Kumral Ada Mavi Tuna Kitap Bilgileri
Yazar: Buket Uzuner
Tahmini Okuma Süresi: 14 sa. 10 dk.
Sayfa Sayısı: 500
Basım Tarihi: Eylül 2021
İlk Yayın Tarihi: Şubat 2002
Yayınevi: Everest Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789752890244
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kumral Ada Mavi Tuna Kitap Tanıtımı
“Bir Salı sabahı uyandım. Bütün gazeteler hayatta en çok sevdiğim kadının bir cinayet işlediğini yazıyordu.Bunu hiç beklemiyordum. Beynimden vurulmuşa döndüm. İç dengelerim şiddetle sarsıldı. Oysa gerçeği biliyordum ama bana kimse kek bir şey sormamıştı. Onu mahkûm etmişlerdi! kapı çalındı. İki asker beni almaya gelmişti. İç savaş çıkmış, seferberlik ilan edilmişti. Bunu bekliyordum. Hiç şaşırmadım. Bunu uzun zamandır korku ve kuşkuyla hep bekliyordum. Hazırlandım ve o Salı sabahı evden çıktım.
Genç bir öğretmen bir sabah Kuzguncuk’taki evinden apar topar alınıp, askere götürülür. O, bunun bir kabus olduğuna, arkadaşlarıysa onun iç savaşa katıldığına inanmaktadır. Oysa annesi oğlunun bir ambulansla evden götürüldüğünü anlatmaktadır.
Kumral Ada Mavi Tuna Kitaptan Alıntılar
1. ""Ancak mutlu kadınların göz bebekleri parlar!""
2. "İyi öğretmen sadece öğretmez, sevdirir, bilgiyi kullanmayı kolaylaştırır."
3. ""Özgürlük, her sabah uyandığında istediğin aynı şeyleri yapabilmektir!""
4. "Ancak mutlu kadınların gözbebekleri parlar!"
5. "Kendine bir hoşça bak; alemin özüsün sen; varlıkların gözbebeği olan insansın sen.
Şeyh Galip"
6. ""Akıl, aşk ve can!
Bu üçü üçgendir.
Her derde çare, her yaraya merhemdir. ""
7. "Unutmak, yanlışları tekrarlaması bakımından sakıncalıdır. Aptallar unuturlar. Unutmak cahilliğe yol açar. Kinciler unutmaz ve bilgilerini kendilerini de yok edecek yönde harcarlar. Akıllılar, unutmayan ama bilgilerini kendileri ve idealleri için olumlu enerjiye çevirebilenlerdir."
8. ""Eğer dünya hakkında azıcık bir şey anlamak istiyorsak, hınçtan ve nefretten arınmamız gerekir."
Jean Genet"
9. "Ama çocukların anne ve babalarını anlamaya otuz yaşlarında ancak başlayabildiğini yeni yeni öğreniyorum..."
10. "Değişiklikler dalgalar gibi dinamiktir. Dalgalar birbirine çarptıkça güçlü ters akıntılar oluşturur."
11. "Unutmak yanlışları tekrarlatması bakımından sakıncalıdır. Aptallar, unuturlar. Unutmak cahilliğe yol açar."
12. "Çocuklar anne-babaları için bağlayıcı, zorlayıcı, dayatmacı canlılardır. Ebeveynin gözünün yaşına bakmazlar, hep haklıdırlar ve hep talep ederler. Sonsuz zamanınız olsa, hepsini alır ve dahasını da isterler."
13. "Bu memlekete mühendis, doktor, iktisatçı, teknisyen kadar sanatçı, düşünür ve bilim adamı lazım geldiği ulusça anlaşıldığında zaten ikinci büyük adımı atmış olacağız."
14. "Bizim de aydınlanma vaktimiz geldi. Doğma vakti gelen bir bebeği nasıl durduramazsanız, bu topraklarda yüzyıllardır ışığı bekleyerek yaşayan insanların da aydınlanmasını öyle önleyemeyeceksiniz."
15. "Gökler bütün insanların ülkesidir, yıldızlar hepimizin umudu."
Kumral Ada Mavi Tuna Kitap İncelemeleri
Nasıl anlatsam nereden başlasam bilemiyorum. Buket Uzuner mutlaka tanışılması gereken şahane bir kaleme sahip. Kumral Ada Mavi Tuna'yı yıllardır neden beklettim ???
Aslında benim için kitapların hep bir zamanı olduğunu düşünürüm o vakit gelmeden okuyamam. Bu sene çok doğru bir zamanlama oldu. On yıl önce aynı lezzet aynı tat olur muydu ??? Sanmıyorum...
Aşk..Tutku..Sadakat.. Ustaca örülmüş olaylar örgüsü ve her biri için ayrı üzülüp sevindiğimiz karakterler ile bezenmiş hikâye. Herkesin kendinden bir parça bulacağı hatta mutlaka kendini gördüğü bir karaktere rastlayacağı muazzam bir kitap..
Vee Tunaaaa...Erkek olmak için maço, duygusuz, ruhsuz olmak gerektiğini düşünenlerin tam tersi bir erkek profili Tuna. Öldürmeyi, savaşmayı, kadın üzerinde baskı ve hakimiyeti sevmeyen, sağduyulu,düşünceli, merhametli, sadık nahif Tuna...
Kendi iç savaşını yaşadığı anlar ülkede çıkan iç savaş ile paralel anlatıldı bize. Yanılsama ve gerçeklik o kadar iç içe geçti ki çoğu zaman gerçek olan ne ?? Rüya olan ne ?? anlamakta güçlük çektim ama sonunda netleştirebilmeyi başardım.
Bu hikâyede benim kahramanım Tuna...
" Bir çocuk gördüm uzaklarda
Gözleri kederli hatta korkulu.
Her şeye rağmen bir an gülümsedi çocuk,
Sıcak, sade ama biraz kuşkulu....
* ***
Ben böyle yürek görmedim, böyle sevgi
Şimdi çocuk büyümekte günbegün
Bütün hüzünleri okşadı birer birer
Gizli bir ümide sarılarak, biraz küskün."
Siyah beyaz bir Türk filminde kavuşamayanları oynayan Ada ve Tuna. İki tarafı su parçasıyla çevrili bir ada. Su kütleleri: Tuna ve Aras, kara parçası Ada. Kitabın ismi baştan aşağı kumral olan esas kızımız ve masmavi adını Tuna nehrinden alan Tuna.
Kumral Ada Mavi Tuna. Gerçekten çok hoş bir başlık. İnsanda merak uyandırıyor. Ama aşk filmlerinde olmazsa olmaz o bermuda şeytan üçgeni elbette ki bu kitabımızda da var. Aras, Tuna'nın abisi.. evet o da adını bir nehirden alıyor. Doğa ile iç içe karakter isimleri ve doğanın hem acımasızlığını hem de güzelliğini yaşayacaklar bu karakterler.
Bu kitapta bizi bekleyenler: ihanetler, acı, dram, ölüm, hasret...
Bu kitapta olmazlarsa: kavuşulması imkansız olan aşklar, vuslat...
Aşk, beraberinde içsel sorunları ve sevinçleri de getirir. Bu da orduda yaralıları, acımasızca öldürülenleri, asker kayıplarını, kesik uzuvları, esareti bünyesinde barındırır. Herkesin ordusunda farklı askerler vardır. Çünkü aşkın binbir çeşidi vardır ve hepsi de acıtır.
Tuna'nın iç savaşını okurken kitabın ikinci yarısında diğer karakterlerin de iç savaşlarını anlattıklarını okudum. Evet başrol benim ama çevremdeki insanların da iç savaşları var. Belki cephaneye silah taşıyorlar belki de kederlenip içtikleri bir sigarayı bilerek veya istemeyerek fırlatıyorlar, cephanenin yanmasını izliyorlar. Su taşıyan yok.
1997 yılında yazılmış bir roman. Yeni okudum.Aslına bakarsanız ben kendimde var sanıyordum kitabı ama yokmuş.Aldım ve hemen okudum.Biraz sarktı çünkü çok uzun.Neresini geçiştirmeye kalkacak olsam orada önemli gelişmeler oldu.Geriye dönüp tekrar okudum. Buket Uzuner güzel bir kurgu yapmış, Baş kahramanımız Tuna, kardeşi Aras, mahallelerine taşınan film yıldızı Süreyya Mercan ve ailesi, ve onların küçük kızları Ada, onun dayısı Doğan Gökay, kuzeni Meriç arasında geçen çocukluklarından itibaren başlayan ilişkiler ve Tuna'nın yetişkinliğinde yaşadığı iç savaş anlatılmış. İç savaş bölümleri oldukça uzun, sıkıcı ve gereksiz gelmedi değil.O kadar uzamasına gerek yokmuş. Hele Tuna'nın hastanedeyken hizmetli Hasan'la olan bölümleri iyice gereksiz geldi.İç savaş ortamı çok güzel anlatılmamış bence. Aslına bakarsanız bu iç savaş meselesine de girmeye hiç gerek yokmuş.Konu bütünlüğünü sağlayan bir olay olduğunu da düşünmüyorum.Sonuç bölümünde ise kahramanların tek tek konuşturularak bazı gizli kalmış kısımların anlattırılması konunun içine serpiştirilebilir miydi bilmiyorum. Kitapta geçen ensest aşkım, lezbiyenlik gibi konular ile gençlerin sevişme sahnelerinin ayrıntısı biraz marjinallik katmış gibi.Ama güzel bir anlatım, akıcı bir dil.Benim hoşuma gitti.Kitabın kapak resminin güzelliğini de söylemeden geçemeyeceği.Çok beğendim.
Tuna ismini, daha kız ya da erkek olduğunu bilmeden çocuğuna veren çok sevdiğim bir arkadaşımin önerisiyle başladığım kitaptır kendileri. Kitaba başladıktan kısa bir süre sonra ona neden Tuna diye sordum, niye Ada değil (kızı olduğu için sanırım) o da bana kitabı bitir sonra tekrar konuşalım demişti, ne demek istediğini artık anlıyorum.
Aah caanım mavi Tuna, bu nasıl bir kalp nasıl naif bir seviş öyle... Tuna yi okurken hele de iç savaşını kendimi öylesine onun yerine koydum, öylesine iyi anladım ki onu, bazen ben de özellikle dünyaya baktıkça bunlar kabus olmalı diyorum, çünkü bunlar sadece kabuslar da olabilirdi. Onun o çocuk kalbinde yeşeren kendini ele geçiren o muhteşem sevgisi sanırım bu kadar güzel anlatılabilirdi.
Kumral Ada karakteri sanırım daha tanıdık daha bilindik bir karakter, ama Aras in ölümünün onda yarattığı yıkım ve anlatılis şekli takdiri hakeder bence. Gerçi kitaptaki büyük küçük bütün karakterler sağlam ve hiç bir karakter havada kalmıyor, bu da yazarın başarısı zannımca. Kitaptaki en sevdiğim karakter sanırım şair dayı, ve bir yerlerde diyor ya gerçek hayat romanlarda ki gibi olmuyor, eğer olsaydı ben bu hikayeyi çok farklı yazardım.
Anlatım şekli, dili, karakterlerin gerçekliği, doğallığı kitabı sıradan bir roman olmaktan çok ötelere götürüyor bence, kendi kişisel zamansızlığım nedeniyle okumam biraz uzun sürse de aslında elinizde akıp giden, hazmederek okunacak bir kitap bence.
Şöyle araya bir roman atayım, fazlaca yormasın ama çok da basit olmasın diyorsanız sevgiyle önerilir efendim...
Ahhh Tuna, o nasıl güzel, içten incitmeden nahif sevmektir öyle. 🩵
Ünlü oyuncu çiftin semtleri Kuzguncuk’a gelmesi ve henüz bahçeye adım atıp onu görmesiyle o küçücük yaşına bakmadan tutulur Tuna Ada’ya.
O günden sonra Ada artık Kumral Ada, Tuna ise Mabel’dir.
Küçücük dünyalarına koca bir dostluk, aşk sığdırırken zaman geçtikçe çevreleri genişledikçe ikisinin sahnesine başka oyuncular da katılır.
Yıllar geçip mutluluk, acı, ölüm, yas ile tanışırlarken ve hayatları bir daha asla eskisi gibi olamayacakken, değişmeyen tek şey ise Mabel’in Kumral Ada’sına duyduğu hayranlık ve aşktır.
Bir tarafta Tuna geçmişte yolculuğa çıkarırken bizi, bir tarafta da iç savaş sebebiyle aniden bir sabah evinden alınması gerçeği vardır.
Ama bunun aslında gerçek mi değil mi olduğunu kitap boyunca bilemiyoruz zira Tuna’nın zihni bu konuda oldukça karışıktır ve sonuna dek bunun bir kâbus olduğunu haykırır durur.
Bir de Aras karakteri var ki ondan da bahsetmemek haksızlık olur çünkü bu aslında tam anlamıyla bir Ada-Tuna aşkı kitabı değildir.
Aras; Tuna’nın abisi, kahramanı, elini attığı her işin en başarılısı, mahallenin en sevileni ve en yakışıklısı. Tuna’nın aslında rakip göremediği rakibi. Aras’ı da ayrı sevdim ben
Diğer hepsi ise incelikle işlenmiş birbirinden farklı karakterlerdi ve hemen hepsini oldukça sevdim.
Mabel Matiz ise ismini bu kitap sonrası almış, yakışmış da bizim hisli prensimize.
Kitap 500 sayfa olsa da oldukça akıcı, yormayan bir kitaptı o konuda da gözünüz korkmasın, çok rahat okunuyor
Önerimdir