Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Katre-i Matem - İskender Pala | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Katre-i Matem Kitap Bilgileri


Yazar: İskender Pala
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 36 dk.
Sayfa Sayısı: 480
Basım Tarihi: Mayıs 2022
İlk Yayın Tarihi: Nisan 2009
Yayınevi: Kapı Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789944486903

Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Katre-i Matem Kitap Tanıtımı


Roman, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikâyesi olarak başlıyor. Okurlar, bu elyazması kitabın açtığı kapıdan içeri giriyor, bir devre adını veren lalenin izinde İskender Pala'nın yarattığı etkileyici ve büyüleyici bir atmosferin içinde yol alıyor.

İstanbul bu romanda, karmaşası, heyecanı, isyanları, kalabalığı ile lalelere bürünüyor. Öyle ki lale sadece bir çiçek değil, bir yaşayış tarzı, estetik bir tavır, kültürel ve tarihsel bir birikim olarak İstanbul'u, hatta tüm Osmanlı'yı çevreliyor. İstanbul, doğal tüm güzelliklerinin, mimari şaheserlerinin tarihi debdebesi ile beraber lalezarlara, lale yarışlarına, lale şiirlerine bezeniyor; lalelerin şehri, renklerin şehri, yaprakların şehri haline dönüşüyor.

İskender Pala, Katre-i Matem'de usta kalemiyle lalelere bezediği İstanbul'da kavuşup doyulamayan, kavuşulamayıp yakan aşkların elemli ve Osmanlı hallerini de tüm ıstırap ve coşkularıyla anlatıyor. Sevdiğini, aşklarının ilk gecesinde kaybeden Şahin'in macerasını anlatan roman, bu kaybın ardındaki esrarı çözmek için külhanlara, tomruklara, lalezarlara ve hatta Osmanlı sarayına kadar gidiyor. İşte bu yolculuk, okuru hiç ummadığı yerlerde hiç ummadığı maceralarla karşılaştırıyor.

Cinayetlerin gölgesiyle giderek gizemli bir hal alan olaylar Lale Devrine nihayet veren Patrona Halil İsyanının yakıcı siyasal çalkantılarıyla birlikte çözülmeye başlıyor.

Kalemimi hokkaya bandırdığım şu anda -ki Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'yı canından; Sultan III. Ahmet'i de tahtından eden cehennemden nişan Eylül İhtilali'nin üzerinden henüz iki hafta geçti- şahit olduğum olayları yazıp yazmamakta kararsız sayılırım. Bilemiyorum. Yazmak gerektiğini düşündüğüm şeyler bir bakıma devlete ait sırları ifşa etmek gibi bir ihanetin ağırlığını da vicdanıma yükleyecek. Öte yandan Şark'ın kutsal çiçeği laleye dair yorumlarda bulunacak ve belki şükufeciyan esnafını gücendirmiş de olacağım. Ama birisi çıkıp yiğit Şehzade Ahmet'i, aşağılık isyancıların yaptıklarını, cennete benzeyen İstanbul'u ve Sadabat'ın laleye kattığı zarafeti anlatmazsa bu dahi tarihe ve şehre haksızlık sayılır.
(Tanıtım Bülteninden)




Katre-i Matem Kitaptan Alıntılar


1. "Keşke kitaplar her eve girse ve okunsa; keşke her evin alt katı okul olsa,
matbaa olsa."




2. ""İnsanın giyinebileceği en güzel elbise güzel ahlaktır.""




3. "şimdi sahip olduğum tek şey yaralı bir kuşa dönmüş canım."




4. "İnsanın giyinebileceği en iyi elbise güzel ahlaktır."




5. "Bir şeyi çok umut etmek,
umuda köle olmaktır."




6. "madem bana hiç acımayacaktın, neden o zaman gül­müştün!""




7. "Yeter ki insan, vicdanını razı etsin..."




8. ""Gerçekten de bu dünya bazıları için çok zalim ve acımasızdı.""




9. "Lale benim yeryüzünde en güzel bulduğum çiçektir."




10. "Aşk, sevilen için bir hiç ise de, seven için heptir."




11. "Tefekkür kalbin kandilidir."




12. ""Keşke kitaplar her eve girse ve okunsa; keşke her evin alt katı okul olsa, matbaa olsa.""




13. "Keşke kitaplar her eve girse ve okunsa."




14. "Yeter ki insan, vicdanını razı etsin..."




15. "Keşke kitaplar her eve girse ve okunsa; keşke her evin alt katı okul olsa, matbaa olsa."





Katre-i Matem Kitap İncelemeleri


Aslında inceleme yazmam gereken bu alanda farkettim ki; sadece kitap hakkında  şahsi  düşüncelerimi yazıyorum. Okuyacak olanlara önceden bildireyim.
   Öncelikle İskender Pala her ne yazarsa yazsın Okuyun!
   Tarihi, sosyal ve birazda polisiye diyebileceğim bir roman.
Hakim bakış açısı ile yazılmış, o kadar bilgi dolu olmasına  rağmen ne akıcılığından bir eksilme olmuş ne de sıkılacağınız bir paragraf var.
    Kitabın  öyle karakterleri  var ki; kesin filmi yapılmalı şu mekânlarda çekilmeli ve şu aktirist  oynamalı havasında  okudum.
      Ve kahramanların  üzerinden anlatılan Osmanlı tarihinin en müsrif  en şaşaalı zamanı Lale Devri'nde yaşanan  ve en sonunda isyana varan sınırsız  zevk, sefa ile zengin ile fakir arasındaki maddi uçurum öyle güzel  ifade  edilmiş ki; sesli güldüm:)
    Ve devrin sembolü, eskiden de sevdiğim o çok özel lale çiçeğini o kadar güzel anlatmış ki Sayın Pala; artık   evde yetiştirmem gerekecek.
     Çok temiz ve sonuna kadar sahip çıkılan gerek aşkın  gerek dostluğun  onca entrikaya rağmen saf kaldığına da şahit oldum bu romanda...
      Beni bu kitabı başucu
yapmaktan alıkoyan; sonuca  bağlamak için  başvurulmuş fantastik diyebileceğim bir son olması.
      Belki diğer okurlara esas bu kısmı ilginç  gelebilir ama ben bu romana keskin zekâ, tarihsel bir gizem, asalet gibi hislerle bağlanmışken yakıştıramadım başka  unsurlar eklenerek çözüme gidilmesini.
      Farklı  olsalar da benim icin bir Şah&Sultan  ya da Efsane olamadı.
Ama okunur mu?
Büyük  bir zevkle hem de hiç bırakmadan...




İskender Pala'nın katıldığı müzayede esnasında bir kitap dikkatini çeker ve kitabı satın alır. Hemen kitabı okumaya başlar ve kitabın içindeki bir hikâye ilgisini uyandırır. Olayı anlatan asıl kişi kendi kişisel korkularından dolayı yazdığı eserde adını kullanamamış lakin kendi döneminde şahit olduğu olayları da yazmadan edememiş. İskender Pala da bu yüzden bu hikâyeden yola çıkarak ve hikâyeyi sadeleştirerek bu olayların daha çok kişi tarafından okunup bilinmesini ve belki gerçek yazarına kaynaklardan ulaşabilmeyi hedeflemiş. Kitap, işlenen bir cinayetten yola çıkarak Lale Devri Osmanlı hayatını okuyuculara da beraberinde yaşatıyor. Faili meçhul cinayetler, devlet erkanının zorbalara karşı çaresiz kalması, zevk ve sefa içinde yaşayan yüksek makamdakilerin halkın açlığını, sefilliğini görmemesi, Patrona Halil İsyanı ve isyanların devlete ve halka ne kadar pahalıya mal olduğu bununla beraber insanların çıkarları için birçok kişiyi katletmesi gibi sorunlar ele alınmış... Ve tüm bu olaylar karşısında adaleti arayan bir grubun verdiği mücadele, arkadaşlığı, dostluğu, sadakati, aşkı bizlere merak uyandıran bir sonla anlatılmış. Osmanlı tarihine ilgi duyanların okumasını tavsiye ederim zira okurken kendinizi Lale Devri'nde yaşıyor gibi hissedeceksiniz.




İskender Pala bir fuardan temin etmiş olduğu elyazması eski bir kitabı Türkçeye tercüme ederek okuyucu kitlesine büyüleyici bir eser kazandırmış. Anlaşılacağı üzere kitabın asıl yazarı çok çok öncelerden, geçmişten biri. Adı sanı şu dönemde bilinmeyen fakat birçokları tarafından hayırla yâd edileceğine inandığım bir ademoğlu.
Eserde Yeye ve Kara Şahin karakterlerinin aşkını, macera dolu serüvenlerini, derkenar başlıklı kısa hikayeler ile dinlene dinlene dönem ve mekan tasvirleri ile zihninizde çok daha basit bir şekilde hayal kurarak okuma imkanı bulacaksınız. Kağıthane Sadabat Eyüp Gülhane ve daha nice yerleri gözümde öyle kolayca canlandırabildim ki. Mekan tasvirleri bence enfesti.
Divan edebiyatına özel bir ilgim olmamasına rağmen yer yer karşılaşılan beyitler bende divan şiirine hayranlık ve ilgi uyandırmaya başladı. Akıcı ve edebi bir dile sahip olan bu romanın bana hiçbir faydası olmamış bile olsa kurgu içerisinde sık sık yer verilen lalenin öneminin ve değerinin etkileyici bir uslup ile aktarılmasıyla edindiğim farkındalık dahi kitabı beğenmem için kafi bir nedendi. Zira lalenin ehemmiyetini ve yerini Osmanlı’da, tasavvufi anlayışlarda, aşkta, sanatta ve felsefede hisseder bu anlamda laleye çok daha farklı bakar oldum.
Şahsen okurken keyif aldığım ve okuduktan sonra da okuduğuma fazlasıyla memnum olduğum bir roman Katrei Matem. Pekala tavsiye edilir mi? -Elbette.!




Bir tarafta lale , lalelerle donatılmış mükemmel bir İstanbul , şiirlerle yaşayan insanlar ve lalenin ,İstanbul'un içinde şiirle iç içe yaşanan aşklar . Aşkın mükemmel bir şekilde tasavvur edilişi . Diğer tarafta ise cinayetler ,ölümler, cesetler, siyaset , kaçanlar ve kovalayanlar .

Lale devrinde sayılı kişilerin dışında kimselerin hatta kendisinin bile bilmediği bir şehzade ortaya çıkar .Şehzade Ahmet , namı diğer Kara Şahin . Kara Şahin bunun farkında değildir ,normal insan yaşamı sürmektedir . Evlenir ve evliliğinin ilk gecesinin sabahında karısının , biricik aşkının öldürülmesi ve katili olarak suçlanmasıyla karşılaşır .

Aynı zamanda İstanbul'un başka bir yerinde annesinin hizmetçilik yaptığı konakta annesiyle yaşayan annesinden başka kimsesi olmayan Yeye vardır . Yeye yani Yanık Yusuf . Yanık Yusuf'tur adı çünkü konağın kızına tutulmuştur Yusuf . Annesinden , annesinin anlattığı hikayeler ve aşkından başka hiç bir şeyi olmayan Yeye de hem annesinden ,hikayelerinden ve aşkından ayırırlar . Yeye'nin aşkını anlayan konağın ağası ve hanımı onu bir şekilde bimarhaneye kapattırırlar .

Aşklarından koparılan Yeye ve Kara Şahin bir şekilde birbirlerini bulurlar ve kardeş bilirler . Kara Şahin sabah uyandığında karısının cesedinin elinde tuttuğu ikiz lale soğanının ikizini kullanıp karısının katillerini bulmaya çalışır . Kara Şahin'in bu görevinde Yeye de onla beraber olmuş ve abisine yardımcı olmuştur .

İstanbul'un , şiirin , lalenin , aşkın ve polisiyenin mükemmel birlikteliği ile İskender Pala'nın kaleminden muhteşem bir eser. Okumanızı tavsiye eder şimdiden iyi okumalar dilerim :)




Dün raflarımın tozunu alırken Katre-i Matem gözüme ilişti. Elime aldım. Yahu ben bu kitabı daha önce okumuştum, peki "ne zaman okudum?" diye düşünmeye başladım. Sonra kitabın sayfalarını yavaş yavaş çeviriyorum herhalde içinde bana ne zaman okuduğuma dair hatırlatan küçük bir ipucu bulabilirim, diye.Neyse ..

Kitap ilk olarak müzaidede bulunan el yazması bir hikayeyle okuyucuyu çevrelemesiyle başlıyor. Bilindiği üzere İskender Pala divan edebiyatında ihtisas yapmış bir üstat, nitekim kurgusunda da 18. yy divan edebiyatından Nedim ve o dönemin Osmanlı padişahı III. Ahmet ve Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa jenerasyonundan üstü kapalı olarak bahsediyor.

Şahin- Nakşıgül, Yanık Yusuf namı diğer Topaç Yeye- Şehnaz bir de hafız efendi ..
Şahin'in, Nakşigül'ün cinayetiyetini çözmek için kollarını sıvaması, az önce yukarıda saydığım isimleri bir araya getiriyor. Şahin'e yardım ediyorlar. Ama o da ne?
Bizim bu cinayet tee.. Osmanlı sarayına uzanıyor. Şaşırtıcı olan bir şey var o da şu: Şahin, sarayın daha önce gizledikleri Şehzade Ahmet'miş, yeni öğreniyor.

İnceleme için içerikten bu kadar bahsetmek yeterli olacak sanırım, gerisini okuyacaklara bırakalım ..

Roman her şeyden önce ustalıkla kurgulandığını gözler önüne seriyor. Her ne kadar kitabı üniversite yıllarımda ne zaman okuduğumu tam hatırlamasam da yine dey ikinci kere okumak da keyifliydi.. Esen kalın :-)



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: