Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Kate Chopin Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Kate Chopin En Beğenilen Sözleri



1. "Belki de, ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile.."


- Uyanış



2. "Kız, burnuna bir sardunya yaprağı tuttu ve hiçbir şey söylemedi, ancak her şeyi bilip hiçbir şey söylemeyen bir tavrı vardı."


- Uyanış



3. "Zannederim, genç olsam ve sevsem, ortalama bir erkeği katiyen sevgime layık bulmazdım."


- Uyanış



4. "Fakat her şeyin, hele ki bir dünyanın başlangıcı, daima belirsiz, karman çorman, kargaşalı ve fazlasıyla sıkıntılıdır. Kaçımız böyle başlangıçların içinden çıkabilmişizdir ki! nice ruhlar yetip gitmiştir o kıyamette!"


- Uyanış



5. "Para kazanarak zengin olunur, para biriktirerek değil."


- Uyanış



6. ""bugün vedalaşırken kollarını boynuma dolayıp kürekkemiklerimi yokladı, kanatlarım güçlü mü diye bakıyormuş. gelenek ve önyargı seviyesinin üstünde uçmak isteyen kuşun kanatları güçlü olmalıdır.""


- Uyanış



7. "Sanıyor musunuz ki, bir kadın neden sevdiğini bilebilir? Seçebilir kimi seveceğini? Kendi kendine, 'Koş, koş, bak şurada başkanlığa kadar yükselebilecek seçkin bir devlet adamı var. Haydi, bir an evvel ona aşık olayım' yahut 'İyisi mi, şu ünü dillere destan müzisyene abayı yakayım' ya da 'dünya borsalarını etkileyen şu yatırımcıya' diyebilir mi?"


- Uyanış



8. "Kadınlar pek özel ve narin varlıklardır aziz dostum...!!!"


- Uyanış



9. "Hem bedenen hem ruhen yorgundu."


- Bir Çift İpek Çorap ve Başka Öyküler



10. "Özgürlük ve bağımsızlık hissinin, beni mutlu edeceğini biliyorum."


- Uyanış



11. "Binlerce duygu aktı içimden bu gece. Yarısını bile anlamış değilim."


- Uyanış



12. "+Çok yorgunum .
-Biliyorum.
+Hiçbir şey bildiğiniz yok .
Nerden bileceksiniz ?"


- Uyanış



13. "Düğünler dünyanın en acıklı gösterileridir..."


- Uyanış



14. "Görebildiği tek şey, kendisinin şimdiki halinin her nasılsa öbür hallerinden farklı oluşuydu."


- Uyanış



15. "Belki de, ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile!"


- Uyanış



16. "Tanrıların duygudaşlık dediğimiz, sevgi de diyebileceğimiz o incecik bağı hangi madenlerden yarattığını kim bilebilir?"


- Uyanış



17. ""Gördüğü değil, daha çok hissettiği bir şeydi bu.""


- Uyanış



18. "Gelenek ve önyargı seviyesinin üstünde uçmak isteyen kuşun kanatları güçlü olmalıdır."


- Uyanış



19. "Aşk, o çözülmemiş gizem, kendi kendinin efendisi olmanın karşısında neydi ki!"


- Bir Çift İpek Çorap ve Başka Öyküler



20. ""Belki de, ömür boyu hayallerle ya­şayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile.""


- Uyanış



21. "Ah, anne o kadar mutluyum ki korkuyorum."


- Bir Çift İpek Çorap ve Başka Öyküler



22. "Zorunlulukların boyunduruğundan kurtulup ileri doğru attığı her adım onu güçlendiriyor, bir birey olarak geliştiriyordu."


- Uyanış



23. "Bir kadının dünyadaki yerinin sadece eş ve anne olmakla sınırlandırılmadığını fark etmesi, korkutucu ama aynı zamanda özgürleştiricidir."


- Uyanış



24. ""Kadınlar pek özel ve narin varlıklardır aziz dostum.""


- Uyanış



25. "Şaşırmaktan vazgeçmiş, dünya döndükçe akıl sır erdirilemeyecek şeylerin sonunun gelmeyeceğine hükmetmişti."


- Uyanış



26. "Hayatta bazı muharebelere yalnız girilirdi."


- Bir Çift İpek Çorap ve Başka Öyküler



27. ""Ruhunun yaz gününden gelip geçen bir gölge, bir sis gibiydi. Tuhaf, yabancısı olduğu bir his, bir ruh haliydi bu.""


- Uyanış



28. "⠀ོ
Sanki aklı başka, bedeninden ileride bir yerdeydi de yakalamaya uğraşıyordu düşüncelerini.

⠀ོ"


- Uyanış



29. ""Hayır, hayır" diye itiraz etti... Küçük bir çocuğu sudan çıkarmak kahramanlık falan değil."


- Bir Çift İpek Çorap ve Başka Öyküler



30. ""Öleceğim. Ölmem gerek. Bu denli mutsuzken yaşayamam.""


- Bir Çift İpek Çorap ve Başka Öyküler



31. "Bir şey olmasını istiyordu; bir şey, herhangi bir şey; ne olması istediğini bilmiyordu."


- Uyanış



32. "Nice ruhlar yitip gitmiştir o kıyamette!"


- Uyanış



33. "İçimde yolun sonuna varmadan sonsuza dek yürümek zorundaymışım gibi bir his vardı."


- Uyanış



34. "⠀ོ
Gelenek ve önyargı seviyesinin üstünde uçmak isteyen kuşun kanatları güçlü olmalıdır . Zayıf kuşların yara bere içinde, yorgunluktan perişan olmuş halde yere düştüğü­nü görmek çok acıklıdır.

⠀ོ"


- Uyanış



35. ""Denizin hiç kesilmeyen sesi akıl çeler; fısıldayarak, gürleyerek, mırıldanarak bir başınalığın uçurumlarında büyülü bir gezintiye, derin düşüncelerin labirentinde kaybolmaya çağırır ruhu.""


- Uyanış



36. "Binlerce duygu aktı içimden bu gece. Yarısını bile anlamış değilim."


- Uyanış



37. "Onun geçmişe ayıracak vakti -bir saniyesi bile- yoktu. Şimdiki zamanın ihtiyaçları tüm gücünü emiyordu..."


- Bir Çift İpek Çorap ve Başka Öyküler



38. ""Ruha seslenir deniz. Dokunuşu ürpertir; yumuşacık, çepeçevre sarar bedeni.""


- Uyanış



39. ""Bazı insanların bıraktıkları izlenim, bir küreğin suda bıraktığı izden farksızdır.""


- Uyanış



40. ""Bazen şakayla karışık öyle acayip şeyler söylüyor ki, insan o sırada fark etmiyor ama sonradan kafasına takıyor.""


- Uyanış



41. "⠀ོ
Bir şeyler olmasını istiyordu; bir şey, herhangi bir şey; ne olmasını istediğini bilmiyordu."


- Uyanış



42. ""Ruha seslenir deniz. Dokunuşu ürpertir; yumuşacık, çepeçevre sarar bedeni.""


- Uyanış



43. "Evet, ayrıca üşüdüm ve mutsuzum. Sanki gerim gerim gerilmişim de içimde bir şey kopmuş gibi hissediyorum.""


- Uyanış



44. ""Bir noktaya kadar -son noktaya kadar- gerilmişim de içimde bir şeyler kopmuş gibi hissediyorum.""


- Uyanış



45. "Eğer kendini öldürmediyse, bunun sebebi bünyesinin çok sağlam olmasıydı."


- Bir Çift İpek Çorap ve Başka Öyküler



46. ""Çok yakında, kendime bir çekidüzen verece­ğim, oturup düşüneceğim, ne karakterde bir kadın oldu­ğumu anlamaya çalışacağım. Çünkü samimi söylüyorum, bilmiyorum...""


- Uyanış



47. ""Eşyalarına çok değer verirdi, başlıca sebebi de ona ait olmalarıydı.""


- Uyanış



48. "Benden böyle dargın ayrılmayın.
Bana karşı sabrınızın kalmadığına hiç şahit olmamıştım."


- Uyanış



49. "Neden ağladığı sorulsa söyleyemezdi."


- Uyanış



50. "Sevmemeniz gerekirken neden seviyorsunuz onu?"


- Uyanış



51. ""Para biriktirmek, bir köşeye biraz para koymak aklından bile geçmiyor.""


- Uyanış



52. ""Ruha seslenir deniz. Dokunuşu ürpertir; yumuşacık, çepeçevre sarar bedeni.""


- Uyanış



53. ""Belki de, ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile.""


- Uyanış



54. "Bir insan bu kadar ihmal edilir mi, herkes tarafından gözardı edilir mi?""


- Uyanış



55. "Artık yaşlanıyordu, dinlenmeye ve ruhsal çalkantılardan uzak durmaya daha çok ihtiyaç duyuyordu. Başka hayatlara ait sırları yüklenmek istemiyordu."


- Uyanış



56. ""Orada, portakal ağaçlarının altında durmak çok keyifliydi. Güneş ağır ağır batıyor, batı göğünü kızıl bakır ve altın renklerine boyuyordu.""


- Uyanış



57. ""Dayanmak için insan tabiatından fazlasına -kadın tabiatına- başvurmak gerek.""


- Bir Çift İpek Çorap ve Başka Öyküler



58. "Gelenek ve önyargı seviyesinin üstünde uçmak isteyen kuşun kanatları güçlü olmalıdır."


- Uyanış



59. ""Geçmiş hiç yaşanmamış gibiydi; ciddiye almaya istekli olduğu hiçbir ders sunmuyordu ona. Gelecek ise asla adım atmaya yeltenmediği bir gizdi. Yalnızca bu anın bir anlamı vardı, yalnızca bu an onundu.""


- Uyanış



60. ""Zannederim, genç olsam ve sevsem, ortalama bir erkeği katiyen sevgime layık bulmazdım.""


- Uyanış



61. ""Geçmiş hiç yaşanmamış gibiydi; ciddiye almaya istekli olduğu hiçbir ders sunmuyordu ona. Gelecek ise asla adım atmaya yeltenmediği bir gizdi. Yalnızca bu anın bir anlamı vardı, yalnızca bu an onundu.""


- Uyanış



62. "Belki de, ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile...!!!"


- Uyanış



63. "Bir şeyler olmasını istiyordu; bir şey, herhangi bir şey, ama ne olduğunu bilmiyordu."


- Uyanış



64. "...içimde yolun sonuna varmadan sonsuza dek yürümek zorundaymışım gibi bir his vardı."


- Uyanış



65. "Kimi insanlar, küreğin suyu dalgalandırması misali, kalıcı izler bırakmazlar."


- Uyanış



66. "Nedensiz yere mutsuz olduğu günler vardı sonra; sevinmeye de, üzülmeye de değmezdi sanki hiçbir şey için, yaşamak ya da ölmek fark etmezdi."


- Uyanış



67. "Zaman zaman zihnindeki tesadüfi düşünceler neredeyse işitilmez konuşmalara dönüşüyordu.."


- Bir Çift İpek Çorap ve Başka Öyküler



68. "O an, sevdiğine sahip olmaktan daha büyük bir mutluluk düşünemiyordu."


- Uyanış



69. "+ Çok yorgunum .
- Biliyorum.
+ Hiçbir şey bildiğiniz yok . Nerden bileceksiniz ?"


- Uyanış



70. "+ Çok yorgunum .
- Biliyorum.
+ Hiçbir şey bildiğiniz yok . Nerden bileceksiniz ?"


- Uyanış



71. "Düşlere , dalıp gitmelere , kendini gözyaşlarına bıraktığı gece yarısı üstüne çöken o belli belirsiz kedere sürüklüyordu."


- Uyanış



72. "Para kazanarak zengin olunur, para biriktirerek değil."


- Uyanış



73. "Geçmiş hiç yaşanmamış gibiydi. gelecek ise asla adım atmaya yeltenmediği bir gizdi. Yalnızca bu anın bir anlamı vardı, yalnızca bu an onundu."


- Uyanış



74. "Kadınlar pek özel ve narin varlıklardır aziz dostum...."


- Uyanış



75. "Ruhu onu çağırırken, “ başkalarının fikirleriyle yaşamakta” yetinmeyecekti artık."


- Uyanış



76. "Hayatımda hiç bu kadar yorulmamıştım. Fakat kötü bir his değil. Binlerce duygu aktı içimden bu gece. Yarısını bile anlayabilmiş değilim. Siz bana aldırmayın, sesli düşünüyorum yalnızca."


- Uyanış



77. "bugün vedalaşırken kollarını boynuma dolayıp kürekkemiklerimi yokladı, kanatlarım güçlü mü diye bakıyormuş. gelenek ve önyargı seviyesinin üstünde uçmak isteyen kuşun kanatları güçlü olmalıdır"


- Uyanış



78. "+Onsuz nasıl yapabiliyorsun?
-Onsuz hiçbir şeyin tadı yok."


- Uyanış



79. "Etrafta o kadar meraklı insan ve kurum var ki," "beklentiler yüzünden, bir mesleği olsun veya olmasın, insan öyleymiş gibi görünmek mecburiyetinde kalıyor.""


- Uyanış



80. "Hüzün ve acıya yenik düştüğüm dönemlerim oluyor. Fakat kendi bildiğimden başkasını istemiyorum."


- Uyanış



81. "+ Çok yorgunum .
- Biliyorum.
+ Hiçbir şey bildiğiniz yok . Nerden bileceksiniz ?"


- Uyanış



82. "" Neden mi? Çünkü kumral, çünkü saç çizgisi şakaklarının gerisinde başlıyor, çünkü gözlerini açıp kapıyor, çünkü burnu biraz biçimsiz, çünkü iki dudağı var, çünkü çenesi köşeli, çünkü çocukluğunda fazla haşin beyzbol oynadığı için serçe parmağını düz tutamıyor. Çünkü..."
" Uzun lafın kısası, çünkü seviyorsunuz,"diyerek güldü Matmazel."


- Uyanış



83. "İçimde yolun sonuna varmadan sonsuza dek yürümek zorundaymışım gibi bir his vardı."


- Uyanış



84. "Karasevdanın pençesinden kurtulamamıştı hala. Onu unutmaya çalışmış, hatırlamanın faydasızlığını düşünmüştü."


- Uyanış



85. "Belki de, ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile."


- Uyanış



86. "Aklı başka, bedeninden ileride bir yerdeydi de yakalamaya uğraşıyordu düşüncelerini."


- Uyanış



87. "Ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile."


- Uyanış



88. "Ben yalnızca senin yanındayken yaşıyorum."


- Uyanış



89. "Solgun bir ışık doğuyordu içinde; bir yolu hem aydınlatan hem yasaklayan bir ışık...!"


- Uyanış



90. ""Kadınlar pek özel ve narin varlıklardır aziz dostum.""


- Uyanış



91. "Müzik, ruhunun karanlık yerlerini ısıtıp aydınlatan parlak bir ışık gibi tüm benliğine işliyordu."


- Uyanış



92. "Tüm yaşamı boyunca dile getirilmeyen düşünceler, duygular barındırmaya alışkındı."


- Uyanış



93. "“Kimi insanlar, küreğin suyu dalgalandırması misali, kalıcı izler bırakmazlar.”"


- Uyanış



94. "“Bir anda anlamıştı ki varoluşun en güçlü dürüstlüğü, insanın kendisi için, kendi bildiği gibi yaşamaktı.”"


- Bir Ön Yargı Meselesi



95. "Sözgelimi, bugün vedalaşırken kollarını boynuma dolayıp kürek kemiklerimi yokladı, kanatlarım güçlü mü diye bakıyormuş. ' Gelenek ve önyargı seviyesinin üstünde uçmak isteyen kuşun kanatları güçlü olmalıdır. Zayıf kuşların yara bere içinde, yorgunluktan perişan olmuş halde yere düştüğünü görmek çok acıklıdır ,' dedi."


- Uyanış



96. ""Sevmemeniz gerekirken neden seviyorsunuz onu?""


- Uyanış



97. ""Müzik, ruhunun karanlık yerlerini ısıtıp aydınlatan parlak bir ışık gibi tüm benliğine işliyordu.""


- Uyanış



98. "Ben yalnızca senin yanındayken yaşıyorum."


- Uyanış



99. "Sanki aklı başka, bedeninden ileride bir yerdeydi de yakalamaya uğraşıyordu düşüncelerini."


- Uyanış



100. "Çok yakında, kendime bir çekidüzen vereceğim, oturup düşüneceğim, ne karakterde bir kadın olduğumu anlamaya çalışacağım. Çünkü samimi söylüyorum, bilmiyorum..."


- Uyanış



101. "Sanki aklı başka, bedeninden ileride bir yerdeydi de yakalamaya uğraşıyordu düşüncelerini."


- Uyanış



102. "Sözgelimi, bugün vedalaşırken kollarını boynuma dolayıp kürekkemiklerimi yokladı, kanatlarım güçlü mü diye bakıyormuş. 'Gelenek ve önyargı seviyesinin üstünde uçmak isteyen kuşun kanatları güçlü olmalıdır. Zayıf kuşların yara bere içinde, yorgunluktan perişan olmuş halde yere düştüğünü görmek çok acıklıdır' dedi."


- Uyanış



103. ""

Kendim gibi değilim hiç.

""


- Uyanış



104. "Yaşlanıyordu artık,ruhu dinlenmeye,huzura ihtiyaç duyuyordu. Başkalarının yaşamlarının sırlarının üstüne yüklenmesini istemiyordu artık."


- Uyanış



105. ""
Ah bir bilsen, gözlerin neler söyler...

""


- Uyanış



106. ""Tam olarak yüz yıl uyudunuz. Beni uykunuzda size göz kulak olayım diye bıraktılar; yüz yıldır şu sundurmanın altında kitap okuyorum. İşin tek kötü yanı, ızgara tavuğun kurumasına engel olamadım.""


- Uyanış



107. "Nedensiz yere mutsuz olduğu günler vardı sonra; sevinmeye de, üzülmeye de değmezdi sanki hiçbir şey için, yaşamak ya da ölmek fark etmezdi."


- Uyanış



108. "Zannederim, genç olsam ve sevsem, ortalama bir erkeği katiyen sevgime layık bulmazdım"


- Uyanış



109. ""

"Çok yorgunum."

""


- Uyanış



110. ""...içimde yolun sonuna varmadan sonsuza dek yürümek zorundaymışım gibi bir his vardı.""


- Uyanış



111. ""Bir kadın niçin sevdiğini bilir mi sizce?"


- Uyanış



112. "Kadınların çoğu gibi, karısı da parayı severdi."


- Uyanış



113. "Mrs.Pontellier kolay açılan bir kadın değildi; eskiden beri yaradılışına ters düşen bir özellikti bu. Çocukluğunda bile kendi küçük dünyasında yaşamıştı."


- Uyanış



114. "İçimde yolun sonuna varmadan sonsuza dek yürümek zorundaymışım gibi bir his vardı...."


- Uyanış



115. "Varlığının biricik sebebi olan karısının, kendisini ilgilendiren konulara böylesine az ilgi göstermesinin, konuşmalarına böylesine az kıymet vermesinin son derece cesaret kırıcı olduğunu düşündü Mr.Pontellier."


- Uyanış



116. "Belki de ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile.."


- Uyanış



117. ""Tam bir bencillik abidesisiniz""


- Uyanış



118. "Fakat her şeyin,hele ki bir dünyanın başlangıcı, daima belirsiz, karman çorman , kargaşalı ve fazlasıyla sıkıntılıdır. Kaçımız böyle başlangıçların içinden çıkmayı başarabilmişizdir ki! Nice ruhlar yitip gitmiştir o kıyamette!"


- Uyanış



119. ""

Kadınlar pek özel ve narin varlıklardır."


- Uyanış



120. ""Kötü ayrılmayı ben de istemiyorum," dedi Edna. "Ama anlamıyor musunuz? Sizi görmeye alıştım, hep yanımda olmanıza alıştım. Yaptığınız hiç dostça değil, hatta ayıp. Üstelik bir özrünüz dahi yok. Bense birlikte olacağımızı sanıyor, önümüzdeki kış şehirde sizi görmenin ne hoş olacağını düşünüyordum.""


- Uyanış



121. "“Kadınlar pek özel ve narin varlıklardır aziz dostum.”"


- Uyanış



122. ""Nasıl bu kadar tatlı içebiliyorsunuz kahveyi?""


- Uyanış



123. ""Kadınların çoğu biraz dengesiz ve kaprislidir.""


- Uyanış



124. ""Burası ne harika bir yer, öyle değil mi?""


- Uyanış



125. "Düş kurmak, yalnız olmak, rahatsız edilmemek iyi geliyordu ona."


- Uyanış



126. "Zaten hava da düşünmek için çok sıcak, hele düşünmeyi düşünmek için..."


- Uyanış



127. ""Biliyorsun ki ben yalnızca senin yanındayken yaşıyorum.""


- Uyanış



128. "Bir bahaneyle ondan uzak kaldığı günlerde özlüyordu onu Edna, tıpkı güneşli günlerde akla gelmeyen güneşi bulutlu bir günde özler gibi."


- Uyanış



129. "Geçmiş hiç yaşanmamış gibiydi. gelecek ise asla adım atmaya yeltenmediği bir gizdi. Yalnızca bu anın bir anlamı vardı, yalnızca bu an onundu."


- Uyanış



130. ""Biliyorsun ki ben yalnızca senin yanındayken yaşıyorum.""


- Uyanış



131. "Bir bahaneyle ondan uzak kaldığı günlerde özlüyordu onu Edna, tıpkı güneşli günlerde akla gelmeyen güneşi bulutlu bir günde özler gibi."


- Uyanış



132. "bilincinin tanımadığı kısımlarından çıkmışa benzeyen tarif edilmez bir sıkıntı, tüm varlığını kaplıyor, içine belli belirsiz bir keder salıyordu. ruhunun yaz gününden gelip geçen bir gölge, bir sis gibiydi. tuhaf, yabancısı olduğu bir his, bir ruh haliydi bu."


- Uyanış



133. ""Sevgi olduktan sonra insan ot da yer.""


- Uyanış



134. "Geçmiş hiç yaşanmamış gibiydi; ciddiye almaya istekli olduğu hiçbir ders sunmuyordu ona. Gelecek ise asla adım atmaya yeltenmediği bir gizdi. Yalnızca bu anın bir anlamı vardı, yalnızca bu an onundu."


- Uyanış



135. ""Biz kadınlar zaten hayata dair pek az şey öğrenebiliyoruz.""


- Uyanış



136. "istediğin an kafasına vura vura alacağı kadar akıl sokmaya hazırım."


- Uyanış



137. "Zannederim, genç olsam ve sevsem, ortalama bir erkeği katiyen sevgime layık bulmazdım."


- Uyanış



138. ""Seni seviyorum," diye fısıldadı. "Yalnızca seni, başka kimseyi değil.""


- Uyanış



139. ""Hatunlar pek özel ve narin varlıklardır aziz dostum.""


- Uyanış



140. "Fakat her şeyin, hele ki bir dünyanın başlangıcı, daima belirsiz, karman çorman, kargaşalı ve fazlasıyla sıkıntılıdır. Kaçımız böyle başlangıçların içinden çıkmayı başarabilmişizdir ki! Nice ruhlar yitip gitmiştir o kıyamette!"


- Uyanış



141. ""

Ruhu dinlenmeye, huzura ihtiyaç duyuyordu.

""


- Uyanış



142. "Bazı insanların bıraktıkları izlenim, bir küreğin suda bıraktığı izden farksızdır."


- Uyanış



143. "Müzik , ruhunun karanlık yerlerini ısıtıp aydınlatan parlak bir ışık gibi tüm benliğine işliyordu."


- Uyanış



144. "Düş kurmak, yalnız olmak, rahatsız edilmemek iyi geliyordu ona."


- Uyanış



145. "Sağ el sol eli, yürek ruhu kıskanırdı."


- Uyanış



146. "Edna hayatımı korkunç derecede çekilmez kılıyor, diye sürdürdü Mr. Pontellier sinirli sinirli." Kadın hakları diye bir şey takmış kafasına. Anlarsınız ya, ancak sabahları kahvaltı sofrasında görüşüyoruz.""


- Uyanış



147. "Ruhu onu çağırırken, "başkalarının fikirleriyle yaşamakla" yetinmeyecekti artık."


- Uyanış



148. ""

Düğünler dünyanın en acıklı gösterileriymiş!

""


- Uyanış



149. "Fakat ne olursa olsun, bir daha asla kendisinden başka hiç kimseye ait olmamaya kararlıydı."


- Uyanış



150. ""Hoşça kal, çünkü seni seviyorum.""


- Uyanış



151. ""Lütfen okumama izin verin," diye yalvarıcasına rica etti Edna.
"Olmaz, bir mektup yalnızca yazanı ve yazıldığı kişiyi ilgilendirir.""


- Uyanış



152. "Hayatı boyunca asla dile gelmeyen duygular ve düşüncelerle yaşamaya alışmıştı. Asla bir savaşıma dönmezdi bu duygular."


- Uyanış



153. "+Onsuz nasıl yapabiliyorsun?
-Onsuz hiçbir şeyin tadı yok."


- Uyanış



154. "hiçbir söz o sessizlik anlarından daha anlamlı, arzunun ilk kez hissedilen ve nabız gibi atan kabarışından daha fazla bir şeylere gebe olamazdı."


- Uyanış



155. ""Sevgi olduktan sonra insan ot da yer,"*

*Kutsal kitap, Süleyman'ın Özdeyişleri (15:17) :"Sevgi dolu bir ortamdaki sebze yemeği /Nefret dolu bir ortamdaki besili danadan yeğdir.""


- Uyanış



156. ""

"Neyin var senin böyle?"
"Seni hiç bu kadar mutlu görmemiştim."

""


- Uyanış



157. ""Kimi insanlar, küreğin suyu dalgalandırması gibi kalıcı izler bırakmazlar.""


- Uyanış



158. "Yaşlanıyordu artık, ruhu dinlenmeye, huzura ihtiyaç duyuyordu."


- Uyanış



159. "-"Cesur ruhla neyi kast ediyorsunuz?"
+"Cesur işte, korkusuz ruh. Cüret eden meydan okuyan.""


- Uyanış



160. "Kadınlar pek özel ve narin varlıklardır aziz dostum.."


- Uyanış



161. ""Sevgi olduktan sonra insan ot da yer,"*

*Kutsal kitap, Süleyman'ın Özdeyişleri (15:17) :"Sevgi dolu bir ortamdaki sebze yemeği /Nefret dolu bir ortamdaki besili danadan yeğdir.""


- Uyanış



162. ""...bir gölge gibiydi bu, ruhunun yaz gününe çöken bir sis gibi garip ve bilinmedikti...""


- Uyanış



163. "Belki de, ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile."


- Uyanış



164. ""

"Onsuz hiçbir şeyin tadı yok...

""


- Uyanış



165. "Sanki aklı başka, bedeninden ileride bir yerdeydi de yakalamaya uğraşıyordu düşüncelerini."


- Uyanış



166. "‘Gelenek ve önyargı seviyesinin üstünde uçmak isteyen kuşun kanatları güçlü olmalıdır. Zayıf kuşların yara bere içinde, yorgunluktan perişan olmuş halde yere düştüğünü görmek çok acıklıdır.’"


- Uyanış



167. "Solgun bir ışık doğuyordu içinde; bir yolu hem aydınlatan hem yasaklayan bir ışık."


- Uyanış



168. ""Ne yapmak istersiniz?""


- Uyanış



169. "Belki de, ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile..."


- Uyanış



170. "Müzik, ruhunun karanlık yerlerini ısıtıp aydınlatan parlak bir ışık gibi tüm benliğine işliyordu."


- Uyanış



171. "Ruhunun yaz gününden gelip geçen bir gölge, bir sis gibiydi. Tuhaf, yabancısı olduğu bir his, bir ruh haliydi bu.."


- Uyanış



172. "Mr. Pontellier ara sıra karısının akli dengesini yitirmeye başladığından kuşkulanıyordu. Kendinde olmadığını açıkça görüyordu. Daha doğrusu, karısının kendisini bulduğunu, dünyanın karşısına çıkarken üstümüze bir giysi gibi giydiğimiz yapay benliğini günbegün bir kenara ittiğini göremiyordu."


- Uyanış



173. "Yalnızca bu anın bir anlamı vardı , yalnızca bu an onundu."


- Uyanış



174. ""

Vuracaksın yumruğunu masaya!
Kadınları başka türlü idare edemezsin.

..."


- Uyanış



175. "Artık çevresine başka gözlerle bakıyor ve içindeki, onu değiştiren, renklendiren yeni koşullarla tanışıyordu, kuşku duymuyordu henüz."


- Uyanış



176. "...içimde bir şeyler kopmuş gibi hissediyorum.'"


- Uyanış



177. "Sizi unutmaya uğraşıyor, çünkü onu dinleyecek, onun olacak özgürlüğünüz yok."


- Uyanış



178. "Yalnızca bu anın bir anlamı vardı , yalnızca bu an onundu."


- Uyanış



179. ""

Bilirsiniz, insanların aklı hep kötüye işler.

""


- Uyanış



180. ""Vuracaksın yumruğunu masaya! Kadınları başka türlü idare edemezsin! Sözüme inan!""


- Uyanış



181. "Nedenini bilmeden kendini çok mutlu hissettiği günler oluyordu. Yaşamaktan nefes almaktan mutlu oluyordu böyle günlerde."


- Uyanış



182. ""Sevgi olduktan sonra insan ot da yer.""


- Uyanış



183. "Hayat tuhaf ve korkunç bir kargaşa, insanlarsa kaçınılmaz yokoluşa doğru körlemesine ilerlemeye uğraşan kurtçuklar gibi görünürdü gözüne."


- Uyanış



184. ""Düşüncelerini kıskanıyorum bu gece. Her zamankinden daha candan kılıyorlar seni, fakat nedense başka yerlerde gezindiklerini, burada, benimle olmadıklarını hissediyorum.""


- Uyanış



185. ""Kimi insanlar, küreğin suyu dalgalandırması misali, kalıcı izler bırakmazlar.""


- Uyanış



186. ""Kimi insanlar, küreğin suyu dalgalandırması misali, kalıcı izler bırakmazlar.""


- Uyanış



187. "Hoşça kal , çünkü seni seviyorum!"


- Uyanış



188. "'Gelenek ve önyargı seviyesinin üstünde uçmak isteyen kuşun kanatları güçlü olmalıdır. Zayıf kuşların yara bere içinde, yorgunluktan perişan olmuş halde yere düştüğünü görmek çok acıklıdır.'"


- Uyanış



189. "“Belki de, ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile.”"


- Uyanış



190. ""Üzülmeyin, bu da gelip geçer.""


- Uyanış



191. "+ Çok yorgunum
- Biliyorum.
+ Hiçbir şey bildiğiniz yok . Nerden bileceksiniz ?"


- Uyanış



192. "Size yazıyor mu hiç?
Tek satır yazmıyor.
Haber yolluyor mu?
Tek kelime dahi etmiyor.
Sizi sevdiği için böyle yapıyor, ah benim akılsızım. Sizi unutmaya uğraşıyor,"


- Uyanış



193. ""Biliyorsun ki ben yalnızca senin yanındayken yaşıyorum.""


- Uyanış



194. "Çevresindeki hiçbir şey ilgisini çekmiyordu."


- Uyanış



195. "Ruha seslenir deniz. Dokunuşu ürpertir; yumuşacık, çepeçevre sarar bedeni."


- Uyanış



196. ""Temel olmayan şeylerden vazgeçerim; paramdan, canımdan vazgeçerim çocuklarım için. Ama kendimden vazgeçmem.""


- Uyanış



197. "Sanki aklı başka , bedeninden ileride bir yerdeydi de yakalamaya uğraşıyordu düşüncelerini."


- Uyanış



198. "Bir mektup yalnızca yazanı ve yazıldığı kişiyi ilgilendirir."


- Uyanış



199. "Kimi insanlar, küreğin suyu dalgalandırması misali, kalıcı izler bırakmazlar.."


- Uyanış



200. "Ruha seslenir deniz. Dokunuşu ürpertir; yumuşacık, çepeçevre sarar bedeni..."


- Uyanış



201. "Çevresindeki hiçbir şey ilgisini çekmiyordu.'"


- Uyanış



202. "Yemekten sonra Edna kütüphanede oturup uykusu gelene dek Emerson okudu. Okumalarını epey ihmal ettiğini fark ederek yeni bir çalışma programına başlamaya karar verdi, ne de olsa dilediğini yaparak geçirebileceği bol bol zamanı vardı artık."


- Uyanış



203. ""Çevremdekiler tekinsiz, yarı insan yaratıklar sanki.""


- Uyanış



204. "Ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile."


- Uyanış



205. "Bilincinin yabancı bir bölgesinde peydahlanan tarifsiz bir baskı, bütün varlığını bulanık bir ıstırapla dolduruyordu."


- Uyanış



206. "Yemekten sonra Edna kütüphanede oturup uykusu gelene dek Emerson okudu. Okumalarını epey ihmal ettiğini fark ederek yeni bir çalışma programına başlamaya karar verdi, ne de olsa dilediğini yaparak geçirebileceği bol bol zamanı vardı artık."


- Uyanış



207. ""Çevremdekiler tekinsiz, yarı insan yaratıklar sanki.""


- Uyanış



208. "Ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile."


- Uyanış



209. "Zannederim, genç olsam ve sevsem, ortalama bir erkeği katiyen sevgime layık bulmazdım.."


- Uyanış



210. "İnsan denen varlığı pek çok kişiden daha iyi tanırdı."


- Uyanış



211. ""

"Seni seviyorum. Hoşça kal, çünkü seni seviyorum."

""


- Uyanış



212. ""Kimi insanlar, küreğin suyu dalgalandırması misali, kalıcı izler bırakmazlar."

..."


- Uyanış



213. ""Düşünmeden konuşuyorsunuz.""


- Uyanış



214. "Düşlere , dalıp gitmelere , kendini gözyaşlarına bıraktığı gece yarısı üstüne çöken o belli belirsiz kedere sürüklüyordu."


- Uyanış



215. "Gelenek ve önyargı seviyesinin üstünde uçmak isteyen kuşun kanatları güçlü olmalıdır."


- Uyanış



216. "Solgun bir ışık doğuyordu içinde; bir yolu hem aydınlatan hem yasaklayan bir ışık."


- Uyanış



217. "Belki de, ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile..."


- Uyanış



218. ""O kadar insanla uğraşmaktan bıktım.""


- Uyanış



219. "Kötü ayrılmayı ben de istemiyorum," dedi Edna. "Ama anlamıyor musunuz? Sizi görmeye alıştım, hep yanımda olmanıza alıştım. Yaptığınız hiç dostça değil, hatta ayıp. Üstelik bir özrünüz dahi yok. Bense birlikte olacağımızı sanıyor, önümüzdeki kış şehirde sizi görmenin ne hoş olacağını düşünüyordum"


- Uyanış



220. "Denizin sesi baş­tan çıkarıcıdır, hiç durmadan, fısıldayarak, bağırarak, mırıldanarak çağırır ruhu yalnızlığın uçurumlarında gezinmeye ..

Son"


- Uyanış



221. "Ruhundaki tutkulardı canlanan; savuruyor, kamçılıyorlardı ruhunu, kusursuz bedenine günbegün çarpan dalgalar gibi.."


- Uyanış



222. "Bir şeyin aklına gelmesiyle onu hayata geçirmek arasında bir an olsun durup düşünmüyordu."


- Uyanış



223. "Yaşlanıyordu artık, ruhu dinlenmeye, huzura ihtiyaç duyuyordu. Başkalarının yaşamlarının sırlarının üstüne yüklenmesini istemiyordu artık."


- Uyanış



224. "Ne kadar durgundu her şey!"


- Uyanış



225. "Ah akılsız oğlan, ne diye imkânsız şeyler düşleyerek vaktini boşa harcadın ki?"


- Uyanış



226. "Nedensiz yere mutsuz olduğu günler vardı sonra; sevinmeye de, üzülmeye de değmezdi sanki hiçbir şey için, yaşamak ya da ölmek farketmezdi."


- Uyanış



227. "“Sanatçının cüret edip meydan okuyabilen, cesur bir ruhu olmalıdır.”"


- Uyanış



228. "Ruha seslenir deniz. Dokunuşu ürpertir; yumuşacık çepeçevre sarar bedeni."


- Uyanış



229. "Robert gidip çatı pencerelerinden birinin geniş pervazına oturdu. Cebinden bir kitap çıkardı; sayfaları çevirişindeki dikkate ve sürate bakılırsa oldukça büyük bir hevesle okumaya kotulmuştu."


- Uyanış



230. "Bir şeyler olmasını istiyordu; bir şey, herhangi bir şey; ne olmasını istediğini bilmiyordu."


- Uyanış



231. "Kara sevdanın pençesinden kurtulamamıştı hala. Onu unutmaya çalışmış, hatırlamanın faydasızlığını düşünmüştü."


- Uyanış



232. "Ruhundaki tutkulardı canlanan; savuruyor, kamçılıyorlardı ruhunu, kusursuz bedenine günbegün çarpan dalgalar gibi."


- Uyanış



233. ".. , belki de uyanmak daha iyidir ne de olsa, acı çekmek için bile olsa. Yaşa­mın sonuna kadar düşlere kanmaktan iyidir.
."


- Uyanış



234. "Robert gidip çatı pencerelerinden birinin geniş pervazına oturdu. Cebinden bir kitap çıkardı; sayfaları çevirişindeki dikkate ve sürate bakılırsa oldukça büyük bir hevesle okumaya kotulmuştu."


- Uyanış



235. "Ruhundaki tutkulardı canlanan; savuruyor, kamçılıyorlardı ruhunu, kusursuz bedenine günbegün çarpan dalgalar gibi."


- Uyanış



236. "Solgun bir ışık doğuyordu içinde ; bir yolu hem aydınlatan hem yasaklayan bir ışık."


- Uyanış



237. "O küçülen şey kalbiymiş gibi hissetti ama aslında kalbi değil sadece sevgisiydi."


- Bir Çift İpek Çorap ve Başka Öyküler



238. "Hayatta arzuladığı tek bir şey bile yoktu. Robert'den başkasını istemiyordu yanında, hatta bir gün onun da, onunla ilgili düşüncesinin de hayatından çekip gideceğini, onu yapayalnız bırakacağını fark etmişti."


- Uyanış



239. "Hiçbir şey yapmayacağım, yaşadığım için sevinmekten, mutlu olmaktan başka."


- Uyanış



240. "Geçmiş hiç yaşanmamış gibiydi; ciddiye almaya istekli hiçbir ders sunmuyordu ona. Gelecek ise asla adım atmaya yeltenmediği bir gizdi. Yalnızca bu anın bir anlamı vardı, yalnızca bu an onundu…"


- Uyanış



241. "Belki de, ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile."


- Uyanış



242. "Fakat her şeyin, hele ki bir dünyanın başlangıcı, daima belirsiz, karman çorman, kargaşalı ve fazlasıyla sıkıntılıdır. Kaçımız böyle başlangıçların içinden çıkmayı başarabilmişizdir ki! Nice ruhlar yitip gitmiştir o kıyamette!"


- Uyanış



243. "...yüreğini saran belli belirsiz korkuyu yalnız kocasının varlığı dindirebildi."


- Uyanış



244. "Çocuklarına âşık, kocalarını taparcasına seven kadınlardı onlar; bireysel anlamda kendilerini yok etmeyi, kanatlanarak çocuklarına hizmet eden melekler olup çıkmayı ayrıcalık sayıyorlardı."


- Uyanış



245. "Kendini arıyor ve tam da böyle, ruh haline denk düşen, hoş yarı karanlıklarda buluyordu."


- Uyanış



246. ""Kimi insanlar, küreğin suyu dalgalandırması misali, kalıcı izler bırakmazlar.""


- Uyanış



247. "“…gençlikte hayallerin esiriyizdir.”"


- Uyanış



248. ""... bazen unutulan, bir sis içinde eriyecekmiş gibi kaybolan ve sonra içini anlaşılmaz bir özlemle doldurup yoğun bir şekilde yeniden canlanan varlığı.""


- Uyanış



249. "Sanatçı olmak pek çok özelliğin birlikteliğini gerekli kılar. Kişinin pek çok yeteneğinin-kendi çabalarıyla edinmiş olmadığı, doğuştan gelen mutlak yeteneklerinin-olmasi gerekir. Ayrıca başarılı olabilmesi için sanatçının cesur bir ruhu olmalıdır.
Korkusuz ruh, cüret eden, meydan okuyan bir ruh."


- Uyanış



250. ""Seni seviyorum. Hoşçakal, çünkü seni seviyorum.""


- Uyanış

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: