Kumdan Yürek Kitap Bilgileri
Yazar: Abdulrazak Gurnah
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 16 dk.
Sayfa Sayısı: 292
Basım Tarihi: Eylül 2021
İlk Yayın Tarihi: Eylül 2021
Yayınevi: İletişim Yayınları
ISBN: 9789750531668
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Kumdan Yürek Kitap Tanıtımı
Kumdan Yürek, 1960’ların Zanzibarı’ndan 1990’ların Londrası’na uzanan yürek parçalayıcı bir sürgün, göç ve ihanet hikâyesi. Anne-babasının geleneksel Zanzibar toplumunda ayrı olmalarına anlam veremeyen Salim, sır ve kâbus dolu bu dünyadan amcası Amir’in yardımıyla uzaklaşıp Londra’ya yerleşir. Ama Londra, umduğu gibi bir cennet olmaktan çok uzaktır. İngiltere’de yaşadıgı acı tecrübelerle olgunlaşan Salim bir yandan da ailesinin büyük ve karanlık sırrını merak etmeyi sürdürür. Zanzibar’ı ziyaretinde babasının ona açıkladığı aile sırrı Salim’i derin bir kedere sürükler.
Kumdan Yürek, Shakespeareyen bir sırrın etrafında örülmüş unutulmaz bir roman.
“Kumdan Yürek, sınıf, cinsiyet ve aşkın iktidar ilişkilerine bağımlılığını yürek burkucu bir şekilde gösteren bir şaheser.”
Kamila Shamsie
“Kumdan Yürek, hüzünle zarafetin muazzam bir karışımı.”
Suzy Keay
Kumdan Yürek Kitaptan Alıntılar
1. ""Hiçbir çocuk anne sevgisinden mahrum
kalmamalı.""
2. "Bana cesaret veren ve gözlerimi açan kitaplar okuyordum ve hala dünyanın beni kirletmediğini düşünüyordum."
3. "Babalarla uğraşmak hep kolay değildir, hele kendileri de babalarından sevgi görmemişlerse."
4. "İnsanı mutsuz eden anılardı, solmak bilmeyen, yerinden oynamayan karanlık anlar."
5. "Bana bak saygısız piç."
6. "Kimse bana dünyanın çirkin yüzünü görmeyi öğretmemişti ve ben her şeyi aptal gibi görüyor, hiçbir şeyi anlamıyordum."
7. ""Şükret, şükretmek sevginin başlangıcıdır.""
8. "... babamın mutsuzluğu yıllar içinde katılaşmıştı, artık sessizliği geçilmez bir kabuktu, ben ise çok gençtim ve o kabuğu kıracak özgüvenim yoktu."
9. "Şükretmek mi sevginin başlangıcıydı, sevgi
mi şükretmenin?"
10. ""Bana cesaret veren ve gözlerimi açan
kitaplar okuyordum ve hâlâ dünyanın
beni kirletmediğini düşünüyordum.""
11. ""Hayat kolay mı sanıyorsun sen?""
12. "Sana anlatacak çok bir şey bulamadım, uç uca dizdiğinde bir hayat oluşturan ufak tefek şeyler sadece, ama umut yok değil. Heyecanlanacak bir şey yok, hepsi bu."
13. ""Şükretmek mi sevginin başlangıcıydı, sevgi
mi şükretmenin?""
14. "Bu yalnız ve olaysız varoluş beni hiç beklemediğim kadar mutlu etmişti."
15. "Sanırım sana biraz âşık oldum."
Kumdan Yürek Kitap İncelemeleri
Eseri az önce bitirdim.
Değerlendirmelerime başlamadan önce, sevgili yazarımızın bu eseriyle, 2021 Nobel Edebiyat Ödülünü kazanmış olduğunu hatırlatmak isterim. Nobel'in siyasi bir hadise olduğu gerçeğini, Ezel'in annesi Kör Meliha bile görmüştür.
Çünkü eser, edebi anlamda Nobel yetkinliğine ulaşamayacak bir eser.
Zanzibar'lı bir yazara ödül vererek, soykırım, yoksulluk ve her daim ezilmiş bir halk olan Zanzibar'a karşı biraz günah çıkartmış Nobel.
Eserin, Sheakspeare'in "Kısasa kısas" adlı oyununa atıfla yazıldığını söylemiş sevgili yazarımız.
Ben de satırları okurken, bir zamanların sevilen televizyon dizilerinden olan "Binbir Gece" isimli diziyi anımsadım. Ayrıca kitapta bahsi geçen olaylara şahit olan ülke Zanzibar değil de, Türkiye olsa inanın yine şaşırmazdım. Kitabın sonunda da kısasa kısas ile ilgili çözümlemeye yer vermiş yazarımız. Okuyucu olarak bunun bize açıklanmasını değil, sezdirilmesini tercih ediyorum. Bu gizem, eserleri birkaç seviye üste taşır.
Az önce de değindiğim gibi, Nobel'i hak edecek bir eser değil. Fakat kötü bir eser de değil.
Bu eser, "Çok lezzetli bir yemek yiyeceğim beklentisiyle sofraya oturmuşum da, sofradan yalnızca karnımı doyurmuş olarak kalkmışım" gibi bir hisse sebep oldu bende.
Takdir sizin. İyi okumalar ucretsizkitap.com.tr Ailesi :)
#Okudumbitti
#KumdanYürek
#AbdulrazakGurnah
#İletişimYayınları
Çeviri : Mehmet Deniz Öcal / 292sayfa
Merhaba arkaşlar, yazarla tanışma kitabım,ilk defa okuyorum hoşlandım kendinden. Kitabımız 2021 Nobel Ödüllü. Çok sakin ilerleyen, insanı yormayan bir yandan da merak ettiren bir kitap. Yazarın diğer kitaplarını da almak istiyorum.
Zanzibar' da doğup büyüyen Salim, anne, babası ayrılmış bir ailenin çocuğu. Oranın yaşam şartlarına göre çocuğa yanlış gelse de bu, sebebini öğrenemez.
Londra'da yaşayan dayısı Amir, Salim'i okutmak istemektedir. Salim Londra'da gider. Okuyacağı okulu dayısı seçmiştir, işletme okuyacaktır. Oysa onun gönlü edebiyat okumaktan yana olsa da söyleyemez. Dayısının himayesi altında o ne isterse o olacaktır.
İki ayrı iklim, iki ayrı coğrafya, iki ayrı kültür. Zanzibar nere Londra nere?
Salim bocalar, zaten okuduğu bölümü sevmiyor, dolayısıyla sınavlarda da başarı gösteremez. Dayı ile ters düşer, evden ayrılır. Artık tek başındadır, özgürlüğünü kazanmıştır ama para pulda yok. Orada ki yaşama zor uyum sağlar.
Annesi ile sürekli yazışırlar, mektuplar gider gelir. Bir de başka erkekten olma kız kardeşi vardır. Arada selamlaşırlar.
Baba daha önce memurken işinden olmuştur, şimdilerde bir dükkanın arkasında oturmakta, sessiz, sedasız, utanç içinde yaşayan bir adamdır. Salim hep sebebini öğrenmek ister bu utancın sebebini ancak ne anne ne de baba anlatmaz.
Bir aile sırları mı vardır acaba?
Salim yeni okulunda başarı gösterdi mi, Londra'ya alıştı mı?
Kitapta soruların yanıtları okuyunuz efendim.
Doğu Afrika kıyısında bulunan Zanzibar’dan Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Abdulrazak Gurnah’ın kaleminden zarif ve gerçek hislerle bezenmiş bir metin. Kumdan Yürek’te Zanzibar toplumunda kadın erkek ilişkileri ve sınıf farklıları göz önünde bulundurularak işlenmiş duygusal bir göç hikayesini okuyoruz. Baş karakter Salim, ailevi meselelerinin ardından çok genç yaşta Zanzibar’dan Londra’ya göç eder ve kendi kültürünün dışında karşılaştığı bu koca dünya onu bir hayli sarsar. Burada ekonomik açıdan olduğu kadar manevi yönden de ayakta kalmak oldukça zordur. Günün birinde yeniden baba ocağına dönme isteği ve annesiyle mektuplaşması onu ayakta tutan yegane şeylerden biridir. Çünkü döndüğünde aklını yıllarca kurcalayan soruların cevaplarını bulacağına olan inancı tamdır.
Yazarın dilini çok beğendim. Kitaptaki zaman dilimi çocukluktan olgunluk yıllarına dayanıyor ve yıllar geçtikçe anlatımdaki derinliğin de iyileşmesi okuru edebiyata doyuruyor. Farklı kültürlerde insanların yaşam normallikleri değişmekte ve bu en çok da cinsiyet farklılıklarında kendini göstermektedir. Tabii bir de günümüzde bile devam eden sınıf farklılıkları var. Bu konuların her birine yazarın ne kadar hakim olduğunu ve ustalıkla satırlara yerleştirdiğini okumak gerçek bir okuma şöleni yaşattı bana.
Tavsiyemdir dostlar, okuyun okutun
“Bana cesaret veren ve gözlerimi açan kitaplar okuyordum.”
Abdulrazak Gurnah’ın 2021 Nobel edebiyat ödülü almış olan Kumdan Yürek, kitapinsanları grubumuzun Haziran ayı seçkisiydi. Birlikte okuduk ve dün akşam yine güzel bir toplantıyla, arkadaşlarımın faklı bakış açılarıyla kitabımızın analizini yapmak muazzamdı.
Kitap kahramanımız Salim’in “Babam beni istememişti” cümlesiyle vurucu bir şekilde başlıyor ve kitabın sonuna kadar bir aile sırrının musallat olduğu Salim’in peşinden biz de sürükleniyoruz.
Bu aile trajedisinin gizemine adım adım yaklaşırken, bu arada da 1964 Zanzibar Ayaklanmasını, İngiliz sömürge zamanlarını, insanların; mallarını, evlerini, ülkelerini hatta yakınlarının ve kendilerinin hayatlarını kaybetmelerini, toplumsal ve özel hayattaki yozlaşmayı ve çirkinlikleri, göçlerini, kimlik bunalımları ve ülkenin kültürüne de tanıklık ediyoruz.
Yazar 292 sayfada onlarca yıla yayılmış katmanlı bir hikayeyi bize oldukça akıcı, naif, duygusal, hüzünlü, sakin ve tarafsız bir dille uzatmadan net bir yazı tarzıyla anlatıyor, biz de sanki dinler gibi okuyoruz.
Kumdan Yürek kitabının Shakespeare’in “Kısasa Kısas” eserinin bir adaptasyonu olduğunu, okuyacakların öncesinde bu eseri okumalarını tavsiye ederim.
Sanki tanıdık birinden, tanıdık ve çok da şaşırmayacağımız bir şeyler dinlemek/okumak isteyen herkese bu güzel kitabı okumalarını öneririm.
“Bu boş vermişlikle hayatımızdan bir şey, bir ayıplama, duyarlılık ve dostluk kalitesi eksildi.”
Eser , bu yıl Nobel'i alan Abdulrazak Gurnah'ı okumak üzere kör atışı yaptığım bir seçimin sonucu olarak okuma sürecime dahil oldu.Nobel alması merakımı uyandırdı ama ben Nobel'i çok önemseyen biri değilim asıl dikkatimi çeken Afrika edebiyatının bir ürünü olması idi.Afrika'ya zaafım var çünkü.Edebiyatına,coğrafyasına,doğasına,çektiği acılara,büyüsüne,gizemine...Kitap aslında Shakespeare 'in Kıssasa Kıssas oyunundan yapılmış bir adaptasyon.Başarılı ,güzel bir adaptasyon.Bilinmez bir nedenle ailesi dağılan Salim'in ,dayısı Amir'in elinden tutup onu İngiltere'ye götürmesi ile şekillenen eserdeki karanlık,Salim'in Zanzibar ziyaretinde babasından öğrendikleri ile aydınlığa kavuşur.Eserde göçü,sömürüyü,ırkçılığı,sınıf farkını,yalnızlığı,emperyalizmi de görürüz. Salim'in İngiltere'de yaşadığı kimlik sorunu eserin temel taşlarından biridir.İngiltere'deki sosyal adaletsizliklere tanık olan Salim içten içe buhranlar yaşar.Ayrıca Zanzibar'ın tarihi ile ilgili de bilgilendiğim eser,devlet otoritesindeki keyfiliğin ve diktanın bireyin hayatına nasıl müdahale edebildiğinin güzel bir örneğidir.Eserin alt metinleri oldukça zengin.Anlatı içinde anlatı bulunan eser hem Salim'in hem annesinin hem de babasının ağzından aktarılan satırlarla ilerliyor.Salim çok iyi bir gözlemci,bu da esere yansıyor.Duru ve merak uyandırıcı bir anlatı,çok beğendim.