Kibrit Çöpü Mezarlığı Kitap Bilgileri
Yazar: Büşra Yılmaz
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 19 dk.
Sayfa Sayısı: 364
Basım Tarihi: Eylül 2019
İlk Yayın Tarihi: Eylül 2019
Yayınevi: Epsilon Yayınevi
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786051736204
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kibrit Çöpü Mezarlığı Kitap Tanıtımı
Ölüme fısıldayan adam öldüyse, kibrit çöpü mezarlığı neden boş?"
Öldüğü söylenen sevgilisinin cesedini bulamadığı için onun hâlâ yaşadığına inanan Yosun, gerçekleri öğrenebilmek için geçmişi eşelerken Bay K’den yardım ister. Ancak bu yolculukta öğrenebildiği tek şey, geçmişte duyduğu her şeyin yalan, bildiği tüm yalanların da eksik olduğudur.
İnsanlar, ölenlerin ardından, “Onu kaybettik,” diyor. Peki kaybedilen şeyin bulunma ihtimali her zaman yok mudur?
BENİ BUL.
Benim yaşamak istememe sebebim, bu dünyada değil, kafamın içinde yaşıyor oluşum… Dünya acımaz, kabul ediyorum… Ama siz bir de kafamın içini görün.
Kibrit Çöpü Mezarlığı Kitaptan Alıntılar
1. ""Sen kuş değilsin. Bırak, yansın kanatların ve tekrar balık ol.""
2. "Seni ne kurtarırdı bilmiyorum. Ama sevginin kurtarmadığını yaşayıp gördüm."
3. "Benim yaşamak istememe sebebim, bu dünyada değil, kafamın içinde yaşıyor oluşum... Dünya acımasız, kabul ediyorum... Ama siz bir de kafamın içini görün."
4. "Öldüğümde bile aklın bende kalmasın. Ben cehennemi bu dünyada inşa ettim. Bu dünyada gördüm. Ve bu dünyada yandım. Artık yanacak hiçbir yerim kalmadı."
5. "Ne olursa olsun, düzgün yapabildiğim tek şey seni sevebilmek."
6. "Benim yaşamak istememe sebebim; bu dünyada değil, kafamın içinde yaşıyor oluşum.
Dünya acımasız kabul ediyorum... Ama siz bir de kafamın içini görün."
7. "☆☆☆
Acıya alışık olması, acımadığı anlamına gelmez.
Sadece acısını belli etmemeyi iyi bildiği anlamına gelir.
☆☆☆"
8. "Acıya alışık olması, acımadığı anlamına gelmez."
9. "Çocukluğumdan beri başkaları gibi olmadım.Dünyayı diğerlerinin gördüğü gibi görmedim.Tutkularımı ve kederimi, onlarla ortak bir kaynaktan almadım.Yüreğim uyanmadı başkalarının sevinç duyduğu seslerde.Ve sevdiğim her şeyi, yalnız sevdim."
10. ""Onu en son gördüğümde gökyüzündeydi. O yüzden artık kuş olmak istiyorum doktor.""
11. "Hislerim kaybolsa, hissizleşsem."
12. "Gülümsüyorsun. Konuşuyorsun. Ama... sana sarılmaya kalktığımda, yok oluyorsun."
13. "Başkalarının fikirleriyle şekillenmiş hastalıklı zihinlerimize hapsolduk."
14. "Acıya alışık olması, acımadığı anlamına gelmez. Sadece acısını belli etmemeyi iyi bildiği anlamına gelir."
15. "Kafamın içinde çok fazla vakit geçirdim. Ve sonunda aklımı kaybettim.
~Edgar Allan Poe~"
Kibrit Çöpü Mezarlığı Kitap İncelemeleri
“Sen kuş değilsin. Bırak, yansın kanatların ve tekrar balık ol.”
Kitaba başlamadan önce ilk kitabını alıp tekrar okudum. İlk kitabı bitirince hemen ardından Kibrit Çöpü Mezarlığı kitabına başladım. Benim için iki kitapta ortalama kitaplardı. Ne çok sevdim ne de nefret ettim diyebilirim. İlk kitap çok açık uçlu bittiğinden devamını merak etmiştim. Kitap tahmin ettiğim şekilde ilerledi. Sonu dışında.
Kitap üç bölümden oluşuyor. İlk iki bölüm biraz yavaş ilerlese bile son bölümü daha akıcı bir şekilde okunuyordu. Karakterler biraz daha oturmuş ve olay döngüsü daha iyi bir hal almıştı.
Kitabın konusuna girmeyeceğim. Ama şunu söylemeliyim ki herkesin bir okuma zevki var. Kitabı seven bir kitle var. Yani çok aşağılayıcı yorumlar yapmak pek hoş değil. Söylemeden geçmeyeceğim çok daha güzel kitaplar okudum. Kitabın çok bir olayı yok. Gençlik türü bir kitap ama ben nedense kitabı ilki kadar sevemedim. Kötü diyemem ama ilk kitap kadar etkilemedi beni.
Kitap akıcı ve kolay okunuyordu. İlk kitabına göre konu daha iyiydi. Soru işaretleri çözülüyor ve olay bir yere bağlanıyordu.
Kitaba çok büyük beklentiler ile başlamazsanız gayet hoş bir hikayesi vardı. Ben sanırım bu büyük beklentimden dolayı kitabı çok sevemedim. Eğer bu tür kitaplar okumayı seviyorsanız okuyabileceğiniz bir kitap. Eğer tarzınız değilse hiç okuma girişiminde bulunmamanızı tavsiye ederim.
Spoiler içerir
Merhaba arkadaşlar. Uzun zamandır okumak isteyip ama bir türlü fırsat bulamadığım kitabımı sonunda okundum. Ölüme fısıldayan adamı okuduktan sonra nasıl bekledim bu kitabı anlatamam. O kadar çok sevdim ki serinin ilk kitabı zirvede benim için. Seri kitapların bir çoğunda diyeyim ilk kitaptan sonra ikinci kitap malasef ilkinin yerini tutamıyor. Kibrit çöpü mezarlığı da öyle oldu benim için. Çok mu kötü derseniz değil okunur.. Kendini okutturuyor ama ilk kitap nerede bu kitap nerede. Ne olmuş dedim karakterlere. Beklentim o kadar yüksekti ki anlatamam. Baştan sona anlam veremedim desem. Yani özgür 'ün amacı zaten belliydi nereden çıktı şimdi bu kendi ile savaşmak. Bir kere Özgür dediğimiz zaman akla ilk tilkileri gelir. Nereye gönderdin o tilkileri bilmiyorum ama bir an önce özüne dön. Sen bu değilsin. Yosun desen bana göre ilk kitapta nasılsa yine aynı. Ne olacak senin bu halin bilmiyorum. Anıl ne yapmaya çalıştın anlamadım. Özgür'ün öldüğüne nasıl inanırsın. İnanmak için nasıl gerekçelerin vardı merak ettim açıkçası. Bay K sonunda gizemi çözüldü. Şaşırdın mı diye sorarsanız evet şaşırdım. Beklemiyordum. Beni yine en çok etkileyen Pınar oldu. Adı geçince bile üzülür mü insan? Üzülür. Yine duygulandırdın beni. Son olarak şunu diyeceğim üçüncü kıtapta özgür ve tilkileri geri dönmesi dileğiyle.. Yalnız şunu söylemeyi unuttum kitabın kapağını beğendim. Kitap üç bölümden oluşuyor. Son bölüm kitabın tam ortasında devam etmesi çok marjinal olmuş. Beğendim .Kimler okudu bakalım..
Herkese merhaba
Ölümüne Fısıldayan Adamın devam kitabı olan Kibrit Çöpü Mezarlığını okudum geçenlerde.
Ölümüne Fısıldayan Adamı çok uzun zaman önce okumama rağmen bazı kısımları hatırlarken bazı kısımlarda biraz eksik kaldım açıkçası. Son kısmı çok vurucu olduğu için hatırlıyorum ama yeterli olmadı.
Seriler de peş peşe ya da en azından az bir süre ile okumak önemli. Özellikle yoğun duygular içeren bir kitapsa eğer.
.
Yosun duygusal, yaşanmışlıklarını derinden hisseden bir kız. Özgür'ü kaybettiğini düşündüğünden beri Levent ona yardımcı olmaya çalışıyor. Levent ise hiç bir şey hissetmeyen, içinde hiç bir duygu barındırmayan biri. Yosun ile anlaşma yapıyorlar. Levent Özgür 'ü bulacak, Yosun Levent' in kaybolan hislerini.
.
Çok şey söylemek isterdim ama şimdi hem spoiler olur hemde ilk kitabı okumayanlar olduğu için yetersiz bilgi olur. Kitap da hiç düşünmediğim şeyler öğrendim. Yazar sol kroşe vurmuştu açıkçası.
Kitapta her bölüm tarih ve müzik eşliğinde başlıyor toplam 3 bölüm. Bunu niye mi anlatıyorum çünkü kitap önlü arkalı. 1. Bölüm önden 2. Bölüm arkadan başlıyor. Konusu yavaş ilerlese de 3. Bölüm de hız kazanıp bitiyor ve büyük ihtimal devamı gelecek ama kim bilir ne zaman. Bana göre biraz melankoli de olsa sevdiğim bir kitap oldu.
Kapak tasarısı mi ise ayrı efsane.
Sevdim. Yazarı 4nucretsizkitap.com.tr kitabı ile tanıyorum. Çok eğlenceli idi. Bu ise farklı bir tarz. Zengin kızlar yakışıklı oğlanlar olmadan okuduğum bir kitap olduğu için mutluyum.
Tavsiye ederim
Sevgiler
Kitap gerçekten çok güzel. Fakat bir o kadar da depresif. Yaşımın bana verdiği heves ile okumak istedim. Kitabı 2 günde bitirmemin sebebi içimdeki sıkıntının geçmesiydi, o kadar acı şeyler yaşıyorlar ki kitabı kenara bıraksanız da aklınızdan çıkartamıyorsunuz... Kitaba anlamadığınız bir şekilde bağlanıyorsunuz. Resmen içim karardı! Ah, çok değişik duygular içerisindeyim. Beyninin içindekileri kontrol edemeyip sevdiği kızdan onu öldürmesini istemek. Tek suçu da kötü insanlara karşı merhametini kaybetmesi. Sevdiği kadını gözleri önünde üç kişi haklarken, o üç adam orada nasıl iki ruh cesedi bıraktıysa, o da onların psikolojileri ile oynayıp intihar etmelerini sağladı. Bu ne kadar canice bir şey olsa da acınacak hiçbir şey yokken, adam dayanamayıp ölmek istedi. Kitabın baş karakteri Özgür kalbi ve beyni arasında kalırken gerçekten okumakta zorlandım. Diğer bir sevdiği kız ile hayatları mutlu olmaya hiç müsait değil. Her zaman ölmeyi arzuluyorlar. Asıl güç olan da yaşamak değil mi? O kadar yaşayamamışlar ki, güçleri kalmamış... Kitabı hem kendime saklamak istiyorum hem de herkes okusun da bu acı dolu hayat hikayelerini bilsinler istiyorum.
3. Kitap mutlaka çıkmalı.
Sadece kitap değil okuyucu da yarım kaldı.
Kocaman bir boşluk ile kalakaldım...
Merhabalar arkadaşlar bugün sizlere güzel bir eserlerle geldim. Uzun zamandır bitirmeye çalıştığım bir kitaptı. Araya başka kitaplar girince bu eseri kenara alıyordum ama sonunda bitti. Büşra'nın kalemini çok sevdiğimi öncelikle belirtmek isterim. İlk kitap olan 'Ölüme Fısıldayan Adam' oldukça başarılıydı. Zirveye ulaşan bu eserle tanındı yazarımız ve çok okunan listesinden uzunca bir süre ilk sıralarda yer aldı. Daha sonra 4Nucretsizkitap.com.tr ile güzel bir ilerleme kat etti. Hatta senaryoya döküldü ve ekranlara yansıtıldı. Genç kurgu olan bu eserleri oldukça sevildi.
Bu ikinci kitap, birinci kitabın biraz gerisinde kaldığını düşünüyorum ben şahsen. İlk kitapta Özgür'ü ve Yosun'u tanıyıp çok sevdik. Hatta karakterlerleri öyle güzel anlatmıştı ki Büşra, aşık olmamak elde değildi. İkinci kitapta o kendinden emin Özgür gitmiş yerine donuk bir adamı bırakmıştı. Bu okuyucuya hayal kırıklığı olarak geri döndüğünü düşünüyorum. Yosun'u ilk kitapta daha çok sevmiştim ama ikinci kitapta sönüktü sanki. Anıl'ın tavırlarıda hoşuma gitmedi. Bu ikinci eserde kitaba yeni gizemli bir karakter olarak gelen Bay K'nin kim olduğunu öğrendiğiniz de şaşırabilirsiniz. Bir an Yosun, Özgür yokken ona kapılıp aşık olup gidecek dedim ama olmadı tabii. Fakat her şeye rağmen Büşra'nın kalemini okumak benim için her zaman zevkli oldu. Sizlerde hala okumadıysanız tavsiye ederim.