Kazanan Yalnızdır Kitap Bilgileri
Yazar: Paulo Coelho
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 53 dk.
Sayfa Sayısı: 384
Basım Tarihi: Eylül 2009
Yayınevi: Can Yayınları
ISBN: 9789750710902
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kazanan Yalnızdır Kitap Tanıtımı
Kazanan Yalnızdır'da Paulo Coelho, On Bir Dakika ve Zâhir'de öne çıkan temalara geri dönüyor. İçinde yaşadığımız dünyada, lükse ve ne pahasına olursa olsun başarıya olan bağımlılığımızın, yüreğimizin sesine kulak vermemizi engellediğini anlatıyor bize.
Coelho okuru bu defa, kendi deyimiyle Süpersınıf'ın -hayallerin gerçeğe dönüştüğü sinema ve moda dünyasına girebilenlerin- toplandığı Cannes Film Festivali'ne götürüyor. Bu ayrıcalıklı sınıfın bazı üyeleri zirveye ulaşmıştır ve konumlarını yitirmekten korkarlar: para, güç ve ün tehlikededir: çoğu insanın, bedeli ne olursa olsun, uğruna her şeyi yapmaya hazır olduğu değerler.
Kitabın kahramanları bu modern gösteriş dünyasında buluşur: Rus milyoner İgor, Ortadoğulu moda devi Hamid, başrol peşinde Amerikalı aktris Gabriela, hayatının vakasını çözmeyi uman dedektif Savoy ve başarılı bir mankenlik kariyerinin eşiğindeki Jasmine. Dayatılan türlü hayalin yarattığı kargaşada, kendi kişisel hayalini belirlemeyi ve gerçeğe dönüştürmeyi kim başaracak?
Kazanan Yalnızdır Kitaptan Alıntılar
1. "Biz insanlar saflıktan o kadar uzağız, bize cömertçe sunulan mutlulukları anlamakta o kadar yetersiziz ki."
2. "“Hayat bazen insanları, birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye ayırır.”"
3. "Elbette mutlu biri o ; hiçbir arzusu olmayan biri mutludur."
4. "Dahası, aşk, onun yaşadığını yaşamamış sıradan insanların hiç anlamayacakları davranışları haklı çıkarır."
5. "“Ruh, güzel ve derin olan her şeyi sever.”"
6. "Hangi bedeli ödersen öde mutluluğun öğrenilecek bir şey olmadığını sonunda anladı."
7. "İgor, bilimsel araştırmaların, uzun süre birlikte olmuş insanların, birbirlerinin tam olarak nerede olduğunu bilmeseler bile, birbirlerinin varlığını hissedebildiklerini ortaya koyduğunu biliyor."
8. "Bir sigara yakıyor. Elinde bir bardak portakal suyu bulunan, pırlantalara boğulmuş, iskelet gibi bir kadın, “Biliyorsunuz, sağlığınız için çok zararlı,” diyor. İgor, “Yaşamak bile sağlığa zararlı, “diye cevap veriyor. “Eninde sonunda ölüyor insan.“"
9. "En iyi dostum da, en kötü düşmanım da benim."
10. "Birine sakin olmasını söylemek onu daha da gerginleştirmekten başka işe yaramaz."
11. "“Doğru yol, her zaman, başkalarının karşı olduğu yoldur.”"
12. "Ewa’yı düşünmek artık onu eskisi kadar rahatsız etmiyor. Onu bir zamanlar sevdiği gibi sevmiyor, sonradan nefret ettiği kadar da nefret etmiyor ondan. Zamanla Ewa hayatından tümüyle çıkıp gidecek, çok yazık, çünkü tüm kusurlarına karşın bir daha onun gibi bir kadın bulabileceğini sanmıyor."
13. "Ayna mükemmel yansıtır, hiç hata yapmaz, çünkü düşünmez. Düşünmek, hata yapmak demektir."
14. "Dünyayı kim değiştiriyor? Süpersınıf. Bu işi becerenler. En geniş kitlelerin davranışını, yüreğini ve aklını değiştirenler."
15. "Tutku. Dürüst davranmak gerekirse, beş yılı aşkın evlilikten sonra başka bir eş bulma arzusuna kapılmadığını hangimiz söyleyebilir? Yine dürüst davranmak gerekirse, kim hayatı boyunca en az bir kez ihanet etmediğini, en azından aklından geçirmediğini iddia edebilir? Kim bilir kaç kadın ya da erkek bu yüzden evlerini terk etmiş, sonra tutkunun uzun sürmediğini fark edip gerçek eşlerine geri dönmüştür. Azıcık olgunlukla davranılırsa her şey unutulabilir. Bu, insan biyolojisinin tamamıyla normal bir yanıdır."
Kazanan Yalnızdır Kitap İncelemeleri
Cannes Film Festivalde yer alan ünlülerin ya da ünlü olma uğruna her şeylerini verebileceklerin, maddiyata verilen değerler, ünlü olan ve başarı sahibi olan kişilerin yerlerinden olma korkuları, istediği üne kavuşmuş ancak kendi hayatını kendi elleriyle başkalarına sunan kişilerin hüzünlü hikayelerini, sanat dünyasının görünmeyen iç yüzünü bize kısaca aktarmış. Rus milyoner İgor’un eşinin onu terketmesiyle değişen hayatı, Cannes Film Festivali‘ne yolunun düşmesine neden olur. İgor karısı Ewa onu aşırı işkolik olup evini ihmal etmesi ve şiddete meyilli yanını fark edince terk eder ve başkası ile evlenir. Ama İgor saplantılı aşıktır ve bu saplantı ona, eski karısı için her şeyi yaptırır.Ve Festivalde cinayetler işlemeye başlar. Saplantının insanı nasıl ele geçirip zehirlediğini ders mahiyetinde bizlere aktarmış ama idrak edecek insan lazım. Erkekler evlendikleri yada sevgili oldukları kızlardan ayrılmayı gururuna yediremiyor. Ayrılık sonrası akıl dışı hareketlerde bulunup günümüz haberlerinde de gördüğümüz üzere çoğu zaman da cinayetle son bulur.İnsan ayrılık sonrası dünyanın sonu olmadığını, yeni bir yaşam tekrar kurulabileceğini, hayatın sadece O'ndan ibaret olmadığını, sevmiyorsa yeri geldiğinde o kişiye eyvallah diyip önüne bakabilmeyi ve en önemlisi yeri geldiğinde vazgeçmeyi bilmeli...
Yazarın süpersınıf diye tabir ettiği insanların o sıkıcı monoton ve tekdüzeleşmiş hayatlarını okudum kitapta. Aynı zamanda hayalini yaşamaya çalışan modacı. Sevdiği kadını geri kazanmaya çalışan ve bunu öldürerek yapabileceğine inanmış İgor. Öldürerek mesaj vermeye çalışıyor. Aynı zaman da o kadar usta ki öldürmekte işlediği cinayetlerde hiç bir izi bırakmıyor. Film festivalinde arkasında hiç iz bırakmayan bir katil herkesten daha çok dikkat çekmemeye çalışmadan işlerini hallediyor. Bazen planda olmayan cinayeletler de işliyor. Son cinayeti karısı ve onun yeni kocası. Kitap adıyla bütünlük kazanmış. Herkes bir şeyler kazanmaya çalışıyor. Kimisi film yıldızı kimisi manken olmak istiyor ve bunları olmak bir şeyler kazanmak isterken hep yalnız kalıyorlar. Kitabın ana kahramanı da aynı durumda kitabın sonunda kazandığını düşünüyor ama arkasına dönüp baktığında tamamen yalnız. Hayata dair çok ince mesajlar var kitapta. Sanırım bazen bir şeyleri göze almak için her şeyi geride bırakmak gerekiyor. Bazı kitaplarına göre anlatılan olay daha belirgindi. Heyecan ve merak bir tık ön plandaydı. En azından beni okurken kitabın içine çekti. Yoğunluktan dolayı biraz geç bitirmiş olsam da içime sinerek okuduğumu düşünüyorum. Hala elimde yazarın bir kaç kitabı var. Onları da bitirip tamamlamayı düşünüyorum. Nolursa olsun bazı kitapların da sıkılmış bile olsam bence yazar çok farklı bir şekilde günlük hayatta karşımıza çıkması muhtemel şeyleri anlatıyor. Onu bu kadar önemli ve değerli yapan da bu farklılığı bence.
Tam da Kadınlar Günü'nu kutladığımız şu günlerde nasıl da böyle bir kitap denk geldi de okudum, diye düşündüm kitabı bitirirken...
Saplantılı, işkolik bir aşık var kitapta, İgor...Ewa'ya olan aşkı yüzünden, bir sürü cinayet işliyor çok gözde bir yerde...İlgisiz, sevgisiz bıraktığı karısının başka birini sevmesini ve gitmesini hazmedememiş. Bir yandan da düşünüyor, "Acaba Ewa bunlara değer mi "diye...
"Beni terk edersen bir dünyayı yok ederim"şeklinde inanılmaz ürkütücü bir cümleyi kitabın değişik yerlerinde sürekli tekrarlıyor.Bir dünyayı yok etmenin ne demek olduğunu kitabı okurken çok net bir şekilde anlıyorsunuz maalesef... Maalesef diyorum çünkü bu saplantılı kisiliklerden çok var bu dünyada, ne dünyaları yok ediyorlar hiç acımadan.
Polisler olayları çözebilecek mi diye beklerken araya başka insanlar, başka yaşantılar giriyor. Ünlü olma arzusu taşıyan genç insanların mücadeleleri, hırsları anlatılıyor ve asıl mutluluğu bulamayan, bomboş yaşantılar süren bir sürü insanın yok olup giden hayatları gözler önüne seriliyor.
Anlatım süper, İnsanların özellikle ruhsal betimlemelerini çok güzel yapmış. Hatta insanları kanlı canlı olarak, karsimdaymiscasina, betimleme yapabilen nadir yazarlardan diyebilirim. Sadece sonu hoşuma gitmedi, okuyacak olanlar için tabiki sonundan bahsetmiyorum...Tavsiye ederim, güzel bir kitap.