Kendini Arayan Adam Kitap Bilgileri
Yazar: Halit Ertuğrul
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 10 dk.
Sayfa Sayısı: 112
Basım Tarihi: Kasım 2018
İlk Yayın Tarihi: 1992
Yayınevi: Nesil Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789754081657
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kendini Arayan Adam Kitap Tanıtımı
Kendini Arayan Adam; yaşanmışın romanıdır. Aynı zamanda inançsız ruhlarda saklı kuşkuların, açmazların, sıkıntıların ve inkardan kaynaklanan bunalımların da hikayesi.
Kendini Arayan Adam Kitaptan Alıntılar
1. ""Öğretmenlik, aslında peygamber mesleğidir. Muhtaç insanlara ilim, medeniyet ve irfan götürmek kadar faydalı ne olabilir ki?""
2. ""İçinizde, bütün gün boyunca tam huzur içinde olanınız var mı?""
3. "Mazlumca gidenlerle, zalimce ölenlerin bir hesaplaşma yeri olmalıdır."
4. "Aklım bir savaş meydanı gibi."
5. ""Yaş olarak değil de, ruh olarak çok bitik ve ihtiyarım.""
6. ""Öğretmen bir köyün herşeyidir""
7. ""Esrar kapısından ikram edilecek hikmetleri görebilmek için aklın ve kalbin hep uyanık olsun!""
8. ""İnsan ömrü için yarın çok geç olabilir..""
9. "Öğretmen, hayatı en büyük bir okul kabul ederek her hâdiseden, her tecrübeden ders almasını bilmeli ve hareket tarzını da ölçülü ayarlamalıdır"
10. "“Görmediğime inanmam, demek, aklın vazifesini göze yüklemek demektir.”"
11. "“İnsan bir şeye inandı mı, onun hatasını kolay kolay kabul edemez..”"
12. ""Kitaplarım, benim hem öğretmenim hem de arkadaşımdı.""
13. "* Bir insanın hem kalbi hem de aklı dengeli bir şekilde eğitilmeli ki, hayata bakış açısı olumlu, yaşantısı da örnek olsun.* Aksi takdirde denge bozulur."
14. "Kalbin nuru din ilimleri, aklın nuru da fen ilimleridir. İkisinin birleştirilmesiyle hakikat ortaya çıkar. Bu iki unsurun bir araya gelmesiyle, öğrenci gayrete gelir ve başarılı olur. Birbirinden ayrıldıkları vakit birincisinden taassup (saplantı), ikincisinden de hile ve şüphe doğar.
Bir insanın hem kalbi hem de aklı dengeli bir şekilde eğitilmeli ki, hayata bakış açışı olumlu, yaşantısı da örnek olsun. Aksi takdirde denge bozulur, bir kanadı kırık kuş gibi uçmaktan mahrum olunur. Bu hal hem kendine hem de topluma zarar verir."
15. "“ Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir. Göz ise maneviyatta kördür.”."
Kendini Arayan Adam Kitap İncelemeleri
Merhaba ucretsizkitap.com.tr okurları!
İlk defa inceleme yazarken "ya hakkını verebilmezsem?" diye çok düşündüm. Yazar'ın kaleminden okuduğum ilk kitap.
kitabı'na @ppapatya_hanimm'ın incelemesinde rasladım. Ve inceleme bende kitabı listeme aldıracak etki bırakmış oldu. Ve candaşım
'le konuşmalarımızda yazarın bir çok güzel kitabı olduğunu öğrenmiş oldum. Her ikinize sonsuz teşekkür ederim.
'un o gün bir kaç kitabını listeme ekledim ve pdf'lerini indirdim. Ama ne büyük tesadüf ki(gerçi ben tesadüflere inanmam) bu kitapla başladım.
İşin zor kısmına, kitab'a gelirsek; atanan öğretmenin yolculuk esnasında dünyan'ın her yüzünden agah olan, hayatdan gün almış bir yolcudan dinlediği ibretlik bir hikayeyle başlar kitabın girişi. Tabii ben öğretmenimizin yolculuğa çıkarken aile büyüklerinden aldığı nasihatleri de unutmadım.
Yolları ayrılan öğretmen ve ihtiiyar'dan sonra yolculuğumuza herkesi kendine sorgulatacak o müthiş anla devam ediyoruz. Öğretmenimizin aklı selim adımlarıyla taş bağlamış bir kalb'e nasıl değindiğini, onunla hakikatin kapılarını nasıl araladığını okuyarak devam ediyoruz.
Kitap
'un öneminden, yediden yetmişe okuyan herkesin hakikatlerle yüzleşmesinden bahsediyor. Bu yolda can koymuş gençlerin misilsiz amalından bahsediyor. Okuyacaklarım listesine eklemiş oldum ben de.
Beni en etkileyen bölüm; secdeye varmanın huzurunu anlatan bölüm oldu.
Kitabı herkes okumalı. Hatta herkesin kitaplığında bulunmalı.
Spoilersiz inceleme yazmaya çalıştım. Hakkını verebildim mi bilmem ama, keyifli okumalar dilerim.
İman hakikatlerini anlatmak cabasında olan bir genç öğretmenin, yıllarını ateizme-komünizme adamış ve yaşını almasına rağmen hala kendisine doğru, gerçek ve hak olan ideolojisini sürdürdüğü otobüs yolculuğunu da fırsat bilip fikirlerini dolaylı yollarla ileten, Salih Gökkaya ve genç öğretmenin yollarının kesiştiği; hak davanın batıl davayı alt ettiği, iman hakikatlerinin berraklığının insana nüfuz eden o saf haline o, ilk abdeste...
Arayanlar bulanlardır!. Bulanlar arayanlardır. Bir sual ile başlıyor genç öğretmenin sohbeti, sohbeti muhabbete çeviren bir sual bu. "Acaba, dedim. Sizce insan nedir? Arayışın ilk suali bu. Said Nursi hazretleri şöyle der: "Nefsini bilen Rabbini bilir" diye. İşte genç öğretmenin metodu da bu minval üzere olsa gerek ki önce, insan nedir? Diye sual etmiş olsun. Bitmez efendim dahası var. Arzın ve semavatın yaradılışı, gezegenler, galaksiler, ışık yılı Güneş sistemi... Derken evrenin tesadüfi olmayacak kadar noksansız varoluşu ve bütün bu varoluşun bir düzen, süreklilikle vazifelerini yerine getirmesi yahut kanunlara uyması. Genç öğretmen, bu kanunları koyup bütün kâinatı bu kanunlara itaat ettiren kimdir? diyor.
Ey kendini -nefsini- bilen insan! Kanunları keşfetmekle iş bitmiyor. Asıl iş, o kanunu koyan kudret sahibini bulmakla başlıyor. Evet Salih Gökkaya'nın; ben de mi abdest alsam? Sorusunun kanıtıdır insanın kendisini aczini fakrını bilmesi ve bilip İhsan, Cemal ve Kemal olana koşmasıdır. Allah bizi nefsini bilip Rabbini bilenlerden eylesin. İyi okumalar arkadaşlar.
Muazzam bir eser idi. Mesleğe yeni atanmış bir öğretmen. Idealistlikte zirve. Bir tek kendi öğrencileri için değil. Önüne çıkan her insana bir şeyler katmaya hayatını adamış bir şahsiyet. Otobüs ile görev yerine gidiyor . Arac içerisinde yolculuk esnasında komünist görüşe sahip 60 yaşlarında bir şahsiyet. Otobüs şoförünün isteği üzerine türkü söylemek üzere ayağa kalkan ve türkü ardından kendi güttüğü davayı diğer insanlara empoze etmeye çalışan bir şahsiyet. Bu esnada idealist ogrrtmenimiz anlatılan olayın farkında ancak diğer insanlara bilgisizlikten mütevellit söylenen her söylemin gerçekçi gelmesi. Ogretmenimiz mola esnasında bu şahsiyet ile konuşma fırsatı buluyor ve ikisi de saygı çerçevesinde birbirlerine sorular sorarak düşüncelerini karşındakine aktarıyor. Davasını güden şahsiyet e sorduğu sorular ile kendisini sorgulamaya baslayan o adam aslında kendini buluyor Öğretmenimizin anlattığı sözlerde. O adamın yaşamış olduğu manevi boşluk edilen sohbetlerle dolmaya başlıyor . Otobüsten gitceği yere ulaşmasına rağmen asla öğretmenden ayrılmıyor ve sabaha kadar yapılan sohbet ler ile özünü buluyor adeta. Mükemmel bir eser idi. Bediüzzaman Hz. Sözleri ile de manidarlık zirve yapmış diyebilirim . En çok dikkatimi çeken nokta tamamen birbirine zıt görüşte olan iki insanın saygı çerçevesi içerisinde yapmış olduğu muhabbet ... gerçekten herkesin okuması gereken bir eser ....
Kendini arayanlara:)
Kitap çok akıcı ilerledi, sanki yazar karşımda oturup bana anlatıyormuşçasına bir lezzet aldım.
Risalelerden parçalarla bütün bildiklerimi iyice pekiştirmiş bulunmaktayım. Bir kez daha sadece okumanın yetmediği, sorgulamakta geretiğini anladım. O kadar kaliteli bir kitap ki, derin, düşündürücü, sorgulatıcı, eğitici bir kitap. Başucu niteliği taşıyan bir kitap çünkü manen ne zaman boşlukta olduğunuzda yada kötü hisettiğinizde alıp okuyabileceğiniz bir kitap. İnsan olmanın aslında çok değerli olduğunu gözler önüne seren bir kitap.
Bu dünyaya geliş amacımızı unuttuğumuzda delillerle bizlere sunulan, maneviyatımızı güçlendiren bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Bediüzzaman hazretlerinin bu sözünün bende tesiri oldu;
"Herşeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir. Göz ise maneviyatta kördür."
Manası kuvvetli o kadar güzel bir söz ki, şunlarla tamamlamak istiyorum;
Allah'ın varlığına delil mi istiyorsunuz o zaman bizlere sunulan nimetlere bakın, gökyüzüne, dağlara bakın; büyük resimdeki küçük ayrıntıları yakalayın işte o zaman Allah'ın var olup olmadığını görürsünüz ama sadece görmek yetmiyor, düşünmek de lazım, sorgulamak da lazım ki manen, aklen ve kalben inancımız artsın imanımız kuvvetlensin.
Karanlığınıza ışık olacağına inanıyorum..okumanız dileğiyle..
Öncelikle kitabın dilinden başlayalım. Çok akıcı ve sade bir kitap. Elinize aldığınızda bitirebilirsiniz kolaylıkla. Bu açıdan tercih edilebilecek bir kitap. Ancak bana anlattığı şeyler çok yetersiz geldi. Yani ben Allah inancı olmayan bir insanın şu kitabı okuyup da , vay be ben Müslüman olmalıyım. Allah'a inanmalıyım diyeceğini sanmıyorum. Kitabın genel içeriği Komünizm'i savunan ve Allah inancı olmayan bir insana karşı sunulan antitezler oluğuna göre anlatılanlar yetersiz ve bu açıdan biraz daha uzun tutulabilirdi. Mesela bazı soruların cevaplarını vermeden , bunları da konuştuk diyerek geçiyor. Bu soruların cevapları ile ilgili konuşmalara da yer verilse daha dolu bir kitap olurdu diye düşünüyorum. Yorumların çoğu kitabın çok etkileyici olduğu yönünde. Ben aynı fikirde değilim . Bu kitap benim için Risalaler'e götüren bir yol yalnızca. Yani fragman gibi düşünün . Bir başka kitabın önsözü sadece. Bakın yolun sonunda daha fazlası var der gibi . Asıl soruları ve cevapları yolun sonunda bulacaksınız diyor bence . Daha önce hiç Risale okumadım . Kitabın bana bıraktığı tek şey , şu Risaleler'i ben de mi bir okusam acaba dürtüsü. Onun haricinde kitabın bana bir şey katmadığını düşünüyorum. Konular daha fazla açılmalıydı. Nesi var bu kadar sevilecek şu kitabın dedim açıkçası . Neyse sevenine iyi okumalar diyelim.