Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Kuyu ve Sarkaç - Edgar Allan Poe | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Kuyu ve Sarkaç Kitap Bilgileri


Yazar: Edgar Allan Poe
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 15 dk.
Sayfa Sayısı: 256
Basım Tarihi: Temmuz 2014
İlk Yayın Tarihi: 1842
Yayınevi: Can Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789750722202
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Kuyu ve Sarkaç Kitap Tanıtımı


Edgar Allan Poe, edebiyat tarihine yazdıklarıyla olduğu kadar yaşam öyküsüyle de damgasını vurmuştur. Yoklukla, kayıplarla, hastalıklarla, alkolle ve sanrılarla cebelleşmesine rağmen, belki de tam bu yüzden hem dünya edebiyatı hem de Batı kültürü üzerinde derin bir etki bırakan olağanüstü öyküler ve şiirler ortaya koymuştur. Psikolojik gerilim unsurunu kusursuzlaştırmış, dedektiflik öyküsünü keşfetmiş ve okuru kendi doğaüstü âlemine götürmeyi her seferinde başarmıştır.

Kuyu ve Sarkaç, bu sıra dışı külliyatın en önemli örneklerini içeriyor. “Şehrazat’ın Bin İkinci Masalı”, “Morgue Sokağı Cinayetleri”, “Gammaz Yürek”, “Usher Evi’nin Çöküşü”, “Kara Kedi” ve diğerlerinden oluşan derlemede dehşet, delilik, şiddet ve doğaüstü güçler hüküm sürüyor.
Poe’nun kâh fantastik kâh gotik kâh gizemli ama her daim ustalıkla yazılmış öykülerinden oluşan Kuyu ve Sarkaç, yazarın eşsiz dilini ve insanın içinde pusuda bekleyen karanlığı ortaya koyma becerisini sergiliyor.




Kuyu ve Sarkaç Kitaptan Alıntılar


1. ""Korkunç bir kalabalık, durmadan kahkaha atarlar ama gülümsemezler.""




2. ""Bir sabah, soğukkanlılıkla, kedinin boynuna bir ip geçirip onu bir ağacın dalına astım; yüreğimde derin bir vicdan azabıyla, gözyaşları içinde astım onu; astım çünkü beni sevmiş olduğunu biliyordum.""




3. "Ruhuma, umutsuzluğun keskin
ağırlığı çöktü..."




4. "Henüz delirmedim.."




5. "Mükemmellik adına yapılan şeyler artık kabak tadı vermeye başlamıştı."




6. "Korkunç bir kalabalık, durmadan kahkaha atarlar ama gülümsemezler."




7. "Çektiğim yoğun ızdırap beni öldürecek gibiydi."




8. "Korkunç bir kalabalık durmadan
Kahkaha atarlar – ama gülümsemezler."




9. ""Mükemmellik adına yapılan şeyler artık kabak tadı vermeye başlamıştı.""




10. "Evrende sessizlik, durağanlık ve geceden başka bir şey kalmamıştı."




11. "Gündüz de düş görebilenler sadece geceleri düş görenlerin idrak edemeyeceği bir bilinç içindedirler. Boz bulanık hayallerde ölümsüzlüğü bir an için yakalamış gibi olurlar, uyandıklarında ise o büyük sırrı elde etmenin eşiğinde olmanın heyecanını yaşarlar."




12. "Uzun süre boyunca çektiğim acılar yüzünden zihnim işlerliğini yitirmişti. Bir ahmak, bir budalayım şimdi."




13. "En vurdumduymaz görünen insanlar bile yüreklerinde sıcak hisler taşırlar. Yaşamak ile ölmek arasında fark göremeyecek kadar kaybetmiş olanların bile ciddiye aldığı konular vardır."




14. ""Oysa akıl gerçeği ararken, alışılmış biçimlerin dışına çıkarsa yolunu bulur.""




15. "Ne olmadığını kolayca anlayabiliyordum da ne olduğunu söylemek korkarım ki olanaksız."





Kuyu ve Sarkaç Kitap İncelemeleri


Poe'nun seçme öykülerinin toplandığı kitapta on üç öykü bulunuyor. Öykülerin hepsinde hem fiziksel hem de ruhsal betimler ile cinnet, korku, delilik, dehşet duyguları okuyucuya oldukça güzel bir şekilde aktarılıyor. Kitap gotik edebiyatın güzel örneklerini barındırırken psikolojik gerilimi de beraberinde okuyucuya sunuyor. Kitabı eline alıp içine dalmakla sonunu getiyorsunuz adeta.

Altın Böcek adlı öyküyle bir adamın, arkadaşının deli olduğunu düşünürken kendini delice bir gizemin içinde buluşuna şahitlik ediyorsunuz. Morgue Sokağı Cinayetleri ve Çalınan Mektup öykülerinde Mösyö C. Auguste Dupin'in zekasına hayran kalırken gerilimi de beraberinde hissediyorsunuz. Gammaz yürek öyküsünde bir insanın deliliğinin sonuçları dehşete düşmenize sebep oluyor. Kara Kedi öyküsüyle bir hayvan severin nasıl bir katile dönüştüğüne şahit oluyorsunuz. Kuyu ve Sarkaç öyküsü engizisyon mahkumlarının hem psikolojik hem de fiziksel olarak gördüğü işkencelerin şiddetini gözler önüne seriyor. Mahkumun ağzından anlatılan öyküde her şeyi siz de yaşıyorsunuz. Ölümünün geldigini kabul eden bir mahkumun mahzende ölümden nasıl kaçmaya çalıştığına tanık oluyorsunuz.

Kitabı bitirince Poe'nun zekasına ve yaptığı betimlemelerle hayran kalabilirsiniz. Eğer ki gotik edebiyata ilginiz varsa hemen okumalısınız. Ancak ilgisi olmayanların da beğenerek okuyabileceği bir kitap.




Yazarın okuduğum ilk kitabı aslında hepsi ayrı ayrı kitap olan öyküleri can yayınları tek kitapda toplamış.Hep yapıyor bunu zaten kısa olan öyküler iyice kısalıyor.Ve ben her öyküden sonra hep şunu söylüyorum uzun soluklu romanların yerini hiçbir şey tutmuyor.Olay ne, nasıl gelişiyor derken hoppp bir bakmışsınız öykü bitmiş ne uyuz bir durum.Neyse kitaba gelecek olursak kısa, kısa polisiye öykülerden oluşuyor hemen hemen hepsinde cinayet ve doğa üstü şeylerden bahsedilmiş. Kitapda "Kuyu ve Sarkaç" "Şehrazat'ın Bin İkinci Masalı" "Morgue Sokağı Cinayetleri" öykülerinin yanı sıra on öyküye daha yer verilmiş. Ben en çok Morgue Sokağı Cinayetleri öyküsünü beğendim, hatta tadı damağımda kaldı diyebilirim diğerlerine göre hem ilginç hem de daha uzun solukluydu.
Bu öykü de tesadüfen karşılaşan iki adam yaşam tarzları ve düşüncelerinin benzerliği nedeniyle birlikte yaşamaya başlarlar. Bu adamlar aslında dedektiftirler.Morgue Sokağında yaşlı kadın ile torunun bir anda ve korkunç bir biçimde yarı evcillestirilmiş bir orangutan tarafından hunharca öldürülmelerini araştırarak cinayeti çözüme kavuştururlar.Olaylar bu şekilde sonuçlanır.Katilin orangutan olduğu da yine sahibinin onu arama çabalarıyla, kendini ele vermesi ile ortaya çıkar. Açıkçası öykü sevmediğim den mi ya da nadir sevdiğimden mi bilmiyorum diğer öyküler pek sarmadı.Fakat yazarın diline diyecek bir şey yok sadece sanırım o da çeviriden kaynaklı çok sık ara cümlelere yer verilmiş bu da bi yerde öyküden kopuşa sebebiyet veriyor.Siz yine de ön yargıya kapılmadan okuyup kendiniz değerlendirin derim.Kitaplarla kalın sevgili okur.




Edgar Allan Poe, her zaman çok merak ettiğim ama okumakta zorlandığım bir yazar. Daha önce iki kitabını kütüphaneden almış, anlamakta zorlandığım için okuyamadan geri iade etmiştim.

Kitap kulübü sayesinde başına geçip güzelce okuma fırsatı buldum. Bu kitapta toplam 13 tane hikayesine yer verilmiş, hikayeler kısaltılmış mı yoksa orijinalleri bu şekilde mi bir fikrim yok. Bazıları tüyler ürpertici ve keyifliyken bazı hikayeleri de anlamakta zorlandığım, neden yazdığını sorguladığım bir noktadaydı. Yazarın iç dünyasını da düşünürsek bizleri hayal gücünün derinliklerinde zorlamasını da normal bulduğum söylenebilir.

Morgue Sokağı Cinayetleri, Çalınan Mektup hikayeleri Auguste Dupin karakteriyle beni adeta Agatha Christie romanlarına götürdü. Dupin bizleri zekasıyla büyülerken özellikle de ilk hikayede akıl almaz bir sonla karşılaştık. Bunlar benim favori iki hikayem oldu.

Diğer iki favorimse Gammaz Yürek ve Kuyu ve Sarkaç hikayeleriydi. Burda gerilim o kadar yüksekti ki, anlatılmaz okunur desem yeridir.

Tabiki çok komik ve gereksiz bulduğum, ya da kitaba uymadığını düşündüğüm hikayeler de vardı fakat onları da benim anlamadığımı düşünürsek genel olarak iç karartıcı, doğaüstü olayların yer aldığı ve tüyler ürpertici cinayet hikayelerini okumak isteyen insanlar için harika bir kitap olduğunu söyleyebilirim.




Öykücülük ve Edgar Allan Poe
Acılı yaşam öyküsüyle bilinen Edgar Allan Poe ölümünden 4 gün önce sokakta bilincini yitirmiş bir şekilde bulunmuş ve kaldırıldığı hastanede ölmüştür. Hayatı boyunca yazarak hayatını kazanmaya, geçinmeye çalışan Poe, kendisini öykücü olarak görmese de öyküleri günümüzde şimdiki ününe kavuşmuştur. Anton Cehovla birlikte modern öykücülügun kurucusu olarak kabul edilmektedir. Öykü ve öykücülüge "yazmanin felsefesi" şiiri ile biçimsel bir tanımlama getirerek, ilk kez öykü terimini kullanan yazar olmuştur. Öyküde tek bir etkinin olmasını savunurken, öykünün konusu, uzunluğu ve öykünün tamamının kendi içerisinde bir bütün oluşturması gerektiğini yazmıştır.
Poe nin delilik takıntısı olduğundan öykülerinde ve şiirlerinde siklikla deliliği işlemiştir.
Çoğu karakteri sanrılar gören, nöbetler geçiren hastalıklı ve deliliğin sınırlarında olan insanlardır.
Bu yönüyle psikanalizden çok önce insanların baskiladigi arzularının neden olduğu rüyaları, çağrışımları ve davranışları anlatmıştır.
Kimisine göre Gotik bir yazar , kimisine göre ""dark romantik" ya da fantastik tarzda eser veren bir yazar olarak tanimlanmakla birlikte karakterlerinin iç dunyasinin derinliklerine yolculuğa çıkan ve bu yolculukta ki her ayrıntıyı okurun gözleri önüne seren bir yazar olduğunu söyleyebiliriz.
Bu kitabı gizemli öğeler içeren öykülerden oluşmakta, şiddet, delilik ve doğa üstü güçlerin işlendiği öykülerde yazar in kendine has dili ile insanın içinde pusuda bekleyen karanlığı ortaya çıkarıyor. Kitabin içindeki Kara Kedi öyküsü Poe ile ilgili en net fikri veriyor bence.




Edgar Allan Poe’nun, yazdıkları kadar yaşam öyküsü de çarpıcıydı. Belki de yaşamındaki zorluklar yüzünden, hem Dünya edebiyatı hem de Batı kültürü üzerinde derin bir etki bırakan olağanüstü öyküler ve şiirler ortaya koymuştur. Psikolojik gerilim unsurunu kusursuzlaştırmış, dedektiflik öyküsünü keşfetmiş ve okuru kendi doğaüstü alemine götürmeyi her seferinde başarmıştır. Kuyu ve Sarkaç’ta Engizisyon’un karar ve uygulamalarının kıskacındaki bir adamın aklı ve mantığı ile bulunduğu korkunç durumla nasıl mücadele ettiğini okursunuz. Öyküdeki tekinsizlik halinin okuyucuda bıraktığı etki had safhaya ulaşır. Edgar Allan Poe bütün öykülerinde olduğu gibi bu öyküye de karamsar ve gizemli bir hava katmıştır. Kuyu, sarkaç, mumlar, adalet anlayışından yoksun yargıçlar ve bağıran insanlar kapitalist düzenin kötü yönlerini simgelerken öyküyü akıcı ve heyecanlı kılmıştır.

“Aşağı durmaksızın çaresizce aşağı! Her salınımda soluk alıp çabalıyordum. Üstümden her geçişinde daha da küçülüyordum. Gözlerim en anlamsız umutsuzluğun hevesiyle yukarı ve yanlara gidişini takip ediyordu; ölüm bir kurtuluş olabilirdi ama yine de sarkaç indiğinde, ah, kasılarak kapanıyorlardı! Anlatılamaz! Mekanizmanın yavaş çöküşünün o keskin, parlak baltayı göğsüme nasıl çökerteceğini düşündükçe her yanım titriyordu. Beni titreten umuttu, bedenimin büzülmesini sağlayan. O umut ki, harabelerde zafer kazanan ölülere fısıldayan Engizisyon zindanlarında bile var olan.”



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: