Kukla Kitap Bilgileri
Yazar: Ahmet Ümit
Tahmini Okuma Süresi: 14 sa. 30 dk.
Sayfa Sayısı: 512
Basım Tarihi: 3 Temmuz 2019
İlk Yayın Tarihi: 2002
Yayınevi: Everest Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789752897403
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kukla Kitap Tanıtımı
Yıllar sonra karşılaşan iki üvey kardeş. Karanlık güçlerin tetikçisi Doğan... Yaşamın anlamını alkolde arayan eski gazeteci Adnan. Onların yaşamlarından Türkiye'nin yakın tarihi. Gündelik hayatımızı alt üst eden entrikalar, cinayetler, komplolar... Hep sözü edilen ama bir türlü gün ışığına çıkarılamayan o derin devlet. Gizli örgütler, idealist gençler, çıkarcı gazeteciler... Ergenekon'un yıllar önce yazılan romanı.
'Yaşam, kaybetmeyi öğrenmektir... Kaybetme maceramız daha ana karnından çıktığımızda başlar. Hiç emek harcamadan hüküm sürdüğümüz, dünyanın en güvenli, en yumuşak korunağını, ana rahmini kaybederiz önce. Bizden intikam almak için bekleyen dünya, sanki niye çıktın oradan dercesine, gözlerimizi yakan ışıkları, kulaklarımızı tırmalayan gürültüsü, sıcağı, soğuğu, açlığı, kiri, hastalığıyla saldırır üzerimize. Ama biz de öyle kolay kolay pes etmeyiz. Kaybettiklerimizin yerine anında başka bir şey koyarız. Hem cennetimizi yitirsek de o kutsal yerin sahibi olan annemiz bizimledir, üstelik yanında bir de baba verilmiştir emrimize. Dışarıdaki dünyaya alışmaya başlayınca, kaybettiğimiz cenneti hemen unutuveririz. Ancak büyüdükçe, bize gösterilen ilgi günden güne azalır. Azalan ilgi dünyanın bizden ibaret olmadığını gösteren bir uyarıdır aslında. Ama bu uyarıyı görmezden geliriz. Düşler kurar, hayaller uydurur, kaybettiklerimizin yerine yenilerini koyarak dünyayı kendimiz sanmayı, bu güzel yalana kanmayı sürdürürüz."
(Tanıtım Bülteninden)
Kukla Kitaptan Alıntılar
1. "aşk denilen şey de bu değil mi zaten; ulaşılmaz olana duyulan güçlü istek."
2. "Hiç kimse yaşam yolculuğunda başından sonuna kadar tutarlı kalamaz; tutarsızlık, tıpkı ölmek gibi yazgımızda vardır."
3. "Umudun yaşamı güzelleştirdiğini söylerler, yalan."
4. "“İçinize işleyen bakışlara kanmayın, hiçbir bakış masum değildir. Tatlı sözlere inanmayın; yalansız söz olmaz. Şarkılara, şiirlere, romanlara, oyunlara, filmlere kulak asmayın; onlar olanları değil, olması gerekenleri söyler.”"
5. "Yaşam, kaybetme sanatını öğrenmektir."
6. "60 kontörlük bir kart istediğimi söyledim."
7. "Yaşam, kaybetmeyi öğrenmektir"
8. "Sağcı ya da solcu fark etmez, bu ülkede ölen herkes beni üzer."
9. "İnsanın en samimi olduğu anlar, ölüme ya da paraya yaklaştığı anlardır.Gerçek karakterimiz o zaman ortaya çıkarmış."
10. ""Yaşam, kaybetmeyi öğrenmektir.""
11. "Cesaretin en büyük düşmanı zekâdır, soğukkanlılığınki ise hırs. Bunlar ateş ve buz gibidirler. Birbirlerini yok ederler."
12. "Gençlik ne güzel şeydi, en küçük bir olay bile yaşananların ağırlığını silmek için yeterliydi."
13. ""Benim yaşamımda hiç mi güvenebileceğim biri olmayacak ya?""
14. ""Ben yalnızca kendimle uğraşıyorum.""
15. "Ne demişti Hayyam: “Tasını şarapla doldur, gözlerin toprakla dolmadan.”"
Kukla Kitap İncelemeleri
Kukla benim için Ahmet Ümit ile tanışma kitabıydı. Açık söylemek gerekirse beklentilerimi fazlasıyla karşılayan da bir okuma oldu.
Kitaba gelecek olursak üzerinde fazlasıyla düşünülmüş ve kurgulanmış bir kitap olduğunu açıkça anlayabiliyorsunuz. Yine de kitabın sonu fazla sade geçilmiş gibi geldi bana. Filmlerdeki yapıyla söylemek gerekirse öykü climax noktasına geldikten sonra çok çabuk bitiyor olaylar. Özellikle tüm sır aralandıktan sonraki bölüm tatmin etmedi beni. Yazar “öykü bitti işte, daha yazmanın anlamı yok” demiş gibiydi.
#spoiler#
Kitap okuma alışkanlığı olanlar için tahmin edilebilir birçok noktanın olduğunu söyleyebilirim. Örneğin Arif’in ölecek olduğu çok açıktı. Yalvaş ve yardımcısı da ölüme koşarak gittiler.
#spoiler#
Kitapla ilgili olumsuz tek eleştirimse Adnan’ın eski eşiyle olan ilişkisinin üstüne çok gidilmemesi ve bu karakterin sadece merkez kişinin başarısız bir evlilik yapmış olduğunu göstermek ve yenik bir kişiliği olduğunu vurgulamak için koyulduklarını düşünüyorum.
Polisiye bir kitap için bir inceleme nasıl yapılır emin değilim. Söylenecek hemen her şey spoiler olabilecek nitelikte oluyor bu kitapailarda. Tek söyleyebileceğim iyi vakit geçirmek istiyorsanız, biraz zihnim boşalsın istiyorsanız tam sizlik bir roman. Oldukça sürükleyici ve sonlara doğru kalbiniz atışını hissedebileceksiniz.
❝Artık sana yalan söylemediğini biliyorsun. Çünkü ölüler yalan söylemez.❞
Yıllar sonra ilk kez karşılaşan iki üvey kardeş:
Hayatın anlamını alkolde arayan eski gazateci Adnan ve karanlık güçlerin tetikçisi Doğan.
Cinayetler, gizli örgütler, komplolar, skandallar, sağcı-solcu çatışmaları, idealist gençler, çıkarcı gazeteciler, kullanılan insanlar ve devletin içindeki hainler...
Bu kitapta biz kime güveneceğiz?
Karakterin bazı düşüncelerine katıldığınız bazılarına katılmadığınız bir kitap. Karakterin içindeki düşünce çatışması belki biraz sıkabilir ama okurken aklınıza yeni ihtimaller de getiriyor.
Kukla sayesinde şimdiye kadar duyduğum ama pek merak etmediğim, hakkında az bilgi sahibi olduğum bazı konular hakkında bilgiler edindim ve anlamını bilmediğim kelimeler de öğrendim.
Ahmet Ümit'in Agatha'nın Ahtarı ve Bab-ı Esrar'dan sonra okuduğum üçüncü kitabı. 3 günde bitirdim.
Bab-ı Esrar ve Elif Şafak'ın Aşk kitabını yakın tarihlerde okumuştum. Benzer konulara sahipler ve yakın yıllarda yazılmış kitaplar. Bu iki kitap sayesinde Hz. Mevlâna, Şems-i Tebrizi, Kimya Hatun hakkında hiç bilmediğim şeyleri, kendi araştırmalarımla da, öğrenmiştim. Size bu kitapları da tavsiye ederim. İyi Okumalar.
❝Zaten kaybetmeyi öğrenmekten başka neydi ki yaşam?❞
“Nedir bu sevme yeteneği? Bir kadına ömür boyu duyulan bağlılık mı? Üstelik kadının seni sevmemesine rağmen. İyi söylüyorsun da aşk dediğin şey de bu değil mi zaten? ‘Ulaşılmaz uyanır duyulan güçte istek.’ ”
‘Yaşam kaybetmeyi öğrenmektir...’ diyor eserde. Yaşam kaybetmeyi öğrenmekten başka nedir ki ? diye düşünmekten alamıyorum kendimi. Gerçekten yaşam , yaşamak , yaşadığını zannetmek nedir ki? İnsan okurken ‘yaşam ne ki’demekten alamıyor kendini. Ana karakterin iç çatışmaları o kadar ustaca serpiştirilmiş , o kadar dozundaydı ki , beni de bir muhasebeye sevketti.
Ahmet Ümit’in çoğu kitabını okuyan biri olarak canım yine Ahmet Ümit çekti . Dedim ki ‘ yine bir komiser Nevzat macerası okumalıyım ‘ . O amaçla elime kitabı Kukla ‘yı aldım . Ama bir baktım ki bir kaç öykü ve masal denemelerinden sonra ilk polisiye romanlarından olan Kukla çok farklı tarzda yazılmış . Ana karakterin iç hesaplaşmaları ,insanlarla olan ilişkileri ve yaşadığı olaylar anlatılmış . Uzun ve sık paragraflarla yazılmış olmasına rağmen hiç sıkmayan ustaca yazılmış ve çok severek okuduğum bir eser oldu.
Sadece en çok şaşırdığım konu ana karakterin sürekli alkol tüketip de o kadar mantıklı ve hesaplı haraket etmesi...
12 eylül ve sonrası , sağ -sol çatışması , kendilerini dünyayı kurtaran yada dünyada en önemli kişi kendileriymiş gibi hayale kapılan yada kaptırılan ,kandırılan kukla gibi kullanılan gençlik, sönen hayatlar , umutlar , ceplerini dolduranlar , kendilerini akıllı zannedenler...
Keyifle okuyacağınızı düşündüğüm bir eser Ahmet Ümit işte !..
Sahi yaşam neydi ki?
Kitap ana karakter olan adnanın bakış açısıyla ve düşünceleriyle ilerliyor. Başlarda düşünceleriyle birlikte geçmişi okuduğumuz için biraz sıkılmıştım ama kitap ilerledikçe aslında bunların kitabı daha iyi anlamamıza yardımcı olduğunu anladım. Kitaptaki kötü karakterin zekasına bile beni hayran bıraktı. Hele ki kitabın sonu en etkileyici olan ve yapbozun tamamlayıcı kısmıydı . Adnan, kitabın kötü karakteri olan doğanın üvey kardeşidir ve sıkıcı, alkolik bir yaşam sürmektedir hatta bu nedenle de eşinden boşanmıştır ve çalıştığı gazeteden atılmıştır. Tam bu sırada karşısına çıkıp -çok da sevmediği-üvey kardeşi doğan yardım istemiştir her ne kadar ona yardım etmek istemese de olaylar onu içine çekmeyi başarmıştır. Baştan sona kadar şüpheci yaklaşımı devam etmesi ve içinde yaşadığı çatışmalar da olayların derinliğini arttırır. Yeniden gazeteci gibi düşünmeye başlamış ve olayları araştırmış daha derine inmiştir. Başka bir gazetede -kardeşi hakkında- yaptığı haberler sayesinde işe girmiştir ve arkadaşlarıyla kardeşinin yaptığı şeyleri veya bununla bağlantılı olabilecek cinayetleri araştırmaya başlar. Kitabın sonunda ise bizi, evet böyleydi biliyordum dediğimiz anda aslında öyle olmadığını göstererek şaşırtmayı başarıyor. En sevdiğim kitaplar arasına girdi diyebilirim.
1996 yılında yaşanan Susurluk Kazası sonrasında kaleme alınan Kukla , siyasi komplo, ,istihbaratçılar,polisler,askerler ,faili meçhul cinayetlerin üzerindeki sisi aralayıp görünenin ardında yatan gerçekleri anlatıyor.
Başarılı bir gazeteci iken ; hem iş yaşamındaki başarısını hem de özel hayatında ki mutlu günlerini geride bırakan Adnan Sözmen en sonunda işten de çıkarıldığı gün , senelerdir görmediği üvey kardeşi Doğan ile karşılaşır .
Görünürde tesadüf gibi görünen bu karşılaşma bambaşka olayların başlangıcıdır aslında .
Üvey kardeşi Doğan'ın seneler sonra karşısına çıkması, Adnan'dan yardım istemesinin sebebi aslında , hangi karanlık güce hizmet ettiği bilinmeyen , devletin üstlenmediği operasyonlarda yer alan , planlayan , gerçekleştiren Doğan'ın köşeye sıkışmış olmasıdır .
Kardeşine yardım etmek istemeyen Adnan , bir şekilde daha doğrusu Doğan'ın sinsice planları ve kendi hayaları sebebi ile Türkiye tarihine damga vuracak büyük bir siyasi çekişmenin ortasında bulur kendisini .
Tabiri caizse; göz gözü görmediği , toz duman bğr bir ortamda kime güveneceği dahi bilinmeyen bu süreçten Adnan Sözmen nasıl çıkacak dersiniz ?
Soluksuz okuduğum , çok beğendiğim bir kitaptı Kukla . Benim gibi Türkiye tarihine meraklıysanız bu kitap tam sizlik demektir .