Kumandanı Öldürmek Kitap Bilgileri
Yazar: Haruki Murakami
Tahmini Okuma Süresi: 24 hrs. 2 min.
Sayfa Sayısı: 848
Basım Tarihi: November 2018
İlk Yayın Tarihi: 9 October 2018
Yayınevi: Doğan Kitap
ISBN: 9786050955804
Ülke: Turkey
Dil: Turkish
Format: Karton kapak
Kumandanı Öldürmek Kitap Tanıtımı
Hepimiz hiç kimseye açamayacağımız sırlarla yaşıyoruz...
Dünya edebiyatının tartışmasız en büyük yazarlarından olan Haruki Murakami’den gerçek bir şaheser… İlmek ilmek örülmüş bir gizem hikâyesi… Kumandanı Öldürmek yalnızlığı bir yük olarak görmeyen, yeri geldiğinde yalnızlığını bir madalya gibi göğsünde taşıyanlar için yazılmış bir roman. Tıpkı bir dağ başında yalnız bir hayat süren, bu yalnız varoluşuyla gizemli bir şeyleri hayatına davet eden roman kahramanı gibi. Bu muhteşem romanı okurken yol arkadaşımız yine müzik olacak… Mozart’ın Don Giovanni’sini, Strauss’un Güllü Şövalye’sini başucu müziğimiz yapacağız. Kumandanı Öldürmek’in gizemli labirentlerinde kaybolurken Fitzgerald’ın Muhteşem Gatsby’sine selam gönderecek, Orwell’ın 1984’ü yazarken inzivaya çekildiği o adayı merak edeceğiz… Ve hepsinden önemlisi “büyülü bir dünya”da yaşadığımızı bir kez daha anlayacağız.
Kumandanı Öldürmek Kitaptan Alıntılar
1. "Yüksek, güçlü duvarlar insanı güçsüz kılar."
2. "İnsanın yüreğinin ne zaman ne yapacağı bilinmiyordu."
3. "Hepimiz hiç kimseye açamayacağımız sırlarla yaşıyoruz..."
4. "•
Yeterince derinine bakarsan, her insanda mutlaka pırıl pırıl parlayan bir şey bulursun."
5. "İnsan pek çok şeye alışır."
6. "Yaşadığımız şu gerçek dünyada tek bir şey bile olduğu haliyle kalmıyordu"
7. "“Onu unutmam gerektiğini bildiğim halde bir türlü yüreğimden söküp atamıyorum. Her nedense yapamıyorum.""
8. "kişi bir şeyi düşünmeyi bırakmayı düşününce, o şeyi düşünmeyi kesmesi neredeyse imkânsızdır çünkü. Bir şeyi düşünmeyi bırakmayı düşünmek de düşünmektir, bu düşünceye sahip olduğun sürece o bir şeyi düşünüyorsundur. Bir şeyi düşünmeyi bırakmak için o şeyi düşünmeyi bırakmayı düşünmenin kendisini bırakmak gereklidir"
9. "Nasıl, ne yapsaydım da yüreğimi sağlam tutsaydım? Hem yürek neredeydi ki zaten? İçimi yokladım, her yere baktım.Ama yüreğimi bulamadım…"
10. "Şimdiye dek benim yolum budur deyip normal bir şekilde yürümüşsün, sonra birden yol ayaklarının altından gıcırtılar çıkararak yok oluveriyor, önünde bir boşluk var, ne yöne gideceğini bilmiyorsun, sadece aynı tempoda adım atmaya çalışıyorsun.."
11. ""Normal bir insan olduğunu söyleyen birine asla güvenmeyin diye yazmıştı F. Scott Fitzgerald bir romanında.""
12. "İyi de tamamen doğru ya da yanlış olan bir şey var mıydı ki bu dünyada? Yaşadığımız dünyada yağmur yağma olasılığı yüzde 30 da olabilirdi yüzde 70 de. Muhtemelen gerçeklik de aynıydı. Yüzde 30 ya da yüzde 70 doğru olabilirdi. Kargalar için hayat ne rahattı. Kargalar için yağmur ya yağar ya da yağmaz. Yüzde hesapları yapmak akıllarının ucundan geçmez."
13. "Bir idea'yı öldürünce, dünya değişmez mi peki?"
14. "“Olmuş bir kişi bile yoktur şu hayatta. Herkes yapım aşamasındadır aslında.”"
15. "Şimdiye dek benim yolum budur deyip normal bir şekilde yürümüşsün, sonra birden yol ayaklarının altından gıcırtılar çıkararak yok oluveriyor, önünde bir boşluk var, ne yöne gideceğini bilmiyorsun, sadece aynı tempoda adım atmaya çalışıyorsun, bunun gibi bir his."
Kumandanı Öldürmek Kitap İncelemeleri
Haruki Murakami nin "Kumandanı Öldürmek" kitabını elinize aldığınızda kalınlığı ve sayfa sayısı gözünüzü korkutmasın.
Tarihte kısa bir yolculuğa çıkıyorsunuz. İkinci Dünya savaşı ve Nazi soykırımı.
Kitap bitene kadar bize Mozart’ın Don Giovanni’sini, Strauss’un Güllü Şövalye’sini, Puccini, Richard Strauss'a kadar klasik müzik eşlik ediyor.
Yazarın olayları kurgusu ve olayların arasındaki geçiş o kadar güzel ki kitabı elinizden bırakması oldukça zor. Sayfaların nasıl elinizde aktığına şaşıracaksınız.
Mükemmel bir olaylar kurgusu yaratılmış ve gizem sonuna kadar zihninizi canlı tutuyor. Yazar kitaptaki karakterleri okuyucunun kafasında mükemmel bir şekilde canlanmasını sağlıyor. Tasvirler oldukça güzel, her şey gözünüzün önünde canlanıyor, kitap sizi içine çekiyor.
Eşinden boşanmak üzere olan isimsiz ana karakter ressamın, Tomohiko Amada isimli ünlü Japon ressamın uzun yıllar boyunca resimlerini yaptığı eve geçici olarak yerleşerek tesadüfen çatı katında bulduğu "Kumandanı Öldürmek" resmiyle başlayan olaylar sarmalı.
Gece bir yarısında bahçe de bulunan üstü kapalı kuyu gibi bir odacıktan gelen çan sesi. Acaba gecenin bir yarısı bu çan sesi de neyin nesi? Her gece aynı saatte başlayıp biten.
Merak ve teker teker cevaplanan sorular.
Haruki Murakami ile ilk tanışma kitabım Kumandanı Öldürmek oldu. Kalınlığı gözümü korkutmuş olsa da okuduğuma asla pişman değilim ve iyi ki tanışma kitabı olarak bu kitabı seçmişim.
Kitabın genel özelliklerinden bahsedecek olursam; kitabı okuması oldukça kolay ve yazarın dili bana göre sade ve akıcıydı. Yazar ile ilk tanışma kitabım olmasına rağmen okurken hiç zorlanmadım diyebilirim. Tabi bazı kısımlar da illaki zorlandığım yerler oldu, durup durup baştan okudum , üzerine oldukça fazla düşündüm ama genel olarak okurken sizi zorlamasa da derin düşüncelere sokan bir kitap. Öyle ki kitabın son sayfasını kapatınca hala düşünmeye devam ettim diyebilirim. Ayrıca kitabı bitirdikten sonraki ilk işim ise yazarın diğer kitaplarını sepete eklemek oldu.
Kitabın konusundan kısaca bahsedecek olursak eğer; adı belli olmayan bir ressamın eşinden ayrılıp, dağ evine taşınmasıyla bütün olaylar başlıyor diyebiliriz. Taşındığı evde tavan arasında bulduğu ‘Kumandanı Öldürmek’ tablosuyla ressamın hayatının gidişatı, zaman ve yer kavramları tamamen değişiyor. Buradan sonra kitap sizi içine çekiyor ve bir nefeste okuyorsunuz. 848 sayfanın içinde yok yok. Bence elinize alın ve Haruki Murakami ile artık tanışın. Ben oldukça memnum kaldım. 2021 yılının ilk favori kitabını da böylece bitirmiş oldum. Keyifli okumalar hepimize.
Kumandanı Öldürmek, Haruki Murakami ile ilk yolculuğumdu.. İdealar ve metaforlar üzerinde sıkça durulmuş. Zaman, mekan ve zamandan-mekandan bağımsız insan olmak üzerine düşünme, düşünmeyi tekrar tekrar düşünmeyi vurgulamış ve içeriği yönüyle okuyucuyu hem mistik hem heyecan verici bir atmosferde, düşünerek ilerleten bir kitap olmuş. Size okurken Mozart’ın Don Giovanni opera eseri eşlik edecek, bununla beraber birçok eseri dinleme ve tanıma imkanı bulurken sizin için Don Giovanni anlamlı bir eser haline gelecek.
Kitap “Hepimiz hiç kimseye açamayacağımız sırlarla yaşıyoruz” diyor ve bunu farklı olaylarla kişiler üzerinden vurguluyor. Evet hepimiz yüreğimizde bir acıyı, bir sırrı saklarız. Hepimizin kimseye söyleyemediği kırılma anları var ve sanırım bu yüzden bu kadar etkilendim. Kitabın sonunda, sizi sayfalarca sürükleyen heyecan azalmaya yerini huzura bırakmaya başlıyor. Sanırım bir şeylerin tekrar yoluna girmesi, Tomohiko Amada’nın kalbindeki gizli sırla değilde, yüzünde bir gülümsemeyle ölmesi benimde ruhumda huzura yol açtı. Heyecan azalsada bu kitaba ancak böyle bir son olabilirdi dedirtti. Daha çok şeye değinmek isterim ama kitap dolu dolu zaten okuyanlar araştırarak, dinleyerek, düşünerek, tarihsel meraka düşerek ilerleyecek ve nefis bir kitap okumuş olacaklardır.
Meraklı okurlara keyifli okumalar :)
Tamam artık bu kitapla itiraf etme zamanı geldi.
benim için korku romanlarının tartışmasız lideriyse ,
de dünyada yanı başımızda var olan, ancak farkına varılamayan büyülü yaratıkların yaşadığı romanların efendisi.
O nasıl bir kalem ki kelimeler beni yakalayıp bırakmıyor. Ne yalan söyleyeyim mevsim geçişinden ruhumda bir daralma hissediyorum . Bunun sonucu olarak da ağır konulu kitaplardan kaçınma, gerekirse eğlencelik hitaplarımı tekrar okuma eğilimindeyim. Hatta sırf bu yüzden yıllık kitap okuma hedefimi de daralttım.
Amaaaaaa, bir doz Murakami beni kendime getiriyor gibi. Bunu sindirdikten sonra yarım kalan kitaplarımı çıtır çıtır okurum artık.
Laf ebeliğini bırakırsam kitap, eşi tarafından terk edilip dağ başında inzivaya çekilen bir ressam hakkında. Onun ve çevresindekilerin etkileşimleri ve dönüşümlerine bayıldım.
Tanımayanlara uyarı, Murakami cinsellikten bahsetmekten asla kaçınmaz, yalnız onun karakterleri bunu pembe roman duygusallığıyla değil, yemek içmek gibi sıradan bir aktivite olarak yaşarlar. Yani +18 denilebilir.
Okumayı Düşünenler İçin Önemli !!!
İdea : değişmez öz, şeylerin ilk örneği, uzayın ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil ruhsal olarak, anımsama yoluyla kavranabilen, duyularla yalnızca görüngüleri algılanabilen asıl gerçeklik.
Metafor : eğretileme, bir gerçek anlamı ona benzerliği olan başka bir anlamla anlatma, benzerlik ilişkisinden yararlanarak bir sözcüğün, bir adın anlamını eğreti olarak aktarma sanatı; örneğin inatçı yerine katır, kurnaz yerine tilki demek gibi.
Sonunda bitti. Böyle söyleyince de kitap sıkıcı, ilerlemiyor gibi anlaşılabilir ama kesinlikle öyle değil. Grup olarak okumaya başladığım ilk kitap, üzerine 3 kitap okuduk ama ben uzun bir ara vermiştim bitirmeden. Okudum en kalın roman olabilir kendisi ama bi okadar da içine çeken, merakla devam ettiren bir konusu vardı. Gerçek mi, kurgumu diye sorguladığım epey nokta oldu.
Birazda kitaptan bahsetmek gerek, ana karakterimiz geçimini sipariş üzerine yaptığı portre resimlerle sağlayan yetenekli bir ressam. Evli, eşi tarafından aldatıyor ve yine eşi boşanmak istiyor. Ressamımızda bir kaç eşya ve resim malzemelerini alıp uzun bir seyahate çıkıyor. Arkadaşının (Masahiko Amada) babasına ait olan Odavara'da bir dağ evine yerleşiyor. Olaylar tamda burdan sonra başlıyor. Kendisi gibi ressam olan eski ev sahibi Tomohiko Amada'ya ait bir tablo buluyor ve kendisinin geçmiş yaşamını araştırıyor. Menşiki adında zengin, karizmatik, gizemli, beyaz saçlı, şık bir beyfendi ile komşu oluyor. Tabi Menşiki kiminle ne olmak isterse olur bu ayrı bir dip not :) Kitabın sonunda aklımda tek kalan soru işareti Menşiki'den yana. Sonra yine gizim dolu Marie Akikava ve onun güzel halası Şoko Akikava. Herşeyin en en başında da bir tablo "Kumandanı Öldürmek" ve bir kuyu.
Bir tablo bulundu, bir kuyu bulundu, bir idea geldi, bir kurban verildi, bir masum kurtarıldı ve çember kapandı.