Kızıl Elma - Oğulla Buluşma Kitap Bilgileri
Yazar: Cengiz Aytmatov
Tahmini Okuma Süresi: 1 sa. 28 dk.
Sayfa Sayısı: 52
Basım Tarihi: Kasım 2018
İlk Yayın Tarihi: 5 Kasım 2005
Yayınevi: Ötüken Neşriyat
ISBN: 9786051557397
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kızıl Elma - Oğulla Buluşma Kitap Tanıtımı
Eserleri 176 dilde tercüme edilen Cengiz Aytmatov, hiç şüphe yok ki dünya edebiyatında en fazla tanınan Türk yazarıdır. Yazdığı her eseri büyük bir zevkle okunan Aytmatov, bir arada sunduğumuz bu iki hikâyesinde güçlü bir sembolizm kullanmıştır. Kızıl Elma, Aytmatov’un ilk dönem eserlerindedir ve o, bir şehir hikâyesi olmanın yanı sıra, aynı zamanda bir aşk hikâyesidir. Kızıl Elma’da aşkın o tertemiz heyecanı; Oğulla Buluşma’da ise bir babanın evladına duyduğu ıstıraplı hasreti anlatılıyor... Her iki hikâyenin ortak özelliği ise, Aytmatov’un bu hikâyelerdeki duyguları en net, en saf halde okuyucuyla buluşturmuş olmasıdır. Bu yönüyle de onun hikâyeleri, bir solukta okunacak kadar sürükleyicidir.
Kızıl Elma - Oğulla Buluşma Kitaptan Alıntılar
1. ""Hiç şüphesiz her insanın ruhunda güzele olan susamışlık duygusu vardır.""
2. "sanki sevginden utanç duyuyor gibisin!"
3. "Hayatım boyunca seni özledim, seni düşündüm ben."
4. "İnsan ol, oğlum! Nereye gidersen git,
insanlığını yitirme! Her zaman insan olarak kal!"
5. "Hava da ne kadar güzeldi bugün!
İnsanın kalbi ve kafası da böyle huzurlu olsabilse!.."
6. "İnsan kalbi böyledir: Onu kolayca dondurabilirsiniz, ama çok zor eritir, çok zor ısıtırsınız."
7. "Kuşku yok ki her insanın ruhu güzelliklere susar ve besbelli ki onun yapısı böyledir. Ama çok defa, susadığı bu güzelliği korumaz, hatta bazen farkına bile varmaz."
8. "...büyüdüğün zaman, uykusuz geçireceğin günler de olacak. O uykusuz geceler herkesin başına gelir, kimse kurtulamaz."
9. "İnsan kalbi böyledir: Onu kolayca dondurabilirsiniz, ama çok zor eritir, çok zor ısıtırsınız."
10. "İnsan kalbi böyledir: Onu kolayca dondurabilirsiniz, ama çok zor eritir."
11. "Söylenecek birikmiş o kadar şey vardı ki!"
12. "Geçmişin geri gelmeyeceğine inandırmak istedi kendini."
13. "Sizi düşündüğüm zaman ne kadar mutlu olduğumu bir bilseniz.."
14. "Öyle bir zamandı ki, iki insan ne kadar konuşurlarsa konuşsunlar gene de birbirlerine söylemedikleri birçok şey kalırdı. İnsanların içinde yığınla biriken duyguların hepsini anlatıp bitirmeye kimin gücü yetebilirdi ki!"
15. ""İnsan kalbi böyledir: Onu kolayca dondurabilirsiniz, ama çok zor eritir, çok zor ısıtırsınız. Bazen hiç çözemeyiz o buzu.""
Kızıl Elma - Oğulla Buluşma Kitap İncelemeleri
Kitap iki öyküden oluşuyor, önce Kızıl Elma ile ilgili görüşlerimi yazayım;
Ana karakter İsabeikov’un kızına, annesiyle ayrılacaklarını nasıl söyleyeceğini kara kara düşünmesi ile başlıyor hikaye. İsabeikov biraz ayrılacağı eşini sitemli, içten içe onu suçlar gibi ama hatasını da biliyor yüzleşmeyi reddediyor sanki. Eşinin beklentisi sevgi görmek iken bunu ona veremeyişi karşısında mahcup da hissediyor bir yandan..
Özellikle hikayenin başında kızıyla arabada giderlerken ki yapılan betimlemeler çok hoştu, adeta bir sahne oldu ve okurken o sahneyi yaşadım. Evlere tıkıldığımız böylesi günlerde iyi geldi :). İsabeikov kızı Anara’yı çok seviyor, her satırda bu belli. Onu incitmemek için çaba sarf ediyor. İsabeikov’un gençliği hatırladığı ve mevsimsiz bir kızıl elma bulduğu, platonik aşkına vermeyi düşündüğü yerlerde insanın kendi hayal kırıklığına zemin hazırlamakta nasıl da usta olduğunu yeniden hatırladım. Güzel kardeşim niye kendi kendine gelin güvey oluyorsun :))
Yazar’ı ve anlatımını zaten severim, bu da yine beğendiğim eserlerinden oldu
——————
Oğulla Buluşmak
Hasret hastalığına yakalanmış yaşlı, tonton ve pek gururlu bir Çordon Amca var..Oğlu Sultan’ın 20 yıl önceki bir savaşta ölmeden evvel öğretmenlik yaptığı yere gitmeye karar veriyor Çordon, oğlunun orada onu beklediğine inanarak.. Sultan’ın şahsiyetine duyduğu saygıdan ötürü kızlarını kendine küstürmeyi ve bağrına taş basmayı göze almış bir baba. Aytmatov’un sıklıkla anlattığı savaş teması ve acılar bu kısa öyküsünde de vuku bulmuş..
Cengiz Aytmatov'un Kızıl Elma ve Oğulla Buluşma isimli hikayelerini bir araya getiren kitap. Geçen yıl Kızıl Elma hikayesini Arıkan'ların çevirisinden okumuştum. Şimdi de Refik Özdek'ten okumuş oldum.
Kızıl Elma, eşiyle ayrı yaşayan ve boşanma aşamasında olan İsabiekov'un bu durumu kızına onu üzmeden anlatmak için verdiği çabasını ve bunu yapacakken kızının kendisine getirdiği bir kızıl elma ile yaşadağı ilk aşkı, elinde olanın kıymetini bilmeyi ve eşini ne kadar sevdiğini anlamasını anlatıyor. Ben şahsen yeşil elma severim. Elma dediğin biraz ekşi olacak kütür kütür olacak yumuşak olmayacak en önemlisi yemyeşil olacak sarı yada kırmızı değil. Neyse konumuz bu değildi. Herkesin bir kızıl elması olmalı, kızıl elma çok güzel bir metafor. Bize sevdiklerimizi, onların kıymetini ve onları ne kadar çok sevdiğimizi hatırlatan kızıl elmalara sahip olmalıyız
Gelelim Oğulla Buluşma hikayesine, bu hikaye benim ilk kez okuduğum bir Aytmatov hikayesi, kısa olmasına rağmen insanı fena sarsıyor. Konu çoğu kez olduğu gibi savaş ve yine savaşa giden değilde geride kalan üzerinden hissediyoruz savaşın yıkıcılığını. Oğlunu askere gönderen ve tekrar geri döndüğünü göremeyen bir babanın hüzünlü hikayesi. Ne diyelim Allah kimseye evlat acısı göstermesin. Savaşlarda son bulsun inşallah.
Kızıl Elma, Cengiz AYTMATOV’un 1964’te yayımlanan hikâyesidir. Eserde evliliği yolunda gitmeyen İsabiekov’un kızına baktıkça hissettiği çaresizlik ve evliliğini kurtarma çabası anlatılmaktadır. Karısı ile ayrılık aşamasında olan İsabiekov kızı Anara’ya bir türlü bu durumu açıklayamaz.
Onu bir gün kıra götürür. Kızı Anara oradaki bir elma ağacının tepesinde kırmızı iri bir elma bulur. Bu elmayı heyecanla babasına gösterir. Babası İsabiekov elmayı görür görmez aklına bir anısı gelir.
İsabiekov yıllar önce henüz öğrenciyken kütüphanede bir kıza sevgi duyar. Öğrenim gördüğü okul onu ve arkadaşlarını kolhozun tarlalarında pancar sökmeye götürür. İş bittikten sonra İsabiekov ağaçta kırmızı, iri bir elma görür. Aklında tek bir şey vardır: Bu harika elmayı kütüphanedeki kıza götürmek. İsabiekov bir gün kütüphaneden çıkarken elmayı kıza uzatınca kız kabul etmez ve yoluna devam eder. Yıllar sonra Anara’nın annesi, şimdiki eşi Sabira ondan elma ister.
Elmayı görünce aklına düşen bu anısı İsabiekov’u duygulandırır. Kızı ile birlikte o elmayı karısı Sabira’ya götürmek için yola düşerler.
Öyküdeki elma motifi akla Âdem ile Havva kıssasını getirir. Uygar kadınla erkeğin Âdem ile Havva bazında algılandığını söyleyebiliriz. Bu öykünün sevgi üzerine kurulmuş olması da bunu destekler niteliktedir.
Kitap, iki bölümden oluşur; Kızıl Elma ve Oğulla Buluşma. İlk hikayemiz Kızıl Elma'da İsaibekov, kızı Anara ve karısı Sabira arasında geçen olay anlatılır. Kızıl Elma, Şehir hikayesi olarak görülse bile içimizi ısıtan bir aşk hikayesidir aslında. Hikayede, hasret duygusu verilmekle beraber yer yer İsaibekov'un pişmanlıkları da dile getirilmektedir. Bu pişmanlığın bir sebebi de Kızıl Elma'dır. Hayatının ilk aşkına verilen Kızıl Elma'dan elde edilen tecrübe, aslında Sabira ile olan aralarındaki ayrılığın nedenlerinden biridir. İkinci hikayemiz Oğulla Buluşma ise daha duygu yüklü bir hikayedir. Hikayemizin ana kahramanı Çordon, bir çiftçidir. Üç kızı bir oğlu vardır. Oğlu Sultan, yıllar önce 2.Dünya Savaşı'na katılmış ama geri dönememiştir. Kızları, erkek kardeşlerinin ölümünden babalarını sorumlu tutarlar çünkü kardeşlerinin gitmesine mani olmamıştır, savaştan kaçılmaması gerektiğini düşünmüştür. Çordon ise oğlunun ölmediğine inanır, ve oğlunun öğretmenlik yaptığını düşündüğünü köye doğru yolculuğa başlar. Eserin diline gelecek olursak büyük usta Aytmatov, diğer eserlerinde olduğu gibi kalitesini konuşturmuştur. Betimlemeleri ve anlatımı okurun hayal gücünü destekleyecek niteliktedir. Ayrıca, eserde İsaibekov'un gençlik anılarına ve Sultan'ın askere alımı olaylarına da yer vererek, Sovyet tahakkümü altında yaşanan dönemi anlayabilmemizi kolaylaştırmıştır.
Sizlerle Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un Kızıl Elma eserini paylaşacağım. Herhalde koşulların getirdigi çaresizliği en iyi anlatan kalemlerden birisi Aytmatov. Çünkü hangi kitabını okusam yüreğimi bir hüzün kaplar. Öyle ki kitapta yer alan 5 hikâyede bizi hüzün diyarına götürüyor.
*Kızıl Elma; eşiyle arasındaki bağın bir elmada olduğunu fark eden bir adamın yanık gönlü.
*Oğulla Buluşma; yine savaş kopardığı bir baba oğul buluşmayı bekler.
*Beyaz Yağmur; bir anne ve kızın bağlılığı ne kadar derin olabilir?
*Asker Çocuğu; şehit bir askerin çocuğu olmak hayatta en zor imtihanlardan birisidir, hele de minik isen.
*Deve Gözü; bozkırda çalışmak zordur. Hele de kalbinde hem kim hem de aşk varsa.
Her hikâye birbirinden daha derin duygular içeriyor. Beni en çok "Kızıl Elma" ve "Asker Çocuğu" hikayeleri etkiledi. Hatta bir alıntıyı sizlerle paylaşarak aşkın derin duygusuna vakıf olmanızı diliyorum.
"İsabekov daha sonra başka kızlarla da tanıştı, ama onların hiçbirine kızıl elma sunmak geçmedi içinden. Kızlar da böyle bir şey istemiyorlardı zaten. Bununla beraber, hayatı boyunca bir kadın ondan ısrarla, inatla ve içinden gelerek bir kızıl elma istemiş durmuştu. Bu, onun karısı Sabira idi. İşte şimdi, sonbahar bahçesinin çiti yanında otururken onu düşünüyordu."