Kemal Demirel En Beğenilen Sözleri
1. "Topal karıncanın biri Kabe'ye gitmek istemiş.
Öteki karıncalar: " Kâbe nerede, sen nerede? Üstelik de sen topalsın" diye ona karşı çıkınca,
Topal karınca yanıtlamış: " Kâbe'ye varmam önemli değil ki, bu yolda birkaç adım atsam bu adımları atarken Kâbe'yi yaşarım ben. Önemli olan işte bu.""
- Tanrının Onuru İnsan
2. "Hangi yaşta olursak olalım kendimize sormalıyız: Neyi yaşamamız gerek, biz neyi yaşıyoruz? Önemli olan bu."
- Piano Piano Bacaksız
3. "İnsan insanı sever, niçin sevdiğine ilişkin bazı şeyler de söyler. Ama gerçekte sevgisini oluşturan şeyi söyleyememiştir yine de"
- Piano Piano Bacaksız
4. "Çocukken bile pek çok şeyden hiç korkmazdım. Sadece insanlara karşı utanılacak bir şey yapmaktan korktum hep"
- Piano Piano Bacaksız
5. "Hangi yaşta olursak olalım kendimize sormalıyız: Neyi yaşamamız gerek, biz neyi yaşıyoruz? Önemli olan bu."
- Piano Piano Bacaksız
6. "Ne olmuşsan oldun, yalnızca sana yakışanlara sahip çıktın. İnsanların ardına düşüp koştuğu, yarıştığı şeylerin hiç mi hiç ilgisi yok seninle."
- Piano Piano Bacaksız
7. "Ne sevinçtir avuçta tutulan birkaç kuruşla yaşama katılmaya çalışmak..."
- Piano Piano Bacaksız
8. "İnsan dünyasını ara sıra ne kadar küçültebiliyor yaşamak için. Böyle olmasaydı sen 'evet' deyip aylarca, yıllarca yaşayabilir miydin seçtiğin zindanında, yani evdeki o küçücük odanda..."
- Piano Piano Bacaksız
9. "Onu ne zaman sevdim bilmiyorum"
- Piano Piano Bacaksız
10. "Sen de bilirsin Kerim dayı, birisi, "Biz namuslu insanlarız," dediği zaman babam kiza, "Namuslu olmak insanın tabii halidir," derdi, bir düşünür gibi."
- Piano Piano Bacaksız
11. "Kendi kendime planlar yapardım yanında olabilmek için. Odana gelebilmek için, senin beni çağırman gerekirdi. Hiçbir zaman, "Ben geldim," diye kapından içeri girmedim."
- Piano Piano Bacaksız
12. "Paylaşmak en çok yaşanan şeydi aramızda"
- Piano Piano Bacaksız
13. "Bir insan ancak bir ânı gerçekten yaşarsa onu her anımsadığında da yaşar"
- Piano Piano Bacaksız
14. "“çocukken bile pek çok şeyden hiç korkmazdım. sadece insanlara karşı utanılacak bir şey yapmaktan hep korktum.”"
- Piano Piano Bacaksız
15. "Birisi, "Biz namuslu insanlarız," dediği zaman babam kızar, "Namuslu olmak insanın tabii halidir," derdi, bir düşünür gibi."
- Piano Piano Bacaksız
16. "Çok iyi bilirsin, bir insan ancak bir anı gerçekten yaşarsa, onu her anımsayışında da yaşar."
- Piano Piano Bacaksız
17. "Sen gülümseyerek, "Bak Kemal, ne kadar güzel, bütün gün Beyoğlu'ndan çamaşır topladı, lokantalardan ekmek artıkları, fırından köz getirdi, çamaşırları yıkadı, karnını doyurdu, şimdi şarkı söyleyip mutlu olabiliyor. Şarkı söyleyebiliyor, düşün bir kere; üstelik sesi de güzel değil""
- Piano Piano Bacaksız
18. "İyi bir şeyler olacağını sezinlemiş umudu yaşamaya başlamıştık"
- Piano Piano Bacaksız
19. "Sen yaşatan bir kaynak gibiydin"
- Piano Piano Bacaksız
20. "Sigarayla kahveyi içti, kendine geldi biraz. Ne doktor, ne ilaç... Yeniden boyun eğdi yaşamaya..."
- Piano Piano Bacaksız
21. "Çok iyi bilirsin, bir insan ancak bir anı gerçekten yaşarsa, onu her anımsayışında da yaşar."
- Piano Piano Bacaksız
22. "Pek çok şeyin yokluğu benden hiçbir şey alıp götürmedi. Varlığıysa renklendirip güzelleştirdi çocukluk dünyamı."
- Piano Piano Bacaksız
23. "Her şeyin sevgi için var olacağı, sevgisiz hiçbir şeyin asla yaşamayacağı bir dünya içinde var olmak ne mutluluktur..."
- Piano Piano Bacaksız
24. "İnsan insanı sever, niçin sevdiğine ilişkin bazı şeyler de söyler. Ama gerçekte, sevgisini oluşturan şeyi söyleyememiştir yine de."
- Piano Piano Bacaksız
25. "Tüm bunlar korkudan mıydı diye sorarsanız, o gün evet korkudan derdim. Bugün de evet derim, ama o gün ölüm korkusundan sarardığını sanardım, bugünse yaşama korkusuydu yüzünde gördüğüm acı diyebilirim."
- Piano Piano Bacaksız
26. ""Öyle çok sevdiyordum ki, korkmak aklıma bile gelmemişti.""
- Piano Piano Bacaksız
27. "Dinlenmek ne demek, nesnel olarak herkes bilir bunu. Ama insanın insan yanının, diyelim ki ruhunun dinlenmesinden söz ettik mi, şöyle gevrek sesle kendine güvenirce söylenmiş sözler kulağımızda çınlar: "Bırak şimdi sen ruhu, tüm kapılarını kapattık biz onun. Ruh diye bir şey!.. Biz onu yormuyoruz ki, yaşamıyoruz ki, dinlensin...""
- Piano Piano Bacaksız
28. "Oysa günümüzün insanlarının bir sorunu var: zamanı geçirmek. Sanki yaşamaya mahkum olmuşlar da bu cezalarını nasıl çekeceklerini baş sorun etmişler."
- Piano Piano Bacaksız
29. "Oysa günümüzün insanlarının bir sorunu var: zamanı geçirmek. Sanki yaşamaya mahkum olmuşlar da bu cezalarını nasıl çekeceklerini baş sorun etmişler."
- Piano Piano Bacaksız
30. "Yüreğimizle yaşadıklarımızı ortaya koymak, düşünerek yaşadıklarımızı ortaya koymaktan ne kadar da zormuş."
- Piano Piano Bacaksız
31. "Genellikle önce düşleriz, sonra düşümüzü kafamızda temize çekeriz. Daha sonra da benim o gün yaptığım gibi, gerçekleşeceğini sanır, eyleme geçeriz."
- Piano Piano Bacaksız
32. "...çoğalan beton yapılarla birlikte insanların ruhları da kalıplaştı, betonlaştı."
- Piano Piano Bacaksız
33. ""Ölmüş eşek kurttan korkmaz.""
- Piano Piano Bacaksız
34. "O her gittiği yerde sevginin yaşayıp yeşereceği bir köşe arardı.Yaşatacak olan her şeyle yetindiği için, bulduğu köşeyle de yetinecekti."
- Gençlik Yılları
35. "Her şeyin sevgi için var olacağı , sevgisiz hiçbir şeyin asla yaşamayacağı bir dünya içinde var olmak ne büyük mutluluktur..."
- Piano Piano Bacaksız
36. "Bir seferinde sana sordu: "Senai Efendi, niye okumadın da bu hallere düştün?" Sen bir an durduktan sonra yanıtladın: "Hatice Hanım, ben bu hallere okumadığım için değil, tutkularımdan kurtulamadığım için düştüm.""
- Piano Piano Bacaksız
37. "Hangi yaşta olursak olalım kendimize sormaliyiz: Neyi yaşamamız gerek, biz neyi yaşıyoruz? Önemli olan bu."
- Piano Piano Bacaksız
38. "Acaba, böylesine bir yoksulluk içinde bile, böylesine güzel bir uyum ve güzel bir yaşam nasıl ve neden sürer giderdi, şimdi bile bilmiyorum. Şarkılar söyleyen insanlar olurdu bol bol. Neşeli genç kızlar, sevinçle oynayan çocuklar. Canıyla kanıyla yaşayan bir dünyaydı bizim dünyamız."
- Piano Piano Bacaksız
39. "Bana hiçbir şey sormadılar, ben de hiçbir şey söylemedim."
- Piano Piano Bacaksız
40. "Göklere yükselenlerin önce ayakta duranlardan olmaları gerekir."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
41. "Nasıl yaşamışsak yaşamışız, ama büyük bir olasılıkla birer insan olarak kendimize çok az kazık atmışız ki daha sonraki yıllarda sancılı bir yaşam sürdürmedik."
- Piano Piano Bacaksız
42. "Bir insan, bir insana bir şey katarak onu zenginleştirebiliyorsa, bu insan dünyayı da zenginleştiriyor demektir."
- Piano Piano Bacaksız
43. ""Ruhumu sonsuzluklara saldım. Ve o döndü, geldi, bana dedi ki: cehennem de cennet de senin içindedir.""
- Tanrı'nın Yedinci Günü
44. ""Birbirinizi sevmekten başka hiç kimseye bir konuda borçlu olmayın.""
- Tanrı'nın Soluğu 'Sevgi'
45. "Bana öyle geliyor ki ortam ne olursa olsun kendine saygı duyarak, insanı ve insan onurunu koruyarak yaşamak olası."
- Piano Piano Bacaksız
46. "Halk, çıkarcıların yanında çıkarına bakar efendim... Ama inanmışların yanında da büyük bir güçle inanır..."
- Büyük Yargıç
47. "Tüm bunlar korkudan mıydı diye sorarsanız, o gün evet korkudan derdim. Bugün de evet derim, ama o gün ölüm korkusundan sarardığını sanırdım, bugünse, yaşama korkusuydu yüzünde gördüğüm acı diyebilirim."
- Piano Piano Bacaksız
48. "Çocukken bile pek çok şeyden hiç korkmazdım. Sadece insanlara karşı utanılacak bir şey yapmaktan korktum hep. Daha sonraları bundan da korkmadım, çünkü yüreğimi tanıyordum artık. Ne yaparsam yapayım, beni utandıracak bir eyleme yüreğimin izin vermeyeceğine güvenmekteydim."
- Piano Piano Bacaksız
49. ""Ne yapıyorsun?" diye sorulduğunda, iki türlü dile getirilirdi yaşama biçimimiz: "Geçinip gidiyoruz işte" dendi mi, bu ne yaptığımı kurcalama demekti. "Namusumuzla geçinip gidiyoruz işte" denildi mi ona ayrıntılar sorulabilirdi."
- Piano Piano Bacaksız
50. "Sevdiğim insanların sevinçleri, neredeyse kanatlandırırdı beni."
- Piano Piano Bacaksız
51. "...bir insan ancak bir ânı gerçekten yaşarsa, onu her anımsayışında da yaşar."
- Piano Piano Bacaksız
52. "İnsanın yoksulu, üstelik de çocuksa, benim gibi barıştan yanadır. Yani umuttan yana."
- Piano Piano Bacaksız
53. "" Her ne ki elde edilir, ona kaybolmuş gözüyle bakılır""
- Tanrı'nın Yedinci Günü
54. "Oysa günümüzün insanlarının bir sorunu var: zamanı geçirmek. Sanki yaşamaya mahkum olmuşlar da bu cezalarını nasıl çekeceklerini baş sorun etmişler."
- Piano Piano Bacaksız
55. "İnsanlar insanlardan
insanlar için yaşadıklarının,
yaptıklarının hesabını
sorarlar,
sonra da evlerine gidip
rahat rahat uyurlar.
Güneş doğar, güneş batar,
zaman arkada kalır.
İçinde
birçok hesap, birçok kitap,
suçlular, suçsuzlar,
güçlüler, zavallılar, yargılayanlar,
yargılananlar.
Yalın ayak toprak üstünde,
oynayan
küçük çocuklar büyür, yetişir
bu güneşin altında.
İnsanlar, insanlar için
yaşadıklarının,
yaptıklarının
hesabını verirler
insanlara."
- Antigone
56. "Varlık yapılarına ters düşen bir yaşamdan koruyamadılar kendilerini. Yalnızca kendi içlerinin aydınlığıyla bir mum gibi eriyerek yaşayan bu insanları gördüm, daha o yaşlarda. Hep düşünüp dururum kendi kendime bir ömür boyu, tüm bu insanlarla benzerlerini. Eritip yok eden değil, onlar gibilerini yaşatıp yeşertecek olan bir dünyanın ne denli güzel, ne denli yaşanmaya değer bir dünya olacağını."
- Piano Piano Bacaksız
57. "İnsan insanı sever, niçin sevdiğine ilişkin bazı şeyler de söyler. Ama gerçekte, sevgisini oluşturan şeyi söyleyememiştir yine de."
- Piano Piano Bacaksız
58. "Bana öyle geliyor ki ortam ne olursa olsun kendine saygı duyarak, insanı ve insan onurunu koruyarak yaşamak olası."
- Piano Piano Bacaksız
59. "Hangi yaşta olursak olalım kendimize sormalıyız: Neyi yaşamamız gerek, biz neyi yaşıyoruz?"
- Piano Piano Bacaksız
60. "Gerçekte hangi söz bir yaşamın tam karşılığı olabilir ki?"
- Piano Piano Bacaksız
61. "“Her şeyin sevgi için var olacağı, sevgisiz hiçbir şeyin asla yaşamayacağı bir dünya içinde var olmak ne mutluluktur.”"
- Piano Piano Bacaksız
62. "İnsan insanı sever, niçin sevdiğine ilişkin bazı şeyler de söyler. Ama gerçekte, sevgisini oluşturan şeyi söyleyememiştir yinede."
- Piano Piano Bacaksız
63. ""İnsan, konuşması gerektiği yerde, susmakla da suç işleyebilir.""
- Gençlik Yılları
64. "Senin bulunduğun göğe benim ellerim erişmiyor;
Ve ben secdeye yatıp yeri öpüyorum.
-Mevlânâ"
- İnsanın Yeryüzü Yolculuğu
65. "Her şeyin sevgi için var olacağı, sevgisiz hiçbir şeyin asla yaşayamayacağı bir dünya içinde var olmak ne mutluluktur..."
- Piano Piano Bacaksız
66. "Gerçekte hangi söz bir yaşamın tam karşılığı olabilir ki!"
- Piano Piano Bacaksız
67. "Ölürse ten ölür
Canlar ölesi değil.
"
- Tanrı'nın Yedinci Günü
68. ""Onun bana verdiği karşılık şu oldu:
'Feriha, o üzüm sepetinin başında beklemenin yaşatan bir anlamı olması gerekir.' Sustum. Ne de olsa kocam Berlin'de felsefe okumuş...""
- Piano Piano Bacaksız
69. ""Ölürse ten ölür / canlar ölesi değil.""
- Tanrı'nın Yedinci Günü
70. "Her ne ki elde edilir, ona kaybolmuş gözüyle bakılır."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
71. "Bu yeryüzü yuvarlağı içinde yaşayan canlılar olarak biz insanların, birbirlerine açacak yalnız ama yalnız bir kapıları var, o da gönül kapılarıdır."
- İnsanın Yeryüzü Yolculuğu
72. ""Gerçekte hangi söz bir yaşamın tam karşılığı olabilir ki!""
- Piano Piano Bacaksız
73. ""Yaşam, onu ne güçte bağımsız yaşarsak, o güçte bir derinlik çizer bizde.""
- Piano Piano Bacaksız
74. "insanın insanlığını bırakıp insan dışındaki her şey için uğraş veriyorlar."
- Piano Piano Bacaksız
75. "Uzayla aramız küçüldükçe insanla insan arasındaki boşluk büyüyor."
- Piano Piano Bacaksız
76. "...günümüzün insanlarının bir sorunu var: Zamanı geçirmek. Sanki yaşamaya mâhkum olmuşlar da bu cezalarını nasıl çekeceklerini baş sorun etmişler."
- Piano Piano Bacaksız
77. ""Benim olmasalar bile çizmeler vardılar ya ,bir gün benim de olabilir demekti bu. ""
- Piano Piano Bacaksız
78. ""İnsan dünyasını ara sıra ne kadar küçültebiliyor yaşamak için.""
- Piano Piano Bacaksız
79. "Uzayla aramız küçüldükçe insanla insan arasındaki boşluk büyüyor"
- Piano Piano Bacaksız
80. "Sevgi dünyamızın olgunlaşmasına yardım edebiliyor o zaman."
- Piano Piano Bacaksız
81. "Yüreğimizle yaşadıklarımızı ortaya koymak, düşünerek yaşadıklarımızı ortaya koymaktan ne kadar da zormuş."
- Piano Piano Bacaksız
82. "Çok iyi bilirsin, bir insan ancak bir anı GERÇEKTEN yaşarsa, onu her anımsayışında da yaşar."
- Piano Piano Bacaksız
83. "Hangi yaşta olursak olalım kendimize sormalıyız: neyı yaşamamız gerek, biz neyi yaşıyoruz?"
- Piano Piano Bacaksız
84. "Büyük Yargıç: Yüzlerce yıldır sürüp gelen ne garip bir şeydir bu... Güzel ve güçlü şeyler duyanlar, onları gerçekleştirmek olanağından yoksun...
Saray Nazırı: Gücü elinde tutanların ise, kafalarında ve gönüllerinde bir şey bulunmuyor.
Büyük Yargıç: (Saray Nazırının son sözlerini onaylar gibi başını sallar.)
Öyle ise, yaptıkları kötülüklerin değil de, olanaklarına rağmen yapmadıkları iyiliklerin hesabını sormak gerekir insanlara."
- Büyük Yargıç
85. "Görmüyor musunuz, acı çekiyor? Onunla alay ettiğiniz halde, sizler için acı çekiyor."
- Büyük Yargıç
86. "Oysa kış, bir yaşam yoksulluğu demekti.."
- Piano Piano Bacaksız
87. "Bir insan, bir insana bir şey katarak onu zenginleştirebiliyorsa, bu insan dünyayı da zenginleştiriyor demektir."
- Piano Piano Bacaksız
88. "İnsan dünyasını ara sıra ne kadar küçültebiliyor yaşamak için.."
- Piano Piano Bacaksız
89. "Çocukken bile pek çok şeyden hiç korkmazdım. Sadece insanlara karşı utanılacak bir şey yapmaktan korktum hep. Daha sonraları bundan da korkmadım, çünkü yüreğimi tanıyordum artık. Ne yaparsam yapayım, beni utandıracak bir eyleme yüreğimin izin vermeyeceğine güvenmekteydim."
- Piano Piano Bacaksız
90. ""İnsan, konuşması gerektiği yerde, susmakla da suç işleyebilir.""
- Gençlik Yılları
91. "Bağdaş kurup fasulyeyi yemeye başladım. Az sonra sokaktan bahçeye giren Nimet'i gördüm. Tek kanatlı tahta kapıyı açıp bahçeye girdi. Elinde kocaman sandal gibi bir dilim ekmek vardı. Yanında yiyecek başka bir şeyi yoktu, katıksız yiyecekti besbelli. Altı yaşındaki bir çocuk bile hesap yapabiliyor kimileyin. Içimden şöyle diyordum: Nimet yukarı çıksa, balkona gelse, ben ona fasulyemden versem, o da bana ekmeğinden verse, katıştırıp bir güzel yesek, ne iyi olur.
Genellikle önce düşleriz, sonra düşümüzü kafamızda temize çekeriz. Daha sonra da benim o gün yaptığım gibi, gerçekleşeceğini sanır, eyleme geçeriz.
"Nimet gelsene bizim balkona oturalım" diye seslendim. O da bahçeden benim fasulyeyi ekmeksiz yediğimi görüyordu besbelli.
"Ya geleyim de ekmeğimi ye, değil mi?" diye yanıt verdi ve çıkıp gelmedi yanıma.
O ekmeğini kuru kuruya yedi, ben de fasulyemi ekmeksiz bitirdim.
Yaşamım boyunca paylaşma ve yasama uğruna, başta yurekleri olmak üzere neleri varsa ortaya koyan insanlar da gördüm. Bir bekleyiş, bir yaşam coşkusunun beklentisi, özlemi sürdü gitti, bu yalnız cömert yürekler için. Çünkü paylaşmak için, sevmek için bekleyen bu insanların karşısındakiler, tıpkı Nimet'in elindeki ekmek dilimi gibi gördüler yüreklerini ve koymadılar onu yaşama. Çünkü onlar, paylaşılarak yaşamanın verebileceği zenginliklerin bilincinde değillerdi."
- Piano Piano Bacaksız
92. "" İnsan yoksulu, üstelik de çocuksa, benim gibi barıştan yanadır. Yani umuttan yana. Yalınayak yasardım ama her cuma günü kurulan pazara gider, o zamanlar moda olan kösele atkılı, kenarları suluboyayla kırmızıya boyanmış topuklu nalınlara imrenerek bakardım. En büyük umudum, bı gün yedi buçuk kuruşa sahip olunca bu nalınları alabilmekti. Benim olmasalar bile nalınlar vardı, pazara getiriliyordu ya... Bir gün benim olabilirler demekti. ""
- Piano Piano Bacaksız
93. ""Gerçekte hangi söz bir yaşamın tam karşılığı olabilir ki!""
- Piano Piano Bacaksız
94. "'' İnsanın yoksulu, üstelik de çocuksa benim gibi barıştan yanadır. Yani umuttan yana...''"
- Piano Piano Bacaksız
95. "Yaşatmayan ve yeşertmeyen bir yarış içinde insanlar. Uzayla aramız küçüldükçe insanla insan arasındaki boşluk büyüyor."
- Piano Piano Bacaksız
96. "Aşkta tam dereceye gelmeyen kimseler, nefislerinin arzusuna aşk adını verirler.
Molla Cami"
- Tanrı'nın Soluğu 'Sevgi'
97. "Ey dostluk, iyilik, sevgi!
Dünyanın yedi harikasında bile
Seni yaşayana rastlamadım.
Yoksa yaşamıyor mu seni insanlar,
Yoksa sen sadece bir isim,
Bir masal mısın?.."
- Bir Kitaptan Bin Kitaba
98. "Bana öyle geliyor ki, ortam ne olursa olsun,kendine saygı duyarak, insanı ve insan onurunu koruyarak yaşamak olası..."
- Piano Piano Bacaksız
99. "Akıl anahtarıyla gönül kapıları açılmaz. Öyleyse niye sevdiğimizi ikna etmeye çalışırız ?"
- İnsanın Yeryüzü Yolculuğu
100. "Canıyla kanıyla yaşayan bir dünyaydı bizim dünyamız ."
- Piano Piano Bacaksız
101. "Sevgi dünyamızın olgunlaşmasına yardım edebiliyor zaman."
- Piano Piano Bacaksız
102. "Akıl anahtarıyla gönül kapıları açılmaz. Öyleyse niye sevdiğimizi ikna etmeye çalışırız ?"
- İnsanın Yeryüzü Yolculuğu
103. "Eğer bizler olaylar tarihini değil de o olayları yaşayan insanları insanlıklarıyla da dile getirebilirsek -çapımız ne kadarsa o kadar- insanlık tarihini gerçek anlamda dile getirmiş oluruz."
- Kandiye Zaferi
104. "Bilmiyorum. Ama o vardı diye dünyamın bir anlamı vardı."
- Büyük Yargıç
105. "Sürü, ilk çıkan sese katılır."
- Büyük Yargıç
106. "Ev halkından biri can sıkıntısı belirten derin bir 'of! ' çekti, sonra da sözcüğü sözcüğüne şöyle dedi: "Yahu, bu eve bir hırsız bile girmiyor!" Bunun ne anlama geldiğini hepimiz anlamıştık elbette. Şaşırıp da evimize giren bir hırsız, bir umut demekti bizim için. Hiç olmazsa onu soyabilirdik kolayca."
- Piano Piano Bacaksız
107. "Hangi yaşta olursak olalım kendimize sormalıyız: Neyi yaşamamız gerek, biz neyi yaşıyoruz? Önemli olan bu."
- Piano Piano Bacaksız
108. "Çocukken bile pek çok hiç korkmazdım. Sadece insanlara karşı utanılacak bir şeyler yapmaktan korktum hep. Daha sonraları bundan da korkmadım, çünkü yüreğimi tanıyordum artık. Ne yaparsam yapayım, beni utandıracak bir eyleme yüreğimin izin vermeyeceğine güvenmekteydim."
- Piano Piano Bacaksız
109. ""İnsan yazmayı değil, görmeyi öğrenmeli. Yazmak bir sonuçtur."
Antoine de Saint-Exupéry"
- Bir Kitaptan Bin Kitaba
110. "Hangi yaşta olursak olalım kendimize sormalıyız: Neyi yaşamamız gerek, biz neyi yaşıyoruz. Önemli olan bu."
- Piano Piano Bacaksız
111. "Her şeyin sevgi için var olacağı , sevgisiz hiçbir şeyin asla yaşayamayacağı bir dünya içinde var olmak ne mutluluktur ......"
- Piano Piano Bacaksız
112. "Ne çok sormak isterdim: “Feriha Abla, Senai Abi’de ne buldun, onda ne görüyor, ne yaşıyordun ki tüm bunlara katlanıyordun?“ diye. Bana kalırsa sende, çok az insanın ulaşabileceği güzelliklere erişmiş bir insan görüyor, onu seninle pay ediyor, yaşıyordu."
- Piano Piano Bacaksız
113. "İnsanın yüreği burkulunca başı eğiliyor. Gözleri ne oluyor acaba o zaman. İnsan, insanın gözüne baka baka ağlamıyor çoğu kez !"
- İnsanın Yeryüzü Yolculuğu
114. ""Ne yazık ki dindarlığın birtakım şekil ve merasime boğulduğu ve Tanrısal Nur'un kişisel tutkuların gölgesinde kaybolduğu sık sık rastladığımız bir olaydır."
/Leibniz/"
- İnsanın Yeryüzü Yolculuğu
115. "Bizleri bütün kusurlarımızla seviyor. İnsanları seven bir insan."
- Büyük Yargıç
116. "Gelişen aklımızla birlikte kurnazlığımız, bencilliğimiz ve şeytanımız da gelişti."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
117. "" Mutlak bir gerçek var o da nesnel ve tinsel varlığımızın Özellikle de tinsel varlığımızın temiz, pırıl pırıl tüm olumsuzluklardan arınmış bir ruh taşır olması gerektiğidir""
- Tanrı'nın Yedinci Günü
118. "Kız: Sevilmek ve inanmak mutlu eder insanı.
Büyük Yargıç: İnanılmak mutlu eder insanı, sonuna dek inanılmak. Hele o, insanların ölüme layık gördüğü bir insansa.
Kız: Sonuna dek inanılmak derken, neyi anlatmak istiyorsunuz?
Büyük Yargıç: Bir insanın bir insan hakkında taşıdığı inancı, kendini inkar etmeden inkar edememesidir sonuna dek inanmak."
- Büyük Yargıç
119. "Bencillik birbirimizi görerek tabiiymiş gibi yaşanıyor."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
120. "Uzayla aramız küçüldükçe insanla insan arasındaki boşluk büyüyor."
- Piano Piano Bacaksız
121. "Sıkıntıya katlanmak alıştığımız bir yaşam tutumuydu. Çok azıyla övünürdük katlandığımız bu sıkıntıların. Övündüklerimizin tümünün de başında iyi ve güzel şeyler uğrunda katlandıklarımız gelirdi."
- Piano Piano Bacaksız
122. "Gelişen aklımızla birlikte kurnazlığımız, bencilliğimiz ve şeytanımız da gelişti."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
123. ""En korktuğum şey arsızlığın bir yaşam uslübuna dönüşüp tabiiymiş gibi yaşanmasıydı.""
- Gençlik Yılları
124. "Ama ne kadar anlatırsam anlatayım asıl güzellikler anlatamadıklarım arasında kalacak. İnsan insanı sever, niçin sevdiğine ilişkin bazı şeyler de söyler. Ama gerçekte, sevgisini oluşturan şeyi söyleyememiştir yine de."
- Piano Piano Bacaksız
125. ""Eğer bir insan Tanrıya dokunmayı özlese, çok özlese ve buna layık da olsa, bunu ancak bir insana dokunmakla gerçekleştirebilir.""
- Gençlik Yılları
126. "Sen sanma ki ben dünyada sadece sevgilimi severim
Sevgiyi taşıyan ve onu yaşayan herkesi de severim."
- 'Kadı Burhaneddin' 14. Yüzyılda Bir Türk Dehası
127. "Her şeyin sevgi için var olacağı, sevgisiz hiçbir şeyin asla yaşamayacağı bir dünya içinde var olmak ne mutluluktur."
- Piano Piano Bacaksız
128. "Yoksulluğun en son kertesini yaşarken de, silindir şapkanı başına geçirip yabancı ülkelerde, kendi deyiminle, 'lordlar gibi' yaşarken de, insanların sana ilişkin düşüncelerini hiç önemsemedin."
- Piano Piano Bacaksız
129. ""Gerçekten siz hiçbir şey yemeden mi yaşamınızı sürdürüyorsunuz?" Adam, "Evet" diye yanıt veriyor. "Niye peki?" (Burada yemek sözcüğüyle anlatılan insanın insandaki Tanrı'nın soluğunu, insanın insanda sevgi ve mutluluk, insanın insanda Diyojen'in aradığının simgesidir.) "Çünkü siz önünüze her konanı yiyorsunuz. Ona evet diyorsunuz. Ne kadar acı ki ya da ne kadar garip ki, ben insanın insanla ilişkisinde önümüze konulan her şeye evet diyemiyorum. İnanın bir evet diyebileceğimi bulsam oburlar gibi, çılgınlar gibi yerim...""
- Tanrı'nın Yedinci Günü
130. "Kendileri de hırsız olanlar başkalarına "hırsız" diyebiliyorlar, herkesin namussuz dediği birileri de başkalarına "namussuz" diye bağırabiliyordu."
- Piano Piano Bacaksız
131. "Yüzlerce yıl geçti aradan. Değişen bir şey var mı insanların dünyasında? İnsanı ayakları üzerinde dimdik tutmak için ne yapıyoruz?"
- Büyük Yargıç
132. "Saray Nazırı: Hayır, onları kandırmıyor. Onlara insan gibi yaşamayı ve birbirlerini sevmeyi öğretiyor."
- Büyük Yargıç
133. "Halk, çıkarcıların yanında çıkarına bakar efendim... Ama inanmışların yanında da büyük bir güçle inanır..."
- Büyük Yargıç
134. "Bugün "Biz elli yıl önce açtık, ama açlığımızı adam gibi yaşıyorduk, mutluyduk" demeye utanmıyorum. Bununla bedenimizin beslenmesi açısından yoksulluğu yaşarken insan olarak kendimizce onurlu kalabildiğimizi vurgulamak istiyorum. İnanılması çok güç ama gerçekten öyleydik değil mi Senai Abi?"
- Piano Piano Bacaksız
135. "Tüm büyükler, hiç kuşkusuz, çocukluk yıllarını da yaşayarak eriştiler erginlik çağlarına, o çağları her neyi kapsıyorsa. Hep düşünüp durmuşumdur, büyükler çocukluk yaşamlarını anımsadıkları zaman ne güçte bir coşku duyarlar varlıklarında. Yaşam, onu ne güçte bağımsız yaşarsak, o güçte bir derinlik çizer bizde. Egitime, insanın yetiştirilmesine karşı çıkmam olanaksız. Ama, egitim adı altında yapılan koşullandırmalara karşıyım. Ben çocukluğumda hiç koşullandırılarak eğitilmedim. İyi ki de eğitilmemişim. Körpecik bir fidanı aşılayayım derken kurutulabilecekleri bir çağda, son derece yalın bir yaşam sürmüş olmama borçluyum yarim yüzyıldır tüketemediğim, bana şiir gibi gelen güzelliğini."
- Piano Piano Bacaksız
136. "Yasalara uygun yapılan kötülükler, yasalara aykırı yapılanlardan daha çok.
/Antigone/"
- Antigone
137. "Sen dünyaya, 'ölmüş eşek kurttan korkmaz' felsefesiyle gelmiş ve öyle yaşamış çok az insandan biriydin."
- Piano Piano Bacaksız
138. ""
- Hümanist Atatürk
139. "Hangi yaşta olursak olalım kendimize sormalıyız: Neyi yaşamamız gerek, biz neyi yaşıyoruz? Önemli olan bu. Sekiz-dokuz yaşında, yalınayak bir çocuk. Ben bu yalınayaklığımdan mutluluk duyabileceğim bir yaşam biçimi çıkarmaya kalkıyordum. Tozlu yollarda yürürken bastığım yerden 'puf' diye kalkan tozlardan bir anlam çıkartıyordum. Kendimi dağlarda dolaşan Kızılderili çocuklara benzetiyordum. Çamurlarda yürürken bir başka anlam. Yalınayaklığımdan ötürü kendimi ayakkabılı çocuklardan hiç aşağı görmezdim. Ama ayağıma bir nalın buldum mu da ayaklarımın üzerine daha sağlam bastığımı hissederdim. Pek çok şeyin yokluğu benden hiçbir şey alıp götürmedi. Varlığıysa renklendirip güzelleştirdi çocukluk dünyamı."
- Piano Piano Bacaksız
140. "Ne doktor, ne ilaç...Yeniden boyun eğdi yaşlı kadın yaşamaya..."
- Piano Piano Bacaksız
141. ""Uzayla aramız küçüldükçe insanla insan arasındaki boşluk büyüyor.""
- Piano Piano Bacaksız
142. "Demişler ki Atatürk 'e bir gün;
"15 milyonla bu kadar büyük işler yaptın. 400 milyonluk Çin'de olsaydın kim bilir neler yapardın?"
Cevap vermiş:
"Hiç bir şey yapamazdım.
Çünkü orada
MEHMETÇİK YOK.""
- Hümanist Atatürk
143. "Hangi yaşta olursak olalım kendimize sormalıyız: Neyi yaşamamız gerek, biz neyi yaşıyoruz?"
- Piano Piano Bacaksız
144. "Tanrı soluğu ile oluşmuştur din kitapları. Bu kitaplar, Tanrı'nın düşüncesi ile değil din kitaplarında bulunan yönlendirici düşünceler ile yazılmıştır. İçindekiler, şu ya da bu nedenle binlerce yıldır toplumlara yön vermek, onlara bir arada yaşamanın kurallarını koymak için üretilmiş düşüncelerdir, adı üzerinde düşüncelerdir; duygular değil. Tanrı soluğunun duygu olduğunu, onun bir ruh olduğunu, o ruhun doğrudan kendisi tarafından insana verildiğini, emanet olarak verildiğini bilmeliyiz. ancak biz o ruhu yaşamaya başlarsak neşelenir, sevinç duyar, hüzünlenir, sevgi duyar, derin derin titreyerek tüm bunlara saygı duyarız."
- İnsanın Yeryüzü Yolculuğu
145. ""Çalan vermez, bulan vermez.""
- Piano Piano Bacaksız
146. "Gün güne söz söyler,
Ve gece geceye bilgi gösterir."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
147. "Onu ne zaman sevdim, bilmiyorum."
- Piano Piano Bacaksız
148. "Cennet dünyayı yaşamak, zorlaşıyor. İnsanlar gittikçe artan bir çoğunlukla cehennem gibi bir dünyaya evet dercesine yaşıyorlar."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
149. "İnsanları ileride ün, unvan, servet gibi nesneleri edinmeleri için eğitip duruyoruz adeta. Bunu anlamak için eğitim kurumlarının programlarına bakarak, orada insanlık, sevgi, dostluk, coşku ve sevince yönelmek ve derinleşmek için ne kadar az şey yapıldığını görürüz."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
150. "Tek ve önemli işimiz, bir insanla karşı karşıya olduğumuz zaman ondaki bir kaynağı yaşatmaya çalışmaktır. Kurutmaya değil."
- İnsanın Yeryüzü Yolculuğu
151. "Hangi yaşta olursak olalım kendimize sormalıyız: Neyi yaşamamız gerek, biz neyi yaşıyoruz? Önemli olan bu."
- Piano Piano Bacaksız
152. "Görenler susarsa, ayıplar ömür boyu sürer."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
153. "İnsan dünyasını ara sıra ne kadar küçültebiliyor yaşamak için..."
- Piano Piano Bacaksız
154. "Oysa günümüz insanlarının bir sorunu var: zamanı geçirmek. Sanki yaşamaya mahkum olmuşlar da bu cezalarını nasıl çekeceklerini baş sorun etmişler."
- Piano Piano Bacaksız
155. "(…) Küçük Prens, okura yaşamdaki en iyi şeylerin en basit şeyler olduğunu, gerçek zenginliğin başkalarına bir şeyler verebilmek anlamına geldiğini hatırlatan, aslında büyükler için yazılmış bir çocuk masalıdır."
- Bir Kitaptan Bin Kitaba
156. "Sevgi dünyamızın olgunlaşmasına yardım edebiliyor zaman."
- Piano Piano Bacaksız
157. "İyi bir şeyler olacağını sezinlemiş umudu yaşamaya başlamıştık."
- Piano Piano Bacaksız
158. "Ama ne kadar anlatırsam anlatayım asıl güzellikler anlatamadıklarım arasında kalacak."
- Piano Piano Bacaksız
159. ""İnsanın yoksulu, üstelik çocuksa benim gibi, barıştan yanadır yani umuttan yana.""
- Piano Piano Bacaksız
160. "Bugün "Biz elli yıl önce açtık, ama açlığımızı adam gibi yaşıyorduk, mutluyduk" demeye utanmıyorum. Bununla bedenimizin beslenmesi açısından yoksulluğu yaşarken insan olarak kendimizce onurlu kalabildiğimizi vurgulamak istiyorum. İnanılması çok güç ama gerçekten öyleydik değil mi Senai Abi?"
- Piano Piano Bacaksız
161. "Tüm büyükler, hiç kuşkusuz, çocukluk yıllarını da yaşayarak eriştiler erginlik çağlarına, o çağları her neyi kapsıyorsa. Hep düşünüp durmuşumdur, büyükler çocukluk yaşamlarını anımsadıkları zaman ne güçte bir coşku duyarlar varlıklarında. Yaşam, onu ne güçte bağımsız yaşarsak, o güçte bir derinlik çizer bizde. Egitime, insanın yetiştirilmesine karşı çıkmam olanaksız. Ama, egitim adı altında yapılan koşullandırmalara karşıyım. Ben çocukluğumda hiç koşullandırılarak eğitilmedim. İyi ki de eğitilmemişim. Körpecik bir fidanı aşılayayım derken kurutulabilecekleri bir çağda, son derece yalın bir yaşam sürmüş olmama borçluyum yarim yüzyıldır tüketemediğim, bana şiir gibi gelen güzelliğini."
- Piano Piano Bacaksız
162. "Yasalara uygun yapılan kötülükler, yasalara aykırı yapılanlardan daha çok.
/Antigone/"
- Antigone
163. "Görenler susarsa, ayıplar ömür boyu sürer."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
164. ""Ruhumu sonsuzluklara saldım. Ve o döndü, geldi, bana dedi ki: cehennem de cennet de senin içindedir."
Ömer Hayyam"
- Tanrı'nın Yedinci Günü
165. "Gözüm görmeseydi güzelliğini bu güzellik neye yarar?
Güzelliği görmeyen göz ki o neye yarar?"
- 'Kadı Burhaneddin' 14. Yüzyılda Bir Türk Dehası
166. "Büyük Yargıç: Yüzlerce yıldır sürüp gelen ne garip bir şeydir bu… Güzel ve güçlü şeyler duyanlar, onları gerçekleştirmek olanağından yoksun…
Saray Nazırı: Gücü ellerinde tutanların ise, kafalarında ve gönüllerinde bir şey bulunmuyor.
Büyük Yargıç : Öyle ise, yaptıkları kötülüklerin değil de, olanaklarına rağmen yapmadıkları iyiliklerin hesabını sormak gerekir insanlara."
- Büyük Yargıç
167. "İnsan hata yapma pahasına bile olsa, bir insan için yapabileceğinin hepsini yapmalı ki, sonradan pişman olmasın…"
- Büyük Yargıç
168. "...senin adını da savaşın insanı koyma niyetindeyim. Yalnız, bu sözler anlatmak istediklerimin tam karşılığı değil. Gerçekte hangi söz bir yaşamın tam karşılığı olabilir ki! Demek istediğim şu: Senin savaşın, yaşamak ve yaşatmak için sürdürdüğün savaştı. Nesneleri kapsayan bir savaş. Bu savaşı yaşarken, çok güç olmasına karşın, nesnenin insandan soyutlanacağı yeri biliyordun yaşam deneyiminle."
- Piano Piano Bacaksız
169. ""Senden önce yaşanmış tüm güzelliklere ortaksın. Senden sonra yaşanacak tüm güzelliklere de ortak olacağın gibi.""
- Piano Piano Bacaksız
170. "(...) ben hiçbir zaman yaptıklarımın mutluluğunu duyamadım, halkım için yapamadıklarımın acısını çektim hep. Büuül insan topluluklarını yerinden oynatmak, onları eyleme geçirmek öylesine zor ki..."
- Büyük Yargıç
171. "(...) sonuna dek inanmağa gelince... Bilinçli olmak gerek."
- Büyük Yargıç
172. "Kız: Bu çıkarlar o kadar önemli mi? Bu insanlar insanları harcamadan da çıkarlarını koruyamazlar mı?
Büyük Yargıç: Harcamadan koruyamazlar çoğu kez. Çıkarları için, neleri göze almıyorlar ki!"
- Büyük Yargıç
173. "Gözleri sevginin ışığına öylesine kapalı insanlar yaşamış ki olayı..."
- Büyük Yargıç
174. "Büyük Yargıç: (...) Yalnız, çağrıldığına memnun olmadın gibi geldi bana. Ama bilmeliydin ki, insana her zaman hesap sorulabilir.
Hanna: Hiç aklımdan geçirmemiştim... İki bin yıl sonra...
Büyük Yargıç: Hesap vereceğini... Ama önemli değil, önemli değil benim seni yargılamam. Önemli olan, senin kendi kendini yargılaman. Sanırım ki onu da bugüne dek yapnamışsındır."
- Büyük Yargıç
175. "Büyük Yargıç: (...) Ne yapmış olurlarsa olsunlar, ne düşünce taşırlarsa taşısınlar, kendileri söz konusu olunca, insanların köşeyi nasıl döndüklerini göstermek istiyorum.
Kız: Siz insanlardan ümidi kesmişe benziyorsunuz.
Büyük Yargıç: (Başını sallayarak)
Doğru söylüyorsun. Öyle.
Kız: Ama ben onlardan ümidi kesmedim. Eğer dünyada doğrunun yanında, sevginin yanında bir tek insan bile varsa, o insanla insanlara köprü kurulur."
- Büyük Yargıç
176. "İnandığını yapmadan yaşayan bir insan olmaktansa hiç yaşamayayım daha iyi."
- Antigone
177. "Altı bucakta tüm Allah'ın nuru vardır; dediler.
Halktan, "O nur nerededir?" diye feryat koptu.
Yabancı sağına, soluna, her tarafa bakındı; göremedi.
Bir ses yükseldi: "Bir an sağsız, solsuz bak."
-Mevlana"
- İnsanın Yeryüzü Yolculuğu
178. "İnsan dünyada insan sevmek için, ama yalnız insan sevmek için var. Seni sevdikten sonra ise, inanıyorum ki, insan dünyada yalnız Antigone'yi sevmek için var. İnsanlara ancak seninle ulaşabilirim, Antigone, eşsiz insanım."
- Antigone
179. "Bana öyle geliyor ki ortam ne olursa olsun kendine saygı duyarak, insanı ve insan onurunu koruyarak yaşamak olası."
- Piano Piano Bacaksız
180. "Hayat bize gösteriyor ki, sevgi insanların birbirinin yüzüne bakmaları değil, birlikte aynı yöne bakmalarıdır."
- Antigone
181. "Yasaların üstünde adam tanımak diktatörlüğe giden bir yolu açmaktır. Hatta diktatörlüğün ta kendisidir."
- Hümanist Atatürk
182. "Bu dünyada ne varsa hakça bir düzen içinde pay edilmelidir. Her şey herkesindir ama sevgiden başka hiçbir şey de bizim değildir."
- Şeyh Bedrettin'in Yargılanması
183. "İnsanlar korkunca her şeyi söylerler, ya da çıkarları için her şeyi söylerler."
- Şeyh Bedrettin'in Yargılanması
184. "Bizim oralarda okula giden birkaç çocuktan biriydim, ama içinde yaşadığım dünya değişmemişti. Onca yoksulluğun, onca ilkelliğin yaşandığı bu dünyada kişisel çekişmelerin tüm çeşitlemelerini görmek olasıydı. Kendileri de hırsız olanlar başkalarına 'hırsız' diyebiliyorlar, herkesin namussuz dediği birileri de başkalarına 'namussuz' diye bağırabiliyordu. Üç sevgilisi olan bir kızın annesi, komşu kadına, "Senin kızının dört sevgilisi var, utan, utan!" diye pek üste çıkabiliyordu. Hırsızın biri, ötekine: "Ben namuslu hırsızım, çalarım, ama iki taneden birini çalarım, sen katırı yüküyle çalarsın, yaramazsın!" diye bağırabiliyor, bu ve benzeri çekişmeler sürüp gidiyordu her zamanki gibi yaşamımda."
- Piano Piano Bacaksız
185. "....Namuslu olmak insanın tabiî halidir..."
- Piano Piano Bacaksız
186. "Uzayla aramız küçüldükçe insanla insan arasındaki boşluk büyüyor"
- Piano Piano Bacaksız
187. "Para verdin mi bir çocuğa , onu seviyorsun demekti, bunu bilirdim."
- Piano Piano Bacaksız
188. "Her şeyin, sevgi için var olacağı, sevgisiz hiçbir şeyin asla yaşamayacağı bir dünya içinde var olmak ne mutluluktur...
"
- Piano Piano Bacaksız
189. ""..., bir insan ancak bir anı gerçekten yaşarsa, onu her anımsayışında da yaşar.""
- Piano Piano Bacaksız
190. "İnsanların toplum içindeki varlıklarının ereği sadece beslenen, barınan canlılar olmasından ibaret değildir. Onların saygı duyan, sevgi duyan, birbirlerini koruyan, pay eden ve böylece mutlu olabilen, Tanrı duygusuyla zenginleşmiş varlıklar olmasını yaşamın ereği olarak görmüştür [Şeyh Bedreddin]. Her şeyin önce insan için olduğu bir dünya."
- Şeyh Bedrettin'in Yargılanması
191. "İnsanın yoksulu, üstelik de çocuksa, benim gibi barıştan yanadır. Yani umuttan yana."
- Piano Piano Bacaksız
192. "Kaçmak yerine, bugünün dünyasını yapan insanlara, yaptıkları acı şeyleri göstermek için, her an yeniden ölmek isterim.
/Antigone/"
- Antigone
193. "En tehlikeli zincir, sonuna kadar birbirine inanmış halkalardan meydana gelenidir."
- Antigone
194. "Atatürk büyük bir savaş düşmanıydı. Milletlerin birbirlerini öldürmelerinin vahşet ve bunun uygarlığın bir yüzkarası olduğunu, ama buna karşın önüne geçilemediğini söylerdi."
- Hümanist Atatürk
195. "Pek çok şeyin yokluğu benden hiçbir şey alıp götürmedi. Varlığıysa renklendirip güzelleştirdi çocukluk dünyamı."
- Piano Piano Bacaksız
196. "Yaşam, onu ne güçte bağımsız yaşarsak, o güçte bir derinlik çizer bizde."
- Piano Piano Bacaksız
197. "Yokluk, hiç var olmayıştır.Tükeniş, var olduktan sonra yok oluştur."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
198. "(…) sevgi ne konumda olursa olsun insana güç veren, onu mutlu eden, ayakları üzerinde dimdik tutan bir Tanrısal pay ediştir."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
199. "Uzun ya da kısa yaşamaktan daha önemlisi yaşadığı kadarını insan gibi yaşamaktır."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
200. "Biz mutsuzsuz, çünkü genellikle, şeytanımızı tatmin etmek için yaşıyoruz."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
201. "Korku yaşanırken umudu yaşamak olanaksızdır. Umuttan yana olanlardır yaşam kapılarını aralayanlar."
- İnsanın Yeryüzü Yolculuğu
202. "Tanrı bize gönül (öz soluğunu) verdi ve onu yönlendirerek geeeği gibi yaşamamız için aklı da birlilte verdi."
- Tanrı'nın Soluğu 'Sevgi'
203. "Bir sanat ürünü bir kişiyi bile gerçekten yaşatabiliyorsa, o her zaman yaşayacak demektir."
- İnsanın Yeryüzü Yolculuğu
204. "Uzun ya da kısa yaşamaktan daha önemlisi yaşadığı kadarını insan gibi yaşamaktır."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
205. "Ruhumu sonsuzluklara saldım. Ve o döndü, geldi, bana dedi ki: cehennem de cennet de senin içindedir.
"
- Tanrı'nın Yedinci Günü
206. "Ve gerçek bir sevgi bir defa yaratıldı mı, insanlar var oldukça var olur, onu yaşayanlar ve yaratanlar yok olsa da..."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
207. "Elli yıl geçti aradan, dünya daha çok zenginleşmedi, tam tersine çoğalan beton yapılarla birlikte insanların ruhları da kalıplaştı, betonlaştı."
- Evimizin İnsanları
208. "'Sanat doğaya eklenmiş insandır'. Evet, doğayı, gerçeği, hakikati dile getirmektir sanat; ama sanatçının doğaya kattığı, ayırıp belirttiği, özgürleştirdiği, aydınlatıp renklendirdiği, bir anlam, bir görüş ve bir özellikle dile getirmektir.
-Vincent Van Gogh"
- Bir Kitaptan Bin Kitaba
209. "İnsan onuru derken, insanın varlığında gerçekleştirdiği, onlarsız yapamayacağı değerlerini anlatmak istiyorum."
- Piano Piano Bacaksız
210. "Bir insan, bir insana bir şey katarak onu zenginleştirebiliyorsa, bu insan dünyayı da zenginleştiriyor demektir."
- Piano Piano Bacaksız
211. "İnsan insanı sever, niçin sevdiğine ilişkin bazı şeyler de söyler. Ama gerçekte, sevgisini oluşturan şeyi söyleyememiştir yine de."
- Piano Piano Bacaksız
212. "Kaygıları nedir din adamlarının? Toplumun indinde puan kaybetmek. (…) Din adamlarının kurumlaşmış bu egemen güçlerin, umurunda değil işin doğrusu."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
213. "İnsanın etik değeri, sevgi taşıyan bir varlık oluşundan kaynaklanır. Kendisine ve başkalarına karşı saygı duyma yetisi -ne kadar acı ki bu yetilerini çok az insan kullanıyor- olduğu için insana saygı duyulur."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
214. "İnsanların çok büyük bir kısmı, duyarlık dünyasını yaşamadan düşünce dünyasıyla var etmeye çalışıyorlar ilişkilerini. Bilmiyorlar ki düşünerek insan sevilmez, duyarak sevilir."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
215. "Akıl karışınca işe, birçok hesaplar da karıştı."
- Büyük Yargıç
216. "Sevgi, insanın insanla ilişkisinde saygının şiirle yaşanmasıdır. Varlık yapılarının temeldeki öz birliğinden, birlikte çarpan kalplerden, aynı gözle görmekten doğar."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
217. "Pastoral yaşamda, çobanların sevgisinde, uygarlığın hiçbir izi yoktu. Ne elektrik vardı, ne de tren, ama sevgi vardı."
- Gençlik Yılları
218. "Oysa kış, bir yaşam yoksulluğu demekti."
- Piano Piano Bacaksız
219. "Oysa kış, bir yaşam yoksulluğu demekti."
- Piano Piano Bacaksız
220. "“Sen Feriha Abla'dan çok korkuyordun. Sevginin, saygının var ettiği bir korkuydu bu. Daha doğrusu ben bunu yıllarca korku sanmıştım. Sonra sonra, ancak yetişkin olduğumda fark ettim ki korku değildi bu Senai Abi, korku değil, sevginin her an duyulan sıcaklığının coşkulu, telaşlı haliydi Feriha Abla'yla yaşadığın.”"
- Piano Piano Bacaksız
221. "Sevgi dünyamızın olgunlaşmasına yardım edebiliyor zaman."
- Piano Piano Bacaksız
222. "İnsan senin yüzüne bakınca içi dinleniyor. Tanrı'nın soluğunu yaşıyor."
- 'Kadı Burhaneddin' 14. Yüzyılda Bir Türk Dehası
223. "Yeniden boyun eğdi yaşlı kadın yaşamaya..."
- Piano Piano Bacaksız
224. "İşler ciddiye alınınca, kişiler de önem kazanır."
- Büyük Yargıç
225. "Değişen hiçbir şey yok. İkibin yıl sonra bile yöneticiler aynı şeyi söylüyor: “O şartlarda başka bir şey yapamazdım.” Savaşlar bunun için. Bir ülkenin diğerinin işlerine karışması bunun için. Ve hep söylenen “O şartlarda başka birşey yapamazdık.”"
- Büyük Yargıç
226. "Sürü hep kandırılacak… Sürü hep kullanılacak… Ne yazık ki, bu hep böyle olacak…"
- Büyük Yargıç
227. "Bana öyle geliyor ki, ortam ne olursa olsun, kendine saygı duyarak, insanı ve insan onurunu koruyarak yaşamak olası."
- Piano Piano Bacaksız
228. "Yahu, bu eve bir hırsız bile girmiyor!" Bunun ne anlama geldiğini hepimiz anlamıştık elbette. Şaşırıp da evimize giren bir hırsız bir umut demekti bizim için. Hiç olmazsa onu soyabilirdik kolayca..."
- Piano Piano Bacaksız
229. "Büyük Yargıç: İnsanlar bazen birbirleri uğrunda her şeyi yapar, mucizeler yaratırlar. Çoğu kez de... (Düşünür.)
Kız: (Merakla.)
Evet, çoğu kez de...
Büyük Yargıç: (Kızın omzunu tutarak.)
Haydi gidelim... İşte dünya."
- Büyük Yargıç
230. "“Öylesine ters kurulmuş bir düzen, yüzyıllardır sürüp gidiyor ki dünyamızda.”"
- Antigone
231. "Bırak şimdi sen ruhu, tüm kapılarını kapattık biz onun. Ruh diye bir şey! Biz onu yormuyoruz ki, yaşamıyoruz ki, dinlensin..."
- Piano Piano Bacaksız
232. "İnsanlar bencil, insanlar tembel, insanlar oportünist ve böylesine çirkinlik, dünyada büyük bir çoğunluğu oluşturuyor."
- Tanrı'nın Yedinci Günü
233. "Çok iyi bilirsin, bir insan ancak bir ânı gerçekten yaşarsa, onu her anımsayışında da yaşar. Seninle yaşamımız her anımsandığında yaşatacak güçteydi ki, yarım yüzyıl sonra bile etkisi canlı kaldı bende."
- Piano Piano Bacaksız
234. "Evde yalnız olduğum bir gündü. Acıkmıştım. Odamızın bir köşesinde asılı duran teli yırtılmış teldolabın içine baktım. Rafta, çinileri dökülmüş, yer yer de kararmış bir sahanda yaz sıcağında takır"
- Piano Piano Bacaksız
235. "Sıkıntıya katlanmak alıştığımız bir yaşam tutumuydu. Çok azıyla övünürdük katlandığımız bu sıkıntıların. Övündüklerimizin tümünün de başında iyi ve güzel şeyler uğrunda katlandıklarımız gelirdi."
- Piano Piano Bacaksız
236. "Hangi dinden, hangi mezhepten olursa olsun tüm insanlar o soluğu taşıyor. Tanrı'ya ibadet o soluğu duymak ve yaşamak demektir. İbadet anları Tanrı'nın soluğu ile aydınlandığımız anlardır, sonsuzluktan yaşanmış anlardır, sevginin var edildiği anlardır. Sevginin var olduğu yerde savaş olmaz, sevgi Tanrı'ya uzanan yolun çiçekleridir. Herkesin birbirlerinin iyilik ve güzelliği için yaşadığı bir dünya mutlaka bir gün gerçekleşecektir."
- Şeyh Bedrettin'in Yargılanması
237. "Ucuzlaştırılan,zavallılaştırılan, harcana harcana lime lime olmuş bir sevgidir günümüz sevgileri.."
- Tanrının Onuru İnsan
238. "İnsan, an be an anlamaya çalışmamız gereken ucu açık bir süreçtir ve anladığımızı farz ederek bu ucu kapatıp onu sadece bir duruma indirgeyemeyiz. Önemli olan anlamış olmak değil, bırakmaksızın anlamaya çalışmaktır."
- Tanrının Onuru İnsan
239. "“...yaşatmayan ve yeşertmeyen bir yarış içinde insanlar.”"
- Piano Piano Bacaksız
240. "İnsanın yoksulu, üstelik de çocuksa benim gibi barıştan yanadır. Yani umuttan yana..."
- Piano Piano Bacaksız
241. ""Müzik göklere aittir""
- Tanrı'nın Yedinci Günü
242. "İnandığını yapmadan yaşayan bir insan olmaktansa hiç yaşamayayım daha iyi.
/Antigone/"
- Antigone
243. "İnsan yoksulu, üstelik de çocuksa, benim gibi barıştan yanadır. Yani umuttan yana."
- Piano Piano Bacaksız
244. "Hayat bize gösteriyor ki, sevgi insanların birbirinin yüzüne bakmaları değil, birlikte aynı yöne bakmalarıdır.
/Üçüncü Yargıç/"
- Antigone
245. "Sevgi anı, yaratılarak var edilen anlardan oluşur. Kısa ya da uzun, önemli olan o anı var etmektir. O andan, o anı yaşama potansiyelinden hiçbir insan yoksun değildir."
- İnsanın Yeryüzü Yolculuğu
246. "Büyük Yargıç: Şair gibi değil de, cellat gibi anlat olayı!
Cellat: Bu dünyada bir insan böyle bir olay yaşarsa, o isterse cellat olsun, onu ancak bir dille anlatır artık... Doğrusu, hiçbir dil buna yetmez."
- Büyük Yargıç
247. "İnsanların bir emre boyun eğmeleri için, her şeyden önce emri verenin kendisi, söylediği şeye sonuna dek inanmalıdır. Boşuna kendini kandırma. Sen o insanlardan değilsin. Onlar pazarlık etmeyen, geri çekilmeyen insanlardır. Bunun için de büyük insanlardır. Sen ise, Pontuslu Pilatus'sun... Pazarlığın sürüp gidiyor, sürüp gidecek de..."
- Büyük Yargıç
248. "(...) bu insanoğlunu çakmakla, onun ölümünü hazırlayanları mahkum ettim."
- Büyük Yargıç
249. "Büyük Yargıç: Yaşamak, nasıl olursa olsun, bir hayatı sürdürmek...
Kız: Peki ama, insanın değeri ne oluyor, özgürlük ne oluyor?
Büyük Yargıç: Yoo, yoo, felsefe yapmak yok! (Çıkarken) Felsefe yok, felsef yok."
- Büyük Yargıç
250. "İnsanları ayakta tutan insanlar, onları yıkan da gene insanlar."
- Büyük Yargıç