Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Kırık Hayatlar - Halid Ziya Uşaklıgil | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Kırık Hayatlar Kitap Bilgileri


Yazar: Halid Ziya Uşaklıgil
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 47 dk.
Sayfa Sayısı: 416
Basım Tarihi: Şubat 2016
Yayınevi: Özgür Yayınları
ISBN: 9789754472257
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Kırık Hayatlar Kitap Tanıtımı


Kırık Hayatlar' da, yazarın, aile kurumunun kutsallığı, yalnızlığın yıpratan acısı karşısındaki alternatif duruşu, evlenme yöntemleri, gelenekler, eş seçiminde aile baskısı, komşuluk ilişkileri vb. konulardaki dikkatlerini görmek mümkündür. İç içe geçmiş çeşitli yaşam hikâyelerinin verilişindeki okuru yormayan düzen, eseri başarılı kılmaktadır. Roman hem tutku, acı, nefret vb. bireysel duyguları, hem de toplumsal bir kurum olan aileyi ve toplum yaşamındaki aksaklıkları sorgulayan bir eserdir..




Kırık Hayatlar Kitaptan Alıntılar


1. "İnsanın ruhu ne garip ve komik bir sahneydi."




2. "“Hayatında hiç kendisini böyle mesut hissetmemişti.”"




3. "Ölüyorum Vedide! Bilsen ne acı çekiyorum..."




4. "İnsan yarım kalmaz azizim...
Yarım bırakılır, yarı yolda bırakılır.
Yaralı bırakılır!"




5. "Bugün her vakitten çok çökmüş, her vakitten çok acı içindeydi."




6. "İnsanlar ! İnsanlar ! Hepsinin göğsü yırtıcı bir hayvanın vahşi zulümlerini saklıyor."




7. "İnsan yarım kalmaz azizim...
Yarım bırakılır, yarı yolda bırakılır.
Yaralı bırakılır!"




8. "Bende takdir olunacak, benzemeye özenilecek hiç, hiçbir şey kalmadı."




9. "Biliyor musunuz? Ömrümde beni bu kadar mest eden bir dakika yaşamadım."




10. "Kadınların iyiliğine biraz da erkekler sebeptir, değil mi Efendim?"




11. "Kendi kendisinden iğrendi. Demek bu derece alçak bir adamdı."




12. "İçin için sızlayarak göğsünü kemiren bu hastalıklı noktayı örtmek, uyuşturmak, onu unutmak istiyordu…"




13. "Ne önemi var? Biraz sendelemekten, arada bir düşmekten ne zarar çıkar? Yeter ki düştüğümüz yerde kalmayalım..."




14. "Kadınlar hemen her zaman böyledir… Bir kere severlerse sevgilerini mağlup edecek hiçbir kuvvet yoktur."




15. ""Siz kadınlar, hepiniz az çok çocuksunuz, hele bir endişeye, kalbinizde sizi kemirecek bir kurda her zaman muhtaçsınız. Bu öyle bir asabi hastalık ki bunun tek ilacı gözyaşlarıdır. Saadetinizin neşesini sağlıklı tutmak için sizi ufak tefek vesileler bularak ağlatmalı. Kadınlar ağlamaziarsa saadetlerinin dinginliği bozacak şeyler icat ederler, asılsız felaketlerle kendilerini zehirlerler, mutlaka hiç olmazsa bir parça bedbaht olmak için sebepler bulurlar ve çoğu zaman bu o kadar tehlikeli, o kadar zararlı olur ki bir gün kendileri de fark etmeksizin artık bir daha mesut olmamak üzere bedbaht olmuş bulunurlar.""





Kırık Hayatlar Kitap İncelemeleri


Romanda ağır bir dil ve olabildiğine uzun cümleler kullanılmıştır. Romanın kendine özgü bir okuma tadı var. Karakterler ince elenip sık dokunulmuş aynı zamanda erkekler ve kadınların ruh tahlilleri yerinde yapılmıştır. İnsanın kendi duygularına mahkum olarak davranışlarını kontrol edememesi, bir hatayı bile bile tekrarlamanın nedenleri ve bu hataların kefaretleri oldukça iyi analiz edilmiştir.Okuması biraz zaman alsada kesinlikle okumaya değer .(BURADAN SONRASI İÇERİĞE DAİR BİLGİ İÇERMEKTEDİR) Mutluluk, huzur, namus ve onur kazanmak zor kaybetmekse oldukça kolaydır. Mutlu olduklarını düşündükleri zamanda insanların üzerlerine bir kaygı çökmektedir. Bu romanda iyi bir hayatının olduğunu düşünen Ömer Behiç başka hayatlara bakarak yeis içinde onlara acır ve onlara nasihatler vererek yol göstermeyi ister. Yakın arkadaşı Bekir Servet’in kadın düşkünlüğü ve eğlence peşinde koşmasını tasnif etmez ve onu kınar. Ama gittikçe sahip olduğu değerleri terk ederek yasak bir aşka tutulur. Bu aşktan en çok zararı eşi Vedide görür.Kendisinin asla yapmaya ihtimal vermediği her şeyi yine kendisini yaparken bulur .Bahsettiği ne kadar değer varsa hepsini çiğnemiştir. Bu sırada Bekir Servet kendisine çeki düzen vermiştir ve evlenmiştir.Ömer Behiç’in huzurlu yuvası derinden sarsılmıştır. Küçük kızı Leyla uzun bir hastalıktan sonra yaşamını yitirmiştir. Ömer Behiç yaptığı hataların diyeti olarak bu ölümün ona ceza olduğunu düşünmüştür.




Nereden başlasam, nasıl anlatsam kitabı bilemiyorum. Ruhum sancıyarak okudum bu eseri. Vedide'nin sancısını taa yüreğimde hissederek...
Kitap en başlarda biraz sıkıcı geçiyor şahsımca fakat sonrasında bir açılıyor pir açılıyor. İşte o an alıyorsunuz ki Halid Ziya ne kadar büyük bir yazar. Kitap sizi içine öyle bir çekiveriyor ki sanki bir karadelik içerisinde döndükçe dönüyorsunuz. Vedide'nin hislerini, acılarını, gözyaşlarını kalbinizin en derin yerlerinde hissediyorsunuz. O an Vedide olmaktan korktum, kalbim daraldı, dayanamadım ve kitabı attım elimden. Yaşadığı elemin tarifi imkansız. Yanında olmak istiyorsunuz fakat yalnızca gözyaşlarınızla ona destek vereceğinizi hissettiğinizde içiniz bir kez daha sancıyor. Minik Leyla'sının yaşadığı azabı istemsizce bir kenara koyup, oturup Vedide için dert yanıyorsunuz hayata... Ömer Behiç'e duyacağınız nefretin ise haddi hesabı yok. Kitabı okurken onu sevmekle sevmemek arasında çok gittim. Ama bencilliği o denli ağır bastı ki yüreğimde, nefretler içinde andım onu.
Duygularım çok keskin oldu bu esere karşı. Ortasını bulamadım bir türlü. Okumak isteyene şiddetle öneririm. Halid Ziya'nın bu eserinde de kendinizi bambaşka bir yolculukta bulacaksınız. Sıkmayan ama yoğun duygular yaşatan. Ben Vedide'nin kalbinde yaşadığı derin sızıyı hissederek veda ediyorum kelimelerime. İyi okumalar.





'in

adlı başyapıtından sonra tam bir olgunluk dönemi eseri diyebilirim. İlk romanı

'yi Ahmet Mithat Efendi etkisinde ve henüz roman konusunda olgunluğa tam olarak ulaşamasa da onun ardından

ve

eserlerini tam anlamıyla zirveye taşıyıp bu eseri ilk olarak Servet-i Fünun'da tefrika etmiştir fakat roman bitmeden tefrikayı sonlandırıp Vakit Gazetesinde tamamladı. Eserde Ömer Behiç'in ailesini başka bir kadın uğruna ihmal etmesi sonucu kızının sonunu getirmesi konu edinmiştir. Ömer Behiç'in yaşadıklarını hazin bir sonla ele alıp aile içi çöküntüye, aşk, ihanet gibi konularla harmanlayak ana tema olarak da Kaçış Temasıyla birleştirmiştir. Mai ve Siyah'ta Ahmet Cemil'in annesiyle birlikte İstanbuldan Arabistana gitmeleri, Aşk-ı Memnu'da Behlülün kaçması gibi bu eserde de Ömer Behiç'in karısıyla birlikte uzaklara gitmek isteyip yeni hayat kurmak istemesi hem dönemin özellikleri hem de eserlerindeki vazgeçilmez temalarından biridir. Bunların yanında diğer eserlerindeki gibi ailenin dağılması, ahlaki çöküntü de ana temalardan biri olmuştur. Bir diğer önemli özelliği de karakterlerin iç dünyalarına yer verip psikolojiyi de bu eserde daha anlaşılır olması ve okuyucuda bir acıma duygusu oluşturacak biçimde ele almıştır. Aşk-ı Memnu'dan sonra döneminin en güzel eserlerinden biridir Kırık Hayatlar okuyalım, okutalım. :)





Kitabı dün gece bitirdim. Son 50 sayfamda artık bitsin neler olacak öğreneyim heyecanı ile gözlerimi kitaptan ayırmadan koptum dünyadan.
Fakat gönlüm artık bir şeylerin düzelmeyeceği hep bir iç sıkıntısıyla yaşayacak olan Vedide ile solmuştu.
Halit Ziya'nın diğer romanlarını da okumuştum. Özellikle Aşk-ı Memnu kitabında ben Bihter'in iç tahlilini,iç konuşmasını ve psikolojisini çok merak etmiştim fakat sanki o kadar derin anlatılmıyordu gibi hatırlıyorum.
Kırık Hayatlarda tam tersine bireyin iç dünyasını esas alışı ve bunu uzun cümlelerle olağanüstü bir şekilde anlatması çok başarılıydı. İncelemelerde bunun biraz yorduğundan bahedilmiş fakat bu beni yoran değil aksine kitaba daha fazla bağlayan bir unsur oluyor. Bunun sebebi anlatamadığım bir hissimi bulmak, insanların kendisiyle yüzleşmesini sevmekten geliyor olabilir.
Ömer Behiç'i gözümde canlandırma da biraz zorluk çektim. Onu hangi tarafa koymam gerektiğini bilmiyorum. Ama onun sürekli bahsettiği şeyden fire vermesi bana şunu hatırlattı: 'kim neyden çok bahsediyorsa o ondan eksiktir.'
Maalesef ki Ömer Behiç'in beni yanıltmasını çok istedim. Fakat Vedide hissetmeye başlayınca ne yazık ki bende de bir şeyler koptu gitti.
Kitap bana evlilik hayatını tekrardan sorgulattı.
Artık kopan bir aile hayatı vardı. Hangi dize kapanış hangi gözyaşı bazı şeyleri silebilirdi?
Toplumu ahlak yönünden yansıtması amaçlanıp aile hayatına dokunuşları da verilmiştir.




Kırık Hayatlar, Servet-i Fünün dönemi romanlarının üçüncüsüdür ve olaylar Osmanlı’nın son döneminde geçmektedir.
Yine bir yanlış batılılaşma eseriyle karşı karşıyayız. Bu dönem eserleri genelde bu konu üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu eser, Batı’nın ilmini, bilimini ve teknolojisini almak yerine kültürünü alıyor oluşumuzun bir eleştirisidir. Kendini aydın diye niteleyip halktan üstün olduğunu düşünen çevre yanlış batılılaşmanın örneğidir. Bu çevrede aile bağları kopmuştur çünkü sergiledikleri davranışlar Türk aile yapısından bir hayli uzaktır.

Kitabın ana karakteri Doktor Ömer Behiç ailesine sadık, eşi ve kızları için çabalamaktadır. Ömer’in eşi Vedide ise zengin bir ailenin kızı olmasına rağmen İstanbul’un eğlence hayatına hiç girmemiştir.
Güzel ve sıcacık olan bu aileyi Ömer bozacaktır. O, İstanbul’un bu eğlence hayatından uzak kalamayacaktır. Diğerleri gibi o da karısını aldatacaktır. Öyle ki kızı hastayken bile sevgilisinin yanına gitme derdine düşmüştür. Kitabın sonunu mutlu mu yoksa mutsuz mu bitecek bunu da okuyuculara bırakıyorum

Benim sevdiğim bir eser oldu. Halid Ziya’nın dili çok ağır. Benim iki üç defa aynı yeri okuduğum oldu. Sayfa sonlarında kelime anlamları yazıyor olması çok yararlı oluyor. Tabii bu dediklerim sizi aldatmasın kitabı tavsiye ederim



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: