Knut Hamsun En Beğenilen Sözleri
1. ""Mesele ne harflerde, ne de kelimelerde!"
"Ya neyde?"
"Manasında!""
- Benoni
2. "O gitti, ben kaldım; ardından baktım, sessizce ağladım."
- Açlık
3. ""Öyleleri vardır ki, ufak tefek şeyler onları yaşatır da sert bir söz onları öldürür.""
- Açlık
4. "Beni gözyaşlarına boğan kahkahalarım sessizdi…"
- Açlık
5. "Benim kahkaham, ağlamaklıydı..."
- Açlık
6. "Ah, hiç yüzüm gülmüyordu!"
- Açlık
7. ""Gözlerimi açar açmaz eski alışkanlık, düşünmeye başladım; bugünlük bir ümit var mı,diye.""
- Açlık
8. "Üff çekingen insanlar ne zor! Onların yanında her şeyi bizim yapmamız, bizim söylememiz gerek; hiç de yardım etmezler bize."
- Açlık
9. "Bence bir insan delirmeden de hassas olabilir önemsiz şeylerle kırılabilecek, yalnızca acı sözlerle bile ölebilecek insanlar vardır."
- Açlık
10. "Gözlerimi açar açmaz, düşünmeye başladım. Bugün bir ümit var mı, diye..."
- Açlık
11. "Ah, her şeye karşın onurlu olmak iyiydi, onurlu ve adil!"
- Açlık
12. "Zaman zaman gözleriniz öyle bir parlıyor ki benzerini hiç görmedim, bir çiçeğe benziyorsunuz."
- Açlık
13. "...dilsiz ve bitkindi benim kahkaham; ağlamak özlemini taşıyordu."
- Açlık
14. "Hey koca dünya, insan ne kadar aptalların arasında yaşamak zorunda kalıyordu kimi zaman!"
- Açlık
15. "Caddelerde kafam endişeden uzak olarak yürümek benim için bir hazdı."
- Açlık
16. "Bu eşi bulunmaz cezaları ne yapıp da hakettiğimi, İsa’nın kutsal acılarına yemin ederim ki, anlayamıyordum ."
- Açlık
17. "Öylesine hırpalanmıştım ki bir zamanlar ben olan şeyin gölgesine dönüşmüştüm."
- Açlık
18. "Kaçınılmaz olanın başıma bir gün önce ya da sonra gelmesi aslında önemsiz değil miydi?"
- Açlık
19. "~
.
~"
- Açlık
20. "~
,
.
~"
- Açlık
21. "Eski sağlıklı kafamı bulamıyordum artık..."
- Açlık
22. "Yoksulun zekası zenginin zekasından çok daha keskin gözlemcidir. Yoksul, attığı her adımda etrafına bakınır, insanlardan duyduğu her söze şüpheyle kulak kabartır. Böylelikle her adım onun düşüncesine ve duygularına bir iş, bir görev yükler. Fakirin kulağı delik, duyarlığı yüksektir. .."
- Açlık
23. ""Ölmek mi?"
"Evet, sen de öleceksin. Ama senin bunu düşündüğün bile yok.""
- Benoni
24. "O gitti, ben kaldım; ardından baktım, sessizce ağladım."
- Açlık
25. "Benim kahkaham ağlamak özlemini taşıyordu"
- Açlık
26. "Kimse evlenmez benimle."
- Benoni
27. "Gemi leşlerinin yüzdüğü bulanık, insanlık denizinde bembeyaz bir fenerdim."
- Açlık
28. "“İnsan deli olmasa bile, biraz duyarlı bir kalbe sahip olabilir pekala.’’Öyleleri vardır ki, ufak tefek şeyler onları yaşatır da sert bir söz onları öldürür.”"
- Açlık
29. "…gece başlayınca; engin denizlere, uzak ve insansız ülkelere alıp götürürler beni."
- Açlık
30. ""Öyle, öyle, ölümlüydü her şey! Tıpkı ateşlenmiş otlar gibi...Dört tahta ile bir kefende sona eriyordu.""
- Açlık
31. "Aklıma sığdıramıyordum karanlığı. Bütün ölçülerin üstünde bir karanlıktı bu."
- Açlık
32. "Her zaman, her yerde en tuhaf azapları ben çekiyordum..."
- Açlık
33. "Belki de hemen bugün, gelecekteki suçlar yahut irade özgürlüğü üzerine bir makale, okumaya değer bir şey yazar, hiç değilse on kron alabilirdim…"
- Açlık
34. "“Deliliğim bir güçsüzlük, bir bitkinlik sayıklamasıydı, fakat bilinçsiz değil.’’"
- Açlık
35. "“Güçbela birkaç kısa cümle yazabildim; sırf ilerleyebilmek için çekiş döğüş zorla ele geçirebildiğim bir düzine çaresiz sözcük!"
- Açlık
36. ""Aşk Tanrı'nın ilk sözcüğü, aklından geçen ilk fikirdir.""
- Victoria
37. "...dilsiz ve bitkindi benim kahkaham; ağlamak özlemini taşıyordu."
- Açlık
38. ""Bir geminin güvertesinde durduğum gün kimse benden daha mutlu olmaz. Zaman zaman bilmediğim yerleri özlediğim oluyor.""
- Pan
39. "Mutluluk denen şeyi çoktan unutmuştum"
- Açlık
40. "“Talih çok kere dolambaçlı yollardan gelirdi.”"
- Açlık
41. "Ne gözlerimde yaş vardı, ne zihnimde bir düşünce, bir duygu."
- Açlık
42. "Öyleleri vardır ki, ufak tefek şeyler onları yaşatır da sert bir söz onları öldürür."
- Açlık
43. "Bütün ömrüm bir mercimek çorbasına fedadır."
- Açlık
44. "Üff çekingen insanlar ne zor! Onların yanında her şeyi bizim yapmamız, bizim söylememiz gerek; hiç de yardım etmezler bize."
- Açlık
45. "Sessiz sakin, için için bir ağlayıştı bu; gözyaşı akıtmadan, gönülden bir hıçkırış."
- Açlık
46. ""Gözlerimi açar açmaz eski alışkanlık, düşünmeye başladım; bugünlük bir ümit var mı diye.""
- Açlık
47. "“Deliliğim bir güçsüzlük, bir bitkinlik sayıklamasıydı, fakat bilinçsiz değil.’’"
- Açlık
48. "gözlerimi açar açmaz düşünmeye başladım. bugün ümit var mı diye.."
- Açlık
49. "Sessiz sakin, için için bir ağlayıştı bu; gözyaşı akıtmadan, gönülden bir hıçkırış."
- Açlık
50. "İnsan deli olmasa bile biraz hassas bir kalbe sahip olabilir, pekâla, öyleleri vardır ki ufak tefek şeyler onları yaşatır da sert bir söz onları öldürür. Ben öyleyim işte."
- Açlık
51. ""Ah! Doğrusu onurlu olmak, temiz ve dürüst kalmak insan için kârlıydı.""
- Açlık
52. "O gitti, ben kaldım; ardından baktım, sessizce ağladım."
- Açlık
53. "Bir insan delirmeden de hassas olabilir; önemsiz şeylerle kırılabilecek, yalnızca acı sözlerle bile ölebilecek insanlar vardır."
- Açlık
54. ""Evet, her şey geçiciydi, tıpkı tutuşan otlar gibi. Her şeyin sonu dört kalas ve bir kefendi.""
- Açlık
55. ""Dilsiz ve bitkindi benim kahkaham; ağlamak özlemini taşıyordu.""
- Açlık
56. "yüksek sesle
dünyanın bütün güçlerine cehennem azabı diledim.."
- Açlık
57. ""Sonbahar her şeyi suskunluğa, uykuya ve uyuşukluğa sürüklemeye başlamıştı bile.""
- Açlık
58. ""Ah, insan açlıktan kıvranırken düşünceleri ne tuhaf ucubeliklere başvuruyordu.""
- Açlık
59. "İnsan deli olmasa bile biraz hassas bir kalbe sahip olabilir, pekâla, öyleleri vardır ki ufak tefek şeyler onları yaşatır da sert bir söz onları öldürür. Ben öyleyim işte."
- Açlık
60. ""Sessiz sakin, için için bir ağlayıştı bu; gözyaşı akıtmadan, gönülden bir hıçkırış.""
- Açlık
61. "Yalnız bir ışığım olsaydı, yazımı bitirebilirdim herhalde! ... Kağıtlarımı alıp sokağa çıkmaktan, fenerin altına gitmekten başka çarem kalmamıştı"
- Açlık
62. "Üfff çekingen insanlar ne zor! Onların yanında her şeyi bizim yapmamız, bizim söylememiz gerek."
- Açlık
63. ""Ceplerimin boş olması beni artık rahatsız etmiyordu, beş parasızlık çok hoş bir duyguydu. Meseleyi etraflıca düşününce bu paranın içten içe bana ne çok eziyet ettiğini fark ettim.""
- Açlık
64. "Kederin ve mutluluğun kaynağı kişinin kendi içindedir…"
- Pan
65. ""Karanlık çoktan düşüncelerimi ele geçirmişti ve bana bir an bile huzur vermeyecekti. Ya ben de karanlığa kapalırsam, onunla bir olursam?""
- Açlık
66. "yüksek sesle,
dünyanın bütün güçlerine cehennem azabı diledim!"
- Açlık
67. ""Bu sıralar hiç iyi bir hâlde değilim ki, hayatta bulunabilmek bana çok ıstırap veriyor.""
- Açlık
68. ""Arkasından izlendiğini bilen biri için rahatlamak çok zordur.""
- Açlık
69. "Yolumu kesen engellerin bitip tükenmezliği karşısında çıldırmayacaktım da ne yapacaktım!"
- Açlık
70. "Hayat artık güler yüz göstermiyordu."
- Benoni
71. ""Çilemin hiçbir zaman bitmeyeceği düşüncesi, içimi cayır cayır yakan ölümsüz bir iblisti!""
- Açlık
72. ""Tanrım, insan şu dünyada ne kadar aptal yaratıklarla bir arada yaşamak zorundaydı!""
- Açlık
73. "Fazla gururdan ölebilirdi insan"
- Açlık
74. "bazıları az verir ve bu onlar için çoktur
diğerleri hepsini verir fakat hiçbir çaba harcamaz
kim daha fazla vermiş olur ?"
- Pan
75. ""Kendimi derin bir uykuya dalmaya hazırlanan dünyanın tam ortasında, yıkıma sürüklenen bir sürüngen gibi hissediyordum.""
- Açlık
76. ""Gözlerimi açar açmaz eski alışkanlık, düşünmeye başladım; bugünlük bir ümit var mı diye.""
- Açlık
77. "Zamanı içimde hissediyorum…"
- Pan
78. "Aşk bir insanı yere yıkabilir, onu tekrar ayağa kaldırabilir, onu yeniden rezil edebilirdi. Bugün bakarsın beni sevmiş, yarın seni, öbür gün onu! Böyle kararsızdı aşk."
- Victoria
79. ""İyi geceler!" dedim, çekip gitmek istedim.
Ağlamak ihtiyacı duyuyordum içimde."
- Açlık
80. "Açlık ifrahımı kesiyordu ölmeyi yok olmayı özledim duygulandım ağladım sefaretim bitip tükenmek bilmiyordu"
- Açlık
81. ""...dilsiz ve bitkindi benim kahkaham; ağlamak özlemini taşıyordu.""
- Açlık
82. "Aşk akıllıyı aptal yapar."
- Toprak Yeşerince
83. "“Ne yiyeceğim, ne içeceğim ve dünyevi bedenim denen bu sefil yemek torbasını nereye koyacağım konusunda niye bu kadar kaygılanmam gerekiyordu?”"
- Açlık
84. "“…o kadar ilerlemeliydim ki geri dönmek imkânsız olmalıydı!”"
- Göçebe
85. "Dilsiz ve bitkindi benim kahkaham..."
- Açlık
86. "~
Uzun zaman aç kalsam beynim azar azar dışarı akıyor…
~"
- Açlık
87. "… hâlâ hayatta oluşumun üzüntüsünden ağlıyordum neredeyse."
- Açlık
88. "Ne zaman olası bir kurtuluş umuduna kapılsam kızarak fısıldadım; "Seni budala, şimdiden ölmeye başladın bile!""
- Açlık
89. ""Sizde kalsın, sizde kalsın!" diye karşılık verdim. "Güle güle kullanın! Bir iki küçük şey zaten, ıvır zıvır...
.""
- Açlık
90. "Delirdiğim düşüncesi, beynimden bir şimşek gibi geçti."
- Açlık
91. "Eski sağlıklı kafamı bulamıyordum artık..."
- Açlık
92. "“…yalnızdım, öyle de kaldım.”"
- Pan
93. "... insanın her gittiği yerde hayırlı işler yapması ne saadet."
- Açlık
94. "Hangi kapıyı çaldımsa yüzüme kapandı!"
- Açlık
95. "Kitaplardan öğrenebileceğinden çok şey öğrenmiş, hayatı anlamıştı."
- Açlık
96. "Açlık fena yükleniyordu orada bir tahta talaşi buldum çiğnemeye başladım iyi geldi daha önce düşünseydim ya bunu"
- Açlık
97. "Her denememde yoluma mutlaka bir engel çıkıyordu."
- Açlık
98. "Bulutsuz, berraktı gökyüzü; benimse gönlüm gölgesiz."
- Açlık
99. ""Öyle, öyle, ölümlüydü her şey! Tıpkı ateşlenmiş otlar gibi...Dört tahta ile bir kefende sona eriyordu.""
- Açlık
100. "Bulutsuz, berraktı gökyüzü, benim de gönlüm gölgesiz."
- Açlık
101. "Gözlerimi açınca, eski alışkanlık , bugün için ümit var mı diye düşünmeye başladım."
- Açlık
102. "Uyuyamadım…
Bir süre karanlığı, hiç akıl erdiremediğim bu yoğun ve dipsiz yokluğu izledim. Düşüncelerime sığmıyordu. Ölçüsüz siyahlıktaydı ve üzerime üzerime geliyordu. Gözlerimi yumdum, kendimi oyalamak için bir şarkı mırıldanmaya ve yatakta yuvarlanmaya başladım, ama bir işe yaramadı. Karanlık beni ele geçirmişti ve bir an bile rahat vermiyordu. Ya eriyip karanlığa karışırsam?
Doğruldum ve kollarımı sallamaya başladım. Bozuk sinirlerim denetimi büsbütün ele geçirmişti ve ne kadar direnmeye çalışırsam çalışayım bir işe yaramıyordu. Oturduğum yerde en olmadık fantezilere kapıldım, kendi kendime mırıldandığım ninnileri dinleyerek sakinleşmeye çalışırken kan ter içinde kaldım.
Ömrümde bir eşini görmediğim karanlığa dikmiştim gözlerimi. Şimdiye dek kimsenin dikkat etmediği, özel bir tür karanlıkla, umutsuz bir şeyle karşı karşıya olduğum kesindi. Saçma sapan düşüncelere takılıp kalıyor, her şeyden korkuyordum."
- Açlık
103. "Kız adama her şeyini vermiş. Ama adam ona teşekkür bile etmemiş…”"
- Pan
104. "“Hüzün de neşe de insanın içindedir.”"
- Pan
105. "Ben buranın yabancısıyım - ben her yerin yabancısıyım zaten -"
- Göçebe
106. ""Gözlerinizden bazen öyle bir ışık taşıyor ki, ben hiç böyle göz görmedim, çiçeklere benziyor.""
- Açlık
107. "Aç yatmak gibi bir korkum yoktu;
Tanrı'ya şükür o günler geride kalmıştı! Bundan böyle her şey çok güzel olacaktı!"
- Açlık
108. "Bütün ümitler suya düştü mü, her şey bitti demektir."
- Açlık
109. "Sessiz sakin, için için bir ağlayıştı bu; gözyaşı akıtmadan, gönülden bir hıçkırış."
- Açlık
110. "~
.
.
.
~"
- Açlık
111. "“Güldüğümde gerçekten güldüğümü sanıyorsun…”"
- Göçebe
112. "Hey koca dünya, insan ne kadar aptalların arasında yaşamak zorunda kalıyordu kimi zaman!"
- Açlık
113. ""... vicdan sahibi olamayacak kadar yoksulsun. ""
- Açlık
114. "Çektikleri kafi, bir fakir acemi çaylaktım ben."
- Açlık
115. "Derken aklımı kaçırmış olduğun düşüncesi beynime yerleşti."
- Açlık
116. "“Düşünmeye başladım:
bugünlük bir ümit var mı, diye…”"
- Açlık
117. "Dünyanın en güzel 'Kadınısınız' siz!"
- Rosa
118. "hâlâ hayatta oluşumun üzüntüsünden ağlıyordum neredeyse"
- Açlık
119. "Sabah neşesi beni ele geçirdi, mutluluğum zıvanadan çıktı ve durduk yere keyifli bir şarkı mırıldanmaya başladım."
- Açlık
120. "O gitti, ben kaldım; ardından baktım, sessizce ağladım."
- Açlık
121. "~
Bir lokantanın önünde durdum. Soğukkanlı ve sakin biraz bişeyler yemeye kalkışsam mı diye düşündüm.
….
~"
- Açlık
122. "...dilsiz ve bitkindi benim kahkaham; ağlamak özlemini taşıyordu."
- Açlık
123. "“Bilgeler, kadınlar hakkında ne bilir ki?”"
- Göçebe
124. "Belli bir yeri özlemişliğim yok, işte yalnız bir özlem var içimde."
- Göçebe
125. "Her zaman, her yerde en tuhaf azapları ben çekiyordum."
- Açlık
126. "hey koca dünya,
insan ne kadar aptalların arasında yaşamak zorunda kalıyordu kimi zaman!"
- Açlık
127. "Fazla gururdan ölebilirdi insan"
- Açlık
128. "Mutluluk denen şeyi çoktan unutmuştum."
- Açlık
129. "“Şayet kendim olmasaydım sen olmak isterdim…”"
- Göçebe
130. "... mutluluğun neye benzediğini çoktan unutmuştum."
- Açlık
131. "Tutam tutam saçlarım dökülmüştü ... Gün boyu oturmuş yazmıştım; ellerimin üstünde soluklarımı duymaya tahammül edemediğim için ellerimi bezlere sarmıştım"
- Açlık
132. "“Ve hayat bazen harcayabilirdi insanı.”"
- Göçebe
133. "“Ümit garip bir şeydir, çok gariptir. Bir sabah tutkunu olduğun kişiyi göreceğini ümit ederek dışarı çıkabilirsin. Peki rastlar mısın? Hayır. Neden? Çünkü o kişi o sabah meşguldür ya da başka bir yerdedir…”"
- Pan
134. "Bu adamın dostluğu sınırsızmış gibi görünüyordu, değerini bilmeliydim.
Açlıktan ölürüm daha iyi, diye düşündüm."
- Açlık
135. "Her daim her zaman hep aklımda, hayalimde olduğunu, sana ölünceye kadar sadık kalacağımı bundan anlayasın. (...) Zira ben seni cümle varım yoğum, gücüm kuvvetimle seviyorum. Sen de beni hayat arkadaşı seçerken rütbeye, bilgiye bakmayıp bilakis naçiz kalbime bakmıştın..."
- Benoni
136. "Bence bir insan delirmeden de hassas olabilir önemsiz şeylerle kırılabilecek, yalnızca acı sözlerle bile ölebilecek insanlar vardır."
- Açlık
137. "Bu uyuklamaya hazırlanan kainat ortasında, yokluğun tesirine kapılarak ben de kendimi can çekişen bir böcek gibi hissediyordum."
- Açlık
138. "Gözlerimi açınca, eski alışkanlık, bugün için ümit var mı diye düşünmeye başladım."
- Açlık
139. "Yıllardır zaten fazlaca bir hayat belirtisi göstermediği içindir ki şimdi büsbütün öldü mü, yaşıyor mu, anlamak biraz zor olmuştu."
- Benoni
140. ""Bahtımın hep kapalı oluşuna sebep neydi? Yaşamak, başkaları kadar benim de hakkım değil miydi?""
- Açlık
141. "Güneşin doğuşunun kuşlarda ve hayvanlarda uyandırdığı sevince ortak olabilmek için arada sırada sabaha karşı ikide kalkıyordum.."
- Pan
142. "Niye işlerim bir türlü yoluna girmiyordu? Başkaları kadar benim de yaşama hakkım yok muydu?"
- Açlık
143. "Sonsuza dek lanetlenmek diye bir şey var mıydı, karşılaştığım zorluklar hiç bitmeyecek miydi?"
- Açlık
144. "Ah, ah bu benim sözlerim, hatta sefaletimin ortasında, kitapların diliydi ve edebiyat, gevezelikti bunlar!"
- Açlık
145. ""Gel biraz limana gidelim" dedim kendi kendime. "Yani vaktin varsa!""
- Açlık
146. ""...ruhumda tek bir gölge bile yoktu. ""
- Açlık
147. "Dünyanın acısını yüklenmiş bir bakıştı bu..."
- Victoria
148. "O gitti, ben kaldım; ardından baktım, sessizce..."
- Açlık
149. "Beni böyle yorgun düşüren seneler olsa gerek..."
- Göçebe
150. "“Bir insan havaların güzel olmasından başka ne ister ki şu hayattan?”"
- Göçebe
151. "“Teşekkürler hayat! Seni yaşamak güzeldi!”"
- Göçebe
152. ""Kendi içimde bir savaş veriyorum, ama düşmanım da benim.""
- Açlık
153. "Dalga geçmeyi bırak! Vicdan mı diyorsun? Saçmalamayı bırak, vicdan sahibi olamayacak kadar yoksulsun. Karnın aç;"
- Açlık
154. "Gözlerinizden bazen öyle bir ışık taşıyor ki, ben hiç böyle göz görmedim, çiçeklere benziyor."
- Açlık
155. ""Buna da boşver!" dedim ve kendimi cesaretlendirmek için yüksek sesle güldüm."
- Açlık
156. ""Uykunun eşiğindeki bu evren ortasında, kendimi ölüm yolcusu, hurda ezik bir hayvan gibi görüyordum.""
- Açlık
157. "Bulutsuz, berraktı gökyüzü; benim de gönlüm gölgesiz."
- Açlık
158. "Hem ben hayvanları kafeste görmekten hiç hoşlanmam. Kendilerine bakıldığını bilir bu hayvanlar; onlara bakan yüzlerce gözü hisseder bu hayvanlar; dokunur bu onlara. Ben gözetlendiklerini bilmeyen hayvanlar isterim. Kendi inlerinde gezinen, uykulu yeşil gözlerle uzanıp pençelerim yalayan, düşünen ürkek hayvanlar."
- Açlık
159. "Kış kapımı çalmak üzere; yazım geldi geçti. Bir işim yok, bir isteğim yok, bir tutkum yok!"
- Göçebe
160. "“Yıllar bana pek çok şey yapmış olabilir ama beni yaşlı bir kadına dönüştüremedi henüz.”"
- Göçebe
161. "Zihnimden bir düşünce geçiyor, başıboş bir düşünce, yakalıyorum hemen..."
- Göçebe
162. "Bulutsuz, berraktı gökyüzü ;benimse gönlüm gölgesiz."
- Açlık
163. "Aşk akıllıyı aptal yapar."
- Dünya Nimeti
164. "Gözlerimi açınca, eski alışkanlık , bugün için ümit var mı diye düşünmeye başladım."
- Açlık
165. "Artık bu hayatı mücadeleye değer görmüyordum."
- Açlık
166. "İnsan, hayatın bütün oyunlarını oynar: Bir de bakar ki tek başına kalmıştır."
- Rosa
167. "Ben seni yirmi yazdır bekliyorum; aylı gecelerde seslendim sana; sen üzgün olduğun zamanlar ben ağladım burada ve sen uykulara dalınca ben tatlı rüyalar üfledim uykularına."
- Açlık
168. "Artık sınırı aştın. İşte şimdi cebinde tek bir metelik bile yok. Ama merhamete inanıyorsun, Tanrı'ya şükürler olsun ki henüz inancını yitirmedin!"
- Açlık
169. "Üff çekingen insanlar ne zor! Onların yanında her şeyi bizim yapmamız, bizim söylememiz gerek; hiç de yardım etmezler bize."
- Açlık
170. "Ne güldüm, ne güldüm.
Elimi dizime vurarak deliler gibi güldüm."
- Açlık
171. ""Evet, her şey geçiciydi, tıpkı tutuşan otlar gibi. Her şeyin sonu dört kalas bir kefendi.""
- Açlık
172. "Her zaman, her yerde en tuhaf azapları ben çekiyordum."
- Açlık
173. "Benim kahkaham, ağlamaklıydı."
- Açlık
174. "Cadde boyunca hem yürüdüm, hem ağladım; kendime gittikçe daha çok acıyordum."
- Açlık
175. "Sen öyle anormal yaşıyorsun ki; yirmi yedi yaşındasın, evlenmemişsin, buralarda oyalanıp duruyorsun; ekili bir toprağın, dikili bir ağacın yok!"
- Göçebe
176. "Zaman neyi düzeltmez ki; zaman bütün yaraları sargılarla, tükrüklerle, uykularla, yemeklerle iyi eder."
- Dünya Nimeti
177. "“Denizin ortasındaki bir kayada, kükreyen dalgaların arasında kalmış yalnız bir fener gibiydim”"
- Açlık
178. "Ne gözlerimde yaş vardı, ne zihnimde bir düşünce, bir duygu."
- Açlık
179. "Öyleleri vardır ki ufak tefek şeyler onları yaşatır da sert bir söz onları öldürür. Ben öyleyim işte."
- Açlık
180. "Gemi leşlerinin yüzdüğü bulanık insanlık denizinde bembeyaz bir fenerdim ben."
- Açlık
181. "Tam bir yerde dengenizi bulur gibi olursunuz, hemen bir başka yerde yine şaşkına dönersiniz, evsiz barksız ve köksüz."
- Göçebe
182. "Bütün umutlar yittiyse, her şey bitti demektir."
- Açlık
183. "Ne yapsam, ne söylesem sonradan pişman oluyorum."
- Rosa
184. "Gemi leşlerinin yüzdüğü bulanık insanlık denizinde bembeyaz bir fenerdim ben."
- Açlık
185. "Hayatımın son saatlerini lekeleyecek olan bu günahı işlemeye fırsat bulamadığım için çok seviniyordum."
- Açlık
186. "Hepsi boşunaydı. Gözlerim açık, tavana dikili, yardımsız, ölüyordum işte !"
- Açlık
187. ""...dilsiz ve
bitkindi
benim kahkaham;
ağlamaklıydı.""
- Açlık
188. "“Zaman çok yavaş akıyor. Daha hızlı akmasını yeğlerdim, gerçi beni üzen hiçbir şey yok ve olabildiğince güzel bir hayat yaşıyorum. Üstelik her şeyden memnunum. Hem daha otuz yaşımdayım. Sözünü etmeye değecek bir yaş değil.”"
- Pan
189. "Gemi leşlerinin yüzdüğü bulanık insanlık denizinde bembeyaz bir fenerdim ben."
- Açlık
190. "Mecburiyetler insana akıl öğretir."
- Dünya Nimeti
191. "Gemi leşlerinin yüzdüğü bulanık insanlık denizinde bembeyaz bir fenerdim ben."
- Açlık
192. "“Seni düşündüğümde içimde bereketli,gül kırmızısı bir hatıra,çiçek açıyor.”"
- Pan
193. "Bir zamanlar acınacak halde idim, kolum kanadım kırılmıştı, biliyorum. Beni düştüğüm yerden kaldıran elbette siz oldunuz, siz..."
- Benoni
194. "Nereye gideceğimi ve ne istikamet alacağımı bilemeyecek kadar yorgundum; mutsuz küçük bir hayvan yığını, ruhumun en derin yerine girmiş ve içimi bomboş bir hale getirmişti. Tanrı'nın niyeti beni tamamıyla yok etmek miydi?"
- Açlık
195. "Elimi dizime vurarak deliler gibi güldüm. Boğazımdansa tek ses çıkmıyordu;
dilsiz ve bitkindi benim kahkaham; ağlamaklıydı."
- Açlık
196. "Ama bir şey var ki henüz başaramadım: Çekilmek, odama kapanmak, çevremde karanlığı ve huzuru bulmak."
- Göçebe
197. "❝Gözlerimi açtım. Uyuyamadıktan sonra neden kapalı tutayım?❞"
- Açlık
198. ""Bütün ömrüm bir mercimek çorbasına fedadır.""
- Açlık
199. "Hayat bu kadar ezdikten sonra insanda cesaret mi kalır?"
- Açlık
200. ""...ileride öğrenir çocuk doğurmasını fakat anne olmayı öğrenemez. Evini barkını çekip çevirmesi gerekti mi beceremez bunu. Dil bilir, matematik bilir, Mavisakal'ı bilir ama onun kadınlığını beslemez ki bunlar.""
- Göçebe
201. "“Bazen bilmediğim yerleri bile özlüyorum.”"
- Pan
202. "Nerede olduğumu unuttum; denizin ortasında bir kayanın üzerinde, akıntılar ve dalgaların içinde yapayalnız bir kayık gibi duruyordum."
- Açlık
203. ""... dilsiz ve bitkindi benim kahkaham ; ağlamak özlemini taşıyordu.""
- Açlık
204. "Her zaman, her yerde en tuhaf azapları ben çekiyordum..."
- Açlık
205. "Belki bu gece ölürüm, diye belirsiz bir düşünce vardı zihnimde; gövdemde kalmış son gücü, yatağa biraz çekidüzen vermeye harcamıştım; sabaha az çok düzgün görünsündü çevrem."
- Açlık
206. "Ah bu küçük, zarif kağıt yaprağı, bu acele yazılmış incecik harfler! Elleri bu mektubu tutmuştu; bu mektup onun gözlerini görmüş, soluğunu duymuştu. Sonra cümlenin sonunda üç nokta vardı, dünyalara bedel üç nokta."
- Göçebe
207. "Ağlamıyordum, pek yorgundum çünkü."
- Açlık
208. "Elimi dizime vurarak deliler gibi güldüm.
Dilsiz ve bitkindi benim kahkaham; ağlamak özlemini taşıyordu."
- Açlık
209. "Bütün ümitler suya düştü mü, her şey bitti demektir."
- Açlık
210. ""Genç mi?"
"Kuş gibi cıvıl cıvıl,o kadar genç!""
- Göçebe
211. "Dünyanın şiire ihtiyacı yok, dünya henüz söylenmemiş şiirlere muhtaç."
- Göçebe
212. "Kendi kendime hep, er geç başaracaksın dedim."
- Açlık
213. "Nefis bir gündü; bol güneş, bol
ışık vardı etrafımda; gökyüzü dağların üzerinden bir nazlı deniz gibi akıp gidiyordu..."
- Açlık
214. "Bu cıva gibi kız bütün erkeklerden daha akıllı, tedbirliydi."
- Göçebe
215. "Bir insanın, en candan, en hararetli bütün girişimlerinin yüzde yüz boşa gitmesinde bir hikmet var mıydı, neydi?"
- Açlık
216. "Yolumu kesen engellerin bitip tükenmezliği karşısında çıldırmayacaktım da ne yapacaktım!"
- Açlık
217. "O gitti, ben kaldım; peşinden baktım, sessizce ağladım."
- Açlık
218. "Beni gözyaşlarına boğan kahkahalarım sessizdi..."
- Açlık
219. "Gözlerimi açınca, eski alışkanlık, bugün için bir ümit var mı diye düşünmeye başladım."
- Açlık
220. "Gönlümde tek bulut yoktu, tek rahatsızlık duygusu, düşüncelerimin eriştiği ölçüde, gerçekleşmemiş tek arzu veya heves yoktu."
- Açlık
221. "İnsanoğlu, ah ey insanoğlu, sen bir fareden daha biçaresin!"
- Göçebe
222. "Aklıma gelen en delice fikirleri bile hiç sorgulamadan hayata geçiriyordum."
- Açlık
223. "Zaman neyi düzeltmez ki; zaman bütün yaraları sargılarla, tükrüklerle, uykularla, yemeklerle iyi eder."
- Dünya Nimeti
224. ""... ölmemiş olduğumu anlayınca neredeyse kederden ağlayacaktım. ""
- Açlık
225. "Her şeyi de sineye çekecek değilim ya!"
- Açlık
226. "Akşamın alaca karanlığında ümitsiz yankılanan kendi sözlerim, dokundu bana; ağlamaya başladım"
- Açlık
227. "" Bence bir insan delirmeden de hassas olabilir ; önemsiz şeylerle kırılabilecek, yalnızca acı sözlerle bile ölebilecek insanlar vardır. ""
- Açlık
228. "Şimdi öleceksin!
"Kim demiş öleceğim diye? Sözcüğü ben bulduğuma göre ne anlama geleceğine karar vermek de bana düşer...""
- Açlık
229. "Bulutsuz, berraktı gökyüzü, benimse gönlüm gölgesiz."
- Açlık
230. "gece gündüz gözlerim önüme akıncıya
kadar okumuş, çalışmış, beynimdeki zekayı açlıklara akıtmıştım! Ne geçmişti, lanet olsun, elime?"
- Açlık
231. "Servetimi saydım yeniden: Bir yarım çakı, bir demet anahtar; fakat tek metelik yok."
- Açlık
232. "“İşler ters gitmek için ne garip yollar buluyordu!..""
- Açlık
233. "“O gitti, ben kaldım; ardından baktım, sessizce ağladım.”"
- Açlık
234. "“… beslenmiş de boşa gitmiş ümitler, her seferinde sonuçsuz kalmış yeni yeni teşebbüsler, bende cesaret diye bir şey bırakmamıştı.”"
- Açlık
235. "Üff çekingen insanlar ne zor! Onların yanında her şeyi bizim yapmamız, bizim söylememiz gerek; hiç de yardım etmezler bize."
- Açlık
236. "Bende anlatılacak cinayet yok; bende sevinçler, acılar ve sevda var anlatmaya. Ama sevda da cinayet kadar zorlu ve tehlikelidir."
- Göçebe
237. "Kalbim telaşlı, tedirgin"
- Göçebe
238. ""Aşk insanı mahvedebilir, tekrar ayağa kaldırabilir ve yeniden dağlayabilirdi; bugün beni, yarın seni ve ertesi gece onu sevebilirdi, işte böyle istikrarsızdı.""
- Victoria
239. "Uyumak üzere tekrar yattım;ama aslında, yeniden karanlıklara boğulmak içindi bu yatışım..."
- Açlık
240. "Tanrım, dinlenmek ne leziz şeydi."
- Açlık
241. "Dirseklerimi pencere kenarına dayadım, gökyüzüne baktım. Hava güneşli olacaktı besbelli. Sonbahar gelmişti: her şeyin renk değiştirip öleceği narin, serin mevsim."
- Açlık
242. "Yapmacıklara, saçmalıklara dayanamıyorum artık."
- Rosa
243. "Daha fazla çalışmanın, daha az gezmeye gitmenin asıl şimdi sırası!"
- Benoni
244. "Mecburiyetler insana akıl öğretir."
- Dünya Nimeti
245. ""Öyle öyle, faniydi her şey!
Tıpkı ateşlenmiş otlar gibi!
Dört tahta ile bir kefende sona eriyordu...""
- Açlık
246. "Bir insanın, en candan, en hararetli bütün girişimlerinin yüzde yüz boşa gitmesinde bir hikmet var mıydı, neydi?"
- Açlık
247. "❝Tanrı'ya gittikçe daha çok hırslanıyordum. Istırap çektirmekle, karşıma engel üstüne engel çıkarmakla beni kendisine yaklaştıracağını, yola getireceğini sanıyorsa aldanıyordu...❞"
- Açlık
248. ""Her ömür, tutuşturulmuş bir ot gibidir...""
- Açlık
249. "Bütün ümitler suya düştü mü, her şey bitti demektir."
- Açlık
250. "... fazla gururdan ölebilirdi insan."
- Açlık