Kırmızı Pelerin Kitap Bilgileri
Yazar: Gülseren Budayıcıoğlu
Tahmini Okuma Süresi: 12 sa. 1 dk.
Sayfa Sayısı: 424
Basım Tarihi: Kasım 2022
Yayınevi: Doğan Kitap
ISBN: 9786258215618
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kırmızı Pelerin Kitap Tanıtımı
Zamanında zihnimize yazılanlar, sonradan kaderimizi yazar…
Açık kapıdan kırmızı pelerinli bir kız giriyor içeri. Bir filmden, bir masaldan kopup gelivermiş gibi hali var. Sabah ezanı okunurken, gün daha tam doğmamış, etraf henüz tam aydınlanmamışken insanın içine bir ürperti gelir ya, ona benzer bir duygu içimi yalayıp geçiyor. Hayalet gibi…
Şu anda kapıyı bir açan olsa, bu kızın odanın ortasında, gözleri kapalı, pelerinin etekleri havalanmış, öylece döndüğünü, benim de keyifle onu seyrettiğimi görse ne düşünür acaba? Ne diyecek, “Biri deli, biri de deli doktoru” der. Onu huşu içinde seyrederken, “Acaba yaşadığı hangi acılar, içine düştüğü hangi çıkmazlar onu bir ruh doktorunun odasında böylesine döndürüyor?” diyorum içimden. İnsan bir psikiyatri kliniğine giderken neden böyle bir pelerin giyer, neden başına önü tüllü bir şapka takar ki… Bunların bir anlamı olmalı. Ve çok geçmeden yaşanan acılar, ince bir sızı gibi tel tel dökülüyor ağzından. Acının, korkunun, aşkın, sevdanın, umudun, umutsuzluğun en büyüğünü yaşamış bu kız.
Çocuklukta yaşanan bir tacizin, bu tacizin koyu gölgesi altında geçen yılların, yalnızlığın, kimsesizliğin, her şey bitti derken açılan yepyeni kapıların, kısaca iyisiyle kötüsüyle macera dolu, dokunaklı bir hayatın hikâyesi bu; çok masum bir aşk hikâyesi aslında.
Kitabın bir yerlerinde mutlaka kendinizle ve sizde iz bırakanlarla karşılaşacaksınız. Umarım onları iyi tanır, önce kendinize, sonra da onlara biraz daha hoşgörüyle yaklaşabilirsiniz.
Gülseren Budayıcıoğlu, 3 Kasım 2022, İstanbul
Bir kitabı yarıya gelince hemen koşup diğerini almak... Okumaya kıyamamak,
okumadan duramamak… FKG (Okur)
Kırmızı Pelerin Kitaptan Alıntılar
1. "“En keyifli zamanlarımda bile
İçimde ince bir hüzün vardır hep...”"
2. "“İnsanın kendisiyle yüzleşmesi sanıldığından daha zordur…”"
3. "“Aşk biraz geçici bir duygu.Zamanla kaybolabiliyor ama sevgi çok daha güvenilir…”"
4. ""Yaşadığımız sıkıntılar, travmalar pek çok hastalığın nedeni olabiliyor. Dilimizin söyleyemediğini bazen bedenimiz söylüyor.""
5. "“Mutlu bile olsa vedalaşmanın bir yanı her zaman hüzünlüdür…”"
6. "“Bütün ümitleri kırılmış bu kızın.Kendine de,başkalarına da,hayata da hiç güveni kalmamış.”"
7. "“Çok gülme, sonra ağlarsın" derlerdi. Kuşaktan kuşağa intikal eden bir anayasa sanki. Binlerce yıldır insanlık gülmeyi, sevinmeyi bir türlü yakıştıramadı kendine…”"
8. "“Yaşadıklarımız ilmek ilmek örmüyor mu hayatımızı?”"
9. "“Acısız,hiç kırılmadan,örselenmeden yaşayabilen birileri var mıdır acaba?”"
10. ".•° ✿ °•.
...hem kuş gibiyim hem de uçmayı bilmiyorum..
°•. ✿ .•°"
11. "“Bir gün alıp başımı gideceğim.”"
12. "“Özellikle çocukken çekilen acılar hayatta kalabilmek için yapılan mücadeleyi, savaşmayı, pes etmemeyi erkenden öğretir insana…”"
13. "“Hayat”dedim içimden,
hepimizi başka dünyalarda yaşatıp her birimizi başka yerinden yaralıyor.
Her birimizin dünyası tek ve benzersiz.
Birbirimize benziyoruz sansak da,yaşadıklarımız bizi başkalarından ayırıyor…”"
14. "Hepimizin hayatı bir roman,bir hikaye,bir masal..."
15. "°˖✧✿✧˖°
En keyifli zamanlarımda bile İçimde ince bir hüzün vardır hep...
°˖✧✿✧˖°"
Kırmızı Pelerin Kitap İncelemeleri
’nun okumuş olduğum 6. kitabı
.
Tüm kitapları başarılıydı. Yazar çok güzel hikayeleri kazandırdı benliğime. Artık insanları daha iyi anlayabiliyorum. İyi bir gözlem yeteneği kazandım kitapları sayesinde. İnsanları yargılamadan önce düşünmem gerektiğini öğretti tane tane, bıkmadan. Her insanın bir hayatı var. Yapılanların nedenleri, niçinleri var. Etkilediği sebepleri, sonuçları da var. Yapılan hataları küçültmüyor tabii ama en azından dünyaya daha farklı bakmamı sağladı. Akıl sağlığım için güzide bir gerçeği kazandım: Kader motifi. Bazı olayların içinden bu bilgilerle kolay çıkılabiliyorum en azından. Psikoloji bilimi iyiki var..
Her şeyden önce arkadaşlar, her kitabında kendimi daha iyi tanıdım. Bu kitaplarla kendi eksikliklerimi, kusurlarımı tedavi ettim. Sanki bende o an o odada tüm karakterlerle beraber terapideydim. O kadar temiz bir kalem ki etkilenmemek elde değil.
Kitaba gelecek olursak, bu kitapta diğer kitaplarından daha farklı bir tarz hissettim. Çok ters köşeli, acayip bir hikaye. Okursanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. İlk defa sonuna sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Çok karmaşık bir duyguyla bitirdim diyebilirim. Buruk bir mutluluk verdi. Hikayeyi anlatmak istemiyorum siz de benim gibi her şeyi hissederek kavrayın isterim. Kırmızı Pelerinli Ayşa’nın hikayesi hepinizi kendine çekecektir. Bu kitabı ve yazarın diğer tüm kitaplarını okumanızı tavsiye ederim.
Keyifli okumalarınız olsun efendim.
Kırmızı Pelerin okuyan herkesin sevebileceği türden bir kitap.. Ayşa’nın hikâyesi okunmaya değer. Öyle ki sayfalar ilerledikçe Ayşa’nın hayatını değil, sanki tüm kadınların sessiz çığlıklarını, çocukluklarının kırık aynalarını okudum. Öyle gerçek, öyle çıplak anlatılmış ki; bazı bölümlerde durup nefes almam gerekti..
Ayşa’nın “Ben iyi olmak istemiyorum, ben sadece yoruldum” dediği an, yüreğimde bir düğüm oldu. Çünkü bazen insan sadece yorulur, değil mi? Kırılmaktan, güçlü görünmekten, sevilmeyişten yorulur...
Kitap boyunca onunla birlikte hüzünlendim, onun yerine susup onun adına içimden bağırdım. Her cümlede insan ruhunun ne kadar hassas, ne kadar güçlü ama aynı zamanda ne kadar yalnız kalabileceğini gördüm.
‘’Çocukken yarım kalmış bir sevgi, büyüyünce tam bir hayata engel olur” diyordu ya hani, işte bu kitap o yarımlıkları bize sessizce hatırlatıyor.
Ayşa’nın çocuklukta yaşadığı taciz ve ailesinin ilgisizliği, onun iç dünyasında derin yaralar açıyor. Bu yaraların izlerini, Ayşa’nın psikiyatristine anlattığı şu sözlerde görebiliyoruz:
‘’Yaralar derin olunca ağlamayı bile unutuyor insan.”
Kırmızı Pelerin, okunacak değil, hissedilecek, sindirilecek bir kitap. Psikolojiye ilgisi olanlara değil, kendini anlamak isteyen herkese öneririm. Çok sevdim ve iyi ki okudum.. Lütfen okuyun
#KİTAPYORUM
Bir kitabın daha sonuna geldim. Budayıcıoğlu okumayı seviyorum ;her ne kadar psikolojik anlamda yorsada. Bilmediğimiz o kadar hikayenin içinde bir de kendimizi dinliyormuş hissi veren bazen de duyup gördüğümüz ama üç maymunu oynadığımız o kadar çok hayat sahnesi varki ders çıkarmamız gereken. Kitaplarında ki karakterlerden ve yaşananlardan hangimiz kendimizden, etrafımızdan bir şeyler bulmadık ki değilmi? Kimimiz yaralarımızı sardık yanda sarmaya çalıştık kimimiz aman ne olacak kimbilir herkes neler yaşıyor mantığıyla yaklaştık. Herkesin eminim ki terapiye gitse kimbilir ne yaraları ne hikayeleri ortaya çıkacak. Ama maalesef ki " Türk toplumunun geri görüşü buna izin vermiyor. Kimbilir ne kadar binlerce hikaye var ve hikayenin altındaki kaygıve korkular, bastırılmış duygu, gizlenen şiddet ve tacizler. Bunlar saklı kaldığu sürece psikolojik hastalıklar büyüyecek ;belki de dönülmez yollara gireni hastalar türeyecek;ve toplum ister istemez bir suçlu bir hasta yetiştirmiş olacak. Ve en önemlisi her yaranın ve hastalığın asıl nedeni yaşananlardan çok sevgisizlik. Yazar her kitabında bunu öyle güzel vurguluyor ki sanki sihirli bir değnek her kötü olan şeyi İyileştiriyor. Yazar, ın çoğu kitabını okumuş biri olarak eserlerini kesinlikle tavsiye ediyorum. Kırmızı Pelerin ne çok üzdün beni! Ama artık özgür, sevgi dolu bir kadınsın. Tebrik ederim sevgili "Budayıcıoğlu..
Şuraya bir itiraf ile giriş yapayım. Ben yazardan daha önce hiç kitap okumadım. Kitaptan uyarlanan dizilerini hiç izlemedim. Zaten uyarlama film ve dizileri izlemeyi sevmiyorum. Çünkü kitabın veridigi tadı vermiyor. Yazarın kitaplarını merak ediyordum ama hep bir çekimser kalıyordum. Kırmızı Pelerin ile bunu kırdım sanırım..
Biz insanlar her şeyi anlatıyoruz ama kendimize dair kötü şeyleri pek dile getiremiyoruz. Toplum olarak böyleyiz sanırım. Hep bir gizleme hep bir aman ayıp bahsetmeyelim tavrı.
İşte Aysa 'da böyle yetişmiş bir kadın. Ta ki Gülseren Hanim'ın kapısını çalıp eşikten geçene kadar.. o artık susmayacak .. bildigi dilde anlatacak her şeyi. Önce siyah tül şapkası sonra ise kırmızı pelerini çıkacak üstünden. Ve etrafında özgürce dönerken dökülecek her şey bir bir ortaya. Ailesinde yaşadıkları, baskılar, şiddetler, psikolojik travmalar ..
okurken kızıyorsunuz, okurken böyle bir dünyada yaşadığınıza ve hala değişmeyen kanunlara deliriyorsunuz ve okurken bu kirli dünyaya herkesin çocuk getirmemesi lazım diyorsunuz.. tüm bu anlatılanlardan dolayı okuması zor bir eserdi. Unutamayacağım kitaplar arasında artık.
Akıcı kalemini sevdim yazarın. Sanırım artık yavaş yavaş diğer eserlerine geçiş yapabilirim. Okuyup ders alınması gerekiyor. Gerçi bizler bunları TV de , gazetelerde veya hayatın içinde gördüğümüz halde ders almayan bir toplumuz değil mi PARDON ....
Gülseren Budayıcıoğlu'nun kitaplarını hayatımda hangi dönem okumuşsam yazdıklarının o dönem ki sıkıntılarımı hafifleten, bana iyi gelen bir yanı olmuştu.. Yine son kitabı Kırmızı Pelerini de bu hislerle aldım altını çize çize kitaptaki kahramanları anlaya anlaya kitabı sindirerek okudum. Ve yine bana çok iyi geldi. Yazarın dili oldukça sade hemen herkesin rahatça anlayıp zevkli bir şekilde okuyabileceği bir kitap. Geniş bir kitleye hitap etmesinden dolayı anlatımını basit tutup daha çok olaylar ve "kader motifi" , "bilinçdışı" kavramlarının üzerinde duruyor. Kader motifi çocukluğumuzdan öğrendiğimiz inandığımız alıştığımız davranışları bir ömür boyu devam ettirip sürekli aynı hatalar üzerinde yaşamamız. Kendi kader motifimizi bulmak oldukça zor. Ancak başka insanları dinledikçe, okudukça kader motiflerini net bir şekilde görüyoruz. Yaşanmış gerçek hayat hikayelerini okurken onlarla bazen üzülüyor bazen seviniyor tüm duyguları onlarla yaşıyoruz. Olaylar kişiler bizden çok farklı olsa da, bize hissettirdikleri bunlara çok benziyorsa kendimizi keşfetme yolunda önemli bir adım atıyoruz. Ve kendi kader motifimizi bulmaya yakınlaşıyoruz. Burada da başladığımız yol bizi nereye götürürse götürsün bunu farkedip kendimizi oluruna bırakmak değil en aydınlık yolu bulup bu döngüden çıkabilmek kendime yapacağımız en büyük iyilik oluyor...