Mahmut Makal En Beğenilen Sözleri
1. "Onun hali benim içimi yakıyor, benim sözüm onun içini..."
- Bizim Köy
2. "eğitimimiz ve de geleceğimiz olduğu apaçık ortadadır.""
- Köy Enstitüleri ve Ötesi
3. "Bilmek yanmakmış büsbütün!"
- Bizim Köy
4. "Bugünler kimseye kalmaz. Bu devran değişir."
- Zulum Makinası
5. "Yüreğimin bir köşesini de, bu bozuk düzen yakıyor."
- Bizim Köy
6. "Yazıklar olsun seni sevmesini bilmeyenlere ey gamlı ülke!"
- Bizim Köy
7. ""Yahu, açıp okuyorsunuz kitapları, bir diyeceğim yok, okuyun. Ama harabetmeyin, kaybetmeyin ne olur, yazıktır.""
- Bizim Köy
8. "Şu kitaplarda ne var, bilmem. Adam olana bir kitap yeter de artar bile. Sen yığmışsın babam önüne!"
- Bizim Köy
9. "... şu kültür dedikleri şey, dertsiz başa dert midir diyorum kendi kendime.
Tevekkeli Tarancı dememiş: "Bilmek yanmakmış büsbütün!""
- Bizim Köy
10. "Gülsem olmuyor, ağlasam olmuyor, dövünsem olmuyor. Söyleyin a dostlar, ben ne yapayım?"
- Bizim Köy
11. ""Müslüman ne demek baba, niye söylemiyorsun?"
"İnsan demek, biz demek..."
"Biz müslüman mıyız?"
"Sözde...""
- Kalkınma Masalı
12. "MAHMUT MAKAL -... romancı olsun, gazeteci olsun, kim olursa olsun, eline kalemi aldığı zaman arkadaş, suç unsurunu, muç unsurunu düşünmeden yazabilmeli. Yazabiliyor mu? Yazamıyor."
- Beş Romancı Tartışıyor
13. "Din, Müslümanlık namazla abdestten mi ibaret diye insanın şaşası geliyor."
- Hayal ve Gerçek
14. "Bir fakirlik, bir yalnızlık, bir gurbet İnsan nasıl olsa katlanır..."
- Bizim Köy
15. "Okuyup yazmak, öğrenip öğretmek için yine de savaşır dururmuş. Zaten her teselliyi okumakta bulurmuş."
- Bizim Köy
16. ""Okuyun!" [...] "Okumazsanız uyanamazsınız. Uyanamazsanız, düşünemezsiniz. Düşünemezseniz, kurtulamazsınız... ""
- Anımsı Acımsı
17. "Bugün, bizi kurtarmış ve bize en iyi ülkü yollarını çizmiş olan ölmez Atatürk'ün sevgisi, yediden yetmişe dek içimizi doldurmuş ve aydınlatmaktadır."
- Hayal ve Gerçek
18. "İçimi yıpratmamak için dişimi sıktım. Ümidin işe yaradığını anladım. Ümit ateşiyle içimi ısıtmasam, bir gün bile ayakta duramazdım..."
- Bizim Köy
19. "Alfabede, "Baba bana bal al" cümlesini okurken, sordum: Elli altı öğrenci içinde, yalnız bir tanesi bal görmüş. Gerisi bilmiyor. O çocuk da, başka bir köye gezmeye gittiğinde görmüş. "Öğretmenim, ata mı benzer bal, yoksa kuzuya filan mı?" diye bir soru yağmuruna tutulup tanımlayamamıştım."
- Bizim Köy
20. "Benim zavallı memleketim, sana ne kötü tohumlar ekliyorlar..."
- Kalkınma Masalı
21. ""Gerçeği söylemekten korkmayınız!""
- Bizim Köy
22. "Din, Müslümanlık namazla abdestten mi ibaret diye insanın şaşası geliyor."
- Hayal ve Gerçek
23. "Kar yağar beyaz olur.
Geceler ayaz olur.
Bizim gibi ahmağa
Daha bunlar az olur!"
- Kalkınma Masalı
24. ""Okuyun !" derdi. "Okumazsanız uyanamazsınız. Uyanamazsanız, düşünemezsiniz. Düşünemezseniz, kurtulamazsınız.''"
- Anımsı Acımsı
25. "İnsan neye alışmıyor ki..."
- Bizim Köy
26. "Canım boyuna türkü söylemek istiyor; haykırmak söylemek istiyor. Ne kadar hüzünlü ve kendi durum bilmem ama, dilime gelenleri söylemeden edemiyorum:
"Hem okudum hemi yazdım,
Yalan dünya senden bezdim..."
Kim söylemiş bu türküyü? Niçin söylemiş? Ben ne vakit duyup öğrenmişim? Bunları bilmeye ne lüzum var? Şu anımsa gelip dilime dolanan bu beyit beni anlatmıyor mu?"
- Hayal ve Gerçek
27. "Yüreğimin bir köşesini de bu bozuk düzen yakıyor."
- Bizim Köy
28. "«Ne satarsak ucuz, ne alırsak pahalı...”"
- Hayal ve Gerçek
29. "Yalnız, seçemediğim bir şey var: Şu dert ve minnet dolu dünyada, sevince, kedere değecek ne var ki, her şeye ağlıyorum ben? Belki beni ağlatan şey, dünyanın sevince, kedere değmediği halde, üstelik insanı ağlatmasıdır."
- Hayal ve Gerçek
30. ""Sen bu köyü kalkındıracak tek adamsın, ...""
- Bizim Köy
31. ""Halkı anlayıp bilmeden yönetmeye çalışanlar vardır ki hiç kimsenin gık demesini uygun bulmazlar, yerden yere çalarlar adamı.""
- Kalkınma Masalı
32. "Köy enstitüleri en çok kitap giren ve en çok kitap eskitilen eğitim kurumlarıydı."
- Anımsı Acımsı
33. "Mukadderat çarkı ömürlerimizi öğüterek, bin yıl evvelki gibi dönüyor, dönüyor."
- Bizim Köy
34. "Yüreğimin bir köşesini de bu bozuk düzen yakıyor."
- Bizim Köy
35. ""Yahu, açıp okuyorsunuz kitapları, bir diyeceğim yok, okuyun. Ama örselemeyin, kaybetmeyin ne olur, yazıktır.""
- Bizim Köy
36. "Dinden hareket ederek milleti uyutmak, kendilerine çekmek ve yapacaklarını yapmak istiyorlar."
- Yer Altında Bir Anadolu
37. "Ne olursa olsun, bu millet ilerleyecek, köylü uyanacak ve neyin ne olduğunu kendisi anlıyacaktır."
- Hayal ve Gerçek
38. "Bir giyimlik şal mı verdi,
Bir tutacak dal mı verdi,
Tükenmeyen mal mı verdi"
- Yer Altında Bir Anadolu
39. "Her acıyı bir sevinç kovalıyor, yoksa katlanılmazdı bu yaşamın acılarına."
- Bizim Köy
40. "KEMAL TAHİR -Binaenaleyh, romanın bence esas merkezi, çevre değil, insanın bizzat kendisidir. İnsanın bizzat kendisi de değil, insanın dramı, gelip takıldığı yer..."
- Beş Romancı Tartışıyor
41. "FAKİR BAYKURT - Zaten enstitüye giderken şiir yazıyordum, Karacaoğlan tarzında. Sabahattin Ali'yi filan okumak imkanı hasıl oldu. Başka halis sanatçıları okumak imkanı çıktı karşımıza. Okuya okuya bugünkü halimize geldik.
TALİP APAYDIN - Okumadan olunmaz."
- Beş Romancı Tartışıyor
42. "Hep böyleyimdir; okuyup yazamadım mı, ölü gibi bir uyuşukluk çöker içime. Okuyunca cana gelirim."
- Bizim Köy
43. "Burada tatlı sözle, akıl ve mantık yoluyla tartışma yapıp hak kazanmak, deveye hendek atlatmaktan zordur."
- Bizim Köy
44. ""Her şeye katlanarak yaşamak gerek", ama canını yitirmesen bile yaşamanın anlamını yitirirsin."
- Bizim Köy
45. "Allah'tan her kederi bir sevinç takip ediyor, yoksa katlanamaz bu hayatın cefasına."
- Bizim Köy
46. "Bize ne lazım? Aydınlık, ileri, kötülüklerle, deliliklerle, alçaklıklarla, bayağılıklarla mücadele edecek aydın tipler lazım bize."
- Beş Romancı Tartışıyor
47. "Köy Enstitülerinin adını değiştirip eşin eğitimi de oralardan kaldırdıktan sonra, köy kızlarının doğdukları köyün sınırını çıkamaz olduklarını biliyorsunuz. Elli yıl ya da altmış yıl her neyse, eline geçen yaşama süresini, beş kilometre çaplı bir yer de tüketmek! Çok acı bu. Bunun üstünde uzun uzun düşünmeli. Üstelik son yıllarda bu köy kızları ilk okula bile doğru dürüst yollanmadılar. Okutmak için onların arkasını kimse aramadı. Kanun ilişemez, öğretmen ses etmez oldu. Beri yanda da havanda su döğer gibi eğitim seferberliğinin lafını ettik durduk. Erkekler hiç olmazsa askerlik dolayısiyle ya da ekmek uğruna yorganı sırtlayıp Adanalara Ankaralara gidiyorlar. Peki bu kızların bir kısmı olsun gün görmeyecek mi? Okuyup köyüne dönüp de orada kalanlara gün göstermeye çalışmayacaklar mı?"
- Kuru Sevda
48. "KEMAL TAHİR - Köy romancısı, şehir romancısı diye romancı olmaz. Eğer köyden yetişenler köyü, şehirden yetişenler şehiri yazacaklarsa bu, doğrudan doğruya hatıra yazmak olur, roman yazmak olmaz. Roman ayrı bir keyfiyet..."
- Beş Romancı Tartışıyor
49. ""Her şeye katlanarak yaşamak lazım", ama canını kaybetmesen bile yaşamanın anlamını kaybedersin."
- Bizim Köy
50. ""Arama" diyor, "buralarda eğitim adına bir
şey arama artık.""
- Yer Altında Bir Anadolu
51. "Bize ne lazım? Aydınlık, ileri, kötülüklerle, deliliklerle, alçaklıklarla, bayağılıklarla mücadele edecek aydın tipler lazım bize."
- Beş Romancı Tartışıyor
52. "Peki hep dinin var mı kabilinden sorular soruyorlar, neden bir kere de "Donun var mı?" demiyorlar? Aslında dinden çok dona muhtacız biz öğretmenler. Sorsunlar bakalım Mehmed'in donu var mı?"
- Zulum Makinası
53. "Bizim köylülerin de Medeni Berk'ten bir dilekleri vardı: köyü bucak yaptırmak istiyorlardı. Bunun için Ankara'ya gidiyorlar, "Siz köyünüzde öteki partileri kapayın, köyünüzü bucak yapayım. Hükümet olarak kararımız var: Bizden olana hizmet, bizden olmayana zülmet..." karşılığını alıyorlardı."
- Kalkınma Masalı
54. "Bizden olana hizmet, bizden olmayana, zülmet...»"
- Kuru Sevda
55. "Daralınca kendi kendime bir felsefe kurarım: "Ben artık çile çekmeye alıştım" derim. "Benim gözümü hiçbir sıkıntı yıldıramaz." Bu düşünceyle içim ısındı mı, dışım için de fazla korkum kalmaz."
- Bizim Köy
56. ""Sakalı uzattıktan sonra, ne yapsan doğaldır, sakıncasızdır, doğru cennete gidersin." Ne de kolaymış ya, şu cennete girmek..."
- Bizim Köy
57. "Gerçeğin kolları o kadar güçlüdür ki, günü gelince perdeyi de yırtar, gerçeği perdeleyeni de."
- Zulum Makinası
58. "Beyni ve yüreği Atatürk inkılabının ışığı ile nurlanmış köylü çocukları, istikbalimizin büyük güvenidirler."
- Anımsı Acımsı
59. "''Politikaya atılan kişide insanlık damarı kurur, akıl stop eder'' derler."
- Anımsı Acımsı
60. "O bizim sadece tarih kitaplarında okuduğumuz taş devri, burada duruyor... Allah, içindekilere sabır versin... Yahu iyi yaşıyorlar burada! Herkes de nerdeyse halinden memnun."
- Hayal ve Gerçek
61. ""Biraz kül biraz duman" deyimi aslında tezeğin tanımını yapmaktadır. Bu yüzden, tezek kullanan Anadolu köylüsünün de hali küldür. Vaktiyle yakıt parası isteyen bir müdüre istanbuldan telgraf çekmişler Doğuya:
"Bu tezek nasıl bir şeydir, kalorisi nedir, bildirin de parasını ona göre yollayalım."
Taşralısının nasıl ısındığını bilmeyen Saray Adamlarına Van'daki müdürün karşılık telgrafı şöyleymiş:
"Tezek boktur, kalorisi yoktur.""
- Yer Altında Bir Anadolu
62. "Yeni şeyler öğrendikçe, öğrenmeye karşı duyduğum susuzluk artıyordu."
- Bizim Köy
63. "Burada tatlı sözle, akıl ve mantık yoliyle münakaşa edip hak kazanmak, deveye hendek atlatmaktan zordur. Ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin. Hoş nasıl gidersin? Ayağın bağlı...
En iyisi boyun eğmek, ama o da kolay mı, gel bana sor. Gücüne gidiyor kişinin, betine gidiyor. Yerin dibine giriyor insan..."
- Bizim Köy
64. "Din ticaretiyle komünizm ticaretinden başka ne bilir bizim politikacılar?"
- Anımsı Acımsı
65. "Bizim insanımız, bizim öğretmenimiz, yeniden kıyılamayacak kadar kıyılmıştır."
- Anımsı Acımsı
66. "... bu milleti soyup soğana çevirenlerin de köküne kibrit suyu. Ben canımdan bezdikçe, bunlar iyice kabak tadı virdiler gari. Ne devri bu yahu? Erdiysen çekil, göğe çık, hâşahuzurdan!"
- Bizim Köy
67. "Alfabede "Baba bana bal al."cümlesini okurken sordum:Elli altı öğrenci içinde,yalnız bir tanesi bal görmüş."
- Bizim Köy
68. "KEMAL TAHİR - Sanırım ki, çok yakın bir istikbalde köy - şehir farkı kendiliğinden ortadan kalkacak."
- Beş Romancı Tartışıyor
69. "Bilmek yanmakmış büsbütün!"
- Bizim Köy
70. "Yüreğimin bir köşesini de, bu bozuk düzen yakıyor."
- Bizim Köy
71. "Hiç merak etmeyin, bugünlerde gene zam
tasarısı hazırlandı."
- Yer Altında Bir Anadolu
72. ""Valla bereket kalmadı, saygı kalmadı. Gücü gücü yeteni dövüyor. Parası olan haklı çıkıyor. Eşkıya yoktu eskiden, hinci çoğaldı. Valla Kemal'in devri başkadır... Atatürk iyi padişahtı. Hökümet vardı. Bulgurumu, yorganımı elimden alsalar hökümete gidemem hinci...""
- Yer Altında Bir Anadolu
73. "Bu efendilere göre köyde yaşamak bir çeşit mahkumiyettir. Demek köylerde yaşayan yirmibeş milyon insan resmen mahkum kabul edilmektedir. Buna göre Aziz Nesin'in dediği de doğru öyleyse:
Türkiye koskoca bir açık hava hapishanesidir..."
- Yer Altında Bir Anadolu
74. "İnsan, alışan bir yaratık ...."
- Bizim Köy
75. "TALİP APAYDIN - Bence, romancı, başka insanları içinde yaşıyabilen insandır."
- Beş Romancı Tartışıyor
76. "Her evde bir tencere kaynar ya fıkır fıkır, dert olsa gerek bu kaynayan. Her yüzde gösterir etkisini. Süzülür mü süzülür yüzler, söner mi söner gözler.."
- Bizim Köy
77. ""Her şeye katlanarak yaşamak gerek ", ama canını yitimesen bile yaşamanın anlamını yitirirsin."
- Bizim Köy
78. "TALİP APAYDIN - Bence, romancı, başka insanları içinde yaşıyabilen insandır."
- Beş Romancı Tartışıyor
79. "Ölmek değildir, ömrümüzün en feci işi
Müşkül budur ki, ölmeden evvel ölür kişi."
- Hayal ve Gerçek
80. "... köylü milleti çayır otuna benzer; eşekler ne kadar kemirse gene büyür..."
- Hayal ve Gerçek
81. "Doğurmayan kadına muska, damdan düşerek bacağı kırılan çocuğa muska, çocuğun kel başında tüy bitmesi için muska... Dişinin sızısını kesmek için de bir topak tuz okutmak ve yine muska... Muskacı, muska; üfürükçü, üfürük!.. Bu işlerin her gün binlercesi yapılıyor ve sürüp gidiyor... Bütün bunlara bir de tarikat faslını eklersek, işin pek küçümsenecek bir tarafı olmadığı açığa çıkar: Taassup... Cehalet
ve Sefalet... Kolkola girmişler, birbirlerini ağırlıyarak cennete doğru gitmekteler..."
- Hayal ve Gerçek
82. "Her şeyi gökyüzünden bekliyoruz. Fakat, günler geçtikçe bulutların başka diyarlara göç etmesiyle bu selvi umutlarımız da yığılıp yere indi; elimiz böğrümüzde kaldı. İki kere yağmur duasına çıkıldığı halde, yardım gelmedi gökten..."
- Hayal ve Gerçek
83. "Fakat, herkes ne alırsa onu satar: Atatürk'e inan ve sevgi, köylülerimizin kalbinde de son merhaleye erişmekle beraber, büyük din adamlarının, keramet sahiplerinin sevgisi yanında Atatürk sevgisi zayıf kalır. Onu kuvvetlendirecek ancak kültürdür."
- Hayal ve Gerçek
84. ""Allah hu: Pilav su, Allah hay: Kahve çay! deyip zikretmekle iş bitmez. Kablinizi (kalbinizi) düzeltin önce. Köy köy kıç sallayıp gezeceğinize, çiftinizi çubuğunuzu düzeltin. Bak bakalım Allah kimi severmiş.""
- Bizim Köy
85. "Gülsem olmuyor, ağlasam olmuyor, dövünsem olmuyor. Söyleyin a dostlar, ben ne yapayım?"
- Bizim Köy
86. "KEMAL TAHİR - Sanatçıları, siz bunu yapabilirsiniz, siz bunu yapamazsınız diye ayırmamak lazım. Siz bunu yapamamışsınız diye ayırmak lâzım, anladınız mı..."
- Beş Romancı Tartışıyor
87. "Yahu, açıp okuyorsunuz kitapları, bir diyeceğim yok, okuyun. Ama örselemeyin, kaybetmeyin ne olur, yazıktır."
- Bizim Köy
88. "Hem şu üst üste kayılı gâvur kitaplarını okumayacan bundan gilli. İlalem müslümanlığa heves eder, namazlığını beller, müslüman olur, sen de deli gibi inat edip gâvurluğa hızmat eden. Var da bi bak, ne diyor elinoğlu sana. Bi bakmada ağnarlar adamın ne olduğunu..."
- Bizim Köy
89. ""Ne deyim, oturup ağlayım... Bu lafların da, bu milleti soyup soğana çevirenlerin de köküne kibrit suyu.""
- Bizim Köy
90. "Yüreğimin bir köşesini de bu bozuk düzen yakıyor."
- Bizim Köy
91. "Cahillik sarmış yöremi. Uçar kuş olsan kurtulamazsın, bir kaşık suda boğarlar adamı."
- Bizim Köy
92. "Çocuk kısmı,arkadaş sırrını saklamaktan çok, açmayı seviyor!..."
- Bizim Köy
93. ""Sosyal adaletin olmadığı yerde, toplumda, ülkede mutlu bir azınlık vardır. Bu mutlu azınlık zengindir, güçlüdür. Toplumun gelir kaynaklarının büyük kısmı bu mutlu azınlığın elindedir. Toplumu bu mutlu azınlık dilediği gibi sömürür. Toplumun büyük kısmı güçsüz, bilinçsiz, yoksul, işsiz, yalnız, eli göğsündedir. Sömürüldüğünü bilmez. O çalışır, kazanır, üretir, değer yaratır, ülkeyi kurtarır, korur, mutlu azınlık yaşar, faydalanır. Şan şeref mutlu azınlıktadır. Mutlu azınlık efendi, çoğunluk köledir. işin acısı, çoğunluk köle olduğunun farkında değildir.""
- Zulum Makinası
94. ""Atatürk, Samsun ve civarında Türk milletini etrafına topluyordu. Şuna inanıyordu ki, Türk gençliği fikri hür, vicdanı hür, çalışkan, cesaret doludur.""
- Zulum Makinası
95. "Yüreğimin bir köşesini de bu bozuk düzen yakıyor."
- Bizim Köy
96. "Cahillik sarmış yöremi. Uçar kuş olsan kurtulamazsın, bir kaşık suda boğarlar adamı."
- Bizim Köy
97. "Çocuk kısmı,arkadaş sırrını saklamaktan çok, açmayı seviyor!..."
- Bizim Köy
98. "Kitaba girmemiş ad koyarsanız çocuklar bön olur, bu dünyada rahat edemedikleri gibi, öte dünyada hesap verirken de şaşırırlar, bönlüklerinden hesabı doğru dürüst veremezler, demişti Hoca."
- Hayal ve Gerçek
99. "NECATİ CUMALI - Belki köy enstitüleri daha umulan müesseseler olurdu, ama çok kısa sürdü.
ORHAN KEMAL - Çok kısa sürdü ve çok verimsiz kaldı. Bırakıldı sonunda. Ama gene, gene de köyden iyi delikanlılar çıktı."
- Beş Romancı Tartışıyor
100. "Ülkemizde eğitimin bugün en çok gereksidiği şey, duyguların etkisinden sıyrılmış bir düşünme ortamı yaratılması ve bu ortamda nesnel düşünme yeteneğine sahip gençlik kitlesinin yetişmesidir."
- Ağlatı
101. ""Gerçeği söylemekten korkmayınız!""
- Bizim Köy
102. "Kalbinizi düzeltin önce."
- Bizim Köy
103. ""Çare var mı?... Bu çileyi çekeceksin, bu koşullar içinde eriyip gideceksin, dayan Mahmut, dayan" diye, kendi kendimi avutmaya çalışıyorum.""
- Bizim Köy
104. "Öğretmen, karanlıkta yolunu bulmak için köylünün sarıldığı bir değnektir."
- Kuru Sevda
105. "Şu kitaplarda ne var, bilmem. Adam olana bir kitap yeter de artar bile. Sen yığmışsın babam önüne!"
- Bizim Köy
106. "Ah! En küçük, bir menfaat karşısında, insanları on kilometre ötesindeki kardeşlerine düşman eden cehalet ve ah!"
- Bizim Köy
107. "Kalbinizi düzeltin önce."
- Bizim Köy
108. "Her kederi bir sevinç kovalıyor, yoksa katlanılmazdı bu yaşamın acılarına."
- Bizim Köy
109. "...sesi de gizlidir kadının.Rastgele herkesle konuşamaz kadın.Hele genç bir kız ya da gelin,kendinden büyük erkeğe, kadına,özellikle akrabaya el ve baş işaretiyle bile anlatamaz meramını."
- Bizim Köy
110. "Ah, her şeyin en acısı ve en büyük dert olan yokluk, gözü kör olsun."
- Bizim Köy
111. "MAHMUT MAKAL - Hürriyetsiz hiçbir şey olmaz. Yani romancının yapacakları, vazifeleri, geçmişi, geleceği dedik, ama bir de hürriyet var. Hürriyet olmadan romancı eser meydana getiremez.
ORHAN KEMAL - Hürriyet de yok işte..."
- Beş Romancı Tartışıyor
112. "Şık Efendi’nin dediğini tutanın, gittiği yoldan gidenin bi milyon günahı olsa, yine cennete gider. Eski günahları silinir, sonrakiler de gayıta geçmez.
Ama bunlar temizliğe filan özenmedikleri gibi, işlerinde de hileden, hırsızlıktan sakınmazlar."
- Bizim Köy
113. "Ah, her şeyin en acısı ve en büyük dert olan yokluk, gözü kör olsun."
- Bizim Köy
114. "MAHMUT MAKAL - Hürriyetsiz hiçbir şey olmaz. Yani romancının yapacakları, vazifeleri, geçmişi, geleceği dedik, ama bir de hürriyet var. Hürriyet olmadan romancı eser meydana getiremez.
ORHAN KEMAL - Hürriyet de yok işte..."
- Beş Romancı Tartışıyor
115. "Şık Efendi’nin dediğini tutanın, gittiği yoldan gidenin bi milyon günahı olsa, yine cennete gider. Eski günahları silinir, sonrakiler de gayıta geçmez.
Ama bunlar temizliğe filan özenmedikleri gibi, işlerinde de hileden, hırsızlıktan sakınmazlar."
- Bizim Köy
116. "Bugün, geri kalmış, az gelişmiş ülkeler bu gibi olaylarla kaynamaktadırlar. Bu bir bakıma, Türkiyemizin aleyhine işletilen, güçlerimizi, biribirimize tutuşturarak harcatmayı hedef tutan kötü niyetlerin sonucudur."
- Zulum Makinası
117. "İnsanlıktan çıkmış bu halden utanmamak gelmiyor elimden..."
- Bizim Köy
118. "Yahu,açıp okuyorsunuz kitapları,bir diyeceğim yok,okuyun.Ama örselemeyin,kaybetmeyin ne olur, yazıktır."
- Bizim Köy
119. "Ah ! En küçük bir çıkar karşısında ,insanları kardeşlerine düşman eden cehalet."
- Bizim Köy
120. "Hacı Efendi'yi denk getirip bir gün:
"Yahu, şıklık demek kısaca temizlik ve doğruluk demektir. Sizinkiler hep tersine gidiyor." dedim.
"Aman gavur olun Mamıdefendi" dedi. Köy odasına gidince hemen basmış yaygarayı, benden için:
"Kur'an'ı da, ayeti de, Allahı da; her şeyi inkar ediyor...""
- Bizim Köy
121. "El elden üstündür derler ya, dert de dertten üstün çıkıyor. İnsanlar çok kez kendi hallerini unutup, eşin dostun haline acımak zorunda kalıyor."
- Bizim Köy
122. "Bizim köyde bir söz daha var:
“Yığın yerini ben de gösteririm, ekini işleyen olsa…”"
- Bizim Köy
123. "Ah ! En küçük bir çıkar karşısında ,insanları kardeşlerine düşman eden cehalet."
- Bizim Köy
124. "Hacı Efendi'yi denk getirip bir gün:
"Yahu, şıklık demek kısaca temizlik ve doğruluk demektir. Sizinkiler hep tersine gidiyor." dedim.
"Aman gavur olun Mamıdefendi" dedi. Köy odasına gidince hemen basmış yaygarayı, benden için:
"Kur'an'ı da, ayeti de, Allahı da; her şeyi inkar ediyor...""
- Bizim Köy
125. "Keklik gibi kanadımı süzmedim,
Murad alıp doya doya gezmedim.
Bu kara yazıyı kendim yazmadım,
Alnıma yazılmış bir kara yazı
Kader böyle imiş ağlarım bazı."
- Hayal ve Gerçek
126. "Biz sevgiden, özlemden, sıladan, her şeyden vazgeçtik. Bütün bunları unutarak, başımızın derdine düştük."
- Bizim Köy
127. "... nerdeyse dilleri konuşurken, gözlerinden yaş akacak gibi bir duruşları ve bakışları var."
- Bizim Köy
128. "KEMAL TAHİR -... sanatçının bir üslûbu vardır. O üslúbun altından, üstünden ne çıkacağını o üslup tayin eder. Üslûbu da biz sonradan iktisap etmeyiz."
- Beş Romancı Tartışıyor
129. "ORHAN KEMAL - Sanatçı, istediği anda sıradan insanları ağlatabilen, güldürebilen, öfkelendirebilen insandır."
- Beş Romancı Tartışıyor
130. ""Kısa çöp, uzundan hakkın alacak!""
- Zulum Makinası
131. "İnsan, alışan bir yaratık..."
- Bizim Köy
132. "Köye geleli beri,yıkanma işini Gani Çavuş'un ahırında yaparım.Hayvanlar seni seyrederken yıkanacaksın."
- Bizim Köy
133. "FAKİR BAYKURT - Bizim bugünkü köy edebiyatımızda sayı bakımından bir çoğalma, canlanma varsa bunda köy enstitülerinin rolü mühimdir. Hiç olmazsa alfabeyi okutmak ve yaymak bakımından."
- Beş Romancı Tartışıyor
134. "Köylünün öğretilip eğitilmesinden korkarlar. Sebebini sorarsanız, «Davarı kim güdecek, çifti kim sürecek köyde. Okuyanlar köyde durur mu» derler. Okuyan ya da okumayan köylülerin şehre göç etmesinden korkarlar. Köyler boşalıyor, herkes rahatını düşünüyor, toprağı kim işleyecek? derler. Köylünün şehre salt rahat için göçmediğini, bunun türlü sosyal sebepleri olduğunu, başında da bunların dünya ilerlerken, şehirlerde olanaklar iyileşirken, üvey sınıf sayılarak dertleriyle başbaşa bırakılan köylünün daha fazla dayanamayıp kente taşındığını anlatamazsınız..."
- Ağlatı
135. "Valla bereket kalmadı, saygı kalmadı. Gücü gücü yeteni dövüyor. Parası olan haklı çıkıyor."
- Yer Altında Bir Anadolu
136. ""Hayat arkadaşı"kavramını,köy erkeği benimsemez."
- Bizim Köy
137. "TALIP APAYDIN - Her köyü yaşıyan, köy romancısı değildir. Her şehiri yaşıyan da şehir romancısı değildir. Yani, böyle bir ayırma yapmak hakikaten romanın aleyhine olur."
- Beş Romancı Tartışıyor
138. "Acaba şu okumak dedikleri şey, dertsiz başa dert midir diyorum kendi kendime."
- Bizim Köy
139. "İnsan, alışan bir yaratık..."
- Bizim Köy
140. "Köye geleli beri,yıkanma işini Gani Çavuş'un ahırında yaparım.Hayvanlar seni seyrederken yıkanacaksın."
- Bizim Köy
141. "Köy Enstitülerine karşı olanlar dün olduğu gibi bugün de eğitimciler, düşünürler değil, politikacılar, din ve mukaddesat bezirganları, sözde ulusçulardır."
- Köy Enstitüleri ve Ötesi
142. "Kadınlar geceden kalkarak hamuru yoğurur, daha erkekleri yataktayken, yani şafak sökmeden o günün ekmeğini yapıp yerine koyarlar. Biraz geç kalacak olursa, kocasından yiyeceği dayağın haddi hesabı olmadığı gibi, adı da ayyar diye anılır ki, bir kadını küçük düşürmek için bundan kötü söz olmaz. Ekmek yapılırken kadının gözlerinden yaşlar, şapır şapır damlar durmadan. Ocak ha bire tüter. Üstleri başları o yüzden is, kurum içindedir. Cehennem azabı nedir diye sorsalar, "bu köyde ekmek pişirmektir" derim."
- Bizim Köy
143. "Bilmek yanmakmış ..."
- Bizim Köy
144. "Onun hali benim içimi yakıyor,benim sözüm onun içini..."
- Bizim Köy
145. "Şu kitaplarda ne var, bilmem. Adam olana bir kitap yeter de artar bile. Sen yığmışsın babam önüne!"
- Bizim Köy
146. "El aman diyorlar, ama yine borçlanmaktan vazgeçemiyorlar. Oradan alıp oraya yatırmakla geçiyor zaman."
- Bizim Köy
147. ""Üzülmekle bu gidişin önüne geçecek değiliz a!" diye düşünüyordum, ama fayda etmiyordu."
- Bizim Köy
148. "Köy Enstitülerine karşı olanlar dün olduğu gibi bugün de eğitimciler, düşünürler değil, politikacılar, din ve mukaddesat bezirganları, sözde ulusçulardır."
- Köy Enstitüleri ve Ötesi
149. ""Neyse, çok baş ağrıttık, kusura bakmayın,...""
- Bizim Köy
150. "El elden üstündür derler ya, dert de dertten üstün çıkıyor."
- Bizim Köy
151. "Çok kere kanlı cinayetlerle sonuçlanan çekişme ve dövüşmelerin nedenini ararsanız, bir fındık kabuğunu doldurmadığını görürsünüz."
- Bizim Köy
152. "KEMAL TAHİR - Hiç köy yokmuş birader. Tren böylece şehirlerin içinden geçiyormuş, görmedim ya, öyle söylüyorlar.
ORHAN KEMAL- Orası Almanya, yüz sene önce de Almanya Almanya idi.
KEMAL TAHİR - Ama içinde eşekler oturuyor Almanyanın.
ORHAN KEMAL- Vallahi, ben razıyım öyle eşek olmaya.
KEMAL TAHİR - Yok ben ona razı değilim. Arada farklar var canım. Ben öyle eşek olmaya razı değilim. Alaman eşeği olmayı istemiyorum."
- Beş Romancı Tartışıyor
153. ""Sosyalist ülkelerde hürriyet yok. İnsanlarda neşe, heyecan yok. Ezilmişler, posaları çıkmış. Tam esaret hayatı yaşıyorlar..."
"Ne zaman gittiniz üstad?" dedim.
"AIIah göstermesin, Avrupa'ya gidip gelenlerden duydum" dedi..."
- Yer Altında Bir Anadolu
154. ""Neyse, çok baş ağrıttık, kusura bakmayın,...""
- Bizim Köy
155. "El elden üstündür derler ya, dert de dertten üstün çıkıyor."
- Bizim Köy
156. ""Sakalı uzattıktan sonra, ne yapsan doğaldır, sakıncasızdır, doğru cennete gidersin." Ne de kolaymış ya, şu cennete girmek..."
- Bizim Köy
157. "Bu adamın emmisi yokmuş, dayısı yokmuş."
- Bizim Köy
158. "_Çocuğum kaç gündür bir kalem alamadın.
__Öğretmenim, babam yabana gitti;anam da paranın yerini bilmiyor.Dün akşam ahırdaki delikleri hep aradık,bulamadık."
- Bizim Köy
159. "Her gazete, her dergi ve kitap sayfasında, peri masallarını andıran dünyalar açılıyordu önüme. Benim o dapdaracık dünyam genişliyor, genişliyordu."
- Bizim Köy
160. "Önün kavurga kavursun, arkan harman savursun."
- Bizim Köy
161. "Gerçeği söylemekten korkmayınız !
Mustafa Kemal Atatürk"
- Bizim Köy
162. "Bu insanlara layık bir düzen gerek."
- Yer Altında Bir Anadolu
163. ""Sakalı uzattıktan sonra, ne yapsan doğaldır, sakıncasızdır, doğru cennete gidersin." Ne de kolaymış ya, şu cennete girmek..."
- Bizim Köy
164. "Biz içimizdeki aşkla, daha ilk sınıftaki çocukları gazete okur ettik. Bu derdin devası, yine bu dertli köyün koynundan çıkacak. Buna imanımız var."
- Bizim Köy
165. "Ah! En küçük bir çıkar karşısında, insanları on kilometre ötesindeki kardeşlerine düşman eden cehalet ve ah!"
- Bizim Köy
166. ""Tevekkeli, Tarancı dememiş: 'Bilmek yanmakmış büsbütün!""
- Bizim Köy
167. "Çocuk kısmı, arkadaş sırrını saklamaktan çok, açmayı seviyor!..."
- Bizim Köy
168. "Kanunları bir ağa benzetenler ne kadar güzel benzetmişler. Güçlüler yırtıp geçiyor, güçsüzler, yetkisizler, iyi niyetli, namuslu ve çalışmaktan başka hiç bir çıkar düşünmeyen halk çocukları takılıp kalıyor."
- Zulum Makinası
169. "Feyzi'nin kızı başkasına nişanlı olduğu halde, Karaman'ın oğluna kaçtı. Sabaha kadar görülmedik döğüş yaptılar. Bir iki gün sonra kız kocasını bırakarak tekrar eski nişanlısına kaçıp gitti. Oradan da gene birinci kocasına geldi. İstanbul sahil vapurları gibi işledi durdu."
- Hayal ve Gerçek
170. ""Yığın yerini ben de gösteririm, ekini işleyen olsa...""
- Bizim Köy
171. "Ah, her şeyin en acısı ve en büyük dert olan yokluk, gözü kör olsun."
- Bizim Köy
172. "Hep böyleyimdir; okuyup yazamadım mı, ölü gibi uyuşukluk çöker içime. Okuyunca cana gelirim."
- Bizim Köy
173. "Hep böyleyimdir; okuyup yazamadım mı, ölü gibi bir uyuşukluk çöker içime. Okuyunca cana gelirim."
- Bizim Köy
174. "Her kederi bir sevinç kovalıyor, yoksa katlanılmazdı bu yaşamın acılarına. Öyle mutlu günlerimi bilirim ki, hemen bir rastlantıyla kedere çevrilmiştir. Yine öyle kederli zamanlarım oldu ki, beklenmedik bir olayla bir hamlede aydınlanmıştır."
- Bizim Köy
175. ""Gülsem olmuyor, ağlasam olmuyor, dövünsem olmuyor. Söyleyin a dostlar, ben ne yapayım?""
- Bizim Köy
176. "FAKİR BAYKURT - Köy romanının inkişafı için ne yapmak lazım?
KEMAL TAHİR - Romancının göstereceği bir yol var. Kendisi eğer olumlu bir tipse göstereceği bir yol var. Yani romancı hak bellediği bir yolda mücadelesini yapacaktır. Yani karanlıklar içinde tek başına kalacaktır, dalgalar okyanuslar içinde yüzecektir... yük çok ağırdır; onu tek başına ya başaracak ya boğulup geberip gidecektir. Bu... hiçbir yardımcısı da olmayacaktır yani."
- Beş Romancı Tartışıyor
177. "Burada tatlı sözle, akıl ve mantık yoluyla tartışma yapıp hak kazanmak, deveye hendek atlatmaktan zordur. Ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin. Hoş nasıl gidersin? Ayağın bağlı..."
- Bizim Köy
178. "Hep böyleyimdir; okuyup yazamadım mı, ölü gibi bir uyuşukluk çöker içime. Okuyunca cana gelirim."
- Bizim Köy
179. "Her kederi bir sevinç kovalıyor, yoksa katlanılmazdı bu yaşamın acılarına. Öyle mutlu günlerimi bilirim ki, hemen bir rastlantıyla kedere çevrilmiştir. Yine öyle kederli zamanlarım oldu ki, beklenmedik bir olayla bir hamlede aydınlanmıştır."
- Bizim Köy
180. ""Gülsem olmuyor, ağlasam olmuyor, dövünsem olmuyor. Söyleyin a dostlar, ben ne yapayım?""
- Bizim Köy
181. "FAKİR BAYKURT - Köy romanının inkişafı için ne yapmak lazım?
KEMAL TAHİR - Romancının göstereceği bir yol var. Kendisi eğer olumlu bir tipse göstereceği bir yol var. Yani romancı hak bellediği bir yolda mücadelesini yapacaktır. Yani karanlıklar içinde tek başına kalacaktır, dalgalar okyanuslar içinde yüzecektir... yük çok ağırdır; onu tek başına ya başaracak ya boğulup geberip gidecektir. Bu... hiçbir yardımcısı da olmayacaktır yani."
- Beş Romancı Tartışıyor
182. "Burada tatlı sözle, akıl ve mantık yoluyla tartışma yapıp hak kazanmak, deveye hendek atlatmaktan zordur. Ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin. Hoş nasıl gidersin? Ayağın bağlı..."
- Bizim Köy
183. "Köy Enstitüleri için en iyi övgüyü Tevfik İleri yazmıştır:” Bugün dileğimiz, Türkiye için çok faydalı olan bu Köy Enstitüleri davasının muvaffak olması, gerçekleşmesidir...”
Bunu yazan Tevfik İleri, Eğitim Bakanı olunca 1954’te çıkarttığı yasayla Köy Enstitülerinin kapanmasını sağladı. Gel de inanma “politika ikiyüzlülük sanatıdır ve insanı insanlıktan çıkarır” diyenlere..."
- Köy Enstitüleri ve Ötesi
184. "Şu kitaplarda ne var, bilmem. Adam olana bir kitap yeter de artar bile. Sen yığmışsın babam önüne!"
- Bizim Köy
185. "Hökümetin ettiği hayır,ürküttüğü kurbağayı değmez."
- Bizim Köy
186. "İnsan neye alışmıyor ki..."
- Bizim Köy
187. "Köy Enstitüleri için en iyi övgüyü Tevfik İleri yazmıştır:” Bugün dileğimiz, Türkiye için çok faydalı olan bu Köy Enstitüleri davasının muvaffak olması, gerçekleşmesidir...”
Bunu yazan Tevfik İleri, Eğitim Bakanı olunca 1954’te çıkarttığı yasayla Köy Enstitülerinin kapanmasını sağladı. Gel de inanma “politika ikiyüzlülük sanatıdır ve insanı insanlıktan çıkarır” diyenlere..."
- Köy Enstitüleri ve Ötesi
188. "Şu kitaplarda ne var, bilmem. Adam olana bir kitap yeter de artar bile. Sen yığmışsın babam önüne!"
- Bizim Köy
189. "Hökümetin ettiği hayır,ürküttüğü kurbağayı değmez."
- Bizim Köy
190. "İnsan neye alışmıyor ki..."
- Bizim Köy
191. "Biz, milli gelirimizin en büyük parçasını büyük fedakarlıklar pahasına da olsa eğitime ayırmadıkça ve çocuklarımıza eğitim eşitliği fırsatı veremedikçe bu dram sürecek; nice milyonlar yaşarken mezara gireceklerdir. Zengin çocuklarını okutup yoksullara imkan vermeyen milletlerin çağımızın medeniyetinde yerleri yoktur."
- Zulum Makinası
192. "Asıl üzüldüğüm şey, okuyup yazmaya vakit bulamamak. Hep böyleyimdir; okuyup yazamadım mı, ölü gibi bir uyuşukluk çöker içime. Okuyunca cana gelirim."
- Bizim Köy
193. "Bir kambur felek varmış, ne söz dinlermiş, ne ağıt! Karalanmış nice kâğıt. Ama hiç kulak asan olmamış. Tok açın halinden bilmez hesabı, yaslanmış da yaslanmış. Dert üstüne dert yığılmış."
- Bizim Köy
194. "Yine eşyaların üstü tozla kaplı. İstediğin kadar temizle, ardına dönünceye kadar toz yerini alıyor."
- Bizim Köy
195. "Türlü baskılar nedeniyle yirmi yıllık meslek hayatından istifa etmek zorunda kalan Mahmut Makal bakana çektiği telgrafta "Tüm teşkilatınızla benimle uğraşmaktan kurtulup, biraz da eğitim işleri ile uğraşmanız için istifa ediyorum." demektedir."
- Zulum Makinası
196. "Yazmadan da olmuyor. Bir el dürtüklüyor içimden. Her gördüğüm insan, hayvan, eşya sanki "Beni dile getir" diye sesleniyor bana. Anadolu'nun bilinmeyen köyünü anlatmak istiyorum."
- Bizim Köy
197. "İnsan neye alışmaz ki!"
- Bizim Köy
198. "Din işleriyle ilgili olmayan yazı olsun, söz olsun, kitap olsun, köylünün gözünde hiçtir."
- Bizim Köy
199. "“Bilmek yanmakmış büsbütün.”"
- Bizim Köy
200. "Alfabede: "Baba bana bal al" cümlesini okurken, sordum: Elli altı öğrenci içinde yalnız bir tanesi bal görmüş. Gerisi bilmiyor. O çocuk da başka bir köye gezmeye gittiğinde görmüş.
"Öğretmenim, ata mı benzer bal, yoksa kuzuya filan mı?" diye bir soru yağmuruna tutulup tanımlayamamıştım."
- Bizim Köy
201. "Alın yazımızın çarkı yaşamımızı öğüterek, bin yıl önceki gibi dönüyor, dönüyor."
- Bizim Köy
202. "İçim öylesine dolmuştu ki yıllarca aksa bitmeyecek gözyaşım sanıyordum."
- Bizim Köy
203. ""herkes inancında, ibadetinde özgürdür" düşüncesine akılları yatmıyor bir türlü."
- Bizim Köy
204. "En önemli beklentimiz gökyüzünden."
- Bizim Köy
205. "Gerçeği söylemekten korkmayınız !"
- Bizim Köy
206. "Alın yazımızın çarkı yaşamımızı öğüterek, bin yıl önceki gibi dönüyor, dönüyor."
- Bizim Köy
207. "İçim öylesine dolmuştu ki yıllarca aksa bitmeyecek gözyaşım sanıyordum."
- Bizim Köy
208. ""herkes inancında, ibadetinde özgürdür" düşüncesine akılları yatmıyor bir türlü."
- Bizim Köy
209. "Öyle çeşit çeşit yiyecekler, katıklar aramayın bizde. Fırından yeni çıkmış taze ekmek, bakkaldan şunu bunu, manavdan sebze ve yemişler alıp, sepet sepet eve taşımak yok."
- Bizim Köy
210. ""Allah hu,
Pilav su
Allah hay!
Kahve çay!
deyip zikretmekle iş bitmez.Kalbinizi düzeltin önce.Köy köy kıç sallayıp gezeceğinize,çiftinizi çubuğunzu düzeltin.Bak bakalım Allah kimi severmiş.""
- Bizim Köy
211. "Ah! en küçük bir çıkar karşısında insanları on kilometre ötesindeki kardeşlerine düşman eden cehalet, ve ah! bu Anadolu'nun ezelden beri çözümlenemeyen karışık toprak sorunları!"
- Bizim Köy
212. ""Cahillik sarmış yöremi.""
- Bizim Köy
213. "Devlet eliyle köylere yollanan ışık öğretmendir. Bu ışıklar zamanla daha çeşitlenecek, köyler daha çok aydınlanacaktır. Ama bu aydınlığı, orada gün sayan, ayrılmak için fırsat arayan öğretmen vermeyecektir."
- Köy Enstitüleri ve Ötesi
214. ""Tanrı, bir de devlet-hükümet düzenliliği verirse!..." dilekleriyle dolu bütün ağızlar..."
- Bizim Köy
215. "Neydi Makal'ın suçu ?
Halktan yana olmak, halkın uyutulmasına karşı olmak. Göstermelik törenlerle halk kalkınamayacağı için gerçek halk kalkınmasının yollarını yazmak. Köylünün ve de öğretmenlerin Atatürk'ü gerçek ve devrimci yönü ile tanımalarını sağlamak için onlara kitaplar, ödevler vererek gerçek ulusçunun görevini yapmak..."
- Zulum Makinası
216. "Hem okudum hem de yazdım.
Yalan dünya senden bezdim..."
- Hayal ve Gerçek
217. "FAKİR BAYKURT:
- Okunuyor ve yazılıyor bugün...
MAHMUT MAKAL:
- Bugün okunmuyor ve yazılmıyor. Yani romancı olsun, gazeteci olsun, kim olursa olsun, eline kalemi aldığı zaman arkadaş, suç unsurunu, muç unsurunu düşünmeden yazabilmeli. Yazabiliyor mu? Yazamıyor."
- Beş Romancı Tartışıyor
218. "Yalnız ocak;toplan başına,islen de islen.Önün kavurga kavursun,arkan harman savursun."
- Bizim Köy
219. "Pek yadırgamıştım ilk zamanlar ya, alıştım artık... artık bana da olağan gelmeye başladı. İnsan neye alışmıyor ki..."
- Bizim Köy
220. "Gelmiş efendim müfettiş,aramış iş.Arar elbet ama,bunun ,usu var,erdemi var,yolu var yordamı var...Hani demiş kooperatif kolu,disiplin kolu,bilmem ne kolu?.....Sankim olsa ne işe yarar?Ne ardına bakmış,ne önüne...Dayanmış rapora.Ne buyursa? "Havale kursa!""
- Bizim Köy
221. "Her gazete,her dergi ve kitap sayfasında,peri masallarını andıran dünyalar açılıyordu önümde.Benim o dapdaracık dünyam genişliyor,genişliyordu.Yeni şeyler öğrendikçe,öğrenmeye karşı duyduğum susuzluk artıyordu.Kafam düşünmeyi yeni yeni öğreniyordu."
- Bizim Köy
222. "-“Biz başka şeylere inanıyoruz,diyorum.”
-“Neymiş onlar?”
-“Eşitlik, hak, iyi koşullar içinde yaşayan uygar bir toplum olma, barış içinde yaşama... “
Sonra uygarlığın, barışın anlamını açıklamaya çalışıyorum."
- Kuru Sevda
223. "Karşısında ki cahil ve azgın kitle ile nasıl savaşsın?..."
- Bizim Köy
224. ""Tanrı, bir de devlet-hükümet düzenliliği verirse!..." dilekleriyle dolu bütün ağızlar..."
- Bizim Köy
225. "Yalnız ocak;toplan başına,islen de islen.Önün kavurga kavursun,arkan harman savursun."
- Bizim Köy
226. "Pek yadırgamıştım ilk zamanlar ya, alıştım artık... artık bana da olağan gelmeye başladı. İnsan neye alışmıyor ki..."
- Bizim Köy
227. "Gelmiş efendim müfettiş,aramış iş.Arar elbet ama,bunun ,usu var,erdemi var,yolu var yordamı var...Hani demiş kooperatif kolu,disiplin kolu,bilmem ne kolu?.....Sankim olsa ne işe yarar?Ne ardına bakmış,ne önüne...Dayanmış rapora.Ne buyursa? "Havale kursa!""
- Bizim Köy
228. "Her gazete,her dergi ve kitap sayfasında,peri masallarını andıran dünyalar açılıyordu önümde.Benim o dapdaracık dünyam genişliyor,genişliyordu.Yeni şeyler öğrendikçe,öğrenmeye karşı duyduğum susuzluk artıyordu.Kafam düşünmeyi yeni yeni öğreniyordu."
- Bizim Köy
229. ""Her şeye katlanarak yaşamak gerek," ama
canını yitirmesen bile yaşamanın anlamını yitirirsin."
- Bizim Köy
230. "Hem köylü tezek yakmasın da ne yaksın,günahını mı?"
- Bizim Köy
231. "Sizin okul için Bakanlık bütçesinde de,ilçe bütçesinde de ödenek yok!...Ne söyleyip duruyorsun?Duvarın dibinde okut.Okutamazsan köylünün yumurtasını ye, yat arkaüstü...."
- Bizim Köy
232. "Her evde bir tencere kaynar ya fıkır fıkır, dert olsa gerek bu kaynayan. Her yüzde gösterir etkisini. Süzülür mü süzülür yüzler, söner mi söner gözler..."
- Bizim Köy
233. ""İyi havalar neredesiniz? Gözümüz yolda kaldı.""
- Bizim Köy
234. "Ah! en küçük bir çıkar karşısında insanları on kilometre ötesindeki kardeşlerine düşman eden cehalet, ve ah! bu Anadolu'nun ezelden beri çözümlenemeyen karışık toprak sorunları!.."
- Bizim Köy
235. "İnsan alışan bir yaratık ."
- Bizim Köy
236. "... köy erkeğinin gözünde kadının hiçbir değeri yok gibidir. Yalnız yeni evlendiği zamanlar, belki dişilik yanı onu biraz ilgilendirir."
- Bizim Köy
237. "“Her şeye katlanarak yaşamak gerek”, ama canını yitirmesen bile yaşamın anlamını yitirirsin."
- Bizim Köy
238. ""Her şeye katlanarak yaşamak gerek," ama
canını yitirmesen bile yaşamanın anlamını yitirirsin."
- Bizim Köy
239. "Hem köylü tezek yakmasın da ne yaksın,günahını mı?"
- Bizim Köy
240. "Sizin okul için Bakanlık bütçesinde de,ilçe bütçesinde de ödenek yok!...Ne söyleyip duruyorsun?Duvarın dibinde okut.Okutamazsan köylünün yumurtasını ye, yat arkaüstü...."
- Bizim Köy
241. "Her evde bir tencere kaynar ya fıkır fıkır, dert olsa gerek bu kaynayan. Her yüzde gösterir etkisini. Süzülür mü süzülür yüzler, söner mi söner gözler..."
- Bizim Köy
242. ""İyi havalar neredesiniz? Gözümüz yolda kaldı.""
- Bizim Köy
243. "Bu yurdun çocukları ne zaman kurtulacaklar acaba, okumanın suç olduğuna inandırılmaktan?"
- Köy Enstitüleri ve Ötesi
244. "Onun hali benim içimi yakıyor, benim sözüm onun içini..."
- Bizim Köy
245. "Coşmak, ulusal dansları oynamak, halkımızın türkülerini söylemek, aranıp da bulunmayacak bir şey. Ama coşmayı iyiye alamet saymazlar bizde. Ezik olacaksın, ezik duracaksın, köle görünüşünü değiştirmeyeceksin. Hele hele düşünmeyeceksin, düşünsen de söylemeyeceksin..."
- Zulum Makinası
246. "Ne Fuzuli'nin dertli gazelinden, ne de Baki'nin velveleli gazelinden söz açacağım. Sadece bizim köyün kupkuru, aynı zamanda Fuzuli'ninkinden içli gazelini anlatacağım:"
- Bizim Köy
247. "'Köprü altında sandık
Baştan ayağa yandık!...'"
- Bizim Köy
248. "Çobanlar, her yönden en çok yoksunluk çeken insanlarıdır köylerin. Ama bir kere alıştılar mı, artık köy sıkar onları. Ancak sürünün ardında rahat ederler."
- Bizim Köy
249. ""Senin geçim dediğin bir sırdır bre Mamıdefendi; kimse bilmez kimin neler yiyip, neler çektiğini. Deftere galeme gelmez bu. Gelse de okutan ne ağnayacak? Gelip beniminen bi gaç gece yatıp gakmalı da bellemeli, Veli Çavuş nasıl geçiniyormuş...""
- Bizim Köy
250. ""Hep böyleyimdir; okuyup yazamadım mı, ölü gibi bir uyuşukluk çöker içime. Okuyunca cana gelirim.""
- Bizim Köy