Kendine Hoş Geldin Kitap Bilgileri
Yazar: Miraç Çağrı Aktaş
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 32 dk.
Sayfa Sayısı: 160
Basım Tarihi: Temmuz 2019
İlk Yayın Tarihi: Temmuz 2019
Yayınevi: Olimpos Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786057906540
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kendine Hoş Geldin Kitap Tanıtımı
Kendinden başka kimseye ihtiyacın yok. En kötü gününü düşün, sana “Yanındayım.” diyen onca insan vardı. Tek başına atlatmadın mı? Düştün, ayağa kendin kalkmadın mı? Doldun, tek başına ağlamadın mı? Soruyorum sana: Değmeyecek insanlar için kendine yeteri kadar haksızlık yapmadın mı?
İnsanlar gelip geçici. Unutma, kimse senden daha çok düşünmeyecek seni. Gitmem diyenler gidecek, sen yine kendine geleceksin. Düşeceksin, ayağa yine kendin kalkacaksın. Yaralanacaksın, yaralarını kendin saracaksın. Onca acının içinden yine tek başına çıkacaksın. Sarılmaya ihtiyacın olacak, yine kendine sarılacaksın. Dertlerin seni yakacak, Anka Kuşu gibi küllerinden doğacaksın.
Kendine iyi bak, sana en çok sen lazımsın.
Kendine Hoş Geldin Kitaptan Alıntılar
1. "Anlamayanlar için cümlelerini, kalbi olmayanlar için hislerini yorma."
2. "Bernard Shaw'ın şöyle der;
"Nasılsa inanmak istediklerine inanacaklar. O yüzden kendin ol.""
3. "Bir Tarafı Eksik Büyüyen Bir İnsana, Kimsenin Ne Gidişi Koyar, Ne Sevmeyişi...
Büyük Kaybetmiştir Çünkü. Korkmaz Kaybetmekten Kimseyi."
4. ""Kimseye ihtiyacım yok. Her şeyi ben hallettim. Artık beklentiye girmiyorum. Böyle daha güzel hayat. . .""
5. "Kendine iyi bak, sana en çok sen lazımsın.
."
6. "Herkes o kadar kalabalık ki kimin hayatına girsen fazlalık oluyorsun"
7. "Çağımızın hastalığı bu ; sevilen gider,kalbini ortaya koyarak seven kaybeder...."
8. ""Kendine iyi bak, sana en çok sen lazımsın..""
9. "Kahverengi dallardan pembe çiçekler açtığına göre, ümitsizliğe gerek yok"
10. ""Sen artık bana sarılsan da beni acıtırsın, gelme yine yarım bırakırsın..""
11. ""koparılan çiçeği suya koymak kadar gereksizdir kalbe sunulan özür ""
12. ""Gidecek yerin yoksa, kendine gel.
Bir an önce gel. Sevmek nasıl oluyormuş,
onlara kendini severek göster.""
13. "Kadınları üzmeyin.
Sonra erkeklerin perde takmaktan başkaa bir işe yaramadığını düşünüyorlar.."
14. "Başkasının olmasına gerek yok ,
sen kendinle de güzelsin."
15. "...Olmaktan korkmadığım, huzurlu hissettiğim yerdeyim; kendimdeyim. Ne kimseye karşı bir beklenti içine giriyorum, ne de kimsenin beni sevmesi için kapısına gidiyorum."
Kendine Hoş Geldin Kitap İncelemeleri
Zaten kitabın ne olduğunu bile bile okumak istedim her zaman iyi kitap düşünüp onları normallikle okumamak için bazen böyle bayağı kitapları da okuyup onların daha bir farkında olup değerlerini göz önünde bulundurarak farkında olarak okumanın verdiği haz çok bambaşka olur diye düşünüyorum.
Kitaba başladım ilk 5-10 sayfasını okuyup daha fazla içeriğine bakamadım kitaptaki alıntıları okudum ayrıca alıntı da paylaşmadım zaten her bir sanatçıdan birer alıntı ben bunu kitap içinde görmediğim için kitap ismi altında da alıntı yapmak istemedim çok fazla kopyala yapıştır bir kitap neyse sadece zaten her sayfada “şunun dediği gibi, ne güzel özetlemiş...” vs vs cümlelerle alıntılarla doldurulmuş belki alıntılar güzel olabilir ama kitabı göz önünde bulundurunca hiçbir değer taşımayan bir kitap ve tamamen zaman kaybı olarak görüyorum ucretsizkitap.com.tr Twitter vs sanki toplanmış sözler bana daha çok sürekli bir söz cümle görülüp yazılıpta hiç tekrar bakılmamış ve umursanmamış da kenara atılıp daha sonra kitap yapılmış gibi geldi ama bu kadar negatifliğe rağmen beğendiğim tek şey bana bir ayraç kazandırması oldu kitap ismi ve yazar ismi olan kısmı boyayıp başka kitaplarda kullanmaya karar verdim :)
Günümüzde bu kitlede çok fazla ama bunlara hayranlıkla bakan insanlar da fazla tabi bu da toplumumuzun neden bu halde olduğunu gösteriyor diye düşünüyorum okunacak katkısı olan bir kitap değil bence ama siz yine fikirleriniz doğrultusunda davranabilirsiniz
2020-31 Kitap öncelikle büyük bir çelişkiyle başlıyor. Yazar hayatına giren ve kitapta bol bol gömdüğü son iki sevgisinin bir tanesinin kendi soyismini taşıyan birisiyle evlendiğini, diğerinin ise çocuğuna kendi ismini verdiğini söylüyor . Ve kitap boyunca bu insanların kendi sevgisini hak etmediğini onu yarı yolda bıraktığını üzdüğünü ve artık kimsenin kendisini üzmesine musade etmediğini ifade ediyor. Hadi diyelim ki soyisim benzerlik ama hiç sevmediği bir insanın ismini çocuğuna vermek gibi bir durumun söz konusu olamayacağını düşünüyorum . Biz yazardan dinliyoruz birde onlardan dinlemek var bu olayları. Bunun yanında tekrar kitaba dönecek olursak edebi bir değeri olmayan , üç gram bal için bir kilo keçiboynuzu yemek gibi bir kitap . İçinde bulunan birkaç alıntı dışında kendi kendini tekrar eden hatta alıntıların tekrar ettiği bir kitap. Bu kitabın nasıl çok satanlar listesine girdiği konusunda şaşkınım . Sanırım ülkemizdeki okur seçiciliği olmadığının bir kanıtı bu kitabın çok satanlara girmesi reklamın iyiyse iyi yazmasan da satıyor malesef ülkemizde . Gerçekten bastan sona kendini tekrar eden ve sonlara doğru artık aynı ifadelerden ve sözlerden midenizin bulanacağı bir kitap. Okumuşsanız ya da almışsanız yapacak bir şey yok ama bunun dışında kesinlikle bulaşmayın.
Miraç Çağrı Aktaş bir ara herkes o kadar çok okudu o kadar çok andı ki yani dedim bu kim ne yazıyor da bu kadar okunuyor bu kadar dillerde . Ve tabi bunu sadece söylemek ile yetindim. Ve sonra dedim ki herkes alıyor okuyor birde ben alayım okuyayım sonra "Kendine Hoş Geldin" adlı kitabını aldım . Uzun bı süre hiç elime dahi almadım kitabı derken kendimi değersiz anlamsız yani aslinda en yalnız hissettiğim anda karşıma çıktı kitaplıkta. Ve dedim ki biraz okuyayım . Okurken başta çok beğendiğim ve kendime hayat mottosu yaptığım bir söz bu hatta "Gidecek yerin yoksa, kendine gel. Bir an önce gel. Sevmek nasıl oluyormuş, onlara kendini severek göster! " bu söz benim hayatımı sorgulamama kendimle başbaşa kalmama neden oldu . Aslında anladım ki gidecek tek yerim kendimdim ve beni benden başka kimse koruyamaz çok sevemezdi . Aslında her şey bende başlıyor idi ve bende bitiyordu . Bana hayatımın başrolü olduğumu hatırlattı. Ve bence sade hoş bir dil ile sitem etmeden her açıdan gayet güzel bir şekilde anlatıyordu hayatımızda ki insanları bize yaptıklarını. Açıkçası kendinizle baş başa kalıp kendinizi anlamak ve en önemlisi kendinize gelmek istiyorsanız bu kitap tam da size göre. Alın elinize kahvenizi ve yahut çayınızı uzatın ayaklarınızı koltuğunuza yada yatağınıza doğru yaslanın arkanıza ve biraz kendinize gelin . Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Kişisel gelişim desem abartmış olur muyum!? Aslında hayatlarımızda bir raddeye gelebilmek ve varoluşumuzu içimize sindirebilmek için iyi ama basit anlatımlı bir kitap biraz daha süslü anlatılsa belkide tavsiye edilecek Bi kişisel gelişim kitabı diyebilirdim. Yazar sen Kendine Hoşgelmişsin ama ben kendime hoşgeleli bi hayli zaman oldu:) Yazarın babasıyla olan ilişkisi daha doğrusu olmayan ilişkisi aramızda ki ortak noktaydı ;bi yerde bir tarafı eksik büyüyen insana kimsenin gidişi koymaz demişsin ne de güzel demişsin. Bi tek farkla benim Bi tarafım değil iki tarafımda eksik :) ama hiçbir zaman isyan etmedim ve kimseye gereğinden fazla değer vermedim ki ne gidişleri ne de bana yaptıkları hatalara karşın bunalıma gireyim. Mutsuz olmam için yaşadıklarım bana mutlu olmam için ufak sebepler sundu bu hayat. Biraz da o sunumu ben düzelttim aferim bana :)) Kısacası niye mutsuz olalım ki daim değil ki bu dünya, sonsuz Bi hayat var ilerimizde kini nefreti ve aşırılığı bırakın da layıkıyla yaşayıp layık olmanın derdine düşün. Bitecek bir suya susamayın, bitecek olan bir yemeğe acıkmayın, bitecek olan ilişkilere kendinizi adamayın hep bir bitecek duygusu ve oluyorsa olur zaten mantığınız olursa hayat daha da güzelleşir. Hepten de salmayın kendinizi azmin de zaferi var unutmayın :) Zihninizin sizi ele geçirmesine izin vermeyin, siz ona hükmedin size sürekli 'bak senin hakkında neler demiş, bu işi sen hakkettin, beni terk edemez, sen bana hakaret edemezsin....' Gibi söylemler Zihninizin size diretişleridir. Siz ise ona SUS biliyorum ben dediniz mi daha rahat olursunuz... Okur kalın :)
Bu kitapla hangi kitaplar okunmaz onu öğrendim. Bir şans daha vermek istedim -belki, ben önyargılı davranıyorumdur diye- ve "Sen On Yedi Yaşımsın" kitabını da okudum. İkinci kez pişman oldum. (Şahsen, ben bu kitaba "kitap" ve yazara "yazar" denilmesinin doğru olduğunu bile düşünmüyorum.) Kitapta sanki ucretsizkitap.com.tr storisi gibi yazılar var. Tamam, adam kendi hayatından yazmış ama sırf kitap yazmış olmak için yazılmış gibi. Hayatımda zamanımı harcadığım için en pişman olduğum anların biri de bu kitabı okuduğum zamandı. Kaliteli bir okuma hayatına sahip olmak istiyorsanız, ruhunuza derin ve sağlam bir şeyler katmak, karakterinize güçlü bir kişilik katmak istiyorsanız gidin Dostoyevski, Bertrand Russell, Sabahattin Ali, Stefan Zweig, Marcel Proust, F. Kafka gibi yazarları okuyun ama bunu okumayın. Kendinize yazık etmiş olursunuz. Ve lütfen "Sen kim oluyorsun da eleştiriyorsun?", "Herkesin hayatına ve yazdıklarına saygı duymak zorundasın" veya "Kitap ve yazar diye kendin demişsin işte" gibi yorumlarda bulunmayın. Ben kendi düşüncemi belirtiyorum burda ve fikrimce benimle aynı şeyleri düşünenler beni anlayacaklardır. Beyza Alkoç fanları gibi insanlar gelip bana boşuna atar yapmasınlar. Son bir şey daha, eğer herkes yazar ve her yazılan kitap olsaydı (gerçek anlamda) o zaman ergenlerin günlükleri kitap diye basılırdı. (Gerçi, bu zamanın Wattpad kullanıcılarının bundan hiç bir farkı yok. Yazık!)
Teşekkür ederim.