Köpek Kalbi Kitap Bilgileri
Yazar: Mihail Bulgakov
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 44 dk.
Sayfa Sayısı: 132
Basım Tarihi: 21 Şubat 2019
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Rusça
ISBN: 9786053325949
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Köpek Kalbi Kitap Tanıtımı
Köpek Kalbi, hem Rusya'da hem de Batı'da geçen yüzyılın sakıncalı kitaplarından. 1925'te yazılan, ülkesinde ancak 1987'de yayımlanabilen bu roman, 1917 Rus Devrimi'nin toplumsal sonuçlarına odaklanmış. Yer yer Frankenstein'ı andıran, gerçeküstü atmosferiyle kendisini bir distopyanın eşiğinde tutan bir kara mizah, Köpek Kalbi. Oldukça sağlam iplerle birçok metne bağlanan anlatısı, Rus bir doktorun elinden ortaya çıkan tehlikeli bir insan-hayvan türünün, insan doğası üzerinden burjuva ve proleterya görünümlerini yakalayıp hicvediyor. Postmodern romanın unsurlarını, yazıldığı döneme rağmen içinde saklayan Köpek Kalbi; Gogol'un hemşehrisi ve en önemli mirasçısı, Usta ile Margarita'nın yazarı Bugakov'un komünist devrime ve dünyaya bakışını yansıtan küçücük bir roman.
Köpek Kalbi Kitaptan Alıntılar
1. "Şunu anlayın ki, asıl korkunç olan artık köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması. Hem de doğada var olanlar arasında en rezilini."
2. "“Acele etmeyen her yere yetişir…”"
3. "Her konuşanın insan olamayacağını bilmeniz gerekirdi."
4. "“Ya Rabbi, çok zor geçecek, çok…”"
5. ""
Her konuşanın
insan olamayacağını
bilmeniz gerekir.
""
6. ""Acele etmeyen her yere yetişir.""
7. "“ Gözlere bakınca ne uzaktan ne yakından asla yanılmazsınız ! En önemli şey gözlerdir. “"
8. "Ömrümde insandan yüzsüz bir canlı görmedim."
9. "Her konuşanın insan olamayacağını bilmeniz gerekirdi."
10. ""İnsanın canını en çok sıkan da şu ki, ölçüp biçmeden ve her şeyi bilirmiş gibi konuşuyorsunuz.""
11. ""
Bir şeyler okusanız keşke
""
12. ""Acele etmeyen her yere yetişir ""
13. "insanların kalbini fethetme konusunda üstün bir yeteneği vardı"
14. ""Şunu anlayın ki, asıl korkunç olan artık köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması. Yani doğada var olanlar arasında en rezilini.""
15. "Canlıları değiştirebilecek tek şey sevgidir..."
Köpek Kalbi Kitap İncelemeleri
Benim için üstü kapalı anlatımların ustası olan Bulgakov 1925'te yazmış olduğu, SSCB dışında 1968'de, SSCB'de ise ancak 1987'de yayınlanabilen, EKİM 1917 RUS devriminin hedeflerini, kara mizah tarzında anlatmış olduğu bu kitabını siz nasıl okuyorsanız öyle anlayacağınız kısa ancak iz bırakan türden....
Bulgakov okurları ile bağlantısını fevkalade bir şekilde köpek "Şarik" üzerinden kurmaktadır.
"Şarik" aç, yoksul ve yaralı bir sokak köpeğidir. Önüne atılan kokuşmuş etlerle yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Onun için hayatın dönüm noktası aslında profesör Filipoviç'in onu beslemesi ve yanına alması olmuştur.
Profesör filipoviç, sağlam şekilde palazlandırdığı Şarik'i deneysel çalışmalarına alet eder. Hipofiz ve Eril bezlerini değiştirerek onu başka bir yaratığa dönüştürür:
"İnsana"
Bana göre romanın tamamı bu aşamadan sonra hiciv dozunu istemlice artırır ve Rus Devrimi'nin öncesi ve sonrasında halk düzeyinde nasıl karşılandığını Şarik ve çevresi üzerinden görmüş oluruz.
Bilim kurgu gibi görünen bu roman, hicvettiği unsurlar ile insanın acımasızlığını, aynı zamanda kontrolü kaybettiğinde neler yapabileceğini bizlere anlatmaktadır.
Alıntıda da verildiği gibi;
Şunu anlayın ki, asıl korkunç olan artık köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması. Hem de doğada var olanlar arasında en rezilini.
İyi okumalar :)
Yazarın 1925 yılında yazdığı sansüre uğramaması adına bir sokak köpeği üzerinden bolşevik devrimi ile gelen rejimin uygulamalarına yönelik sosyalizm ve idealizmini eleştirdiği kitabıdır.Tabi Bulgakov'un politik düşünü ve kitabın kurgusunu düşününce sokak köpeği şarik karakteri üzerinden, kara mizah ve politik göndermeleri hasebiyle, 1987 yılına kadar Rusyada yayınlanamadığını anlamışsınızdır.
1917 Devrimi sonrası sovyetlerde yaşayan proleterya sınıfının içinde bulunduğu içler acısı durumu, köpek şarik henüz insanlaşmadan anlatmaya başlamıştır. Köpek Şarik insana dönüşmeye başladığında arsızlığını, ortak mülkiyet üzerinden sınıfsız ve eşit haklara sahip bir toplum yaratılma sloganıyla yola çıkıldığı halde, sonucun oligarşik bir düzen hakimiyetine ve baskıya dönüşmesini hicvetmiştir.
-alıntı-
"işin kötüsü, kalbi artık köpek kalbi değil... insan kalbi! hem de bir insanın sahip olabileceği en adi kalp."
" u u u u hu hu huhu uuu! ah bana bakın ölüyorum! son duamı uğulduyor tipi kemeraltında,ben de onunla birlikte uluyorum. bittim artık, bittim. halk ekonomisi merkez sovyeti çalışanları için yeterli beslenme yemekhanesinin önünde, kafasına kirli bir külah geçirmiş alçak bir aşçı kaynar su döktü üstüme ve sol böğrümü haşladı. adi herif, bir de proleter olacak! tanrım çok acıyor! kemiklerime kadar eritti kaynar su. şimdi uluyorum, uluyorum ama ne faydası var ki ulumanın? "
Bu kitap bana göre daha çok, ne umduk ne bulduk kitabı olmuş.
Bu kitabı,öyle dümdüz doktor Frankenstain öyküsü gibi okuyabilirsiniz ,gayet mümkün çünkü çok sade bir dille adeta çocuk kitabı gibi yazılmış. İşte tam burda yazarımız
‘un keskin zekası devreye giriyor.
—Spoiler—
Köpek kalbi, siyasi hicivlerle dolu bir sistem eleştirisi kitabıdır. Bolşevik devriminin ardından Rusya’da siyasi zemin hazırlanmadan komünizmin gelmesiyle halkın yaşadığı zorluk, insan bedenine hapsolmuş bir köpek ile sembolize ediliyor. Orijinal kitapta sharik , Türkçe çevirisinde(benim okuduğum çeviride) Topak farklı çevirilerde Tombik olan köpeğimiz sokakta yaşadığı dönemde işçi sınıfının çarlık Rusya’sının boyunduruğundayken yaşadığı sefaleti, doktor ile tanıştıktan sonra ki süreçte yani 75 günde boğazından geçen yemeği 7 günde yemeye başladıktan sonra ki süreçte, ilk olarak duyduğu minnet ve ardından giriştiği hak arayışı Rusya’da Lenin’in iktidara geldikten sonra işçi sınıfının durumunu kara mizahla gözler önüne seriyor. Siyasi kısmı bir kenara bırakacak olursak Rus insanının çaresizliği,sefaleti, şartların zorluğu Bulgakov’un zekası ile birleşince ortaya gerçekten etkileyici bir kitap çıkmış.
Ayrıca yazarın Pavlov’un deneylerine de ince göndermeler yaptığı da gözümden kaçmadı.
Bulgakov etkinliğini düzenleyip bizi bu yazar ile tanıştıran arkadaşlara teşekkür eder, şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Rus yazar
’un yazdığı
,
ismindeki zavallı bir sokak köpeğinin sıra dışı hikayesini anlatıyor. Sokaklarda aç, perişan gezinen
'in hayatı, bir profesörle tanışınca tamamen değişiyor. Profesör,
'i sahipleniyor, ona bakıyor ancak aslında planı bambaşka.
Profesör, köpeğin üstünde deney yapmak niyetindedir. Bir insanın hipofiz bezini köpeğe naklederek neler olacağını gözlemlemek istiyor. Nakilden sonra köpekte kısa sürede çok büyük değişimler meydana geliyor. Resmen bir insana dönüşüyor. Ancak hipofiz bezi alkolik, küfürbaz ve kaba bir insandan köpeğe nakledildiği için,
arsız, kaba, kimseye saygısı olmayan boş bir insana dönüşüyor ve ismi de
oluyor.
toplum hayatına girince saygısız tavırları, küfürbazlığı ve kültürsüzlüğü haliyle göze batıyor. Profesör başta her şeyi kontrol ettiğini sanıyor ama
'un bu kötü değişiminden sonra yarattığı şeyle baş edemediğini anlıyor. Kısacası
, bir insanda ahlak, eğitim ve kültür yoksa insanlığın da olmadığını anlatıyor.
Sonuç olarak
, insan olmanın sadece görünüşle alakalı olmadığını; ahlakın, eğitimin, kültürün kısaca insani değerlerin ne kadar önemli olduğunu bizlere anlatıyor. Konuları farklı olsa da
'nın
kitabına benzettim. Kısa, akıcı ve insanı düşündürten bir kitap. Okumayanlara tavsiye ederim.
Kitaba
puan veriyorum.
Bulgakov'un okuduğum 2. Kitabı. Çok sevmekle sevmek arasında kaldım. Bilim kurgu mu, fantastik mi, komik mi ne bilemedim hatta distoptik de olabilir ya da psikolojiyle sosyolojik bir kitap bile olabilir. Abi adam öyle yerlerden yakalayıp Sovyetleri yerin dibine sokuyor ki bu kara mizah ile uff uf. Bence etkili de olmuş her ne kadar yazar Bolşevik devriminin gazabına uğramamak için köpeği kullanarak yazsa da kitap yasaklıyor ta ki 1987 yılına kadar. Neyse kitaba dönersek köpişimiz var ölmek üzere aç, yarı baygın kendisine yemek veren adama itaat ederek peşinden gidiyor. Ay canım vah kuzum derken işin aslı öle deel. Adam profesör. Köpeğin adını Şarik koyuyor ve onu insana dönüştürüyor. Hemde nakil yapıyor ha Profesör, kısa bir süre önce ölen azılı bir suçlunun hipofiz bezini ve er bezlerini köpeğe naklederek. Tabi aklınıza
' nın
samsa filan geliyor. Şarik aylarca yemediği yemeği bir haftada yiyor yan gelip yatıyor. Bir de arsız küfürbaz dengesiz, alkolik, kadın düşkünü biri olup çıkıyor. Bu alıntıyı da ekleyim; "Şunu anlayın ki, asıl korkunç olan artık köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması" profesör çok rahatsız ben seni açlıktan kurtardım bu ne edepsizlik desede Şarik bildiğinden bir parmak geri kalmıyor. O da fikirlerini söylüyor özgürce bunu ifade etmek istiyor biz okuyucu burada bir düşünüyoruz tabi verilen mesajlara. Adam illallah ediyor eleştirilmek istenmiyor senle mi uğraşacağım diyip buna taktığı şeyleri geri alıp eski haline bir lokma için insanların peşinden koşan köpek haline getiriyor. Biraz spoiler vermiş olsam da kitap burada bitiyor. Bence
işini bilen kurnaz bir yazarmış.Keyifli okumalar.