Kendinle Savaşma Sanatı Kitap Bilgileri
Yazar: Ichiro Kishimi
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 23 dk.
Sayfa Sayısı: 296
Basım Tarihi: 6 Şubat 2019
İlk Yayın Tarihi: 6 Şubat 2019
Yayınevi: Koridor Yayıncılık
ISBN: 9786057572134
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kendinle Savaşma Sanatı Kitap Tanıtımı
Bir filozof ve genç bir adamın, Freud ve Jung’la birlikte on dokuzuncu yüzyılın en önemli isimlerinden Avusturyalı psikoterapist Alfred Adler’in önünü açtığı yolda deneyimledikleri beyin fırtınası, Japonya’da milyonlarca insanın hayatını değiştiren bir fenomene dönüştü ve şimdi de size duygularınızdan korkmadan yaşamanız, geçmişin zincirlerini kırarak özgürleşmeniz ve kendiniz olmanın önündeki en büyük engele yani kendinize karşı savaştan galip çıkmanız için gerekli strateji ve felsefeyi sunuyor.
İkili arasında geçen diyaloglarda, kendi içinize dönüp cevaplamak isteyeceğiniz ve her cevapta gerçek ‘siz’ olmaya yaklaşacağınız soruların olduğu bu kitapla, artık rüzgarın önüne kattığı başıboş savrulan bir yaprak gibi hissetmeyecek, kendini tanımanın sonsuz okyanusundaki değerli sırra erişerek yaşam bilgeliğini kavrayacaksınız.
Kendinle Savaşma Sanatı Kitaptan Alıntılar
1. "Bana sıkıntı veren sorunlar, o kadar da sıradan değil!"
2. "Yeterince güneş almadan büyümüş bir su kabağıyım sanki."
3. "Mutlu olma cesaretinde sevilmeme cesareti de vardır."
4. "Zorluklarla mücadelenin öğretilmediği çocuklar her türlü mücadeleden kaçınmaya çalışacaktır."
5. "Aşkta ve arkadaşlıkta yaşın bir anlamı yoktur."
6. "..başkalarının beklentilerini tatmin etmek için yaşamıyoruz."
7. "KABUL GÖRME ARZUSUNU REDDEDiN"
8. "Aşırı özfarkındalık, benliği boğar."
9. "Elimizde dil var. Dil aracılığıyla iletişim kurabiliriz. Dilin gücüne ve mantığın diline güven."
10. "İhtiyacımız olan şey diyalog."
11. "(...) Ama başkalarına itimat etmekten korkarsan, uzun vadede kimseyle derin ilişkiler kuramazsın."
12. "Hayat, birisinin sana verdiği değil senin seçtiğİn bir şeydir ve nasıl yaşayacağına da sen kendin karar verirsin."
13. "Bir kişi bir tepeden aşağı yuvarlanıyormuş gibi yaşamaz; ilerideki yokuşu tırmanır. İnsanlar için özgürlük budur…"
14. "Birisiyle yarışmak için yürümüyoruz. Esas değer taşıyan şey, senin şu anki halini aşmaya çalışmandır."
15. "Yaşam tarzlarımızı değiştirmeye çalıştığımızda, cesaretimizi sınarız. Değişim endişe yaratır, değişmemekse hayal kırıklığı."
Kendinle Savaşma Sanatı Kitap İncelemeleri
Bazen tek kitap hayatımızı değiştirebilir.
Acaba bu kitap o kitap olabilir mi?
Evet sevgili okurlar hayatımızda bir çok kitapla ve bu klişe sözlerle pek çok kez karşılaşırız. Ancak denildiği kadar etki bırakmaz ve bizde derinden değişme hisleri barındırmaz, harekete geçmeye teşvik etmez. Fakat bazı tesadüfler ve karşılaşmalar vardır ki öylesine elinize aldığınız bir kitap bir bakarsınız ertesi sabah önünüzdeki tüm manzarayı, hayatı ve ona verdiğimiz anlamı değiştirir. İşte bu kitap da arkadaşımın tesadüfen önüne çıkıp bana da önerdiği sonrasında da benim sizlere okumanız için önereceğim bir zincir oluşturdu. Bilinenlerin ötesinde normalin dışında bilgiler sunan ve gerçekten hayatı ve hayata olan bakış açılarımızı değiştiren tabiri caizse tepetaklak eden bir yanı mevcut . Travmaları reddediş, kendin olma cesareti, kişilerarası ilişkiler, başkalarına katkıda bulunma, öfkeyi ve duyguları kontrol edebilmek, anı yaşayabilmek ve energia gibi daha bir çok kavramı kapsayan, okumaya ve yeni şemalar oluşturmaya, sorgulamalar yapmaya olanak sağlayan bir kitap. Siz de eminim ki bu kitabı okuduktan sonra o zincirin birer halkası olacak ve okunması için kendinizi bu kitap hakkında konuşurken bulacaksınız. Gelelim asıl soruya : Okumaya, değişmeye ve kendinizle yüzleşmeye cesaretiniz var mı?
Okuduğum kişisel gelişim kitapları arasında şüphesiz beni en çok cezbeden kitap Kendinle Savaşma Sanatı oldu. Felsefeyle ve psikolojiyle iç içe olması kitabın kendine kattığı güzel bir ayrıcalık bence. Kitap Sokrates'in diyalektik yöntemi gibi bir yol oluşturmuş kendine. Tıpkı Sokrates ve öğrencileri gibi diyaloglar halinde doğru cevaba ulaşmak amaçlanmış. Bu durum ise mutlak cevap arayan Genç ve ona doğru cevapları verecek olan Filozof arasında geçen diyaloglarla sağlanmış.
Sokrates-Platon benzetmesi, Freud ve Adler çatışmaları, Adler psikolojisi üzerinden kavramsal terimler ve niceleri...
Kendinle Savaşma Sanati, felsefecilerin yıllardır ilgilendiği ve her kişinin muhakkak farklı yorumlayacağı bir soru üzerine endekslenmiş bir kitap benim nezdimde: "Nasıl mutlu olunur?". Kitapta bu sorunun cevabı benim açımdan olabildiğince tatmin ediciydi, aynı zamanda hayattan ne istediğimi de bana tekrardan hatırlattı. Kısacası istediğim cevabı çabasız aldım.
Kitapta sonuna kadar Filozof'un Adler'in kurduğu sistem üzerinden savunduğu bir töz var: her problem kişiler arası ilişkilerden ötürü meydana gelir. Geniş bir perspektiften baktığımızda haksız bir görüş değil, bu yüzden Genç gibi saf bir ön yargı oluşturmadan okumanızı tavsiye ederim. Zira kitap sizin çoğu şeye ve kişiler arası ilişkilere olan bakış açınızı genişleterek hayata daha çabasız yaklaşmanızı sağlayacak.
Hayat bakış açınızı değiştirecek bir kitap. Birçok anlamda özgürleşmeyi sağlayacak ve insana mutlu olma cesaretini verecek bir kitap.
Fikirleri ve düşünceleri hazmedebilmek için iki defa okudum. Kitap boyunca 'Genç' ve 'Filizof' arasındaki dialogları okuyoruz. İlk okuyuşumda dialoglar beni biraz yormuştu. Ancak ikinci okuyuşumda konuşmaların yerinde olduğunu düşündüm. Hatta bazı noktalarda genç, filizofun anlattıklarını özetleyebiliyor veya önreklerle daha anlaşılır hale getirebiliyor.
Çok genel konulardan tutun yaşamdaki en küçük ana kadar kapsayacak konular konuşuluyor. Birçok yönden olan olaylara veya durumlara kendi bakış açımızdan yorumlarımızı katıp anlam ve değer yüklüyoruz. Bu bazen sağlıklı olabildiği gibi bazen sağlıksız olabiliyor. Ve bu bizi olumsuz etkileyebiliyor. Bu kitap sayesinde bakış açımızı sadeleştirip olaylara yüklediğimiz anlamları azaltıyor. Buna da 'görevlerin ayrılması' deniyor. Sorumluluklarımızı, yapabileceklerimizi ve başkalarının görevlerine müdahale etmememiz gerektiğini çok güzel anlatıyor. Özellikle kişiler arası ilişkileri düzenlemesi, hayatı oldukça basitleştiriyor.
Bu kitap, kesinlikle benim ara ara okuyacağım ve üzerine daha fazla araştırma yapacağım bir kitap. Herkese okumasını tavsiye ederim.
ikikendinle
Freud’un etkisinde yetişmiş biri olarak, davranışları geçmiş travmalarla açıklamak bana hep mantıklı gelmişti. Her duygunun bir kökü vardı, her eylem bir geçmişten sürükleniyordu. Ama bu kitap, alıştığım düşünce düzenini sorgulattı. Adler’e göre travma bir kader değil, bir yorum biçimi. Mutsuzluk, düşündüğümüzden daha fazla bizim elimizde. Bu iddia ilk başta rahatsız edici geliyor ama sonra fark ediyorsun: rahatsız edici olması, onu yanlış yapmıyor.
“Hayatın anlamı yoktur” fikrine hep yakın hissettim ama bu kitapta ilk defa bu düşünceye umutla yaklaşan bir ton gördüm. Anlamın verilmediğini, inşa edildiğini söylüyor. Yani boşlukla yüzleşmek bir yıkım değil, bir başlangıç. Bu, bana kendi düşüncelerimin arkasını daha net görmek gibi geldi. Eskiden varoluşsal sorgulamalar içimi sıkarken, şimdi alan açıyor.
Adler’in yaklaşımı, insanın geçmişinden çok şu anki tutumuyla tanımlandığını söylüyor. Bu da “ben böyleyim çünkü geçmişte şu oldu” söylemini boşa çıkarıyor. Aslında bu epey cesaret isteyen bir şey. Çünkü eğer mutsuzluk bir sonuç değil de bir seçimse, sorumluluk artık geçmişte değil, tamamen sende.
Bu kitap Freud’la arama mesafe koymadı, ama düşünsel yelpazemi genişletti. Artık tek bir kurama yaslanarak değil, farklı pencerelerden bakarak anlamaya çalışıyorum. Ve sanırım esas değişim de tam olarak burada başlıyor: geçmişi açıklamak değil, geleceği şekillendirmek için düşünmek.
Kitapta Alfred Adler ' in psikoloji ve felsefe ile ilgili görüşleri "genç ve filozof " adlı iki kişinin diyaloglarından bizlere aktarılmış.Açıkçası kitabın diyalog halinde yazılmış olması benim için bir artıydı çünkü sohbet havası vermişti ve kolayca o gençle yer değiştirip filozofla sanki siz konuşuyormuşsunuz hissiyatı veriyordu. Ayrıca gencin sorduğu ve kafasına takılan yerler okurken çoğu zaman benimde aklıma takılan ve merak ettiğim yerlerdi ve direkt cevabı vermekten çok örneklerle düşünmeye itiyordu .
Kitapta travma ve geçmişte yaşanan şeylerin kişinin o anki yaşamında bir önemi olmadığı , evet etkilediği fakat kişinin bunları anlamlandırma biçimine göre yaşadığını ve neredeyse tüm sorunların kişilerarası ilişkilere dayandığı anlatılıyordu.Bunu Adler 'in şu sözüyle ifade edebiliriz"Kişinin sorunlarından kurtulmak için yapabileceği tek şey evrende tek başına yaşamaktır."Ama böyle bir şey mümkün olmadığından kişilerarası ilişkilerin nasıl daha sağlıklı olabileceği ve insanın nasıl daha mutlu olup , aslında nasıl gerçek özgürlüğü bulabileceği kısacası hayatı, dünyayı bize karmaşıklaştıran bir bakış açısından daha basit bir bakış açısına nasıl sahip olabileceğimiz ile ilgili sorulara ve cevaplara yer veren bir kitaptı.
"Yaşam tarzına karar veren kişi başkaları değil sensin."
Deneyimlerimiz değil deneyimlerimize verdiğimiz anlam bizi belirler.