Leyla'nın Evi Kitap Bilgileri
Yazar: Zülfü Livaneli
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 3 dk.
Sayfa Sayısı: 284
Basım Tarihi: Mayıs 2017
İlk Yayın Tarihi: 1 Temmuz 2006
Yayınevi: Doğan Kitap
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786050906486
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Leyla'nın Evi Kitap Tanıtımı
Romanları çok satanlar listesinden inmeyen, ödüller alan, 30 dile çevirilen, sinemaya ve tiyatroya aktarılan Zülfü Livaneli, Leylanın Evinde her biri ayrı bir dünyadan gelen insanların hayatlarını bir İstanbul romanında kesiştiriyor.
Boğaziçi'nde Bosnalılar Yalısı'nda doğup büyümüş paşa torunu Leyla Hanım, yalının yeni sahibi Ömer Cevheroğlu tarafından sokağa atılır ve mahallenin çocuklarından gazeteci Yusuf'un Cihangir'deki bekâr evine sığınmak zorunda kalır. Yusuf'un sevgilisi Rukiye ("sahne adı"yla Roxy), Almanya'da peep show'larda modellik yapmış, hip-hop tarzı müzik yaparak "yırtmaya" uğraşan bir Almancı kızıdır.
Leyla Hanım, yalının yeni sahipleriyle görüşmeye çalıştığı bir gün, Ömer Bey'in babası, Kadızade Konağı'nın emektar vekilharcı, dört kuşaktır konaklarda hizmetkârlık yapan bir aileden gelen Ali Yekta Bey ile tanışır.
Her biri ayrı bir dünyadan gelen bu insanların hayatlarının kesişmesi, onları hem kendilerini hem de birbirlerini değiştirecekleri, kimi zaman acılı kimi zaman eğlenceli bir sürece sokacaktır.
Leyla'nın Evi, bir yanıyla da "ev" üstüne bir roman: "Çünkü imparatorluk yıkılırken bütün Osmanlı tebaası acı çekti ve herkes birbirinin evine yerleşti."
Leyla'nın Evi Kitaptan Alıntılar
1. "“O zaman yine gülümserim
Sana ben b*ktan dünya.”"
2. "“Para mühimdir ama her şey demek değildir…”"
3. "" Seversin,kavuşamazsın,aşk olur…”"
4. "“Bazen insan elinde olmadan hiç istemediği durumlara sürüklenebiliyor…”"
5. "“Yeniden dağıtsak kartları
Alt üst olsa bu dünyanın şartları…”"
6. "onun elinin değdiği çiçeklerin görünümü bile bir başka olurdu."
7. "Daha iyi bir yaşamı özlemeyenlerin, belkide bilmeyenlerin sağır rahatlığı, kör aldırmazlığı."
8. "“Aşk nedir?”
“Seversin, kavuşamazsın, aşk olur”"
9. "Hayat böyleydi işte, önceden planlanan biçimde ilerlemiyordu."
10. "Hayatı boyunca çok büyük acılar görmüş olan bu kadının huyu böyleydi işte. Dertlerini kimseyle paylaşmaz, dış görünüşüne ve davranışlarına da yansıtmazdı."
11. ""Uyum seviyordu bu çocuk; kavga dolu bir ülkede uyum özlüyordu. İnsanların birbirine iyi davrandığı bir dünyanın düşünü kuruyordu.""
12. "“Bu da geçer ya hû!”"
13. "Bazen insan elinde olmadan,
hiç istemediği durumlara sürüklenebiliyor."
14. "Yeniden dağıtsak kartları/ Altüst olsa bu dünyanın şartları…"
15. "İnsan bir şeyi yitirmeyegörsün, gerçek değeri o zaman ortaya çıkıyordu"
Leyla'nın Evi Kitap İncelemeleri
Öncelikle şunu söylemeliyim ki kitap müthiş bir konu zenginliğine sahip. Yazarın diğer kitaplarına nazaran karakter sayısı da oldukça fazla. Ve bu karakterlerin ortak noktası ise yollarının bir yalı hadisesiyle kesişmiş olması.
Kitaptaki ana konu, sahte evraklarla ve hiç haberi olmadan evi elinden alınarak, sokağa atılan Leyla ismindeki yaşlı kadının ve bu olayın etrafındaki kişilerin hikayesinin anlatımıdır. Yazar, her zaman yaptığı gibi tüm karakterleri özenle seçmiş, bunları da geçmişteki bazı tarihi olaylarla birlikte kurgulayarak bize yansıtıyor. Bütün bunları yaparken de, kişiler, kişilikler, aile yapısı, toplum yapısı, Osmanlı, Cumhuriyet, diğer milletler, siyasiler, dini yapılar, tarihi gelişmeler, özgürlükler ..vs başta olmak üzere bir çok konuda eleştrisel mesajlar veriyor.
Karakterlerin ve konuların fazlalığından dolayı, kurgulamada her karakter ve her olay için çok gerilere gidildiğinden konu bir ara genişleyip dağılır gibi olsa da, yazar kitabın sonlarına doğru müthiş bir şekilde tekrar toplamayı sağlayarak her karakter için ayrı ayrı final yapmayı başarıyor.
Harika bir kitap. Müthiş bir Livaneli kitabı. Özellikle konu zenginliği ve verilen mesajlar bakımından belkide yazarın en üstün kitabı. Mutlaka okunması gereken bir kitap.
, Romanları 40 dilde yayımlanan, günümüzün en çok satan, en çok okunan romanlarının yazarı, gazeteci, yönetmen ve besteci olan
'nin 2006 yılında yayımlanan romanıdır.
Leyla’nın Evi, insanlığın en yıkıcı sorunu göç ve en temel ihtiyacı barınma konularını merceğe alan bir İstanbul romanı.
Edebiyatın güçlü kalemi Zülfü Livaneli’nin gözlem yeteneği ve edebi gücüyle harmanlanan elinizdeki eser Leyla, Roxy, Yusuf ve Ali Yekta Bey’in hayatlarının birbirine karışma hikâyesini anlatıyor.
Usta edebiyatçı bu kez mülk trajedisine odaklanıyor. Hayatın olağan akışında bir araya gelmesi mümkün olmayan karakterler üzerinden aşktan paraya, modernizmden geleneğe, birçok konu tartışmaya açılıyor.
Bir yanda yalılarda büyüyen ve varlığını unutmamak üzerine inşa eden Leyla Hanım, diğer yanda anın hırsları ile çevrelenmiş insanlar… Bir yanda hayattaki tüm prangalarına, hatta ailesine ve adına dahi meydan okuyan Roxy, diğer yanda geçmişi sır olarak kalmaya mahkûm edilenler…
Zülfü Livaneli’nin edebiyatımızda özel bir yer edinen romanı Leyla’nın Evi, tarihi motifleri içeren zengin arka planıyla İstanbul’un değişen çehresini merkeze alırken, okurları geçmiş ve bugün arasında sorularla dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Peki, bu yolculuk bir kuşak çatışması mı yaratacak, yoksa kuşaklar arası bir köprü mü kuracak?
Leyla’nın Evi, iktidar ve güç sahibi olmanın tehlikesine karşı her satırında mücadele ve umudun şarkısını mırıldanan bir Livaneli anlatısı.
Uzun zamandır beni ağlatan bir kitap olmamıştı.
Leyla Hanım ağlattı beni.
Zarif, kendinden emin, eğitimli, asil, dik başlı bir paşa torunu Leyla.
Ananesi yetiştiriyor Leyla’yı ve uzun yıllar kendisine miras bırakılan evde tek başına, kimseye ihtiyaç duymadan, ama çevresinde bulunan herkesin de kendisine duyduğu sevgi ve saygıyla; huzurlu bir hayat yaşıyor Leyla. Ta ki bir gün evinden atılana kadar. Gerisi büyük bir mücadele. Hem hayatla, hem kendisiyle.
Kitabın girişi, akışı, karakterlerleri o kadar güzeldi ki…
Leyla ve Roxy’nin zıtlık gibi görünen benzerlikleri, kendilerine bile ifade etmekten korktukları iç dünyalarının birbirlerine tıpkı eriyen buzlar gibi çözülmesi, dostlukları, yoldaşlıkları. Yusuf’un bitmek bilmez mücadelesi ve beyefendiliği, üçünün arasında kurulan bağ, çok ama çok farklıydı.
Kitabın sonununda ne olacağını az çok tahmin edebiliyordum ama bu şekilde olacağı asla aklıma gelmedi. Hem şaşırdım, hem üzüldüm, sevindim. Kaç duyguyu aynı anda yaşadım bilmiyorum. Son cümleleri bulanık gördüm zaten
Kitapta tarihi anlatımlar da mevcut fakat konuyu dağıtacak boyutta değil, çok yerinde ve gerekli şekilde verilmiş bence.
Livaneli benim hayran olduğum bir yazar; hem edebiyatına hem de müziğine.
Okuduğum her eserinde bu hayranlık artıyor.
Mutlaka okuyun.
Livaneli bu kitabında, paşa torunu olan Osmanlı kadını Leyla Hanım'ın doğup büyüdüğü yalıdan atılması ile başına gelenleri kaleme almıştır. Dedesinden kalma evinden elinde tapusu olmasına rağmen atılan Leyla Hanım, adalet yürüyerek gelecekmiş gibi yalının kapısında birkaç gün oturur ve adaleti bekler. Çoğunluğunun Leyla Hanım'ın elinde büyüdüğü mahalle sakinleri yardım etmek istese de gururundan ödün vermez ve beklemeye devam eder. Beklemekten yorgun düşmüş bir halde iken gazeteci Yusuf, onu kendi evine, Cihangir'e davet eder. Beklemenin bir işe yaramayacağını anlayan Leyla Hanım, Yusuf'un evinde bir süre misafir olmaya karar verir. Yusuf ile birlikte yaşayan asi kız Roxy, Leyla'nın eve gelmesine çok kızar ama bir süre sonra bu duruma alışır. Osmanlı kadını Leyla Hanım, Cihangir'in karmakarışık insanlarını, gürültüsünü, kirini başta çok yadırgasa da alışmaktan başka çaresi olmadığının bilincindedir...
Livaneli'nin tasvir yeteneğini bu kitabında da rahatlıkla hissedebiliyıruzz. Karakterler gibi ortamlar, evler, semtler de kanlı canlı insanlarmış gibi tasvir edilmiş. Ana karakter Leyla Hanım ise o kadar özenle seçilmiş ki kitabı okurken karşısındaymışım ve saygılı davranmalıymışım gibi hissettim.Asil Osmanlı kadını Leyla Hanım'ın hikayesini ben çok beğendim, tavsiye ederim. Siz de okuyun, okutturun. Bir de sevgiyle kalın
Bir dönem romanını kaleme almış yazar.
Paşa Dedesinden kalan yalıyı mecbur kalıp satan Leyla'ın hikayesi, yalıyı satıyor, yalının yanındaki müstakil ev tapu dışındadır ama yalıyı satın alan Necla ve eşi Ömer'in oyuna getirdikleri Leyla hanımı kapı dışarı ediyorlar.
Doğup büyüdüğü yerden ayrılmak istemeyen Leyla Hanım yalının kapısında iki gün boyunca, ayrılmadan kalır.
Durum basına da yansıyınca, Leyla Hanımı yakından tanıya Gazeteci Yusuf Leyla Hanımı alıp kendi dairesine götürür. Birlikte yaşadığı Rukiye "Roxy" Almanya'da doğup büyüyen orada annesi öldükten sonra da babasıyla anlaşamayan Rukiye Türkiye'de yeni bir hayat kurar ve bu hayatta da yolları Yusuf ile kesişir.
Çocukluğundan beri asi dik bir yapısı olan Rukiye önceleri Leyla Hanımı hiç hoş karşılamasa da gelişen olaylar iki kadını anne kiz pozisyonuna getiriyor.
Farklı karakterleri bir araya getiren yazar.
Sesiz sakın Leyla Hanım,
İyi yürekli Yusuf,
Asi ruhlu Rukiye "Roxy"
Tam bir bey efendi Ali Yekta Bey,
Para göz ve ihtiraslı Necla,
Saf, aşık olduğu kadını gölgesinde yaşaya Ömer.
Benim için alınacak ders şu oldu bu eserde, ağlayanın malı gülene hayır etmiyor.
"Hayat böyleydi işte, önceden planlanan biçimde ilerlemiyordu." (syf 105)
Kitap'la kalın ucretsizkitap.com.tr ailesi