Kitleler Psikolojisi Kitap Bilgileri
Yazar: Gustave Le Bon
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 50 dk.
Sayfa Sayısı: 206
Basım Tarihi: Haziran 2016
İlk Yayın Tarihi: 1895
Yayınevi: Tutku Yayınevi
ISBN: 9786054756827
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kitleler Psikolojisi Kitap Tanıtımı
Kitleyi tanımak için her şeyden önce onun psişik yapısını bilmek gerekmez mi? Bu bireyin psikolojik yapısıyla ne derecede aynılık gösterir? İşte sosyal psikoloji bugün bununla uğraşıyor.
Kitleler, sosyal psikolojide, "grup" genel başlığı altında, çeşitli biçimlerde incelenmektedir. Bu konuda bütün dillerde sayısız kitaplar, araştırmalar var. Ülkemizde ise bu konu henüz yeni yeni ele alınmakta. Türk okurlarının bu konuda temel bir kitabının olmaması bizi bu kitabı yayına hazırlamaya yöneltti. Gustave Le Bon, büyük bir açıklıkla bu problemleri ele almaktadır. Onun yapmak istediği şey, bir kitlenin psikolojik yapısını çözmek ve mevcut fonksiyonlarıyla betimlemektir. Bu kitle neleri başarabilir, neler kar-şısında acizdir? Kitlelerin sevk ve idaresi nasıl olmalıdır? Zararlı kitle, faydalı kitle.. Kitle içinde, kalabalık içinde bireyin durumu.. İşte bütün bunlar eserde örneklerle açıklanacaktır.
Kitleler Psikolojisi Kitaptan Alıntılar
1. "Bir ülkede gençliğe verilen eğitimin şekli, o ülkenin kaderini önceden görmemizi sağlar."
2. "Okul, gençleri hayatlarını kazanmaya hazırlayacağı yerde, onları başarıya ulaşmak için en ufak bir kişisel gayrete lüzum olmayan devlet memurluklarına hazırlıyor."
3. "Hiçbir baskı ruhlar üzerine bilinç dışı yapılan baskı kadar gerçek olamaz."
4. "Hayatta başarılı olmanın ana şartları; muhakeme, tecrübe, girişim ve karakterdir."
5. "Her gün işlediğimiz fiillerimizin birçoğu, anlatamadığımız gizli sebeplerin sonucudur."
6. "İnsanları harekete geçiren unsurları çözebilmek, bir maden cevherinin yahut bir bitkinin incelenmesi kadar faydalıdır."
7. "Dün alkışlanan artistler, yazarlar, yarın ağır şekilde unutulur ve hakarete bile uğrarlar."
8. "Hz Muhammed, Hz. İsa, Herkül, Buda gibi insanlık tarihinde pek önemli roller oynamış olan büyük adamların hayatı hakkında doğru olarak tek bir kelime biliyor muyuz? İhtimal dahilindedir ki tek bir kelime bile bilmiyoruz, onların hakiki hayatlarını tam anlamıyla merak edip okumuyoruz."
9. "Kitle, hiçbir zaman hakikate susamamıştır. Keyfini kaçıran kanıtlarla karşılaştığında, başını başka yöne çevirerek yalanı ilahlaştırmayı yeğ tutar."
10. ""Kitle, çobanına sadık bir sürüdür.""
11. "Yıkıcı vahşet içgüdüleri, her birimizin derinliklerinde uyuklayan ilkel çağ kalıntılarıdır."
12. "Bir ülkede gençliğe verilen eğitimin şekli, o ülkenin kaderini önceden görmemizi sağlar."
13. "Budala, cahil ve kıskanç kişiler, kitle içindeyken önemsiz ve güçsüz oldukları duygusundan kurtulup geçici fakat uçsuz bucaksız bir güvene kavuşurlar."
14. "Halk, güçlü iradeye sahip olan adamı daima dinler. Kitle halinde bulunan bireyler bütün iradelerini kaybettiklerinden, iradeye sahip olan kimseye içgüdüsel olarak dönerler."
15. "“Bir ülkede gençliğe verilen eğitimin şekli, o ülkenin kaderini önceden görmemizi sağlar.”"
Kitleler Psikolojisi Kitap İncelemeleri
"Kalabalık, yığın anlamındaki kitle kelimesi, basit anlamıyla meslekleri, cinsiyetleri ve kendilerini bir araya toplayan tesadüf her ne olursa olsun, rastgele bir bireyler topluluğunu ifade eder.“
İlk olarak kitabın dilinin oldukça anlaşılır olduğunu ve akıcı olduğunu söylemek istiyorum. Biraz önyargıyla elime aldım ama çok rahat okudum.
Kitlelerin duygularını, inançlarını, ahlak anlayışını bölümlere ayırarak anlatmış yazar.
Bireyin kendine özgü karakterinin, kitle söz konusu olduğunda yok olduğunu ve normal hayatta gördüğümüzden bambaşka biriyle karşılaşabileceğimizi söylüyor yazar. Birey kendini kitle içinde üstün ve sonsuz bir güce sahip görüyor.
Her ne kadar birey olarak yaşamı sürdürmeye çalışsak da zaman zaman kendimizi bir kitlenin içinde buluruz. Buna sürü psikolojisi de diyebiliriz belki.
Kitleyi koyun sürüsüdür, kendine çoban arar. Bu çobanın zekaya sahip olması gerekmez. İtibarlı ve güçlü olması yeterlidir.
"Kitle çobanına sadık bir sürüdür."
Kitle aşırılık demektir. Nefreti de sevgiyi de aşırı yaşarlar. Buna en göz önünde verebileceğimiz örnek futbol takım fanatikleridir.Karşı takımdan sırf kendileriyle aynı tarafta olmadıkları için koşulsuz nefret ederler. Kendi takımlarına şiddetli bir sevgiyle bağlıdırlar.
Günümüz toplumlarında da benzer olduğunu fark edeceğiniz noktalar olacak kitabı okurken. Her sürünün peşinden gidilmemesi gerektiğini ve her çobana güven olmayacağını anlamamız dileğiyle. İyi okumalar..
Kitabın ilk yarısını çok beğenerek okuyup diğer yarısını çok sıkılarak okudum. Okumayı uzattıkça uzattım, kitabı elimde süründürdüm. Sürekli aynı şeyleri tekrar ediyormuş gibi geldi. Bitirdikten sonra kitabı birilerine anlatırken farkettim ki oldukça dolu dolu bir kitapmış, farkında olmadan ne çok şey öğretmiş bana.
Yazar sadece belirli kişilerin psikolojisini ya da sadece bireylerin psikolojisini inceleyerek toplumun hareketlerini anlamlandıramayacağımızdan bahsediyor. Kitlelerin psikolojisi bireylerden çok daha farklı çünkü.
İnsanlar bireysel olarak yapmayacakları, yanlış buldukları şeyleri bir kitleye mensup olduklarında rahatlıkla yapabilirler. Kişi sanki kendisi ortadan kalkıyormuş da bu davranışı kitle yapıyormuş gibi hisseder.
Bir kitleyi harekete geçirebilmek için altının gerçeklerle dolu olduğu bir idealden çok insanların hayallerine ve duygularına hitap eden bir idealiniz olmalı ya da buna uygun bir sunumunuz olmalı. Böyle kendilerine uygun şekilde telkin edilen bir amaç uğruna insanlar ölüme bile gidebilirler. Artık yargılama güçleri yoktur.
Fakat burası tam olarak bir ip cambazlığı. Çünkü idealiniz çok basit olabilir ulaştığınızda kitle hemen dağılabilir. Ya da insanlar bunu imkansız bulup bir süre ulaşamadıktan sonra yine dağılabilir. Diyelim idealiniz çok uygun bu defa da bir koşkırtılmayla size olan inançlarını kaybedebilirler.
Bir kitleyi harekete geçirmek için en önemli ögeler “hükmedenin nüfuzu, yeterli tekrar, sirayet etme gücü” dür. Ayrıca iyi de bir hatip olmak gerekir.
Ve daha bir sürü şey.
Okuyalım, okutturalım
Fransız sosyolog Le Bon’un yazmış olduğu güzel bir kitap. Yazarı ve kitabı tavsiye üzerine okumaya başladım. Halkları, ırkları ve olayları psikolojik ve sosyolojik yönden ela almış ve incelemiştir. Irkların toplumların ortak özelliklerini ve fikirlerindeki derin fikir ayrımlarını çok güzel bir şekilde anlatıyor. Özellikle homojen ve heterojen grupları ve bunların işlevlerini güzel anlatmış. Açıkçası kitleleri ben böyle bilmezdim. Yönlendirilmeleri falan çok kolay zannederdim ama öyle değilmiş, belirli bir süreç gerekiyormuş. Kitabın son cümleleri ise aslında olan biten her şeyi özetliyor. “Bir idealin peşinden gitmek suretiyle barbarlıktan uygarlığa geçmek, bu idealin gücünü yitirmesiyle birlikte ise çöküşe geçerek nihayet ölmek: İşte bir halkın yaşam döngüsü.” Bu cümle tamamı ile tüm kitabı özetliyor. Detaylar ise; bu döngü içerisinde ırkların, liderlerin etkilemiş olduğu kitleler ya da yapmış olduğu uygulamalardan kaynaklanan farklılıklardır.
Fransız devrimi ve daha birçok olay ve dönemle ilgili çok şaşırtıcı analizler var. Yazar Fransız olmasına rağmen, Fransız Devrimi’ne de karşı çıkmıştır. Çağının en ses getiren yazarlarından olmayı başarmıştır. Kısacası okunması gereken güzel bir kitap. Okuyup araştırma ve sorgulama gibi yetilerini geliştirmek isteyenler için şiddetle tavsiye ederim.
Keyifli okumalar!
Bu güne kadar bilinçli veya bilinçsiz üyesi olduğum herhangi bir grubun, hayatımı, yaşamışımı, muhakeme yeteneğimi nasıl etkilediği konusunda ders niteliğinde bir kitap oldu. Sınıf, mahalle, il, bölge, futbol takımı, siyasi parti yahut inanç grubu gibi farkında olmadan içinde olduğumuz ve zamanla kitle haline geldiğimiz tüm bu oluşumları tekrardan gözden geçirip birey olmanın farkındalığını en üst seviyede göstermesi açısından çok güzel. Roman okumalarının arasına aldığım bu deneme kitabı muadillerine göre sıkıcı olmayan anlatımıyla, herhangi bir grubun sağduyulu sesi olmayı öğretiyor. Bilinçsiz yığınlar olmanın psikolojisini ortaya koyuyor. Ayrıca yazarın, Aydınlanma döneminin en önemli olaylarından Fransız İhtilaline ev sahipliği yapan ülkesini cüretkar bir biçimde eleştiriyor olması evrensel bir çıta belirliyor olması açısından önemli. Elbette ki her söylediğini tartışmasız kabul etmiyorum ama söylediği bir çok şeyi ders kitabı olarak okutulması gerektiğini düşünüyorum. Gerçi derslerimizi ne kadar iyi çalıştığımız tartışılır ama neyse, bize büyük bir niyet değişikliği lazım. Toplumsal anlamda ahlaksal bir devrim ve kendi gibi olmayana da insanca yaşamayı hak gören bir bakış açısı.. Dilekler uzayıp gidiyor, farkındalık ise sadece üzüntü veriyor Kitabı çok beğendim tavsiye ederim..
“Bir kavim geçici heveslerine göre değil, karakterinin uygun olduğu yönetim biçimi ile idare olunur.” kitapta geçen bu söz çevirmenden dolayı bilemiyorum ama kitaptaki bir çok soruya cevap niteliğinde. Kitap Fransız ihtilali dönemin de yazılıyor. Klasik yönetim anlayışının kalktığı, tamamiyle sanayi devrimine dönen bir ülkenin gruplarla, cemiyetlerle, sendikalarla yönetilmeye başlayan ve doğan haksızlıklara isyan eden bir milletin psikolojisini anlatan bir eser. Yeri geliyor inanç konusuna büyülenme, yeri geliyor sosyalizmin, komünizmin kendi düşünceleriyle ve bazı yaşanmış alıntılarla yerilmesine. Birey psikolojisinin kitle psikolojisiyle bir bağı olduğu muhakkak. İnsanların duygusal davranmasını ve buna göre karar almasını pek eleştiriyor yazar ayrıca. Kitabın son bölümleri cinayetler, seçimler ve parlementolar da alınan kararlar. Bence kitleler bu kadar koyun sürüsü gibi algılarla yerilmemeli. Topluluk bazen haklı olarak tepkiler verir. Ne diyordu orman kanunu ‘büyük balık küçük balığı yer’ o yüzden organize olun. Kitleler her zaman güdülmez bazen güdeni alaşağı etmesi kaderin bir cilvesidir. Rahmetli Ali Şeriati de şöyle der: "Tribünlerden gelen sesler, savaşan mazlumların sesini kısıyor ve bu sesi bastırıyorsa, futbol afyondur.." iyi okumalar dilerim.