Kaybolmuş Ruhlar Sarayı 1 Kitap Bilgileri
Yazar: Dilara Keskin
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 53 dk.
Sayfa Sayısı: 384
Basım Tarihi: Mayıs 2022
İlk Yayın Tarihi: 2022
Yayınevi: Ephesus Yayınları
ISBN: 9786258133097
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Ciltli
Kaybolmuş Ruhlar Sarayı 1 Kitap Tanıtımı
İki düşman aile, iki düşman ülke:Zirakov ve Senteria.
Şimdiyse savaşın kazananı belli olmak üzere. Zirakov ülkesinin Kraliçesi Irina, bu savaşın kazananı olmak için kimsenin beklemediği bir hamle yaparak kızı Kitana’yı casus olarak Senteria’ya gönderir. Amacı Kitana’nın ülkeyi içten parçalamasını sağlamaktır. Fakat Senteria Kralı Estes, Kitana'yı; veliaht olarak görülen oğlu Vincent'le evlendirmeye karar verince Zirakov Prensesi’nin planları altüst olur.Böylece Kitana bir anda kendini kanlı bir taht oyununun ortasında bulur.
Dilara Keskin Kaybolmuş Ruhlar Sarayı I:Kraliçenin Kızı ile okurları hem tarihsel hem de mistik bir yolculuğa çıkarıyor. Kaybettiğimizi sandığımız duygular; aşk, öfke ve ihanet üçgeninde yeni anlamlar kazanıyor.
Kaybolmuş Ruhlar Sarayı 1 Kitaptan Alıntılar
1. "Seven, sevilen insan güzelleşir."
2. "Neden seni kazanamamışken kaybetmek zorundayım?"
3. "Savaşta doğan kaç çocuğun seçim şansı var ki?"
4. "Sakın sadakatsizlik edip beni arkamdan hançerlemeye kalkma, sen daha ne olduğunu anlamadan o hançeri kalbine saplarım."
5. "Onu son gördüğümde güneş ışıl ışıldı ama yüreğimde gök gürüldüyordu."
6. ""O gün evrendeki belki de en kuvvetli yağmur yağıyordu ama ona baktığımda güneş açtı.""
7. "O gün evrendeki belki de en kuvvetli yağmur yağıyordu ama ona baktığımda sanki güneş açtı."
8. "Hangi aşk düşünceyle, mantıkla insanın hayatına girer ki? Aşkın özelliği aniden hayatımıza düşmesi değil midir?"
9. ""Yer ve gök birleşirse, Kitana... Seni ancak o zaman terk ederim.""
10. "Önünden geçtiğimiz çiçekçilerden biri, "Efendim," diye seslendi doğrudan Vincent'e bakarak. "Bu asil leydiye bir çiçek almaz mısınız?"
"Ben niye alıyorum?" diye karşı çıktı Vincent. "O bana alsın. Her şeyi erkeklerden beklemeyin.""
11. "“Beni yendin,” dedim. “Tebrikler.”
“Hayır,” dedi. “Ben sana yenildim.”"
12. ""Onu son gördüğümde güneş ışıl ışıldı ama yüreğimde gök gürlüyordu...""
13. ""- Muhtemelen hüzünlü bitecek bir aşk hikayesi."
"- Hüzünlü biteceğini nereden çıkardın?"
"- En mutlu aşk hikayelerinde bile biraz hüzün vardır...""
14. "O gün evrendeki belki de en kuvvetli yağmur yağıyordu ama ona baktığımda güneş açtı."
15. "Kalbimdeki manasız kırılışı engelleyemedim."
Kaybolmuş Ruhlar Sarayı 1 Kitap İncelemeleri
Başlangıç kitabı olmasına rağmen aşırı sevdiğim ve devamını merakla beklediğim seriler arasında yer aldı.
Bu kitapta daha çok karakterleri tanıyoruz ve olayların ilerleyişine şahit oluyoruz.
Birbirine düşman iki ülke Zirakov ve Senteria.
Zirakov ülkesinin Kraliçesi Irina, kızı Kitana’yı Senteria Krallığına casus olarak gönderir. Ondan istediği krallığı içten fethetmek. Kral Estes’in beş oğlu vardır. Biri evli olmak üzere dört bekar varis Kitana içlerinden kadın düşkünü olan Andre’yi kendine bağlayıp onu yöneltmek isteyecektir böylelikle Krallıkta olup biten her şeyi annesine iletecektir.
Keskin zekasıyla krallığa kendini masum gösterip ona İnanmalarını sağlar. Ne kadar varislere ve Kral’a inandırıcı gelmese de onu misafir olarak ağırlarlar. Ama halk Zirakov Prensesinin Senteria da olduğunu öğrenene kadar Kitana’nın planı istediği gibi gidiyordu halk bir düşman ülkesinden gelen prensesin sarayda olmasını kabullenememiş ve isyan başlatmıştır. Kitana kendi canıyla her şeyin bittiğini düşünürken halkı sakinleştirmiş ve onlara duymak istediği şeyleri söyleyip sakinleştirmiştir. Tahta en yakın olan varis Vincent. Halkın ona güveni vardır. Tabi kardeşlerden birisi bunu engellemek ister ve krala Vincent ve Kitanın evlenmesini halkın onu kabulleneceğini söyler amacı halkın ona olan güvenini sarsmak, ve kendisini ön plana çıkarmak.
Bütün olay bundan sonra başladı. Katiana annesinin ona ihanet edip bu evliliği onayladığını öğrendikten sonra yalnız olup ihanete uğradığını düşünür? Peki gerçekten ihanete uğradı mı ?
Yazarın kalemini aşırı akıcı buldum. Betimlemeleri severek okudum. Bu kadar beğeneceğimi düşünmüyordum kitabı. benim için ayın favorilerine girebilecek bir kitap. Yorumuma ufaktan başlayayım. Kitana'nın annesine aşırı sinir oldum. Kaybolan çocukların gizemi ayrı bir konu. Ben Kitana'nın bu iki krallığa barış getireceğine inanıyorum. kitap boyunca dedim Kitana her şeyi başaracak. Bütün karakterlerin neredeyse kötü yanları vardı. Hepsi içten pazarlıkçı geliyordu, gerçi öylelerde. Vincent karakterini sevip sevmemek arasında kaldım. İkinci kitapta kararımın kesin olacağını düşünüyorum. Andre karakterinede kanım bir ısınmadı. O da çok çapkın işi gücü kadınlar. Kitana'nın kurnazlığına ne demeli acayip güçlü bir karakter, kardeşlerine rağmen. Vincent ve aralarında olanlara çok üzüldüm keşke sonu böyle olmasaydı. İkinci kitapta umarım herşey düzelir. Krallıklardaki acımasız kurallara ve yaşamları okurken insanın tüyleri diken diken oluyor. Krallıkta ki entrikalar bir türlü bitmedi yaw. Herkes birinin kuyusunu kazıyor resmen . Aşk , ihanet , öfkenin bolca bulunduğu bir kurgu. Ortaçağ havasını bize hissettirmiş yazar. Çok zekice düşünülmüş bence. Böyle iki düşman aile arasında başka bir ikilinin aşk yaşaması çok iyi değil mi? Kitap boyunca go girl diyesim geliyordu. Ezra ve Cassandra karakterlerini hiç sevmedim. Irina ve Estes karakterlerinide sevemedim kesin bir şeyler çıkacak bunlardan. Kitana , Vincent, Ezra, cassandra, Diana , Rena , kral Estes, ophelia, Lisa, Ivan... Karakterleri olmazsa olmaz karakterlerdi iyisiyle ve kötüsüyle. Savaşları, taht oyunları ve entrikaları seviyorsanız kesinlikle önereceğim bir kitap olacak.
Herkese Merhaba…..
Bu gün sizlere Kaybolmuş Ruhlar Sarayı Kraliçenin Kızı kitabı ile geldim. Dilara Keskin, Ölüler Konuşamaz kitabı ile kalemine hayran kaldığım bir yazardı. Bu kitabın türü diğer kitaplarından farklı olsa da büyük bir beklenti ile başladım. Yazarımız ise beni, beklentimin fazlasıyla üstünde bir kurguyla karşıladı. Her an yeni bir olay yaşanan, meraktan sayfaların nasıl geçtiğini anlamadığım bir okuma oldu. Türk yazarlardan böyle sağlam kurgular okumak beni fazlasıyla gururlandırıyor. Kitap öyle bir yerde bitti ki ben hemen ikinci kitabı okuyup seriyi bitirmeye gidiyor ve sizlere de okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Gelelim Konusuna;
“Zirakov ülkesinin kraliçesi Irına, kızı Kitanayı Kral Estes’in oğlu Andreyi kullanarak krallığı yok etmesi için Senteria’ya gönderir. Katina bunun ölüme gitmek olduğunu bilsede diğer kardeşlerinden birinin tahta geçmesinin de ölümü olduğunu bildiğinden kendi tahtın yegâne varisi olabilmek için teklifi kabul eder. Saraya vardığında ise kaderin bir oyunu olarak kendini Andre’nin değil tahtın valiahtı olan abisi Vincent’in odasında bulur. Sonrasında gelişen olaylar ve oyunlar sonucu artık Vicent’in eşidir. Evlendikten sonra ise kendini kanlı savaşların ve taht oyunlarının içerisinde bulur. Neler olacak? Kitana plana sadık kalıp amacına ulaşabilecek mi? Taht savaşlarında neler yaşanacak? Peki ya aşk? Öğrenmek isteyenlere keyifli okumalar dilerim.”
Öncelikle bu hikayenin ilk kitabı -ikinciyi henüz okumadim- fantastik değildir! Epik hikayedir. Bilinmeyen evren, antik zaman, güç savaşlari vs içeriyor. Kaotik bir olgu sözkonusu. Yani seri tamamen böyle mi bilmiyorum da niye bu protokol üyeleri ya da diğer okuyan kesim, fantastik fantastik oha çok iyi, diye tutturdu anlamış değilim.
Üzgünüm, aşırı abarttiniz. Ha yaratıcı mi? Özgün mü? Kesinlikle evet! Karakter mükemmel, kusursuz mu? Hayır! Yani bu kısımda beklenilenin dışına çıkmış, dolayısıyla bu da bir farklılık, bir başarı. Yazarın başka kitaplarını okumadım. Bu kitabı da ödünç aldım kankam beğendim dediği için. Ama beni üzen insanların abartisi oldu. Böylece büyük bir beklentiye girmezdim. Kurguda gözüme çarpan bir iki şey oldu. Bana göre hata, başkalarını bilemem. belki de kimse fark etmemiştir. Misal çok önemli bir durum gibi gösterilen bi kedi vardı bi ara sonra o kedi unutuldu sayfalar sonra bi cümlede geçti. Ne amaçla oraya girdi, anlamadım. Ne amaçla hatırlatıldı, gereksizdi.
Sonra esas oğlan başta dehşet bir korkutucu bir şey gibi bı izlenimi vardı oh dedim kaos. Ama sonra silikleşir gibi oldu sonra bi canlandı süt dökmüş kedicik moduna yavaşça yanaşir oldu o heybetli...
Meraklandim mi? Yine meraklandim. 2yi okuyacak miyim? Kesinlikle okuyacağim. Yazarın merak uyandıran bir tarzı var sevdim. Belki 2de fikrim değişir.
Şimdii.
İlk kitabı çok çok ÇOK beğendim.Hani elimden düşüremediğim ve yorulup bıraktığım anda "Acaba ne olacak?Kesin şöyle olacak!" diyerekten tekrardan elime yapışan bir kitaptı.
Kurgusu,işlenişi,entrikaları,sen hainsin sen değilsin,güvendim,güvenemedim cart curt diye diye (DİKKAT SPOİLER)sonuyla beraber kendimi ihanete uğramış hissettiğim bir kitaptır kendisi.Açık konuşmak gerekirse Senteria'yı Zirakovdan daha çok sevdim.Zirakov bana daha bir garip geldi,kesinlikle kitabın Senteria'da geçmesinden dolayı değil.Prensleri olsun,Kralı olsun, kraliçesi olsun karakterler ve kitap tahmin ettiğimden gerçekçi olmuş.Hani kanlı canlı görsem şaşırmam.
Onun dışında aralardaki eğlenceli diyaloglar, Vincent ve Kitana arasındaki bazen ponçik bazen de |•^•| sahneler kitabı okunmayı eğlenceli hâle getirmiş.
Ama keşke aşkı bu kadar Kitana'yı güçsüzleştirmeseydi.Keşke Vincent öfkesine yenilmeseydi tarzı düşünceler insanın beynini kemirmiyor değil.Eh onlarda kurgunun ilerlemesi için gerekli olan şeyler.
Bu arada favori sahnem "tanze mit mir" şarkısıyla Vincent ve Kitana'nın dans ettiği sahneydi :).Sanki kendimi o tavernanın içindeymiş gibi hissetmiştim :D
İlk kitaba puanım 10/10.
Her ne kadar sonu kırıcı bitse de o kırıcılık kitabın akılda kalmasını sağlıyor. Okuduğum kraliyet kurguları arasından en gerçekçi ve en zevk aldığım kitaptı.
Evett, bir incelemenin daha sonuna geldik.Herkese iyi günler diliyorum.