Kırmızı ve Siyah Kitap Bilgileri
Yazar: Stendhal
Tahmini Okuma Süresi: 18 sa. 20 dk.
Sayfa Sayısı: 647
Basım Tarihi: 2022
İlk Yayın Tarihi: 1830
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Fransızca
ISBN: 9786053320043
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kırmızı ve Siyah Kitap Tanıtımı
Stendhal [Marie-Henri Beyle] (1783-1842): Genç yaşta teğmen olarak orduya girdi, Napoléon’un İtalya ve Rusya seferlerine katıldı. Almanya, Avusturya ve Rusya’da çeşitli askerî görevlerde bulundu. Bir dönem Marsilya’da ticaretle uğraştı, Trieste’de bir süre konsolosluk görevini sürdürdü. Fransız edebiyatında gerçekçilik akımının en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Stendhal’in Kırmızı ve Siyah adlı bu büyük eseri ilk kez 1830 yılında yayımlandı. Roman, romantik başkahramanı Julien Sorel’in korku ve tutkularını merkeze alarak, Napoléon’un sürgüne gönderilmesi sonrasında başlayan Restorasyon Dönemi’nin eksiksiz bir portresini çizer. Kırmızı ve Siyah, karakterlerinin güçlü ve teknik açıdan zamanının çok ilerisinde kabul edilen psikolojik tasvirleri ile de Stendhal’a psikolojik romanın mucidi unvanını kazandırmıştır.
Bertan Onaran (1937): Haydarpaşa Lisesi’ni, İÜ Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyat Bölümü’nü bitirdi. İlk çevirilerini 1963 yılında yayımladı. 1964’te Memet Fuat’la tanıştı; eserlerini çevirdiği yazarlar arasına Gide, Sartre, Camus, Mayakovski katıldı. Ardından Saint-Exupery, Marguerite Duras, Albertine Sarrazin, Giles Martinet’den çeviriler yaptı. Cervantes’in başyapıtı Don Quijote’yi ilk kez tam metin olarak çevirdi. Wilhelm Reich’ın bütün kitaplarını Türkçeleştirdi. Andre Malraux, Emile Zola, Stendhal, Panait Istrati, Eugene Ionesco, Alain Robe Grillet, Nathalie Sarraute’dan çeviriler yapan Bertan Onaran’ın 1972’de Beauvoir’dan aktardığı Konuk Kız’a TDK çeviri ödülü verildi.
Kırmızı ve Siyah Kitaptan Alıntılar
1. ""Odasına dönerken aklında bir tek mutluluk
vardı: En sevdiği kitabı yeniden eline
almak...""
2. "Acılar onu eğitti."
3. ""Kalbe dokunması biliyorlar ama inciterek.""
4. ""Kalbe dokunmasını biliyorlar, ama kırarak.""
5. "Julien harika bir kitaplıkta yalnız kaldı; çok tatlı bir andı bu. Bütün bunları okuyabillirim, diyordu içinden. Peki ama, burada yaşamaktan nasıl mutlu olmam?"
6. "“Sizin yerinizde olsam, çok az konuşurdum, hele bilmediğim konularda hiç konuşmazdım.”"
7. "Odasına dönerken aklında bir tek mutluluk vardı: En sevdiği kitabı yeniden eline
almak; yirmi yaşında dünya ve orada yaratılacak etki hakkındaki fikirler her şeyden önemlidir."
8. "Beni sevmesi çok hoş olurdu!"
9. "''Kalbe dokunmasını biliyorlar ama inciterek.''"
10. "Acılar onu eğitti."
11. "O denli temiz yürekli bir insandı ki kocasını yargılamaya ve ondan sıkıldığını kendi kendine itiraf etmeye bile kalkışmamıştı."
12. "“Kalbe dokunmasını biliyorlar ama inciterek.”"
13. "" Kalbe dokunmasını biliyorlar ama inciterek ...""
14. ""Ruhu bulutlarda dolaşıyor, ama bu çok aşağılayıcı suskunluktan çıkamıyordu"."
15. "Düşünmekten acı doğar."
Kırmızı ve Siyah Kitap İncelemeleri
KIRMIZI VE SİYAH-STENDHAL,473 sayfa
Yazar, 1830 yılında yayınlanan romanının konusunu gazetede çıkan bir yargılama haberinden almıştır.
Romanda Julien Sorel isimli bir gencin hikayesi anlatılırken bir yandan da dönemin Fransa’sının bütün kesimleri eleştirilmektedir.
Julien,akıllı ve ihtiraslı bir gençtir ve yükselme hırsı içindedir.Aynı zamanda gizli bir Napolyon hayranıdır,bunu da saklamaktadır.Yaşadığı bunalımlar,iki yüzlü hayatı,içten pazarlıklı halleri ile psikolojik sorunlarda yaşamaktadır.Bunlara sebep de yaşadığı iki büyük aşk ve sonunu getirememesidir.
İlk aşkını,mevki kazanmak hırsı ile belediye başkanı Mösyö Renal’in çocuklarına Latince dersleri vermeye başladığında kendisinden yaşça büyük başkanın eşiyle yaşamıştır.Madam Renal aşkı hiç yaşamamış bir kadındır ve yasak duygularla istemeden de olsa Julie’ye aşık olur ve bağlanır.Lulie bu aşkı kendini kanıtlamak ve zengin kesimden öç almak için kullanır. Dedikodular yayılmaya başlayınca bu görevinden ayrılmak zorunda kalır.
Julien, rahip olmak için bir manastıra yerleşir. Ancak gerçek hayatı bu manastırdaki yaşamında tanır.Yalan ve iftira,siyaset,entrika,her türlü nefret duygusunu buradaki rahip ve papazlarda görünce buradan da ayrılır ve Paris’e gider.Zengin ve soylu bir adamın sekreterliğini yapmaya ve Paris hayatını sevmeye başlar.Patronun kızının kendisine aşık olduğunu anlayınca asıl olaylar o zaman başlar….
1789 öncesi ile sonrasındaki Fransa'nın siyasi, sosyal ve çok kültürlülük kapışmasının aynasında ana karakter Julien'in aşkı ve hırsını konu alan bir eserdir. Ne emellerine, ne aşkına ne de kendisine tutunabilmiştir kitap boyunca.
Yükselme ihtirası ile yanıp tutuşan bir genç olan Julien Sorel'in zaman zaman iki yüzlülüğe kadar varan içten pazarlıklı halini, gerçekte bağlı olduğu dünya görüşünü ve Napoleon hayranlığını saklamaya çalışırken yaşadığı bunalımı anlatır. Bu yönü ile derin bir psikolojik roman özelliğini taşır. Zaten yazarımız Stendhal, psikolojik ve realist roman türünün en önemli yazarları arasında yer almaktadır.
Yazarımız romanına kendi özel hayatından birçok isim katmıştır. Hayal kırıklıklarında, sevinçlerinde ve anılarında yer eden karakterleri romanın satır aralarında kullanmaktan çekinmemiştir..
Julien'in bakış açısı romanda en etkin rolü oynar. Onun görmediğini biz de görmeyiz, bilmediğini biz de bilmeyiz. Bu romanda önemli olan Julien'in bakış açısıdır, ancak bir de yazarın bakış açısı vardır. Yazar romanda zaman zaman araya girer, kendi görüşlerini söyler.Bu araya girmeler hiçbir zaman yersiz değildir. Stendhal kişilerini belirli kalıplara sokmaktan kaçınır. Yani okuyucu her şeyi sırası geldiğinde öğrenecektir. Yer yer bazı kopukluklar olsa da kitapdan uzaklaşamıyor hemen sizi kendisine çekiyor. Ama - mış gibi davranışlar ve Fransa'nın o zaman ki görgü kuralları biraz okurken beni sıksa da dönem kitabı okumak isteyenler için çok iyi bir tercih. Kesinlikle Bertan Onaran çevirisi okunmasını tavsiye ederim.
Kitaba çok büyük ümitlerle başladım ancak belki çeviriden kaynaklı istediğimi bulamadım . Sanırım ben Restorasyon dönemindeki Fransadan hoşlanmadım :)
Ancak kitap beni bazı araştırmalar yapmaya sevk etti. Özellikle 1830'lar dönemi Fransasını ,Napolyon Bonaparte dönemini araştırdım.İlginç olansa kitaptaki Julien Sorel o dönemdeki Fransız gençliğini simgeliyor.Kitabın uzun uzun ne anlattığını anlatmayacağım .Merak eden bir zahmet 500 sayfayı okusun :)
kitabın ilk 300 sayfasında çok sıkıldım çünkü Julienin hayatta gelmek istediği mevki için geçtiği yollardan bahsediyor. Bu yollardan ilki kırmızı rengin simgelendiği askeriye ve siyah rengin simgelendiği kilise .Julien aslında ikisini de olmak istemiyor.Tek derdi saygı görmek ve adının anılması.Açıkcası belki okuyanlardan çoğu Juliene kızmıştır ama benim bu çocuğa içim acıdı be.Daha doğrusu o çağdaki tüm gençlere. Ayrıca o dönemdeki yönetimin de büyük yanlışları var,litapta bunu da okuyorsunuz .Biraz kopya vermek gibi olacak ama bu delikanlı roman boyunca iki kadınla ilişki kuruyor. Julien birinci kadını seçiyor .Selvi boylum al yazmalımın kadın versiyonu gibi bir son 50 sayfası vardı .Gönlüm ikinci kadın Mathildeden yanaydı .
Sebebi ;sahip olduğun her şeyden vazgeçmek çok zordur ,sevginin ve aşkın uğruna .Hele ki o başkasını severken ...
Kitaba çok büyük ümitlerle başladım ancak belki çeviriden kaynaklı istediğimi bulamadım . Sanırım ben Restorasyon dönemindeki Fransadan hoşlanmadım :)
Ancak kitap beni bazı araştırmalar yapmaya sevk etti. Özellikle 1830'lar dönemi Fransasını ,Napolyon Bonaparte dönemini araştırdım.İlginç olansa kitaptaki Julien Sorel o dönemdeki Fransız gençliğini simgeliyor.Kitabın uzun uzun ne anlattığını anlatmayacağım .Merak eden bir zahmet 500 sayfayı okusun :)
kitabın ilk 300 sayfasında çok sıkıldım çünkü Julienin hayatta gelmek istediği mevki için geçtiği yollardan bahsediyor. Bu yollardan ilki kırmızı rengin simgelendiği askeriye ve siyah rengin simgelendiği kilise .Julien aslında ikisini de olmak istemiyor.Tek derdi saygı görmek ve adının anılması.Açıkcası belki okuyanlardan çoğu Juliene kızmıştır ama benim bu çocuğa içim acıdı be.Daha doğrusu o çağdaki tüm gençlere. Ayrıca o dönemdeki yönetimin de büyük yanlışları var,litapta bunu da okuyorsunuz .Biraz kopya vermek gibi olacak ama bu delikanlı roman boyunca iki kadınla ilişki kuruyor. Julien birinci kadını seçiyor .Selvi boylum al yazmalımın kadın versiyonu gibi bir son 50 sayfası vardı .Gönlüm ikinci kadın Mathildeden yanaydı .
Sebebi ;sahip olduğun her şeyden vazgeçmek çok zordur ,sevginin ve aşkın uğruna .Hele ki o başkasını severken ...
Fransız edebiyatında gerçekçilik akımının en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen
Stendhal’in Kırmızı ve Siyah adlı bu büyük eseri ilk kez 1830 yılında yayımlandı. Roman, romantik başkahramanı Julien Sorel’in korku ve tutkularını merkeze alarak, Napoléon’un sürgüne gönderilmesi sonrasında başlayan Restorasyon Dönemi’nin eksiksiz bir portresini çizer. Kırmızı ve Siyah, karakterlerinin güçlü ve teknik açıdan zamanının çok ilerisinde kabul edilen psikolojik tasvirleri ile de Stendhal’a psikolojik romanın mucidi unvanını kazandırmıştır. Romanımızın başkişisi Julien Sorel; keresteci bir babanın üç oğlundan en küçüğü, henüz on dokuz yaşında, ihtiras dalgalarında savrulan ateşli bir Napoelon hayranı, kadınların karşı koyamadığı, yakışıklı ve bıçkın bir delikanlı. Okumaya sevdalıdır, fotoğrafik hafızası nedeniyle bir gördüğünü anında ezbere okuyabildiği için babası onun rahip olmasını ister. Tanrıya inanmayan biri nasıl rahip olabilir ki? Onun tek arzusu ve yegane hırsı Fransız toplumunda çıkabildiği kadar yükseğe çıkmaktır, hatta cihana ün salmaktır. Napoleon gibi bir asker olmak ister. O da yetmez toplumu ve ona üstten bakan her bir kişinin gönlünü fethetmek geçer içinden. En büyük özelliklerinden biri olan ikiyüzlülüğü ona yardım mı edecektir yoksa Ikarus misali balmumundan kanatlarını güneşe yaklaştıkça eritecek midir? Çok yönlü bir karakter Julien; romanın hem kırmızısını hem de siyahını barındırıyor bünyesinde. Kitaptan bir alıntıyla bitireyim, "Kalbe dokunmasını biliyorlar ama inciterek"