Kuzeye Giden İnce Yol Kitap Bilgileri
Yazar: Başo (Matsuo Bashō)
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 10 dk.
Sayfa Sayısı: 112
Basım Tarihi: Eylül 2022
İlk Yayın Tarihi: 1702
Yayınevi: İthaki Yayınları
ISBN: 9786258327540
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Kuzeye Giden İnce Yol Kitap Tanıtımı
“Kuzeye yapacağım bu yolculuk ansızın belirmişti zihnimde. Bu uzun yolculuk elbette kolay olmayacaktı, saçlarımı bile kırlaştıracak bir zorluğu ve zahmeti göze almıştım. Öyle bile olsa, şimdiye kadar hep duyduğum fakat hiç gitmediğim yerleri ziyaret edip sağ salim geri dönebilmek, bir şair olarak beni çok mutlu edecekti.”
Japonya’nın en büyük şairi kabul edilen haiku ustası Matsuo Başo on yedinci yüzyıldan günümüze ismini tüm dünyaya duyurdu, yazdığı binden fazla haiku onlarca dile tercüme edildi ve şiirleri Japonya’daki birçok anıt ile tarihi alanın girişinde kendine yer buldu.
Matsuo Başo haiku yeteneği ile gezi yazılarını bir araya getirdiği Kuzeye Giden İnce Yol’u maddi dünyanın debdebesinden uzaklaşmak ve ruhani farkındalığını artırmak için Honşu’nun kuzeyine yaptığı bir dizi seyahat sırasında kaleme aldı. Birbirini kovalayan mevsimleri, yağmurun kokusunu, ayın parlaklığını ve şelalelerin sesini on yedi heceye incelikle sığdırmayı başarabilen Başo’nun eseri etrafındaki fani evreni nasıl gördüğünü anlatan özel bir kitap.
Kuzeye Giden İnce Yol Kitaptan Alıntılar
1. "Evin kıyıcığında
çiçeklenmiş kestaneyi
görmeden geçiyorlar
bu dünyanın insanları."
2. "Vazgeçerdim elbet
Şu yağmurlar olmasaydı."
3. "ོ
Vazgeçerdim elbet
Şu yağmurlar olmasaydı
ོ"
4. "Hâlâ yaşıyorum
uzun bir düşün sonunda
.."
5. "Mezarları seyredince düşündüm: Kimler çekip gitmemişti ki bu dünyadan? Yan yana uçan kuş çiftleri gibi, dalları iç içe geçmiş ağaçlar gibi birbirine sonsuza dek aşk sözü vermiş olan erkek ve kadınlar bile günü geldiğinde birbirinden bu şekilde ayrılıyordu."
6. "Gözyaşı dökmenin ayrılık acısını hafifletmeyeceğini bildiğim halde elimde olmadan yaşlar süzüldü yanaklarımdan."
7. "‘’Hüzünlü sessizlik –
Kayalara işliyor
Ağustosböceğinin ötüşü’’"
8. "Yaşam dediğimiz şey bir rüya, bir hayal kadar kısa bir şeydir."
9. "Yaşam dediğimiz şey bir rüya, bir hayal kadar kısa bir şeydir."
10. "Mezarları seyredince düşündüm: Kimler çekip gitmemişti ki bu dünyadan.."
11. "Mezarları seyredince düşündüm: kimler çekip gitmemişti ki bu dünyadan? Yan yana uçan kuş çiftleri gibi, dalları iç içe geçmiş ağaçlar gibi birbirine sonsuza dek aşk sözü vermiş olan erkek ve kadınlar bile günü geldiğinde birbirinden bu şekilde ayrılıyordu."
12. "Güz rüzgârı benim hıçkırışlarım"
13. "Eskiler şöyle der: ''İnsan, insan olabilmek için mücadele etmeli ve sadakatini korumalıdır. Eğer böyle yaparsa hak ettiği ünü kendiliğinden kazanır."
14. "Her şeyden ve tüm gözlerden uzak böyle bir yerde, karların içine gömülmüş olmasına rağmen bu kiraz ağacının ilkbaharın geleceğini unutmadan çiçek açmak için gayret göstermesi ne kadar da dokunaklı!"
15. "Mezarları seyredince düşündüm: Kimler çekip gitmemişti ki bu dünyadan?"
Kuzeye Giden İnce Yol Kitap İncelemeleri
Kitap, Matsuo Başo’nun 17. Yy sonlarında, eski şairlerin eserlerinde kaleme aldıkları yerleri görme arzusu ile yürüyerek yaptığı yolculuğu anlattığı bir seyahat güncesi..
Dünyanın en kısa şiir türü sayılan, Haiku (Japon şiir türü) ve düzyazıdan oluşan bir günce. Ben şiir kısmını pek etkileyici bulmadım, sebebi belki de çeviri esnasında şiirin anlamını yitirmesi ve/ veya bu türü anlamamış olmam olabilir.
Ama düz yazı kısmını çok beğendim, gittiği yerleri gözümde canlandırmaya çalıştım ve halen var olup olmadıklarını merak ettim. Kitabın tamamını bitirdikten sonra yaptığım ilk şey, söz konusu olan yerleri bulmak, okumak ve resimlerine bakmak oldu.. (Kitap zaten kısacık 100 sayfa )
TAVSİYEM bunu yapmanız, neredeyse hepsi ama hepsi günümüzde halen orada… Bunu yapmazsanız bu kitabın büyüsü yok olur, anlamsızlaşır..
Köylerin, bazısı şehir olmuş ama Ueno ve Yanaka’da halen kiraz ağaçları var ve muhteşem görünüyorlar;
Nikko Dağında ki, Rahip Kukai nin Tapınağı hala orada ve Unesco tarafından korunacak yerler listesinde;
Aşino’da ki, Rahip Saigyo’nun şiirlerinde adı geçen söğüt ağacı hala yaşıyor, gölgesinde kimbilir kimlerin resmi var;
Matsuşima gerçekten anlattığı kadar güzel, adacıkları ile muhteşem..
ve tüm diğerleri..
Elimde, Başo’nun kitabı, Japonya’da o rotayı yapmayı, o yerlerde bulunmayı çok ama çok istedim.. Ahh keşke o kadar pahalı olmasa bu seyahatlar..
Matsuo Başo 17. Yüzyıldan günümüze uzanan Japonya’nın en büyük şairi kabul edilir. Öyle ki yazdığı binden fazla haiku birçok dile çevrilir. Başo’nun eserlerinin çok büyük bir kısmının günümüze kadar bozulmadan gelmiş olması da Başo’nun unutulmayan ve unutulmayacak değerli kalemlerden biri yapmaktadır.
Başo, şairlik yeteneği ile gezi yazılarını bir araya getirerek Kuzeye Giden İnce Yol’u oluşturuyor. Bu gezide dünyanın telaşından uzak manevi huzura yönelik bir rota çiziyor ve bunları sırasıyla kaleme alması sayesinde Japonya’nın birçok tapınağını, önemli bölgelerini sayfa sayfa Başo ile birlikte eşimizde bastonumuzla birlikte geziyoruz.
Bu yolculuğu özel kılan, destansı hale getiren ise şairin Eto Dönemi’nde tüm yolu yürüyerek aşmasıdır.
Kitaba başlamadan bize Kuzeye Giden İnce Yol ile ilgili Başo’nun rotası gösteriyorlar, sonrasında gelen açıklamayı ise kitaba başlamadan muhakkak okumanızı öneririm. Çünkü bu noktada edinilecek bilgiler, Başo ile çıkacağımız yolculuk öncesi bize oldukça fazla bilgi veriyor.
Günlerin günleri, mevsimlerin mevsimleri kovaladığı muhteşem bir kuzey yolculuğuna hazırsanız orijinal dilinden kıymetli çevirmen Okan Haluk Akbay’ın çevirisi ile Kuzeye Giden İnce Yol sizi bekliyor. :)
Seyyahların kimliğinin önemli olduğu gezi metinleri ele alınırken gözden kaçırılmaması gereken bir unsurdur. Zira metin sadece edebi bir ustalıkla satırlara yansımasa dahi yazılanların içine kalem sahibinin sesi ve nefesi siner. Başo, Japon edebiyatindaki yerini Haiku adı verilen kısa şiirlerinin etkisine borçludur. Bu yüzden kuzeye doğru giderken şiirselliği kullanmaya çalışır. Ama bu şair söylemi pek göze çarpmaz. Doğanın muhteşem görüntülerine dair beğenilerini yolculuğunun kilometre taşlarının arasında zikreder. Coğrafi yer ve mekan adları Japonya'ya vakıf olmayan biri için pek bir anlamı ifade etmez. Ama görselliğin sihrine kapılıp kaleme sarıldığı yerlerde şiir dizeleri ortaya çıkar. Tabii bu dizeler Haiku'nun basitliğini ve Japon kültürünü içerdiği için okuyana biraz yavan gelebilir. Bu açıdan bakılmaz ise Başo'nun güzel bir yolculukla ruhsal bir esrime yaşadığı barizdir. Ayrıca Budist azizlerin mezarlarını, tapınakları, dağları ve kutsal mekanları ziyaret eden Başo'nun Japon takipçilerine güzel bir yol rotası verdiği de söylenebilir. Bu gezide beklenilen aksiyon satırlara yansımaz. Çünkü seyahatin 17. yüzyılda yapıldığı düşünülürse öyle yolların rahat olduğu savunulamaz. Belki de Başo'nun kaderci yanı karşılaştığı güçlükleri yazarken abartıya kaçmasına mani olur. Ya da tevekkül halinde yolunda giden Budist rahip kılığındaki hali yolculuğunu daha da kolaylaştırır. Bütün bunlar bilinmez ama Başo'nun basit kuzey yolculuğu Japon klasiği olarak Türk okurunun eline ulaşır.
Başo’nun haikularla (bir tür Japon şiiri) bezediği bir kitabı
Başo uzun seyahatini kısa notlarla bezeyip anlatmış. Online alışverişle aldığım bir kitaptı, içeriği hakkında bir bilgim yoktu. Buraya da bakmamıştım açıkçası. Yoksa almazdım sanırım. Benlik bir kitap değil çünkü. Seyahat kitabı okurken betimlemelerin daha fazla olmasını bekliyor insan. Ancak sadece yaptığı şeyleri akşam günlüğüne yazar gibi kısa kısa yazarak anlatmış Başo. Az sözcükle çok şey anlatmaya çalışan haiku şairi biri için normal gelebilir ancak bana hitap etmedi. Betimlemeleri uzun uzun zihnimde canlandırmayı severim, zaten o nedenle kitapları uzun sürede bitiririm :) Normalde kitabı okurken haritadan faydalanırım ancak burada o kadar çok yer ismi vardı ki, bu kez içimden gelmedi. Dümdüz okudum geçtim, aslında hiç yapmam. Göz attığım incelemelerde bahsedilen yerleri araştıran okurlar olmuş. Keşke ben de öyle yapsaymışım, dedim sonra. Okurken kendimi derinlikli bir sanat eserini anlayamıyormuş gibi hissettim. Klasik bir eser olmasından mütevellit böyle düşündüm sanırım. Japon Edebiyatına ait okuduğum ilk eserdi. Bence daha çok ilgimizi çekecek eserleri muhakkak vardır. Benim izlenimlerim böyle. Japon Edebiyatına ait hoşunuza giden eserler varsa yazabilirsiniz yoruma. Okumayı düşünenlere keyifli okumalar…
"Uzunca bir süredir kendimi yollara vurmanın karşı konulmaz arzusuyla yanıp kavruluyordum. İçimde tıpkı kendini rüzgara bırakan dağılmış bulutlar gibi oradan oraya sürüklenmek, gönlünce yolculuk etme arzusu bir türlü dinmek bilmemişti."
Japon şair Başo kendisiyle beraber bir seyahate davet ediyor bizi de. Onun gözünden görüyoruz tüm mekanları ve doğanın büyüleyiciliğini, onun sohbet ettiği insanlarla biz de tanışıyoruz sanki. Başo'nun yalın anlatımıyla Japonya kültüründe, tarihinde, mimarisinde bir keşfe dahil oluyoruz.
Başo, kendinden önceki şairlerin izini sürmek için çıktığı bu yolda, kendi sanatını da hem başkalarıyla paylaşma hem de geliştirme şansı elde etmiş. Seyahat güncesi olarak tanımlayabileceğimiz bu kitapta düzyazı ve haiku denilen japon şiiri tekniğini kullanmış.
Bu kitabı okurken bir yandan da ismi geçen yerleri araştırdım, fotoğraflarını inceledim. 17.yy'da yazılmış bu eserdeki pek çok yerin halen o zamanki haliyle korunduğunu görmek büyüleyiciydi. Elimde bu kitap, Başo'nun ardından adım adım bu rotayı izlemek, onun uğradığı yerlerde bulunmak, 300 yıl öncenin Japonya'sının bugününü keşfetmek istedim. Sanırım kitabın en etkileyici yanı da bu. Kitabın izinde bu seyahate çıkma arzusu uyandırması. Kısa zamanda uzun bir yolculuğa çıkardı beni bu kitap.
Okan Haluk Akbay çevirisiyle