Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Kibrit Çöpleri - Murathan Mungan | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Kibrit Çöpleri Kitap Bilgileri


Yazar: Murathan Mungan
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 4 dk.
Sayfa Sayısı: 108
Basım Tarihi: Temmuz 2018
İlk Yayın Tarihi: 2011
Yayınevi: Metis Yayınları
ISBN: 9789753427906
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Kibrit Çöpleri Kitap Tanıtımı


Murathan Mungan’ın alışılmadık kısalıkta, 1-1.5 sayfalık kısa öykülerini, kitapta yer alan şu cümleleri çok iyi anlatıyor: En kısa hikâye parçasına an denir. Bazı anlar bütün yaşamımızı belirler. "Bütün yaşamımız" dediğimiz de o birkaç âna bakar aslında... Bu yüzden yıllar sonra en çok hatırladıklarımız anlardır. Gerisi bulanıktır. Geçmişi anlar berraklaştırır.




Kibrit Çöpleri Kitaptan Alıntılar


1. "‘Yolda kalmış öyküler, yol almış öyküler, yoldan geçen öyküler, yolda geçen öyküler, yarı yoldan dönmüş öyküler, yoldan çıkmış öyküler, yolsuz kalmış öyküler, yolunu kaybetmiş öyküler, yolumuza çıkan öyküler, yolumuzu kesen öyküler;
anlamak, anlatmak için yolumuzu beklerler.’"




2. "Yaralarımızı birbirimize gösterecek kadar soyunamıyorduk henüz birbirimizin yanında."




3. "Neden hep "Keşke böyle olmasaydı. " deriz hayatta?"




4. "Bazı erkeklerin hikâyesini anmak bile yorucudur."




5. "Onca şeyi unutuyor da insan, bazı şeyler hep dün olarak duruyor insanın içinde."




6. "Meğer bir hikâyemiz varmış onunla.."




7. "Bir zamandır herkes birbirini arıyor zaten. Yanlış yerde, yanlış zamanda..."




8. "Çok fazla uğraşma, en iyi şeyler beklenmedik zamanlarda olur."




9. "Bazı şeyleri bazı insanlarla konuşmanın hiçbir olanağının kalmadığı durumlar vardır."




10. ""Çok fazla uğraşma en iyi şeyler beklenmedik zamanlarda olur.""




11. "Şimdi zamana katlanmayı öğreniyoruz."




12. "Kimi zaman insan geçmişten gelen sesleri duymak ister..."




13. "Dünyanın bütün yaraları aile yaralarıdır."




14. "Onca şeyi unutuyor da insan, bazı şeyler hep dün olarak duruyor insanın içinde."




15. "Hayat bazen istemediğimiz kadar büyütürdü bizi."





Kibrit Çöpleri Kitap İncelemeleri


Murathan Mungan'ın okuduğum ilk kitabı. Çok duymuştum ve bende merak uyandırmıştı açıkçası. Beklentimi karşıladı. Dilini ve anlatış biçimini son derece beğendim. Bugün bir yazar daha kazandığımı düşündüm ve bu beni mutlu etti.

Kitaba gelince, yazarın tabiri ile "kıpkısa öyküler"den oluşuyor. 1-2 sayfalık bütün öyküler. Kitapta yer alan seksen mini öyküyü birbirine bağlayan bir tema yok; ama hepsi aynı estetik yaklaşımla yazılmış olduğundan kitabın görünür bir bütünlüğü var. Her kısa öyküden bir uzun öykü oluşturmak istedim. Gerçekten de bütün öykülerden ayrı ayrı birer kitap yazılabilir. Her öyküsü tam da bir çakımlık ışık verip sönen kibrit çöpü misali...

Yazar, birkaç kez bu öykülerin nasıl olduğunu, nasıl okunmalarını istediğini söylüyor kitabın içerisinde. Özellikle dikkatimi çeken şeylerden biriydi. Mesela; "An" adlı öyküde kitapta yer alan metinlerin özüyle ilgili önemli bilgi veriyor okura. “En kısa hikâye parçasına an denir. Bazı anlar bütün yaşamımızı belirler.‘Bütün yaşamımız’ dediğimiz de o birkaç âna bakar aslında... Bu yüzden yıllar sonra en çok hatırladıklarımız anlardır. Gerisi bulanıktır. Geçmişi anlar berraklaştırır.” Mesela, öykülerin kısalığı ile ilgili olarak da "Duman İşaretleri" adlı öyküde onları “kısa kesik duman işaretleri”ne benzetir. Bu kitapta yer alan metinleri okumak için de çok yerinde bir benzetmedir.

Enfes bir başucu kitabıdır. Sakin kafayla, içselleştirerek okursanız çok güzel bir tat bırakır damağınızda.




Bilen bilir, belli bir arabayı sürekli kullananlar, farklı bir arabayı kullandıklarında biraz afallarlar. Bana göre yazarlarda hatta yazarın farklı kitapları da böyledir.



nın bir kitabını ilk defa okudum. Kitabı elinize aldığınız zaman sanki yarım saat içinde bitirebilecekmişim hissine kapılıyor insan, ama öyle olmuyor.

“Bir dosta yarasını gösterir gibi anlatanlar için anlattım bugüne kadar ne anlattıysam.”

“Gün içinde yaşadığınız, üzerinde durmaya değmez sandığınız, hemen herkese önemsiz görünen onca ayrıntının, gündelik tekrarın, alışkanlığın bir öykü cümlesinde tam da sizin düşündüğünüz gibi capcanlı ifade edildiğini okuduğunuzda, hayata ilişkin bir mutluluğa kapıldığınız olur mu sizinde?”

“Bu nedenle yaşamdan ödünç alınmış birileri, edebiyatın ger çek kahramanlarıdır.”

Yazar insanın yaralarından, hiç önemsemediğimiz olaylardan veya insanlardan bahsederken, gerçekten de insan, olay tahlili yapmış.

Bütün bunların yanında, öyküleri okurken bazılarından bir anlam çıkaramasam bile, bazıları direk hiç zorlamadan anlamı yakalayabiliyorsun. O kadar ustaca yazılmış bir kitap ki, insan yaşadıkça ve gördükçe hikayelerden anlam çıkarabiliyor. Benim kanaatimce kitabı üç beş yılda bir tekrar okumakta fayda var.

Bir dialog, bir olay, bir hikaye size ne kadar basit görünürse görünsün, usta bir yazar, sizi bakış açısıyla şaşırtabilir. Bu kitap böyle bir kitap.

Keyifli okumalar dilerim.




“Az söz, çok şey, gerisini okurun tamamlamasını istediğim bir sürü ucu açık başlangıç ya da belirsizlik. Kitapta
ben sadece kibriti veriyorum, ateşi yakması sizden.” diyor Murathan Mungan. Öykü/ler için söylenecek o kadar çok şey var ki genel olarak ele aldığımızda, türlerine baktığımızda tarihi gelişim sürecini incelediğimizde ne kadar zengin olduğunuzu görürüz. Murathan Mungan öyküye eklenen yeni türün (küçürek öykü, mini kurgu, çok kısa öykü, kısa kısa öykü vb.) örneğini bu eserinde kayda değer ölçüde bizlere sunmuş.
Okuyucuya vermek istediği mesajı ilmik ilmiş işlemiş. Az sözle çok şey anlatmış. “Gaz,ruj” öyküsünde tüylerimin diken diken olduğunu hissettim. Kocasının kendisini aldattığını ilk kez, eve geldiğinde kül tablasında unutulmuş sigara izmaritindeki ruj izinden anlayan bir kadının boşanması.. Yaşlandığında evinde gaz musluklarını açıp intihar ile ölümü tercih etmesi. Bulunduğunda ise önünde çay bardağı, bir küllük ve küllükte ruj izleri olan sigara izmaritleri… Oysa kadın sigara içmiyordu…! (syf.64-65)
İyi bir öykü, uzun ya da kısa değildir; olması gerektiği kadardır benim kanaatim. Öykü bittiyse uzatmamak gerekir mantığıyla oluşturulmuş bu eser okunmaya değer nitelikte.
Modern çağda işte tam da bu noktada, Murathan Mungan gibi postmodern bir yazarın kendine has bir üslupla kaleme aldığı bu eser kısa öykü alanında önemli bir örnek teşkil ediyor..




Bu eser çok fazla minimalist ve derin bir edebiyat anlayışını yansıtan, hem biçimsel hem de içerik açısından benzersiz bir kitap. Bu eser, yazarın keskin gözlem gücünü, dil işçiliğini ve duygu yoğunluğunu zarif bir şekilde sergiliyor.

Kitap, genellikle birkaç cümle ya da kısa paragraflardan oluşan metinlerden meydana geliyor. Her bir "kibrit çöpü," küçük bir hikâye, düşünce ya da duyguyu yakalamaya çalışıyor. Bu yönüyle, her bir metin okuyucunun hayal gücünde tamamlanmayı bekleyen bir an ya da bir hikaye hissi veriyor. Bu durum, okuru metnin içine çekerken bir yandan da kendi hayatıyla ya da deneyimleriyle bir bağ kurmasını sağlıyor.

Bir okur olarak Kibrit Çöpleri’ni okuduğunuzda, bir kitaptan ziyade bir günlük ya da bir defter okuyor gibi hissediyorsunuz. Her bir kibrit çöpü, sanki yazarın zihninden dökülen bir anlık iç çekiş ya da fark ediş gibi. Kitabı okudukça, okur olarak siz de kendi kibrit çöplerinizi aramaya başlıyorsunuz: Hayatta sizi etkileyen, küçük ama derin anlamlar taşıyan o anları.

Sonuç olarak, Kibrit Çöpleri hem okunması kolay hem de derin düşünceler barındıran bir kitap. Her bir sayfa, yazarın sanatını, duyarlılığını ve insan ruhuna dair içgörülerini hissettiriyor. Kitabı bir oturuşta bitirmek yerine, zaman içinde ara ara okuyarak her bir "kibrit çöpü" üzerinde düşünmek belki de en iyi okuma yöntemi.




Bu eser çok fazla minimalist ve derin bir edebiyat anlayışını yansıtan, hem biçimsel hem de içerik açısından benzersiz bir kitap. Bu eser, yazarın keskin gözlem gücünü, dil işçiliğini ve duygu yoğunluğunu zarif bir şekilde sergiliyor.

Kitap, genellikle birkaç cümle ya da kısa paragraflardan oluşan metinlerden meydana geliyor. Her bir "kibrit çöpü," küçük bir hikâye, düşünce ya da duyguyu yakalamaya çalışıyor. Bu yönüyle, her bir metin okuyucunun hayal gücünde tamamlanmayı bekleyen bir an ya da bir hikaye hissi veriyor. Bu durum, okuru metnin içine çekerken bir yandan da kendi hayatıyla ya da deneyimleriyle bir bağ kurmasını sağlıyor.

Bir okur olarak Kibrit Çöpleri’ni okuduğunuzda, bir kitaptan ziyade bir günlük ya da bir defter okuyor gibi hissediyorsunuz. Her bir kibrit çöpü, sanki yazarın zihninden dökülen bir anlık iç çekiş ya da fark ediş gibi. Kitabı okudukça, okur olarak siz de kendi kibrit çöplerinizi aramaya başlıyorsunuz: Hayatta sizi etkileyen, küçük ama derin anlamlar taşıyan o anları.

Sonuç olarak, Kibrit Çöpleri hem okunması kolay hem de derin düşünceler barındıran bir kitap. Her bir sayfa, yazarın sanatını, duyarlılığını ve insan ruhuna dair içgörülerini hissettiriyor. Kitabı bir oturuşta bitirmek yerine, zaman içinde ara ara okuyarak her bir "kibrit çöpü" üzerinde düşünmek belki de en iyi okuma yöntemi.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: