Kış Masalı Kitap Bilgileri
Yazar: William Shakespeare
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 33 dk.
Sayfa Sayısı: 196
Basım Tarihi: Ağustos 2021
İlk Yayın Tarihi: 1611
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9786053320913
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kış Masalı Kitap Tanıtımı
William Shakespeare (1564-1616): Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi yazar.
Konusunu Robert Greene'in ilk kez 1588'de basılan Pandosto adlı yapıtından alan Kış Masalı, ilk üç perdede dramatik bir yoğunluğa, son iki perdede ise fantastik bir gerçekliğe sahiptir. Tür açısından sınıflandırılması oldukça zor olan bu oyunun ilk temsili 1611 yılında sarayda gerçekleşmiştir. Oyunun başkişisi Kral Leontes'in Shakespeare'in yazınsal evrenindeki diğer kralların kaderlerine benzemeyen kaderinde, I. James'in tahta geçişiyle başlayan mutlak monarşi döneminin izleri görülebilir.
(Tanıtım Bülteninden)
Kış Masalı Kitaptan Alıntılar
1. "Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, haksız olan hep kazanıyor…”"
2. "Böyle kaybedeceğime, seni hiç tanımasaydım daha iyi olurdu."
3. "~
.
~"
4. "Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, haksız olan hep kazanıyor."
5. "Sen öyle huzur veriyorsun ki bana!"
6. "Ama şurama yerleşmiş öyle bir acı var ki,
Onun içimi yakması, gözyaşlarının boğmasından beter."
7. "Sen öyle huzur veriyorsun ki bana…"
8. "***
Ben seni her zaman sevdim…
***"
9. "Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, haksız olan hep kazanıyor."
10. "Ağlayamıyorum ama yüreğim kanıyor."
11. "Öylesine mutsuzum ki..."
12. "~
.
...
...
~"
13. "Ne konuşabiliyorum ne de düşünebiliyorum,
Artık bildiğimi de bilmek istemiyorum."
14. "Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, haksız olan hep kazanıyor…”"
15. "" İftiranın ağzı kılıçtan keskin olur. ""
Kış Masalı Kitap İncelemeleri
Hiç yaşadınız mı bilmiyorum; bir dostunuzla ailece görüşmeye başlarsınız ve dostunuzun eşiyle çok iyi anlaşır, çok güzel sohbetler etmeye başlarsınız. Tabi dostunuz ve sizin eşiniz bu durumda biraz ofsaytta kalır ve hatta onları da dışlamamak adına sohbete dahil etmeye çalışsanız da, ya sohbetin onlara hitap etmediğinden ya da bu ilginç durum karşısında nasıl tepki vereceklerini bilmediklerinden bir türlü dahil olamazlar.
Peki şimdi ne yapmalı, nasıl davranmalı?
İyi anlaştığınız dostunuzun eşiyle sohbet ve ilişkinizi sürdürecek misiniz, yoksa hassasiyetleri dikkate alarak geri mi çekileceksiniz?
Belki de durum tam tersidir. Anlaşan ve bundan keyif alan taraflar sizin dostunuz ve sizin eşinizdir. Bu durumda nasıl bir tavır alacaksınız? Sanırım bu soruları herkes kendisi için cevaplamak durumunda...
Bu ilginç hikayede gençliklerinden beri iyi dost olan iki kral var. Birinin digerini ziyaretinde misafir olan kral artık gitmesinin iyi olacağını söylediğinde, digeri dostunu göndermek istemez ama ikna da edemez. Eşinin dostunu ikna edebildigini gördüğünde ise, içine kıskançlık tohumları ekilmiş, dostuna ve karısına karşı düşmanlık ve nefret beslemeye başlamıştır bile. Hatta onlara iftira atmaktan ve ölümlerini istemekten de geri durmaz. Gelsin shakespearevari trejedi...
Hikayenin komedi olduğu belirtiliyor benim Almanca kitapta (belki Türkçede de öyle geciyordur). Asla alakası yok. Has ve halis bir dram. İlgiyle okudum....
william Shakespeare'nin dram türündeki eserlerinden biri; "Kış Masalı". ilk perdeler oldukça dramatik. daha sonra yavaş yavaş diğer türlerede yer verilerek, trajikomik ve reel gerçekliklerede örnekleme yapılmış. döneminin yaşantısından çokça ipucu veren bir eser. o dönemin sınıfsal farklılıklarını ele almış ve toplum üzerindeki etkisine değinimiş.
Kitabın ilk kısmında oyun hakkında ve Shakespeare hakkındaki bilgi her zaman okumayı kolaylaştırıyor. bu sefer biraz yorsa da oyunu okumaya başlayınca bir anda sonunu buldum.
Sicilya kralı Leonte ile Bohemya Kralı Polixenes arasındaki dostluğun 'kıskançlık' duygusu ile bir anda alt üst olmasını konu ediyor oyun. okuyunca insan kıskançlık yüzünden nerelere gelip, nelere sebep olabildiğini görüyor. durup düşününce kıskançlık insanın gerçekten en büyük düşmanlarından biri, öyleki yaşarken kendi sonunu hazırlayıp tahammülü zor acılar yaşatabiliyor insana.
bir dostluk bir kıskançlık yüzünden hem koca bir hiçliğe dönüşüyor hem de huzurla devam eden bir yuva yıkılarak yerini vicdan azabına bırakıyor.
bakalım ilerleyen zamanlarda bu vicdan azabı yerini hangi duyguya bırakıyor. tiyatro eseri okumayı sevenler eminim bu eseri de büyük bir tutku ile okuyacaklardır. ben kitabı bitirince keşke tiyatrosunu da izleme şansım olsaydı dedim.
keyifli okumalar diliyorum .
Kitabı eğer Othello'yu okuduktan sonra okursanız Shakespeare'in âdeta tekrara düştüğünü görürsünüz. Zira kitap, Othello'da olduğu gibi sadakatsiz otorite sahibi eşin, Sadakat'e olan inançsızlığının sorumluluğunu karşı tarafa yükleyerek onu sadakatine tutsak etmesi ile başlıyor. İnanç, güven, sadakat ve nihayet sevgi duyguları ana karakter üzerinden sorgulanıyor, Eş'ten başlayan güvensizliğin bireyin çevresine yayılışı inceliyor. Acaba her iki eserde de kişi güvensiz olduğu için mi eşine güvenmiyor, yoksa en güvendiğini '' düşündüğü '' kişiye hissettiği güvensizlik duygusundan sonra güvenecek kimsenin kalmadığı düşüncesine mi kapılıyor fikrini tekrar tekrar sorgulatıyor ve nihayet siz de ''suç'' u atacak birini arıyorsunuz.
Kitabın dili ise, henüz okuduğum tüm Shakespeare Eserlerinden ayrılarak şairanelikten uzak bir biçimde kaleme alınmış. Farklı çevirileri de kontrol ederek bu karara vardığımı de belirtmek isterim. Etkileyiciliğinden, kendi sahnenizi kurdurtma gücünden hiçbir özellik kaybetmemesine karşın eserde tekrar tekrar okuyup her seferinde yeni bir anlam yüklediğim Shakespeare'in cümlelerinin eksikliğini hissettiğimi söylemem gerek. Bununla birlikte tekrarlamayı kendime görev bilirim ki kitabın yaşandığı dünya, kitaptan sonra sizi hiç de kendi dünyanıza geri bırakacak bir dünya değil. Bunu da sağlayan şüphesiz anlatım. En ütopik durumu bile bir bardak suyu içişimiz kadar tahayyül edilebilir kılan Shakespeare'in anlatımı...
Selam. Bu ayın bir diğer okuduğum kitabı Shakespeare'in Kış Masalı adlı tiyatro oyunu oldu.
İki ayda bir #shakespeareokurları olarak Shakespeare oyunları okuyoruz. Bu oyun aslında Shakespeare'a ait değil. Özgün metin "Kralın Adamları" topluluğunun oyun düzeni defterinden alınmıştır. Shakespeare ise konuyu Robert Greene'in Pandasto adlı yapıtından almış, birçok sahneyi de kendi eklemiştir. Hatta son sahne bazı dönemlerde ahlâki bulunmayıp sansüre uğratılmış.
Sicilya Kralı Leontes'in sarayına çocukluk arkadaşı Bohemya Kralı Polisksenes'in gelmesi ile başlar oyun. Uzun zamandır Sicilya'da misafir olarak kalan Polisksenes artık yurduna dönmek ister. Leontes ne kadar ikna etmeye çalışsa da başaramaz ve bu görevi karısına devreder. Kısa sürede gitmekten vazgeçen Polisksenes'ten hemen kuşkulanmaya başlayan Leontes, durduk yere karısı ve arkadaşından şüphelenmeye başlar. İşi Polisksenes'i öldürmeye kadar vardırır. Fakat emrinde olan Camillo'nun merhameti sayesinde Bohemya Kralı saraydan kaçmayı başarır. Karısını ölümle cezalandırmak ister ve doğan bebeği de ölüme terk eder.
Bundan sonra uzun bir zaman geçmiştir. Bu defa Bohemya Kralının sarayında geçer olaylar. Beklenmedik şeyler gelişir ve en son Sicilya Sarayında başladığı yerde biter oyun.
#shakespeareokurları
#kitapalıntısı :
Zaman
Şimdikinden daha kötü zamanlarınız olduysa eğer,
Ya da asla olmadıysa, sonra da olmamasını
Zaman gönülden diler.
William Shakespeare’in komedilerinden olan bu eser binbir gece masallarına benzer bir vaka kurgusu ve gelişimine sahip. Düşünürün özgün diyalogları ve İnsan kavramına yönelik irdelemeleri ile sahnede bizi bize anlatan bir eser.
Oyunda Leontes adlı bir kral hiçbir neden yokken karısı Hermione´yi kıskanır, karısıyla tüm ilişkisini keser ve bebek yaşındaki Perdita adlı kızının, yabani hayvanlara yem olsun diye ıssız bir yere bırakılmasını emreder. Perdita´yı bir çoban kurtarır ve büyütür. Bebek Perdita’nın yanına bırakılan çıkında onun kim olduğunun alametleri olan bir mektup ve bir miktar altın da bulunmaktadır. Her ne kadar bir çoban tarafından büyütülmüşse de soylu davranışlar sergileyen kız büyüdüğünde yine babasından kaçan Bohemya kralının oğluna gönlünü kaptırmıştır. Kral kılık değiştirerek koyun kırpma törenlerine giderek durumu görür. Çoban kızını kralın oğluna verir ancak kral bunu kendine yediremez ve planı bozar. Planı bozulan kız ve nişanlısı Sicilya krallığına(Kızın babasının kralı olduğu yer) gider. Bohemya kralı arkalarına adam takar mektuplarla, cezalandırmak için.
Durum çıkındaki mektubun olunması ve tanıkların ifadeleriyle açığa kavuşur ki kız kralın öldü sanılan kızıdır. Öldü sanılan anne de (kraliçe) ortaya çıkar, ölmemiş fakat sessizliğe bürümüştür bunca yıldır. Kral çok sevinçlidir. Kızını Bohemya kralının oğluna verir. Mutlu son.
Bir bakıma Yeşilçam filmlerinin kaynağı gibi.
Okunabilir bir eser.
Esas etkisi sahnede izleyince daha iyi farkedilir gibi geldi bana.