Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Mahrem - Elif Şafak | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Mahrem Kitap Bilgileri


Yazar: Elif Şafak
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 8 dk.
Sayfa Sayısı: 287
Basım Tarihi: Kasım 2019
İlk Yayın Tarihi: 2000
Yayınevi: Doğan Kitap
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786051114675
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Mahrem Kitap Tanıtımı


Elif Şafak’ın 2000 yılında yayımlanan ve yayımlandığı günden itibaren edebiyatımızın en beğenilen kitaplarından biri olan Mahrem, toplumsal olarak dışlanmış bir genç kadının travmalarla yüklü hayatını ve ruh durumunu anlatır. Mahrem’de kendini hep kıyıda, hep göz hapsinde hisseden bir genç kadınla tanışırız. Şişmanlığı yüzünden kendini hep öteki hisseden, hiç durmadan yiyen ve yediklerini kusan bir kadın...

Ama bedenine kalkan yaptığı kiloların altında yatan bir de hikâyesi vardır. Acı bir hikâye. Daha çocuk yaşta yaşadığı bir taciz hikâyesi.

Mahrem’in masalsı anlatımı başkahramanın öyküsüne koşut olarak bizi önce 1885 yılının Pera’sına, Keramet Mumi Keşke Memiş Efendi’nin birbirinden değişik, gizemli kadınlarla dolu çadırına; derken aynı dönemin Fransa’sına ve ardından da 1648’in Sibirya’sına kadar götürür. Keşke Memiş Efendi’nin çadırında temaşaya sunulan kadınlardan biri de hikâyesi ta Sibirya’ya kadar uzanan Samur Kız’dır. Bir de güzel La belle Annabelle…

Masalsı anlatımı, dilin olanaklarını genişleten Nazar Sözlüğü ile çağlar arası hikâyeleri ustalıkla birbirine bağlayan Mahrem özünde daha çocuk yaşta ruhu zedelenmiş bir genç kadının öyküsüdür.

Edebiyatımızda büyülü gerçekçilik unsurlarını en güzel şekilde kullanan romanlardan biri olarak da kabul edilen Mahrem, yayınlandığı dönemde edebiyat çevreleri tarafından büyük bir beğeniyle karşılanmış, o günden bu yana pek çok dile çevrilmiştir. Kirkus Reviews kitabı “Uyumsuzlara ve toplumun bunlara nasıl baktığına dair bir metin” olarak tanımlanmış; The Independent gazetesi Elif Şafak’ı bu romanda ortaya koyduğu edebi ustalık nedeniyle “Isabel Allende’nin önemli bir mirasçısı” olarak tarif etmiştir.

Elif Şafak’ın yazarlığının 25. Yılında Mahrem yeni kapağı ve seçkin ressam, sanatçı Huban Korman’ın kitaba özel çizimleriyle yeniden yayımlanmıştır.

Mahrem pek çok Elif Şafak romanı gibi kırılgan insanların yalnızlığına dair bir romandır. Görmeye ve görülmeye dair okurun içine dokunan bir metindir.




Mahrem Kitaptan Alıntılar


1. "Kaç kitap okuyunca alim, kaç diyar görünce gezgin, kaç hezimetten sonra bezgin oluyordu insan?"




2. "“Tek ihtiyacı, aynı olayla bir daha karşılaşmakken, zamanı tekrarlara ikna edemeden kocamıştı.”"




3. "“Çerden çöpten yapmaydı hayallerim. Bir fiske bile yetiyordu yerle yeksan olmalarına.”"




4. "“Ne hayat ona ilişti ne de o hayata”"




5. "“Bozuk diye kaldırıldığı köşede, durduk yerde aşka gelip çalışmaya başlayan hantal bir saatti hayat. Kuruyordum ben de. Nicedir geride kalışını telafi etmek istercesine deli gibi çırpınıyordu şimdi.”"




6. "“Unutmak göz temizliği. Her bahar muhakkak yapmalı. Unutmazsak yaşayamayız! Unutmazsak yaşatmayız!”"




7. "“ulan bu canım memlekette ya kudura kudura ölecez ya da delire delire!”"




8. "“İnsan nasıl ağzındaki yiyeceğin tadını kaybetmemek için yeni bir şey yemek istemezse, o da gözlerinin en son gördüğü görüntüyü kaybetmemek için yeni bir şey görmeyi istemiyordu aslında.”"




9. "“Zaman, illa da dünden bugüne, bugünden geleceğe uzanan dümdüz bir çizgide ilerlemiyordu. Zaman kâh ileriye, kâh geriye gidiyor; bazen yürüyor bazen duruyor; sarhoş sarhoş yalpalıyordu.”"




10. "“Hep bir şeyler kalır. Bir şeyler hep eksik kalır.”"




11. "“Ne kadar dikkat edersem edeyim, daima bir şeyler kalırdı geride. Bir şeyler hep yarımdı, hep iğreti, hep eksik...”"




12. "“kırk tarak dayanmaz derler deli kısmının tek bir saç telini taramaya öyle kuvvet verirmiş delilik insana”"




13. "“Hem zaten burada herkes az biraz katil sayılırdı.”"




14. "“Elmas bir gözdür yürek. Ve çizilmeyegörsün bir kere, artık hep sedefsi bir yırtıkla bakacaktır cümle âleme.”"




15. "“Uğraşmaya değecek bir meşgale var mı bu dünyada?”"





Mahrem Kitap İncelemeleri


Elif Şafak’ın “Mahrem”i, beden, kimlik, bakış ve normlar üzerine çok katmanlı bir anlatı sunan, Türk edebiyatının en özgün eserlerinden biridir. Kitap, dış görünüşe ve “bakılmaya değer” olma hâline saplanıp kalmış bir dünyanın içinde, görünmeyeni, ötekileştirileni, bastırılanı anlatır.

Mahrem, sadece fiziksel mahremiyetle ilgili değildir; duyguların, travmaların, arzuların, suskunlukların da mahremiyetine odaklanır. Elif Şafak, alışılmış bir kurguya değil, parçalı ve postmodern bir yapıya yaslanarak farklı zamanlarda ve coğrafyalarda geçen hikâyeleri birleştirir. Kitapta Osmanlı’dan günümüze, İstanbul’dan Batı Avrupa’ya uzanan geniş bir evren içinde, kadınlık, beden politikaları ve toplumsal yargılar çarpıcı biçimde sorgulanır.

Yazar, “bakmak” ve “görmek” eylemleri üzerinden çok güçlü bir felsefi alt metin kurar. Güzellik, çirkinlik, normallik gibi kavramları yeniden düşünmeye zorlar bizi. Anlatımı zaman zaman karanlık, zaman zaman büyülü gerçekçiliğe yakın, bazen de rahatsız edici derecede dürüsttür.



Özetle:

“Mahrem”, sadece gözle değil kalple okunan, insan ruhunun derinliklerine inen bir roman. Elif Şafak, bu eserde bizi hem kendimize hem başkalarına farklı bir gözle bakmaya davet ediyor. Bedenin hafızasını, toplumun gövdeye yüklediği anlamları, suskunlukla yazılan hikâyeleri anlatıyor. Zor, ama düşündürücü bir kitap.




Elif Şafak'ın tüm kitapları var bende ve hepsini okumayı düşünüyorum. Bu kitabı okumadan önce yorumlarına bakmak istedim. Önceki yıllarda kitapta geçen bir bölümün büyük tepki çektiğini ve pedofili için özendirici satırlar olduğunu söyleyenler olmuş. Evet günümüzde bu olayları çok fazla duyuyoruz bu doğru. Fakat bu kitap 2000 yılında yazılmış. Yani bu olay taa o zamanlar tepki olarak yazılmış benim gözümde. Ayrıca satırların hiçbirinde özendirici bir yer olduğunu düşünmüyorum. Olayı anlatabilmek adına biraz detaylandırmış olduğunu düşünmüyorum yazarın. Ayrıca Elif Şafak gibi tanınan bir yazarında sırf beğeni almak adına veya gündem olmak adına l satırları eklediğinide düşünmüyorum çünkü yazarın böyle bir şeye zaten ihtiyacı yok. Çokça tanınan ve bilinen bir yazar kendisi. Kitapları da zaten birçok dile çevriliyor. Ben kitapta özendirici bir yan göremedim.
Kitap yorumuma gelince, karakterlerin, olayların çok zekice anlatıldığını düşünüyorum. Bağlantılar arası zayıf gözükse dahi bence ince bir bağlantının oluşu bile kitabın güzel olmasına yetmiş. Kitabı ciddi anlamda severek okudum, merakla okudum ve 2 gün gibi bir sürede okudum. Okunmasını tavsiye ediyorum, zekice kurgulanmış bir kitap olduğunu düşünüyorum. Elif Şafak'ın kitaplarını da genel olarak zaten başarılı buluyorum, bu kitap da başarılı kitaplardan bir tanesi olmuş kesinlikle.




Anlaşılması zor mu ben mi tam olarak anlamlandıramadım bilemiyorum.Her bölümden sonra eeee yani? sonuç dedim ve düşünüp durdum.
Zitliklari bir butunde anlamlandırma çabası mı desem, tezatlara insanoğlunun bakış açısına mi dem vuruyor desem ,bir ters köşe yapma çabası mı desem fazla zorlama beyne ağır geliyor mu desem inanın ne desem bilemiyorum bu kitap için.
Yarım bırakmak için can atmadım çok anlamlı sözler de buldum ama ne alaka dediğim yerler de çoktu.Nereye bağlanacağını merak ettim durdum ama kitap bitince de tam olarak bir yere bağlayamadim.Fantastik bir dünya üzerindenden var olan dünyaya bir eleştiri belki de.İnsanlarin guzellik ve çirkinlik algısını alt etme çabası da denebilir aslında.
Beni zorlayan bir okuma oldu sanırım biraz daha düşünmeliyim üzerine.
Ne siyah ne beyaz belki de geride karar kılmalıyız.Hiç bu kadar çok bilemiyorum denemiştim herhalde bir kitap için.Ama inanın hala bilemiyorum anlamlandiramiyorum.Zitliklar bu kadar bir arada olunca fazla zorlama oluyor kanımca ilgi de çekmiyor okuma isteği de uyandırmıyor.
Siyah Süt'ten sonra en begenmedigim kitabı diyebilirim Elif Şafak'ın.
Acaba çok mu aklı karışıktı yazdığı dönemde?Önceden kurguyu oluşturmadı da yazma aşamasına mi bıraktı? Bak yine bilemiyorum kafamda deli sorularla, İnce Memed 2 ye devam ediyorum...




Elif Şafak okumayalı uzun zaman olmuştu. Bu kitabı da almışım ama okumamışım. Aslında üslubunu sevdiğim bir yazar olması nedeniyle onu okumayı özlediğimi anladım. Ve böylece "Mahremiyet" çıktı tozlu raflardan okunmak üzere.

Şunu söylemeliyim ki çok zor bir okuma oldu benim için. Kendisi de kitabını "en deli romanım" olarak değerlendiriyor. Normalde Elif Şafak kitapları böyle akar gider, bir bakmışsın ki sonundasın kitabın ama bu kitabı kesinlikle öyle değil. Hem hayatın içinde hem fantastik alemden kesitler var. Tam bir hikayeye odaklanıyorsunuz sonra diğerine geçiyor ve dağılıyorsunuz. Ama ana konu olarak değerlendirildiğinde kesinlikle çok can acıtıcı,üzücü...

Kitapta ana mesaj dışlanmışlıklar üzerine. Aşırı kilolu olması nedeniyle toplum tarafından dışlanmış ama bunu da kabullenmiş bir kadının penceresinden hayata bakıyoruz. Müthiş bir empati kurduruyor okurken size. Ve en sarsıcı nokta ise bu kadının yaşadığı çocukluk travması nedeniyle bu hale gelmesi. Yemek yemeye ve doymamaya başlaması anını okurken yüreğim sıkıştı diyebilirim.

En sevdiğim şeylerden biri de alıntılar. Elbette altını çizdiğim çok fazla söz var. Zaten "Aşk" kitabını daokuduysanız bilirsiniz yazarın bu konuda oldukça usta olduğunu. Ve nazar sözlüğü, bayıldım. Kitaba şahane bir hareket katmış.

Keyifli okumalar dilerim...




Elif Şafak'la tanışmam "Aşk" kitabıyla olmuş ve kitabı çok beğenmiştim. Daha sonraları "Baba ve Piç" i daha da çok beğendim, "İskender" de eh işte dedim ama bu kitap için maalesef güzel şeyler söyleyemeyeceğim. Sanki İhsan Oktay Anar'ın ve Gabriel Garcia Marquez'in masalsı anlatımlarına benzer bir üslupla yazılmış ancak üç dört koldan akan roman bir mecrada tam olarak birleşememiş. Birleşmişse de ortaya çıkan şey çok da tatmin edici değil benim gözümde. Bir an önce bitirmek için ve bu eziyete son vermek için hızlıca okumak istiyor insan (kitap yarım bırakmama düsturundan kaynaklı).

Görmek ve görülmek üzerine bir roman bu eser. Görüntüleri toplumun dikkatini çeken ve dolayısı ile gözlerden uzak olmadan toplum içinde yaşayamayan iki insanın ilişkileri romanın merkezini oluşturuyor. Diğer bir taraftan, masalsı bir kahraman olan Keramet Mumi Keşke Memiş Efendi'nin çadırında sergilediği, biri Sibirya'dan diğeri Paris'ten gelmiş ve farkı farklı açılardan yine toplumun gözlerini üzerine çeken iki kahramanın öyküsü romanın bir diğer akışını oluşturuyor. Zamanda atlamalarla ilerliyor roman, sonunda da aslında bazen insanın her şeyi görmesinin gerekmediğini, bazı şeyleri görmeseydi kaderinin de değişeceğini anlatıyor.
İncelemeleri okuduğumda bazı kişilerin "taciz" sahnesinin pedofiliyi özendirdiği konusunda tespitleri var. Buna katılmıyorum, ana karakterin bu olaydan ne kadar etkilendiğini ve hayatının ne kadar da olumsuz yönde değiştiğini anlattığına göre, kitap bu konuyu özendirme amacı gütmüş olamaz. Ancak bu sahneyi böyle detaylı anlatmasa daha iyi mi olurdu bilemedim.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: