Kumarbaz Kitap Bilgileri
Yazar: Fyodor Dostoyevski
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 1 dk.
Sayfa Sayısı: 177
Basım Tarihi: Mart 2023
İlk Yayın Tarihi: 1866
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Rusça
ISBN: 9786053608288
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kumarbaz Kitap Tanıtımı
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): İlk romanı İnsancıklar 1846'da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Byelinski bu eser üzerine Dostoyevski'den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Ancak daha sonra yayımlanan eserleri çağımızda edebiyat klasikleri arasında yer alsa da o dönemde fazla ilgi görmedi. Yazar 1849'da I. Nikolay'ın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi. Sibirya sürgününden sonra yazdığı romanlarla tekrar eski ününe kavuştu. Dostoyevski Kumarbaz'da tutkulu bir aşkla kumar tutkusunu bir arada anlatırken insan ruhunun derinliklerini büyük bir güçle sergilemiştir.
Kumarbaz Kitaptan Alıntılar
1. ""Sen hayatını mahvet, ben kenardan izleyeceğim. ""
2. "Her şeyi ve herkesi terk edip gitmek ne büyük zevk olurdu!"
3. "Davranışlarımın hesabını veremeyecek kadar önemsiz biri miyim ben?"
4. "Ciddi bir kitap okuyarak veya ciddi bir meşgale bularak yakın geçmişin büyüsünü bozmaktan korkar gibiyim..."
5. "Hiçbir tarzım yok. Hatta sadece tarzım da değil, hiçbir yeteneğim olmadığını da kabul ederim. Bunu böylece bilin. Dahası hiçbir yeteneği de umursamıyorum. Donakalmış gibiyim artık."
6. ""Sen hayatını mahvet,ben kenardan izleyeceğim.""
7. "Yarın küllerimden doğup yeni bir hayata başlayabilirim! Tamamen mahvolmadan önce içimdeki insanı keşfedebilirim..."
8. "Mücadele yüceltir, alçaltmaz."
9. "İnanılmaz olan ne biliyor musunuz? Sizi her gün daha fazla seviyorum, sanki bu mümkün olabilirmiş gibi!"
10. "Uçuruma düşmeyen biri ağaç dalı diye ota sarılmaz..."
11. ""Size bu kadar yüz verdiğim için sizden nefret ediyorum;size bu kadar ihtiyacım olduğu için daha da çok nefret ediyorum. Fakat şimdilik size ihtiyacım var...sizi kollamam lazım.""
12. "Neyim ben şimdi? Zero. Peki yarın ne olabilirim? Yarın küllerimden doğup yeni bir hayata başlayabilirim! Tamamen mahvolmadan önce içimdeki insanı keşfedebilirim!"
13. "Mücadele yüceltir, alçaltmaz."
14. "insanlar bir kaşık suda boğacakları bir kimseyle bile kimi zaman zorunlu ilişki kurarlar."
15. ""Sen hayatını mahvet, ben kenardan izleyeceğim. ""
Kumarbaz Kitap İncelemeleri
St Petersburg evimiz, Dostoyevski babamız !!
Şu zamana dek, okurken sanırım en çok gülümsediğim Dostoyevski kitabı Kumarbaz oldu.Hani o kitabı 25 günde yazmak zorunda olduğu falan bence hikaye , bir oturuşta bile yazardı bence bu kitabı Dostoyevski. Çünkü ben Aleksey lvanoviç'in hikayesini değil Dostoyevski'nin hikayesini okuduğuma bahse girerim.O nasıl bir tutkudur, kendimi Vegas'ta bir oyun salonuna atma isteğiyle doldum taştım desem yalan olmaz :D
Dostoyevski bu kitapta ,içten içe, hatta ağzımıza vura vura şöyle demiş ; Bak işte senin iraden bu kadar, sen busun, daha ötesi değil! Senin binlerce aptal kaygın, binlerce zaafın, o şatafatın içinde sakladığın binlerce masken , topluluklara uyma kaygın , sürekli birilerinin senin hakkında ne düşündüğü tasaların var! Sen busun, sen insansın varlıkların en üstünü olduğunu düşünüp esasında en aşağılığı, en defolusu, o süper ego dağlarının arkasına sinmiş en cansız varlıksın. Sen busun!
Bir Çin atasözünde şöyle der;
''Dünyada iki kusursuz insan vardır, biri ölmüştür, biri de doğmamıştır. ''
Hepimiz kusurlardan, kaygılardan , süper egolardan, megalomanlıklardan , zaaflardan, bunun gibi bir sürü defodan oluşuyoruz. Gün içinde binlerce maske değiştirip, binlerce role bürünüyoruz ne için.. Hiç..Toplum gözünde daha iyi yerlere koymuyor bizi bu sayede. Chuck Palahniuk abimin çok sevdiğim bir sözüyle bitirmek istiyorum;
''Güzel ve emsalsiz bir kar tanesi değilsin,herkes gibi sen de o çürüyen organik maddeden yapılmasın! ''
Kafayı sağlam tutalım arkadaşlar ,size bir sır hepimiz ölüciyzz :} Bu kadar tantanaya ne gerek var. Gününüz güzel olsun :)
Ve Dostoyevksi...onu okurken çok dikkat etmek gerekiyor, eserin içine giremezseniz, sıkılırsınız, şimdi ben ordaki kahramanın gözüyle, davranışıyla, ruh haliyle kendi uydurduğum bazı cümlelerle ifade edeceğim...
Ahhh, evet biraz daha kazanmalıyım, şu kadar daha oynarsam şu kadar daha kazanırım. Ve kazandım, neyse yine yatırayım, yine yatırdım yine kazandım, yine kazandım, yine... harika bir gün geçiyor...bugün şanslı günümdeyim. 5 ev alacak para biriktirdim, hepsini, tüm parayı tekrar yatırayım, ev sayısı 10-15 olur, evet evet harika ve maalesef bu kez kaybettim, bir daha oynayacağım, inanmıyorum yine kaybettim....eyvah tüm kazancım gitti...böyle olamaz kazanmalıyım param kalmadı, borç almalıyım, en azından zararımı ödemeliyim, bir miktar ondan, bir miktar bundan borç aldım, inanamıyorum yine kaybettim, bahçemi, arabaları, evi ortaya koyayım, bugün kaybetmicem, en azından zararımı kurtarmalıyım, eyvah kaybettim, yine kaybettim, ah her şeyi kaybettim, ben kendimi de kaybettim....bittim...mahvoldum...
Hırs, aç gözlülük, daha fazla para para, insanı ne hâle sokuyor, insan kendini kaybediyor, aklını kaybediyor... yazıkkk...çok yazıkkk... Dostoyevksi bu psikolojiyi çok güzel ifade etmiş...kalemine sağlık....
........Herkese Keyifli Okumalar Diliyorum.......
Vay be! Koskaca ünlü yazarın bile kötü zaafları varmış. Kendi kumar bağımlılığını kaleme aldığı bu eserde borç batağına battığı döneme adeta ayna tutmuş diyebiliriz. Bu anlamda kitap hakkında bir dipnot düşecek olursak bu eser aslında bir otobiyografik bir eser diyebiliriz.
Kitapta ana karakter Aleksey İvanoviç'in rulet bağımlılığı, yazarın kumarhanede yaşamış olduğu içsel çatışmasının, ruhsal çığlığının ve çaresizliğinin bir yansımasıdır. Bu durum yazarın Almanya’daki kumarhanelerde geçirdiği döneme dayanmaktadır.
Kitapta kumarın insan psikolojisi üzerinde yıkıcı etkisinin yanında ekonomik anlamda çöküşün de etkisine değinilmektedir. Ana karakterin duygusal ve parasal anlamda inişli çıkışlı bir dönem yaşaması yazarın insan ruhunu ve yaşamını analiz etmekte ustalığının göstergesidir.
Yazar bu romanında anlatım ve akıcı diline öyle ustalıkla kullanmış ki rulet masasında yaşanan heyecan, gerginlik ve gerçekçi anlatımı iliklerinize kadar işleyecektir. Sakın ola kitabı bitirince soluğu Kıbrıs’ta ya da Las Vegas’ta almayın!
Kitaplarda olmazsa olmaz AŞK teması tabi ki bu eserde de mevcut. Ancak bu kitapta Aleksey İvanoviç'in Polina’ya karşı duyduğu aşk romantizmden daha çok gurur ve gücün ön planda olduğu karmaşık bir ilişkidir. Kumar gibi sevgi de insan üzerinde bağımlılık yapar mı?
Bu kitapta insanın bağımlılıkları, zaafları, zayıflıkları, tutkuların derinlemesine işlendiğine şahit olacaksınız.
Keyifli okumalar dilerim…
Dostoyevski’nin üslubunu, kurgusunu, dilini, kahramanlarını hep sevdim. Dostoyevski çok sevdiğim yazarların başında yer alır. Elime aldığım her kitabında neden çok sevildiğini bir kez daha kanıtlıyor çünkü. Kitabın sayfasını açıp hikayeyi okumaya başladıktan sonra adeta hikayeden biri gibi oluyorum.
“Kumarbaz” hiç sıkılmadan zevkle okuduğum bir kitap oldu. Kitabın en çok sevdiğim yönü; karakterlerin şeffaflığı. Çünkü karakterlerin en karanlık en kötü düşüncelerini bile tüm açıklığıyla okuyabiliyorsunuz. İnsan ve mekan tasvirleri her zamankinden farklıydı. Ayrıntılar oldukla az yüzeysel bir anlatım hakim. Dostoyevski’nin 25 günde kaleme aldığı ve içeriğiyle çok şeyi anlattığı bu yapıtı mutlaka okumalısınız.
“.. Davranışlarımın hesabını veremeyecek kadar önemsiz biri miyim ben?
Evet, insanın başına öyle çılgınca, öyle akıl almaz düşünceler saplanır ki, bu düşüncelerin gerçekleşeceğine gerçekten inanmaya başlar... Dahası var: Eğer bu düşünce çok güçlü ve tutkulu bir isteğe dayanıyorsa, çoğu zaman yazgının hazırladığı, kader gibi, gerçekleşmemesi olanaksız, kaçınılmaz bir şey gibi görünür! Belki de bu, önsezilerin bir bileşimi, istencin olağanüstü bir çabası, imgelem kudretinin doğurduğu bir zehirlenme ya da buna benzer bir şeydir...” (Alıntı)
Dostoyevski'nin yayıncısı ile yapmış olduğu sözleşmeden dolayı yazmış olduğu kitap Kumarbaz. Sözleşmeye göre kitap, sözleşme tarihinden itibaren beş ay içinde teslim edilmek zorunda, teslim edilmezse Dostoyevski kitapları üzerindeki haklarını kaybediyor fakat sözleşmenin bitimine 25 gün kala Dostoyevski tek bir satır bile yazmamış. İşler bu noktadayken bir dostunun yardımıyla bulduğu ve daha sonra eşi olacak olan Anna Grigoriyevna isimli bir stenografın yardımıyla romanı 25 günde tamamlayıp yayıncıya teslim ediyor.
Kumarbaz’ da Dostoyevski kendi hayatından bir kesiti anlatıyor. Bu kesitte tutkuyla sevdiği iki şey var: Polina isimli bir kadın ve kumar. Dostoyevski çok kısa sürede yazmak zorunda kaldığı için kitaptan memnun kalmasa da bana göre kumar tutkusu olan bir insanın yaşadıklarını, kazanınca duyulan büyük heyecanı ve kaybedildiğindeki hayal kırıklığını çok güzel yansıtmış. Kitabı okurken kendinizi Aleksey lvanoviç’ in yanında rulet masasının başında buluveriyorsunuz. Her ne kadar Dostoyevski’nin en iyi kitabı olmasa da okumaya değer.
Son olarak kitabın özsözünü yazan Henri Troyat’ın verdiği bilgiye göre Dostoyevski kumara merak sarmasını "Alınyazısına meydan okumak, onunla alay etmek, ona dil çıkarmak isteğini duydum. " cümlesiyle açıklamış.