bir çocuğun basına gelebilecek en büyük kayıp,
davranışlarını yönetme becerisini kaybetmesidir"
2. "E b e v e y n l e r ç o c u k l a r ı n ı n
d u y g u l a r ı n ı y ö n e t m e k y e r i n e ,
o n l a r a k e n d i d u y g u l a r ı n ı
y ö n e t m e s i n i ö ğ r e t m e l i d i r ."
3. "duygularını yönetebilen çocuk davranışlarını da yönetebilir . . ."
4. "İ y i k i k i t a p la r v a r . . ."
5. "E b e v e y n l e r i n
ş i d d e t
e ğ i l i m i ,
k e n d i
ç o c u k l u k
d e n e y i m l e r i n i n
b i r
s o n u c u d u r ."
6. "İç düzeni olmayan çocukların dış düzeni oturtması oldukça zordur."
7. "Babalar baba gibi değil, anneler de ana gibi değil
artık. Öyle olunca toplumda hasta ruhlu yeni bir nesil
yetismeye başladı.""
8. "Birçok anne baba "El alem ne der?" kaygısından
dolayı çocuklarının çocuksu davranışlarına engel olur."
9. "Ebeveynlerin şiddet eğilimi, kendi çocukluk deneyimlerinin bir sonucudur."
10. "Ruh, bedende görünür hale gelmeye başladığında ortaya “zarafet” çıkar."
11. "d u y g u l a r " z o r l a " y ö n e t i l e m e z ...
H i ç b i r k a l ı c ı d a v r a n ı ş " z o r l a ''
o l u ş t u r u l a m a z ."
12. "Ebeveynler çocuklarının duygularını yönetmek yerine,
onlara kendi duygularını yönetmesini öğretmelidir ki bu;
Mahremiyet Eğitimi'dir."
13. "Kendi duygularını fark edebilen kişi başkalarının incinebileceği davranışları da fark edebilir."
14. "Her ebeveyn çocuğuna yönelecek incitici bir bakıştan, zarar verici bir tutumdan, şiddetten, tacizden kendisini koruyacak güce erişmesini arzu eder."
15. "çocuğa karşı duyarlılığın artmasının o toplumdaki bireylerin iyi oluşuna katkı sağlayacağını öngörmektedir."
Mahremiyet Eğitimi Kitap İncelemeleri
Mahremiyet Eğitimi
Öncelikle bir konuyu öğrenmek isterseniz her zaman önceliğiniz alanında uzman kişiler olsun lütfen herkesten her konuyu dinlenmeye kalkışmayın yoksa kitapta belli olduğu gibi bir-çok doğru bilinen yanlışlar çevremizi sarmış olacak.
Kitap her konuyu, her düşünceyi her bir cümleyi güzel açıklamalarla ve yalın bir dille bize sunuyor ayrıca insanların,eğitimcilerin ve özellikle ebeveynlerin bilinçlenmesi gereken bir konuyu aktarmış bulunuyor. Ülkemiz de ne yazık ki bu alanda az araştırma yapıldığının ve insanlarin mahremiyet eğitiminin bilincinde olmadığını görmenin üzücülüğünü belirtmek istiyorum hatta kitabi okudukça aslında bir ders olarak tüm insalara verilmesi gerektiğini düşünüp durdum.
Bazen bazi sorunları çözebilmek için kökene inmenin şart olduğu sürekli karşıma çıkan bir bilgi oldu. Gününümzdeki taciz ve tecavüz olaylarının artışıyla birlikte aslında bu alandaki eğitimin okul öncesi dönemden başlaması gerektiğini vurgulaması ve bundaki adımları bir bir açıklamalarıyla vermiş olması kitabın yol gösterici özelliğini de öne çıkarmış oluyor.
Kitapta yer verilen vakalar o kadar derinden etkiledi ki beni bu alana ne kadar yoğunlaşmam gerektiğini anlamış bulundum. Bu kitabın biir öğretmen adayi olarak bana çok şey kattığını düşünüyorum.
bir kaç alıntı;
"Ebeveynlerin şiddet eğilimi, kendi çocukluk deneyimlerinin bir sonucudur."
"Çocuk evde anne ve babanın ilgi ve sefkatini görmelidir. Çocuk bu ilgiyi dışarıdan arayacak duruma düşürülmemelidir."
"Ruhun yorulması bedenin yorgunluğu ile değil , kaygı iledir."
Ebeveynler olarak her geçen gün duyduklarımız karşısında şaşkınlık, korku, öfke duygularıyla doluyoruz. Yalnızca ebeveynler olarak değil, insan olan herkesin duygu patlamaları yaşadığını düşünüyorum. Ama bu korku genel olarak ebeveynleri sarıyor.
, bu kitabında çocuğa duyulacak saygı çerçevesinde, onları ürkütmeden çevreden gelebilecek tehlikelere karşı bizleri uyarmış. Yaşanmış hayatlardan örneklerin de yer aldığı kitapta faydalı olabilecek bir çok bilgi var.
der ki; "Mahremiyet eğitimi 3-4 yaşlarından itibaren başlar. Çocuğun doğuştan sahip olduğu ruhsal inceliğinin sürdürülmesi, mahremiyet eğitiminin ana hattıdır." Yani aslında fıtratı bozmadan çocuk eğitimini gerçekleştirmektir. İlerdeki sayfalarda "Çocuklar, yetişkinlerin hepsini 'iyi' olarak görürler." demişti. Çünkü, kendileri iyidir, fıtratları iyidir. Bu sebeple kötülük nedir algılayamazlar. Onlara saygın bir şekilde davranarak aslında bizler iyi-kötü arasındaki ayrımı da görmelerini sağlayabiliriz. Bu şekilde tehditlere boyun eğmezler, başkalarının bedenlerine yaptıkları olumsuzlukları sineye çekmezler. Çocukları öperken dahi izin aldığımızda bedenin senin mesajını verebiliriz. Bedenine bizler saygı duyduğumuzda onlar da saygı duyarlar ve kimsenin bedenlerine dokunmalarına izin vermezler, susmazlar.
Bu meselede dahi gördüğüm bir şey var o da "değerlilik hissi" ni daha küçük çocukken bir insana vermeliyiz. Onlara önce biz saygı duymalıyız.
Bu kitaptaki bilgiler anne-baba ve öğretmenlere ışık olsun.
Umulur ki tüm çocuklarımızı koruyabilelim.
Çocuklar yaşamımızın bir parçası. Bu nedenle her yetişkinin mutlaka bu kitap okumasını tavsiye ediyorum. Mahremiyet eğitimi denilince akla ilk olarak cinsellik geliyor. Mahremiyet eğitimi yalnızca cinsellik değildir. Bu kitapta onun detaylarını, fiziksel ya da duygusal tacize maruz kalmış çocukların davranışlarını, hislerini, alışkanlıklarını örneklerle birlikte anlayarak okuyorsunuz. Özellikle verilen gerçek örnekler konuyu pekiştirmemize yardımcı oluyor. Çocuklarımızı okuyabilmek adına,onların oyunlarında kullandıkları cümleleri,arkadaş ilişkilerini,davranış değişikliklerini gözlemlemeli,sinyalleri görmeliyiz.Toplumda ne yazık ki iyilerin arasına karışmış kötüler de mevcut.Evlatlarımızı ya da genel olarak tüm çocukları psikolojik ve fiziksel tacizden korumanın,kimlik kargaşası yaşamalarının önüne geçmenin yolu,mahremiyet eğitiminden geçiyor.Bunları nasıl yapmamız gerektiğini muhteşem örneklerle de anlatıyor.Bir kaç örnek vermek gerekirse;
•Uluorta çocukların üstlerini değiştirmemek
•Belirli bir yaştan sonra odasına girerken izin istemek
•Baskı ve şiddete maruz bırakıp duygularını yaşamasına engel olmak (ki bu savunma mekanizmasını zayıflatıyor)
•Çocukları özel bölgelerine dokunarak,vurarak sevmemek
Elbette bunlar yalnızca birkaçı.Bilinçli anne baba,bilinçli toplum demek.O yüzden daha çok okumalı.Herkese keyifli okumalar
Kitabı çok sevdim. Özellikle dil ve anlatımının oldukça basit olması ve çokça yaşam içinden alınan örneklerle anlatılanları desteklemesi toplumun geniş bir kesimine ulaşmasını sağlıyor. Okurken günümüz toplumunda yapılan yanlışları ve işin doğrusunu karşılaştırınca kızgınlıkla karışık bir acı duygusunun içinde buldum kendimi. Zira her bir yanlış için şimdinin toplumunda bolca örnek var.-Maalesef.- Toplumda var olan yanlış mahremiyet bilincinin doğruya evrilmesi gerekli.( Uzun soluklu, meşakkatli ve uğraştırıcı- ama hayati öneme sahip bir konu.) Eksik olduğumuz hayli önemli nokta ise saygıyı sadece çocuktan beklemek ve onların benliğine, duygularına, söylemlerine, eylemlerine aynı saygı ile karşılık vermemek.
Doğru mahremiyet bilincine sahip olmayan anne-baba, öğretmen, Ali amca, Fatma teyze, yan komşu gibi yolu çocuğa çıkan birçok yetişkin tarafından o minicik dünyalar istenmeden de olsa alt üst ediliyor. Kitapta şöyle bir cümlenin altını çizmiştim: “Çocuk eğitiminin en önemli kısmı, ‘Mahremiyet Eğitimi’dir. Yetişkinlerin, bu eğitimin ne olduğunu, nasıl verildiğini ve mahremiyet eğitimi eksikliklerinin nelere sebep olabileceğini bilmesi, çocukların hakkıdır.”
Bu hakkı onların ellerinden çalmayalım.. Çocuklarımızın çocukluğunu ellerinden almayalım. Yetişkin olduklarında sıkıca tutunabilecekleri sadece çocuklukları olacak..
Doğrunun, iyinin, şefkatin tüm topluma sirayet etmesi ümidi ile..
Çocuk istismarına sadece üzülmek yetmez, toplumsal bir direnç oluşturmak adına kadın-erkek her yetişkinin MAHREMİYET EĞİTİMİ'ni önemsemesi gerekir.
Mahremiyet eğitimi çocuğu baskılama, kız erkek çocuklarını zorla birbirinden ayırt etme değil, “çocuğa kendi fiziksel sınırları içerisindeki özgürlüğünü hissettirme" eğitimidir. 45 cm bir dairesel alan içine kimsenin “izinsiz” giremeyeceği “fiziksel aura hissini” geliştirme eğitimidir.
Yetişkinler çocukları istediği gibi sevmek isteseler de onlara İZİNSİZ dokunmak, İZİNSİZ öpmek, İZİNSİZ kucağa almak MAHREMİYET EĞİTİMİ için gerekli olan FİZİKSEL AURA hissinin oluşmasına engel davranışlardır. Otobüste, parkta, bahçede, çevrede çocuğa saygınsız davranan yetişkinleri her bir birey uyarmadıkça, mahremiyet eğitiminin önemini anlatmadıkça çocuklar sapkın insanların kurbanı olmaktan kurtulamayacaklar. Henüz kendini koruyabilecek güçte olmayan çoçuğun çevresindeki her bir yetişkin çocuğun auralarının korunmasında kendini sorumlu hissetmelidir. Çocuk eğitimi toplumsal bir duyarlılık işidir.
Sevin çocuklarınızı doyasıya, AMA onun bir birey olduğunu ve izni olmadan hiç bir bireyin kendisine dokunamayacağı bilincini oluşturmak ve saygı duyulan bir birey olduğunu hissettirmek için İZİN ALARAK sevin...