Kor Adası Kitap Bilgileri
Yazar: Kimberley Freeman
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 36 dk.
Sayfa Sayısı: 480
Basım Tarihi: Eylül 2015
İlk Yayın Tarihi: Eylül 2015
Yayınevi: Arkadya Yayınları
ISBN: 9789759998240
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kor Adası Kitap Tanıtımı
Göz ardı ettiğiniz gerçekler er ya da geç çıkar karşınıza tamamlanmak için. Yüzleşin ki ruhunuz arınsın.
1891 yılının İngiltere’sinde Tilly Kirkland, rüya gibi bir evlilik yaptığını düşünürken kendini bir kâbusun tam ortasında bulur. Yaşadığı talihsizlikler onu Avustralya’ya, Kor Adası’nda bir malikâneye getirir. Burada bir yerel cezaevi müdürünün kızına mürebbiyelik yapacaktır. Aslında her günbatımında adeta bir kora dönüşen bu adaya hayatının cezasını çekmek için geldiğini anlayacaktır…
2012 yılında ünlü yazar Nina Jones, kafasını toparlamak ve yazmakta sıkıntı çektiği yeni hikâyesine odaklanmak için Avustralya’ya büyük büyükannesinden kalma malikâneye gelir. Ancak Starwater Malikânesi’nin duvarları, onun yıllardır sakladığı büyük sırrının kanıtlarıyla doludur. Keşfettiği her kanıt ise Nina’nın büyük bir gizemi çözmesini sağlayacaktır.
Üçüncü kitabıyla hayranlarının kalbine bir kez daha kazınacak olan Kimberley Freeman’ın romanı Kor Adası, yarım kalan gerçeklerin sonsuza kadar saklı kalamayacağını ve ne olursa olsun kalbimizin sesine kulak vermemiz gerektiğini anlatıyor.
“Geçmişle günümüz hikâyesini kusursuzca birleştiren bir roman. Aşk, tarih ve adeta gotik gizemi barındıran bu hikâye okuyucuların hoşuna gidecek.” Booklist
Kor Adası Kitaptan Alıntılar
1. "Çocukluğunun masumiyetini biraz daha yaşamanı isterim,”dedi Tilly. “Yetişkinlerin dünyası çok merhametsiz."
2. ""Kafamın içi, yalnız kalamayacağım kadar korkunç bir yerdi.""
3. ""Beklentiler mutluluğun düşmanıdır.""
4. "Sanki derin bir denizde ağır ağır batmakta olan bir gemide gibiyim."
5. "Gerçekler her şeyin ilacıdır….. Gerçekler hiçbir şeyin ilacı değildir. Gerçekler, ağır bir yüktür."
6. "Beklentiler mutluluğun düşmanıdır."
7. "Ve bir şeyin sonu, başka bir şeyin başlangıcı olmuştu."
8. "Beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan kafamın içindeki ses de takip ediyordu."
9. "İhanet bütün acıların en büyüğüydü."
10. "Düşüncelere daldığım zaman içimde bir boşluk hissediyorum. Sanki yerine koyamayacağım bir parçam benden alınmış gibi..."
11. "İnsan sevgisini ölçüp kontrol edemez. Sadece hisseder."
12. "“Çocukluğunun masumiyetini biraz daha yaşamanı isterim,”dedi Tilly. “Yetişkinlerin dünyası çok merhametsiz."
13. "Beklentiler mutluluğun düşmanıdır."
14. "İnsan hiçbir zaman vicdan azabı çekmemeli. Eğer ortada bir dargınlık varsa, bunu telafi etmeye bakmalı."
15. "Kafamın içi, yalnız kalmayacağım kadar korkunç bir yerdi."
Kor Adası Kitap İncelemeleri
Her ne kadar kitabın ana kahramanı yazar Nina gibi gözükse de odakta olan kişi Tilly idi. Tilly’nin uğradığı haksızlıklar ve Jasper tarafından gördüğü muamele insanı üzüyor. Yangından sonra adada başladığı hayat her ne kadar bir umut ışığı olarak görünse de Tilly’nin çektiği vicdan azabı buna engel oluyordu, zaman zaman unutmuş gibi yapsa da aklının bir köşesinde duruyordu. Diğer yandan Nell ile olan bağı iç ısıtan cinstendi. Sterling ile bulduğu aşkı ile sevildiğini hisseden ve mutluluğu yakalayan Tilly’nin bu sevinci ne yazık ki çok sürmedi ve onu bu hayal kırıklığı ve zaten var olan vicdan azabı olmayacak hataya sürükledi. Hettie’nin şeytani planı tıkır tıkır işledi ve Tilly’yi kandırmayı başararak kaçtı ve Tilly’yi büyük bir suçun ortasında bıraktı. Bunlar bir yandan olurken kitabın diğer ana kahramanı Nina’nın da sanatsal tıkanıklığı devam ediyordu... bir yandan Joe’ya hissettiği duygulardan kaçmaya çalışması bir yandan büyük büyükannesi Elanor ın yazdığı taslakları kullanmasının ortaya çıkmak üzere olduğu bir kaosun içindeydi.
Neyse çok uzattım. Sonuç itibariyle günümüz hikayesinde Nina da geçmiş zamandaki hikayedeki Tilly de mutluluğa kavuştular. Kitabı genel olarak beğendim. Çok fazla edebi bir dile sahip olduğunu söyleyemem ama okurken keyif vericiydi sanki bir dizi izliyormuşum hissi yarattı.
Bu, Kor Adası'nı ikinci okumam oldu benim. Bu sene bazı kitaplarımı yeniden okuma isteğiyle dolup taşmaya başlayınca Kor Adası neden onlardan biri olmasın dedim ve araya onu da sıkıştırıverdim. Yanılmıyorsam Kor Adası bu yıl tekrar okuma yaptığım üçüncü kitap.
Kitabın ilk kısmı diyebileceğimiz bölümler Jasper'a lanetler okuyarak geçti benim için. Bir kaşık suda boğuverecektim ama ne yazık ki kendisi gerçek biri değil... Eğer kendi sonunu feci bir şekilde kendisi getirmemiş olsaydı nefret ettiğim karakterler listesine kalıcı olarak dahil olacaktı ama artık aramızda olmadığına ve kitabın sadece üçte birlik bölümünde yer aldığına göre onu derhal unutabiliriz. Unutun gitsin! Tabi keşke Tilly'e son bir zararı dokunmadan göçüp gidebilseydi ama olanlar oldu artık bir kere.
İkinci kısımda tam artık her şey yoluna girecek diye düşünmeye başlamıştım ki bazı olaylar yaşandı ve böylece ben de yeni bir kalp kırıklığına daha hazır olmam gerektiğinin farkına vardım. Bazen hayat bir türlü yoluna girmiyor gerçekten. Sen öyle olduğunu düşünmeye başlasan bile...
Son bölüm ise hiç yaşanmasını istemediğim olaylar zincirlemesiyle geçti ve daha uzun olsaymış da okurmuşum diye düşündürerek bitti, gitti. Nina, kitabın çok az bir bölümünde bizimleydi ama hem Tilly'nin hem de onun kısa süren hikayesini okumayı yeniden çok sevdim. Ha, ben ikisinin yaptığı hamleleri de yapmaz, bambaşka bir yol izlerdim ama olsun. Yine de sevdim onları. Kitabı tekrar okuduğum için de mutluyum.
"Bu sadece ve sadece senin için. Bir kadının hayatta en azından bir şeyi olmalı."
Herkese Merhaba
Yazarın kalemiyle ilk kez bu kitapla tanıştım ve diğer kitaplarını en kısa zamanda alıp okumayı düşünüyorum.Kurgunun başarılı olmasının yanında betimlemelerin ve dilinin akıcı olması kitabı bir solukta okumamı sağladı.
2012
Nina Jones annesinin isteği ile 1868'de yapılmış evi satın alır. Bu ev büyükannesinin yaşadığı evdir. Özel hayatındaki sorunlardan kurtulmak ve yazdığı hikayeyi tamamlamak için Avusturalya'daki eve gelir. Ev bir kaç gün önceki fırtınada zarar görmüştür. Tadilat sırasında tuğlaların arasında bir deste kağıt görür. Bir günlük olan kağıtlar büyükannesine aittir.
1891
Tilly büyükbabasının isteğiyle evlilik yapar, tören sırasında büyükbabası rahatsızlanınca eşiyle gidemez. 6 hafta sonra büyükbabası ölünce eşinin yanına gitmeye karar verir. Güzel bir hayat planlarıyla yola çıkan Tilly eşinin yanına geldiğinde hayatının şokunu yaşar. Uzun süre eşine karşı sabır gösterir ve güzel günler yaşayacağı hayalini kurar. (Tilly hayallerini kurarken yaşadığın saflık sinir etti, gözünün önündekini görmemek için çok sabırlı oldun) Tilly 6 hafta sonrasında evden ayrılır ve Avustralya'ya gelir. Yeni ismiyle mürebbiye olan Tilly geçmişinden kurtulabilecek mi? Vicdanın yükü hafifler mi?
Tilly, Nell ve Nina arasında nasıl bir bağ vardır?
Sorularının cevabı ve daha fazlası için kitabı okuyun derim.
"Gerçekler hiçbir şeyin ilacı değildir. Gerçekler ağır bir yüktür. "
"Koparılan çiçeği suya koymak kadar gereksizdir, kalbe sunulan özür."
Kitap iki zaman diliminde geçiyor.Geçmiş zaman,Tilly’nin aşık olup evlendiği Jasper ile çok mutlu olacağına inanırken,bir anda kendini yalanlarla dolu bir hayatta bulmasıyla başlıyor.Başına gelen talihsiz olayları onu Kor Adası’na getiriyor.Bu adada mürebbiyelik yaparken başına gelen olayları okuyoruz.
Diğer zaman diliminde ise yazar Nina Jones ,son kitabını yazmakta zorlanıyor.Kor Adası’nda büyükannesinden kalma evine gelerek hem evin tadilatıyla ilgileniyor hem de yaşadığı ayrılığı ve yazar tıkanıklığını aşmaya çalışıyor.Tadilat işleriyle ilgilenen Joe zamanla yakınlaşmalarını okuyoruz.
Spoiler
Gelelim kitapla alakalı hislerime.Kitabı sevdim.Okuduğum ilk Kimberley Freeman kitabıydı.Diğer kitaplarını da aldım en kısa zamanda inşallah okuyacağım.Kitapta eleştireceğim bir kaç nokta var.Kitabın sonu çok aceleye getirilmiş gibiydi,bana yetmedi.Tilly’nin mahkuma yardım etme çabaları çok uzatılmıştı ya da günlük hayatta olan detaylara gereksiz yer verilmişti.Ama sonunda Tilly’nin mutlu olduğu anları çok okumadık.Nell ve babası ile güzel bir aile olduğu zamanlardan ufak bir bölüm olabilirdi.Aynı zamanda şimdiki zamandaki Nina’nın kitaplarını yazarken büyükannesinin yazdığı taslağı kullanıyor.Sonrasında bir gazeteci bunu ortaya çıkarmaya çalışıyor.Nina onu yalanlayınca bitiyor her şey.Bu kadar önemli bir konu hemen geçiştirildi gibi geldi bana daha.Ne kadar düzenlese de kendi yazdıkları değildi sonuçta.Bu ortaya çıkabilirdi.Ya da bu kadar önemli değilse keşke bu tarz bir gerilim vermeseydi yazar.Onun haricinde çok akıcı bir kitaptı,tavsiye ediyorum.
#kitapyorumum
merhaba arkedeşler uzun zamandir okuyamiyorum ve sizlere 300 yildir okumaya çaliştığım kitabisimla geldimallahima bin şükür hicte bitmeyebilirdi dimi ama yahu
Kimberley gel adalara gidelim dedi iyi dedim ada sahillerinde dolaniyorum aman aman dicem sandimdi be
Ne bilem bu kaddar iş gelecegini başıma iyilikten maraz doğar mi?ögrendim doğarmışnamkör insanlar
#kitapyorum
nina bir yazardır.annesine kendisini kanıtlamak ićin çabalar ama ninaninda büyük bir sırrı vardir.
Tilly güzel bir kadın ve dedesinin ona uygun gördüğü bir adamla evlenir ve hayatı alt üst olur pis adam
🏞hikaye iki zaman diliminde gecmektedir.bu tarz kitaplari seviyorum bazen ortalik 56 oluyor tabiki kim kimdi anam bunlar hangi çağ deniyor ama keyifle ilerliyor
nina büyük büyük annesinden kalan adadaki eve gider.peki bu ada da bulduklari kagıtlar neler
bu kagıtlar kime aittir
kendisini buraya kapatarak her seyden kaçabilecek mi
nina kendini ispatlayabilecek mi
nina nin hayati düzene girecek mi
tilly mutlu olduğunu sandığı evden ve kocasından neden kaçacak
sığındığı kor adası tilly ye neler sunacak
tilly saflığının bedelini nasıl ödeyecek
peki bu iki kadın mutluluğu yakalayabilecekler mi
Hepsi ve daha fazlasi kitapta alin okuyun yahu
Herkese tabiki tavsiyem
kitapla ve sevgiyle kalin